12 Nisan 1945 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

12 Nisan 1945 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

12 Nisan 1945 CUMHURlYET MUSIKI ASman sahillerinin işgalindekî mana ve mahiyet ünün harb haberlerl ,Mütfefiklerin Alman sahillerini istilâya en büyuk önemi verdlklerini belirtmektedir. Bremen, Ilamburg ve Stettin batıdan ve dogudan tehdid ediliyor ve bnnlann süratle ele geçirilmesi için çalışılıvor. Çünkü bu limanlarcn düşmesi çok büyük neticeler sağlıyacak, her şeyuen önce Müttefîkler bn linıanları kullanmak istiyecekler, de niı'erl ona göre temizliyecekler ve Almanyaya knvvetler jröndermek ve yetiştirmek hnsusunda büyük kolaylıklar eld» etmiş ve arada Almanyanın bütün deniz kuvvetlerinl de ortadan kaldırmı; nlacaklardır. Fakat Almanyanın sahillerini zapt için sarfedilen çayretin vereceği r.eticeIcr bu kadarla da kalmaz. Çünkü bu Alman limanlarınin zaptı üzerine Almanvamn Danimarka ile irtibatı kesilecek, bn da Danimarkanın Alman işgalinden kurtulnıasmı sağlıyacaktır. Evvelki gün Almın işgaline girişinin beşinci yılını da bitirmiş olan Danimarkanın ufkunda, kurtul'jş güneşinin ışıldanıağa başlaöıÇı şjmdiden hissolunmaktadır. Gene Alman sahillerinin Müttefikler tırafınci.in zaptı Alnnnyanın Norveçle irtibatım ke«ecek ve Norveçin kurtulnyunn hazırlıyacaktır. Gerçi nazistlerin SinnHdcn Norveçe göç ettiklcri, ve Norveçi igretl bir vatan edinerek harbl bnrada nzatmayı tasarladıklan söylenmektedir. Fakat Müttefiklerin Alman sahillerinl lsgal etmeği tamamlamalan Te Norveçin Almanya ile irtibatım kesmeleri üzerine Norveçe göç eden Almanlan tecria etmenin nisbeten kolaylaşacağı şüphe götürmez. Belki Almanlarm Norveçte harbı uzatmağa uğraşmalan, bütün Skandinavyp.y! Almanlar aleyhinde kalkınmağa ve Norveçin kurtnluşnnn çabnklaştırmağa saik olur. Esasen Norreç halk', istüâya UğTadıklan gündenberi bh lâhza mnkavemetten farlfc olmamıştır. tsveçin yardımı ve Müttefiklerin müzahereti ise her halde bn Işln süratle başarılmasını saglar. Daha şlmdiden İsveçte. Norveç vatanseverlerine yardım edecck göniillü knrvetler toplanmaktadır. Alman sahilîrrinin fciptcdiimeMnden sonra dunjmnn daha ciddi bir mahiyct alrnası beklenebilir. Alrmn sahillerinin zaptı ile Almanyanın ciiiîde kalan deniz kuvvetlerinin baştınbaşi Imha edilccpÇi, yahnd teslim olmak zorunda kalacarkan şüphe götürmej;. Denizaltı harbinin hâlâ ötede fceride devam etti&inl gözönüne gctirirsek Alman sahillerinin işsalile denizaltı harbinin de kesln blr surette son bnlacaŞına hükmetmefc icab eder. İhtimal ki Müttefikîerl Alman sahillerile meş^ul olm^Ça scvkeden cn mühtra âmil de, denizlerl bir an önce bn belâdan kortarmnk vc denizlcrin hiirriyetinl ilân etmpktir. Almanyanın bir lamnnlar. denizaltı harbl ile ve bn harbin her şeklile tnsiltereyl ablııka ederek aclıktan öldürmegi ve böylece teslim olmağa lorlamajn kurmTiş olrluğunn ve bir p.ralık bn müthiş silâhın koca Atlantiji cehenncnıe ce v irerpk mllyon milyon tonluk gerniİPri lmha ettliHni hatırladı|ımız t'kdirdo. Müttefiklcrin Alman sihilleıinl bastanbasa işçal loin sarfettiklerl emrŞin hakikî değerini anlamış olnrnz, Görülüyor kl, Almanyanın karadakl askerî satvcti eriyip gidiyorken sahillerinin isgali de, bütün deniz kuvvetlnl ortadnn kald'rmak ve hâlâ istilâ altında yaşıyan memleketleri de kurtuluşa kavnsturmak gibi büyük ve çok önemli n^ticeler sağlıyacaktır. Onnn irin doğndan Sovyetler BirliJHnin Steitin'i tehdid ettiği bn sırada dl5er Müttefikler de Bremen ile Hambnrar'u tph<3id etmektedirler ve bn limanların sukntn ile bütün bn neticeler gercekleşecektlr. Alman topraklarmm yarısı işgal edildi Baştarajı 1 inct saJıi/^Je göre, dokuzuncu ordu birlikleri Brunswick's girmiçlerdir. Uçakla harekâtta bulunan 6 ncı Ingiliz tümeni Leine nehrini 20 kilometre geçsreK ve Hannover'in kuzey doğusuncla ve Beriine 230 kilometre mesafede bulunan Führberg'i ele geçirerek, We3er ile Berlin arasında yarı yola varmışlardır. Bu tümene bağlı diğer bir kol Hannover'in kuzeyinde Bissendorff'u zaptetmiştir. Güney kesiminde Amerikan kıtaları Leipzig'e 100 kilometre mesafede bulunmaktadırlar. Şehir bu sabah Müttefik uçakları tarafından bombalanmıştır. Müttefik uçakları