9 Temmuz 1934 — Tariht Tefrika: 100 HABER — llım Postası 9 Temmuz 934 © Karadeniz Korsanları © — Müellifir Jehak FERDİ Aslan Bey sordu: — Ne işi?... — Ne işi olacak?! Safra ataca- ğız... — Safra mı? Rüstem gülümsedi: — Ali babayı asacağız.. Ve ce-| sedini denize attıktan sonra liman| dan ayrılacağız. Aslan Bey (Ali baba) nın ası-| lacağmmı hatırından bile geçirme- mişti. Rüstemin cevabı Aslan Beyi hayrete düşürmüştü. Şaşkın — şaş- ktn Rüstemin yüzüne baktı: — Sen çıldırdın mı, oğul? Hün- kâr bu hareketimizi duyarsa, İs- tanbula gidince ikimizi de ipe çek tirir. Yazıktır.. Acırım sana! Bu a- damı İstanbula kadar götürelim.. Ve (kadın kaçakçılığı) yapıyor di- ye hükümete teslim edelim. Hükü- met cezasını versin. Rüstem şiddetle haykırdı: — Benim bu dakikada hükü- metle alâkam yoktur. Ben Karade- nizde korsanlık yapan ve hiç kim- seye tâbi olmryan bir adamım. Na Hünkârı tanirım, ne de seni! Rüstem, Ali babayı kömürlük - ten çıkartmıştı . Aslan Bey, Rüsteme söz geçire - miyeceğini anlayınca kendi kama- rasına çekilip yatmıştı. Gemi Trabzon açıklarında de - mirlemişti.. Rüstem Ali Babaya sordu: — Ey... Anlat bakalım, eski til- ki!.. Dünyada başka bir arzun var mı ?. Ali baba şaşkın şaşkm Rüstemin __yuıuno baktı: üsuz İnsan yaşar mı7, — Pekâlâ.. Söyle!. . — Bir tek arzum var, Rüstem! , Parasını aldığım (Fatma) yı sahi - bine götürüp teslim etmek, . — Hâlâ (Fatma) yı mı düşünü- yorsun?, : — Elbettet.. Süleyman Paşayı al| datmış vaziyetteyim.. Adamcağı « zın parasını aldım.. İstediğini yap-| mak — lâzımdır . Hen sen Tifliste bana söz vermemiş miy -| | baya insanfsiz bir 'cellât din? (Fatma) ile beş on gün eğlen dikten sonra, onu İstanbula kaçıra- caktın.. Süleyman Paşanın malını sen nasıl gaspedebilirsin?. — O artik ne senin, ne de onun.. Yalnız benim malımdır.. - Benim karımı ben ölmeden kimse alamaz.| Bahusus ki aramızda bir de çocuk var.. Ali baba hayretle gözlerini aça- rakı — Çocuk mu var? dedi, demek| © nefis Tiflis sütünün kaymağı sa- na nasip oldu ha?, Rüstem kaşlarını çattı : — Haydi, gevezeliği bırak! Va- siyetini hazırla.. Seninle çene çala- cak vaktim yok!.. Ali baba Rüstemin şakalaştığı - va kaniydi: —Rüstemciğim! Emir ver de şu kollarımı, ayaklarımı — çözsünler.. Kaç gündür çektiğim azap ve ıstı - rap yetişir.. Kömürlükte fena hal- de bunaldım.. Öleceğim,. — Tabii öleceksin! Hem de bu- gün.. — Haydi canım, şakayı bırak!. — Sana sondefa — söylüyorum: Pencereden güneşi ve dünyayı iyi- ce seyret!.. Biraz sonra gözlerini kapayacaksın!.. Ali baba tekrar gülmeğe başla - di: — Bu gece sahiden boynum ka- şınıyordu, Eğer kendimi (Ştanka) nıp gemisinde bulsaydım, bu bo - yunum kaşınmasını fenaya yorar - dım.. — eBnimle alay mı ediyorsun, gaddar tilki. Ben seni bugün gemi direğinde astıracağım.. — Anladın mı?, Rüstemin yüzündeki çizgiler ya- vaş yavaş derinleşiyor, ve Ali ba - soğuk kanlılığiyle bakıyordu. — Seni astıracağım, Ali baba!.. Buna karar verdim.. Bugün son gününü, sön dakikalarını yaşıyor - sun!., Sana acımıyor değilim! Se- ni belki de affedebilirim.. Fakat, bir şartla.. Ali baba ağlar gibi bir sesle yal- varmağa başladı: — Aman, ayaklarını altını öpe- | peyim, Rüstemciğim!.. Beni affet.. Ben de çoluk çocuk sahibiyim. Kızlarım, torunlarım var.. Onlara kavuşmadan dünyadan göçersem, gözlerim açık gider. —Hele sen şu şartını söyle bakayım?, — Şimdiye kadar kaç kız ka - çırdın?. Bnu anlamak istiyorum .. Bunların içinde anasımı, babasmı öldürdüklerin de varmış.. Bilirsin- ya, bunları Tifliste bana anlatır - dın!.. Şimdi bunların iç yüzü hak - kında izahat vermeni istiyorum!. Ali baba gülmeğe başladı; — Ekmeğimde gözün var gali- ba? Bu işi heyecanlı olmakla bera- ber kârlr buldun, değil mi?, — Merak etme.. Ekmeğini elin - den alacak değilim !, Ben anlataca- ğın hikâyelerden bir hakikat anla . mak istiyorum.. Haydi, başla. ba - kalım.. Ali baba bağırdı: — Yahu, bu vaziyette bir insan dalkavukluk yapabilir mi?, — Şu kollarımı çöz de sana şimdiye ka - dar kaç kız babası öldürdüğümü, ve kaçını nerelere ne fiyatlarla sat- tığımı anlatayım!.. Hem bu hikâ - yelerimin içinde öyle esrar ve he - yecan dolu tarafları var ki.. Onla- vi ne Rusya çarı bilir, ne de Sultan Mecit.. Rüstem ayağa kalkmıştı : — Biraz anlat!. Evvelâ kolla - rını çözeceğim.. Sonra da ayak - larını.. Fakat, bir şey söylemeden iplerini çözemem!.. — Ben görmiyeli sen çok aksi bir adam olmuşsun yahu|!.. Benim- le mühim bir alışveriş işi halleder gibi, o kadar hasis davranıyorsun ki.. Eğer sen bir kız babası olsan kabil değil anlaşamazdık.. — Yani beni de ötekiler gibi ö- bür dünyaya gönderirdin, — değil mi?, — Şüphesiz.. Bir dakika düşün - mezdim bile.. (Devamı tarı Ormanlarımızı devlet işletecek Ubaştaratı 1 men sayıfada) rek bu kanun hakkında mütaleası alınmasına karar verilmiştir. Ziraat Vekili Muhlis Beyin çok- tanberi hazırlığı ile uğraştığı bu ka nun yeniden mühim bazı esasları havidir. Buna nazaran Türkiyede mevcut bütün ormanlar, evkaf ida resindekiler de dahil olmak şarli-| le, kâmilen devlet tarafındaa istim lâk ve idare edileceklerdir. Or -| man mamulât ve mahsulâtı da biz zat hükümet tarafından hazırlana cak ve gene hükümet namına satı- lacaktır. Köylü ise kendi civarla- rındaki ormanlardan kesim ve na- kil ücretini verdikten sonra yarı fiyatla istifade edebileceklerdir. Bu kanun neşrolunduktan beş sene geçene kadar vaziyete göre hususi tüccarlara orman ihalesine devam olunabilecektir. Orman idaresinin Maliye Vekâ- leti ile alâkası kesilecek ve müsta- kil mali bir teşekkül haline ifrağ olunacaktır. Buna göre ormanların' işletme masrafları da orman ida-| resi vasıtasile tarholunacaktır. Ayni zamanda orman idareleri nin bankalar tarzında mali bir te- şekkül olması da muhtemeldir. Bu kanuna göre ormanların her nevi mülkiyeti ve tasarrufu istimlâk mukabili olarak lâğvedilmiş bulu- nuyor, Ve istimlâk nihayet bulun - cıya kadar bütün diğer hususi or- manlar devlet ormanı muamelesi - ne tâbi olacaktır. Diğer taraftan işittiğimize na- zaran ormanlar bir müddet — işle- mekten alıkonacak, imar edilecek ve zenginleştirilecektir. Bu müd- de! zarfında memlekelin - orman | ihtiyacı hariçten gümrüksüz ola- râk ithal edilecek ve depo edilip halka satılacaktır. Bu hesaba göre hem uzun za- mandır harap bir hale gelen or- manlarımız bir müddet için olsun imar edi'ecek, hem rakipsiz vazi - | ye ayrıca büyük menfaatlar temin edecektir. Maamafih şimdiden kat iyyetle kabul edilmiş hiç bir şey yoktur. Memleketin menfaatine en; uygun şeklin kabul edileceği şüp- hesizdir. Bundan böyle yüksek orman mek tebi de senede yüz talebe mezun verecek ve bu suretle fen kadrosu- nun açığı kapanacaktır. Mevcut or man mühendisleri ise kadro esası- na göre tevzi edileceklerdir. Bu se ne yükşek orman mektebinin vere- ceği otuz mezundan yirmisi kadro ihtiyacı nisbetinde tevzi edilecek- ler on tanesi ise tahsillerini daha fazla yükseltmek için Avrupaya gönderileceklerdir. Ayni zamanda bu kadroya nazaran muhafaza me murlarının da adedi bine iblâğ o- lunmuştur, Ve bunların iki yüz kırk beş kadarı baş bekçi olarak istihdam edileceklerdir. Bütün or- man memurlarının ihtisaslarını i - yette bulunan hükümetin hariçten| lerletmek için sıra ile Avrupaya getirdiği orman mamulâtı hazine -' gönderilecekleride söylenmektedir. Hasan Yulaf öz “ Unu Vitamini ve Kalorisi Pek Mebzul Holandada ihtilal teşebbüsü (Baştarafı 1 inco sayıfada) kil eden Cava ve Somatra adaların da iktisadi vaziyetin müşkül — bir, vaziyet arzetmesi burada fena a - kisler yapmıştır. Buna ilâveten son senelerde Al- manyaya mühim sermayeler yatır-| mış olan dünya mali işlerinde mü- him bir vazife ifa eden — Amster- dam malf piyasasının Almanyanın| harici borçları için moratoryom ilân etmesi üzerine, müşkül bir va- ziyete girmesi Holandanın mali ve iktisadi bünyesini bir kat daha sarsmıştır. Son bir iki sene zarfında evvelâ Asya ve sonra da Avrupa kıt'asın- da bile bütün Avrupanın sınai ve ticari milletlerini gittikçe tehdit e- den Japon rekabetinin dünya tica- retile yakından alâkadar olan Ho- landayı de müteessir etmemesine imkân yoktu. Maamafih bu ihtilâ! hareketinin bastırılacağına şüphe yoktur. Yalnız Holandanın ciddi bir ta- kım meseleler karşısında bulundu ğunu ve bu meselelerin hallinin ko lay olmadığını söylemek lâzımdır. Bu meselelerin halli için Holan dalı, iktisadi ve siyasi mehafilinde muhtelif çareler düşünülmektedir. Bunların başta geleni, şimdilik ihtilâflı bulunmasına rağmen flo - rin fiyatının, İngiltere ve Amerika yı takiben düşürülmek istenmesi- dir. M.R. Necdet Amsterdam, 8 (A.A) — Hükü- met, Komünist Tribune gazetesini kapatmış ve bir çok matbu kâğıt müsadere etmiştir. Hükümet asa- yişi iade için kat'i bir harekette bulunmağa karar vermiştir. Dün akşam karışıklıklar tekrar başla- dığından zabıta memurları nüma- yişçilere ateş etmiş veiki kişiyi a- ğır surette yaralamıştır. Kıyamcı- lar yeniden barikatlar vücade ge- tirmişler ve üzerlerine Sovyet bay- rağını dikmişlerdir. Amsterdam, 8 (A.A) — Şehrin şark kısmında bu sabah saat bir - de yeniden karışıklıklar olmuçtur Hükümet askeri kıtaatı kullanma- ğa mecbur olmuş ve halk kolaylık- la dağıtılmıştır. Bir kişi ölmüş ve bir kişi de a - ğtr surette — yaralanmıştır. Diğer| taraftan zabıta müstakil sosyalist| fırkasının merkezinde taharriyat| yapmış ve bir çok vesikalar elde| etmiştir. Saat ikide her tarafta — asayiş' yeniden teessüs etmiş lıulıuıuyor—; du. Hastahanelerde daha 44 kişi tedavi altında bulunmaktadır. Amsterdam, 8 (A.A.) — Ams terdam belediye reisi, askere ve za bıtaya ihtara lüzum görmeksizin silâh kullanmak emrini vermiştir.| Dolaşılması memnu sokaklarda| gezen kimseler öldürülmek - tehli-| kesine maruzdur. Belediye reisi, iğtişaşatın dur- | ması lâzım geldiğini - söylemiştir. Şimdiki kargaşalıkların komünist ve müstakil sosyalist — fırkaların tahrikâtı neticesi olduğu tebeyyün ettiği takdirde de bu — fırkaların teshedilecektir. Nenboo garnizonunun iki alayı hemen Amsterdama hareket et- mek üzere kışlalarında hazır bu - lunmaktadır. AAlıı;ânya da vaziyet (Baştarafı 1 inen sayıfada) ne hapse mahküm edila Öldürülenlerden 46 kii leri yakılmıştır. Ölülerin adedini ve lıtiviyıı!lıı"lli ! liste intişar ettiği zamâli gelip küllerini alabil. Öldürülen Nazi lideri Strasser'in kardeşi Ott0” Pragda beyanatta bulum! deşinden aldığı bir bahsetmiştir. Otto Strasserin beyant” re, öldürülen kardeşi münden on gün evvel, H teklifiyle karşılaşmış ve ? Göring'in mevkii verilmt miştir. Otto Strasser aynen lemiştir : “Fakat Göring, Hitlerif” muhaberelerini — daima için bundan haberdar bunu tertip etmiştir.,, Diğer bir ajansın ver! lümata göre, Hierçberg kaçmağa teşebbüs eden daha öldürülmüştür. Vaziyet tehlik Londra, 8 (A.A.) — R! nn Berlin muhabiri bildiriyofi Memlekette sathi bir. sükt sına rağxmen, gizli bir ) sürmektedir. Çünkü bütün AF müsellâh bir vaziyette üç T bulunduğu tahmin edilmekt” bunlardan yüzde yetmiş cum katalarına tekrar mali vardır. Son idam hükümleri, propagandasına müsait bir zırlıyan umuümi bir. mem döğurmuştur. — Bazı hücuff | şimdiden komünizme iltihak dirler. Bu karışıklık unı . gı hükümet hususi polisten ( Hitlere sadık kalan siyah g0W bin kişi çıkarabilir. Hücüm kıtaları m sında sui istimaller yıoıl&l çok misaller gösterilmektedit: Hitlere karşı hazırlanan doğruluğu ve büyüklüğü — tetfi miştir. Reisler, suikastı, nevraları — şeklinde yırlif Şimdi sakin Almanlar için V- mevzuu vardır, o da Hitlerifi , bareketini olduğu gibi muhtetf | şıklıkları da yatıştırmağa İ lup olmiyacağıdır. Berlin, 8 (A.A.) — bildiriyor: Alman matbuatı Von Fransa ile münasebetlerde meselesine tekrar israrla av tedir. — Gazetelerin — efkâri yeyi oyalamak teşebbüsüne ümitsizce sarılmalarımın sebe”' | tin çok nazik olmakta devami © Propaganda nazırı M. o, yaziyeti umumiyetle zann © kadar kuvvetli değildir. Berlin, 8 (A.A.) — Ba: vini M. Von Papen günün $i leleri hakkında Reisicumhüf” katta bulunmak üzere dün deck'e gitmiştir. Siyasi mahafilde M. Von || Reisicumhuru ziyaretine ittifi yük bir ebemmiyet atfetm ler hükümetinin vaziyeti soff yüzünden — sarsılmış 0: y Bundan böyle Nazi diktat hangi esas dahilinde W' sğali varit olmaktadır. İki ri resmi zevat ile Nazi fırkat | Amsterdam, 8 (A. A ) — Colijn'in, son ıkların * | lâkki edilea komünist fırkatif' mek içim meclisten fevkalâdt ler istiyeceği lıı.linhuktollf' Çocuk gıdasıdi| Doktorlarınıza sorunuz. Yulaf çocuklara hayat ve ruh verir. Neşvünemalarına ve çabuk yürümele rine ve afiyet ve sıhhat içinde yaşamalarına sebep olur. neş'eli, tombul yapar. Yulaf özile pirinç, nişasta, patates, arpa, mısır ,irmik, bezelye, mercimek özü u nlarını çocuklarınıza bol bol yediriniz. Tabiatin bu sade v& gıdası çocukların hayati bir grdasıdır. Hasan özlü unlarile yapılan mahallebi, tatlı ve püre ve çorbalar n nefasetine doyum olmaz. Hasan markasına ve ismine di