ee Benim gözüşüm - Hususi mektepler ne vaziyette? —Baş tarafı 1 inci sayfada— Tüğneğe mecbur kalmışlar. Gerçi K ders senesi içinde, ayni bir mektepten — öbürüne Seçmeği Mmenetmiş amma, bu iyet lâfta kalmış. Talebe, » akm, husust liselere geçiyor. mekteplerin bazılarının binası daima bulunan — çocuk Miktarının üç misli defterlerinde Yazılı, devam etmemelerine idare- St göz Yumuluyor. Hattâ yoklama » Çerlerinde, gelmiyenler, gelmiş i ticari gaye ile Bu ö zapturapta :M edilmiyor. Numaralar bol ı.'_"mhr. Sınıflar kolaylıkla eciriliyor. Hattâ, maalesef, daha- da var. Bir müdür, başka mek- *pten arkadaşlarını getirecek ta- lil.ı." yüzde ön komisyon vadet- hu Ahşap ve harap bir konak İstup bu suretle maarif — ticareti ’*:iı.—k yüzde yüz — kârlr olduğu liselerin miktarı çoğalıyor! ifimize bu, büyük zarardır.,, ikta dolaşan bu şayiaları lisesinin — alâkadar şahsi- ine söyledim. Şu suretle ce- :nîı. söylediği gibi, Avrupada "nw mektep, gerçi, mevcut- Disbetle bir yeni tedris usulü gayretiyle ve vesaiti on- hra faik olarak ihdas edilir. Fa- Türkiyede, hususi liselerin a» h'biı M ve taammüm edişinin se- .hı:“hldıki' maarif mekteple- i Mmiktarı, mevcut — çocukları ı'ğ:ıh kâfi gelmiyor da, husu: ::;'“7 lisesinde yüz yirmi tale» bal &mnıflar vardır. Bu gibi kalı- ik mekteplerde ders takibi im- l.,:.' bulamıyan çocuklarım biz- Zelmesi tabitdir. Biz, tamam- Yet bir rol oynıyoruz. Flifzı Tevfik Bey, kendi mek - '::—u. »binası noktasından bir rüc- hlîı:—_.' olacak, yoksa, faraza, %ld, tedris cihetinden, Feyzi- tr, hiç te aşağı olmasa gerek- « &., Arupadaki hususi mektepler” —.'îiiı—l üsüller tatbik edilir- Fakat, bizde, veearif, BĞ a © dışima çıkmağa i Ve & O programı tatbik ediyo- E'— Etmeğe mecburuz. Yalnız, 7 X *î::ı Sllilar "M,Meııh, derslerden "';:h.ı." i yetiştirmek için her gün l kurslarımız vardır. Bun- R:'kbiı tatbik — edebiliriz. 1 Mmekteplerde, İf ..’— : 'n"“] asıtasık &ttiği mümeyyizler vasıtas ğ iatihan yapılır. Bunların tasdik defterler, Ankaraya gi d—;fil*vıu, bunlara göre, Man- ekilinin imzasiyle — verilir. İoeya ' Sene, bizde yüz kişi baka tak , Mtihanına girdiği halde an- bilgi " Yüsur tanesi diploma ala * “Sa Bu da sıkılığa delildir. #ahadetname diye 'ı*d_" $ıkmış. Bu, adliyeye inti- etmiş, bir sahtekârlık davasın” olacak. Filhakika, bir ferf Fi 'dır, Meselznin hususi / ! Yoktur. alâkaş, “Mütekaidini askeriye cemiye- ti,, dün saat 13 te Bayazıt Vezne- cilerdeki binasında senelik kong- resini yaptı. İdare heyeti, cemiye» tin bir senelik faaliyetini, hazırla- dığı bir raporla kongre — azasma bildirdi. Bu rapora göre, — idare heyeti bir sene içinde, hükümet nezdinde teşebbüslerde bulunmuş, askeri mütekaitlerin buhran vergi- sinden istisnalarmı temin etmişti. Asker yetimlerini mekteplere yer- leştirmiş, işsizlere — iş bulmuştu. Gene bu raporda, hükümetin, mü- tekaitleri tefecilerin elinden kur- tardığı şükranla — kaydedilmekte idi. Geçen idare heyeti, şu nokta- ya bilhassa fazla — temas ettiler: Cemiyetin azası azdır. Taşrada bulunan asker mütekaitlerinin de AERTTTERLERTRKKN V eak eve Y NEEEnAAKARSSALENNA | eee ise verTEYER SA sere lebesi için üniversite binasının ar- kasındaki binada — açılan Talebe yurdu önümüzdeki ders senesinde biraz daha genişletilecektir. Bir tashih Dün yapılan müvezziler sokak koşusunda büyükler — arasındaki müsabakada dördüncü — gelen 14 numaralı Kadri Efendinin — ismi yanlışlıkla Nuri şeklinde çıkmıştır. Tashih ederiz. “Sene içinde —haksız yere not almak ve bunlarla imtihansız sı- nıf geçmek meselesine gelince, ke- za, varit değildir. Bizim bütün muallimlerimiz, İstanbul lisesinin ve sair mekteplerin tanınmış, anlı şanlı hocalarıdır. — Bunlar, kana- atlerinin ve mesleki şereflerinin haricinde hareket edecek kimse - ler değildir. — Hattâ, seksen kişi- lik sınıfından ancak — dört talebe geçirdiği için gazetelerde bir kaç Sene evvel münakaşa mevzuu teş- kil eden tabiiye muallimi ve “sı- fırcı,, diye lâkap almış Nizamettin Bey bile bizde hocadır. Mektebi gezdim. Perşembe ol- duğu için, yalhız bekâr ta'ebe vardı, İtiraf etmeli ki, bina, çok '| harap, maddi cihet resmi liselerin çok, amma ,çok dununda... Tapu dairesini boşaltıp ta mektep yapıl- mış farzediniz.. Öyle bir şey.. Bununla beraber, İnkılâp lisesinin beş yüz kadar talebesi, tedris üc» retini buraya vermeği tercih edi- yorlar.. Karşıda İstanbul lisesi dü- yuNnu umumiye binası içine yerleş- miş, New — York şehri gibi ufuk- lara yükselmiş.. Ona muadil tutu- lan inkılâp lisesinin binası ve mad- di teşkilâtı Amerika — şehrine k- yasla Çemişgezek halinde.. Hoca- lar daayni olduğuna — nazaran, bir talebe, niçin birincisinde değil- de, ikicisinde okumağı tercih et- sin? Zahir, resmi liselerde sınıfla- rın kalabalık olması ve fazla tale- benin kabul edilmemesi bunun sebebi olacak?.. Başka sebep?, yakalandı. Cezaya | Başka sebep?« (Va-Na) 'ya yardım birliği kongrelerini yaptılar Taşrada bulunan bütün askeri mütekaitlerin de cemi- yete alınmaları kararlaştı mütekait işsizlere iş bulunacaktır cemiyete girmeleti — lâzımdır. Bu takdirde varidat artar. Cemiyet, daha semereli işler görmek imkâ- nımr elde eder. İdre heyetinin temennisi mem» nuniyetle karşılandı. Raporun ©- kunmasını müteakip idare heyeti intihabına geçildi ve yeni — heyet seçildi. Kongre — münasebetiyle Gazi Hazretlerine, Meclis Reisine, Başvekil İsmet Paşa Hazretlerine telgraflar çekilerek cemiyet azası- nın tazimleri bildirildi. Ankarada bulunan vali ve bele- diye reisi Muhittin Beyin pazarte- si şehrimize gelmesi beklenmekte- dir. Bu sene İstanbula geçen sene- kinden on bin kadar fazla seyyah y ves ae GekKcen I eeaDanasENTER beve e sceenn 2022 numaralı otomobil şoförü dün belediye nizamnamesine uy- gun olmıyan bir halinden dolayı çevrildiği sırada memura kırk beş kuruş rüşvet veridiği — için cürmü meşhut halinde yakalanarak adli- yeye verilmiştir. Bakla çalarken Sabıkalı - hırsızlardan Hakkı dün Beyoğlu civarındaki pazar ye- rinde 13 kilo kadar bakla çalıp ka- çarken yakalanmıştır. Sandal parçalandı Cibalide oturan Maksut ile Ha- sanın idaresindeki motör, Kuru» çeşmede