16 Ağustos 1946 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

16 Ağustos 1946 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Paris Mehtublan: Sulh konferansının ilk günleri Yazan: Roman Fajans Paris, ağustos Paris konferansı bes gönlük oldu. Bazı gazetelerin dediği gibi bu konferansa yalnız «suîh konferansı» demiyelim. Çünkü hiç de sulh konferansı değıldir. Almanyarun 1 numaralı düsman olduğu feci ve uzun bir harbden gonra, aynı Almanyanm temsi! edilmediği, hattâ kendislnin bahis mevzuu bi!e olmadığı bir sulh konferansının vücudüne imkân verilebilir mi? Demek oluyor ki. bu Pa. ris konferansı, gelacek sulhla alâkah oL duğuna hiç süphe bulunmamakla bera. ber, nisbeten ikinei derecede önemll meseleler etrafrada müzakereler yaomaktadır. Konferansın alâkayı çekecek taraflarını pek azaltan, konferans safhalarına ve netice'.erine karşı Fransız halk efkârmı kayıdsız bırakan da zaten bu. dur. Gerçi, Fransız halkı, dört büyüklerin, günde ikl defa Luxembourg sarayma gellşlerini az çok merak ve tecessüsle seyrediyor. Hindlilerle Haheşlerin göze hoş görünen millî kıyafetlerini Bevkle temaşa ediyor. Dıs Isleri Bakanlığmın konferans azası çerefine verdiği büyük suvareye davetll o'anlarm gözler kamaş. tırıcı bir manzara teşkil eden gelişlerini görmekten mahnjm kabnamak için, Opera binası önünde, bir saat, ayakta bek'd. yor. Fakat bütün bımlardan sonra da, sesinde bir parçft eftdiş? ifadesiie: «Çok enteresaa, çok güzel, anxa, ciddî olarak n« zaman işe başlayacağız?» diye soruyor. Bu ciddî is, Fransız halkı için, Al«nanyadır. Zira, Fransız halkı da, Luxem. fcourg saraymdaki murahhaslar da, tek. îüsyenler de, gazeteciler de, konferansm, etrafında dönüp do'açarak yerinde saydığı bütün bu meselelerm, gerçek bir rulhun eeasıru ve anahtarıru teşkil etmediği fikrindedirler. Bu esas, Almanyadır, eeel! Almanya meseleşidir; bu me. sele, «ncak konferansm teferruatı olarak ve sadece bir kaç büyük devlet arasında konufulaeaktır. Ondan dolayidtr kl, bıı teferruat ve bu hususî müzakereler, umumî içtimalarda ve encümenlerde konusulan işlerden çok daha büyük bir e. hemmlyet araedecektir. Konferansm tertibatına geHnce, bu elhet rnükemır.eldir. Konferans bürosunu tetkil eden ve gece gündüz harü harıl çalışan bütün Fransız memurlarmm gayretini takdirle karşüamak lânmdır. Zira unutmamalı k!, bu konferansm +oplanma tarihi, »ncak on bes gün evvel tesbit edilmle ve' rekor sayılscak Vadar kısa olan bu zaman içine bütün hazırîıklar sıŞdırılmıştiT. Hayatm henüz tamaftıen normal hale gelmedigi Paris glbi bir şehirde, birdenoire, iki bin ecnebi murahhası, teknlsyen ve memuru misaflr etmenin ne de.T.ek olduğunu da bir düşünmelidir. Bunların arasında, yerymünün en büyük siyasî şahsiye^'leri bulun. duğu gibi, ayrıca. mtdıtelif nternleketler. den gelen ikl bin gaze^eci vardır. Kon. feransı tertib cde.ıler gerçekten muazzam gayret sarfetm'şler, gerçekten takdire hak kaztnmışlardır. Lunnbourg sarayınm böyle bir kon. feransa çok dar gelmesinde ve bu dar. lığın mahzurlarında, tertib beyetinin hiç kabahati yok. Gerçek, Pariste, konferan. ern toplanabîltneî'r'.e yetecek ve müzakerelerin rahat rahat yapılmasını sağla. yacak müsaid bina yoktur. Luxembourg «arayının tercihinl icab ettiren, atmt«fe. ri gıbi, güzelîiği gibi, bahçeleri, muhte. şem içtima salonu g:bi sebebler vTar. Fakat saray böy'.e bir konferansın toplana. bilmesine yetmiyecek kadar kücüktür. Bu yersizllği, bilha.=sa, milletlerarası ba. sını Hssetmiştir. Umuml İçtimalarda, salona gtrebilmek için kart alabilen gazetecilertn nisbeti seklrde, yahrui yedlde birdir. Gaîeteciler, btı yiiîden, nöbet usulü kovmağa meebur olmuşlardır. Hele gazetecilere ayn'lan çalışma odssınds, hiç bir iş görmeâe imkân yoktur. On gazeteciden, ancak birisi oturacak yer bulabiliyor. Şimdi, konferannn bu ilk gOnlerindekl siyas! cephesine geleiim. tlk bakışta görülen şey judur: Daha başlangıcda, iki hâkim, iki göriis tarzı, biriblrine taban tabana zıd iki s'.hnryet çarpışıyor. Bir tarafta, bundan önoeki müşterek kararlarıle, hepsi biribirine azçok bağlı oldukları kanaatini tasıyan dört büyük