13 Nisan 1947 CnvniUFİYET ON Ysırm «Cennete» gireır Ertoenüer! uriye gazeteleri Mr müddettenberi, fferi dönen Ermenilerdan bahsediyor ve bunlann Erivan'da kalmaktansa Suriyeye sığınmayı tercih ederek geri döndüklerini enlaüyorlardı. Snriyp gazeteleri bu geri oönenlerin kendi arzu ve isteklerile değil, fakat gittikJeri yerden, yani asıl vatan saydıklan ve ona kavusmak için edinmiş olduklan hcr şeyi saüp savdıklan Sovy*t Erivan cennetinden kaçmış olduklannı. gerek Suriye, gerek Lübnanda bunlar bakkıuda tahkikat yapıîtnakta olduğunu yazıyorlardı. Ennenilerin verdikleri malumat, Sovyet cennîinin içyiizünü açığa vTirmus, gitmeğe hazıılanan Ermeniler de ne yapacaklarını şaşırnuşlardır. Sovj'etlerin bütiin Ermeniieri. Erivaaa yerleştirmek ve biiyük bir Erınenistan vücude getinnek içiu açükları propaganda faaliyoti bir ba.\ li eski olnıakla beraber bu propaganda 1945 senesinin son aylarında kıılandıulımş. Sovyet radyolan ve basmile her yere gönderilen Sovyet aianları Ermeniieri Türkiyeden, Suriye ve Lübnundan. Mısudan, Iraktan, Irandan veliıasıl bali hazırda ikamet ettikleri ber yerden kalkıp asıl vatanlarına dönmeğe teşvlk etmeğe, geri dönen ErmerJlerin rahat evlere, verimli ve kazancb işlere, zengin topraklara kavuşaeaklannı, üsteük «Büyük Ermenistan» ı kunnağa iştirak ederek saltanat süreceklcrini ilân ehneğe başlamış'ardı. 1945 sonlannda Arab mcnleketlcr'ni liyaret ettiğim zaman bu memleketlcrde yaşayan Ennenilerin yerleştikleri ve rahat yasadıklan muhitlere hor btıkan hummah hazırhklarla meşçul olduklarım jförmü^tüm. Bunlann birkaçına, neye güvenerek gitmeğe kalkıştıklarıııj sordujjum zaman, bana, Moskova radjosunun tasvir ettiği cennetlik hayattan bahsetmişler veartık kendi öz vatanlannda hikimiyet sahibi olarak yaşamak istediklerinl anlatnnşlardı. Hnngi vatan ve hangi haUmlyet?!.. Fakat Sovyet prcpagrandalan ErmenHerin adeta fliijine işlenJftL Ontm için işjerlni tasfiye ederek hanl hanl haznlanıyorlardı. Fakat Ermenllerin Rusyaya gitmelerl üzerine oradan tüıseden haberlerin, gerlde kaUn Ermenilerin şevkbıl kıracak mahlyette oWn{n föxe çarpıyor ve bu yüıden geride kalanlar. tereddiide dü,mü5 bnlnnnycrlardı. Çok geçmeâen ridenlerden fcaçabflenlerlo ırerl döncrek çektikleıi nkıntılardan ve grtrdüklrri fena mnamelelerdra bahsetmelerl, bilhassa kaçmak tstıyenlerin hurşrına «Mrüjnlş oltfuklannı anlatmalan muhakkak ki Ortaşarkt» yaçıyan ve hcoüı harekpt etmtmlf olan EnnenHerln akıliarmı baflann* getirecek ve hayale kapüarak hareket etmelcrine karşı gelcoektir. On Amerikan saylavı dtin Ankaraya geldi kanı Barkley, Amerikan yardımı hakkmdaü suale şu cevabı vennlştir: «Ben şahsan bu yardımın yapılması lehinde oy verdim ve projeyi desteklemeğe devam edeceğim. Esasen senato dış içleri encümeni, projenin kabulünü 13 e karşı sıfır nisbetinde oybirliğile tasvib etmiştir. Bu hususta âyan medisince kesin karann ne zaman verileceğini bilmemekle beraber, bunun gelecek hafta içinde ohnasını ır.uhtemel sayanm. Bu arada, mümessiller meclisinin dıj işlerl encümeni de projeyi incelem€"ktedir. Tavsiyelerini gene kuvvetli bir ihtimale şore, gelecek haftanın sonundan evvel bildirmesi beklenebilir. Türkiyeye Amerikanın yardımı ile ;ili olarak mı geldiklerine dair sorulan suale gene Barkley: tKahiredeki parîmentolararası konferansa katılmıştık, yardım projesinin bugünlerde günün konusu olması dolayısile hem Yunanistanı, hem de Türkiyeyi pek kısa Lir müddet için bile olsa ziyaret etneyi faydalı gördük.> demiştir. Amerikanın böyle bir yardımda bulunmakla emperyalist emeller gürmeke olduğuna dair ortaya atılan söylentiier hakkmda saylavların ne düşündük. erl sorulduğunda, âyandan ve demokrat 'partisinden Hatch, «son iki harbde Amerika 400 milyar dolar masraf etmiş ve hesabsız insan kaybma uğramışttr. Buna mukabil ne bir santimetre tnprak aldık, ne de bir dolarlık taz. minat... Hiç bir memlekete tahakküm tmek aklımızdan bile geçmez. Esasen bunun en ufak deliü, Amerika tarihir« eovab'nı vermiştir. Avnı konuya temas eden Barkley, emperyalist emellerin Amerika siyasetinde aslâ rolü olmadığını, yapılan ardımlara yetecek parayı bulaTJİİT.ek çin Amerika halkına ağır vergiler tahmil edildiğini, binaenaleyh paranm israf edilmemesine dikkat ettiklerinl, akat bunun dışında bir müdahale bahis mevzuu olmadığını kesin bir lianla ifade etmiştir. Gene aynı soruyu eevablandırmağa devam eden cumhuriyetçi âyan üyesi Brewster, Amerikanın Filipinlerin ser ' Ba§w.akaleden devam lâznndrr. Ba da vatandaşa emniyei verici bir Seçim Kamınu ile ve An yasaya aykırı kaçan diğer kanunlarm düzeltilnıcsile sağlanabilir. İ dttşünecek olursak, partilerarası bü mescle ile değil, doğrudan doğmya rejLmin işleyiş mekanizması mescle Baştarafı t İTICİ sahifecie 9 daMkrda Çekoslovakyalı Joseph Bilysile karşı karşıya bulunduğumuzu Baftarah I i*ci »aJıt/ede ! bestîsinl tanımai ve onlara kendi ida koîayca göriirüz. Hattâ kendi kcndi tuşla galib.. Parlanto (Fransız), Kara yi yendi. Macaristandan Gyula Nemeti, betyan (Sovyet) e 2 dakikada tuşla ga Mısırlı Mehmed Hasanı sayı hesabile Danofcrat âyan üyesi ve heyet ba relerml lâyıkile tesis edebilmeleri için tnize şu suali de sorabiliriz: lib. Ardel Al Mohammed (Mısır), Szi ikinci 500 milyon dolar vermiş oldugunu hatırlatarak, Amerikanın emperyalist denilebilecek emelleri olsaydı niipinlcr gibi bir üssü eldsn çıkarmasına imkân olmadjğıni" belirtmiş, bu arada, Kübaya karşı güdülen dürüst siyaset üzerinde de durmuştur. Amerikan yardımınm, komünist yayılmasmı önlemek bakımından bir kıymet ifade edip etmiyecefine dair sorulan suale Barkley: « Bu bir çahsî kanaat ve kehanet meselcsi sayılabilir, fakat biz, bahsi geçen iki memlekette ktikrar ve memnunluk şartlan yaratmsğs yardım etmek istiyoruz ki, bu memleketterdeki îktlsadî şartlar dürelsin ve çatifma ECbebleri bertaraf edilmiş olsurts demiştir. Cumhuriyetçi ssylavlardan Short, çok samimî demecinde: < Para ile satm aîmabilecek dostluğun bizjm nazarımızda hiçbir kıymeü yoktur. Fakat Türkiye üe Yunanistan Amerikanın daima iyi dostu olmuştur. Ben şahsan bu yaıdımın tesir derecesi ve muhtemel kıymeti hakkmda biraz tereddüd içindeyim. Zira Anierikamn kendi dahilî borcîarı büyüktür. Bununla beraber, samiır.î olaralc itjrai etmeliyim H, Rus genişlemesine bir son verme zamanı gelmiş ve hattâ geçnüştir» demiçtir. İleri demokıasi idaresînl memleketimizde herkestcn önce Halk Partisi liderleri özlcdiğine göre yukanki değişiklikleri asıl onlann teklif etrnesi daha doğru değil midir?' Şıv haldo meselenin bir çöziilme yolu vardır: Halk Partisi Demokratlardan önce davransın. Gerekli sayılan düzeltmelerin yapıbnosı için Meclise projeler sıınsun. İld partinin Je iştirak edeceği komisyonlarda, yeni şartlar gözönünde tutularak, aksayan veya aksadığı iddia edilen kanunlar uzun boylu görüşülsün. İyi niyetle çalışıldığı takdirde, yakın bir istikbalde şimdiki tatsız ve kısır duruma bir son vermek bizce hiç de imkânsız değildir. Yurdun iyiliğinden başka bir şey istemiyen her tarafsız vatandaş «Bu şartlar altında bizde halkın sözüne değer veribnediğini iddia etraek yanlıştır» hükmünii verdiği giin dava çözülmüş olacaktır. O zaman Demokratlar ister istcmcz miisbet tenkid yoluna sapmamn çarelerîni araştıracaklardır. Çiinkü, şimdiki politikalannda ısrar ederlerse, artık (hikmetivücud)leri kalmadığını kendilcri de göreceklerdir. NADİR NADİ lagyi (Macar) ittifakla ve sayı hesabile galib. Tüy sıklette: Anderberg (îsveç), Campanello Cttalyan) a 7 dakikada tuşla galib. Kintaejae (îlnlandiya), Slovov (Sovyet) e ittifakla ve sayı hesabile galib. Huseby (Norveç), Perret (İs'/içre) ye ittifakla ve sayı hesabile galib. François (Fransız),Shoen (Avusturya) ya 7 dakika 220 saniyede tuşla ga. lib. Toth (Macar). Frederiksen (Danimarka) 11 dakika 10 saniyede tuşla galib. Yan a*:rda: Kovaes fMacar), Groot (Holanda) ya ittifakl?. vo sayı hesabile galib. Koberidze (Sovyet). Koshwan (Avusturya) ya 6 dakika 2 saiiyede tuşla galib. Wong (İsveç), Kampl (Çek) e ekseriyetle sayı hesabile galib. Silvestry (îtalyan), KaVıvflis (Yunan) a 16 dakikada tuşla îralib. Orta sıklet eliminasyon maçlarında İsveç;i Axel Groenberg, birçok spor yazarlcrı tarafından favori addedilen (Finlandiyalı) Eino Virtanen'i aayı hesabile yendi. Aynı stklette Rus çampiyonu Bjelov Kokteylparti Amerikaıı Kongresi üysleri şerefine bu akşam saat 19 da Anadolu Kulübüiıde Dış İşleri Bakanı Hasan Saka tarafından bir kokteylparti verilmistir. Bu toplantıda Başbakan Receb Peker, Eakanlar, Dış İşleri Bakanl:ğı Ger.el Selrreteri Büyük Elçi Feridun Cemal Erkin, Cumhur Başkanlığı Genel Sekreteri Kemal Gedekç, Başbak3nlık Müsteşarı Cemal Yesil, Bosm ve Yzym Genel Müdürii Nedim Veysel Ukir, Cumhur Başkanlığı Ba?ya\'eri Binbaşı CevdetTolgay, Amerikan Maslahatsüzsrı, Dış İşleri Bakanlığı ve Basm ve Yayın Genel Müdürlüğü erkânı, Cufnhuriyet Merkez Bsnkası ve Etibank Umum Müdürleri ve basm mensubları hazır bulunrauşlardır. Amerikan yardımı Bastaraj\ 1 inci «oW/e<ie Yunan hükumeti emrine mahdud miktarda bir para tahsis edilmiş olduğunu hatırlatan Acheson, bununla beraber bu kıt'alarm tarihini tasrih etmeksizin yakında geri çekileceklerini bil» dirmiştir. Türkiyeye satılan uçaklar Achesor, variyetin Yunanistan gibi karışık olmadığı Türkiyeye İngiltere hükumetinin 500 Spitfire av uçağı sattığına dair olan haberi ne teyid etmek ve ne de yalanlamak mevkiintle bulunmadığını ilâve eylemiştir. Arheson memnun Achsson ile Harbiye Baianı Patterson, Temsilcüer Meclisi Dış İşleri Komitosinin Türkiye ve Yunanistana yapılacak yardım kanunu tasansmın müzakerelerinde hazrr bulunmuşlardu. Acheson, toplantıdan sonra gazetecilere beyanatta bulunarak bu kanun tasansınm müzak^resi hususunda Kongrede kaydedilen terakkiden memnun olduğunu EÖylemiştir. Temsilciler Meclisi Dış İşleri Komitesinin Başkanı Charles Eaton gaaetecilere beyanatta bvJunarak komitenin Vandenberg'in ileri sürmüş olduğu değişikhk teklifini tas\ib edeceğini ve komitenin kanun tasansı üzerindeki çalışmalarıtıı gelecek haftanın sonuna kadar bitireceğini ümid ettiğini söylcmiştir. Wallace9ın heraeleri lirizme karşı hürriyeün müdafaası> a dına istenilmcktedir. Türk ordosa Hürriyet lâfzı, hangi esasa dayanarak ileri sürülmektedir? MiHeti temsil etmiyen ve düjmanla işbirliği yapmış generaller tarafmdan idare edilen bir hükumetin bir irtica rejiminin yüz kızartıcı suiistimallerine karşı haykıran 16 yaşmdaki çocukları idam etmek için mi hürrîyet isteniliyor? Hür işçi sendikaian ile bir çok esaslı hür^iyetlerin kaldırıldığı bix memlekett«, Rus hududları üzerinde bir rnilyona yakın rr.evcudu bulunan bir Türk ordusunu elde tutmak için mi hürriyet isteniliyor? Hürriyet kelimesi, hülvumetin yeni programmı destekliyen AmeriköLlarm ağzmdan çiktığı vakit insana çok ağır geliyor. Bu adamlar, buna «komünist aleyhtan program> isminl vennek^edirler. Bununla beraber komünizmin 400 milyon dolarlıiî bir para ile satın shnabileceğine cdddî olarak îdm inanabilir? Ameıika, Rusyanın hududlarına hâkim olmak ve Ortaşarkm petrollerıni kontrol edebibnek için tarihinin en büyük kararlarmdan birini verrr.ek üzıeredir. Amerikan asırlık siyaseti, mantıM neticesine doğru gitmektedir: Zayjf bir Büleşmiş Mîlletler Teşkilâtı v e yeni bir Amerikan İmparatorluğu. Baştara}\ 1 ınd «<thi/ed« teşkilâtı vücude getirilmesi için çalıjmalarını istemiştir. Wallace jöyle demiîtir: * • «Komünizın, para ve silâhla durdu rulamaz. Kapitalizmle komünizmin harbe hacet kalmaksızın aralarrndaki ıhtilâfı halledebileceklerine kanüm. Müsamahasızlık gitükoe artmaktadır. Birlesmifl Milletler zayıflamaktadır. Irtica, taarruza getsmiştlr. MületleT erasındaki ayrıiık gitgide derinleşmektedir. Soryetlertn TÜUrca drvam ettirdikRoosevelt ölmüştür ve bazı klmseTeri propaşrandalara, şu Sovyet cenn"tiler de Rooseveit an'anesinin artık yaşane ftrdDrten sonra cennetten çıkmak | madjğından memnundur, fakat Roasesonmda kalan re her nasılsa kaçmak , lmkftnını bul.an Ermenl kafilesi en yı ' velfin zihniyeti" bugün milyonlarca Akıcı darbeyi indlrnüş bulunnjor. | merikalmın ruhunda yasamaktadır. Bu zihniyet yaşıyor ve yeniden fazlalaşa Bn akibet, yalruı Ermenilerin förttnü I caktır. Amerika gimdi ihtilâf holinde •çmakla kalmıyacak, belki Ortaşark ! bir milletür. Amerikalilar bugün ba mnhltJertnde propagandalara kar.ınai ) uş istiyorlar.> temayülünfl gösterenleri de* nyandırma l Iîuslan müdafaa t* yardım edecektir. j «Terakkiperver> hareketi, Roosevelt'in Ortışaıfcta yaçayan Ermenilere ge | ramanında olduğu gibi artık Birleşıi llnce .onlann da «bir musibet bin nasi | Amerika hükumetine hâkim değildir. hatten hayırlıdır» fehvasınca, harcket Bugün Birleşik Amerika hükumeti ve •decekleri sar.ıbr. kongresi, kapitalLzmle komünizmin yan yana yaşadıkları bir dönyada berış için ömeı Riia DOĞRUL pek zayıf bir ümid olduğuna inanan adamlar tarafından kontrol edilmekte dir. Bu adamlar, tahminime göre, faşist diktatörlüğünü imha etmek için 290 milyon Rusun öldügünü unutmaınışlarKahir« 12 Ca a ) Anadolu Ajansm dır ve bununla beraber bunlar, faşimrı 8zel muhabiri bildiriyor: ile komünizmin birbirine benzeyen muKral Faruk, bugün saat 16,30 da j sibeüer olduğuna kanidirler. Bu adamTürk elçisi Ayaşlıyı kabul etaüş ve lar, komünizmin dünyayı tehdid ettiğıelçi, özel olarak Kahlrede bulunmakta ne ve komünizmin maddî kuvvet ve olan General AH Fuad Cebesoyu Krala Amerikan silâhlarile d'irdurulması lâ takdim etmiştir. zım geldiğine insnıyorlar. Yardım meselesl Roosevelt'in hatırası Geçe«n mart ayında ilk defa olarak Kansas Oity 12 (a a.) Baskaa Tru Amerikanın ekonomik kudreti dünya man, ra<3yo İle yayınladıgı bir nutukta büyük devletieri mücadelesinde taTaf Başkan Pranklin Roosevelf 1 «büyük in lardan birinin arkasında açıktan açığa 6am!yetperver> adam diye vasıflandıra yer almıştır: Tamamüe siyasî ve askerî rak aeleflni^ 2 nci öiüm yıldönümünün bir vasıf taşıyan gayeler için Yunanishatırasını kutlamıştır. tan ve Türkiyeye ödünç para verilmesi Truman, terihin en korkunç devresi AmeTİkalılardan istenilmiştir ve bu ö esnasında Başkan R3ose\elt'in ruh kuv dünç paralar, ayni vasfı haiz olan daveti, adalet ve lnsanlık sembolu olarak ha ge<rnş bir plânın ancak bir kısmmdan ibaretttr. Bu Sdünç paralar «totakaldığını söylemlştlr. Churchill'in makalesi Londra 12 (a.a.) Anadolu Ajansının Özel muhabiri bilcöriyor: Churchill'in «Dally Telegraph> gazetesdnde üç m^kalesi neşredilecekiir. Bunlann birincisi bugün çıkmıştır. Truman'ın Yunanlstan ve Türldyeye yardım politikasmm yarattığı yeni vaziyeti uzun uzun tahlil eden Churchill bu makalelerinde Türkiye ve Yunanistanın ve dünya sulhunun karşılaıjtığı tehlikeleri ve Amerikan yerdcnınm bu tehlikeleri bertaraf etmek gayesin« matuf bulunduğunu anlatmakta ve çunları yazmaktadıri Mısır Kralı, General Cebesoyu kahu! efti «Sovyet hlımayesl altmda komünist idaresile bütün Balkanlara hâkim oknak Amerikadaki akisler ve Türkiyeyi elde etmek Ruslann en Washington 12 (AJ*.) Bugün ba aoele vâsıl olmak istedikleri gayelerinsın muhabirlorine beyanatta bulunan den iMsidir . Miehigan senatörü «ımhuriyetçıi Artihur Vandenberg, Henry Wallace'm İngilte cek yıl Cumhtır Başkanhgına nomzedliredeki demeçlerini chayret ve essf uyan gini koymak tasavvuruîklan Uerl geldıran bir hal> olarak vasıflandırmıştır. mektedir. Âyan Meclisi Dış Münasebetler KoVfyoming senatörü cumhuriyetçi Edmisyonu Başkanı ezcümle çunları söyle ward Robertson da, Wallace'm AITUmiştir: mundan bahsederek, şunlan sBylemiştir: < Bir Amerikalı vatandaşm harice « Kanaatimce, bu memlekette yükgiderek, kendi 5z hükumeti aleyhinde sek bir mevki işgal etrm? olan bir adakonuşması hayret ve esef uyandaracak mm, başka bdr memleikete giderek onBayrzuniçte zekele bir şeydir. Kanaatimce, Wanaoe'm 1947 lan Jcendl mernleketinfaı siyaseti aleyhlyıhnda yapmakta olduğu 1948 yılmda ne kıçhrtmağa çalı^ması pek berbad bir Bayramiç 12 (Hususî) Bugün «aat yapacağı çeylerden daha 8nemlidir.> şeydir. İhgiliz milletinin Wallaoe'm «By 16 da, Bayraıniç kasabasınd» dflrt » n i Zannedildiğine göre, Vandenberg'in l«dikJerİTdn te«iri altmda kahcafc kadar ye •Oren, orta (dddette bfar ver MTBU1948 yıhnı kasdetmesi, Wallaoe'ın gele saflık gösterecoğirie Snanmryoruın.> tm oîmuçtur. Hasar yofetur. Baştarajı l lid sahifede Akcacijan, Mcses oğlu Kirkor K'ıçyan, ALdülgani cğlu Afrem Hanıamcı. Bu zavallılar, kendilerile görüşsn bir arkrdaşunıza, Sovyet Ermenistanına bicret etmeleri için aralaıında yapılan ;enij propagandadan bahsederek, şun .an söylemişler<Ur: « Bu propagandalara göre, Sovyet Ermenijtanı, münbıt arazisi, son derece konforlu evleri, her türlü silıhî ve sos.ral tesislerile dürya Ermenilerini beklemekteydl, Üstplik, Türkiyeden de kocaman bir erazi parçası koparılacak ve olduğu gibi bizlere devTedilecekti. Işte bütün bun'ara inandık ve çok fakirlerimiz hariç, yol paramızı bile kendi cebimizden ödiyerek, Erivar.a gittik. Meğer o son derece konforlu ev dedikleri, bizi beşer kişi yatma^a met:bur ettikleri ahırlardan beter, küçak odalar; sıhhî ve sosyal tesisler d». lahana çorbaçmdan başka bir şey VCTİİmiyen kolhozlanmış «eennet> in haV'ikî cephesini görduk rma, geç kalnı«tık. Erivana vardığımızi.T ertesi günü, 18 raşma kadar olank":n^vı bir kampa ;ötardüler. Onlara niibeten iyi bakıh^or, fakat sabahtan akşama kadar her çoşid Sş yaptırıld»k*an başka, komünizm hakkında dersler veriliyordu. 18 yayr.dan yuksrı olanlar ise, çenat 'e rresleklerine göre gruplara ayrıldı. ^ar. ilk' beşta bizi pek sıkmadılar ama, sonradan iht'.yarlara, işe yaramıyanla. ra, kolhoza girmiyenlere yemek vermcdiler, aç bıraktılar. Bir müddet sonra, büinmiyen seboblcrden dolayı, bazılarımızı sürgün ettiler. Gösterdıkleri yerde çahşmaktan başka yapacak ç«y yoktu, ücret olarak günde verdikleri 200 msnat ise, karmmızı doyurmağa bile yetmiyordu. t Üstelik, tamamile Sovyetleşmiş yerli Ermeniler de bize, topraklarını poylaşmağa gelen yabancılar gibi muamele ettiler, bizimle eğîendiler. Onlar dini de, Al'.ahı da unutmuşlar, kiliseleri, eşya ve malzeme deposu yapmışlar, «Allahsız sinema> adını takmışlar. Ölülerine, en ufak dinî merasim yapmnk lüzumunu duymuyor, köpek leşi gibi bir yana fcrlahyorlar. Ne azablar, ne ısürablar çektik! E. rivandaki «Lenin bahçesi» nde toplanır, hcp gizli gizli ağlajırdık. Seneleroa oturduğumuı Haleb ve orada bıraktığlmız yakınlanmız gözümuzde tutuyordu. Her tehlikeyi göze alarak kaçmağa karar verdflc ve fökur Aîlaha, bin bir müşkulü yenerek bunda nmvaffak ol. duk Meğer, hayal! bir eennet arsyan bizîer, haköd bir eennette yssıyormuşuz d«, haberlmiz yokmuf.» Bu eennet ftrarisi EnnenUeT lcafllesl şehrimlaîen Suriyey* hareket «tmişür. Alınan mütemmim malumata göre ba kaffledsn aonra kaçmak isteyenler ynkalamm?, hepsi kurştma diıilmLîlerdir. «Sovyet eenneti» nden kaçtp gelen Ermenüer Bastarah T olarak derneğe ald sanatoryomda 5025 hastanın yatmış olduğu, cispanserlorda 123150 hastanın teriavi gördüğü, der . nek tarafmdan devamlı bir kontrola tâbi tu^j.lan veremli sayısmm 881 kişi îîafif siMet ellminasyon maçlannda: yi bulduğu, Ej'üb, Beykoz. Unkapanı, Gyu'.a Govacs (Macaristan) Karel Üsküdar, Şehremini, Edirnekapı, Ka' de Grut'a (Holanda) aayı hesabile gasımpaşa, Erenköy, Kumkapı ve Süley' llb. maniye dispanserlerinin geniş ölçüd» K. Koteritfze (Rusya) Josef Kocve çok faydalı sıhhî hizmetler sağlaclığı nara (A^nısturya) tuşla 8 dakikada bildiriliyordu. galib. Bu raporun bir yerinde sinemalard» 1949 Avrupa şampiyonası eatılan pullara temas ediliyor, söyla Türkiyede yapılacak deniliyordu: Prag (Hususl surette glden arkada«Sinemalarda pul satümasuu büyüli I şımız bildiriyor) 1947 Avrupa sampi çalışma ve uŞ'aşmalardan sonra deryonluğu kongresi, Türkler için çok par nefimiz sağladı ve halkımız da bu telak geçmiştir. Beynelmllel gUreş fede şcbbüsü büyük bir teveccuhle karşılaAt.' rasyoruna Türkiye de seçildl ve 1949 Sir.malann önemli bir gelir kaynağı Avrupa şampiyonasmin memlefcetimiz olduğunu gören kardeş dernekler, hude yapıbnasına karar verildi. Bu arada Busile Kızıîay bunlara el attı. Bilhass» Ruslar jşe siyaaet kanşürarai îspanya Beyoğlu merkezi büyük bir ısrar vm nın beynelmüel federasyondan çıkaRl inadls sinemalarm üstüne düşmektea, masını ve îederasyonlar arasındakl mu bir türlü vazgeçm»di. Biz, hayır der» haberata msçanın da ithallni lstediler. neklerinin birbirlerine rakib durum« Yugoslavya, Polonya, Macaxistaxı ve Çe. geçmelerini çok kötü görenlerder.i^j kosîovakya Rus tekltflni desteklediler, Bunun için geliri pek çeşidli olan Kı1 şiddetli monakaşalar oldu. Netıcpde zilaym diğer kajnaklarile yetinme'inl' Rus teklifinln 6 reye karjı 13 reyle, ve sinemalan bize bırakmrsını bir kag Lo^drada olünpiyad komlterind* görü defalar ağızdan ve yazı ile rica ettifc. şülmeslr.e karar verildi Fakat söderimizi dinlemediier. İste bv' Şampiyonada Türk takımı favori ad sebebledir ki bu yıl sinema pullarından dedîlınelrtedir. gelirimiz bir sene öncekine nisbetl« Ömer Besim 86000 lira azdır.» Bundan sonra Verem Savasa Dernegiı. nln 1946 yüı bilânçosunun oJnınmasın» geçümiş, kabul ohmnvıştur. Müteatabe'n, okunan rapor etrafın1» bazı üyeler cöz slmışlar, ufak tefek Baftarafı 1 inc< «ahifede !t!razlarda bul'jnmuşlardır. Oevad aduıTicaret anlaşmasına göre iki memle da bir üye, demegin daha esaslı blı ket arasmdaki ticarî mübadelelerin ge laalıyet göstermesi l&snm geldigl müta« lişmesmın temini, m;lbadelelerin meı^î leasında bulunarak demiştir ki: bulunan ithal ve ihraç genel rejimlori « Ben byle verem hastal&n bülyou hüküınleri dahilinde cereyan etrnesi rum ki, dernege müracaat ettikleri za« kabul olunmuştur. man redle karşılanmıslardır ve g^na İki memleketin ekonomisinin müte bunlann içinde öylelerinl laruyorum sl kabil ihraç imkânlarından azam! dere Erejîköy Sanatoryomuna glttiUerl hald«, cede istifade edilebilmesl için mübade yatacak yer bulamamışlardır. Pariak ı lelerin tediyesi scrbest dövizle olacak cümleler ve bol rakamlarla kendlmial tır. aldatmıyalım. Az evvel raporu oldugu Bu anlaşmalar mayıs 1947 tarihinden . gibi tas\lb ettik. 5, dakikada 20 yıllUB , itibaren bir sene müddetle meriyette t bir faslıyeti tetkllE etmege imkâxv vaa, oulunacaktır. İki ay ewe\ âkidlerden ' mıdır? Mevcud tahsisatla kaç hastay» birisi tarafmdan feshi ihbar olunnazsa bakılmıştır, bunları bümek lâzımdır.' I bir sene müddetle yeniden meriyette Ben, masrafı çok buluyorum.» kalacaktrr. Kurul idare heyeti başkanı Dr. Tev«' Anlaşmanın mer'iyete girmesinden ev fik Sağlam bu. üyenin iddialannı cevab>] vel iki memleket arasmda başlaınış olan landırmış, bir çok veremlinin hakika.j takas ve serbest dövizle vaki mukave len yer bulamadıklarını, açıkta kaldık^ı leler akdi tarihlerindeki genel rejim hü larmı, yapılan yardımın az olduğuntı söyiiyerek demiştir ki: kümleri dahilinde cereyan edecektir. « Bir verem hastasının günlük »aTicaret Bakanının ziyafeti Ankara 12 (a.a.) İtalyan ticaret he natoryom masrah 10 Uradır, yani ayd« yeti şerefine bugün Anadolu Kulübünde 300 lira. Mütevazi bir hayır cemiyeti, Ticaret Baiam AUf Inan tarafm<ian bir nin 100,000 verem hastası bulunan bi» memlekette göreceği hizmet ancak bunbğle zayaieti verilmiştir. dan ibarettir. Sinema pulu meselesin» Heyetin seyahab gelinoe, biz hayır cemiyetleri, Kalkıa Ankara, 12 (a.a.) Bir müddetten verdiei ianenin komisyon rnikt?rnı arberi buTada bulunmakta olan orta elçi hrmakla meşgulüz. Halbuki halkın verLuigi Cortes'in başkanlığındaki İtali'an diği iane hiç bir zaman komisyon mev • ticaret heyeü, D15 Ijleri Bakanlığmca zuu ölamaz vei olmamalıdir da.» ' refakatlerine memur ediien elçilik başBundan sonra murakıb raporu, maskâtibi Hayreddin İzmirli olduğu halde Anadolu ekspresile bugün Istanbula raf talimatları olcunımış, kabul edile rek idare heyeti seçimine başlarunıştır. ' gitmiştir, Gİ7İ; oyla yapılan bu seçimde ekseriycö < İtalyan ticaret heyeti Istanbuldan »onidare kurulu azalan kazanmı&laT' ra hükumetimiziıı misafiri olarak Tz dır. 5' mir, Bursa ve Bergama şehirlertni zi yaret ederek 21 nisanda Istanbuldan Amerikalı Prof. Briggs hareVet eden Ege vapurile Italyaya döAnkara 12 (Telefonla) Bir haftaneceklerdir. danberi şehrimizde bulunan Amerikalı prolesör Brigga, bu aigam İstanbul* hareket etmişttr. Profesör çarşamba gu' Bojtorof» I toci tahifede nü, Par.amerikan uçafiı İle AmerUcay» dönecekür. Birçok müşahıdlerin kanaatin* göre, Uçak »eferleri bu dSrt devlet pakü konusu, Bakanların bellibaçlı bir meselede son anlaşma Ankara 12 (Teleforüa) Türkiye il« { ümidlerüü teskil ejznektedir. Suriyo arasjnda uçak »eferlerlrıin baj' AlmBnyaya harb flân eden büturt dev iffinan için şehrimis» gelen Suriye h«»i letlerin müsavi haiîarla barış konferan yeti, temaslannı bitlrerek trenl« haresına iştirak etmeleri hmkkmdaJd bix kot etmlçti. Sefeılertn yakında başla* Am«rikan teHifinkı muzakeresl nrasın maa Jçm Suriye «çlülgi ii« Dı« İçl«rl' da, Sovyet Dıa işleri Bakanı Molotov, Bakcnlığanu: arasında ternaslara devam Paraguay v« Tflrkiye gflrf memleketle edümektedâr. ' ria dSrt bfiyüklerl^ ayni eaas toerinden tlk arpa mahsulü isttrak «tmelerh» hayret etti|kıi Wl% Tareua, 12 (a.a.) İlk arpa mahsuitt SovyeÜer BMiğinin, Amerikan tekli dün çtftçi Salflı Keîler tarafmdan Ticafme muhalefrt etm«si uzerine, konferan ret Odasına getirümij v« tBrerJe piyasa iştirak edeoekler hakkmda bir an saya araedümiştir. laşmeya vanlamamıçhr. Vichinsky'nin demed MoSkova U (AJ».) Bagün Sovyet Baltallmanı Hastaned Oparatorü D14 İçlert Bakan muftvtnl A, Vlchinsky, Almanya meseleleri haümda bati devletlerHe Sovyetler Blrüğl arasmda mevKemik ve Mafsal Veremlerl cud en İleri gelen aorlugun, ba memloAmeliyat ve Tedavileri ketten ahnacak harb tanninatı halüanŞehidmuhtar cad. No. 40 Bisturi daö er.laçm* noksB.ni oldujunu beyaa Apt Taksim, Telefon: 85207 Hayır cemiyetleri arasında iane toplama yarışı p Türk İtalyan ticaret anlaşması Döıiler paktı Dr. BAHA OSKAY Bana ney« öyle bir tuhaf bakıyorsu ] «Aman, funlar pek acele... Çabuk sen da büabütün bağıslıyacak samrsınu: ] nuz?. Baştan aşağıya neden öyle uzun tercüme ediver!» diye önüm« bir yığm Müdür Beyin emri var, dedi. Kimuzun süzdünüz?. Arkamdaki ağarmı^ ingilizce, fransızca naektub getirirler. seye avans vermiyoruz. îsterseniz kenmantoya mı, rengi atmış şapkama ıra. Hele kugünlerdk İngiltere fle, Amerika disine sSyleyiniz. baktmız?. Ayağımdaki iskarpinlere daha j ile alım satım çok artü. Mektublar, Dündenberi işte, en çok bunun için geoenlerde pençe vurdurmuştum, altlan «prospektüs> îer eksik olmuyor. Bu yöz üzülüyorum. gene delinmiş; onu mu gördünüz yok. âen aybğımı üç bes lira arttırdılar; olsa Kâzım Bey gclir gelnsez, nasıl olsa, ea?. Ben de dün sabah farkına vardım, olsa bunu başıma kakryorlar. Ü3telik beni yarnna çağıracak, gene bir yığın içim sızladı. Kalın tire çorablarım da gözleri mi kalıyor, nedir; aldığım parayı is verecek, uzun uzun yalnıt kalacağız. herfcesinkinden pek başka mı duruyor?. hekime, eczaney» T*riyorum. Bir de ta O aralık Wr sırasını bulup »SylemBn. TELİF ROMAN No. 1 rssı gelince kılıksızhğımı yüzüme vuruSöylemeli ama nasıl?. Hem utanıyorum, Büyük bir sirketin kapısından içeriye girdiğimi gördünüz, beni oraya yakıştı laklarında koca ko:a yüdız kGpeler?. < zım Bey hususî aıektublarını bile bana yorlar. Eskiden böyle değiUün ya, iyi hem de korkuyorum. Baskasuıdan para ramıyorsunuz, belki de ondandır. Bu Hani, hiç birisi yok bunda, diye düşünü yazdırır. Gizli toplantıları olur, not al kötü bir basmaya sarınıp ben de ortaya istemek, insana pek ağrr geliyor. Hele şirketi siz de bilirsiniz; bir buçuk mil yorsunuz?. Şu hergün köprü üstlerinde, mak için beni çağırırlnr. Sabahtan ak çıkıyordum. Şimdl giyinlp kuşanmayı ben hiç alışmadım. Üstelik. Ne bileyim, yon lira varlık vergisi vernüşti de sonra tramvaylarda, vapur iskelelermde gör şama kadar, muhasebeye koş, şu kâğıdı düşür.ecek halim kaldı mı?. Annem bu adamm hall d« blr tuhaf annem, gene o sene içinde iki milyon lira ka düklerinize hiç benzemiyoruın, değil posta dairesine gönder, Stefcl dosyayı hasta... Nedir hastalığı, bir türlü anlaşı evde hasta döşeğînde kıvranıp dururken zandı, Herkesin ağzmdadır; siz de duy mi?. çıkar, hepsi benim üstümde... Hangi bi latnadı. Zavallı anneclğim, g5zümün 5 haydi, ne olursa olyun, diyeceğim; üç muş olacaksınız. Ben işte orada çalışıKamburu çıkmiş gibi bası 8nune dü rine yetişeyim, diye çaşırdığım günler nünde, hergün biraz daha ertyip gidi bes Ura dilenmek için yüzümü kızdırayorum. Sabahları temizlik yapmağa ge şük, tekbaşma geçip giden bir kızcağız çok oluyor. Öyle iken geae de hiç kim yor. O kadar çrrpmıyoram, dlcÛniyorum, cağım. Fakat Kâzım Beyin arada blr öyle len kadınlar var; kılıksızlığıma baktınız Ne kadın, ne erkek yanında hiç blr ar seye yaranamıyorurr.. Hiç yoktan kas göstermediğimiz doktor kalmadı, 3yle halleri oluyor ki, gözümün önüne bunda beni mutlaka onlardan sandınız, de kadaşı yok, yol ortasmda durup hiç kim larını çatanlar, dudaklarınm bir ucunu iken elimiîden hiç blrşey gehnlyor. Bu lar geldikçe, içime blr ürkekîik, bir ürT Ü n dç konsültasyon yapacaklar. Kon. permedir giriyor. Zaten pek güleryüzlü, ğil mi? Aralarında benim kadar gencini se ile konuşmuyor, gülüşmüyor. Bir tür kıvırıp başlarmı çevirenler, arada bir I görmemiş olacaksınız; siae en 5°^ tuhaf lü beni daktiloya benzetemedinlz değil acı acı söylenenler bile eksik değil. İşte, sültasyon de&il de, her zamanki doktor, kanı sıcak bir adam değil Sirketin içingörünen budur. mi?. en başta Kâzım Bey... Belki, ötekiler de bizim komşulardan birinin kardeşi, ken de herkesi korkutmuş. Hele küçük memurlan, kimsesiz de oldu mu, büsbüHepsi öyle olmaz ya, benim giblsi de ona bakıyorlar da onun için bana bu di hocasmı getirecekmiş: Hayır, ben direktörün daktilosuyum. Bir kere de o görsün, dlyor. tün kasıp kavuruyor. En çok bana karşı kadar soğuk davranıyorlar. Hem de direktörün daktilosu, mil çok. Hocasî onu pek severmiş, hatır için anlaşılmaz, anlatılmaz blr hırçmlığı var. Çalışıyonım, işte... Elinden la gelmiyor Saat daha sekiz buçuk bile obnadı. yonlar sahroi Kâzım Şalcınm?. Bu mu geleeek; para da almıyacakmış. Ne de daktilo, diyorsunuz içinizden, nasıl olur? Memurların hiç birisi gelmemiş. Demin da diyemezler; bunu da söyliyemezler. olsa otomobil parasını da vermiyecek Hiç yoktan söylenir, bağırır. Insanı buHani bunun altlan mantar, yüzü yilan o, bana benzettiğiniz, daha doğrusu beni Yaptıklarımı beğenmsseler, her işi bana miyiz? Annemin hastalığı elvermiyor naltacak kadar iş verir, biri bitmeden derisinden iskarpinleri, ipek çorabları? onlara benzettiğiniz üd ka3m, masaların buyurmazlardı. Neymiş, öteki da^tilola muş gibi bir de bu para sıiıntısı» Sa ötekini gönderir. En sonra verdiğini ilk Hani bir seneük kazancınm hiç olmazsa tozunu siliyor. Ben de her sabah onlarla rm hepsinden çok para alıyormuşum. bahleyin saydun, çantamda yüz kırk ku önce sorar, ne istediği belli olmaz. Gün ler geçer, basmı kaldırıp yüzüme bile yansını tutan, yakası a'tragan kürklü beraber gelmesem olmaz. Kâzım Bey, Memurların arasmda bile benim kadar ruş ufak para var. bakmaz. Keşki hep böyle olsa, hep öyle para alanlar pek azmış. Babahları evden çıkmadan, şirkete telemantosu, timsah derisinden çantası?. Dün bir aralık bizim muhaseheciye yüzüme bile bakmasa... Günün birinde, Şirkette tercüme islerine bakmak için Hani saçlarmda «permanant» kıvırcık. fon eder, o gün için yapüaoak işleri bir de bakammz ki o adam gitmiş, yeri. f lar, hani dudaklarmda kırmızi; yüzün söyler. Her sabah telefon başında bekle ayiık alan bir kaç gene var; kimisi bü do kun durdum: ne bir başkası gelmiş: Güler, sakalaşır; mek, söyliyeceklerini bir yere yazmak Acaba beş on lira avans alamaz mıvük ortaklardan birinin yakınlarından, de, gözkapaMarmda repk renk boyao kadara kadar ki haniya daktilolarile lar, hani kirpıklerinin ucunda kıvrım da benim işimdir. Adım daktilo ama ne kimisi doğrudan doğmya Kâz:m Beyin yım? kayırdıklar:ndan. Ya işlcrinin baiin. Diyecek oldum. Kaskatı bir adam; yüzgöz olmuş, sırr.aşık bir takım insankıvrım uzayan, bazı yerleri de top top olduğumu ben de pek iyi anlamadım. yazdıkları bütün muhasebeciier gibi o da parayı Isr vardır, onlardan birisi sanırsınız. Bu olmuş •rimel»?. Parmağmda, taşlan Birbirine uymıyan, birbirine benzemi da hiç bulunmazîar; yahud da y d kcndi o*biad«a w « c e k , verdiktan n m da çok sürmez: O sırnaşıklık, yilışıklık sırçadan da ols», şövaly« yuz.uk, ku yen bir svrj± işim yar. Gün olur ki Kâ yazı zı anlaşıl 0nun aşıl ikidş birda: da geçer. Kskisi gibi tera, hırçm da değildir; şimdi de dalgın, uzgun görünür. Hiç ces çıkarmadan, ^snn^n yüzune uzun uzun bakar. llkönce çaşırırsıruz; acaba ne lstiyor, ne söyliyecek, diye beklersinlz: Bir türlü anlıyamadığım bir bakış, benim yerimde bir başkası olsa ona kimbilir neler anlatabilecek bir baş Hos, ben de bebek değilim ya, pek İyi anlıyortım. Anlamış gibi görümnek, anladığımı belli etmek işime gehniyor da ondan, Yoksa, sokakta yürürken, tramvayda giderken, bir yerde alışveriş ederken benim yanıma da aokulup arsız arsız bakanlar oluyor; daha işitilmeden ne olduğu anlaşıhveren fısıltüar, arasıra benim kulağıma da çarpıyor. Hele öyleleri var ki, benim o rengi atmış mantomu, ökçeleri çarpılmıs ayakkabılarımı hiç görmüyorlar, sanırsmız; gözlerini gözümden ayırmazlar; öylece beklerler. Hem, tuhafı nerede, bunların çoğu üstü başı tmıiz, kılığı kıyafeti düzgün insan!ar. * Şaşırınm, Bnüme bakanm, oyle Jken gene bastığım yeri görmez olurum; hetaen oradan kaçar giderim. İlk defa, yalnız sokağa çıktığım gttn annem böyle söylemişti; .hiç kulağiau dan gitmez: Kendinl büen bir kız, demişti, tenımadığı adamlar şöyle dursun, tanıştığı msarJarla bile sokakta durup konusnıaz; pek ayıbdır. Bir ekmek parası kazanmak için evin. den dışarıya adim atmış, bu talihsizliğe bir kere uğrsmış olan gene kızlar, ken. dilerine çevrilen bakışlarıa arkasında neler gizlendiğini anlamasmlar, olur mu hiç?. Ben de anlıyorum, bunlara ben d« alışbm. Neyleyim ki, Kâzım Şalcının bakışlarmı, arada bir dişlerinin arasmdaa bir fısıltı gibi çıkan sözleri bu çarçı pazar sarkmtılıklan gibi çiğneyip gjeçmek, uzaklaşıvermek pek de kolay olmuycr. Ne de olsa bu adamla geçinmek zorundayım. Ona yüz vermek, boyun iğmek, aklımdan bile geçmez; fakat büsbütün kızdınnak, kızdvnp da ekmek paramdaa obnak, işin sonunda belki bu da var; bundan korkuyorum, Anlıyorum, dedim. Gene de anlıyamadığım neler var: Gün olur ki yalnız beni değil, hiç kimseyi adam yerine koymaz. Toplantüarda bile ondan başka kims« yok, Eanırsınız. Hep onun dediği olur. Simon Barliya, Rafael Barulıi, Mişel Abravanel, daha ne bilfyim, çirketia idare meclisindeki bütün ortaklar, hepsi de zengin, hepsi de milyonlar sahibi, onlar hlle Kâzım Şalcının dediğinden, dısan çıkmazlar. Onun sözü, hepsinia üstündedir. Bir de beni gözönüne getiriniz; böyle günlerde hele ben, neler çekerim, Son günlerde gene büyük bir işin axkasmdan koşuyorlar. Projeler, plânlar, dosyalar, mektublar, pek çoğu benim elimden geçiyor ama yalnız kendi derdime düşmüşüm, hep anneciğimi düşünüyorum da onun lçin bunları uzun uzun anlatmağa üşeniyorum: Milyoniuk bir iş.... Nedense Kâzun Bey, öHekUerden daha çok sikılıyor; pek sinirli, pek te» lâşlı görünüyor. (Arkan var\