——'2 Nisan 19384 e ——— —a Besim görüşüm : Ayak hakkında tefelsüf Son aylar zarfında, hâdiselerin | —Gümrük muhafaza memurları üç lüks eşya kaçakçısı yakaladı Bir muhafaza memuru deniz amelesi kıyafetine girdi kaçakçı ile birlikte Tophaneye gitti ve Kegorka paketler verilirken cürmümeşhut yapıldı peş'ne takılarak mütemadiyen on- 'erı şerhe, izaha uğraşıyorum. Ar. UK bu tarz yüzde yüz gazetecilik yazıları gina — verdi. Biraz da malâyaniyattan bubsedeyim, Bir heykeltraş — arkadaşım van. dır. Geçen gün, — bana, ahbaplar- dan bir hanımın ayağını — model ittihaz ederek çalıştığını söyledi: “Yarabbi! Ne güzel Weye —dîy; ilâhi bir vect içinde gözlerini se- mı:lır'ı. :.ilni.— güzel bir kadın a- yağı, latın i kalırdındır!.._nla" Yareftiğı GEği f _V'. atelyesinde bulunduğumuz için, hanrmefendiye, bu gizli şah- eseri ortaya çıkarması, nazarları mıza arzetmesi için rica etti. Genç kadın, biraz nazlandıktan ve bu teşhirin san'at namına oldu- ğuna dair kat'i teminat aldıktan sonra, podösüet — iskarpinleriyle markası “Gi 44,, çoraplarını ayak- larınddan süzdü, çıkardı. — Bir çok ıfirlır'ın teşbihi mucibince güver- cin yavrusu gibi bir çift beyaz, Mmütenasip, tırnakları kırmızı pedi- kürlü ve topukları pembe pembe ayak ortaya çıktı. Hazırun: — “Ah ne fevkalâde, aman ne şedör!.,, diye bir müddet takdirde bulun- dular. Heykeltıraş, çalışmasına başla» dı. Biz de, iki üç arkadaş, zaten Oradan ayrılmak mecburiyetinde olduğumuz için, — sokağa çıktık. tenha yollarda, ağır aksak, fıstıki makam yürüyerekten — tefelsüfe giriştik. Her kafadan bir ses çıkı- yordu: — Ömc Beyfeddinin bir Kike- yesi vardır: Bir delikanlı, yatağın- dan kalkan sevgilisinin, çorabını ayağiyle aldığını görerek kadın dan soğur. Zira, onu, bu haliyle Maymuna benzetmiştir ! — Nerede otasvir edilen ayak, nerede bizim gördüğümüz!. Tam Şnlnuiyle güzel bir kadın ayağı, insan azâsının en güzelidir. İçimizden biri, o zamana kadar hiç ses çıkarmamıştı: — Yok, artık, çok ileri vard- nız!. —dedi— Ne abuk sabuk ko- nuşuyorsunuz. üze, kuzum! — O zaman gibi, ileri doğru uzanmış kemik l et halitasr.. Hele şu ayak Yi larının münasebetsizliğini göz &» nüne getirin.. Kımıldamaktan bile acizdirler.. Küçük parmağı oyna- tayım derseniz, ortadaki üğü bir- den harekete gelir.. Ne işe yarar- lar?, Kör barsak kadar vazifeleri yoktur.. — Fransızlar — “ayak gibi saçma !..,, demekte ne kadar haklı. dır.. Bir çok hayvanların ayak par. Makları ağaca tırmanma, düşma- kazıma, ilâh Sun'i nakliyatın — zühurundan sonra, bizimki yürüten vasıta ol maktan bile yavaş yavaş çıkıyor!. 50—100 kilo gelen mahlükat için- de tabil süz'ati insan kadar az hiç bir hayvan yoktur. Hattâ daha küçükler bile bizden daha çabuk Sabuk ve dahaçok — yol gidebilir. Bu aşağılığımızın kabahati ayak t | tepsakülümüzdedir. “—Çok eiki bir — medeniyete sahip olan ve zevkleri de — hayli * Le;luınh ı,ulıımıı Çinliler, ayağın ı—e ;(I_:evhıırığini anlamış olacak- Mr h'ı' nnu kalıba sokup ille baş - F viçime tahvil için asırlarca Fikir selâmetiyle | | Gümrük muhafaza teşkilâtı