Sinema miııl.ı.,,ı,_ pek çoğu| :::leriııi birer tesadüfe borçlu- Silvia Sidney, Clara Bow'un filmde oynamak istememesi ü- W::hf'_!mıuıı yerine oynamış, bu B ile nazarı dikkati celbetmiş - &hon sene kadar evvel Japon ar- —nds“lü Hayakava “Şeyh,, fil « 'en'. istememiş, onun &|x , "* bu rol Rudolf Valantino - M Ümişti. Valântinonun şöh - Nıu- ma bu film sebep ol- ,_î*roıe Lombard, şöhretini Mirej g,uHopıdm;n bir — hastalığına “p.n“durv Clark Geybl ile birlikte "*q a fdlm., filminde oynıyacak L_'Ğ'lırîım Hopkins birdenbire| AA Anınca bu rol Carole Lom » k. 4 verilmiş, bu bir figüran o -| !x“hç kadınm tanınmasmmı te ıî &miştir. | ık:f bir tesadüf de Fredrici Xa Tn işine yaramış, John Bar '*:ı... ıe'-ın yerine büyük bir rolde , Mmıştır. *%M:;b- evvel George Raft ta - y Bnrş bir artistken Paul Muni $ Tlikte “Yüzü yamalı adam,, h Patılmış, bu saretle iktidarı .ıîı rejisörlere bir fikir ve- Ş, stir, Bu rolü Jack La Rue :'q ten o kudrette bir aktö - İ'n..m" i ile birlikte oynatılması l’lı artistini gölgede bırak- Atr olan yıldızlar ması tehlikesini doğuracağı düşü-' nülerek bundan vazgeçilmiş, yeri-E ne az tanınmış bir artistin oyna - tılması muvafık görülmüştür. Geçenlerde Paramount tarafın. dan angaje edilen Lillian Moore isminde bir genç kız gene bir te- sadüf sayesinde sinemaya başla- mıştır. Genç kız stüdyoları gezer- ken güzelliği rejisörlerin nazarı dikkatini celbetmiş, kendisine tec- rübe için kısa bir film çevirmesi teklif olunmuştur. Kız bu teklifi kabul edince hemen derhal birkaç metrelik bir film çevrilmiş, muvaf- fakıyetli olduğu anlaşılımca genç kız bir mukavele ile şirket tara -| fından angaje edilmiştir. Muriel Evans Şövalye sinema- dan çekiliyor! Maurice Chevalier sinemadan çekilecekmiş.. Holivudda Jean - nette Mac Donald ile “Şen dul,, o- peretini çevirmekte olan Chevalier nin bu film tamamlandıktan sonra M. G. M. şirketiyle olan mukave - lesi nihayet bulacaktır. Fransız artisti bundan sonra Londraya gi-| | decek, orada rejisör Korda'nın i- daresi altında “Küçük Marki,, fil- mini çevirecektir. Holivuddan ge- len haberlere göre Chevalier bu filmden sonra sinemadan çekile - cek ve münhasıran müzikhollerde çalışacaktır. HABER — Akşam Postası Joan Crawford evinde Garbo pulu Şimdiye kadar krallar, büyük vatanperverler, bazı âlimler posta pullarına resimlerinin konulması şerefine mazhar olmuşlardı. İsveç hükümeti bu çerçevenin haricine çıkarak verdiği kararı tatbik et « mek üzere hazırlıklara başlamış - tır. Greta Garbonun bir resmi yeni çıkarılacak bir seri posta pul- larmı süsliyecektir. Greta Garbo- nun bu resmi uzun müzakereler - den sonra bu pul için seçilmiş ve pulların tab'ı için İsveç millt mat- baasına emir verilmiştir. Yakında pullar piyasaya çıka- rılacak ve “İlâhi kadın,, İsveçteki takdirkârları tarafından kendisi - ne gönderilen mektupların üze - rinde kendi resmini taşıyan pulla- rı görmekle memnun olacaktır. Bir “Zanaatkâr!, hakkında göslerilen bu takdir nişanesi “Si « nema san'at değildir!,, paradoksu nun yorulmaz müdafii Selâmi İz- zet beye hücum için yeni bir “Sohbetler,, mevzuu verecek mi dersiniz?. Kızıl Imperatoriça Marlene Dietrichin son filmi o- lan “Kızıl imparatoriçe,, geçen hafta ilk defa olarak Nevyorkta gösterilmiş ve gelen haberlere gö- re büyük bir muvaffakıyet kazan- mıştır. Marlene, rejisör Ştrenberg- in idareşinde çevirdiği bu filmin - de Rusya imparatoriçesi ikinci Ka terin rolünü yapmaktadır. Grafoloji mütehassısımız 12 numaralı el yazısı için “böyle karakterlere nadir tesadüf edilir!,, diyor. 1 — D. Arapyan: Mütecessis ve i- natçı tiplerden. Biraz müşkülpesent ve egöisttir. Nefsine fazla itimadı var- dır. Müsrif değildir. İhtiyatkârdır. 2 — Dimitro Golinos: Zekâsı he- nüz inkişaf etmemiştir. Biraz dikkat- sizdir. İhmalcidir. Bazan fazla hiddet- lenir. Yaşi ilerledikçe israfa meyli ar- tacaktır. 3 — Osman Atıf: Hafızası zekâ - sından kuüvvetlidir. Musikiye istidadı yoktur. İktisadı sever. Dostlarına kar- | şı vefalıdır. Maddt işlerde muvaffak olur. 4 — Nikola Todoridis 12: Hafıza- sı kuüvvetlidir. Yaşı ilerledikçe itidal ve muhakeme sahibi olacaktır. Musi- kiye istidadı azdır. Ticarette muvaf - fak olur, İsrafı sevmez. 5 — (Ayazpaşa) M. S.: Birar asa- bi ve evhamlıdır. Herkese itimat et - mez fazla mubalâğadan ve riyadan hoşlanmaz. Muktesit değildir.. Fakat israfr da sevmez. Hassastır. Vefalı - dır. 6 — Yani Nikola 14.: İnatçı ve azimkâr tiplerden. İşlerinde ekseriya muvaffak olur. Nefsine itimadı var - dır. Zekâsı tedricen inkişaf etmekte - dir. Hayalperver değildir. | 7 — (Fatih) Mustafa Remzi: Mü- | tecessis tiplerden.. Her işte şüphe ve tereddütle hareket eder, Sebatkâr de- ğildir. Nefsine az itimadı vardır. Ge- çici hevesleri kendisini ekseriya mu - vaffakiyetsizliğe düşürür. Müvesvis - tir. Dostlarına itimadı yoktur. 8 — Vasil Nikola. 55: Çok dikkat- Bizdir. Hafızası zayiftir. Eğer çocuk - sa zekâsı tedricen inkişaf edecektir. Maddt işlerde az muvaffak olur. Riya- kâr değildir. | 9 — Muzaffer Galip: Zevki selim sahibidir. Biraz asabt ve hayalperver- dir. Müsikiyi sever. Oldukça ihmal » kârdır. Riya ve tabasbustan hoşlar - maz. Sürati intikal sahibidir. Fazla düşünür, az söyler. Sefahete inhima- ki vardır. 10 — 10 H. Atalay: Alâyişi sever. İnce duyğuludur. Zevki selimine gü- venilir. Müvesvis olmakla beraber, ay- ni zamanda da sürati karar sahibidir. Müsrif değildir. Nefsinden başkasına itimadı yoktur. Maddı işlerde muvaf- fak olamaz. 11 — (Cerrahpaşa) Emine 3.: (Ya- zınızdan karakterinizi keşfetmek çok güç. Maamafih tahlile çalışacağım.) Zekâ ve hafızası yeni inkişaf etmek - tedir. Sanayili nefiseye istidadı vardır. Ne israfı sever, ne de tasarruftan hoş- lanır. Yaşı ilerledikçe vehim ve ves - vesesi artacaktır. Lüzumundan fazla bayalperverdir. 12 — Cevat Turgut. 555: Egoist ve inatçı tiplerden. Her yerde ken « dinden bahsedilmesini ister. Kendisi - ne mahsus zevkleri ve cemiyete aykırı fikirleri vardır. Mağrur ve kindardır. Muhitine çok yüksekten bakar, Şahsi kanaatlerine bütün hakikatlerin fev - kinde kıymet verir. (Bu tplerin ha » yatta muvaflfak olması tesadüfe bağ - Yıdır. Böyle karakterlere nadiren rast- lanır.) 13 — Nuriye Cenan: Asabi ve kıs- kanç tiplerden. Ketumdur. Lüzumun- dan fazla mütecessistir. Az söyler. Çok düşünür. Sinirlerinden muztarip- tir. Yaşı ilerledikçe musikiye meyli aratacaktır.. 14 — Hicran Mükerrem: Korkak ve hayalperver tiplerden. En büyük kusuru: Ufak hüâdiseler karşısında derhal itidalini kaybedişidir. Hüsnü- niyeti ve tavazuu, meziyetleri arasın- da zikre lâyiktir. İsrafa temayülü art- maktadır. Eğlenceyi sever. Riyakâr değildir. Dr. W. ş_ kagetler: Temenniler Kazanmak imkânsız Beyoğlunda Gülbahçe biraha - nesi sahibi Ali Beyden aldığımız mektupta deniyor ki: | Çalışmakta olduğum dükkân! alaturka çalgılı birahanedir. Müs- tahdeminin yekünu on beştir. Aile| itibariyle altmış küsur — nüfustan mürekkeptir. Hükümetimizin müttehaz - bir karariyle bu gibi — mahaller gece nısfilleylden bir saat evvel kapa - tılmaktadır. Ve pek — tabii olarak cümlemiz de verilmiş olan bu ka- rara itaatle ayni saatte dükkânı - mızı kapatmaktayız.. Halbuki İs - tanbul halkını ikiye tefrik eder - sek İstanbul cihetinde hayat yatsı namazından sonra kendiliğinden söner. Fakat Beyoğlu muhitinde ise ancak gece saat ondan sonra | başlar.. Şimdi ise — akşamın saat sekiz buçuk, dokuzda — olduğunu nazarı dikkate alırsak mesai saati- miz ancak bir buçuk, iki saat ola- rak kalıyor. Şu hale nazara bizim iş yapa - cak vaktimiz kalmıyor. Bikeslerin hukukunu aramakta — daima ön safta giden muhterem gazetenizle vaki olacak neşriyata muntazırız , Bu şeklin devamı — takdirinde bir kere mukellef — tutulduğumuz vergileri vermek imkânı olmadığı gibi idamei ticarette mümkün ola- mıyacağından böylece hem hazi- nei hükümet mutazarrır olacak ve hem de bir çok Türk — gençleri ve san'atkârları maaaile perişan bir kere mükellef tutulduğumuz dır. Belediye okusun Çarşambada Cebeci sokağın - da oturan bir okuyucumuz yazı - yor: “Bugün size gözümle gördüğüm ve icap ederse şahit göstereceğim bir hakikatten bahsedeceğim. 15 mayıs — Pazar günü akşamı Fatih Eski Hafızpaşa caddesinde No. 98 dükkândan tesadüfen bir ekmek aldım.. Parasını vermek ü- zere terazinin üzerine bıraktım. Gene tesadüfen — terazinin diğer gözünde bir kilogramlık — dirhem bulunuyormuş. Ekmeğin eksik olduğunu gördüm, diğerini aldım. o da eksik, bir daha, bir daha, ta- mam on adet.. Beherinden 20 - ile 40 gram eksik, ayni zamanda ekmekler de sıcaktı. Sonra ekmeği satana sordum, şunları söyledi: — Ekmeği ayni cadde üzerinde Nişanca fırınından aldım, dedi , Gene ayni cadde üzerinde bir bakkal dükkânı — vardır ki cuma günleri dükânın içerisindeki zey - tinyağ ve saireyi dışarıya çıkardık tan başka, dışarı çıkaramadığı tuz ve fasulye gibi hububatı da iste - yenlere yarı açık duran dükkân « dan veriyor. Bu da kanuna muhaliftir. Her ikisini de belediyenin nazarı dik - katine arzederim. Satılık irat Galatada altında üç dükkânı bulunan onüç — odalı kârgir bina satılıktır. Galata rıhtımında Selâ: nik kıraathanesinde Sabita Efen : diye müracaat (2386), eei BÖRRÜDÜĞÜNÜ vi eee