— Sekizinci sayıfamızdaki res- me bakınız. — “Hindistanın hayatı, felsefesi, dini, hulâsa her şeyi başkadır. Hiç biri, bizimkine benzeme!,. Biz on- ları anlıyamayız...,, Böyle söylerler, Hakikaten de bir başkalık oldu- ğu muhakak. Çünkü bizim mem - leketi düşman bastığı zaman, aha- imiz, askerimiz, ellerine tüfeği a- lıyor, küstahları denize döküyor.. Halbuki Hintliler, düşmanları İn- gilizlerle sözde (mücadele etmek için, açlık grevi yapıyorlar, yalın ayak, baş kabak şehir şehir dolaşı- yorlar!.. o Gandinin meselesi ma- lüm., Gazetelerde o okumuşsunuz- dur? Bilirsiniz!.. Böyle bir halkın düşünüşü ile bizimki nasıl eş tutulur?. Hindistan, cidden acayip an'a - neleri olan bir memlekettir. Ora - da binbir tarikat vardır. Bazı şeyhler, kâhinler, bir yol tutturmuş gidiyor, ötekiler bambaşka bir yol.. Meselâ, bir erkek, ölünce, karı - larını da beraber şehir meydanla- rmda yaktıkları meşhurdur. Tari - katlere intisap ederek sözde nefis- lerini terbiye için, aylarca aç du - ran, zayiflıya zayıflıya kadide dö - nen, nihayet ölüp giden fakirlerin de Hindistanda yaşadıklarını işit- mişsiniz dir.. Orada, öyle tarikat- ler vardır ki, şeyh: — ÖL. Cennete gideceksin!., — der Şeyhi Allah bilen mümin, kendi- sini uçurumdan aşağı fırlatır. İşte, Ganj nehri yılarında yaşıyan Atakari kabilesi de, kâ- hinlerine o derece sıkı bir imanla bağlı bulunuyordu. Bu kabilenin bir âdeti vardı: Erkek öldü Omü, karısı, artık başkasiyle evlenemezdi. Fakat, komşu kabilelerde olduğu gibi, ya- kılmazdı da.. Kâhin, onu, kendi e- vine alır, zevceleri, meyanrna ithal ederdi, Şayet kadm güzelse dini reisin sahici zevcesi olur, güzel de- ğilse, tarlalarda çalışmağa gönde- rilir, yani tam mânasiyle bir esire haline getirilirdi, 3 Fakat iş bununla da kalmıyor Mi. Atakari kabilesi, ( kâhinlerine, körü körüne inanırdı. Bunun reisi, Moca isminde ihti- yar bir kâhindi. Bir gün bahçede otururken, bü - yük oğlu Fadazenin bir o bahçıvan karısma ( süzgün süzgün gözlerle baktığını gördü: — Bizim evlât bu kadını beğen- di!.. — dedi.— Dur, şuna bir iyilik Yanına bahçıvanı çağırdı; saç - larını okşadı. Adam, bu umulmadık iltifatım- dan memnun, seçde etti. Yeri öp - tü. Moca, ona dedi ki: — Sana, büyük bir müjde ve - receğim.. Sen ölmeden cennete gi- dereksin., Herkes, huşu içinde dinliyordu. İhtiyar devam etti: — Bunu, dün gece tetkik etti - ğim yıldızlardan anladım.. Ey bah- — tiyar insan!.. Senin yıldızın aşağı dan yukarı doğru kaydı. Evet, a - şağıdan yukarı doğru.. Zuhali, U- taridi, Neptünü baştan başa tayyet ti. Nemutlu sana. Bahçıvan kalbi heyecan içinde — çarpıyordu. — Ölmeden cennete gitmek! Ne mutlu banal. — diye inildedi. Ihtiyar devam etti: — Fakat, sana, ölülere yapılan bütün merasim yapılacaktır. Vü- cudunu bir tahtaya bağlıyacağız. | Ayak ucuna birmum dikeceğiz.. Bedenini iple tahtaya raptedece - giz... Ve seni mukaddes Ganjm su- ları içine bırakacağız.. Tıpkı bir ö- lü gibi hareketsiz yatacaksın. Su - lar, seni alacak.. (o Şelâleden aşağı yuvarlanacaksm.. Amma, O sakın, kalbine korku girmesin.. Metin ol, İ İşte, o zaman, bütün diğer cesetler gibi dünyadan kaybolacaksm, Fa- kat ölmeden cennete gideceksin. Adam büyük bir tevekkülle di - ni reisin ayaklarını öptü: — Nemutlu bana... Ne mutlu bana.. —diye tekrarladı .. Hemen o gün, mukaddes nehrin kenarına toplandılar. Dualar o kundu, bahçıyana tıpki ölmüş gibi | merasim yapıldı. Ve, tahtanın üze- | rine bağlanıp ayak ucunda kandil yakılarak, vücudu, sulara terkedi!- di. o Akmtronualıp çağlıyandan| aşağı götürdü. , Varsın, Hintliler, bahçıvanın öl. meden cennete gittiğine inansın ... Bizim fani dimağlarımız bunu al- maz... Gerçi ceset bir daha bir yer- de görünmedi amma,, Ganj nehri- nin o taraflardaki anaforları o de- rece müthişti ki, sular zaten karı- şir, ne atılsa yirmi mil ötede pa » ram parça olmuş bir halde meyda- | na ancak zerreleri, habbeleri çıkar. Şüphesiz, bahçıvanm ayni akrbete uğrad.. O akşam, daha gece olmadan, kâhin, adamlarını yanına topladı: Yıldızlara baktı, baktı, baktı: — Şunları görüyor musunuz? — dedi — Şüphesiz görüyorsunuz, fakat ne ifade ettiklerini anlaya - biliyor musunuz?, Bakınız, ne di- yorlar?, Cennete giden bahçıvanm karısı, bana haramdır!, Zira, o, ancak oğlumun, veliahtimin zevce- si olabilir. | Bu kadını hemen alı nız... Yikaymız, telleyip, pullayı - nız. Oğlumun dairesine götürünüz ki, büyük bir günah işlemiş sayıl- mıyalım.. Yedi sene kıtlık çekmi - yelim., Bütün müminler: — Aman, bu kâhinimiz ne âlim şey.. Nelerde biliyor?, diye Şaştı; Velihat hazretleri, o gün beğen- diği, iç geçirdiği güzel kadını ara- dan bir kaç saat geçtikten sonra ya tağında bulunca, sevincinden, se- lefi gibi, dünya cennetine girdi!. Fakat onun girdiği hakiki cennet. ti: nâşı da — Tarikatimiz büyük tarikat ,. Babam da cidden âlim adam.. —| diye düşündü.. Ertesi sabah, etek öpmek üzere, kâhin babasınm huzuruna girdiği vakit: — Bu kadar büyük esrarı nere- den keşfedebiliyorsunuz?, Tarika- timizin sırrını bana da öğretin,. Al | lah size uzun ömürler versin, fakat, ergeç, bunları (o benim de bilmem lâzım gelecek!.. —dedi. Kâhin, etrafma bakındı. Yalnız olduklarını görünce: — Evet, bu sırrı, artık sana öğ - | retmek zamanı geldi.. —dedi, —| tarikatimizin yalnız reisler tara- fmdan bilinmesi lâzım gelen | bir| tek sırrı vardır. O da şudur: “Ahmaklıktan istifade?.,, .. (Hatice Süreyya) © on beş gün zarfında yy yl yy Ş TAN: : FRANSIZ TİYATROSU: Kuklalar. PemaR ETER TERİNİN Postası 7 Mayıs 1934 Fıkra müsabakası | İmejilizce dersleri | Perşembe ve pazartesi günleri çıkar Müellifi: ömer Rıza İG in dereceklerin yazıları; burada meşredi- lecektir. Yalnız bu fıkraların uzun ol- maması, -seçme olması ve okunaklı yazılması lâzımdır. 260 — Yalan yarışı Üç acem hemşeri toplanmış mü balâğa yarışı yapıyorlardı, Birinci acem savurdu, savurdu ve attı: — Ben İranda bir siyah © kedi görmüşem, o kadar siyah, o kadar siyahtı ki, gündüz bile yüzünü gör mek için burnunun dibinde kib - rit çakmak lâzımdı. İkincisi durur mu ya? Derhal o da savurdu: — Dediğin kediyi ben de gör - müşem, Yalnız ben gördüğüm za- man daha ziyade siyah olmuştu. O kadar ki ayağını yere basanda $i- yah siyah yerleri kalırdı. Üçüncü acem fevkalâde müşkül vaziyete düşmüştü. Hık etti, mık etti, nihayet yüzü güldü. Zira hem şerilerini mat edecek sözü bul- muştu, Birden ayağa kalktı, eliyle | kendisini işaret ederek: — İşte o kedi benimdi. Palavra- sını savurdu ve bahsi kazandı. Çarşamba: Bâlâ Denizcilere ilân Istanbul deniz ticaret müdürlüğünden: İstanbul Türk Anonim Elektrik Şirketi tarafından Galata köprü- sünün Haliç tarafmda ve köprüye bitişik olarak bir ucu (Galatada Mehmet Ali Paşa Hanı önünden diğer ucu Eminönünden o geçmek üzere deniz altına bir elektrik kab- losu döşenecektir. Bu kablo 8—5—934 tarihinden | itibaren kablo dubası tarafından seyrüsefere mâni teşkil etmemek üzere kona- cağı ve duba kablo döşeyen gemi- lere mahsus alâmetleri taşıyacağı denizcilere ilân olunur. — (16487) Iş istiyorum Almanyada üç sene bulunmuş bir işçi, her sistem ve markada 40 tezgâha kadar bir fabrikaya gerek ustabaşı, ge- rek usta, gerek işçi sıfatiyle taliptir. Anadoluya da gider. Galip Bahtiyar Adres: Sultan çeşmesi caddesi nu- mara 73: Balat. Kaos Ercüment Behzadın yeni şiir kitabı,bugün çıktı 40 kr. eğlence yerleri £ SİNEMALAR : İPEK: (Vals muharebesi MELEK: Bir taşla iki kuş. ELHAMRA: Yavrum ve deli gönül SARAY: Insan avcısı SUMER: Uçan Şeytanlar TURK: o Ankara Türkiyenin kal. bidir. Altın arayan kızlar ASRI: İ ŞIK: Beyaz rahibe, | ŞARK: Hayat budur. ALKAZAR: Vahşi orman esrarı HILAL: Benhür. ALEMDAR: YILDIZ: MILLI: Ben bir melek değilim. HALE: o (Usküdar) LÜi sinemacı. KEMAL BEY; Fedaidonanma, Bi FERAH: Ankara postası (Şişlide) Saygon isyanı Prenses Nadya. Hata. #İi ne dir Jak yapıyor o dır yiyor. 6 (VI) Six; sizth lesson 6 (VI) siks, sikes lesin Altı, altıncı ders What are twice three? Vat ar tuvays sri Ne eder iki kere üç iki kere üç ne eder? 'The parents and children are a family Zi perents end çıldren ar e fâmili ana babalar ve çocuklar dırlar bir sile Analar, babalar ve ve çocuklar bir aile dirler. How many are there in this family? Hav memi ar zer in zis fâmili kaç vardır de bu aile Bu ailede kaç kişi vardır. There are six, it İs a family of six zer ar siks, it iz c fâmili ov siks vardır altı, o dir bir aile den altı Altı (kişi) vardır. O altı kişiden (müteşekkil) bir ailedir. is Jack a boy? No, he is a dog. iz Jak e boy? No, hi iz e doğ. mıdır Jak bir çocuk hayırodir bir köpek, Jak bir çocuk mudur? Hayır, o bir köpektir. He is not a very big doğ. hi iz not e veri big dog. o dir değil bir çok büyük köpek O, çok büyük bir köpek değildir. A dog bas four begs, a boy has two legs and two arms. © dog haz for legz, c boy haz tu legz end tu armz. Bir köpek maliktir dört ayaklar, bir çocuk maliktir iki ayaklar ve iki kol lar, Bir çocuğun iki ayağı, iki kolu var dır. Bir köpeğin dört ayağı vardır. We walk with our legs; the dog with bis İ Vi vok viz avar legz; zi dog wiz hiz biz yürür ile bizim ayaklar; köpek ile onun Köpek kendi (ayakları) biz ayaklarımızla yürürüz. Where is Jack? He is Iyng on the grasa behind the tree ver iz Jak? Hi iz layin on zi gras bihaynd zi tir Nerede dir Jak? O dır yatıyor üzerin- de çayır arkasında ağaç O çayirin üzerinde, ağacm arkasın da yatıyor. Jak Nerede? He often lies there. And where is the tree? hi ofen layz zer. end ver iz zi tri? O ekseriya yatar orada ve nerede dir ağaç? Ve ağaç nerededir? O orada ekse- riya yatar. It İs in the garden. But where is the garden? p ile; İt iz in zi garden. Bat ver iz zi garden O dir de bahçe fakat nerede dir bahçe O bahçededir. Fakat bahçe nerede- dir. The garden is by father'e house, zi fazer iz standin on zi gras. bahçe dır yanında babanın evi Bahçe, babanın evi yanındadır. 'The father is standing on the grass, zi fazer İz standen on 2 gras, baba uyuyor üzerinde çayır Baba, çayırın üzerinde uyuyor. What is Jack doing? He is eating vat iz Jak duin? Mi iz iyin, What does a doz eat? vat daz e dog iyt? ne bir köpek yiyor. Bir köpek ne yiyor? He ents biscuits, they are his food. hi &yts birkirte, zey ar hiz fud o yiyor piskül, onlar dırlar onun gıda Onlar onun gıdalarıdır. O pisküyit yiyor. What is this dog €ating? He is eating a biscui Hİ İziytine biskirt ne dir bu köpek yiyor © yiyor bir pis- küvi O bir pisküvi yiyor. Bu köpek ne yiyor? Who gives him food? bu givz him fud? kim verir ona gıda Kim ona yiyecek (gıda) verir. vat iz zis dog iytin? Henry does that, because Jack i# his dog. Henri daz zot, bikoz Jak iz his doğ Henri yapar bu çünkü Jak dir onun köpek. Bunu Henri yapar. Çünkü Jak onu köpeğidir. Where is there food. There is food in the house ver İz zer fud. Zerizfudinzi havh nerede. vardır. yiyecek vardır yiyecek içinde e“ Nerede yiyecek vardır. Evin içinde yiyecek vardır. Give me food giv mi fud ver bana yiyecek Bana yiyecek (şey) ver To give, he gives, he is giving tu lay, he İayz, bi iz layn yatmak, o yatar, o yatıyor To vige, he gives, he is giring tu give, hi givz, hi iz givin vermek, o verir o veriyor To stand, he standı, he is standing. tu stând, hi stands, bi iz standin. vurmak, o vurur, o vuruyor, (1) Okuyunuz: Six, sixth, all, small walk, daughter, what, often, answer, biscuit, who, food, good, give, live, five (2) Is the father İying on the (1) How many İegs has a man? (2) Is the father bying on the | grass? (3) How many children are there | in this family. (4) Wbo gives you food? (5) Where do you play? (6) What docs a dog eat? (7) What do you often cat? (8) How many arms has a boy? (9) Where is there a big tree? | (10) How many are there in you” family? (11) Bs ita small family? (12) Is Jane a good daughter? (13) What are twice two? (14) What are twice three. 7 3 — Şu cümlelerdeki Türkçe kelir | meler yerine İngilizcelerini koyunuz! | (1) The garden is (yanında) #h9 house. (2) The dog is İying (üzerinde) tbe grass. j (3) Tom is playing (ile) his brof her, (4) The parents (için) their child” ren, (5) They are working (de) the gar” den, (6) The dog is (arkasında) the if“ (7) Our parents are very g üzerinde the grass. 4 — Şu cümleleri tamamlayınız! (1) Henry does not see the dof” because —. (2) We love our parents, beca” se —- (3) Henry gives food to Jack, b | cause —. ; Okuyucularıma 1 — Necati Bey! Şimdilik #im derslere, bu derslerdeki lüğatlr”” çalışın. Bir kaç kelime öğrendikt sonra gramer dersleri vereceğim. zaman bu derslerden ve öğren de nkelimelerden çok istifade ede” siniz. 2 — Nermin Hanım! A boy dedif” miz zaman burada a, bir manas! dır. Birden maksat, sayı değildir. ©” ri muayyen bir çocuk olduğuns gö termektir. One ise bir sayıdır. Ikinci sualinizi daha vazih ye nızı rica ederim. Anlaşılan tertip dei tası olmuş. Çünkü Have — Hav © ma bu şekilde okunur. Uçümcü “e nize gelince: House ev, House $ v1 .. demektir. Biri müfret, biri cemidir. Cemi ilâvesiyle yapılmıştır. Verdiğimi? zifelerin tashihi çok kolaydır. on nızı yazın. Ve bunları dersin ii geçen cümlelerle karşılaştırın. Ve Hiniz her cevabın dersin içimde Ke neği vardır. Bu tashihi kendi yi ze yapmanız daha iyidir. Çünkü ” raştırma ve karşılaştırma sy öğrendiklerinizi sağlamlaştırım? pek sunuz. Siz de gramer derslerimi i leyiniz, £