bü. | yük bir lüks eşya kaçıkçılığı mey- dana çıkarmış ve Keğork, Mı- ğırdıç, Vasil Hristo isminde üç ka- çakçı yakalamıştır. Tevkif hâdise- PESLE YK Deran veYUReRSLR Karemn Şile cinayeti maz- | nunları serbest Bir müddet evvel bir gece Şile - Pendik yolu üzerinde feci bir cina- yet olmuş, Pendikte ticaretle uğra- şan Akif ve Karakaş Efendiler, Şileden mal alıp araba ile Pendiğe döndükleri sırada, taarruza Uuğra- mışlar, öldürülmüşlerdi. y Paraya tama edilerek işlenen bu cinayetin tahkikatı neticesinde, bu suçu işledikleri kanaatiyle Şefik, Sakir, Rüştü, Ali ve Safer isimle rinde beş kişi tevkif edilmişler, Şi- lede muhakeme kararı veıil,mi!. muhakemeleri görülmek üzere İs- tanbula gönderilmişlerdi. Istanbul Ağırceza mahkemesi- ne verilen bu beş kişi, yüzer lira kefaletle serbest bırakılmışlardır. Muhakemeleri, kendileri mevkuf olmıyarak görülecektir. 47 senelik h Bugün Erkek muallim mekte- binde tarih muallimi İhsan Şerif beyin 67 nci yaşını kutlulamak ü- zere bir müsamere — verilecektir. Ihsan Şerif Bey ayni zarsanda ho- calığa intisabının 47 nci — senesini de idrak etmektedir. Yeni bir tayin İştanbul erkek lisesi fizik mu- allimi, riyaziye doktoru ve kitap Müellifi çok kıymetli muallimler- 'en Ali Hikmet Beyin terfian ma- Arif vekâleti baş müfettişliğine ta- Yin edileceği istihbar — edilmiştir. :l"ı:. kadar memlekette bin- yetiştiren — Ali Hikmet :i'ı:ül:ı sahada muvaffakıyetler eĞ e LAİ uir:ımıı durmuşlar. Fakat, bunun farkına — varan sade onlar m?, İnsanın cidden fa- ik bir uzvu olan başı hakkmda ni- ce nice sitayiş darbı mesellerimiz, varken bir de şu ayağa dair söyle- diklerimize bakın: “— İş ayağa düştü.. :— Ayak takımı... Boynuna sarılmak, dudakla- tından öpmek nerede, ayaklarına re::;lllıl::;q şiyıldın:ı öpmek ne- . ler, ne alçaltı- c hareketler.. Te Arkadaşım hâlâ söylenip duru- yordu. Fakat ben, artık, dedikleri- B dikkat etmez olmuştum. Hayır, gııedıii kadar tereddi — etmiş bir insan uzvu olsun, beyaz mütena- sip, tırnakları pedikürlü, topukları pembe pebme bir kadın ayağını hiç te zevksiz, çirkin addetmiyo- rum.. Heykeltıraşın, ilhamını böye le bir medelde aramasını, aptalca, ahmakça bulmıyorum.. n (Va-Na) si şöyle cereyan etmiştir: Gümrük muhafaza teşkilâtı ötek denberi şehrimizin yüksek taba - kalarından gümrük yoliyle gir- miyen bazı lüks bazı eşyanın kul- lanıldığını görmekteydi. Fakat bütün uğraşmalarına — rağmen, bunların hangi yolla dahil olduk- ları bir türlü anlaşılamıyordu. Nihayet evvelki gün limanımı- za gelen Romanyanın Prenses Ma- ria vapuru bu işin iç yüzünü mey- dana çıkardı. Vapur rıhtıma yanaştıktan - bi- raz sonra vapur — yağcılarından Vasil Hristo karaya çıkmak üzere salona gelmiş. Vasilin vaziyetin- den şüphelenen muhafaza memur- ları üstünü — aradıkları zaman en lüks cinsten olmak — üzere on altı paket pudra ve yirmi altı tüp ruj bulunmuştur. Vasil ilk önce bunları kız kar - deşine hediye olmak üzere götür- düğünü söylemişse de biraz sıkış- tırıldığı zaman hakikati itiraf et- miş ve Keğork isminde bir ada- mın namma