V j j ü ni ğ C ” ll DU l Benim gü ; BİT-M—:— şarap hikâyesi Dün bu sütunda şaraptan bah- Yetmem üzerine, bir dostum, ba- .,.’ gene ayni mevzu etrafında bir hikâye anlattı. Meşhur Tevfik Paşanın, henüz Vezir olmadan evvel, Atina sefi- 'ğ b“""duiu bir sırada, maiyye-| inde “C.., bey isminde bir zat| ki, bilâhare, hariciye mes- sivrilmiş. O da- sefir ol- leğinde Muş, _'“ “C.,, bey, lâtifeyi pek seven bir tab'a malikmiş.. Ayni devirde Büyük Britanya- D Atina sefiri olan zat, gayet Barip bir adammış. Tabiri diğer- le ?İlıhlılmuç. Bütün sefaret me- Tasimini zevcesi İidare edermiş. ©r akşam, sofrada davetliler bu- Undururmuş, Lort hazretleri, et- Tafma selâmlar dağıtarak, maso ân, yerine geçer; yalnız şa- Taptan bahsedenlere iltifatlar sa- Vururmuş. Derdi günü — şarapmış. a hiçbir kaygusu yokmuş. Hatta, o kadar dalgınmış, o de- Tece insan teşhis edemezmiş ki. ::“uı birinde, bakmız, ne — yap- Karısma, bir akşam demiş ki: /— Tanıdığımız genclerden bi- Tine yolda rasladım. Kim oldu- Bunu hatırıryamamakla — beraber, itini yemeğe — davet ettim. , er halde münasebetsiz biri de- İ_'l İyi tanıyoruz. “Karımı da ge- tireyim mi?.,, dedi. “Hay hay! ge- tirin!,, dedim. Sofranım arka ta- Yaflarında onlara göre de bir yer Byırt.. Yer ayrılmış. Fakat tam sofra- Ya oturulacağı sırada, kapılar ar- d'l_lı. kadar açılmış. Bir de ne lar.. Meğerse, sefirin davet p i veliahtla zevcesi değil miy- Miş., İşte, İngiliz sefiri, bu derece ünyadan bihaber bir adammış... Arsa şarap, yoksa şarap.. 'C.,, Bey, düşünmüş ki, bu se- f'.! kendini sevdirmek sayesinde, Tİvrilmek mümkün. Lâkin, sevdir- -Mek icin de şaraptan anlamak lâ-| Tim. Başka çare yok.. Birakşam, merasim icabı, İn- Ailtere sefaretine davetliymiş. Ga- Fip bir tesadüf neticesi, öğrenmiş * bizim sefaretteki metrdotelin kardeşi, Büyük Britanya “sefare- l& ayni hizmeti görüyor.. İşte, Ondan, şaraplar hakkında umumi TMalümat edinmiş. Ayni — zaman- da, o akşam sofraya çıkarıla- Sak markaları öğrenmiş. Kadehlere şarap konulduğu kit, dudağıma kırmızı mayii idimi.; ve: —O.. Sefir hazretleri.. » de- Miş.. Enfes şey bu.. Enfes.. o zamana kadar cereyan eden kitbavereleri dinlemiyen — sefir, Tdenbire dirilmiş: — Siz, şaraptan anlar mısımnız? —EN, efendim, biraz.. — Peki. Nedir bu içtiğiziz?.. d_“ Yanılmıyorsam — Amontilla- ,uı"nbı.. Hatta.. 1872 yahut . mahsulü.. Maamafih, hayır, Yır.. 1872.. î&hm içinde... . Oğlum, siz şöyle yakın ge - L'::İulıı.. Enteresan bir centil- Zatı benziyorsunuz.. Madam, bu ._"nn akşama da davet edin.. hn'?_d'î. metrdotel — sefarettey- ,__;_"C-.. beyin her akşamki şa- ılıil' ! tayin etmesi mümkün.. M""n noktai nazarına göre,| 'Btan anlamıyan diplomat ola- teda * Anlıyan ise, birinci dere-) *İyaset adamı olurmuş.. a l Köprü üstünde, Anadolu ajansı daktilolarından Suzan hanımı öl- dürmekten suçlu —ajansın sabık telsiz memuru Ali Fedai efendi- nin muhakemesinde, İstanbul a- ğirceza mahkemesi, dün müdafa- ayı dinlemiştir. Müdafaayı yapan avukat Etem Ruhi Bey, Suzan hanımı, müekki- linin öldürdüğü kat'iyetle iddia edilmediğini ileri sürerek şöyle demiştir: —Ortada delil yoktur. Kızla erertaneereere eee e neA eee Lem a ALan he ke erekenlereRm etkikat hâlâ bitirilemedi Ayakkabı ve kösele sanayiimi- ze lâstik ayakkabılarınım ne de- receye kadar zarar verdiğini tes- bite çalışan komisyon bugün de 'Ticaret Odasında toplanacaktır. Bulgaristanda da böyle bir mesele olmuş ve Sofya Ticaret O- dası, kauçuk rekabeti hakkında tetkikatta bulunmuştu. Ticaret O- dasının Sofya ticaret odasından bu hususa dair istediği malümat dün gelmiş olduğundan bugünkü komisyon içtimaında okunacaktır. l öleritükr e ülei Doçentlik istiyorlar — Mühtelif Avrupa merkezlerin-| | de tahsillerini ikmal eden bazı gençler, Üniversite rektörlüğüne müracaat ederek — fakültelerdeki münhal doçentliklere tayin edil - melerini istemişlerdir. Rektörlük bu gençlerin vaziyetlerini ve mü- racaatlerini tetkik etmektedir. i llli ea Şehrin ihtiyacı Belediye sular idaresi Topkapı caddesinden itibaren Kocamus - tafapaşa civarına kadar yeniden 1900 metrelik boru döşetmiş ve bu mıntakaların su ihtiyacmı te- min etmiştir. Bundan başka İstanbul ciheti yüksek mahallelerinin tevziatını 165 lah için sular idaresi Edirnekapı- dan Beyazıda kadar döşenecek a- na borunun Fatihten Beyazıda kadar olan 840 metrelik - kısmını döşemiş, Nuruosmaniye idase şu- besinde evvelce 17 metre olan su tazyikı 28 metreye çıkmıştır. Bu suretle İstanbul mıntakasının en yüksok semtine tazyikle su temir edilmiştir. ğ Ekmek fiyatı indi Ağuştosun birinci — gününden alâkası dolayısıyle — müekkilimin onu öldürdüğü kanaati hâkim bulunuyor, Vatman Osman, mo - tör kaptanı İlyas, biletçi Niyazi efendiler, köprü üstünde arkadan gördükleri adamı — müekkilime benzettiklerini söylüyorlar. O ka- dar.. Bu kâfi değildir.. Müddeiumuminin huzurunda i- tirafı, gerçi sübut delilidir. ama, müzayeka tesiriyle ruhu dalâlete düşmüş, ruhi inhitat ile — malül bir adam olduğuna dair tıbbı ad- linin rapor verdiği — müekkilim. bir iki gece uykusuz kaldıktan ve karanlık bir odada nezaret altın- da bulundurulduktan sonra, müd- deiumuminin mükellef ve aydın - lrk odasına nakledilmiş. Birden- bire gözleri kamaşmış, şaşkım bir hale dönmüştür. Bu ani muhit de- ğişmesinin, böyle bir adamda hu- sule getirdiği ruht — tahavvülün düşünülmesi lâzımdır. Bu - itibar- la bu ikrarm da kanuni bir kıy- meti kalmıyor. Bu ikrar da sübut delili olmaktan çıkıyor; demek- tir. > Ethem Ruhi bey, Suzan hanı- mın bir zamanlar parasını çektiği Ali Fedai efendiden sonra yüz & Ka yi Ağır yaralandı Elmadağında oturan Kopernik merkebi ile Gazhane caddesin- den geçerken 341 numaralı vat - manın idaresindeki Şişli tramva - yı çarpmış, Kopernik ağırca ya - ralandığı için hastaneye kaldırıl - mıştır. Vatman hakkında da taki- bata başlanmıştır. Müdürün otomobili Bozkurt sigorta şirketi umum müdiri Abdi Vehbi beyin idare ettiği 1039 nmumaralı — otomobil, dün Beşiktaşta sekiz yaşında bir çocuğa çarpmış, çocuk hastaneye kaldırılmıştır. Uyurken Karagümrükte, — Zincirlikuyu caddesinde —arabacı Ramazan, dün arabası içinde uyurken, arka- daşlarından Mehmet, — ceketinin cebindeki beş Jİirasını — çalmış, Mehmet yakalanmıştır. Taarruza uğradı Beyazıt belediye şubesi tahsil- darı Kâmil efendi, dün- tahsilât için Aynalı hana gitmiş ve tahsi- lTât yapacağı esnada han sahipleri tarafından taarruza — uğramıştır. itibaren ekmek dokuz kuruş W[ İşe polis müdahale etmiş ve müte- para ve francala dört kuruştur. “C.,, bey, kısa bir zaman içinde, bütün bir muhitte kendini göster- miş.. Arkadaşları arasında tefer- rüt edip bizzat sefir olmasına baş sebep de, rivayete nazaran, bu hâdiseymiş.. Eski nesil diplomatları arasın- da pek meşhur olan bu olmuş hi- kâyeyi zayi olmasın diye kaydet- tim. (Vâ-Nü) arrızlar yakalanmıştır. Sör Katerin hak- kında tahkikat Cağaloğlunda Açcımusluk soka- ğında Fransız rahibeleri dispan- serinde çalışan Sör Katerinin Ayeş Hanım isminde bir kadına tatbik ettiği yanlış tedavi yüzünden ölü- müne sebep olduğu müddeiumu- miliğe ihbar edilmiştir. Tahkikat yapılmaktadır. Daktilo Süzan hanımı öldüren Ali Fedainin müdafaası yapıldı “Ortada delil yoktur. Şahitler müekkilimi Köprüde | arkadan gördüklerini söylüyorlar... Bu, kâfi değildir,, çevirdiğini, onu — kıskandırdığını iddia etmiş ve kızı müekkilinin öldürdüğü sabit görülse de, bu ci- nayetin taammüt suretiyle işlen - miş olmıyacağını, tehevvüren iş- lenmiş olacağını söylemiş ve bu tasarlanan bir cinayetin köprü üs- tü gibi kalabalık bir yerde değil, tenha bir köşede işlenmesini da- ha akla yakm bulmuştur. Mahkeme heyeti kararını beş a- ğustos pazar günü saat on dörtte bildirecektir. Hacıbabaya sürgün cezası Şehrimizde çıkan fransızca bir ticaret mecmuasının sermuharrir- lerinden Mişel Reva efendi ile bu metmuanm mütercimi Ülvi Bey eroin kaçakçılığı yaptıkları suçu ile 9 ncu ihtisas mahkemesine ve- rilmişlerdir. Maznunların suçları — sabit gö- rüldüğünden Mişel Reva efendi bir sene hapse ve 200 lira ağır pa- ra cezasına, Ülvi bey de altı ay hapse mahküm olmuşladır. Bundan başka 9 ncu ihtisas mah kemesi, sigara kâğıdı kaçakçılığı bçııırıı muhakemesini de bitirmiş- tir. Beyazıtta makasçı Hacı baba namı ile maruf İsmail efendi, bu suçla birkaç defa yakalanmış o - lan bir ihtiyardır. Mahkeme ken- disini bir sene kırk iki gün hapse, 162 lira para cezasına mahküm etmiştir. Hacı babaya ayrıca on üç buçuk ay sürgün cezası da ve- rilmiştir. Çiçekçilere ve çiçek meraklılarına Adaları Güzelleştirme cemiye-| miıştır tinden: 3 ağuslos cuma günü saat on sekizde Büyükadada yapıla - cak çiçek savaşı esnasında ayrıca bir buket müsabakası da yapıla- cak ve kazananlara — madalyalar verilecektir, Çiçek sevgi ve mera- kını arttıracak bu — müsabakaya bütün İstanbul çiçekçilerinin işti- raki hassaten rica olunur. ç YN ban | Mektepsiz çocuk kalmıyacak Maarif müdürlüğü bu sene hiç- bir çocuğu mektepsiz bırakma - mak için şimdiden mektep temi- nine çalışmaktadır. Merkerde ye- niden birkaç ilkmektep açılacak- tır. Şimdiki halde mektebe en çok ihtiyacı olan semtler Fatih ve Ak- saraydır. Buralarda iki münasip bina kiralanmıştır. HekiL iyarıli. Maslakta karakol Sarıyer jandarma kumandan- hığı Maslak yolu üzerinde yeni- den bir karakol tesis — etmiştir. Karakoldaki jandarmalar yollar: sık sık teftiş etmekte, geceleri fe- nerleri sönük geçen - otomobilleri çevirmektedirler. TARC YN 5 : a Cermen birliği Bugün Avrupanın korktuğu — işte budur: Cermen birliği!... Eğer Avus - turyada Dolfusu öldürenlerin emel'e - ri tahakkuk etseydi, Hitlerin yapmak istediği işlerin en mühimlerinden biri meydana gelmiş olacaktı. Avusturya, Almanyaya ilhak edilmeğe doğru, bir adım daha atacaktı. Ayni ırktan, ayni dilden, ayni hars« ten ve bitişik komşu olan 'Almanlarla Avusturyalıların, bir gün, birleşmele - ri mukadder değil midir?... Müstemle- kesiz Almanya, kendi etrafına doğru yayılmak emelindedir. Avusturyanın i- se, şimdiki şeklinde, iktısadi bir mana- &81 yoktur. Bunlar, birbirleri için biçil- miş kaftandırlar. Evlenmek çağında- ki bir delikanlı ile bir kız gibidirler, Yanyana — duruyorlar. — Mütekabilen, yekdiğerlerine ihtiyaçları vardır. Baş- ka sebepleri bir tarafa brrakınız, ken- dilerini siyanet için birleşmeğe muüh - taçtırlar... T Ana vatan haricindeki milyonlarca Almanı alâkadar edecek ırkçılık şimri- mı ortaya atan Hitler, her yerde oldu- ğu gibi, Avusturyadaki gönüllere de kıvılcımı düşürmüştür. Bu ateşin bir yangın haline geleceğinde, ergeç, Al- manyanın, Avusturyayı ilhak ederek Adriyatik denizine ineceğinde şüphe yoktur. ) Böylelikle, Cermenlik âlemi, bütün Avrupayı, şimalden cenuba doğru, iki- ye bölmüş oluyor. Fransanın asırlık düşmanı, binneti- ce kuvvetlenecektir. Fakat en mühim- mi, Dimyattaki pirince giden İtalya, | evdeki bulgurdan da olacaktır. Zira, tâ yanıbaşında munzzam bir Almanya zuhur etmiş bulunacaktır. Küçük iti- lâfta fena mevkide kalacaktır? Dev gi- bi bir Cermen diyarımın Balkanlar üze- rinde yükselişini düşünün!... ' Hülâsa, Avusturyanın siyasi lstiklâ. * Hi kaybedişi, dünyanım müvazenesi- ni bozacak kadar ehemmiyetli bir hâ- disedir. Ve Almanyanın Hitlercilik şulesi, Avusturya barut fıçısı yanında ateş saçıp duruyor... Devletler, Almanyayı, zaten tok başma bırakmışlardır. Fransız siyase- ti, onun etrafında, ağlar örüyor, pusu- lar kürüyordu. Yalnız İtalya, Alman- yaya meyyaldi. Fakat, bu son hareket, bilhassa, İtalyanın telâşa düşeceği ve ona karşı teveceüih etmiş bir darbedir. Böylelikle, Almanya, dünyada, bir başına kalryor. Fakat, buna rağmen, çok tehlikeli bir manzara arzediyor. Hani, bir kediyi bir odaya kapatırır- mız, beş altı kişi, sopalarla Üzerine hü- cum edersiniz... Aciz ve kukıvrak ya- kalanmış sanılırken, can havliyle bir- den bire dehşet kespediverir, meydan okur... İşte, Cermen ülemi, müsellâh devletlerin cepheden yahut sinsi hü » Farzı muhal, İtalyanın ve diğer devletlerin orduları Avusturyayı baş- tan başa kaplasalar da, orada ilelebet mi kalacaklardır? Bu yabancı memle- keti argeç tahliye zarureti hasıl o'a- caktır. O zaman, netice neye vara « cak? a. a Almanya, en fazla kuşatılmış ve ze- bun edilmiş sayıldığı bir sırada, işte, böyle, mekni kuvvetinin bütün aza » metiyle, dünyanın karşısında dikili « yor. Cermen hareketinin önüne nasıl geçilecektir?... Her halde, dünya, pek mühim vekayün arifesindedir. Hüseyin Faruk Recai Beyin tetkikatı Sanayi umum müdiri Recai bey şehrimizin sanayi muhitinde- ki tetkikatıma devam etmektedir. Mumaileyh her gün bir fabrika- yı ziyaret ediyor. Kendisine Sana- yi müfettişi Daniş bey refakat et- mektedir. Recai bey dün öğleden sonra yerli mallar sergisini ziya- ret etmiştir. Ö eeet Yeni Italya konsolosu İtalyanın yeni İstanbul ikinci konsolosu M. Renato della Ch'esa Conte D'isasca dün şehrimize gel- miştir. '