Çinde beş bin komunist harekete geçti Bir rekor 8100 metreden atlıyan. tayyareci “Pester Lloyd,, gazetesinden: “8100 metre irtifadan paraşüt ile kendini bırakan ve bu hususta- ki cihan rekorunu kazanan Sov- yet tayyârecisi Jevdokimov bu ce- surane hareketinin teferruatı hak- kında çok enteresan haberler'ver- mektedir: Tayyareci daha mart- tanberi bu hareket için hazırlan- makta idi. Uçuş ve atlayış esna- sında mumaileyh yanında bir ok- sijen teneffüs cihazı bulunduru- yordu. Mumaileyh diyor ki: “Kü- çük ve iki kişilik tayyare 8100 metre irtifaa çıkınca tayyare mey- danı üzerinde büyük bir devir yaptık. O esnada hava birdenbire 'değişti ve kesif bulutlar etrafı görmeğe mâni oldu. O vakit tay- yareden atlamağa karar verdim. Atladım ve derhal bir hava ana - foruna yakalanarak 3.000 metre kadar başaşağı indim. Sukutun ilk 400 metresinde hava anaforu beni büyük bir süratle döndürü- yordu. İlk bulut tabakasından sıyrıldığım vakit 5500 metre irti- fada bulunduğumu — zannediyo- rum, 4.000 metreye kadar inince tekrar bir bulut denizine dalarak 500 metre kadar düştüm. Bulut- lar etrafımı gayet kesif olarak ihata etmişlerdi. O anda iyi göre- bilmek için yüzümdeki maske ile gözlüklerimi attım. Ancak yer yüzünden 700 metre kadar yük- sekte bulunduğum sırada — bulut- lardan kurtulmuştum.,, Cesur pilot, evvelden kararlaş- tırılmış plân veçhile tayyareden atladıktan ancak 142 - nci saniye geçtikten sonra paraşütü açmakta fevkalâde müşkülât çektiğini söy- lemiştir. Pilot yer yüzünden 200 metre kadar yüksekte iken para- şütün ipini çekmiş ve paraşüt der- hal açılmıştır. Jevdokimov bir çayır üzerine inmiştir. Mumaileyh ihtisasatı arasımda tayyareden at- lar atlamaz kendisini fevkalâde hoş hissettiğini ve tatlı bir uyku ihtiyacr duyduğunu söylemiştir.,, Dr. Hafız Cemal Dahili hastalıkları mütehassısı Cuma ve pazardan başka günlerde #leden sonra saat 23 de 6 ya kadar İstanbulda Divanyolunda (118) nu- maralı hususi kabinesinde hastalarını kabul eder. Muayenehane ve ev te'n fonu: 22308, Yazlık ikametgâh telefonu Kandili 38 — Beylerbeyi 48.. Â 5 Şimali Afrikada Türkler VAKIT gazetesi “Şimali Aftrikada Türkler,, admı ta- şıyan çok meraklı ve o dere- İ bu derece uyuşmuş bu derece sü- cede istifadeli bir eseri for- ma halinde okuyucularına hediye edecektir. İik forma yarın ı | Kementlerd diğer timsah yakalanmadı... fakat... (Yazısı hikâye sütunumuzdadır) İki Yüzlü Adam Bütün dünyaca tanınmış, fevkalâde meraklı zabıta ve tahlil romanı Tefrika N: 10 Geçen kısımların hülasası Di arkadaştan biri, bir akşam gezintisin- de, ba romanım &n kaerkıunç şahstyeti olan n- dama dalir, hatırasını anlatıyor: Bu adam, bir gece dokuz yaşımda — kadar| bir çocuğu giğnerken yakalanmış ve — kendi- sinden bir miktar para istemek kararlaşmış-| W Andam kendisinden hiç umulmadığı halde Bu parayı kismen nakit, kısmen de çek ha- inde derhal Yeriyor. Fakat çeke attrğr Imza Kle, kandini tanıttığı isim azasında fark — var- dir. İki arkadaştan biri avukat Aterson o gün evine dönünce, kendisine esrarengiz — ahbabı Doktor Cekil tarafından verilmiş uygunsnz bir vasiyetnameyi tekrar güzden goçlirdi. Şimdi, arkadaşı doktor Cekll'in, bu kor- kunç adam yüründen uğrayabileceği felâket. lort düşünüyor: Hayd isimli korkunç adamı bir gece yolu- at bekliyerek gördü. Bundan sonra Hayd'ın sopayla bir. adam öldürmesinden bahsediyorlar. | Avukat Aterson vak'ayı tahkik için polle- | Te beraber çıkryor. Kız burada hayalâta dalmış, (ve bilâhare gözlerinden yaşlar a- karak anlattığına bakılırsa:) O ak şamki kadar, insanlık ve âlemle, kün üzere olduğunu hatırlamıyor- muş... Böylece otururken, yaşlıca ve güzel bir erkeğin ilerlemekte oldu ğunu görmüş... Ona doğru yürüyen, ufarak bir 4-B.934 insan daha belirmiş.. lik bakışta, bu ikinci adam onu! pek alâkadar etmemiş... Kendisi-, ne yakın bir mesafede, konuşma| vwaziyetine geldikleri zaman, yaşlı adam eğilmiş ve beriki, pek zarif bir