ilk defa olarak Çekoslovakya üzerinde de görülmüşlerdir. Birinci Amerikan ordusu şimji Hannover'in 50 kilcmetre doğusuna kadar ilerlemi&lerdir. İleri tank kolları Elbeye doÇru ilerlemektedir. Nehre varmağa 80 kilometre kalmıştır. Almanyada en çok ilerlemiş olan ordu, General Hodges'in komuta ettiği bu birinci ordudur. Dün, Berline 200 kilometre mesafede idiler. Bugün şüphesiz ki, bu mesafe biraz daha kısaalcaktır. Erfurt'ü alan General Patton komutasındaki üçüncü ordu şimdi bu şohri geride bırakmış bulunuyor. Sch\veinfurt şehri Amerikan hatlarının gerisinde, kuşatılmış bir halde bırakılmıştır. Dokuzuncu ordu Magdeburg'ım 70 kilometre kuzey ve batısmda açılarak, Berlin yolu üzerinde son tıfciî mâni teşkil eden Elbe nehrini geçrr.eğe hazırlanıyor. Yarıyarıya küçülrhüş bulunan Ruhr cebinde düşmandan 36,000 esir a'mmıştır. Yakında daha binlercesi bu kafileye katılacaktır. General Patton'un, Leipzig'in kuzeybatısmda harekâtta bulunan sağ kanadı Çekoslovak hududundan ancak (9 kilometre me=afede bulunuyor. 7 nci ordunun harekâtı hakkmda malumat yoktur. Yaylı sazlar orkestrasının son konseri îstanbul Konservatuvarı tarafından içinde bulunduğumuz çok güg şartlar altında meydana getirilen bu tesekkül, üç gün önce verdiği mevsirn sonu konserile bir yıllık çalışmalarmı tamamlamış ve bir yaşma basmış bulunuyor. Hemen her konserden sonra burada yazdığım gibi Konservatuvar yaylı sazlar orkestrası, şehrimiz ve memleketimiz hesabına bir kazanc olmak yolunda hızh adımlarla yürümektedir. Böylece, symphonique bir orkestranın temelleri şimdiden atılmış gibidir. Ayni ateşli gayretle çahşıldığı takdirde, kısa bir zamanda, îstanbul gibi yurdumurun en büyük bir kültür merkezi, artık orkestrasız yaşamak utancır.dai beiki ebediyen kurtulabilecektir. Son konserin programı bir hayli yüklü idi. iki saatten fazla vakit alan bu programı yaylı sazlar orkestrası umumî çizgileri içinde başarı ile tamamladı. VVillaert'in üç sesli Ricercar'ında, müzik tarihinin en bellibaşlı simalarından birini dinlemek fırsatını bulduk. Seelerin taksiminde, motiflerin şekillendirilmesinde ve eserdeki umumî atmosphere'in ıfadesinde çok muvaffak oiundu. Cephedeki durum Washington 11 (a.a.) 1 inci Kanada ve 2 nci Britanya orduları Hamburg istikametinde süratle ileılemeğe baş'.arr.ışlardır. Verilen savaşlarda Alman mukavemeti zayıftır. Zırhlı Ingiliz kuvvetleri Bremen'in çok yakınına gelmişler ve şehri top ateşine tutm'işlardır. Kanadalılar Emden yolunda iiorlemektedirler. Ba;(cra/ı 1 inci sahüede gazetesi, NewYork muhabirinin haber verdiğine göre, Isveç elçiliği müstesna, Berlinde bulunan bütün yabancı eiçilikler başkendi terketmişlerdir. Açhktan korkan binlerce Berlinli kırlara çıkmaktadırlar. Başkendden geçen bütün yollar mültecilerle doludur. Berlin üzerir.ae uçak Amerikan püotları Alman baçkendinin şimdi «Olü bir şehir> manzar.ısı taşıdığmı söyienıektedir. Harb ne vakit bitesek? Baştarafı 1 inci sa/ıifede dere!; Avusturya arazisi içinde Stielriet. Bayendorf, Stamberg gibi meskun yerleri alır.ışlardır. Viyanada Tuna kanalını geçen üçunoü Ukrayna cephesi ordulanmız kanal ile Tuna arasmda bulunmakta olan şehir bölgcsinın cenub doğu yar^sını işgal etmişier ve iki bin esir almı^lardır. Viyana alevler içinde Viyana ateşler içinde Nazilerin savaşa devam azmi Londra 11 (a.a.) Bahriye Bakam Mr. AleXander Londraua sdylediği bir demecde denizaltı savaşlarmın va.ıametini belirtmiş ve şöyle demiştir: < Denizaltı savaşları devam etmektedir. Düşman hâlâ buna büyük bir ehemmiyet vermektedir. Denizaltı harbi Almanyanın Jcat'î mağlubiyetine kadar tehlike göstermekte devam edecektir.» Füze uçaklan Paris 11 (a.a.) Almanlar Berlin bölgesinde MüUefik uçaklarına karşı Füze uçaklarile büyük taarruzlara geçmişlerdir. Bu, düşmana pahahya mal olmuştur. Almanlar uzun zamandanberi bu hava hücumuna hazırlanıyorlardı. Berlin üzerinde yapılan savaşlar dün, öğleden sonra çok şiddetli olmaştur. Almanlar Füze uçaklarmdan takriben 50 sini kullanmış ve bu uçakları r.