kaçakçılık yaptığmı itiraf etmiştir. v" Bu itiraf üzerine — cürmü meş- hut yapmak için bir muhafaza me- muru gemici kıyafetine sokulmuş, Vasil ile birlikte yola çıkarılmış- tır. Vasil ile memur Keğorkun Top- hanedeki dükkânma gitmişlerdir. Vasil paketleri Keğorka vermiş, buesnada — gemici kıyafetindeki memur hüviyetini — belli ederek cürmü meşhut yapılmıştır. — Dışa: rıda bekliyen — memurlar da içeri girmişler, dükkânı arayarak lüks eşya, diş macunları bulmuşlardır. HUT Ka VA7 Bisiklet çarptı Hikmet işminde biri dün İstin- yede bisikletle gezerken Samiye Hanıma çarpmış ve yaralanmasına sebebiyet vermiştir. Dudağından yaralandı Mısır çarşısında çalışan 14 yaş- larındaki Şükrü çocuğu bir taş at- mak suretile dudağından yaralı- yan hamal Hacı yakalanmıştır. Kayıkçı dövdü Fenerde Bafra kereste mağaza- sında çalışan Antuvan — Efendiyi dövdüğü iddia oluman kayıkçı Ca- fer yakalanmıştır. Lâf atıyordu Tophanede oturan Ahmet oğlu Mehmet isminde biri kadınlara lâ- kırdı atmak ve sarkıntılık ederken yakalanmıştır. Sabri Bey Tekirdağ civarında İnanlı A'y- ğırda Posile inekhanesini teftişe giden baytar umum müdürü Sabri Bey oradan — şehrimize gelmiş ve dün Karacabey — Parasıı teftişe gitmiştir. Vasil, Keğork ve çırağı Mığırdıç yakalanarak ihtisas mahkemesine verilmişlerdir. Yapılan tahkikatta Keğorkun sayılı kaçakçılardan ol- duğu anlaşılmıştır. KARU V UT SUSUN vEK SA AR LA Ki erma aa İktisat enstitüsü dün açıldı Üniversite Hukuk Fakültesi rbut iktisadi ve içtimai ilimlı nstitüsünün küşat resmi dün sa; e yapılmıştır. Hukuk fakülteği ekanı Tahir Bey bir nutuk söyli üştir. Müteakıben profesör Rus- | $ ilk konferansını vermiştir. Maslak faciası Geçenlerde Maslak yolu üzerin- de feci bir kaza olmuş, bir otomo-« bille otobüs çarpmışlar, ölenler vü yaralananlar olmuş, otomobili kul- lanan Taragano Efendi ile otobüs şoförü Hakkı Efendi tevkif edil- mişlerdi. Nahit Sırrı Beyin yeni kitabı Nahit Sırrı Beyin kitabına dair ne zaman bir mütalca — okusam, cümlelerinin — uzunluğundan ve kendine has bir ifade mekniyetin- den bahsedildiğini görürüm. Ve bu, bir kusur olarak gösterilir.. Nahit Sırrı Bey bu tenkide kulak veriyor, denilebilir. Nisbeten can- lanıyor ve seçtiği mevzuun ateşine daha çok ve —farkında değilmiş gibi — kendini kaptırmayı benim siyor. *“Eve düşen yıldırmm,, (*) genç muharrir, Nahit Sırrı Beyin bir gazetede tefrika edilmiş büyük bikâyesidir. Değişen zamanlara rağmen eski hususiyetini pekâlâ muhafaza edebilmiş bir ailenin, an'anesinin yıkılışmı, tuhaf bir ha- leti ruhiyenin işlenmesini, entere. san bir kinin tezahürünü ve güzel bir kızın bu keşmekeş içinde he- yecanlı — maceralarla nihayet hiç umulmadık bir neticede kendini heba edişini gösteren itinayla örük müş bir vak'a... Yaşlı bir. memur olan Ahmet Şükrü: Efendi, 17 senedir dargın olduğu kardeşinin — nihayet ölüm döşeğinde vasiyetini dinliyor. Ye- tim kalan 18 yaşmda güzel kızm nı evine getiriyor. Kısmeti çıkıncı- ya kadar bakacaktır. Evinde, liseye — giden bir genç oğlu, evli bir diğer büyük oğlu ve bir gelini