2 Mayıs 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

2 Mayıs 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

; H'lllıııî mektepler ne halde? (Baş tarafı 1 nci sayıfada) | F Leylilerin ücreti senede üç yüz 1ş. Halbuki resmt mektep- erde iki yüz yirmi beş lira.. Bu _"h Tağmen buranın niçin ter- tih edildiğini sordum.. Müdür mu- âvini bey, hocaların seçme olduk- larını izah etti. | — Bazı hususi liselere, sene ors | da tehacümler olur. Halbuki, tene başı ile şimdi kıyas edilirse, İ_B““İiııi anlıyan zayıf talebe, | ş_'d'n başka tarafa — gitmiştir. | "f Otuz leylimiz yüz yirmi dör- ihdi. Yatakhaneleri gezerken, dolap- l'_n Açıp gösteriyordu. Her talebe- Rin kendine ait bir gardrobu var. 'd-’iı'ı. zevklerine göre süslemiş> ler, Bir tanesinde Medinenin res- Mi bllıuııluiımıı gördüm. — Sofu çocuklarınız çok mu? — Namaz kılmak için yer ayırt- İstiyen kılıyor. Fakat, yüksek doğru, bu dindarlık hissi tadır. , “ Bizim zamanımızda çocuk- he arasmda mutekitlik, dinsizlik ları olurdu. Gene var & 4 tı?, — Ben, tesadüf etmedim. Ra- üç gün evvel, “Kim o- PS' tutacaksa haber versin!,, de- d_'—— On sekiz talebe müracaat et- Bunları doktora sevkettim. Da» Tanabileceklerini söyledi. Biz de, *rüç tutmalarına müsaade ederek | *na göre tertibat aldık. On sekizi | de Otuz gün sebat ettiler. Hiçbiri | $ —_Ml. 'Tabil, arada sırada, Ka- :"dı filân, gene oruç tutanlar ol- u, || — — Demek ki, mevcut talebenin | | Ce uui inader ediyor!., Acaba; | n ekserisi taşralı mı?. | — Hayr, İstanbullular da - var.. | | '&&u" dört batından beri İstan- | | “lu olan bir avukatın oğlu din- Arlar arasındadır. şhdi. talebe, yemekteydi ve "'lîk. üçer köfte, birer tabak pi- | » birer porsiyon da Silivri yo- İ“")“Ydu. h— Eğer doymadığını söyliyen- Olursa daha verdiririz. Yı'—ek yiyen bir talebeyi gö a 'ııf'—'x Hani gazeteler, dört beş se* h *Vyel, Gazi Hazretlerinin Ya* 2 rasladığı bir — sığırtmaç | Mtafadan bahsetmişti. İşte, şim- » bizim mektepte okuyor.. , “Eyziye lisesi talebesinden “M. &fı.ıfendinin eski - sığırtmaç % olduğuna bin şahit ister. l.__ , yüzü, o derece münevver ğ_"- Vakur, ciddi bir İllıli var. Verdiği fotoğrafın altına im- w——" M. :Cmıl diye attı. “Ke- * Mahlâsını teberrüken almış. u.î,:— fazla coğrafya hoşuma L_ » Riyaziyeden, şöyle, böy- Orlayım.. h—.:lelor yapmıyan fakat mum Teti SİdA bir talebe olarak te- &tmiş, Tam İstanbullu gibi & nri Titik fta '©r ve terbiyelidir. Altın> imiş. Sığırtmaçken de a: Y ak bilirmiş. ş..;:_.kl. yatmak arasında bir 8 var, Bu esnada, yetmiş *u Kayalebe, etrafımda halka ok dileriyle konuştum, Mek- Yeli p aziyeci olduğum için, ev" haj tttim “Piliyettekilerle hasbr "qlu__ Sonra, işi edebiyata Ma nıh._ı;;h;" birçok şairleri var. Ö galirlerini okudular. Hepsi *n, cümhuriyetten bah- merasimle Harbiyeye geçtiler gGülhane parkında toplanan gençlere Harbiyeden Seyfi Efendi bir hitabe söylemiş, buna Bursa İlisesinden Cemal Efendi mukabele etmiştir Bursa, Maltepe ve Kuleli âskeri lise- lerini bu yıl bitiren talebe dün merasimle Harbiye mektebine iltihak — etmişlenlir. Merasim Gülhane parkında ve Maliape askeri hisesi