PST Hisst hikâye SİSE T TİRÖRİN Pa 3 Diemem Kurinim İzabelle candan sevi- Sen iki çocukluk arkadaşıyız.., Bi- mıâilelerimiz ihmal ederdi... An - Cak ikimiz biribirimize destek- tik... Nihayet, mektepten - kaçma-| Ş' başladık. tzabelin annesi - olan "—”Şlem bunu haber alınca, kızmı! İStintak etti: “Yoksa sevgilin mi Var?,, diye sordu. — Flirt mi, anne? Sen beni ap- Yerine mi koyuyorsun? 4 Teyzeme, samimi bir dehşet i- ;ı"dc bakıyordu. Ağzı yalan söy- İYebilirdi. Fakat, gözleri? — Peki, öyleyse, öğle üzerleri Be Yapıyorsun? | tal lhbel, bütün yaptıklarımızı an- « Teyzem, kızma karşı öyle < muşak ve müsamahakârdı ki, sedi. Mektep müdürüne lâ- Ta gelen cevabı vereceğini ve be- İm annemle babamı da üzerime yacağını vadetti. , Söylediğim gibi, babam, be-| Mmeşgul değildi. Annemi de ç ilim filân alâkadar etmiyor- “hlbdlo ben, bakaloryamızı ay- Sün zarfında ikmal ettik. Mu- Size nev'inden muvaffak olduk. A"'İl ondan sonra, darülfünun ta- I""'iniıı rahat ve teftişsiz hayatı-| ;.hvıntulı. Manmafih, o bar.se- '..ı bu kabare benim dolaşmak- %dı geri durmuyorduk. Evvelâ dn tezbeden Sorbon, çok geçme- alâkadar etmemeğe başladı. bel, tenbeldi. Lâkin son de- zekâsı ve âdeta tahsil — için İ tabiisi vardı. Bu sayede, im- ünlarda muvaffak oluyordu. . N y 'de bu hasletler olmadığından ! ,:;yoıd. kaldım. Kuzinimi her o’ * takip etmekle iktifa ettim. beli genc, öyle haval ve öyle ne- İdik ki mânasız dansingler | 1 derece hoşumuza gidiyordu.. B orkestranın ilk nağmeleri-, 5—"“" işitmez heyecanlanıyor, , ':ı! arkasından sürüklüyordu. Minval üzere sebahlara kadar , Üyor, ancak gün doğarken, süt , ::. beraber, ailelerimizin evine, | Vaç kapıdan giriyorduk. Lâkin, ( "*h:d. gene — kalkıyorduk... | h ki; Uğrayorduk. Arkadaşlar ö ük bir münakaşa, kütüpha- | d, öyle bir görünüş... Sonra,| );iru:. bir otel odasına İ:lpınl-ı Hnza a 4 eceksiniz. $ ğ Nıç*l-"mıdug yanyana yatağa 'ı N'"P ve müthiş yorgunlukları- ğ WWimek için uykuya da Mdan şeytanlıklar geçmi Sekildi. Lâkin; tzabel; hâkim Üzerimde, öyle nafizdi ki, ,_::ln istemediğini bildiğim| Trır da kendimden uzak -| * , n diye korkuyordum. Tevki Hih . U * lâde hayatımız, para- oh;"hnı yüzünden, pek az | A""liiıiıı yardımını — iste- Möiy Un eğmek lâzım geldi. Bi Wi .':' Meylimiz olduğunu söy yf İi “.“u?.nhdırdıdol- n iğçe “Ütnten, biribirine mey- taze ağaç gibiydik. An- tak yıldırım yahut ateş bizi yek - diğerimizden ayırabilirdi. Halbuki, bu sıralarda, annele-! rimiz, bir miras meselesinden do- layı bozuşmuştu. Bir kaç yüz bin frank etrafındaki ihtilâf, onları, can düşmanı haline getirmişti. Hoş, izdivacımız aleyhinde bulun malarına başka sebepler de vardı ya... Babam: — On sekiz yaşında bir oğlan, on altı yaşında bir çocukla evlenir mi hiç? -diyordu. Izabelin annesi ise, den küplere biniyordu: hiddetin- — Kuzenlerin evlenmesi fena-| ?" İ | Terine alan Reis Ali Haydar, Tev- | dır. Biraz daha sabretmemiz lâzım | geldi. Gençliğe has bir - itimatla, zamanın bize yardımcı olacağını sanıyorduk., Lâkin, arkadaşları- mızın“Hazreti Yunusun zayıf öküz| leri,, diye isim tatktığı buhran se- neleri basladı. Annemin fabrikası | kapandı. İzabelin babası iflâş et- ti. Ailelerimiz, bizim dırdırımız - dan bizar olarak evlenmemize rı- za gösterdikleri vakit, artık, bize yardım edemez hale gelmişlerdi. Yalnız evimizin kirasını vermeği üzerlerine aldılar ve bize pekaz| | kadar görmediği bir hal almıştı. mı'tar bir para verdiler ki, bu, ancak, bal ayımızı geçirmemize kâfi geldi. İzdivaçtan sonra, daha büyük bir azimle derse çalışmağa başla- dık. Lâkin, artık diplomaların fay da vermediği söyleniyordu. Geçen sene bir erkek çocuğum dünyaya geldi. İsmini Bernard koydum. İzabel onu — seviyordu. Lâkin gündüzleri bırakıp derse, geceleri de dansa gitmek mecbu - riyetinde kalıyordu. Nihayet, babamdan aldığım para ile onu, bakım evine vermek mecburiyetinde kaldım. Babam, parayı verirken: — Ultanmıyorsun! -dedi.- — Neyle geçindirebilirdim ki?.. Işim yok... Parayı nerede bula» yım? Bir sabah, İzabel, kalkmak kuvvetini kendinde bula madı. Gözleri sönmüştü. Avuçları yanıyordu. Annesini çağırdım. Ö kadar heyecanlanmadı, lâkin dok tor, vakit kaybetmeden İzabeli Sanatoryoma yollamak lüzumun- dan bahsetti. Bunun üzerine, tey- zem, bana lânetler yağdırdı ve kı- zını öldürdüğümü söyledi. İntikam almak için, karrmı mümkün olduğu kadar uzak bir İsviçre Sanatoryomuna götürdü. Menhus damadının oraya kadar gitmek için parası olmayacağını| düşünüyordu. hareket klübün içinde Galatasarayı Oİ_' yeni kurtulduğu bir felâkete tekrar lun var. Onu geçindirmekten âciz sürükliyecek muhalelfet havasını i tır, yataktan, Mütere'mı: (Hatire Sürevva)| Tahmininde yanılmamış, para — HASER — Akşam Postası — Sevgilinin mektupları G. S. kongresi Pazar günü öğleden l sonraaya kldı Galatasaray spor klübünün ya- rin toplanması icap eden fevka- lâde kongresi, denizcilerin yarın- ki deniz kürek Mmüsabakalarına iştirak etmeleri yüzünden köngre- de bulunamıyacakları düşünüle - rek, kongre pazar günü öğleder sonraya bırakılmıştır. Geçen sene klübün geçirdiğ' büyük anarşiden sonra idareyi el- fik Âli, İhsan ve Naci İpekçi Bey-| ler gibi çok kıymetli ve temiz zat- ların büyük gayretlerle klübü, 28 senelik mazisinin en karışık de - virlerinde bile geçirmediği, klübi kökünden yıkmıya götüren bü-| yük bir tehlikenin önü alınmış vr gene ayni şahsiyetlerin. mükem- mel idaresiyle, Galatasaray klü- bü, bütün müşkülâta rağmen, es- ki senelerden daha çok iyi bir şek- le getirilmiş ve bilhassa klübün daima fena giden ve her sene borçla kapanan bütçesi — şimdiye İhtimal isimlerini yukarda say- dığımız kıymetli Galatasaraylılar, klüplerine bugüne kadar yaptık- ları hizmetlerin daha çok fevkin- de işler göreceklerdi. Fakat tecs- sürle öğreniyoruz ki, bu zatlar, klüpte eskidenberi anarşiyi yara- tan ve bugün artık (Iılıl_ıurı;'ıı-I kurtulduğu bir parazitin, — el'an| klüpte kalan birkaç kırıntısı yü- zünden hep beraber kongreyi top | lamak için istifa etmişler, Bütün Galatasaraylıların tam bir itimat ve muhabbetini kazan: mış olan yukarda ismini yazdığı mız klübün başındaki şahıslar i- çin, yapılacak en kolay ve doğru yaratan mikrop kabilinden şahıs- ları, kolundan tutarak, oturdukla- rvı yerden ve klüpten dışarı atmak- tı.. Biz böyle düşünüyoruz. Ve ü mit değil, kat'iyetle eminiz ki, pa- zar günü toplanacak olan Galata- saray klübünün istikbali için, çok titiz hareket eden heyeti umumi- yesi de ayni surette düşünecek ve klüplerini gene Ali Haydar, Tev- fik Âli, İhsan ve Naci Beylerin kıymetli idaresine verirken, başı- nı kaldıran değil, fakat çabalıyar bu yılanı, nefes aldırmadan eze - cek ve zararsız bir hale koyacak izzet Muhittin ukğeeenı | bulmak için herşey yaptım, fakat. bulamadım. Halde sebze ayıklayı| cılığı, lokantalarda bulaşıkcılık... Herşey... Lâkin, bütün işlerden, beni, beceriksizliğim — yüzünden çıkarıyorlardı. Sokaklarda serseri gibi dolaşıyordum. Mağazaların aynalarında kendimi görüyor da tanıyamıyordum. Bazan, beni ta- nımayan yolcular bile, sokakta, merhametle yüzüme bakıyorlardı. Bütün — işim, İzabe'e mektup)| yazmaktı. Sabahleyin kalktığım-| dan akşam yatacatıma kadar bu- nunla meşguldüm. Yo'larda bile yazıyordum, Bittabi, ekser yazdık larım yalan şeylerdi: “Kıravat iğnem, han' şu senin verdiğin değil de annemin verdi-| ÇAlt tarafı 12 inci sayıfada) | derece şunlardır: Muhtelif milletlere mensup, bir çok profesyonel güreşçiler gele- cek hafta içinde Taksim stadında tertip edilen müstbakalarda bir- birlerile çarpışmağa başlıyacaklar dır. Gelecek hafta başlıyacak olan bu büyük profesyonel güreş müsa- bekalarına iştirak edecek - olan muhtelif milletlere mensup müsa- bıkların isimleri ve kazandıkları Kujanpan Mauna Laponyanın son sermelerdeki birincisi, Marunke Ricbard Almanların en yüksek ağır sikleti. Muhtanen - Otto şampiyonu. Fenlandiya Bu güreşçi dünyaca meşhur O-| Kimpiyat şampiyonu Histromu yen miş bir üstattır. Oliveira Emanuel İspanya şam- piyonu. | Ficher Pran Paris Olimpiyadı -| nın birincilerinden. Nagy Bela Macar güreşçisi Yu-| goslav birincisi. | Chirtep Jean Romanya profes- yönel şampiyonu. Rolüban Fran Serbest güreşte bir çok kereler - birincilik — almış Macar, Mavra Josef Amsterdam Olim - Mevsimin Muhtelif milletlere mensup profesyo- nel güreşçiler 17 ağustosta karşılaşıyor piyadı şampiyonlarından. Labusehko Anton Polonya pro- fesyonel birincisi. Sabo Michsel Macar profesyo- nel birincilerinden ve Paris Olim- piyadı galiplerinden. De la Motte Jozef Belçika şam- Piyonu. p Draghiecanu İstvan Romanya profesyonellerinden, Olachovaki Istvan Sabık pı.o- fesyonel dünya şampiyonu. Sarady İstvan Macar profesyo- | nel birincilerinden. Reago Albert Batonya profes- yönel şampiyonu. Krauser Max Musevi şampiyo- nu Polonyalı. Bunlardan başka daha bazı gü- reşçilerin de bu müsabakalara iş- tirak etmeleri muhtemelse de bu henüz kat'iyyetle anlaşılmamıştır. Profesyoneller arasında olması dolayısile, beynelmilel pek büyük | kıymeti olmamasına rağmen, gele <cek hafta şehrimizde yapılacak ©- lan bu güreş müsabakalarında, bizden, Mülâyim, Tekirdağlı Hü- seyin, Rifat, Kara Ali gibi meşhur pehlivanlarımızın, ecnebi rakipler karşısında sıkı bir imtihan geçir: meleri hakikaten meraklı bir. hâ- dise olacaktır. en güzeİmm deniz müsabakaları Vakit'in tertip ettiği bu müsabakalar yarın Modada yapılıyor Vakıt yüzme müsabakalarına iştirâk edecek olan Beykozlu yüzücüler VAKIT refikimiz tarafından, günlerdenberi zengin bir program| içinde hazırlanan, gencliği dcniıı sporlarına teşvik ınılıîye'_indeki! büyük yüzme müsabakaları, yarın Moda deniz hamamlarında yapı- lacaktır. Geçen sene büyük bir rağbet, gören ve buna hakikaten hek ka- zanmış olan bu müsabakaların, yarın yapılacak olan ikincisi mu -| hakkak ki, ilkinden daha çok ıii-i zel olacaktır. Bütün hazırlıkları bugünden ik- mal edilmiş olan müsabakalara, yarım saat 13 ten sonva başlana: caktır. iro! Bir kadirşinaslık Vakit gazetesi Muhafız Gücü bisikletçilerine kupa veriyor Gençlik ve spar işlerinde dai- ma bitaraf ve teşvikkâr hareket- lerden çekinmiyen VAKIT refiki- miz yerinde bir kadirşinaslık gös- termiş, ve Anadoluda büyük ve muvaffakıyetli bir turne yapmış | olan Muhafız Gücü bisikletçilerie ne bu muvaffakıvetlerinden layı güzel bir kupa yollamıştır, do-