devlet var. Bunlprm en gösterîşllsl Rusyadır. Son hedefleri, bütün dünyaya, kendileri tarafmdan döçünülmüs, kalemc alınmi"! ve hazırlanmıs bir gulhu zorla kabul ettirmektir; övle bir sulh ki, akı. bet, bu dört devletin kudretinl ve üstünlüğünü kabul ettlrecektir. Öte yanda, küçük ve orta devletler var. Sovyet Rusyanm müşterilerile Norveç bittabi haricdir. Bunlar, dört büyüklerin tavsiyelerinl topyekun redrîetmeği akıllarından blle geçirmemekle beraber. gözü kapalı kabul etmeğe hazır da değillerdir. Parise davet edilmiş olmaları, seslerini lşittirmek, mütalealarmı söyîemek ve yeni barışın vücude ge!tneine gerçekten yardım etmek için olduğuna inanmışlardır. Bu küçük ve orta dcvle^erden en faalleri, Avustr3İya, Be'çika ve Holandadır. Bu fiç devletin murehhas heyett relsleri, haklarmın eşitliğini ksbul ettirmek için ardsız arasız bir müodele halindedirler. Doğrusunu söy'.emek lâz;m gellrse dört büyüklerin bu b!rle?rft;ş eephesl, zannedildiği kadar birleçrai? de değildlr. Gerçi, Fransa, Büyük Britanya ve Birleçik Anverika, Potsdam'da ve dört Dış Bakanları konferanslarında verılen kararlarla, bir dereceye kadar bağlı rulundukları kanaatindedirler. Fakat, bilhassa Anglo Sakson devletleri tarafmda, «ık sık, hayli manalı bocalamalar oluyor. Meselâ Mr. Byrnes, Birleşik An», rika murahhas heyetinln, dört büyük'er tarahndan 1leri sürülecek tavsiyel°ri, en iyi tavsiyeler gibi gördüğü takdirde destekliyecegini, fakat, konferans esnasmda. küçük devletler torafından daha makul ve d ^ ı pratik yeni teklif.er ilerl Va sürülecek o'ıursa, bu tekllfleri kabulde tereddiid etmiyeceğini, çekinmeden söy'.üyor. Diğer taraftan, îngiliz murahhas h^yeti, konferansın nihaî reisi olarak M. Bidault'ya roy vermeği kararleştırdığı «aman, Dörtlerin bu tavsiyesinl dik. kate almıyacağım büdirdi. Yalnu Eusya, «zla?mazlıtını muhafaza etmektedir, onun tarafmdan, mühlm müsaadekarhklar boklemek beyhude olur. Rusyann bütün siyascti Dört Büyüklerin tahakkiimü esasına dayandıîm. d n , bu esrstan asla aynlmıyacaktır. Rusya, küçük memleketler çogunlugunun, kendisin« karşı besledifti güvensizliği pekâlâ biliyor; «ğer konferansm mukadderatı bu küçük devletlere bağlı kahrsa, kendisin'n sık sık azlığa düşeceg i de idrak etmektedir. Böyle bir hal \ukuunda, sulh muahedeleri tasarılarına koydurmaîa muvaffak oldufu blrçok siyasî ve îktisad! hsl tarzları bakımmdan davayı kaybetmesi ihtlmali beürecektir. Halbuki, bu hal taTEİarına Rusya çok ehemmiyet vermektedir ve bunlar üzerinde asla müsaadekâr dsvranmtyacaktır. Sehir fıaberleri Silistre Teknik Üniversitede Teknik Üniversitenin Mimarlık Fa kültesinde dün bir «ergi açılmış ve bu yıl diploma! arını alan 19 6ğrencinin diploma projeierile diğer aınıflardaki öğrencilere aid hepsi doksanı bulan pfân ve projeleri teşhir edilmıjtlr. Sergide Rektör Prof. Tevfik Taylan Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Ea Onat, diğer profesörler, Mukbil G3kdoğan, Hamid Dilgan, Ölsner, diğer doçent ve asistanlarîa eser sahibl Bğrenciler hazır bulunarak tiyaretçller» lzaha vermlşlerdir. Mezunlardan Fatin Uran'm diploma projesi birinci olarak seçilmtstlr. MerTUU, esasen inşası düşünttîen v« yeri Çankaya civarmda hazırlattırı'mı? olan bir aefarethane binasıdır. Proje teknik ve artistik hususiyet'.erinin inceliği Itiberile çok begerrilmlştir. Serginin bir kenarmı da Boğann Ar.sdolu yakasımn, şehireüik semineri olarak hazırlattmlan imar plânlan işgal ediyordu. Prof ölsner'in de müdahalesiîe vukuf ve gayretle hazırladıklan hu projelerle genc'er BoŞazm mevcud tabiî ve mimarî güzelliklcrini belirtmb'er ve son zamanlarda bu şahane matızaraya katılan çlrkinliklerin bertaraf edlîmesi halinde güzelliğin bir kat daha srtaca. ğmı esas olarak slmışlardır. Belediyemlzin bu gayretlerdcn faydalanacağmı umanz. CUMHURIYLT 16 ÂgfBÎos 1946 KITAB SOHBETLERI Mııhasarası ve Namık Kemal çık ve g^ıli bir çok defalar basıldığı ve Ebüzziya Tevf;k onun bütün eserler!n« yakm bir alâka gösterdiğl halde (Silistre Muhasarası) nın hem de Kemal henüz hayatta iken unutulmuş veya, unu. tulmuş olmasa bile ona karşı lâkayd kalınmıs olması mümkün müdürî (Kanije) nin ilk tab'ında görülen (Teşekkür) ükrasının, bu «serin iklnci ve üçüncü tabılarını yapan Ebüıziyanm gözünden kaçmıs olması kabll midir? (Şafak) gazeteaüıdekı ilân delilini mühimsemiyonım, Çünkü (yeni neşriyat) ilânlarınuı ne gibi şerait altında' yaııldığv bu llînlardakl mübaifiğah takdirlerde umumiyetle dostluklarm, alâkaların hâkim olduğu yalnız gatetecilerin değil, artık karilerin de malumu olmuştur. Ben ?u kanaate varmış bulunuyorum: (SÜistre muhasarası) nda Namık Kemalin alâkası muhakkak olmakla beraber, eser, onun (kaleminden çıkma) değildir. Olsa olsa (hafif bir toshihinden geçmis) bulunmaktadır. Hakkı Tarık bu «•seri yaymlamikla yalnız Namık Kemalin de alâkadar olduğu bir kitabı tarutmış olmuyorj ayni «amanda Silistre muhasarajının her zaman için hepimizl 5ğündürecek şan ve şeref levhalannı yeni nesle d« okutmus oluyor. Eserin eski harfli ilk baskısı yanlışîarla doludur. Yeni tabında ifade sadeleştirildikten başka, t«Ttlb hatasma da hemen hie rastlanmı. yor. fıkra, bu takriben dörtte biridir. Bu fıkralar' yalnı* tarihî devirlere göre değil, synl ramanda şahısîara nazaran da tascif edilerek ortaya konmuştur. Meselfi Koca Ragıb Paja. Keçeeizade, Vefik Paşa, İbnülemin Mahmud Kemal, Âll Pa?a... ilah gibi meşahlre ald olanlar ayrj birer fasıl halindedirler. (Tarihe Mal Olaıuş Fıkralar), btı s n . hiyette çıkan eserlerin ilki defildir, fakat en iyi tertib edilmişj bilhassa en zen ginidir. Daha evvel bu mahiyette rıeşre. dilmiş iki kitab daha vardır ki biri Salâhaddin Gün<;ö'rQn (Tarihten Fıkralar) ı, dieeri Kadircan Kaflmm (Osmanh Dev. rinde Tartht Fıkralar) ıdır. Her ikisi de küçük hacimde' oldukları için muhtevalan da pek azdır.' J IBEM NALINA MIHINA Nişantaşında bir kız lisesi isteniliyor adın erkek 20 vatandayın imzaladığı bir mektnb aldı n. Millî Eğitim Bakanlığına miitevecdh bir dilekçe mahiyeünde olan bu mektabda şöyle deniliyor: «Mekteb kayıdlarmın agılmasınjı bir kaç gün kaldı. Çoeuklarımız, Nîşantaşj kız orta okulunu bitirdiler. Muhitimizde, zenginlerden çok ortahalll aileler bulunmaktadır. Civarda ise, hiç bir resmi kıa lisesi yoktur. Gerçi hususl ILseler vardır;1 fakat crtahlll aileler, çocuklarını bu mekteblere yaxdıracak kudrette değiîdirler. «Bütüa Beyoşlu bSlgesinin yeelne lisesi Tünel civarındadır ve Meciiiyeköyünden itibaren Şisli, Nişantaşı, Maçka, Kurtulu», Harbiye, Beşiktaş, Taksim, Cıhaneir gibi gemtlerde bulunan kız talebe bu lisede okumakta ve bühassa kışın, sabah akşam, yafmur ve karda, tıklun tıklım dolu tramvay ve otobislerda yer bubnak için binbir güçlük çekmektedirler. Bazan kalabalık, bazan parasızlık yüzünden gene Mecidiyeköyünden başlıyarak bütün bu uzak semtlerden yaya yürümeğe meebur kalan kızlarımız, sinemaîarı, tiyatroları. kalabalık caddelenle Beyoglunu geçer^k Tüneldeki kız lisesme gitmek zorunda kalıyorlar. Bütün bu güçlükler ve mshzurlar, merkezî bir bu g ç d bi k lisinln yer olan Nişanta'.nda bir kız açılmasına şiddetle lhtiyac bulundugunu gostermektedir. «Halkon ihtiysclannı ve dlleklerbıi belirten yanlarmızdan her sahada faydalanmakta olan devlet daireleri ve müesseseleri gibi, pek yerinde ve pek haklı olan bu isteğımizi duyurmak delâletir.d? bulunduğunua takdhde, Milll Eğitirn Bakanhtmtn da ricamm kabul edeceği ıı umuyor ve yardımınızı esirgememen:ıi dileyoruz.» Ati* okuyuculanmm dilegrnl, yp"i ?IilM Eğitim Bakanı sa>in Resad ŞemsıHdin Sirer'e bildiriyornm. Gerçi, yeni yılının başlamasına pek az aman kalmış olduğu için, Nisantajında, yeni bir bini bularak blr ku lisesi açmak pek kolnv bir i? gibi görünmüyorsa da, imkânsız c'.a değildir. Maçkada, yepyeni ve güzel fc:r büıaya yerleşmlj bulunan Nisantası kız orta oknhmda, lın sene içia, bir k » 1:sesinln i ü sınıfını açmak tnümkünt'.i::, Mnryoram. Bu, bir flHrdlr. Belki, Mil'J Eğitim BakarJıfı, büyük btnalan eksik olmıvan bu hölgede, başka fcir bina < a * bi'labllir: bulamazsa 1947 yılında yeni bir llse bînası yaptırması da kabîîdir. Geçenlerde açılan yenî Maçka . Dolmabahçe yola Hc Deîmahahçe Kabataş bölgesine bağlanan ve nyrıca Akaretler. g ğ bÜ h ki b»r den geçen. otobÜs güzergahı eski dğ cadde ve diğer y ynllarla da Besikta». TMız Ortnköy semtile d irtibarı buil de TMz y hman bn bb'îçede, yeni blr k kw H 1 çılması herhalde munasib olur ve büyük bir ihtiyaeı karıılar. lstemssi hilktan. yatır.ast biıden, yapması da Mffli Eğitiın Bakanlıgmdan». 180 inci Cıkaran: SAYISI tda Lupino iflâs etti? En son Hollywood haberleri İsveç güzeli İngrid Bergman Bir zamanlar kimsenin sevmedfği Barbara Stanwyck Hollywood'da cemiyet hayatı Mısırlı yıldız Asys Kathfyn Grayson rollerini nasıl hazırlarlar? Genclik Günahı yeni bir Türk filfni Güzel İngiliz yıldızı Patrida Roc'un güzel bir tablo Derd ortafı Roman Çeşidll yazı ve regimlerle s u zengin bir şekilde. , SADÎ TEK Tiyatroscı Bu gece: üsküdar Bağlarbftşı Çiragan Tann gece: Büvük Kadıköy vodvil SÜEEYTA'da 4 perde (BtR MUHASİB ARANIYOR) RADYO MÜTEHASSÎSI İsveçli Harry Sonnerman İSTANBUL 66 ncı sayısı çıktı Bu sayıdaki yazılar: MilH hâldmiyet demagojisl A. Kayılı Existentialisme in köklerl Prof Hilmi Ziya Ülken Yan yazmak sanatı MaXim Gorki Mermer Arslanlar Dr. Mehmed Kaplan FIHp Dode faciası Stefan Sweig Alain'in güzel »anatlara ald dersleri, Marsel Proust ve zaman Deliler nasıl resim yaparlar Şîirler Gencler. Günc'en gunc çoğalan radyo ahizelerir.! iyi bir çsk Jde isletebilmek için cîeğerü teknis^renlere ihtiyaç olduğunu takdir eden firrnamız, İsveçin en büyük radyo fabrikası olan LUX0R RADIO A. B. den injenyör H. Sonnermanı getirtmistir. Eu ajrm sonuna doğr'j âî?t ve makinelerimiz yerlerine monte edildikten scnra sayîn müşterilerimizin ellerin<Jeki a^izeier ayar ve kontroldan geçiri'.eeektır. • Bu arada tcuhterem acentalarımızdan gönderilecek bırer arkadaşa, radyo tamıri bilâbeiel öğr«tilecektir. Ithaline muvaffak olduğunuu on plâk çalan otomatik LUXOR pikaplarını 20 ağustosta satışa çıkaracağımızı arzederiz. LUXOR Radio Umumi Acentalığı Okuyunuz! Teşekkür Danizjol'.an Başkaptanîarından merhum Nezir De3,™'*'irtan otlu Iş Bankası memurlarından Münlb Denlzkurtun vefatı dolanslle cenajre^ine gelent mektub ve telgTafla taîlyett^ bulunan zevata T» bllhassa gerek Sanatnryomda tedavisl esnasında ve gereSse vefatında madd! manevi bir çok yardım:aıda bulunan îş Baakası Istanbul lubesl müdürlütüne tejekkürü boro blllrlz. Eefikası ve tardejlerl N İ H A D I Ş I K İstanbul, Sultanhamam Havuzlu Han 1 Tertib hatalan matbuat llemlnde, pek çok hikftyelere yol açmıştır. Bunlar. dan, bir tane.M pek meshurdur: Süleyman Nazif, Abdullah Cevdete Yeni harflerle basılmış fıkra Iritsbı rasgelmi?. Cevdet merhum pek kıtgın harikulâde konu?masını pek çoğumuzun mış: tanıdı&ı Mahmud Baler'in iki sene evvel Sorma başıma jfelenl, demlf, blr nesrettigi (Baldan Damlalar) ıdır, bu mürettib hatasına kurban oldum kl, e,«er, çüphe yok ki kütübhanemizin riy. olur »ey değil! Bir manrumemde (Va. netldir. tanımm 6k«üzüyüm) diye yasmıştım, (Vatanımın öküzüyam!) dly* çıkmaNasrsddln Hoca ve Bektaçi fıkralan«ın mı?.. na aid kitabiara gelince; birîndsine atd Abdullah Cevdete takılmak içhı mu İlk eser 1837 de Matbaai Amlrede bakemmel blr fırsat çrktıSını goren Stt »ıimıttır. 40 «ahifeHk bir kitabdır, bu leyman Nazif: lâtifeier aynl tarihte Mısırda meşhur Ayol buna hata derrtezler, «evab (Boîak) mathassmda da basılmıştır. Hocaya ald kitablann en değerderler, «evab! diyerck kahkahayı «ah11si Veîed Çelebinln hanrlayıp Ikvermlş.. Bu hikn'ye (Tarihe Mal olmu» Fıkra. bal kütübhanesinin bastıgı 255 »ahllar) ismile nesredilen püzel eserde1 de fellk eserdlr. Fuad Köprülönün m s n . yer almıstır. Bu eser, içinde 688 ftkrayı rum eserlle, Kemaîeddîn Şükrtinün dört îhtiva eden 340 sahifelik kocaman bir kitab halindeki ierisi iyiler arasmdaBakırın Artıerika seferi cilddir. Muharrirl Mehmed Zeld Pflk dır. Bekta?i ftkTalarına ald, basılmı? almdır, Ahmed Hnlid Kitabevl mnrifeAmerlka denl» nlzamatma göre lüzumlU tile Irasılmıştır. Eserin 8n sözleTİnde dört e$erden ilkl Mütareke seneletinde ttdllât TS tes'^at yapüan Baîör l'.lepl Mnet verilen malumata göre Zeki Pfikalın, çıkmif eskl harfli blr kücük risaîe, KeTTYork sefert !çln haaırlftnrnıştır. Eskir, hanıuleslnl alarak aneak gelecek »y llmasenelerdeTiberi hemen her okuduğu e diger flçfl geçen senelerdekl fıkra kl nıımJdan hareket edecektlr. tabiarı *el?ını sırasrtıda »lellcele meyserde bu nevl fıkralar gördükçe kâh kesmi?, kfth yazmış ve toplaya toplaya dana getirilmif kitablardır. Hiçbiri M Hakkı Tank'm başhca «esbabı gubu vekunu üç bine varan bir hazineye »a dpS;ldir, ne yazıhşları, ne de sıralanışiye> gi iunlardır: hib olmuştur. Bu hazineyi oîduğu gibi ları itibariîe..Dolabderede »okalt ortv«ın<1» bir 1 Namık K(>malin «Kanije» «1 ilk kitabcı Ahm«xi Halide tevdi etmlş, o Kemal SaHh SEL rt?'tlerlmİ7den Ahmsd Mers'.nnyl lefa 1874 te Teodor Ka^ab matbaasmda ynra'ıyan ve o sokakt&kl fırır.da plşlrlcl asılmıçtır. Üzerinde sadece «Ahrr.ed f MobTri'dl kıymp !l gfJroîdvl ö'.'lmden kurtirmn?» ça;ıştı6ı sırada öldürcn M°iımpd afiz» imzası vardır. Bu Ismin «müsteOnbalsnn TB « K ortjOclan Hatlce Hablb«, r> old'iŞunda herkes müttefiktl. Dedslerinizden kahaa antika H»m?s ve Ahmedin muhRkftnelerln», hHalbuki, 1874 te, gene Teodor Kasab esyalarmın satmakta tanbul lS!nel ASırcfja mahkemfsicce dün matbaasmda takat birincisine takaddüm tabiıh devatn edlîmlçtir. derek basılmii olan «SHistre MuhasaDttn Eabahkl ccl'ede, mahknney» eelen çahldlerin «ayısı on b»si bıılmuştur. Bun ası» isimli eserin üzerinde de «Ahmed lardan çogu, vak'anm birblrlnl taklb eden afiz> imzası Tflrdır. Fakat «arlh bir !kl «ifhasmi gören çah'.dlerdlr. B'.r kısmı. üvtyetle: «Hassa orduyu hümayununa karfnlıkta kuruitnvı? pıısııda beldlyen Meh. mensub Kıllı Hakaal topçtı alayının med Cabsların yoldan feçen Mp"lnll Ah yedlhci taburunun blrind b31üğu yüz. Bunlar arasmda belki bir mede «aldırdı^ını, Hamzanm yere derlrservet gizlldir. mek mBksadlle gUreşçlye çeltr.e taktıftını, asısı Ahmed Nafla Efendinln eseridlr> îstanbul yarışlarmra altına hafta ko Üj ve daha yukarı ya»taki saf kan İnHatlc» Hablbenin M?hmed Çabaisra «vur, 1ye! dnŞ birasm» nır', d!ye haykırdıSım, bir İki e*er ürerlndekl aynı Jsim «caba şuları önümüzdeki pazar günü üçlü ba giliz at ve kısraklara mahsus olup ikrakısmı da aîırca yara:anma§ına raÇmen »1 >Ir müşabehetten ml ibaretür? hissiz olarak yapılacaktır. tr. yesi 825 lira, mesafesi 1600 metredir. T8 kol hstfketlMi'.e konma koruna fırına Kosularm tahlil ve tahminleri: Koşuya kayıdlı atlar: 2 Müçabehet değil, bilâkiı aynı B'.rpn Morsinll AhmedJn p«?lsıra glden MehBlrlncl kosa: Üç y&ffmda hiç koçu ka1 Diyana 60^S kilo, 2 Levend med Çabaların, kendl'lnl Cnüyen plşlrlcl ahsa aid olduğu ar.lasılıyor. ÇönMebmedl vurdn^unu anlatır.ışlardır. tu «Kanije> nin İlk tab'mın baş tara zanmamıs »af kan Arab erkek ve dişi 55 kilo, 3 Bürücek 55 Idlo, 4 ZiğElden çıkarmak istedikleriTalnı« Mehmed Çabaldrın e$l Hfttie», trr ında şoyle bir cumle var. (Bundan ak taylara ınahsus olup ikramiyesi 525 lka, firid 55 kilo, 5 Mine 53,5 kilo. nizi değer fiatile satmak THee «ormıe» alınmiB lfadeslnd»| vak'anm em âcizane neşrettigim «Silistre Muha mesafeai 1600 metredir Kosuya kayıdlı bulunan be« «af kanistiyorsanız. İlk enfhaeını, a»R|ı yu*«n bellrttldlğt itbl :arasu risalesinin halk lç'.nde marfıar Koşuya kayıdlı taylar: dan ikisi yanl Levend lle Minenin dianlattıih halde, dtln ınahkemede «ben b'C 1 Kutlu 58 kilo, 2 Çelebi 56 kilo, ğerlcrine tefevvuku gün gibi asikâr olbir şey goraaedlm» yollu sözlerle lfades'.nl ıldufu rafbete teşekkür...) dufundan bu koçu üzerinde faıla dur8 4 mayu 1874 tarihll «Şafak» ga S Şahfeı 58 kilo. deŞlstlrmlştlr. Bu Taalyet karşısmda, ldd'.B Uç tayın iştirak ettiği bu koçu eifte •« maga lütum görmüyonız. makftnn, bu »anlfl hakkmda yalan yera :eteslnde jöyle bir Uân okumuştur: çahldllkten taklbat açacttgını söyleml» T9 [Silistre muhasarasına datr fidebayi lkili bahia ayağı olmadığı için haftanın İkislnin sıiı mücadelesine sahne olahafekjnfla hMnen terklf müırttkere»l keelleshureden blrlnin kaleminden çıkma ikir.ci plânda kalan bir koşusudur. Yal cak olan bu koşu her halde revkli olameslnl lst?ml|tlr. MfibkMne, Hatlcentn rerMağazasınm E M A N E T d!Sl lfadeler surpt!er1c!n. lcabı lera «dllmek Silistre nam rlaale bir çeyrek mecidiyeye nıt ıu var kl bu üç tay aimdiye kadar caktır. Mesafenin kıs* ohnası tabiatile Servisinin hianetinden teere, lddla mıksmım söndsrllmeelnl T« Hayal matbaasmda ve gazete müvezzi hif koıu kazammamıf oldukları için fi Levend için blr avantajdrr. Fakat Minettrlerinde fazla durulmamış vaziyette nin geçen haftaki rahat galebesi de keng?l»eeS cpisfde «ahldlerden flah» bir kı« eri yed'.nde gatılır.) faydalanınız. nr.nın dlnlenllrnesLnl kftrarlaştırnııçtır, dirler. Ankara koîularında üçüncülüğe disine hakh ümidler verdinnektedir. TaBeyoğlu tstiklU Cad. 353 Bu deliller yabana atılacak neviden ve hattl Bdnciliğe kadar yükselen Çe biatile ikisiıiden sonra Bürücek nazarı Avcılık bayramı AT neTsimlnln yaklasmakta etman do. [eğildir. Ama gene tetkike muhtacdır. lebi Istanbulda bir varlık göstermeğe itibara almmalıdır. layıallo Isttnbul avcılan bu »enekl BÇIH| ünktt blr takım mullhaMİar o delille muvaffak olamadL Bu hafta kendisine sına rağmen kaşaoak diye kabul edersek Favori: Levend, rakib!: Mtee. baTramlarını gene Takacıkta Ayasmsda • başka istikametler verebilln Kutludan fazla Şahin rakib olabilir kae Döraüncü ko«u: (Tayyaı koşusu Maşallah için rakib olarak ele almamız kutlamafa karar vermlî!erdlr Tertib heyetl Namık Kemal, blHndiği flzere, (VaUn naatindeyiz. her ne kadar henOa progTatnını nesretmvhandikap) Dört ve daha yukarı yaştaki icab eder. Diğer taraîtan Yund ile ÇağFavori; Çelebi, r«klbi: Şahin. mlşse d> artık btr an'ane halln* (elen bu ahud Silistre) temsilmin uyandırdıgı f saf ian Arab at ve kosraklara mahsus layan da hafif kilolarile kendisine daha ;eııl!£iıı bu »ene de pei eğlencell olacagl eyecan tteerlne (nisan 1873) te tevldf tklnci koşn: (Kab&tepe koşusu). fid olup ikramiyesi 825 lira, mesafesi 3600 kuvvetli rakib olabilirler. Yalnız mesatnhmln edlllyor, Arc:ları Kartal, Pendljc, " sene iki ay kaldığı Magoseye yaşındakl yerli aaf kan İngiliı erkek fenin uzun olması Yund için pek uygun metredir. Maltep» mer'alarında »vlanarak gene on lefyolunmuçtu. Temsilin uyandırdığı gibi gözükmernekTe ise de buna mukablrde Ayazmada bulujacaklar, yemeklerlnl eyecan o kadar bflyüktfi ki Namık ve dişi taylara mahsuj olup ikramiyesi Koşuya kayıdlı atlar: 1400 lira, mesafesi 1200 metredir. Taylar ysdliten «onra> palavrası bol taraftan »t 1 Tufan 73 kilo, 2 Tarzan 68 ki bil hafif küosu da büyük bir avantajdır. fıkr&lan »nîatacp.klar, »tışlar yapaeaklanlır. Kemali haîk arasmda sdeta «tapılanlar> sene içlndeki kazançlarına gttr* kllolanFavori: Maşallah Yund, plâseler: lo, 3 Maşallah 64 kilo, 4 Çağlayan Bu sens ayrıca bir <Je îstanbulun Bayılı dns lertebesine çıkarmıştı. Bu kitablar yanl dırılmnlardır. 60 kilo, 5 Yund 54 kilo, 6 Hergül 53 Tarzan Çaglayan. BT köpklrlnln d» teşblr «dlleeeSl babtr lilistre Muhasarası ve Kanije. Kemalin Ko?uya Imyıdu taylar; alıcmıstır, kilo, 7 Venüs 50 kilo, 8 KaradüBesinci koşn: ı.Baykoz koşusu) Uç enfada bulunduğu ıırada basıldığına 1 Adalı 62 kilo, 2 Hulya 65,5 ki man 49 kilo. ve daha yukarı yaşteki yerli saf kan :5re: Yeni TaDilacak Malive subeleri lo, 8 Bereket 60 kilo, 4 Safir 58,5 Çifte bahsin fldnci ayağı olan bu koşu İEgiliz at ve kLsraklara mahsjs o'.vp Acaba EiUstre muhasarasmda bulun kilo, 5 Güllü 54,5 kilo, 6 Sanlav binalan çoktanberi koşulmıyan 2600 metre ikramiyesi 925 lira, mesafesi 2000 metmuş olan Ahmed Nafiz, hatıralarını bas. 52 kilo, 7 Janti 50,5 kilo. Defteıdarlıgın yeal Inşa edllen T» »dllgibi uzun blr mesafe üzerinde yapılacak redir. adan evvel (Vatan yahud Silistre) esemekt« olan mallye gubelerl ve malmOdurÇifte bahsin İlk ayağı olan ba bir handikap olması sebebile büyük bir Koşuya kayıdlı atlar: lüklerl blnaltnna llave olarak Galat» re inin kahramanı Namık Kemale gSnderTophane mally» pubeeUe Beşlkta» malmü mis ve onun tashihini rlca etmls olamat oldukça güç ve enteresan gözükmekte kendisine 73 kilo verilen Tufa 1 Davalajiro 62 kilo. 2 Pmar dir. Zira geçen aenenin Civanı gibi ilk dörlüçü Içln yenlden in»a olunacak blna mı? Namık Kemal, aralannda bSylece güçlüi arzetmektedir, Bu uzun mesafe 60.5 kio, 3 Kaıatepe 60 kilo, 4 Konların temelatm» meraslmlerl bugün yspı. gıyab! blr dostluk teessüs etmls olan ramanlar rakibsi» addedilen Hulyanın de kendisine 73 kilo verilen Tufatıın tes 58,5 kilo, 5 Bürücek 55 kilo. 6 laraktır evvelki hafta Güllü tarafmdan üç boyla Ahmed Nafiz> den (Kanije) nin de ken Mahmud Yesarinin kabrinde rahatça geçilmesi rihinlerde bir »imşek koçmıyacağını kflt'iyeüe söyllyebiliriz. Ziğfirid 55 kilo, 7 Nevhiz 53.5 kilo. i ismile basılmasmı istijemez mi? Hat. Ondan sonra 68 kilo lle gelen Tarzahın Uzerinde ikili bahis bulunan bu koOlümünUn yıldönümü munasebet'.le â «muhtemel takibat> ın 5nüne geçmiş tesiri uyandrrmıstır. Diğer taraftan ge bu mesafede koşup koşmıyacağını kat'î funun Karatepe gbi aşikâr favorisi buMahmud Teeart için haıırlanan «nır.a ta. ride Adah, Safir gibi hakikl tid rakib rcnı dün öğltdfn sonra merhumun Ki'sık. re zavahiri kurtarmış olmak için kitabm olarak söyliyemiyoru». Zira evvelki hsf lunduğundan ikinei gelecek atı bulrr.sk ş tarafına yukarıda geçen (teşekkür) daha bulunmaktadır. Bi« bu hafta da ta 2400 metreyi 69 kilo ile koştuğu ha daha lüzumlu ve ayni zsmanda daha lıdakl kabrlnln baçında yapılmi|tır. Ba?m koçunun Hulya, Adalı ve Fehmi Simmensubları kendlsînl «erenleT bu törende :aydı konmus olamaz mı? hrlarda olsa gerektir. Ayni hafta ken güç bir iştir. Üçüncü koşuya da kahazır bulunrauşlardır, Bir daklkalik sOkCltBeni bu mülâhazalara sevkeden ba?!ı saroğlu ektirisi arasında paylaçılacağını Bürücek ile Zığfiridin tan «onra Ercumend Ekrem Talu lçll töztahmln ediyoruz. Eküriden en sanslı o disinden bu hafU gibi dört kilo hafif yıdlı bulunan ı iki «ebeb vardır: lerle Yesarinin hayatından hatıralarından lanı Güllüdür. Janti de geçen haftaki kilo ile koşan Maşallah ile ayni şekilde hangi koşuda koşacaklannı kat'î olarak bahsetmlttlr. A Namık Kemalin çoğu parçaları kosusile bir şeyler vadeder gibi gözük potayı önde geçebilir. Hafif kilolardan bilmiyorsak da hafif kilolariie ikjncilik attâ yeni nesîin bile ezberinde olan mektedir. Safir evvelki hafta kendisin nazarı itibara alınacak yegâne saf kan için bu kosuda daha şanslı gözükmkalum uslublle (Süistre Muhasarası) nRamazan 18 Cuma den beklenen neüceyi verememişse de şüphesiı Yunddur. Son üçünden bir tedirler. akl ifadeyi mukayeseye imkln yoktur. Favori: Karatepe, plâseler: Bürücekhiç bir taman tamamen ekarte edilmez. sürpriz beklemek yerinde olmaz. Geriye eserin mahdud yerlerinde Namık mutavassıt kilosile Çağlayan kalmakta Pmar. •1 in havası eser gibi olmakta, fakat Şu hale göre bu hafta en çok Hulya ile dır. istanbul koşularında büyük bir muHaftanın çifte bahsi ikinei ve dördün* irden bastırıveren sÜkun sahifelerce Simsaroğlu ekürisine şans verlrken Avaffakiyet elde edemiyen Çağlayan her cü koşular arasında ciup ikili bahisiet dalı>T unutmamak doğru olur. evam etmektedir. Kemalin zenain üs1 Vasati 13 1>> n o* 20 0* 1 4 ^ ubu ile bu kitahm fakir ifadesi tam teFavori: Simsaroğlu ekürisi Hulya, halde formıtnda olmasa gerektir. Bu haf de ikinei. dördüncü ve beşinci kojula* ta uygun kiloîile koçiıyu vurması hakh bulunmakta'>r. 1 d halindedir. plâseler: Adalı. 5 Oi 12 00 ı *•>. 8 08 Kzanî Reşad KURAN B Namık Kemalin dıger eserlari aÜçüncü koşu: (Uzunçayır koşusu) bir sürpriz olur. Şimdi Tarzanı ağır kiln ! rültüleri arasında ne matbuatm, ne halkm dikkatini celbetmeden, adeta güröltüy* gittL Halbuki, bir çok «ebeblerle dikkati çekmesi lftumdı; edebiyatçıiar ve tariaçiler arasmda bir hadise jeklini alması, fleerind« münakaşalar cereyan etmesi beklenirdi. Çünku bu eser, Namık Kemalin hepimlzin bildiği «Vatan yahud Sillstre> si değil, bfisbütun baska bir kitabdı; Sllistre muhasarasını günü gününe tutulmus notlarla hikâye eden hakikl bir tarihti. Kitab, vakıâ, merek erbabrnm meçhulfl değildl; bunua nüshalanna sahaflarda haia tesadüf etmek, olmazsa hususî veya umuml kütübhanelerde aranrnca bulmak mümkündü. Uzerindeki kayda göre Silistre muhasarasında buunmuş «Ahmed Nafiz» İsimli bir zabitin escri olarak tarunıyordu. 1200 da (yani 1874) Teodor Kasab'ın matbaasmda basılmıştı. Şimdi yeni harflerle, lisanı »adelestlrilerek basılan ve «Namık Kemab e maîedilen işte bu kitabdır. Isimde ortaya atılan iddia iç kapakta çerçeve içine aınmiş bir «not» la da te>id edllmİ»Hr: «Eser Namık Kemalin kaleminden çıkmıştır.» Sahifeler açılınea, naçîrln, bu « k e ^ İn tahını yapan uzun bir de nıukaddemesl h k gö'rülmektedir. Fakat size «naşir» den bah^etmedim; kitaoı yayınlayan Hakkl Tarık Us'tur. İddia üzerinde ehemmiyet. le durulmasını icab ettiren başhca aebeb de zaten bu istmdlr. ÇtinM ba l»im eskl «erler ve yazılar uîCTİnde titiı tetkjklar apmiş olmakla tanmmıstır. «Silistre Muhasarası» nın «Namık Kemal> e aidL. yeti Hakkı Tarık torafmdan ortaya konBurOkdere lle Klreçburnu arasmd» 1 feUköy caddeslnd© çakalder# nıevkiln<le o masa. bu idd!a beîki de blr kalemde redlan otcmobll otobüs kazası tahitkaona, dedilir ve kitab dudak, bükülerek bir rafa atılırdı! Sarıyer Cumhurlyet Savcısı Fahrl Kazan tarafmdan devam olunmaktadır, Vukuf Zira Namık Kemal hayatta iken de, eMlnln keslf rapcru alındıktan eonı», tahklkat kanvmt »eyrlnl t.iklb *<Jçcektlr. Çlm ölümünden sonra da üzerlnde en çok dudlkl halde t^dhlrslz^ dlkkatslzt eeyrü'pfer rulmus bir şahsiyetür. Herkesten evvel nlzamlanna rlay^tslı davranır.ak Buretüe merhum Ebüzziya Tevfik, sonra rahkaraya eebeb olaftm taxsl çoförtt Abdullah metll Ali Ekrem; ilkl naşirl ve arkadaşl, Hayrl oldu'H^ otobıls »oförü Dursunım hiç kincisl cğlu slfatile Namık Kemale aid degllse lklncl' pianda geldlğl »enı'.maktadır. ıütün eserler üzerinde «vakh hayat> Şoför Dureun eorguçunda. Icendlslnln otobüsQ gayet h'eiabü Pördnğünü söylemlstlr. dercesine çahşmıçlardır. Yalnız onlar e Dön gar,»telerin çogruıö», itMftyı mutea • yalnır o k«dar da değil.. blr sürU kakıb ölen E'talyadan başka aÇır yaralılardan em erbabı, edebiyat hocası yetmis seneElenl lle »oför Abdullah Hayrlnln de 01 denberi Namık Kem?lin hayatmı adım dılklerl ynzılmiKtır. Bunda yanlışlık vardır, m takib eden tetkikler yapmısBİ7İm yazdı^ımiz glbl Eienl lle çoför Ab ar, eserlerini didik didik dldiklemtşdııllah Hayrl^ tedavl âltmdadır. Çlşll Elfal ier, hususî mekhıblarına ve hatıralarma ha^tanf^lndp yatan bu a#ır yaraUÎHrın fl011 derecede na7.1k olan sıhhl Tazlyetlerlnde ıarmcaya kadar, hulâ*a kaleminden ve .dün akşanıa kadar barlz blr deSlçlkllMs ğnndan çıkmıj ne varsa hepsinl topknrşıInçılT.smıçtır, DiÇer taraftan adll he amağa çahçmışlardır. O derece ki «NaklırJerden Hayreddln Dalokay tarafmdan mık Kemal» e aid neşriyatı, üstuste pece5edl B>"yo»lu Beledlye hantaneslnde ır.u irilse şimdiden bir insan boyuna varaavene edllerek Morga gOndfrUen E!talya, a otopsl yapıldıktan so'ira, göraClmn»tOr. • k kadar yükseltmlşierdir. Böyle olduğu halde «Silistre MuhasaMaıg, yaraların »ckllne dalr tefcrrüatll raasu nm hem de matbu bir estr nasıl por hazırlamaVıtRdu. ılup da Namık Kemale «aidt lyetinin arkma varılmamıstır? kitablaıi Dün Mimarlık Fakül «Tarihe Malolmuş Fıkralar» isimli eser ve bizdeki fıkra bir aeneye ya«Namık Kemalin .^^•••• Yazan : •m^m*ummm da raman btınların Silistre Muhasara. ktn tesinde güzel bir sı> Ismile yayınlatasnirıle uğraşmıştır. nan yeni bir eser Şimdi neşredilen '' sergi açıldı Kemal Salih Sel parti ve leçim güyedi yuze yakm Kazaya ağrıyan yaralılardan ölen yok Bizde basılnuı fıkra kitabîan nüktelerimizin zensin'.ijji ve dilimizin taceliglle mütenasib değildir, pek azdır ve p«k kötü yazılmışlardır. Nasraddin Hoca ve Bektaşl fıkraları haricmdeki kltablar benim eiime geçmis olanlar Srunlardır: (Ne^adirülödeba ve Asarüszürefa), 0>taifi Müntahlbe), (Letaifi Esnaf), (Eğlence), (Gel Keyfim Gel), (Bu A4«n»), (Hazinel Letaif), (Gündnel Letâlf), (Külllyatı Letaif), (Güft ve Şenid).. Bunlann en iyileri gon Ikl(Kölliyati Letaif) Meçnıtiyeî IptidMmda d5rt cild hallnd* çılonıg büyük blr kitabdır. Faik Resad Beyin e»eridlr. Daha yukarıda Ismi geçen (Gündnei Letaif) de ayni muharrüin. dir, fakat çok evvd, (1883) de basıU mışttr. Bu «serlerln en iyi yazı!mı» olanı 1888 de basılmı; olan Mehmed Ata Beyin (Guft v« Şenid) idir. Mminü Ahmedi öldürmek isfiyenlerin muhakemesi AGELE ETMEYİNİZ Altıncı hafta koşulanna aid düsünce ve tahmînler AGELE ETMEYİNİZ AGELE ETMEYİNİZ DEKORÂSYON 8 ı 'i İ î

Bu sayıdan diğer sayfalar: