CÜMHURÎYET î Mayıs 1947 = Küçük hîkâye Ç\ saulık eski eynayı dükkânında bulunduran ihtiyar adamın, dükkf "'?nrda «atılık eski ayr.alar bulu nan başka ihtiyarlardan ayırd edilecek faiç bir husu?iyeti yoktu. Kendi yaştndaki meslektaşlarının hemen hepsi gibi ga?a burunlu. gözlaklü, siyah takkeli, kırçü saçh bir adanıdı. Kirli san, uzun bir sakalı vardı. Ama, eski ayna, daha başka bir çok ihfyar artikacılarm satbğı öteki eski a^nalara hiç benzemiyoTdu. Bir k«Te. ihtiyar afıtikacılsrın. ö bcerîe gözler önüne serip. böbürlensrek: Çerçevesi daha eski maîdır. Dedikleri aynalar gibi eerçeveli depildi. Bu aynamn etrafı, yalnız, ayna? a altlık vazifesi gören kurşun tabakasımn tersine kıvrılan kenarlarile kuşatjimıştı. Kurşun da, cam da çok ka^n o ' ıığu icin, ayna son derece ağırdı. Aynada, çerçevenın yokluğumı telâ fi edocek bir güzellik de yoktu. Cam, ycotmlu, durgun bir su gibi bular.ıktı. Adamın yüzürrj. ölü yüzü gibi morartıyor, keyfini kaçınyordu. Fakat, iMiyar antikacı, bütün meslekdasları gibi, tezgâhtarlık etmesini büıyordu. Miışterılere, aynanın yüzünü değil. tersini gösteriyor, kurşun tabakasmm ağırhğını, haiitesinin evsafını methediyor, bu kurşun tabakasının bir koşesınde yapışık duran dört köje bir küçük kâğıd parcasnu bühassa ehemmiyetle övüyor. Çok enteresan bir gey. Meraklısı Jçin gayet nadide bir parça, diyordu. O gün, aynayı muayene ile meşgul olan gene adam, gerçekten, bu dört köşe kâğıd parçasını çok merak etti, Ilk bakışta, bu kâğıd parças üzerinde, gayet esH biçira gotik harfierie yaıılı bir ibare okunvuştu. Çok inee bir kalemle yanlmı* olan bu ibare bir nazma benâyordru Antikacı: Eski almar.cadır, diye izahat verdi... Genc adam, bu almancadan bir »ey anlamadığım, yalnız modern «Imanea bildiğini söylervinoe, ihtiyar, cebinden yağlı brr eüzdan çıkardı, açb, içindeki kâgıdlar «rasından bir taoesind aeeti, uzattı: Temfcnesi var, dedl, ayna fle beraber Vnmu da satıyoTum. Fakat kâğıdı uzaktan gosteriyordu; rmişterfnin eline v«rmedi. Parasmı peşin verirseniz teslim ederim, dedi. Aynaa, kurşımu, terc(hn«sl hep beraber otuz frank. Bir paTa «ksiğine bırakamam. Ama, bulunmaz bir parcadır, bu fırsat bir daha el« geçmez, meraklısı içte «msalsiz blr gey. Genc adanı, otuz fratıgı verdi, aynayı aldı. Fakat ayna o kadar ağırdı ki, îiüde bir. el değîştipe değiştire tajıyabiüyordu. İhtiyar antikaemın bir zarf» knyup kerdi'JİTie teslim ettigi tercüme^ yi hemen okuyamadı. Eve gelince, aynayı yan masası üstünöeki bir kitab yığınına dayadı, gotik harflerV yazılı nazmın tercümesirJ okumağa başladı. Adeta kelime kelitne tereüme edildiği için acayib bir üsluba bürün*n bu tercüme aşağı yukarı şöyie idi: «Ölüm batağcnm bulamk auyunvm <ö«•binde, yaşıyan ölü halind* mahpM«sumn. S:bjrbazın öfkesi, beni «ihirile cböyü!edi. Bana tabutluk eden kur•»fijTiun içiırte, »u perisi ben, katıbp <ka!drm. Peri padişahınin açıkgöz oğlu «beni göreceği gün« kadar bumda mah«nus kalacağım. Peri padişahınin oğlu Vni görüp peşimdeTi suya daldığı