28 Mayıs 1934 .. . . . öz türkçe işinde okutucuların payı Bugün, benim anladığım biçim- de bir öz Türkçe denemesi — daha yapacağım. Dünkü yazımda, bir tane bile Arapça, farsça söz kul- Tanmamıştım. Ne yazık, kendimi üşüttüğüm için evden dışarı çıka- Mmadığımdan, düzeltmelere bakan| arkadaş, benim “kısırmış,, diye| yazdığım sözü “fakirmiş,, — diye değiştirmiş, başkaca ufak tefek uy güunsuzluklar bırakmış: -Olmadık yerlere “ve,, ler kondurmak gibi.. İlk denememin böyle sürçmesin- den dolayı pek içim sıkıldı. Oku- yucularımın bağışlamalarını dile- rim, Söylemek istediğime geleyim: Dilimizin özleşme işini, yerin- de doğru bir çabalama bulmıyan- larla bugün başbaşa konuşmak kaygusundayım. Bakınız, yüksek çağdaki çocuk- larımızı okutanlarımızdan biri ne anlattı: “<- Tevfik Fikretin SISindeki: Kaç nasiye vardır, çıkacak pakü dı- ölüvermişti ... Demirkapıda Nöbethane soka-| muru Kadri İbrahim Bey hemen ğında eski ismi (Sakarya Zafer)| hâdise yerine giderek — tahkikata ve yeni ismi (Anadolu Şumnu) o-! başlamıştır. Biraz sonra müddei- lan otelde lâğam kazılırken bir ce-| umumi muavinlerinden Hakkı Bey set çıkmıştır. Lâğımı kazan ame-| de vaka yerine gitmiştir. Yapılan leler zabıtaya haber vermişlerdir.| tahkikat neticesinde — şu hakikat Bu ihbar üzerine emniyet ikin-| meydana çıkmıştır: ci şübe birinci kısım merkez me - Ceset, dokuz sene evvel Sakar: LN SADA sereenecErSeTENNA e vree eee benn! ya Zafer otelinde misafir — olarak İran şalıını kimler. yatan Nuri isminde bir Adapazar- hya aittir. Kırk yaşında olan Nu- karşılıy acak ri aynı otelde yatan iki yolcunun İran ahi Hazertlerini hududu- paralarını çalmıştır. Bunu o za- man oteli tutan — Ali oğlu Hasan, n rahşan! | muzda karşılamıya memur heyet " Sözlerini, on bir yıl dirsek çü-| yarım Vatan vapurile Trabzona ha artık bu yıl — okumalarını reket edecektir, Heyete Ali Sait, Fahrettin Paşalarla Hariciye Ve- kâletinden üçüncü daire müdürü Kemal, protokol dairesinden Şef- kati, iki hariciye memuru, Kütah- ya Meb'usu Naşit Hakkı ve Ana- dolu Ajansından Kerami Beyler dahildir. Hariciye Vekili Şah Haz- retlerini Trabzonda karşılryacak - tır. bitirecek olan çocuklardan hiç bi ri nnlıyı—.d,_" Bunun ne demek olduğunu kes- tiriyor musunuz? Tevfik — Fikret, daha dünün en kolay kavranan, en beğenilen yaztersıydı. - Bugün, onün —öteki sözlerile — ölçülürse pek güç, pek çapraşık sayılmıya- cak lâkırdılarını— okuma bitiren- lerimiz bile anlamıyor. Türkçeyle yabancı sözleri bol bol kullanmayı büyük iş sanan daha eski yazıları haydi haydi kavrayamıyacaklar.., ' hanlardan sonra Romanyaya bir ““Bunun; çocuklara Arapça; seyahat tertip edecektir. - Seyahat ça okutulmadığından — doğduğu| on gün sürecektir, besbellidir. Peki, ne yapacağız? 'Mok; Geriye dönerek, “Kalenin aslı ka- Müfit Bey vele idi,, diye yeniden mi “medre- Deniz Ticaret Müdürü Müfit seleri,, açacağız? Bey bu akşam Ankaraya gidecek- Yok, bunu düşüncemizden bile| T" keçiremeyiz... Öyleyse?... Arapların tanmmış başbuğu Zeyyat oğlu Tarık, Endülüse ge- Çince, bütün gemilerini yakmıştı: “— Yaşamak istiyorsak, gözle- Timizi ileri çevirmeliyiz, geriye değil!.. demişti. Doğum güniı Bizim de gemiler, daha şimdi- Dört Haziran İngiliz Kralının den yanmış bulunuyor: Yetişmiş| doğduğu günün yıldönümü oldu- gocuklarımız, dünkü lâkırdıları| ğundan sefarethane binasında bir Anlamıyor! Sözlerimiz, düşüncele.| garden parti verilecektir. timizi bildirmeğe elvermemekte- Fazlı Bey dir. Birinci umum! müfettişlik mü- — Bugün bizim başımıza gelen es- e n kiden başkalarının da — gelmiştir. î:';.::h.::': B'::ı:b:.ıı.'ııh "“:. Ruslar olsun, Çekler olsun, diğer- yiğ edilmiştir. iğine leri olsun, dillerini yoktan yarat- ğ mışlardır. Gelgelelim, bunlarda,| Hırsızların muhakemesi —örnek diye söyliyeyim,— — bir Beşiktaş icra kasasını soyan Puşkin çıkmış, Rusçayı diriltiver-| Macar Şiringer ile arkadaşlarının Miştir, Bizde ise, bütün !“iıi.ıd_': muhakemelerine dün — bakılmış, rin, ileri adımların yolgöstericisi| müddej umumi tecziyelerini iste- ©lan büyük kurtarıcı Mustafa Ke-| miştir. Mal, bunda da öaayaklık ediyor. İfe e . L l imtihan Bütün yazıcılara, bu — yolda e- Mek vermek düşmektedir. Arala- Konservatuarda dünden - itiba- tına ben de katılıyorum. ren imtihanlara başlanmıştır. Vi- Düşünceme kalırsa, —dün de| yanadan gelen mütahassıs M. Yazdığım gibi— yazıcıların yapa-| Marks imtihanlarda bulunmakta- takları, yeni sözleri ortaya ıtını“lrl; dır, ta da, lâkırdıyı — anlaşılmıya biçime sokmamaktır. Öyle ya: Anlaşılmıyan lâkırdı, lâkırdı mi- dir?... Bu işi, sindire sindire, en Sevimlilerinden, en kulağı okşıyan Romanyaya seyahat Milli Türk Talebe Birliği imti- Maarif vekili Maarif Vekili Hikmet Beyin Ha ziran ortalarında şehrimize gelme- si beklenmektedir. Hikmet Bey şehrimizde üniversiteye ait bazı iş- lerle meşgul olacaktır, Asri mezarlık Beyoğlunda yapılacak asri me- zarlığın divar inşasına yakında başlanacaktır. On beş bin lira sar- dan başlıyarak yapmalıdır. file vücude gelecek olan ihata dı- (Vâ-Nü ) varının keşifnamesi hazırlanmış. | —Dn'ınuauü , br. . bi .E_* c L Gla ı KA » S Pi L F * Husa oğlu Hüseyin ve bir de arka- daşları görünce otelin namusunu kirlettin diye Nuriyi bir gece fena halde dövmüşlerdir. Nuri dayak yiyince bağırmağa başlamış, sesi işitilmesin diye üç kişi Nuriyi, ağ- zına mendil tıkıyarak otelin bod- rum katına indirmişler, orada tek- rar dövmüşler, Nuriyi döve döve öldürmüşlerdir. — Nuri ölünce iş sarpa sarmış, üç dayakçı zabıtanın takibatından kurtulmak için Cese- di parçalamışlar ve bodrumun du- | yarma sureti mahsusada açtıkları bir yere koymuşlar, duvarın üstü- nü sıvamışlardır. O zaman bu üç kişi tevkif edil- miş, tahkikat yapılmış, otel aran- N m ni Satıcılar döğüştü Arsen, Yervant, Toma, Dikran, ve Sinork isimlerindeki beş basma cı dün akşam çalıştıkları Mahmut Paşada kürkçü hanında bir satış meselesinden kavga etmişler, neti cede Ârsen Dikranı sandalye - ile yaralamıştır. Dikranın yarası ba- şında ve çok ağırdır. —— Boruları çalıyordu Beyoğlu Beyzade sokağında o- turan Madam Anjelin bir çok kur- şun borularını çalıp kaçmak - isti- yen sabıkalı Kerim yakalanmış- tır. Kumbara çaldı Galatada Sarıgüzel sokağında Muzafferin kahvehanesinde — ku- mar oynamakta olan Zeki ve Apti cürmü meşhut halinde yakalanmış lardır. Madamın paraları Kasımpaşada aşçılık yapan Ah- medin kumbarasını çalıp kaçan çı- rağı Rahmi yakalanmıştır. Kumkapıda oturan Madam Fo- tinin 27 lirasını dolandıran Iİhsan yakalanmıştır. Ticaret odasında toplantı Lâstik fabrikası sahipleri ile ayakkabıcılar dün Ticaret Odasın- da bir toplantr yapmışlardır. Oda raportörlerinden Tevfik Bey her iki tarafın iddialarını dinlemiştir. Oda bu hususta lâzım gelen ted - birleri, iddiaları tetkik — ettikten sonra alacaktır. Si esrarı tamamen anlaşıldı Nuri, bir gece otelde iki müşterinin paralarını çalmış otelin namusunu kirletmişti. Dayak yeyince de ğ | ae Abideler yıkan- malıdır! Bunu her büyük şehirde yapar. lar... Onlar yapıyor diye, bizim yapmamız lâzım geldiği düşünce: sinde değilim. Fakat zamanla, pek tabil bir surette kirlenen, tozlanan —yüksek mevki işgal etmiş bir heykel veya rumuz kümesi— her halde kendine lâyık bir manzara arzetmelidir. Beyoğlu Cümhuriyet meydanm- daki umumi heyetin ıslahı hakkım da teker teker yazdık. Hele bir dik katli dostumuz orada, sol tarafa düşen münaşsebetsiz iki merciin bi- le, hakikaten mütecavız, — aykırı, çirkin durduğunu sezdirir bir işa- rette bulundu, Vaziyet hâlâ aynı- dır. Buraya, bütün cihanın —fırsat düştükçe ziyaretçilerini— bir mık natıs kuvvetile çekiyor ve o hava- nın saflığı içerisinde zafer, tebcil, takdir seslerinin bir biri ardınca dalgalandığını ruh ve beden —ku- laklarımızla duyuyoruz... Oraya çelenkler konuluyor. O- rası mühim bir dikkat ve hayretin, hadden aşkm bir keskinlikle etra- fı sezip yaşadığı yüksek manevl mıntakadır... Düşünün ne icap e- der? Ben, abidelerimizin, kendilerine pek uyacak bedii, müessir ve bu yolda bütün itinaları temin edil- miş bir muhit içerisinde, bir zemin ortasında, gül gibi —anlatabiliyor muyum,— gül gibi durmasına ta - raftarım, Hattâ buna bir taraftar». lık diyemiyecek kadar, aksi ciheti bulunmıyan büyük ve kutsi inan vahdeti içindeyiz., O çiçeklerin kır. pılıp düzeltildiği gibi, o mermer- lerin ve bronz heyetin de sık sık uğulup arıtılması, tozları alınması, hattâ sabunla, soda ile yı lâzımdır... Bu; şehir belediyesinin —Abidelerin en mürtefi noktasına kadar eserini teşmile mecbur oldu- #u— başlıca vazifelerinden biri- dir... Bu şerait dahilinde, bütün u- mumi ve ekspoze mabetleri, meş- hur, bakılır yerlerile baştan başa | Bugün- mış, müsbet bir delil ve emare bu-| lunamamıştır. Muhakemeleri a-. ğır cezada görülen suçlular niha »| yet beraat etmişlerdir. Fakat cinayet dokuz sene sonra | meydana çıkmıştır. Zabıta bu üç kişiyi aramaktadır. Kendileri bu-| gün yarın yakalanacaktır. Tüccarı tehdit edenler mahküm 'Tüccardan Aram Keserciyan E- fendiyi 600 lira para ele geçirmek için ölümle tehditen suçlu olarak muhakeme edilen Musa beraet et- miş, Ramazan sekiz, Abdullah üç ay hapise mahküâm edilmiştir. Rüşvet işi Komiser Mucip ve taharri me- muru Remzi Beyler aleyhindeki rüşvet alma tahkikatı adliyece he- nüz neticelenmemiştir. "Tahkikat yakında bitecektir. Teklif edildi Vilâyet Ziraat Müdürü Tahsin Bey Ziraat Vekâletince takdirna- me ile taltif edilmiştir. Muharrirler kongresi 25 Haziranda Moskovada top- lanacak olan Sovyet — muharrileri birinci kongresine memleketimiz- den Falih Rıfkı ve Yakup Kadri Beyler davet edilmişlerdir. Esnaf bankası işi Esnaf Bankası tahkikatına dür de devam edilmiş Şehir Meclisin” rapor veren İsmail Sıtkı Bey d! şehir yıkanmak lâzımdır. lenmiştir. Vesait mi yok !, İki şoför yakalandı Hikmet Münir Aksaraydan Beyoğluna gitmek üzere otomobillerine binen Fıl.mı! Hanımı Yedikuleye zorla — götür- mek istiyen şoför Lütfü ile Etem zabıtaca adliyeye verilmişlerdir. Sahibi çıkmazsa Beyoğlunda Süruri mahallesin- de Samancı sokağında Emin cami ismini taşıyan mektebin bir ay zar fında sahibi çıkmazsa bina beledi- yeye intikal edecektir. Evkafta maaş İstanbul evkaf müdürlüğünde iki aydan beri maaş verilememek- tedir. Ücretli memurların Nisan ve Mayıs ücretleri bir araya gelmiştir. Intihap Kabzımallar cemiyeti idare he- yeti intihabatı dün cemiyetin kü- gçükpazardaki merkezinde — yapıl- mıştır. Haksız balıkcılar Alâkası yok Tarık Hilmi efendinin, gazete- mize mensubiyetini ileriye cürerek gerek abone kaydetmek, gerek i . lânlarını neşretmek behanesile ö- teye beriye müracaatta bulundu - ğunu öğreniyoruz. Gazetemize mensubiyeti olanlar üzerlerinde vilâyetçe musaddak birer hüviyet varakası tışımaktadırlar. Bu cihet le mücssese ve eşhasın — neticesi kendilerini zarara uğratmaktan | başka bir şey olmıyacağı tabil bu- lunan bu gibi müracaatlardan ko- ruyabilmek için herhangi bir mü - racaat vukuunda hüviyet varaka - sını istemeleri, gösteremediği tak- dirde bu müracaat ne sebebe müs tenit olursa olsun polise müraraat etmelerini rica ederiz. Tarık Hilmi Efendi hakkımda idaremiz lâzımgelen resmt teşeb « büslere girişmiş olmakla beraber B ğ keyfiyetten okuyucularımızı da ha Gümrük muhafaza motörleri| berdar etmeyi lüzumlu görüyoruz. Marmarada umumi bir tarama yap TTarık Hilmi efendi çok kısa boy- mışlar, ruhsatiyesiz balık avına çı-| ludur, ekseriya başı açık gezer, te- kan yirmi balıkçıyı yedeğe alarak| Jâşlı konuşur, esmer ve kalınca kaş limana getirmişlerdir. hdır.