müdürü erkânıharp miralayı Adil Beyin riyasetinde yapılmıştır. Tale- benin akrabasiyle tanıdıklarından müte. şekkil büyük bir kalabalığın bulunduğu Gülhane parkına evvelâ Maltepe lisesi mezunları, Kuleli ve Bursa liseleri me- zunları mekteplerinin marşlarını çalarak girmişlerdir. Saat on sekizde Herbiye girmişler, yeni mektep arkadaşlarını se- Tamlamışlardır. On dakika istirahatten sonra tekrar toplanıldığı zaman Harbiye birinci $ınıf- tan 873 numaralı Seyfi Eefendi şu hita- beyi söylemiztri: “Arkadaslar; Zaman zaman tarihin yürüyüşünü de- ğiştiren ve ona.. Yakter gücünden hız a- lan bir istekle hükmeden bir ordunun saf- larına karışryorsunuz.., Şimdi, sizleri.. Hayat bilginiz için u- mektebi birinci sınıf talebesi seferi techi-|zun senelerin emeğini harcadığınız bir zatiyle ve Harbiye marşını çalarak parka |yuvadan, daha ulu bir yuvaya, şeref do- Maarif cemiyetinin Balkan seyahatı Türk maarif cemiyeti Temmuz ayında bir Balkan seyahati tertip etmiştir. Seyahat 18 Temmuzda başlıyarak 30 Temuzda bitecektir. Bütün Balkan devletlerinin mer kezleri gezilecektir. Mütehâssıs geldi Kayseride yapılacak pamuk mensucat fabrikası hakkında Su- mer Bank ile müzakereye girişe - cek olan Sovyet Turktroy müdürü Mösyö Zolotaya ve dün akşam Norosiski vapurile Odesadan şeh- rimize gelmişlerdir. Nümune hastanesi Haydarpaşada eski tıp fakülte- si binasında yapılacak olan 250 ya- taklı nümune hastanesine ait ke- şifler sıhhiye müdürlüğünce ikmal edilerek Ankaraya gönderilmiştir. Esnaf cemiyetleri On dokuz esnaf cemiyeti —Cu- ııı“ırteıi günü bir toplantı yaparak büroya dahil olmıyan elli esnaf ce- miyeti hakkında bir karar ceklerdir, vere- Japonların müracaatı Japonyada büyük mikyasta iş Yapan Japon tacirleri ticaret oda- sına Müracaat ederek Türkiyeden .İulı'ıııiku,d. koyun derisi almak istediklerini bildirmişlerdir. Muhtelit mahkemelerde ıküfk —F:nın muhtelit hakem mahkemesinde dün beş davaya ba- kılmıştır. Bugün de sekiz dava gö- rülecektir. Bu davaların kararı Cumartesi günü verilecektir. M. Anastasya Romen Ceneral Konsolosu M. Anı;:ıyı hükümeti tarafından Vatikan Ceneral konsol tayin edilmiştir, e AD een eee aemeİieni seden manzumeler.. Bizim zama- nımuzda yazıldığı gibi şahsi hissi- yat değil, Hangi edipleri sevdiklerine da- ir sorunca, en tanınmışları, bu me- yandı Nâzım Hikmeti saydılar. Fakat, sayanlar, ilâve etti: — Fikirlerini değil, san'attaki kudretini beğeniyoruz. Feyziye mektebi, Selânikte, be- nim de dört beş yaşındayken ilk gittiğim mektep olduğu İçin, ora- dan, hisler içinde ayrıldım. (Va-N0) lu.. Savaş bilgisi ocağına, dünyaya ön salmış kahramanlar yetiştiren bir diya- ra., Ve bir senedir sizleri aralarında şör- mek istiyen arkadaşlar arasımna götürece- ğiz, Bu taribi gününüz.. Hayatınızın, bu.. Ferağat, erlik, şeref dolu yeni ufku kutltu olsun. Arkadaşlar; Kederlerinizi, infiallerini- zi ve yarım kalanr mevsimlik arzularını- zı iradenizin yalm alevinde eritmesini bi- lin.. Ve.. Hiç bir gün “hal,” in karanlığın. dan “yarın,, için Üümitsizliğe kapılma- yın. ç En ümitsiz anlarda bin harikalar ya- ratacak kuüdret, damarlarımızdaki — isil