Halilin sandalına çarpa - | rak sandalı parçalamış, Halil de- nize düşmüşse de kurtarılmıştır. Otomobil çarptı Şaför Muhiddinin idaresindeki 2019 numaralı otomobil Harbiye- de 7 yaşlarındaki Salamona çar- parak yaralamış, çocuk hastahane ye kaldırılmıştır. Mütekaidin parası Firuzağada mütekait Bahaettin beyin cebinden 65 İirasını çalan sabıkalı Vitali tutulup adliyeye verilmiştir. Haliç şirketi hak- kında karar Haliç şirketinin belediye hisse- sini vermemesi üzerine belediye şirket mukavelesinin feshini iste - miştir. Aldığrmız malümata göre, hükümet şirket hakkında yakımda bir karar verecektir. Mesele An- karada tetkik edilmektedir. Ferit Bey geldi Varşava elçimiz Ferit Bey dün refikası Mufide Ferit hanımla bir- likte İzmir vapuru ile Pireden İs- tanbula gelmiştir. Kendisine gazetemiz namma (Hoş geldiniz) diyen bir muharri» rimize Ferit Bey seyahati hakkın- da demiştir ki: “— İki ay izinli olarak geliyo- | rum, Gelirken biraz gezdik ve yo- | klumuzu Pireye kadar uzattık. Lehistan ile aramızdaki müna» sebetler çok iyi ve dostanedir.., Antak- gelmiştir. “Antakya ve havalisi — yardım birliği,, dün halkevinde — senelik kongresini yapmıştır. — Kongreyi daktor İbrahim Bey açmış, kâtip- liğe de Edip ve Hulüsi Beyler se- çildikten sonra Esat Bey birliğin bir senelik faaliyetine ait raporu okumuştur. Bundan — sonra bazı noktalar etrafında — münakaşalar yapılmış ve birliğin — ilk vazifesi olarak ve havalisinden gelecek talebelere yardım etmesi kararlaştırılmıştır. liğin yeni idare heyetine se- çilenler; Tayfur — Vedi, — Faik, Esat Şekip Beylerdir. Yardımcı heyet de Edip, Türkmen — Emin, Emin Balcı, Nuri ve Talât Bey- lerden teşekkül etmiştir. Müsamere Dün gece Halkevi Beyoğlu $ besinde Halkevi temsil şubesi ta- rafından bir müsamere — verilmiş, İkizler piyesi oynanmıştır. Bugünkü toplantı bir toplantı yapmışlardı. bir içtima daha yapılacaktır. Pratik farmakoloğlar Pratik farmakoloğlar birliği â- zalarının malümatını genişletmek üzere bir ders programı hazırla - mıştır. — İlk dersi kimyaker Mus- tafa Nevzat Bey tarafından veril- miştir. Dersten sonra — cemiyet reisi Nuri Bey âzaların alâkasızlı- ğını söyliyerek istifa etmek iste « miş ise de İstifası kabul edilme- miştir. Ticaret talebeleri Muallim Turgut Beyin — idâresi altında İtalya, Fransa ve İngiltere- de bir tetkik seyahati yapmakta o- lan yüksek iktısat mektebi talebe- si beş mayısta şehrimize gelecek- lerdir. Hitlerin yıldönümü Alman k ve nasyonal sosyalistlerin reisi M. Hitlerin dün doğumunun yıl dönümüne tesadüf ettiğinden İstanbuldaki Almanlar 'Totonyada bir merasim yapmışlar dır. | Motosikletli seyyahlar M. Kingzett ve M. — Kenetz is- minde iki İngiliz seyyahı motosik- let ile bir devriâlem — seyahatine çıkmışlardır. Seyyahlar dün sa- bah İstanbula gelmişler ve akşam Balkan memleketlerine gitmek ü- zere yola çıkmışlardır. Sahte eserler kolleksiyonu İstanbul müzesinin eski şark e- serleri salonunda sahte — ve taklit antikalardan mürekkep küçük bir kolleksiyon vücude getirilmiştir. Bu eserler, antika meraklılıarını iğfal maksadiyle, bir kısrm açık gözler tarafımdan — Hitit, Asur, Mısır, Yunan ve Roma — devrine mahsus eserleri taklit yapmıştır. Pencerelerdeki bahçeler Arkadaşlarımdan biri, başın- dan geçen mühim bir kazayı an- lattı: “... Kendi halimde, yolda gidi- yordum, dedi. Birden bir şangırtı oldu. Ve önümde parçalanmış, ko- caman bir saksı gördüm. O gün bu gün, dikkat ediyorum... Zahir, bu mühim kazadan sonra, aklım başıma gelmiş olacak: Hemen her evin, apartmanın sokaktan tarafa penceresinde birer saksı dizisi far- kediyorum. Bu sefer, benden, iki santim ileriye düşmüş bir — evin saksısı, az ötedeki binadan iki sa- niye sonra tâ beynimin ortasına yuvarlanarak beni malül bıraka- bilir. Bunun bir çaresi yok mu- dur?,, İstanbulda bahçe kıtlığı, tabia- te ayni derecede düşkün olabile- cek insanların, muhitlerinde, bir nevi saksı fantezisi — doğuruyor. İstanbul, en yeni kurulan binala- rının bile; aydınlığını, rahat ban- yosunu; modern, madeni — döşe- mesini, endirekt ziyasını, her şe- yini düşündüğü halde, bir — türlü, mükellef veya ufak bir bahçe edi- nememektedir. Her bina, küçük bir tepsi hududuna girmiş bir soba gibi, dimdik ve hiç oyasız, dara dar ayak üstü duruyor. Fakir mahallelere bakarsanız, askı yapılarak, saksılar, konserve ğ ve kutuları, çinko kaplar N Kabfasar lara varıncıya kadar, —zöbekle- rine birer dal veya tohum sıkıştı- rılmış bir şekilde— buralara sıra- lanmışlardır. Ve büyük hğn&luda. gene pencere kenarlarına, ıy_ış_'_îfl- le bağlanır, veya balkonumsu bir çıkıntının yanı, yahut parmaklığı üzerine itimatla konulurlar. Onlara —içerden— bir çocuk gibi bakılır. Gelen giden ziyaret - çilere iyi bir baş ağrısı Mmevzuu- dur. Medih ve senaları bitmez... Filân falan tohumun, o beş santi- metre kutrundaki yerde bir servi gibi şahlanmış oluşu veya bir ça- dır gibi dal budak salışı, müthiş bir iftihar vesilesidir... Güzellik - lerine dayanılmaz. Hele sulanma fasılları gelmesin: Şakır şakır ve hür bir nebat gibi serilip serpile- cekleri arz üzerinde bile nail ola- mıyacakları bir mebzuliyetle sular yemeğe başladılar mı, artık — yol- dan gelip geçenlerin — şikâyetini duymayın! Yaya kaldırımlarını bir çiselemedir alır. Ne 0... Bahçe- ler bakılıyor. ? İyi, güzel ama; günün birinde o tavsamış veya rabıtası gevşemiş şeyin, bir zavallının başına bir se- mavi âfet gibi inivermesi tehlike- sine nasıl bir tefsirle cevap verile- cektir?.. Apartmanlarda, saksıdan bahçe kopyelerine bedel, birer “hakiki,, dam bahçeleri neye yap- madıkları, bugünkü modern telâk- kinin en eksik ve hayret uyandı- ran tarafıdır. Ahşap ve mütevazi evlerde ise, —parlak ve mükem- mel çiçek, yeşermiş tohum resim- leri gösteren birer kartpostal alsın- lar demiyeceğim!— Bu nadide ko- leksiyonlarını, içeriye, sokağa bak mıyan bir pencereye — sıralamalı- dır. Ve nihayet belediye, bunların hepsini kat'iyyen önler bir zecri- yetle, sokak üstü pencerelere asla saksı, konserve kutusu koydurma- mak gibi bir fevkalâdelik göste- rebilir . Hikmet Münir her pencere önüne tahtadan bir de Öi