çan kalelere karşı 3 veya 6 uçaktan mürekkeb gruplar halinde savaşa sürmüşlerdir. Stockholm 11 (a.a.) Bazı Norveçlilerin ifadelerine göre, Almanlar Norveçe V 2 silâhlarmdan getirmeğe başlamışlardrr. €Preussen> adındaki büyük Alman feribotu, geçen hafta «Oslo> ya esrarengiz bir mühimmat yükile gelmiştir. Norveçliler bu gemiden çıkarılan yükler arasında üz«rleri nvjşambalarla örtülü 8 metre uzunluğunda mermiler bulunduğunu söylemişlerdir. Londra 11 (a.a.) Viyana sokaklan ateş içindedir ve şehrin semalarmda şiddetli hava savaşları cereyan etmektedir. Almanlar artık bozulmuşlarctır. Alman başkomutanlığınm tam çöküntuye mâni olmak üzere hlç bir şey yapamıvtcağı sanılmaktadır. Tunanın kıızeyinde, başkentte takriben on İki kilometre mesafede düz blr arazide ilerliyen Malinovsky kıt'aları, henüz Almanlara açık bulunan çıkış yolunu büsbütün tehllkeye koymaktadırlar. Mareşal Schörner'in giinlük emri Londra 11 (a.a.) Alman radyosu, Mareşal Schörner'in do|udakl Alman ordulnn merkez gTup komutanlığmı ele aldığındsn'jerl Uk defa olarak neşTettiğl giinlük emri yaymıstır. Alman mareşalı bu güniük emirde şoyle demektedir: «So\^et taarruzıı pek yakındır. Mevcu.l harb vasıtaları arasındakl nisbetsize rağmen düşman Moravyaya giremlyecektiv.» Baştarafı 1 inci sahijede A) Adalet komisyonu, (adliye encümeni), ad san (şöhret), aday (namzed), adaylık (namzedlik), açıklamalar uzahat), açık oy (a<;ık rey), açık oylama (açık rey istihsaü), akçeli sorum (malî mesuliyet), aktarma (bütçede münakale), alfabe sırası (hece harflerı terübi), almdı (makbuz), andirışma (iltibas), anmalık (muhtıra), arda (halef), ayhklı (muvazzaf), aynile (aynen), ayrılamak (tasnif etmek), ajTilayan (musannif), ayrışık (muhalif), B) Bağdaşmak (ittifak akdetraek), bağlanıkhklar (müştemilât), bağlantılar (merbutat), başkaldırma (kıyam), basımevi (matbaa), battal etmek (iptal etmek>, beğenme (tas\'ib), beğenmeme (ademi tas\rib), belge (vesika), belge saklağı (e\rak hazinesi), belgi (alâmet, işaret), bellı etmek (tayin etmek), belli oimak (taayyün etmek), bilgilenmek (malumat edinmek), bilikler (malumat), bilirkişi (eiılihibre), birlesim (inikad), birleşmek (ıtt'.hai etmek), bölme (hane), bulunmadı (naBoceherini'nin dans suite'inde, bam mevcud). başka bir devrin bambaşka bir muhiti C) Cevablamak (cevab vermck), ceyaşıyordu. Aradaki iklim farkını Ce zalı (cezaî), mal Reşid Rey hiç güçlük çekmeden, Ç) Çağırılık (davetiye), çekinseme parmaklarmın sihirli cazibesile kolayca (istinkâf), çekinser (müstenkif). yaratıverdi. İki minuetto, bir Larghetto, D) Danışma oyu (lstişarî rey), değerbir Alman, bir de Ispanyol dansından leme (takdir), değişiklikler (vukuat), ibaret olan bu küçük suite'de, Onsekideğiştirge (tadilname), denetçi (murazinci asrın senümental hayatmdan kükıb), denetçi üye (murakıb aza), denetçük krokilerle karşılaştik. leme (murakabe), desteklemek (tervic Bach'ın iki piyano için yazdığı kon etmek), dilek önergesi (temenni takriçertoda, en sevdiğjnıiz piyanistlerden ri), düekçe (istida), dileme (temenni), ikLsini lCemal Reşidle Mithat Fenme direnmek (ısrar etmek'», disiplin cezaları ni) bir arada dinlemek fırsatını buldu (inzıbatî cezalar), dolayısız (bilâ vasığumuzdan ötürü sevinmemeğe imkân ta), döşeme (mefruşat), duruksamak var mıydı? Büyük ses mimarının o (tereddüd etmek), düzeltge (tashih vakendine mahsus ölçülü dinamizmi için rakası', düzenli (muntazam), düzenlik de her iki sanatçı da teknik ve ifade bozucu (intizamı bozan). kudreti bakımından başan gösterdiler. Yalnız, orkestrayı idare eden zat pek E) Edeb dışı (müstehcen), eğitim (talim ve terbiye), eğreti almak (iare alacemi olduğundan, rythme ölçüsünün mak\ eğreti vermek (iare etmek), ekbozulmaması kaygusile, birinci piyano, leme (munzam), eklemek (ilâve etkuvvetli zamanları çok defa mübalâğalı bir şekildc çalmağa mecbur kalıyor ve bu yüzden yazık ki Bach da zaman zaman resmigecid yapan üniformah bir başçavuşa benziyordu. Programm son kısmını teşkil eden Çaykofski'nin serenade'ı, konserin en başarılı kısmı oldu. Arkasında henüz bir yıllık bir hazırlanma ve çalışma Yeni Delhi 11 (a a.) Japon radyodevri bile bulunmıyan yaylı sazlar or su, zırhlı, kruvazör ve torpıtolardan kestrası, bu kadar kısa bir zamanda mütesekkil Japon deniz biriiklerinin takdire, hattâ hayrete değecek derece dönmemek azmile Okinawa'daki Amede, büyük bir yol aştığmı bize açıkça rikan donanmasile karşılnşmak üzere gösterdi. yola çıktıklarmı bildiımiştir. Bu hareket, bundan sonra deniz birOrkestranm başmdaki iyi niystli önderlerle içindeki çahşkan, gayTetli ve iiklerinin de şimdiye kadar yalnı» demütevazı sanatçılarımızı tebrik eder, nizaltıları ve uçaklar tarafından yapıl;elecek yıla daha büyük başarılar gös makta olan fedai vazifelere girişecek'.erini göstermektedir. termelerini dileriz, Bakanlıkların isimleri tamamen türkçeleştirildi mek), eksiklik (noksan), elde (mevcud), el koymak (varı yed etmek), emeklilik (tekaüd), eslemek (mutavaat etmek), eşitlik (tesavi), eş yazı (nüsha), etki (tesir), eyitmek (hitab etmek)^. G) Geçen (sabık), geçici olarak (muvakkaten), geçerli (muteber), genel kâtib (kâtibi umumî), genişletmek (tevsi etmek), gerçekleme (tahkik), gerekçeli (esbabı mucibeli), gerekçe raporu (esbabı mucibe mazbatası), gerektirmek (mucib olmak), geri bırakma (tehir), girimîik (duhuliye varakası), gizli oy (gizli rey), göreli (izafî), gösterme oyu (işarî rey), gözetmek (nezaret etmek), gündem (nızname), güvenlik (emniyet), H) Harcamalar (sarfiyat), harfi harfine (harfiyen), harfi harfine tutanak (harfiyen zapt), havale edilmiş (mulıavvel), hazırlama komisyonu (ihzarî encümen), hemen orada (filhal), hizmetli (müstahdem). I) içindekiler (muhteviyat), idareci üye (idare âmiri), ilân tahtası (levha), iikin (bidayeten), isnadlamak (isnad etmek), istek (arzu), istem (ta'.eb), istem kâğıdı (talebname), iş (husus, madde, mesele), işe almak (nasbetmek), işgüç (meşguliyet), işten ayrümak (infisal etmek), işten çıkarmak (azletmek), itirazcı (muteriz), ivedi (acele, müstaceD, ivedilik (müstaceliyet), izin (ruhsat, müsaade). Bundan başka iç tüzükte daha birçok osmanlıca keilmelerin karşılıklan gösterilmiş ve bu arada kaçınmak (imtina etmek), kâğıdlar (evrak), keserek (aidat), kesim (kısırrO, kimlik cüzdanı (hüviyet cüzdanı), kişiözlüğü (şahsiyet), kovuşturma (takibat), olumluk (tercümeihal), ödevlemek (mükellef kılmak), önel (mühlet), önerge (takrir), sataşılmak (taarruz vaki olmak), savunmak (müdafaa etmek), sayman (muhasib), sunuk (ariza), uyarma (ihtar), yürütüm (icra), zor kuîlanma (cebrî muamele). Hâd/se/erfirâsındâ Efendim nerde? Ben nerde? Japon donanması bir daha dönmemek üzere denize açıldı! N V2 ler Norveçe gönderiliyor Baştarafı 1 inci sahifede ve bağlılık te'.grafma Cumhur Baskanı Millî Şefimiz Inönü şu cevabı vermişlerdir: «Bay Fuad Hulusi Demirelli Türk Hukuk Kurumıı genel heyeti başkanı ve yprgıtay ikinci başkanı Değerli irakukçularımızın asil dııygularma teşekkür eder başarılar dilerim.> tsmet Inönü Cumhnr Başkanımız Anayurda dönenlcr Baştarafı 1 1nci sahifede gemisi önümüzdeki hafta içinds limanımızdan ayrılacaktır. Gemiyle gelen ithalât eşyasmın boşaltılmasma başlanmışür. Memleketimizde enterne edilen Almanlarda, Almanyaya dönmek istemiyenler tesbit olunmaktadır. Diğer'.eri bir kaç güne kadar Istanbula getirilecek ve «Drotrningholm» ile yurdlarma ;önderilecektir. Gemi bir miktar ihracat eşyası da alacaktır. Okinawa,da savaşlar siddetle devam ediyor Guam 11 (a.a.) Okinawa'nın güney kısnunda çok şiddetli savaşlar cereyan etmektedir. Amerikahların güney ve kuzey kesimlerine karşı yapılan karşı hücumları püskürtülmüştür. pazar günü geceyajısına kadar Okinawa'da 4000 Japon öldürülm'Uş ve 222 esir ahnmıştlr. Sivil halktan 43378 kişi Amerikan askerî makamlanmn himayesi altında bulunmaktadır. Yeni çıkarmalar Washington 11 (a.a.) 24 üncü Amerikan kolordusu Okinawa'im 16 kilometre doğnsunda bulunan Tsungen adasmı ele geçirmişlerdir. Süratle püskürtülmüş olan Japonlar, şimdi adanın üney kısmmda çetin bir müdafaada bulunuyorlar Luzon güneyinde bulunan Japonlar yok edilmiştir. Amerikalılar, Filipinlerin batısmda bulunan Busuanga'ya çıkarma yaparak adaya hâkim o'muşlardır. Japon mukavemeti zayıf olmuştur. Diğer taraftan Amerikahlar Suiu takımmdan Jole adasma çıkarak adrnın merkezini ve uçak alanmı ele geçirmişlerdir. Amerikalılar, sulu taicım adalarma tamamen hâkimdırler. ömer R>3 Türk heyeti Kahireden Amerikaya hareket etti Kahire 11 (a.a.) Anadolu Ajansının özel muhabiri bildiriyor: Dış Işleri Bakanımız Hasan Saka 6ün, Mısır Başbakanını ziyaret etmıştir. Türk muraKhas heyeti Amerikaya gitmek üzere Kahireden uçakla ayrılmıştır. Yalmz kalınca pencerenin önüne gittim. Pek yakından geçen tranıvayların içindekiler tanılacak derecede görülüyor, sol tarafta Tepebaşı, Şehir Tiyatrosu, Bristol oteli ve diğer binalar sıralaruyordu. Karşı kaldırımdaki dükkârunın önünde durmuş antikacı, sivil kıyafetimle beni ecnebi seyyahlardan zannetmiş olacaktı ki: camekândaki şark çesidlerini elile işaret edip gösteriyor, alâkamı celbetmeğe çahşıyordu. Ertesi gece yapılacak düğünün, hangi doktora aid olduğunu biliyordum. Kiırtin kızını aldığını ve ilk defa Ankara ekspresinin restoranında nasıl tanıştıklarını, sahilde buluştuğumuz sabah Fusun'u Beşiktaşa kadar götürürken yolda dinlemiştim. Gelin ve güveyin kimlere karabeti olduklarını söylemiş, çağırılan raaruf şahsiyetleri de birer birer saymış olmakla zımnen demek istemişti ki «saydıklanmın içinde bir tamdığmız varsa ne yapıp yapıp her halde bu düğüne gelin Lem'i Bey. Belki beraber dansetmek fırsatını bulur, konuşııruz.» Her iki tarafm aileleri ve davetlileri arasında tanıdığını yoktu. Eğer olsaydı, bu düğüne gidebilmekliğim için ışi pişkinliğe vuracak, beni de yanlarında göturmeleri teklifinde bulunmaktan çekinmiyecektim. Maamafih neş'esi kaçmasın diye, o gün Füsun'a müsbet veya menfi bir şey söylememiştim. Düğün gecesine üç dört gün kala hatirıma şöyle bir fikir geldi. Perapalasta ikarr.et eien bazı yaşh madamlarrn bu oteld?ki balolara, yılbaşı gecelerine giyimli olf.rsk inmek külfetinden kaçm * * * Çocuk Esirgeme Kurumu kongresinde Cumlıur Başkanımız Ismet Inönüne çekilen tazim telgrafma, Millî Şefimiz, Baştaraji 1 inci sahijede kongre başkanma şu. c«vabı göndermişlerdir: .ştirak etmektedirler. Kongrenin asil duygularına teşekkür Müttefik tebliği ederim. Roma 11 (a,a.) Akdeniz Müttefik Ismet Inönü karargâhmın tcbliğinde bildirildiğine göre, Ingiliz kıt'aları, Senio n?'ırinde Admiral Scheer Alman ceb Alman müdafaalarını geniş bir cephe üzerinde yarmışlardar. 8 inci ordu 9 nikruvazörü batırıldı jan gecesi Vaarruza geçmiş bulunuyorLondra 11 (a.a.) Hava Bakanlığmdu. Bu taarruzdan evvel büyük bir hadan biloirildiğine göre, «Admiral va hücumu yapılmıştır. Scheer» adındaki Alman ceb kruvazö5 inci ordu cephesince Amerikan kıtrünün 9 nisan şece=i Ingiliz hava kuvaları düşmanın inadcı mukavcrr.etine vetleri tarafmdan Kiel üzerine yapılan rağmen Massa'yı işgal etmiştir. H=ıva bombardıman esnasmda batırılmış ol..uv\'etleri yeniden hücumlarmın büyük duğu, dün akşamki keşif uçuşları esbir kısmını Adriyatik kesimini müdanasında tesbit edilmiştir. faa eden kuvvetler üzerine temerküz ittirmişlerdir. Loukout İngiliz muhribi Yeni bir antiseptik yeniden Massa bölgesinde harekâtı NeWYork 11 (a a.) Amerikan fen desteklemiştir. adamları, asid fenik de dahil olduğu halde en kuvvetli antiseptiklerin. tetiPeşte elçimiz Ankarada rini kat kat geçen bir antiseptik bulAnkara 11 (Telefonla) Peşte elçi muşlardır. «Hyamine» adı verilen bu an miz Fuad Keçeci, bugün şehrimize gel tiseptik deriyi hiçbir veçhile tahriş etmemektedir. miştir. İtalyada başlıyan Müifefik faarruzu Yahudi muhacirler îsveç gemisile gelen yahudi muhacirleri, Denizyollarmm şehir hatlarında işliyen Kmalıada vapuruna nakledilmişlerdir. Bunlar Filistine gönderilecektir. Bulgaristandan gelenler Dün sabah Holanda, İsveç müteşekkil bir transit olarak ceklerdir. Budapeşteden Isviçre, ve Italyan tebaalarmdan kafile gelmiştir. Bunlar memleketlerine döne Hitler'in doğurn yıldönümü Londra 11 (a.a.) A'.man Haoerler Ajansının bugün, bildirdiğine göre, Hitler'in doğum yıldönümü münasebe Çin muharebeleri için yeni plânlar VVashington 11 (a.a.) Hâlen Wastile Almanyada hiç bir tatil yapılmıyacaktır. Bu sene parola «Herkes iş ba hington'da bulunan Çindeki Amerikan komutanı General Wedemeyer, Başkcn şına» dır. Roosevelt, Amlral WIUiam Leahy, Amiral King, Amiral Nimitz ve Ger.eral Mac Arthur ile görüşmüştür. Gen^/al Wedemeyer gazetecilere Çindeki Japon kuvvetlerine karşı havadan ve karadan yapılacak yeni taarruz plânlarının haAnkara 11 (Telefonla) Memurlara zırlandığını söylemiştir. verilecek bir maaş nisbetindeki ikramiyenin ne gün verileceğinin yarmki BaYENt ESERLER kanlar Kurulunda tesbit edileceği tah \ min olunmaktadır. Bastarajı 1 inci sahijede susunda Taluan ve Yaltada ne gibi kararlara vanldıgını sormuşt'.