nezaket lavrile bir yeri muş. Sorduğu şey, çok mühim oldu- gu hissini vermiyormuş: Sanki bir, sor- ,yol öğrenmesinden ibaret... Genç kız, pencereden bu sakin manzarayı seyrettikçe ve yaşlı, güzel adamın yüzünün zaman za- man aydınlanmasından zevk duy- mağa başlamış... Fakat yukarıda, bedir halinde yanan ay, bu iki gece yolcusun- dan, genç olanının yüzüne vurun- ca, —efendisini arada bir ziyaret eden— ve şahsen de hiç hoşlan- madığı Mister Hayd isimli bir a - dam olduğunu derhal farketmiş... Hizmetçi kızın sözlerini aynen) nakledelim: “— Hayd isimli adamın elinde; mütemadiyen oynamakta olduğu kalın bir baston görülüyordu. Tek kelime bile cevap vermiyor ve ar- kasından sanki büyük bir fe Çevkren Hikmet Münir lâket gelecek olan kötü bir haberi dinliyordu. Sonra/ birdenbire, bu ufarak adam köpürdü. Ayağı ile yeri teperek, sopasını bir deli gi- bi sallamağa başladı. “Yaşlı adam bir adım geriledi. “Şaşmıştı. * Biraz da ürktüğü anlaşılıyor- du. “Bu esnada, Mister Hayd, büs- bütün çileden çıkarak, adamı yer- lere serinciye kadar, elindeki ka- lIm değnekle sopalamağa girişti. “Arkasından, âdeta bir may- mün hiddetile, adamı ayağının al- tına aldı. “Çiğnedi, ezdi, dövdü.. O ka- dar ki, kemiklerinin — çıtırdağını| duydum diyebilirim, “Yaşlı adam yola yuvarlandı...,, Hizmetçi kız, bu manzaranın dehşeti karşısında düşüp bayılı- yor.. Tekrar kendine geldiği zaman, saat iki imiş. Derhal polise vara- rak meseleyi anlatıyor... Katil, çoktan sırra kadem basmıştır... Fakat cinayete kurban olan a- dam, koca meydanlıkta tanınmaz |Amerika Son grevlerin sebebi nedir? İngilizce “Manchester Guard | an,, gazetesi yazıyor: “San Fransisko grevinin .ıl sebebi şudur: Bu'şehir büyük bir limana malik olduğundan | amelesi gayri muayyen me daimi surette mutazarrır. olma* tadır. İngiltere de bu . seyyieni” yabancısı değildir. Bu M"'ı j tetkik eden heyetler bu fena siste” mi tenkit etmiştir. Liman sinin muayyen günlerde muayyf vazifeler almasından eskidı şikâyet edilir; buna rağmen | sistem gerek İngiltere ve gere Amerikan limanlarında kök mış bir vaziyettedir. San Fransisko dok amelesi V? hatalı sistemi kökünden kazıtt ğa azmetmiştir. Bunun için ne çareyi sıra ile çalışmak sisti” minde bulmuşlardır. Ve bu sır$” nın kendi memurları tarafındi” tayinini talep etmişlerdir. Şi: ' ye kadar patronlar ameleyi int” hap hususunda tam bir urbuüf sahip bulunduklarından her istedikleri ameleyi istihdam eder lerdi. Bu sistem şüphesiz pıkf lar için mükemmel bir tarz İ Fakat amele bakımından iki yük mahzur vardır. Gayri mut? yen mesai usulünü ilelebet sürük leyip devam - ettiriyor ve müi saatleri veya ücret hakkında amif leye hiçbir talep hakkını — vermi” yordu. Grev meselesinin halli bir care tasavvur olunabilir. 5 Evvelâ iktidarsızları ayıklam? ve bilâhare sıra ile çalışmak "_r teminin tatbikı. Her ikj harekel tatbik ve icrasına bitaraf bir #f yet nezaret etmelidir. Böyle fi şekli hallin federal hükümetin # | yasetine deuygun düşeceği min edilir.,, Şameala aa öemazememiemniz tadir. Sopa, görünüşte pek nadir $ sağlamca bir ağaçtan yapılmış makla beraber bu hayvanca ”," mün hızıyla kırılmış, civarda bif bataklık içinde görülüyor. Fekf yalnız bir parçası... Diğer pıVG'!" muhakkak surette katilin alıp tiğine hükmediyorlar. ğ Polis, dayakla öldürülen ad?,, mam üzerinde bir altın saat, bir para kesesi bulmuştu. Fakat, maktulün ceplerinp hüviyetine delâlet edecek ne k*" vizit, ne de evrak görülwi'.;z Yalnız, mühürlü ve pullu zarfa tesadüf edildi. Maktulün, belki de postahs?f ye götürmekte olduğu bu 5“5 üzerinde, Mr, Aterson'un adi yazılıydı. Ertesi sabah, Mister A“_"’ daha yataktan kalkmamıştı Kİ zarfı ona getirdiler. v Avukat, zarfı görür ıörm*f gel cinayet kendisine haber ""ı'â’ şayanı dikkat bir surette * nu muhafaza etti. d — Cesedi görmem lâzm dedi. Şimdi bir şey ıöylîy'/ Müsaâade ederseniz giyineyi! bir halde böylu boyunca yatmak - kayım.. ÇDevamı ef