za«mar». onunla kucak kucağa, bütün i3•ctırablanmı uımtacağnn. Şimdiy» ka«dar bu manztrmeyl nic« kimseler o «kndu ama. bir şey anlıyam»dı. Sen «dikkatî* oku. ölüm batağuıin bula«nık «uytmun dibind* y«çıyan 81ü ha«linde mahpusu kurtar> Genc adam, son mısraı okuyup bttirdjği anda. aynaya baada, kendi yüaünü, suda boğıılınuj bîr adam ytteü gitd gCr<iiL Fakat. bunun iebebi, caının yeşillmtrak renginden ibaret oldugunu bildlgi için, dAh* fince, Uıüyar ftnükacımn dUkk&nında da gSrdttgü bu çirkln h*yale şaşmadı. Asıl saçtıgı ftj, kcndlsbü, böyle suda. boğulmu{ bir adam haiinda g6rm«ktm boçlaıunaa Mi. Aynadan gtelerlni tyıranıiyor, bu manzar» karysınd», nıba derln bir hesz% gftoülüyardu. BİT müddet sonra, daha faüa hayrrt etmesi gereken baaka bir şey gördü, fakat ona <t» şaşma<b, bilâkls, dünyada bundan daha tabll bdr hâdlse olamaznu? i A y na Çevir n Hamdi Varoğ'u OevM Deniayollan ba< INKILAP KİTABEVİ den Rauf OCnençtn eg( Yaçar GKJncnçin ölümtrnün 40 md gününe raalayan S b kuvvetH gene neslfaı çilrleri mayıa »47 paMrtMt «r&ntl ögl« namaemı •erisinden Orhan Velinim müteakıl), ruhun* ithai edllm«k üzere : Büyükdere eamllsde Mevlid toraat edllecefetndau, merhumu asvenlerfeı v« argibi, sakin sakin aynaya batanağa devam etti. Şiradi, aynada, artık kendi 1947 nisan ayı için «sergfler ayı» d» zu edenleria teçrlfleri rlca orarrur. yüzünü göremez oltnuştu; onun yerine, sek yeridir. Hallhazırda a ç * dBrt sergl bulamk, yeşılimtrak bir su pınltısı gö var. Bu sGtunlarda onlardan Bahsettlk. Teşekkür Rıza Beşerin rüyardu. Biraz sonra, bu bulamk, yeşl Bir beîinc! olsrak B«dri Rahmi ISyfib. AtmtnB, keyınvaMde w hataauı Hmtrak su>Tjn içinde, belll belirsiz, erl oğlu, genelik »ergistni açmif bulunuyor. Bayaa KAŞİFE DİLM.\>Tm miş gibi, dag^lacakmış gibi bir başka Senelik serelstnl, diyonım, çunkü Bedri ölümü mönasebetU» gerek oenaaeye f« çehre belirdi. Rahmi Eyüboğlu, ressamlanmır arasında gereks» ertanlze gelarek blzOeri teseUl •Bu çehre, su perisinin çelııesiydi. Sae en çok sergi açandır ve marifet, ütifata den, telefon r» telgraiU acrma* ortak ları. gevşek gevşek dalgalanan dere saz tâbi olduğuna göre de «D çok resim sa olan akrab» re dostlanınısa göeterdfslarııcandı. GOG bebekleri, etrafmı ku tan. leri alâka ve se»gid«n dolayı jükran ve şatan yeşilimtrak suyun bütün yeşilimBedri Rahmi Eyüboğlunun bu seferki minneüerlmizl sunana. trak p'ınltılarile ışıl ışıl yamyordu. Su O&zcU ve Dtlman ailesi sergisinin bir hususiyeti de, sergiyi hu•dh eserlerini gıkarmıştnr. perisi ağlıyordu. Aynı zamanda. solgun 1 * * * susî atelyesinde açmıj obnasıdn . Çünkü Fîatlan birer Hradır. ducaklsrır.da belli belirsiz bir tebessüm Aile relsLTta merhum memleketinüzde ilk defa olarak, bir recHer kitabcıda bulunur. dolaşıyordu ZEKAİ APAYDDON sam kendi atelyesinde sergi açıyor. Bütün bımlar pek uzak, pek derin, Bu atelye, başlıbaşma bir Slemdlr. Hayaarpaşa NUmurje hastaneslaVı y»tpek d:bde gözüken, yumuşak, gonsuz Evvelâ, bulundüğu y«ri tarif edelim. tiğı