ır. Mr. Eden, verdiği cevabda, tazminat meseleslni tetkik etmek üzere Moskovada blr komisyon kurulmuş olduğnnu hatırlatmış ve komisyonun teklif ve tavsiyelerini şimdiden kesttremiyeceğini söyliyerek sözlerine çunlan İlâve etmiştir: « Mr. Stokes'in bahsottigi şayialarda idciia edlldigi gibi Ruslar yirml yıl için 200 000 esir istemiyorlar ve bu lşçl meselesi hakkmda Yaltada hlç bir karar almmış değ11dlr.> Diğer blr lşçi saylav Shlnwell, Rusya. Alman amelesl çalıştırmak isterse bu arzuya ltlraz edilip edllmiyeceğlnl sormuş ve bu sual meclis tarafmdan alkıçlarla karçılanmıştır. Mr. Eden cevaben. bunun hfç de ihtimal haricinde olmadığım söylemiştir. Bundan sonra Polonya hakkmda kcrdisine sorulan müteaddid nıallore cevab veren Mr. Eden demiştir ki: « Başbakan, önümüzdeki hafta ve muhtemel olarak perşembe günü Moskovadaki Üçler konferansmın mesaisi ve Rusya Polonya münasebetlerinin muhtelif veçheleri hakkmda bir demeçte bulunmak niyetindedir. Buna binaen, meclis üyelerinden, bu demeci dinlemek nezaketini göstermeierim rica edeeeğim. Başbakan, genel harb durumu hakkmda da beyanatta bulunacaktır.» Mr. Eden, muhafazakâr saylavlardan yüzbaşı Gammaus'e verdiği cevabda, Moskovadaki İngiliz büyük elçiliği mensublarmdan hiçbirinin henüz kurtarılmış Polonyayı ziyaret etmemiş olduŞunu. zira, Ingiliz hükumetiiıin Vatşovadaki muvakkat Polonya hiıkumetini tanımamakta olduğunu söylemiştir. Hariciye Bakanı, bir kısım Ins;iliz muhabirlerin Polnnyayı bu sene ziyaret edecck durumda olduklarını ancak, simdiki halde Polonyada hiçbir muh^birin kulunmamakta olduğunu ilâve etmiştir. Rusyada çalıştırılacak işçiler ün gece Amerika Radyosunun fransızca neşriyatınl dinliyordum. Harb haberlerini değil, Amerikada olan biten şey» lere dair verdiği bazı malumatı! Bunların arasında «34 dakikada bir ev yapılıyor» haberi alâkamı çekti, dinledim. Spiker şöyle konuşru: « Kalifomiyanın falan şehrinde bir arsanm civarından geçenler sabahın saat on birinde çimento ile yapılmış, tenis sahası gibi bir düzlük önünde bir takıra kamyorJar ve işçiler görürler. Biraz sonra bu kamyonlardan çıkardan mutfak ve banyo daireleri parçaları ustalar tarafmdan bu çimento zemin üzerinda kurulmağa başlar. Bu iş 11 dakikada biter, arkadan döşeme tahtaları üzerİT.de halısı, duvarlarrna gömülmüs yatar kalkar karjTolaları olan salon ve yatak odaları da birbirine parça parça ko.iur. Bu işler yapılırken bir taraftan da bshçıvan salcsılar içinde getirilmiş gül ve çiçek fidanlarını bahçeye dikmiş ve sulamağa başlamıştır. Ameliyat başladîktan tam 34 dakıka sonra üç oda bir mutfak, bir banyodan ibaret ve 200 metre murabbaı üzerine kurulmuş güzel bir ev döşeli olarak bitmiş, aile içe» riye girmiştir. Biraz sonra küçük bebeğüı südü gelmiş ve mutfakta Benmaride ısmmsğa başlamıştır.> Spiker bundan sonra bu süratin ev« velden almmıs bir çok tedbirlerle t e min edilmiş gazetecilerle sinemacıl^ra bir gösteriş olduğunu; fakat inşaatıı» bu kadar çabuk olmasa bile buna yakın bir süratle normal olarak standardiza edildiğini söyledi. Herifin sÖ7İeri bana masal çibi geldi. Hani vaktile hokkabazlar varmış. Karanfil tohnmunu çözünüzün önünde saksıya diker. beş dakikada büyiiyen fidandan çiçeğini kopanrmış. Ornın gibi bir şey.. Omın ?ibl birşey ama hakikat! Gerçi bütün bu birbirine oracıkta bağlanan ev parcalarını cvvelden hazırlamak için bir hayli zaman sarfedilmisür. Lâkin ııo de olsa insan bir kataloğa bakarak beğendiği bir eve, ısmarladıktan iki gün sonra girip otunırsa nc büyük saadet hisseder! Bunları dinlerkcn akluna bizim hallmiz geldi. Hele İstanbulun vaziyeti. Şehirde meskcn buhranı vardur. Ba yüzden mal sahibleri de kiracılar da şikâyetçidir. Hükumet mekaniznıa>ı, adliye kuvreri mütemadiyen bu alışvcrişin aksaUhklarını düzeltmek için yorulmaktadır... Buna mukabil bir mcmleket halkının kendi malı bir meskene sahib olması onun yerine yurduna bn§Iılığını, baştan yukan fikirlerden nzaklaşraasını, aile miiessese'inin selâmetlnl sağladığı için her yerde her ailenin hir meskeni olması snsyal bir ideal sayılmaktadır. Bu, bizde de böyle olmab, v» her sınıftan ailenin başını sokacak kendi malı bir ev edinmesi kolaylaşrınlmalıdır. Ama hu böyle midir? Vallahi bir çok helediye ve şehir işlerinde aykırı helki mantıksız düşüncelerim var. Bunları bugün yaptıcııtı jribi arasıra bu sühınlara döküyorum. Pek zıpırca şcylerse hoş çörüniiz. Ben sanıyorum ki şehir otoritelerinin va7İfeleri arasında şehirliye kolay meskcn bulmasını temin etmek işi de vardır. Ama bu bizim belediyelerimizde ne şimdi, ne hundan evvel düsünülmüş Mr şey dcyildir. Ştırada burada bir takım cv kooperatifleri kunıluyor, hattâ yan» bankaları açılıyor. Bunlsrla belediyeııin münasebeti sırası gelince vergi almaktan ve ne yabn söyHyelim kamınl kırtasiycciliği onlar hakkmda da enine boyuna tatbik etmekten ibarettir. Hani' çöyle ucuz arsa, ucuz malzeme, ucıız nakliye, ucuz işçi, şn kadar müddut için veya şu büyüklükte meskenler icin vergi muafiyeti Rİbi şeyleTİ düşünen yok. Çünkü bu iş bizde iş edinilme»niş. Halbuki herkes evsizlikten şikâyştçi. Amerikadan hazır ev getirecek olmuşlar, tanesine üç bin lira gümrük istenmiş. Istenir. Çünkü biz kendi kerestelerimizi, kendi ajaclarınuzı himaye edcriz. Bu da haklı bir şeydir. Auıa odundan ve ağacdan e\vel insanlan bimaye lâzım. Bunun için de ya dışaııHan gelen ucuz evlcrden bu çünırüsü almamalı, ya içerideki kereste ve ndumı hıı<;ünkü «lüks eşya» fiatından ucuza h e m çok daha ucuza sarmalı. Diğer yapı malremesini de ucuzlarmak için mali ve iktı^adî tedbirler almalı. Bugün bir tek kullanılmış kiremidin tanesi yar^p lirpdır. Bu şartlar altında hansi mütevazı sehirli ev yapabilir?.. Dahası var. Ş?hrin bünyesi de&işiyor. istanbulun ikamet mahal'.eleri scyrckleşti. Başka yerlere göçtü. Şehrin mcrkezine yakın yerlerinde öbek öbek ycşil sahalar yapılıyor. Neresi için raiiıscaat ctseniz «yeşil saha mütehassıs» •nn yasağına rashyorsıınuz.. Bir arahk mnhaHe yapılrcası kararlaşmış olan eski «Surpagob» ars^sınm şimdi ya'.na ön kısmı o da mesken sahiblerine d«*5ji iradcılara satılmış ve arkası «typsfl saha» olarak bırakılmıstır. Böylece şehirde ancak kıyı mahallelerde ev yapılabilecek ar«a bulunabiliyor. Oraî~.rdan da iş yerlerine gidip gclmek bir nıesclc. Va^ıta yf>k. Mesafe uzun. Iîc I zamandan. hem sıhhatten. hem keseıîen kajıb var. Bir taraftan şehirdeki nnkil vasıtaları: O J . \ ı ı j ^ j | , j ,| t i * Memuriara ikramsye ne günii verilecek? I T H A L A T T A En muhün safha GÜMRÜKLEMEDİR. İZMİR MERSİN İSKENDERUN Limanlarında olduğu gibi işlerinizi : İSTANBUL'da da • 17 dıkları için, birinci kat koridorunu aydınlatmak maksadile salonun tavanma yakın kısımlarmdan açılmış penceroler önüne oturup dans edenleri yukardan seyrettiklerini görmüştüm. Maiemki davetliler arasına karışabilmek imkânuıı bulamıyordum; pekâlâ bir oda kiralar ve sevgilimi bu pencerelerin birinden seyredebilirdim. Boş odamız kalmadı, cevabile karşılaşmamak için de bu teşebbüse iki gün evvelinden geçmiş oluyordum. İştiyakla beklediklerimizin gelme saatleri yaklaştıkça, sabırsızhğırmz kat kat artıyor. Ertesi sabah erkenden gemiye gitmiş, her güniü tabiî faaliyetimle mukayese kabul etmiyecek derecede kendimi işe vermiş. vaktin nasıl geçtiğini duymamağa gayret etmiştim. Otele bil'iassa geç geldim. Ekseri masalarda akşam yemeği bitmek üzere idi. Bir taraftan da salonun hazırlığı yapılıyor, masa]arın yerleri değiştiriliyor, kartvizitli çiçek sepetleri münasib rnahallere konuyordu. Guya bu gecenin damadı benmişim gibi, çarpmtılar geçirmeğe başladım; yemek yerine bir kaç kadeh içmeği tercih ettim Dokuz buçuktaa iti1sw:«n düğujı MI Yazan: VEDAD TANCA hibleri birer ikişer gelmeğe başladılar. Nihayet tam on bire çeyrek kala onlar da geldiler. Sevinçten tıkanıyorum sandım. Annesi, babası ve Lâmia Hanımdan başka, tanımadığım bir kadmla iki erkek de vardı yanlarında. Hangi masayı tercih edeceklerinde kararsızdılar. Etrafta koşuşan teşrifatçı bayanlarm, kendilerini görmelerini bekliyerek bir müddet salon kapısı önünde durdular. Seçtiği modelin portresini yapacak bir ressam gibi, gözlerimî Füsun'dan ayırmıyordum. Briyantinli saçlarmın pırı] pırıl yanan ondüleleri, koyu bir renkle gölgelendirilmiş göz kapakları, rimelli kirpikleri, ağızda eritilivermek arzusunu veren akide şekeri dudaklarile tahminimden fazla güzelleşmişti. Pembe tafta tuvaletinin yakışmış olması söz mü idi; kollarını çıplak bırakarak gergin bir mayo halinde vücudüne yapışmış, muntazam kalçalarının, ince belinin, küçük ve dik göğsünün ajTien şeklini almıştı. Sol omzunda, katmerli küpe çiçekleri sallanıyordu Urkek nazarlarını etrafa dolaştırdı. Bu gece kendini dsuıa ziyade beğendireceğtne inaruyordu da mutlaka görünmek istediği bir genç mi vardı?.. Bu iüy gibi kızın kalbini kazanmış erkek, muhakkak çılgın bir sevdalı olmahydı. O halde neden gelmemişti?.. Aradığım göremeyince yüzündeki tebessüm uçtu. Lâmia ile fısıldaşmadıklarma göre, düğüne gelmekliğim ihtimalinden genç tcyzesinin malumatı yoktu. Bahsettiğim pencereler, yalnız birinci salona açılmıştı. Yer gösteren bir tazenin refakatinde diğer salona aeçtikleri zamanki hiddetimi artık sen düşün. Bu kadarcık görmek. gönlümü büsbütün havalandırmıştı. Günlerce beklediğime mi, yoksa oteldeki hazırlığıma mı yanmalıydım?.. Uzgünlüğüm çabuk geçti. Çünkü ev sahiblerinden yaşhca bir zat, onlarm bbür tarafta kalmalarmı münasib t u l madı; gençlerden mürekkeb bir nnasayı boşaltarak Ragıb Bey ailesini birinci salona aldı. Odamm önünden üç poncere aşağı gidince, tam karşılarına goçmiş oldum. Artık memnuniyetime diyecek yoktu. Tepedeki herhangi fazla bir hareket veya sigara ışığile başlarını yukarı kaldırırlar ve beni görürler dij'e ihtiyath davranıyordum. Füsun'un annesi ve >anındaki otuz beş yaşlarında kadar görünen esmer güzeli kadın, siyah dantelden elbise giymişlerdi. Erkeklerden biri Lâmianm, biri de Füsun'un yanında oturuyordu. Ağır başlı mühendisin t u gece neş'esi pek yerinde olacaktı. Mütemadiyen bir şeyler anlatıp durıyor, diğerleri de onu dinliyerek gülüşüyorlardı. (Arkatt var) Türk şatrlerinin azlz Mılll Şeflmız tnBnüne yazdıkları şllrlerin sanat bakıınmdan en değerli olanlart Ü3kudr,r orta ofcul türkçe oğretmenl All Ertan taraftndan toplanarak MUlî Şer İr.önüne Şılrler adı alttnd» guzel renkll blr tapaJc lcinde U£ur Kltabevl tarafından neşredllmiştlr, MlUi Şefin büyüklüğünü, kahramanlığını enerjıslnl, tedblr'.erini, dirajetınl, yurdseverlik \e lnsanlık duygulannı belirten bu şllrlerde muzaîîer kumandanın barışçı yapıcı şah=iyetinln şürleşmiş lfadelerinl bulacaksınız. Bu kıymetll eserl yayınlıyan öğretmen All Ertan ve Uğur Kltabevinl tebrik ederlz. Kastamonu Halkevi Kitabsaray iom taraf:ndan derlenlp toplanan CKastamonu Ninnileri) adlı eser neşredllmlştlr. Bu güzel eserl hazırlıyanlan tebrik edcriz Millî Şef Inönü'ne şiirîer ELÂZİZ NftîCÜYâT Şirketinin mütehassıslan emrinize amadedir. Tel: 21314 Kastamonu ninnileri Beklediğiniz eser: Cumr.uriyet Matbaası tarafmdan hazırlanıp basılan ve çoktandır mevcudu kalmadığmdan binlerce istekli okuyucuya verilememiş olan H A Y A T A N S İ K L O P E D İ S i'nin yeniden basılması tamamlanmıştır. 10 büyük cüdin fiatı 70 liradır. Umumî müracaat yeri : îstanbul CUMHURİYET Matbaası. Uğur Kitabevi ve kitabcılarda bulunur. « Şehir çok yayılıyor. Ben bn halkı tasıyamam. diyor ve taşıyamıyor. Diâer taraftan «yeril saha mütehassısı Eay Prost» da: Şehrin içinde bina yapürmam.. bana «yeşil saha lpnm» diyor ve haöa sehrin di'=ına göndeıiyor.. O göndermese in^aya mü^aa^eli yerlerin aza!T>oa yüünden arton ar^a fiatlannra vüksekliii bunu 7orlı."yor. E bu şartiar dahilinde mesken bnhranı bir sene, beş sene, yirmi beş serede giderilir mi? Ne münasebet! Oyle ise ne olacak!. Arasıra bcnim gibi nefcs tüketen safdillerden başkası bu işle uğrasmas. Hergiin malıkemcler hava parası i^ile, tellâllar ev araraakia, kiracılarla mal sahibleri çekişmekle vakit ve ömür tüketirlerken... Amerikada 34 dakikada bir ev yapılır, herke» irine girer oturur. B. F E L î ı K Kasabamızda kurulacak idro elektrik santralır.m projesini hazırlamak için bir mühendise lüzum vardır. Talib olanların 20 '4 1945 tarihine kadar Saray Be Jules Ve:ı;e'ln bu en gtızel romnmnın lediyeslne müracaatieri veya ücret vesalreye aid teklif mektublarını ayni tari ikiacl didi çıkarak tama:r.lanaı, I5o kuruş. ARİF BOLAI KİTABEVİ he kadar Belediy«mize göndermeleri. (4580) Saray Belediyesinden:

Bu sayıdan diğer sayfalar: