12 Ağustos 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

S Ru y—_f.“ler alayım... Eskiler ala Y h:mdi Salomon çok iyi tanıdı —hılıo ndan çıkan sesiyle, İş € aralarında dolaşıp durur u ge » birdenbire yeniçeri ağa —;ıhhhğm çalımndı. G inden başını uzatarak:| , allq:l buraya... diye haykırdı. G'De o.nı suratmı ekşitti. H“ ı_"l' münasebetsiz olacaktı, %z"&; bu yeniçeri ağası, ah g inliği ile meşhurdu. Hi. ana bir sual soracağım, ya h,m_B“ bir haber aldım... İki M Peygamberden birini, Cena L'h tehenneme yollamış.. Söyle l'.’hy_'mı sizin peygamber Musâ M'“Glâm mı ceheneme gitmiş bizim peygamber Muham Aleyhisselâm mı? hm:u'“hl ki, eyvahlar olsun, Sa Ü buna nasıl cevap verebilir v _Mluâ Aleyhisselâm cehenne Sitmiş ! dese, dini mahvolacak. İ“W, yahudi:dindar... İ M“hammet Aleyhisselâm! di *;:'nh verse, yeniçeri ağası, as ikîn' astık, kestiğini kestik... Ken 1 mahvedecek... İA Amuı, yozunu seveyin! dedi, |— 5 Yoluma yideyim... y—— Olmaz... Cevap vereceksin.. ' *ksa ha,,.. qııh“ndut gibi herif, saldırmaya MNun üzerine, biçare yahudi şu ıîab&lede bulunmak mecburiye * kaldı: aC SI F . Hahambaşı ilân - “konuşayın| $âna cevap yetireyim.. ü; Eh, haydi, git konuş bakalrm. . "—ııbeklîyorum hâ.... E'kt ler alayımcı, kendini — so İ B bulunca, rahat bir nefes al —; Oh, kurtulmuştu... — Bir daha 'Aıı"nîçerî ile yüzyüze gelmek? illah, o taraflara adım atmaz ;;î:ht, aradan on on beş gün ge «© $öyle düşündü: —— Aman, sende, canım... Unut Ü Müslümanın yasağı — üç ğ ür.... Gene ben o taraflara M Yim.... —O mahallede çok alış hl!m."” Yeniçeri ağası ile Yahudil AŞ? kara ş- l Ü * T Nu . oh'“d ÇARe dr VA *atngîli_zler, r üzerine, civarda gene Tüy .""'İİİ.İİ'İİİIİİ BUUUURUNUUUUNURUUUNUNURUNEURUNUUKULURUNURUNUNUUN UUU UUURUNUUURUUA %Iğğltere imparatorluğunun umumi spor müsabakaları, şu günlerde |& Şehrinde yapılmaktadır. 50.000 seyirci, 600 atleti seyretmekte ı'*llnietler' imparatorluğun her köşesinden gelmişlerdir. Kimi kavuk , 1 maşlâhlıdır. Bilhassa Hintten gelenler pek caziptir. Yukarıda koyduğumuz iki koşucu, spordaki maharetlerinden ziyade, e, saçlarımıın biçimi ile dikkati celbetmektedirler. k Diyat oyunlarının yapılmasına müsadif 1908 senesinden beri, Şehrinde bu derece mühim bir spor hareketi görülmemişti.. Merasim esnasımda, stadın semasma 4000 güvercin bırakılmış, *Sulhu temsil etmişlerdir. Müsabakaların hemen hepsinde müstemleke atletlerine galebe çalmaktadırlar! olaşnnğa başladı: — Eskiler alayım.... Eskiler ala yrmıııı' Ağanm kulağına ses çarpmasın | * mı? Hemen pencereden başmı u zattı: — Gel bakayım... . Yahudide hoşafın yağı kesildi. Maamafih: — Ben de sana yeliyordun... — E.... Hahambaşı ne dedi? — Dedi ki.,. Yit uykuya yat.. Bu yece bir ruya yoreceksin... Ö ruya nasil isam iş oyledir... — Ne rüya gördün bakalım? — Yordum ki, Cenabihak, yök yözünde oturmuş... Karşisinda si zin peygamber, bizim peygamber.. —ER?..., — Birdenbire, ayağındaki lik kaydi... Cehenneme düştü... — Hâşâ.. Terlik ne münasebet? — Ben ruya anlatıyorun be!.. — Eh, eh... Anlat.. — Bunun üzerine, Musâ Aleyhis selâm da, Muhammet Aleyhisse lâm da kalktılar yetirsinler terlik.. “Musâ istedi koşmak... “Amma cçok ihtiyar... — * “Koşamadi... “Muhammet aleyhisselâm yenç.. Aslan yibi maşallah..... Yeniçeri ağası, kendi peygambe rinin böyle methedilmesi üzerine memnun oldu. Koltukları kabardı. Fakat, yahudi devam etti: — Müusâ yeride kaldı.., Sizinki ileri koştu... .Cehennemin kapısma | yaklaştı. Yeniçeri ağası, tongaya bastığı| nm farkma vardı; dehşetle gözle rini açtı: Kurnaz yahudi, potun farkma vardı: | y — Ârkasini yöremedim... Ruya yarıda kaldı.. Uyandım... "Bunun üzerine ağa gülümsedi: — Haydi, git işine.. Köftehar... Az daha beni de, kendini de, bu hikâyeyi dinliyenleri de — günaha sokacaktın... Bir daha böyle sualler ne soraâyım, ne sen rüya görmeğe kalkasım.... Yahudi, arkasına bakmadan ipi kırdı. y ter İşitip yazan (Hatice Süreyya) soyu renk bir eteklik, koyu renk beyaz blüz ve eldivenlerle hoş bir tezat ce mavisi yahut Nil yeşili zemin üzerine beyaz renkler arasındaki hoş tezadı, — tatlı bir imtizaçla cazipleştirir. Ve göz önünde, beğenilecek bir fantezi gezintikostümü sanlanır! Bu kız çacuk elbisesinin göğüs tarafında yandaki fiyonga, — elbisenin | kumaşındandır. Daha küçük iki fi « yonga, kısa yenleri süslüyor. Elbise- nin başka süsü yoktur. Tabii değil mi?. Bu daha hayli küçük bir kız ço- cuğunun elbisesidir! — Pudra muzırdır Doktor ve güzelleştirme müte hassısı profesör S. Bruk, yüze pud ra sürmenin aleyhinde bulunuyor. Profesör şöyle diyor: — Sıhhi noktadan pudra sür mekle kusursuz derinin bazı zarar lara karşı korunabileceği kanaati, yanlış bir kanaattir. —Bunu yap mak, İlüzumsuz bir iş yapmaktır. Sade lüzumsuz değil, çok — defa zararlı da.... Bu suretle, — yüzdeki belirsiz delikler boşu boşuna trka nır, hava alamaz ve tıkanış sebe biyle az, çok bir tağyıka uğraya rak genişler, ve yüzde zamanından evvel buruşukluklar husule gelme sinde rol oynar!... Pudranın zararı — bu kadarla kalmaz, ten renginin solgunlaşma sma da sebep olur. Tenin rengini bozar. Pudra yalnız tendeki kızartıları, ter ve yağı gidermek için, sırasına göre faydalı olabilir.. İşte size ilk- bahar için olduğu kadar sonbahar i- çin de elverişli antezi bir köstüm! Oldukça sade ve bununla beraber kâfi derecede şık bir örnek! Kalçaları kıs- men kapatacak u- zün kollu ceket, çizgili taftadan - dir. Faftanım bu sene ne kadar moa- da olduğunu muh- telif vesilelerle yazdık. Zarif gi- yinmek — istiyen kadın, böyle bir ceketi mutlaka taftadan — yaptırır Yaka uçları şek - linde kalkık ke- narlı olan omuzla- ra ikişer düyme, apület çeşidi —bir süs olarakyakışı - yor. Düz kesimli yakayı, önden bir çift düyme, yarı aralık tarzda bi - Güzel bir 4 .. tiştiriyor. Bel or- KOS tum tasımda da gene böyle bir çift düy- me var. bir şapka, koyu renkte boyun kürkü, teşkil ediyor. Bu arada, tercihen ge- beyaz çizgili taftadan ceket, siyah - Şık bir kadının tuvalet takımı, işte böyle olur!. Bu takım, Kristaldendir. Renklisini tercih eden, zeytin yeşili yahut Helyotrop, Kehlibar veya kül rengi olanlarını seçebilir. Fakat, be - yazı renklilerinden hoştur. Pırlanta gibi göze çarpar! Bahçe masasına mahsus ketenden örtü.. Yaz sabahları, üzerinde böyle | sade ve haş bir örtü bulunan masa ba- şında kahvaltı etmenin, iştah açacağı iddia olunabilir! Zemin beyaz, dört köşe çizgilerle onlara bitişik süsler Bordo kırmızısı, örtünün kenarları da herkesin kendi zevkine göre seçebileceği iki ayrı renkte, Bu örnek te tirşe ve mavi! Bu, son moda bir el çantasıdır. Gri renkte deridendir. Gördüğünüz gibi, dümdüz., Deriden yassı bir şekilde yapılan sapmmdan kola geçirilir. Şık giyinen kadın, el çantasının da şık olmasını gözetmelidir. Bazı moda mütehassısları, önce elbiseye bakan- ların, bundan sonra çantaya dikkat edeceklerini ve başka şeylere daha sonra sıra geleceğini söyliyorlar! Son modaya uyğun olan bu yas « tıkların ikisi de yumuşak ve parlak deri üzerine ipek işlemelidir. Yukarı- daki yastığın zemini, sarı, yeşil ve kahverengidir. Aşağıdakinin — zemini mavi, üç köşe desenleri kırmızı - ma- vi, yuvarlak şekiller de kısmen kırmı- zı « beyaz, kısmen de mavi beyazdır. Mavi zeminde uzanan iki renkli hat- lar da öyle.. ' Bu yastıklar, bahçede çok işe ya- rar. Ani bir yağmur, deriden bir yas- tığı kolay kolay bozamaz. İşlemeler de pek o kadar zarara uğramaz! raflarında gördüğünüz parçalara, ka- nat diyorlar. Küçük bir kız elbisesi - nin böyle şık kanatlı olması yerinde, değil mi?. Elbisenin göğüs yeri ve kemeri ince birer kordonla bağlanı « yor. Etek tarafı, hafif kırmalıdır. F, S v Meyvenin temiz- lenişi Meyvayı yıkadıktan sonra mı soymalı, yoksa yırkamadan mı? Yıkadıktan sonra soymak icap eder. Eğer soyduktan sonra yıka nırsa, usaresi ziyan olur. Halbuki, soymadan önce yıkanırsa, bu zi yan mevzuu bahsolmaz. Meyvanm soyduktan sonra yı kanmasına zaten lüzum kalmıya cağı fikrine mi kapıldınız? — Soy duktan sonra yıkıyanlar — yok de gildir ve yıkamadan — soydukları için, bunda haklıdırlar. —— Çacuk ve meyve Çocuğun bünyesine göre, ona sebze ve meyva yedirmenin zama nı değişir, Erken yedirmek, ço cuğu hazımsızlık, mide bozukluğu ishal gibi rahatsızlıklara uğratır, zayıf düşürür. Bu ciheti doktora — sormağı ih mal etmemeli. —Esasen, çocuğun umumiyetle yiyeceği şeyleri tayin hususunda doktara danışmak, - ih tiyatlı harekettir.