müddetçe Baştablb Dr. Kteım LAşeylerdi. Beyoğlunda, Tünel tarafmdan yürüme. kay, dshlliye arlitehaasısı Dr. Anmed Uzak yer neresiydi? Hangi derinliktl, ğe başlayınız, esklden meşhur bir Vene Rasim Onat. Dr. Mecdl ve Sadl Ue dldibiydi bu? Genc adam bunları dik sokağr vardı, o sokağın şimdikl adı ger şef ve aslstan doktorlara, bütün Bakıyordu, görüyordu, ef Balyoz sokağıdır. İşte sabık Venedik, hemştre re personele, gösterdiklerl lulâhik Balyoz sokağmda, Gamsız adını ta tufkar itiaa ve lhtlmamdan •Jlayı teBiıdenbire kendine geldl: şıyan bir apartıman vardır, onun zemin şekkür ve minneüeriınlzl arzetmeyl borc Ne acayib hayal! dedi. ' . AYLIK I # katmda küçjcük bir daire ressamm a bUiria. Gördüğü şsylerin hayalden fbaret ol t?lyesini teçkil ediyor. Z. Apaydm allesl duğuna hiç şüphe etmiyordu. OktıduYerlerde, duvarlardaki resimlerrn çoğıj şiirin manası, gözlerini aynaya dikip ğunun sırlarını, llham membalarmı Ifölüm uzun müddet bakmısı, bu sabit bakış ça eden kilimler, haîılar, iki üç sedir, Ssnatkar Sadl Tekin krtkardeşl Ofttan ileri gelen bir nevi ipnotizma hali, öteye, beriye atılmış arkalıksız meydan retmen Şükriye Özgörün eşi ve İstancamm bulamk su rengi, bütün bunlar, kahvesi sandalyeleri. Blr köşede Hali bui Telefon Baflmüdürlügu hesabai da36 ncı ayı çıkü gözü aldatıp bu hayali göstermeğe kâ karnas Balıkçısı tarafmdan hediye edil Iread âmtri 3 fincü eild tamamlandı fiydi. Bunu makul şekilde, fennî şekil miş ve Bodrum denlzlerirıden çıkanlmış NTJREDDtK ÖZGÜE tki yüz» yakın lllm adanumız tarafından de böyle izah etmek pekâlâ mümkün bh Yunan şarab testisi. dün MLbah HakJun raJnnetiae kavuş l.azırlanan «Iskit Yaymevl» tarafından her dü. Ve sonra Orhan Veli, yeni çıkan # r muştur. Yüksek alılAkl vasınarile ta ay muntazaman bir fasikülü çıkarılan bu Zaten, bakışlannm sabitligi geçer kitabını Asaf Halet Çelebiye imzalamak nınan merhumun cerıaııesl bugun N! mUhira eserin bu sayıaı da pek nıühlm mOngeçmez, aynada gene kendi hayalini la m<??gul. Paristen yenl dönmüş olan şama4inda Güzelbaiıçs eokagında Şen derecat. bol resim ve pek nefl» basıtaış görmeğe be?lamıştı. Gülümsedi, hazin ve orada Cernushi müıeslndeki cTürk yuva apartımamndaki dairesrlnden kal renkll bir tablo lle uUia anedJImlstlr. •Aylık Analklopedi». bu cayuil* üçüncü hazin başını salladı: sanatı> «ergisini açan ressam Nurullah dınlarak namazı ögleyin Beyazad ca dldinl tamanüamifl bulunmaktadır. Yazık, diye söylendl, keski hayal Berk, Parise gidip orada bir müddet ka. mlinde tolındıktan sonra Edimekapıda Şlmdiye kadar, dünyamn hem en yenl, hem olmasaydı. Böyle efsanelere insan inan larak çabşacak ressam Arif Kaptana çflıidlikteki medfenine tevdi olunaca'ı de eski en mühlm bln küsur mevzuu en dotır. Derdll alleslrie tajiyetlmlzl sunarız. yıırucu sekllde lçine alan bu eser bas!ı bamıyor, o da ne yazık! Şu açıkgöz peri hangi lokantalarda daha iyi v« ucuz y«* * * (îna blr ktıtüphane olreuşrur. badişahının oğlu olup, su perUini g\x roek bulabüeceğini anlatıyör. Üniversite Bay Nlgogoa Zagikyan, Bayan HayBu dldln kapaklan da hazırlanınaktadır yun dibinden kurtarmak ne güz«l olur Bencleri, bir fotografla gelmişler, atelye. Gerek cildli, gerek cildslz olarak yakmda du! Bunu düşünmek bile ne güzel! den muhtelif resimlerin ve köşelerin re ganuş Haci Gazeryan eşi ve lnn olaa bayilerlmlıe verılecektir. Bayan MARİ ZAGtKYAÎTm Ama, düşünübnez. însan deli olmalı, simlerini çekiyorlar. Yurdumuzda tam bügf veren en dddl ezırdell olmalı ki böyVe »eyleri düşünBirden, Chopln'den bir parçanın seai kısa bir hastaüktan Bonra vefat ettlgini serler başında eayılan bu Ansıklopedıyl her ve cenaze meraslminin bugün cnma sasün! yükseliyor, bu ses bir köşede duran piaıle, her öğrencı kutubhanesinde bulundurat 15,30 da GedİKpaşa Surp Oharmes malıdır. Sonra, daha hazin blr tavırla, adeta kaptan gelmektedir ve plâk Paderevski tarafından doldurulrmış. Londradan gel Enneni killaesinds icra olunacagını teBlr ve Ddnd rildlerden elde pek ax kalmeyus meyu» ilftve etti: mıştır. Her üç cild kln bayüerlniıe sipari} miş olan balet mütehassm Bayan N. de essürla bUdirirler. Deliler, hiç de acmacak mahluklar Cenaze levazmati Garbls CeUl vermekte acele edlniz. değil, bilâkls, delilere gıpta etmeli. Valcis sergi ziyaretçileri «rasındadır. Teşhir edilen tablolar arasında «halay Evet, evet, gıptaya lâyık insanlar. Manzumenin tercümesinl tekrar oku çeken Çorumlu kadmlar» <5nund« haydu. Ezberine aldı. Aynaya gözleılni di ret ve hayranlıkla duruyor ve kendisin« «Hasanoğlan> k6y Enstltfisünde oynaHayatlarile birllkte 10 muhtelif renkte çıktı. 75 kuruş. N E T Kitabevi kiyo», manzumeyl okuyordu. Aynı hanan halaylardan hararetle brfbjediyor. yall tekrar gördü. Su perisi tekrar g5Bu halaylar kendisini o kadar sarmış ki, eünün înünde belirdi. Hep 8yle ağlıBayan de Valois, dayanamamış kendisi yor, aynı lamanda gülümsüyordu. de oynıyanlar arasuıa katılmı». Şu peristain çetıresi, günden güne Fakat görüyonrm ki re»imlıerd«ı bahdaha belli hale gelmeğe başladı. Şimdl, sessizce ağlamak ve gülümsemekle kal sefcmeyi unutacağm. Bu atelye resfanlemıyordu. Bir pmar stıyunun gırıltısına rin yapılması ve teşhiri İçin hazırlanbenziyen, gayet hafif, gayet derinden mıştır, amma Syle bir havası var ki, mbir »esle konuşuyordu: san istemiyerek kendlni ona kaptmyor Açıkgöz peri padişahmm oğlu sen ve resimîeri seyredebümek için, oraya, sin, çünkü beni gördün, gene de görü ild, üç defa gibnesi icab ediyor. Buna yorsun. rağmen her »rferinde gen« o havadan Her defasıııda da, gSzden kaybolma kurtulamıyor, zira, bu sefer de başka dan evvel, melul melul ilâve ediyordu: ziyaı^tçller vardu ve meselâ. mesanın Efsane dediŞin bu hakikatlere niüzerinde blr sepet kırmızı l&leler göçin Inanmıyorsun? B»n seni seviyorum rüyorum ki, Sdmin tarafından gönderilda sen beni niçin sevmlyorsun? diği rneçhuldür. *** Tablolar arasında genc Bayan M...'in Bir kaç gün sonra genc adamı, arkadaşları morgda buldular. Cesedini, ba iki portresi kadın ziyare()çU«r arasında lıkçılar dereden çıkarmışlardı. Kollan en ırfyade alâkayı çeken lerdir. Ressama run arasuıda, sunsıkı tuttuğu bir kur ısmarlamp y^ıptırılmış olan bu tablolaşun tabakası vardı. Onun ağırlığile, »u rın, portre sahibile benzerliği münakayun dibbıde urun müddet kaldığı artla şa edUiyoT, «atılık olup olroadığı soşılıyordu. ruluyor. Ayna, suyun diblndeki taşlara çarpıp Bedri Rahmi E>"üboğlu bu küçük fakırıbnış olsa gerekti. Kurşuna yapışık kat sevimli atelyesinde büyük, küçük duran kâ?ıd parçası da ıslanıp düşmüş yüzden fazla tablo teşhir etaıektedir. olacakü. Bütün bunlar, pek tabi! şeyMayıs sonuna kadar •ürecek olan bu krdi, genc adamm çıldırdığı da meyserginin, uyandırdığı alâka gözönünde danda idi. Ama, belki su perisini kurtarmıştı da. tutulursa, pek de kapanacağmı sanmıçlmdi, iklsi birllkte, gdk mavW v« yorum. H«n, ressam, satılao t»bloları, rümrüd yeşill bir sarayda peri ftlemi bu «efer, serginin kapantnasnu bekleyaîiyorlar; ebed! gaadet içinde yürtt meden teslim ecHyor ve yerlerin« yeniyorlardı. lerfaü asryor. Zlra, resan alanlann muBunun boyle ohnadığuıa embı mkl him btr kısmı, seyyah •onebUeıdir v« Mevgimin hiçbtr iddiası olmıyan ve muvaffakıyeti halfanuzm niz? Kat'iyyen emin misiniı? takdirine bırakılan son yerli film : gjdeceklerdir. Ben değüiın. Senaryo T* reji: SEYFt HAVAERİ Müzik: KADRİ ŞENÇALAR. Fifcret ÂDlL Baş rollerde: SUZAN YAKAR ŞÜKRİYE ATAV HADİ HÜN EMÎN KALAYO NEVİN BEBKMAN. Güfte: VECDİ BINGÖL. "" I Okuyanlar: STJZAN YAKAB CEMİL CAN1C1T RESİM Mevlud Bedri Rahaıi Eyüboğlunun sergisi YENİSİ ü KAFATI (Btr İKiyrtln »eçtl«l bu Taalsr mOkafata narrjstdcüTlsr, BOyük Jttrl her m&Ufat ym »oııtmd» btmlarcisn blr tanesUü ayırır va 1000 uraiık mOkftfat ona vtrllir. Bu «utund» nesrolunaa yaa sahltılBrl »yrjoa 10 llr» ücret almar.) Cemiyette idealin ve idealde cemiyetin rolü Yazaı: Söha Erhan tinl gösteriyor; yorgunluk zehirtne bir panzehir oluyor. Basa mütereddi cemiyetier görüyoruz ki bocalamaları bir ideal yokluğuna hamledıliyor. Ortalığı birbirine katan "b:r Nazi Almanyasının debşetini, zaferi elda eden Muttefik ordularm azameüni, kökleşmiş ve yaygın iki ayn vasıfta ideale bağhyaıılar çok! Birinci hüküm ne kadar tashihe mujıtacsa, ikinciai de o kadar doğru! Düzeltiknesi lâzımgelen nokta şu ki, bocalamanın sebebi, cemiyetin idealstz kalması değil biiâkis lüzumsuz derecede çok v e girift ideallere yer vermi» bulıınmasındadır. Şimdi bu hali biraz müşahhaslaştnmağa, bu'gün için çok önemli bir müşahedeye temasa çahşalım: Bizde buzün, gencliğe muayytn bh ideal terbiyesi verümediğirden dolayı genc neslin bazı garsmtJaıa rr.aruz ialdığı ve kalabileceği, halbuki yakın zamana kadar vatan, hürriyet mefkuresile ateşlenen nesiilerin dünyaya parmak ısırtan blr sav/«? vererek bugünü yarartığı ileri «urülüyor. Bu ideal bahtiyanz ki fiiliyat sahasmda imühanını • beçan lle vermiştir; fakat, bu halde ön plâna yeni ideallerin geçmesi ve zihinleri ışıldafcnası lânmdı. Aziz Atatürk «Kemalizm> ile gencliği irşad etü. Diğer «izm»*li ideolojilere hiç de benzemiyen bu ülMnün gencliğe telklni agır ve biraz da çekingen bir tavırla yapıldı. Etraf nasyonalsosyalizm, komÜTiİTm. kundakJarile tutuşurken, Amerika, îngiltere gibi büyük devktlerde bile yaygm ideolojiler yoktu. Harbin »on senesinde A^rupa kıtasına yöklenen çı§, eğer dikkat edilirse, âdeta Wr hürriyet ve insanlığı kurtarma idealinin rmlitası, bu kamçınuı yurüttütü bir âlemdL Gay«ye erişilince fîldrTerde bir parçalanma başgösterdi. Bu zamarda çırpmdığını gördüğ^lmüı kfitleler. hep bu ideal kınntılannda yaşama haMn arayan yığınlardır. Da^mîk ve müph»Ti fîkirler yarmın nesillerine içinden çıkılaînıyaY cak blr kötü miras brraiır. Asrrmızm maddiyata fazla yönelmesl, manevî âlenün ffldr eczasına gayet geniş bir inti?ar imkânı 'brraktıgı için bu dağmıkltkta, bir fîldr fıkdanı deffl, ekslne fHdr çtAltığundan mBtevellid blr ruh tftryikı îl« karşılaşryoruz. Tabiaö muşahede v e t e c rub* eden, gayestni oraya yfinelten Yirminci' asır insanı. o müşahededen aldığı j irröbalarla hiç de seleflerinden farklı sayılmas. Ber çeyden evvel, maddenir» fevkmde «ruh> adrnı •verdiŞlmlı varlığın namütenahi mçıribalarından tnsanlık, vicdan TJ. gibi hasletlerini İktisab' etmeyi yavaş yavaş da olsa idealleştirebilirsek, dünya cennetinin nerede felduğunu aramaya bile lüzum Irniıru»^ Him, insan cemiyetlerini hayvan topluluklarından ayırdeden ana farkı, beşerin, bir araya gelmekle fizikî değil, adeta kimyevî bir sentez yapaıasmda bulur. Y«nl cemiyet, meydana geldiği ferdlerin üzerinde maddî veya manevî bir atmosfer etkisi göâterir. Mevzuutnuz olan «ideal» kavrammı da bir miyara vurabiknek için diyebüiriz ki: «Insan cemiyetlerini seviyelendiren dü?ünebilme tezahürunün en nihaî bir ifadesi olan ideal, mevcud halicrine göre, bu eemiyetleri birbirinden ayıran özellikferin müştereit mihveridir.> Nasıl ki bizim murad ettiğirruz manada cemiyet telâkkisi insanhğın karakteristik bir tipini veriyorsa, bu cemiyetlerden doğan ve fakat cüzülerine hükmeden bu «bütün> oluşların da üîtüne çıkan ideal kavramı, kemiyet ve keyfiyetçe haiz olduğu kıymetler boyunca bize, insan top 'uluklannm iptidaîden mükemmele iîerliyen panoramasını vaahan verir! Kemiyet veya keyfiyetçe tabirinl k»limeier arasında tecrid etmiyelim. İdealin bu degerleri neyi ifade ediyor? Iyi, fena, kuvvetli, kuwet3iz v^. birçok tav. siflerle muhtelif ideal tipleri. terkib edilebilir; lâkin umuma teşmil edilcmiyen indî mütalealar yerine daha çümullü sıfatlara ihtiyacımız inkâr edilemez, P AJIS1K10PEDI t I 1947 YILDIZLAR BUGÜN ALBÜMÜ 'TAKSİM Sinemasında £+ Matinelerden İtibaren BÜYÜKDEREOE BORA ACILDI ^ ISLÂM Y A RIN Matinelerden İtibaren OTELİ SÜMER SİNEMASINDA M. ALBERT VTİLLEMETZ'ln «YES» Operetinden sinemaya alman SEVMEK YASAKTIU IğlenceH, neçeli ve nükteli gflzel flhn baslıyor. ^ 6 Mayıs Sah günfi akşamı »aat 21 de Etuf Totlerde: SUZY DELAİR ^ MONA GOYA JOSEE BİSBAL PAUL MEUR1SSE ve GAB1ELLO Büyuk, küçuk hcrketc <öh bügilerl veren bu mecmuayı çoluk çocuğuntı ahlâk v» din cephesinden kuvvetlendirmek istiy«n her afla reUin* tavsiy» ederiz. i ind saynı BUGÜN ÇIKTt Yük.Müh. REFİK FENMEVin Kltablan Pratik Radio ve Televizion K. Cüz 14 v« son çıkü. 60 Fizik problesnleri. Lise I 80 Prat Yüksek Matematik 3 cfld. Çok problenüi 750 Radium ve Harikaları 100 Hektriği «nlamk Içiıı 3. ehliyetine hazırlar 300 Yeni EektriksJlik. 4 cUd 2. ehüyetine haarlar. 940 Yeni Elektroteiknik. 2 cdld 690 Yeni MaHnecilüc 2 cüz 90 Şoförün kitabı 250 Deposu: Ankarada A K B A, İstanbulda KÜLTÜR Kitab«vi ^H v« her yerde bulunur. ammt Her »eyden evvel her toplulugun, hattâ daha müşahhas olarak ferdlerin bir ideali daima mevcud mudur7 Yani bb ideal varhğı veya yokluğu münakafası mevzuubahsolabilir mi? Olamaz! Zira, ideal kavramı, en geni» manada mufaakkaJC bir zihnî faaliyet sonucudur. İster basit, ister tnürekkeb olsun muhtelif fikrî intibalar, ırmaklarm nehre, oradan bir gole yahud denize dokülmeleri gibi. er veya geç kalıbdan kalıba, elekten eîege geçerek ayn bir torru halinde insan olarak doğan her eanlının benliğinde çökelir. Bu tortu, cevheri tükenmi? bir posa yığını değll, manevl bıfan dünyasmm ışıldaması bitmiyen radyumu, bir kelime ile fikrt bir sentez harikasr: İdeaL Binaenaleyh, madeırüd Insamr, düşünebilryoruz, o halde bir İdeal sahibiyiz demek yanlı? degildir. Denebilir ki, bizde ideal yerine de kullanılan btr «mefkure» tabbi var. NaEil inanabileUm ki bir yamyamın, bir câninin mefkuresi vardır! Galina Ziya Göknlp merhumun lisammıza hibe ettiği bu kelimenin manasmda, dikkat edilirs«, ideali vasıfça yükselten bir eda Eezilir; ftdeta ona ulvl bir sıfat verilir. Biz her ideale mefkure isminl veremeyiz. Gayesi, hapisane duvarını delip kaçmak oîan bir mahkumun mefkuresinden bEhsedilemez. O halde mefkure yokluğu bir ideale malflc olmamayı tazaramun etmez. Taş devrinin insam fle YîrYakın bb1 saraanda bütün beşeriyeü mînci asır insam idealce vartrk, yokluÎP mıknatıshyan tek bir ideaîin, insanlık noktasuKÎa değll, basiltikmOtenevvilik idealinin, her türrü kavraınm Ostüne çıkbasamağmda kar?ı karşrya geUr. Orta masını temenni edelim, çağın dln lle yugurnlmus ve son anrSÜHA ERHAN ~ lann lftlk tnsanı, Meallerinin iyllk, g«Hanımeli sokağı, Erhan Ap. No 49 zellifc, temizliklerile değil, birindsinin olacağı biteceğe, dlŞerfcdn olan» bltene YenişehirAnkara baglanmı? ohnasile ayrılnlar. Işte, idealln bu keyfiyet defişmesi devirler rçin oldttğu kadar nrnasır cemiyetlerin haricl karakteTİ üzerinde de ayırdettiriei izler bırakır. Zamanmuffln pek az oıevcndgeri eemiyetlerl basit ideal kavramınm güzel bir Srneğidir. Bu cemiyetlerde gay# tnahdud ve kurvetle vazıhtrr. Medeniyet v» kültür yükaellsl, topluluk 1deallerini mutenevvi fakat o nlspette kurv«t kazanırus bir mertebeye gethiyor. Yani iptidatnin gayesini benlmseme kuvvetüe medentnin idealtne mbbak kudretl heroen «ym dereoede oluyor. Şu var U, ileri cemiyetlerde gBruln bu tenevvü, ideale bir takım rrususiyetler daha veriyor. Bu çeşidll gaye baglanısları toplulukları gnıplaçtırryor; ferdln bütün maddl v« manevl cevheri «ynı maksad uğrunda harcanıyor. Medeniyetîn zirvesine çıkmağa çabahyan cemlyetler, takaÜerinin azam! haddlne geldikleri zaman, bu sfhirU kelime kudre Pangaltı İNCİ Sinemastnda S U Z Â N GUVEN'İII U nncfl B A N A T fevkalSde bir mnsatnere üs knâanaeaktır. ÇOCUKLARA PEMBE KITABUR iüzeyyen Mefftnret Yıldırım Saffiye Tokay Spmîba Goşar '30 HamryetYöceses Suzan Yakar Salâhaddin Pınar Nevzad Alfınok Hşillk Hranf Korosa Suzan Güvân Aziz Şenses SENAR MAYMÜNLA KAPLUMBAĞA konusu Şarkm meçhur şsheseri Kelik lle Dimne'den «lmarak Vasfl MahhKocar&rk tarafmdan çocuklar için yanlan bu kitab hem ook eğlenceli hem d» faydah blr eserrflr. Guzel resfanlerle süalüdör. Flatı 25 kunış. N E L E K SİNEMASINDA Bugün matinelerden itibaren 2 büyük flhn birden I Gençlik Yılları Sanfnı artistlerin en güzell JEAN ARTHUK T» LEE BORMAN CHARL COBURG tarafından yaratılan genelik dolu güzel bir komedi. 2 Caz Delisi ANN M Ü L L E R v e K A Y K A İ S E B Orkestrası tarafından yaratılan çok güzel bir komedi müzikal» ümnml S.tiş Teri: KÜLTÜR KİTABEVİ Ankara caddesi, Cağalolğu yokuşu No. 44, tstanbul Ayrıca memleketimizln bCtfin ses ve saz sanatkârlan iştirak edecektir. H Biletler şimdiden İNCİ Sinaması gişelerlnde satılmaktadtr. • KADIKÖY O P E R A SÎNEMASINDA 1 Bu akşamdan itibaren: 2 eaheser blrden Bn mevsîmin aşk hlkiyelerinln en fevkalidesl. Genclerin kalblerini çarptmcak bir mevzn ASKIM BÖYLE GEÇTİ <So Goes My Love) Baş rollerde: FILISTIN GEPHESINDE YAHÜDİ GASUSLAR (Sııriyenin Mataharisi SİMİ SİMON) Uydurma değil. Tam objektif. Trpkı bir sinema senaryosu gibi, canh ve parlak. Muazzam ve korkunç hakikatlerin birer kfiçük ifadesi bu eserde yazılı. İradenizle, bir kaç defa okuyup, elinizden bırakamıyacağınız bir eser. Tevzi Yerleri: Bu gördüğünüs resmi 1325 yıhnda btr gazete ressaml yapb. Girlştiği bahsd kazanmak için de resme uygun (KIZIL TUĞ) adırda bir roman yazmağa mecbur kaldL Bu roman bes kere basıldı, üç yabancı dile çevrildi B3ylece Türk edebiyat ve fikir tarihinde 20 cilde yakın kitabm ve AbHullah Ziya Knzanoğlunun doğmasına «ebeb oldu. Bu kitablarm kahramanlan Türkün öz karakteri oîan oesaretini, yurda ve bayrağa karşı olan sevgisini, büyüklerine hürmetini, arkadaşhğındaki sarsılmaz baghhSı^.ı, erkek ruhunu önümüze aeriyordu. Türk korsanı Hızır Reıs, Seyid Ali Reis hâll hayalimizde yaşıyor. Savnbeyi ağlıvarak okuyoruz. Kolsuz Kahranıan karşısır.da heyeranla titrtyoruz, 12000 arkadaşile Almanya içinde jehid olan Malkoepglunu saygı ile anıyorus. de Türk ulu>;unun yetiştirmekle övündüğü kahramanlann en yiğidi, ec erkcği, en büyüğü olan (GÜTJTEKİN) kıtabının 4 üncü basılışını TÜRKIYE YAY1NEVİ çıkardı . MYRNA LOY ve DON AMECHE 2 Heyecan sevenler Jçln.. Esrarenglz bir cinayef:: Korku saçaa bir hortlak.. l ÖLMİYEN (The MUMYA IKEAL KİTABEVİ ve P. K. 812 İstanbul; Fiatı 1 Hra Kitabcıdan isteyiniz. (1617) Mummy's Curse) Baş rollerde: LON CHANEY Jr. ve PETER COE