kanda mevcuttur. Bunu ben değil, en büyük Türk: Gazi söylüyor.. Arkadaşlar.. Temeli atıldığı günden- beri, Türk milletinin tarihi! yürüyüşünü, aydın ufuklara ulaştıran, doğuran, mu- kaddes biz ana var.. Buna.. “Harbhiye,, derler. Bu ana.. Büğün, Türk vatanı kadar geniş kollarını açmış, sizi bağrına basar- ken.. Hoş geldiniz evlâtlar, diyor.. Ve biz sizin Öz kardeşleriniz Harbiyeliler hay- kırıyoruz.. Hoş geldiniz arkadaşlar..,, Bursa lisesinden Cemal Efoendi de buna şöylece mukabele etmiştir: “Kiıymetli büyüklerimiz, ve sevgili kardeşlerim; bilgimize şuar edindiğimiz ileri gayemizin verdiği hızla, seneler bu büyük günl nihayet bize ulaştırdılar. Gözünden yaraladı Nuruosmaniye caddesinde oy- nıyan Ali sokaktan geçen Sultan Hanımım gözüne taş atarak yarala mıştır. Ne yapacaktı Dün gece saat bir buçukta Or- taköyde Dere boyunda şüpholi bir yaziyette dolaşan Cideli Ahmet çevrilmiş, üzerinde kama çıkmıştır. Kökleriyle beraber Beşiktaşta Valide çeşmesindeki mezarlıktan çiçekleri köklerile sö- ken ziya yakalanmıştır. Dayak attı Fenerde Hamami Muhittin ma- hallesinde Yazıcı sokağında otu- ran Vahide Hanımı ayni mahalle- 'de oturan Hayri Efendi dövmüş- tür, Kapıcıya dayak Beyoğlunda Yeniçeşmede Dıra man apartmanı kapıcısı Hüsnüyü ayni apartmanda olturan Nurettin Efendi dövmüştür. o e— Vefalılar arasında Vefalılar yurdu heyeti idaresi | nın Ankara sefiri M. Yankoviç l"4 münasip propaganda mevzularımı Halkevinde toplanarak reisliğe | tanbula gelmiş, dün akşam Anka- | düşünmeyi size bırakıyorum. Hilâliahmer cemiyeti muhasebeci- si Vahit Bey seçilmiştir. Birbirinin yanında içli bir heyecanın | sademeleriyle tutuşan bütün şu varlık, emellerinin ilk hedefini şimdi en yüksek bir ülkünün şanlı meşaleleriyle donanmış bulunuyorlar.,, Harbiye mektebi bandosu tarafından çalınan Tatiklâl marşı ile merasime nıha- yet verilmiş, mezunlar Herbiye mektebi | talebeleri tarafından bundan sonra oku- | yacakları mekteplerini götürmüşlerdir. Mezunlardan bir kısmı müsabaka ile olmak üzere gönderilecektir. Harbiyenin yeni talebesine muvaffakiyetler dileriz. Esnaf bankası tah- kikatı ilerliyor Esnaf Banaksı etrafındaki müd- dei umumilik tahkikatr devamı edi yor. Müddei umumi muavinlerin - den Ahmet Muhlis Bey dün Şehir Meclisi âzasından ve Esnaf Banka sı hakkırıda rapor veren Galip Bah tiyar Beyi dinlemiştir. Şehir Mecli- si âzaları da sekiz Mayıs Salı günü toplantıya çağrılmışlardır. İçtimada Esnaf Bankası işin- sinin ikmal edilmiyen mütebaki fa sıl ve maddelerinin müzakeresi ile 934 senesi bütçesinde bazı tâdilât teklifleri görüşülecektir. Zam görecek muallimler Bu sene İstanbul Maarif müdür- lüğü mıntakasında zam görecek 450 ilk metkep muallimine ait lis- te hazırlanmıştır. Muallimler Ey - lülden itibaren bu zamları görecek lerdir . Dünkü toplantı İstanbul tuberküloz cemiyeti dün saat 18 de profesör Tevfik Sa Him Paşanın reisliğinde toplanmıs, | âzalar arasında ilmi müsahebeler yapılmıştır. Mürahhaslar geldi İzmir — Kasaba hattının mü- bayaası müzakeresine iştirak — et- mek üzere Fransadan dün iki mu- rahhas gelmiş, doğruca Ankaraya gitmişlerdir. ugünkü konferans İktisadi ve içtimat ilimler ensti- üsünün üçüncü konferansı bugün saat betşe hukuk fakültesinde İb- rahim Bey tarafından verilecektir. Yarınki merasim Polonya Milli Bayramı münase- betile yarın Taksimde Dom Polski ismindeki Leh klübünde bir resmi kabul yapılacaktır. Dünya güzeli 932 senesi dünya güzeli Keri- man Hanım son günlerde Maçka - daki akşam kız san'atlar metkebin de yemek pişirme dersi almıya baş lamıştır. Yugoslâvya sefiri Yugoslavya Hariciye Nazırı ile Belgrada gitmiş olan Yugoslavya- raya gitmiştir. den başka 931 senesi hesabı kat'i- | dağı, Yeni propaganda usulleri Memleketimizde yetişen afyon- ları Avrupa ve sair ecnebi mem- leketlere tanıtmak.maksadiyle bir propaganda filmi hazırlanıyor - muş. Fena fikir değil.. Bu vesile ile hem çok geri kaldığımız prop3- ganda sahasında bir hareket yap- mış oluruz, hem de afyonlarımı mızin şiddetini, tesir derecesini sağa sola anlatırız da belki biraz satış olur, müstahsilin eline beş | on para geçer. Bu film gösterilme- ye başlanır başlanmaz en baştı Çin olmak üzere birçok yeni müş- teriler türeyeceğine eminim. Şu kadar var ki, bu güzel pro- paganda yalnız afyonlara inhisar etmemelidir. Bundan diğer mah« | sullerimiz de istifade etmelidir. İşte size rakılarımızın propagan- dasını yapacık müstakbel filmin senaryosu: Birinci sahne: Sırtında frak, başında melon, elinde baston, ağ- zında puro, “noksan kalmasın,, gözünde gözlük bir adam içeri gi- - rer ve gayet ciddi bir tavırla ter- temiz bir masaya oturur. Garsona yüksek sesle hitap eder: — Bana falan rakıdan bir gram getir. Bir dakika sonra .garson avdet eder ve kellifelli beyefendinin ö nüne, dibinde bir damla su görü nen kocaman bir bardak getirir. İkinci sahme: Fraklı adam bar- üzerinde “Taşdelen,, yazılı bir şişe ile doldurur. Bardak bem» | beyaz olur ve bundan bir yudum içer. Üçüncü sahne: Adam, içkinin nefasetine ve kuvvetine delâlet eden müthiş bir nara atar. Şapkası bir yana, kravatı öbür yana çare pılır. Dördüncü sahne: Bir yudum da- ba içer, Bu sefer iskemleden yu- varlanır, gözlükleri düşer ve kır» hır. ııkuıleYe oturayım derken melon ş$apkasının üstüne oturarak yamyassı eder, gözleri şaşalar. Kahkahalarla gülerek yakasını ko parır. Beşinci sahne: Bir yudum daha içer ve bir yumrukta masayı tuzla buz eder, şişeler kırılır. Yerleri ve masayı berbat eder. Garsonlar ko- şuşur ve sille tokat yağmuru altım- da adamı dışarı atarlar. Perdede kocaman bir yazı belirir: *“İşte falanca rakısı bu derece saf, kuvvetli ve keyif vericidir. İçip de ayni vaziyete gelmiyene bin lira tazminat verilecektir.., Tabiatiyle bu enfes (!) rakıyı görenler de doğruca meyhaneye hücum ederler, Hem zannedersem böyle propaganda filmlerinden hem içki lehtarları, hem de aleyh- tarları memnun olurlar, Sonra Acemistanda tömbeki tü- tünleri için yapılacak propaganda filmi de her halde harikulâde tesir li olur. Meselâ on bin arşın irtifa- götürerek nargileyi tokurdattı mı, bulutlar bunu gök gürlüyor sanıp — icinde sakladıkları suları boşalta yorlar ve yağmur yağmıya başlı- yor. Diğer mahsuller için yapılması Murat Selâmi

Bu sayıdan diğer sayfalar: