—— 30 Ağustos 1934 —Son sayıfadaki resme bakm! — Martoz köyünün mezarlığı için- den geçiyorduk. Karşımıza, birdenbire müsel- İlâh bir adam çıktı. Elinde epeyce tiki usul bir tüfek vardı ve atılma #a müheyya bir vaziyette — tutu- Yordu. Saçı sakalı birbirnie karış- Mış, gözleri kan çanağına dönmüş tü, ; — Eyvah... diye saatimi ve ! tüzdanımı muhafaza etmek ister- B| tesine tuttum. —Eşkıyaya yaka - | landık... Bizi soyacak... Belki de Sldürecek. Arkadaşım güldü: — Meraklanma... O, eşkıya de- ğil.. Hem, dirilerle işi yoktur... Biçare adam, bir ölüyü vurmak İçin böyle mezarlıkta dolaşır... — Allah Allah... Sahiden de, tüfekli adam, bize bakmadı bile... Başka âlemlerdey di... Taşlar arasında sessiz, pür - dikkat dolaşıyordu... Avlamak İçin birinin ruhunu arıyordu ha?.. | Ne garip... Bu ruhun kime ait olduğunu, dostum, bana anlattı: Bu adama Baba Mişel derler... Karısı, köyün güzel kadınlarm- dandı, Fakat, güzelliğinden fazla, tofuluğu ile meşguldü. Delikan- lılar ve genç kızlar, burada, epey- ce mübalâtsızdırlar... Kendilerini aşk oyunlarına hayli kaptırmış- lardır Cinst ahlâk seviyesi cihetin den, köy, memleketin en düşkün noktasıdır denebilir.. Yalnız Mi- şelin karısı Nini, bu şaibeden - W soktı. Esasen iffet ve namusa pek /— dişkün olan kocası, onu, güzelliği içir değil de bu hususiyeti için al- TMıştr. Kadımcağızın işi gücü ibadet- ti. Elinde küçük incil, sırtında bol elbise, boynunda İstavroz, yüzü gözü bir müslüman hatuncağız gi- bi mesture, hergün, önüne baka - rak, kilisenin yolunu tutardı. Kö - yün papası ondan çok memnundu. Kara sakalmı uzun iri parmakla- riyle okşıya okşıya, heybetli vücu- du ve kalın sesile pazarları varz verirken, köy kadmlarına, hep, Niniyi “salihatı nisvandan,, diye misal gösterirdi. Kadınlar, onun| ya'zına kikir kikir, fıkır fıkır gü - lerlerken, sakalı hiddetinden ho - rozun kuyruğu gibi açılır, kabarır; | buhalle celâllenmesi üzerine önün deki rahlelerde hemen yatışıp si- nen bu fıkırdak tavuklar üzerine papas, bütün ağırlığı ile çullana- cak, onları ezecek gibi olurdu. Bu hafifmeşrep köyün kancık- ları da, belki, papası bu hale getir mek için önünde böyle yaltakla- hırlardı. Fakat, rahip, hiç birine #üler yüz göstermezdi. Zira, hep- tini zındık, cehennemlik addettiği Muhakkaktı. Yalnız, varsa yoksa Nini... Günün bir çok saatlerini bera- ber geçirirlerdi. Günah çıkanma| kulübesinde kapanırlar; — sonra,| Tahibin odasına çıkarak, mırıl mı- :'İ İncili Şerif kıraatine dalarlar - L Nini, ancak, kocasmın eve dö- Deceği saate yakın, ibadetten be(ii i süzülmüş, gözlerinin altı çü- Tümüş bir halde, bu sevap yuvıuııl dan çıkardı. Mişel, ona dokunmak, çenesi- Bi okşamak istedikçe, uzun, göl -l geli kirpiklerini, çiçek tüveyçleri gibi açar: — Bırak... Muhterem rahip bu- gün gene beni uhreviyete intikal ettirdi... Pek yorgunum, pek... *derdi... Kocası da, karısının - şefaatile Cennete gireceğini umarak, ses çıkarmazdı. Meğerse, mukadder olan cen - net değil, cinnetmiş... Evet, bir gün, genç kadm, garip a'raz gösterdi... llkönce kahkahalar attı. Sonra, çırıl çıplak soyunup sokağa çıkma- ğa kalkıştı: — Kiliseye ibadete gidiyo- rum... -diye haykırıyordu.- Ah, o senin erkeklik timsali şahane sa - kalını seveyim,muhterem peder... Nerdesin, nerdesin?... Senin için öldü diyorlar... Fakat, bu, kabil mi?... Senin gibi kaya parçası, as- lanların aslanı ölür mü hiç?... Kocası, nafile yere kadını tes- kine uğraştı. Yatağma yatırmağa çalıştı. Fakat, ikide bir de buh- ran geliyordu... Ah, öğer ön beş gün evvel pa - pas “Allahma kavuşmamış,, , bu fant dünyaya gözlerini yumma- mmış olsaydı, şüphesiz ki Mişel, he men onu alarak, hatuncağızının yanına koşturur ve kara keşiş', bir üfürükte genç kadının aklını başına getirirdi. Adamcağız, bu itikattaydı. Neylersiniz ki, iyi a - damların ömrü az olur... Nite- kim, kendi yavruları da yaşamış mıydı?... Hepsi de, birbirinin ar - dr sıra göçüp gitmişlerdi. Kadımı, birdenbire: — Feda olsun sana, herşeyim zaten feda oldu, daha da olsun... -diye haykırdı. Çocuklarım, ko cam, kendim... Bize o mel'ın has- talığı aşıladın; fakat, gene de za- rar yok... Çocuklarım; frengiden öldüler... Ben, bu illeti kocama geçirdim... Önu, senelerce kan- dirdim, inandırdım, doktora yol- lamadım... Hastalık ikimizin vü - cudumuzda da ilerledi... İşte bu hale geldim... Bir kahkaha attı: Bu esnada, gözü, kocasına iliş- ti, Dehşetle ürperdi: — Sen burada mıydm?.., Evet, seni senelerce, sofuluk maskesi altında kara papasla aldattım... Bütün köy kadınları bana gıpta ediyorlardı... Benim yerimde ol - mağı, keşişe metreslik etmeği öz- lüyorlardı... Fakat, onun gözleri benden başka kimseyi görmedi... Helâl olsun... Helâl olsun... — Fa- kat, sen, beni vuramıyacaksın... Silâha davranma... İste, kendimi| müdafaa için, yatağrma balta sakladım... Fakat, baltaya davranmasına mahal kalmadan, Mişel, tüfeğini patlattı.. Kadın, hâlâ âletin sa - pını avcunda tutarak, yatağa yı - ğıldı. Adam: — Öldüreceğim... Ondan inti - kamımı alacağım! -diye sokağa fırladı... Rahibi bulmağa gitti... İşte, azizim, frengi Mişelin beynine vurdu, hâlâ böyle mezar- lıklarda dolaşıp duruyor.Rahibin ruhunu bulup onu vuracağına ka- ildir. Dirilerden kimseye zarar vermiyeceği malüm olduğu için ona kimse ilişmiyor. (Hatice Süreyya) e HABER — Akşam Postası 'Yurtdaş bayramın kutlu olsu (Baş tarafı 1 incide) doğru kumandan paşa otomobil - le Üniversite bahçesine gelmiş - tir, Askeri kıt'alarla askeri ve sivil mektepler ve cemiyetler Üniver - site bahçesinde yangın kulesi ci - varımnda evvelce hazırlanmış olan krokiye göre yerlerini almışlar- dı. Ortada bir kürsü yapılmıştı. Üniversite kapısmın önüne —me- rasim atışmı yapacak bir batarya getirilmişti. Saat on buçukta — İs- tanbul kumandanı yanında Vali ve belediye reisi Muhittin Bey ol- duğu halde meydanda yer alan kıtaatı, mektepleri tefliş etmiş, sonra hitabet kürsüsünün yanına gelmiştir. Bu sırada ordunun en genç pl- yaed zabitlerinden bir mülâzim Bey 30 Ağustos başkumandanlık muharebesini anlatan bir nutuk söylemiştir. İstanbul kumandanı Haliş Paşa buna cevap vermiş, Harbiye mektebi bandosu tarafın dan İstiklâl Marşı çalınmıştır. Marş çalınırken bütün askerler ve siviller selâm vaziyetini almış- lar ve bu suretle şehit asker selâm lanmıştır. Şehit askerin selâmlan- masmdan sonra İstanbul kuman - danı, Vali ve belediye reisi Üni - versitenin Beyazıt meydanma ba- kan kapısından meydana çıkmış- lar ve tribünde yer almışlardır. Saat on bire doğru geçit resmi başladı. Meydanın her tarafı, bü - tün yollar, civardaki binaların bütün pencereleri halkla dolmuş- tu. Meydanda inzibat erkenden temin edildiği için hiç bir karga- şalık görülmüyordu. Merasim ge- çişine Harbiye bandosunun marşı çalarak geçmesile başlandı. Ban- do tribünün önünden geçtikten sonra yana çekildi ve çalmağa de vam etti. Bandodan sonra Harbi- yeden bu sene mezun olan 600 genç zabit vekili geçti. Çok mun - tazam bir surette geçen genç za- bitler şiddetli bir surette alkış - landılar. Zabitlerden sonra Har - biye mektebi talebeleri, ihtiyat zabit mektebi talebeleri geçtiler. Bunları Kuleli, Maltepe — liseleri talebeleri takip etti, Kuleli ve Maltepe liselerinin önünde kendi mekteplerinin muzikaları yürü- yordu. Mekteplerden sonra deniz bandosu, deniz harp mektebi, de- niz lişesi, denizli gedikli mektebi küçük zabit hazırlama mekteple- ri talebeleri de alkışlar arasmda| geçtiler, Mekteplerden sonra — bi-| rinci fırka bandosu ve kahramanl|i piyade askerlerimiz, süvarileri- miz, topçu, makineli tüfek, leva- zım, nakliye kıt'aları — geçtiler. Şanlı ve muzaffer ordunun genç askerleri çılgınca alkışlanıyordu. Kıt'aların geçişi yarım — saat sürdü. Sonra polis kıt'ası, itfaiye müfrezesi ve itfaiye otomobilleri muntazam bir surette geçtiler. Ar- kadan tayyare cemiyeti tarafın - dan hazırlanan ve bir otomobile konmuş olan tayyare timsali geli- yordu. Tayyare timsalinin yanm - da genç kızlar yer almıştı. Müte- akiben şehir bandosu ve arkatm- dan yüksek mektepler, liseler ta- lebeleri ile kız liseleri izciler ve daha sonra da esnaf cemiyetleri geçti ve bu suretle geçit resmi bitti. Bu seneki geçit resmine işti- rak eden kıt'alar daha çoktu. Bu yüzden geçit merasimi iki saat ka- dar sürmüştür. Geçitten — sonra kıt'alar yürüyüş sıralarını takiben Beyazıt - Çemberlitaş yolu ile H Türbeye gitmişler ve oradan Ca- galoğluna saparak Sirkeciye — in- mişlerdir. Alay Sirkeci - Eminönü Karaköy - Şişhane karakolu - Te- pebaşı - İstiklâl caddesi yolu ile Taksime varmış ve burada âbide- nin etrafında yer almıştır. Tak- simde abideye belediye tarafm - dan hazırlanan bir çelenk kon - muş ve müteakiben kıt'alar yerle- rine gitmek üzere dağılmışlardır. Alay Galata köprüsü üzerin- den geçerken bütün limandaki vapurlar düdük çalarak merasime iştirak ettikleri gibi tam saat on ikide Beyazıttaki topçu batarya - sından ve Selimiyeden 21 er pare top atılmıştır. Saat bir buçuğa doğru Beya- zıtta toplanan halk dağılmıya baş- ladığı gibi tramvaylar da işleme- ye başlamıştır. Gece asker - tara- fından fener alayları yapılacak, bazı meydanlarda mızıkalar ça - lacaktır. İstanbullular bugün 30 Ağustos Zafer bayrammı gece yarılarma kadar kutlulıyacaktır. Bizi bu günlere kavuşturan Ulu Gaziye, kahraman ordumuza bin minnet ve şükran! Harbiyenin 100 üncü yılı kutlulanıyor Harbiye mektebi, bugün saat 15 te büyük merasimle kuruluşu- nun yüzüncü yılını kutlulryacak - tır. Erkânı Harbiye Reisliği nut - kundan sonra, mektehin tarihçesi anlatılarak “and — içilecek,, tir. Sonra Harbiye mektebi talebesi, mezunları ve bütün askeri liseler namıma canlı nuluklar söylene- rek, davetliler ikram edilecektir. Dün de Harbiye mektebinde, harbiye alayına sancak — verilme merasimi yapıldı. Sancak — veril- me merasiminden sonra, mektep mezunları ve ikinci sınıf talebesi geçit resmi yaptı. Bu çok heyecan İr merasim, saat 16 buçukta niha- yet buldu. Ankarada yapılan merasim Ankara, 30 (Telefonla, Hu- susi muhabirimizden) — 30 Ağus tos Zafer ve Tayyare bayramı i- çin bugün Milli Müdafaa Vekâle- tinde büyük merasim yapıldı. Tebrikler, Milli Müdafaa Ve- kili namma müsteşar Nazmi Pa- .. .. ı Büyük B Eğlencemiz, Topkapı dışınd bağında, yüzlerce asma kameriye Üzüm salkımlarının, tepeniz, landığı bu bağda yiyeceğiniz bir kini düşünün! Eğlencemize iştirak — edebil! mızı toplayın Bir aylık kupon top CAZ, Kendinizi eğlenceli geçe şa tarafından kabul edilmiştir. Merasim saat 8,45 te hbaşladı, önce miralay ve kaymakamlar, saat 9,5 ta paşalar tebrikte bulun- muşlardır. Millit Müdafaa — Vekâletinde tebriklerin kabulünden sonra he- yet Büyük Erkânıharbiye Daire- sine giderek Müşir Fevzi Paşa Hazretlerini tebrik etmişlerdir. Ayni zamanda — Cümhuriyet Halk Fırkasında da bir resmi ka- bul yapılmıştır. Bunu müteakip Cümhuriyet | meydanında geçit resmine baş- | lanmıştır. Ordunun en genç za- | bitlerinden mülâzim Nuri Beyin nutkunu fırka kumandanı Fikri : Paşa ile, Tayyare Cemiyetinden Mürüvvet H. m nutukları takip l etmiş, ayrıca esnaf cemiyetleri | namına Ankara demirciler cemi- | yeti reisi Sadri bey tarafından | Hâkimiyeti Milliye meydanında bir nutuk söylenilmiştir. Merasimle Gazi heykeline çelenk konulmuştur. Bu akşam 21 parça top atılacak ve muhafız alayından bir tabur da fener ala- yı yapacaktır. Ankara misli az gö- rülür bir neşe ve sevinç içindedir. Şehir baştan aşağı bayraklarla donatılmış bulunuyor. Fevzi Pş. Hazretlerinin teşekkürleri Ankara, 30 (A.A.) — Büyük Erkânıharbiye Reisi Müşir Fevzi Paşa Hazretleri yüksek zaferin on ikinci yıl dönümü münasebe - tiyle ordu namına almış olduğu resmi ve husust tebriklere ayrı ay- rı cevap vermek mümkün olmadı- | ğıindan mukabil tebrik ve teşek- kürlerinin iblâğımna Anadolu ajan- sını tavsit buyurmuşlardır. HetapyasoEÜNeyyyyırEETİN p agyayat MN yoyy gSA gao Istanbulsporlular Ankarada Ankara, 30 (Telefonla) — İs- tanbulsporun ikinci kafilesi bu sabah geldi; Ankara Sporcuları tarafından hararetle karşılandı. Gelenler arasında Milli takım oyuncularından Sami Bey de var- dır. Istanbulspor, burada, yarın ve öbür gün ikimaç yapacaktır. ağ Eğlencesi a Remzi Bey Amerikan Nümune ler altında yapılacaktır. de rengârenk birer avize gibi sal « öğle veya akşam yemeğinin zev - imek için son sayfadaki kuponları- lamış olanlar istifade görecekler-| SAZ... cek Sonbâharın en güzel gününe hazırlayınız ee beraserccnne