var.. ç Güzel kız olan amca kızı Mu- azzezin, eve bir badire getirece- ği daha evvelden hissolunmakta» Bunlar hakkında birinci istin-| 4., — Nahit Sırrı Bey, gerçi bu kab- tak idaresince yapılan tahkikat bit | | 1 ku hiş üzerinde miş, tedbirsizlik, dikkatsizlik, ni- | zamlara riayetsizlik maddesinden muhakeme karariyle ikisi de İstan- bul Ağırceza mahkemesine - veril- mişlerdir. Muhakemelerine pek yakında başlanacaktır. Fırka askerliğinden: Fırka Askerlik dairesinden: 328, 329 doğumlu kısa hizmet- Kilerden istekli olanlar muvazzaf .;ındımı zabitliğine ayrılacaklar- a. Arzu edenlerin mıntıkasında bulundukları Askerlik Şubelerine müracaatları luzumu ilân olunur. Veremle mücadele Veremle mücadele cemiyeti bü- tün müesseselere, senevi tahsisat wermek suretiyle — cemiyete yar- dımda bulunan — müesseselerini isimlerini havi bir liste birer mek» tup göndermiş, cemiyete yardım etmelerini istemiştr. | — nkilâp dersleri — İnkılâp tarihi derslerine bugü de devam edilecektir. Bugünkü ders cümhuriyet Halk fırkası umu- mi kâtibi Recep Bey verecektir. Ibrahim Tali B. Trakya umumi Müfettişi İbra- him Tali Bey dün Ankaradan şeh- rimize gelmiştir. Üç güne kadar Edirneye gidecektir. Fenebi talebeler Romanyı — vapuriyle dün Pire- den şehrimize 72 Rumen — ve Yu- goslav talebesi gelmiştir. Misafir- li gençler tarafından karşılanmış. ler Galata rıhtimında üniversite- K gençlerimiz tarafından karşılan lardır. d 'f_u_lı durmuş ve neticeyi, kısmen ehemmiyetsiz ve tahminlerin çok yakınında bir hale getirecek bir vuzuh ve mü- nakaşa gafletini gösterr 'ştir. Fa- kat okumakta devam — ettikçe, wak'aların oldukça değişişi ve bils hassa kıskanç gelin olan Şayeste- sinin sakin ve mütehammil plân- Jarı, bunların — işlenip çıkarılışı, hayli kesif bir alâkayı — peşinden götürebilmektedir. Güzel kız Muazzez eve gelince, önce Şayestenin kocası Namık'ı #“müphem surette,, ve ygenç çocuk Saidi enikonu çığırdan çıkartıyor. Namığın karısiyle — saadeti bit. tabi mütezelzil ve Muazzezin her hangi kimseyle evlenmesine mu- manaatı da, bütün aile halkını şa- şırtacak, hacil, — betbaht edecek kadar kuvvetlidir... Namık babasiyle olan hürmet bağını kırıyor . Karısımı döverek ve kardeşine karşı intikamcu bir hırs ve haset besliyerek devam e- den kısa hayatları sonunda, küçük kardeşinin, onu öldürmesiyle neti- celeniyor. Babası her gün bıu daha boyanıp değişen geliniyle betbaht ve âvare, yalnız kalıyor. Küçük oğlu on sene hapse mah- küm.. Ve münakaşanın mevzuu o- lan muazzez, — elden ele ııgııo_k suretiyle, akıbeti belirsiz lıı serbest hayata kendini salıvermiş bulunuyor. N Nahit — Sırrı Beyin yeni kitabı, vak'aların hudusu ve insan haya- tıra mükemmelen etüt etme nokta- sından ne gibi — tamamlamalara ciddi surette — muhtaç olduğu, bu küçük yerde etrafiyle izah edile » mez. Yalnız, çok iyi tanıdığı ÂAn- karanın bazı güzel poşatlarını ku- sursuzca — buraya sığdırdığın: ve — bir iki tane çok iyi denecek şapitr elde edebildiğini — kaydetmeden — geçmiyelim.. Hikmet Münir £*), 50 içurugı Bürbanektin Mağbanat, SÜ