CUMHUHÎYET vm^^s 10 Mart 1944 Tahtiİ Tethi u 1 i 798 fen Y a k ı n d a niifus başma birer kilo makarna verilecek ıııuiiııunvnıiiiiııuumnmunu Mm Ikmmm kaybetîip biiyük kıymet Hüseyin Rahmi Bey.r» ölümile Türk kalem âlemi bir büyüs klymet kaybetÜ. Onun cür'etle, onuvaffakiyetle hat. ta bazan şaşllacak bir marifetie yürüdüğü yolda şimdi sendeiiyereî gitmeğe çallşf.rJardan biri sıfatile üstadıaiiza k^rşl bcsıedîğimiz hayranllk ve hürmetkâîîlgl ruhuna hâkipay ecerek yazıma başiıyo. runı. Hüseyin Rahmi Bey, bizde değil, Avrupada eşi az bulunjr nıizah ve nükte üstadlarmdan biriydi. Kendisini yaklndan tanlyanlar, hal ve mizacmdakı zaraift ve inceliği, ruhundaki yumuşaklık ve nezaketi gördükçe cemiyet.mizin en yükrçk va en çukur ta'oakalarlndaki gülünc ve saçmallkları bîrahimane teşrih eden, ortaya döken eserleriie müe.lif araslndaki büyük tezada şaşmaktan kenddkrini alamazlar. Hüseyin Rahmi Gürpınar 1364 te İstan. bulda Aksarayda doğmuş bir şehir uşrğldlr. Aksarayda doğuşu ona tam bir Istanbuliu hasleti vermiş ve eserlerindeki couleur îocale yani mahaliî renkleıi sezmek flrsatını bulınağa daha oradan bEşlEmışıır. Doğduğu zaman babası Said Bey binbaşlydl. (Bu zat sonra livallğa kaaar terfi etmiştir.) Hüseyin Rahmi ilk tahsilini Ayasoiya mahalle mektebinds y&p mış sonra Mahmudiye rüştiyesini bltiımiş ve hususî olarok ua fran. sizca öğrenmiştir. (M»hu'« A^lâm) ve (Mektebi Mülkiye) ye devam ettik. ten sonra adliyeye ıntisab ederek aza mülâzimüğine kadar yükseUİkten sonra oradan Nafıa Nezareti tt: r cüme kalfem^ne geçmiş ve 1908 de meşıutiyetin Uârıile birlikte devlet rr.emuriyet.nden ayrılmlştlr. NAL3NA M1HİNA Bilıriyerek değil bilerekc. insan Yazan: Dr. Rasiiii Adasal BURHAN Eczanelerin çoğunda Bayer fabrıka ! ona göre tsnzim edilmiş olan bir iş sının insan organizma^ıaı kar;sık bir ' görür. Esasen «Automılr'n» dsdığ rniz makineye veya daha doğrusu bir çok mekanik adamıri motörlerine bağh clan makinelerden ve çarklardai mürskkeb elektrik mıknatısları ioilarım, bacskolan bir fabrikaya benzeten levhaları larını, başını oynatır; bir gramofon me. Şehrlırlzde Toprak Mahsulleri Ofisi görülmektedir. Bir çok halk hıfzıssıhha kanizması da iesini teania tder. Bunun namina makarna imal eden fabrikaların kitablarında, bazı mekteb manueüe gibi insanm bir çok mutad hareketleri mukrveleleri dün akşam bitmiştir. Anrinde de buna benzer resımler ve iz5h bu kabilden mekanik cehdlerie takiid ve karadan veri;en emre göre nıukavele lar vardır. Kalb emme bruma tu temin edüebildiği cihetle insau muhi rr.üddeti daha iki ay için uzatılmlştlr. lumbasına. ağız ve mide bir değirme tinin çeşidli ve tabiî kamçılarına görı Halen 798 ton makarna stoku mevcud. ne, dimağ ve sinirler teisiz telgraf ve cevab veren ve hareket eden bir ma dur. Değirmenlerde ve fabrlkalardn 1800 radyo makinelerine, göz da fotograf â kineye benzetilmiştir. Hakikatan i:!S3 çuval makarnallk un mevcuddur. Fabriletine benzetiimektedir. Vaktile Fran bir makine gibi ve bunun bağlı olduğ' kalar bu unları Işlemekte devam etmeksız filozofu Descartes ilk defa o'arai kanunlarla iş görür. Hazım âletJer ted;r]er. hayvan veya insan vücudünün binbi yakacak sarfeden ve onları cnerjiyı H â ü a makarna tevziatı için henih maddî ve manevî belirtisini mekanik bir döndüren bir makine gibi işler. Bütün Ankaraâan errir geîmemiştir. Bu^ünler. nazariye ile izah etmiştir. Bugün dah diğer cihazlar için de ayni şey dıişü. de bu hususta emir gelmesi ümid edilbeşert organizmayı «şuurlu otomat bi: nülebilir. İnsan mekanik kanunlar mektedir. Gene hor şahsa birer kilo olauyan bir fiziyolcji ile çahşır, cynar, rak tevziat yapılacaktır. makine» sayan âlimler V3rdır. Rumanyadan temin edilen bıı&daylarm İnsanı bir makine ve bunun bütün yer, uyur; görür, işitir, tadar, koklar hareketlerini de basit veya karışık hisseder ve düşünür. Gerek insan ve slgorta ve nakliyat mııamelesi şehrimiz. fizik teamülleri manasına a'.an bu na gerekse makine oksijen unsuru ohna de yapllmaktadlr. Bu buğdayhırin on beş zariye ilmin gelişmesile daha çok ta. dan dururlar. Bunlardan birinde kuv günden ev\"el getirüetniyeceği söylenraftar kazanmış bulunmaktadır. Ancak vet gıdanın, diğerinde de petroluıı j a n mektedir. bütün gayretlere rağmen değil bu ha masile vücud bulur İnsan organizmasl bütünlüğü içinde yatl makineyi, bu hayatıa en iptidaî İktısad Vekilinin şehrimizunsuru olan bir hücreyi dahi lâbora daha ufak âletlerin ayni ahenk ve gadeki tetkikleri tuarda yaratmak mümkün değildir ve ye ile teskil ettiği çok kompleks bir Şehrimizde bulunan İktısad Vekili bizim çağımızda mümkün olacağı da makinedir. Bunlardan birinin Bksakyoktur. Gerçi insan veya daha doğ. lığı bütün mekanizmaya tesir eder. E. Fuad Sirmen, dün öğleden ev^'el Sümer rusu canlı varlık on binlerce ve belki sasen hastalık da bundan baska birşey Bank Yerli Mallar pazarlarlnin Bahte. de milyonlarca yıllık bir tabiat Pro değildir. Biz bu tâli âletlere hazım, de kapldaki yeni bürolarlrta gelersk saat çerus'nun mahsulüdür ve bu itibarla veran, sinir, terletme, kemik... cihazları 16 ya kadar burada meşgul olmuş ve yaİki toplantlya riyaset etmiştir. modern ilmin Protophsma ve caniı diyoruz. Bütün bunlar kendüerine has Bu arada gazetecilerle de konuşcn uzuv yaratma kudretiai ancak bu öl olan uzuv fiziyolojilerile hem münferid çüde bir zaman içinde beklemek lâ olarak ve hem de bir bütünlük halin İktısad Vekili, şehrirnizds kalacağı biı zımdır. En ufak bir mikrobun nescin de ayni mukadder kanun ve gaye ile kaç gün zarfında Vekâleüni ilgilendiren Gazeteciliğe ilkönce (1883) te (Tercüde dahi milyonlarca hayat zerresi var işlerler. Bütün canlı makinelerde ha. mevzuîar etrafmda yapmakta olduğu mam Hakikat) gazeteslnde başlamiştır. tetkiklerine devam edeceğini soylemişdır ve kimya bunları terkib edip te yat belirtisi bu toplu cihaz fonksiyo1896 da (İkdam) In hikâye ve roman bir mikrob vücude getirmek kudretini nundan ibarettir. Ancak insan uzviye Ür. muharrirliğini deruhde etmiştir. Şöhıe. gösteremez. Sinir sistemi büsbütün da. tinin yıpranmakta olan hayatl cevher. Havale sahtekârhğı yapanlar tinin mebdei işte bu tarihlerdir. Ve ce ; ha karışık ve zengin bir nesicdir; ni lerinl yenileştirmek kabiliyetin n diğer miyetin sakat taraflarlru bulup rcirah adliycye verildi tekim beynin düşunce hücrel;rinde makinelerde mevcud olmadığını büyük yolüe tenkid ve teşrih eden romanlarlna Uydurma teîgraf havale'eri gnndere. halk o tarihten sonra büyük bir rağbe milyonlarca ve milyonlarca molekül bir fark olarak gösterenîer vardır. Lâmevcuddur. Bugün herhangi bir has kin uzviyetin bu hususiyeti de kendi rek, anlaştığı bazı ki;nse!er vasıtesie göstermeğe başlar. Munakkak bir şey defildir; bunlarda yazıh paralarl İstanbulun muh vardlr ki; Onun kadar okuyucu kazantalık ile harab olan bir sinir lifini ye. kendine vâki olan bir olay postanelerinden aldıran pnîta mü mak nimcti son asrm Türk muharrirleri rine koyamıyan ilmin yarm öbür gün bu da muhitile olan davamlı baglantı. lâboratuarda koca bir beyin yaratacak ına ve fizikl ve kirnyevi kamçılara dü"üjü telgraf merkezi muhsbere me. İç^nct hiç kimseye nasib olmamiştır kadar ;îâfci kudretini iddia etmek, ta tâbidir. İnsan daha doğrusu fizikoşimik tnvTıı Fatihle suç ortaklarlndan Dündar Eserieri içinde yedi sekiz defa tabedilmış e Niyazi haklarlndaki tahkikat dosyr.sl olanları da vardlr. Meşruti/eti ır.iitcakib biatin tekfanülünü Dilmemek demektir. bir makinedir. En iptidaî ve basit canlı Gerçi sırtraa kanatlar takarak bir kuş varlıklarda gördüğümüz «tropizm» me. zabıtadan adliyeye yollanmlçtır. Heı (Boşboğaz) isminde bir mizah gazete;i üçü hakkmda da tevkif müzekkereleri ncşretmeğe başllyan Hüieyin Rahmi İtmeharetile uçmak iftiyen cesur ve ha kanizmaları daha mükemmel ve kakesi'miştir. tıhad ve Terakkinin ;4azabma uğnyarak yalperest îkor gibi ilim sahasmda da nşık olarak insan uzviyetinde de mevmahkerneye verilmiş, kendisi beraet etİnsan orglnizmasmı veya bunun bir :uddur. Mahkum olan kasablar mekanizmasını sun'î olarak yapan. Et lhtikârı yapmaZctan son zamanîjrda mişse de gazetesi kapatllmıştır. Tropizm, bütün organizmanm mu. lar olmuştur. Fakat bunlar nihayet ayyen bir yolda tabiî bir kamçıya ve stp.nbul Millî Korunma rnahkemelerine Çoğu roman ve hikâye ve pek azı herhangi fiziyolojik bir vazifeyi me ilen hayatî cevabıdır. Maselâ ışığa hü /erilen yirmi sekiz kaîabdan b:r çoğu tiyatro piyesi olmak üzere yetmişe yaNevyork dünya sergisinde de bir tafam :um eden hayvancıklar ;ın muhakemesi bitm'ştir. Bu krsablar, kln cseri vardlr. Başlıca romanları şun. gibi.. buna oyuncaklardan basUa birşey değildir. benzer cevablar veren makineler de muhtelif yerlerde ve ayrl ayrl zamanlar. lardlr: Nitekim ilk sun'l adam iki yüz sene yapılmıştır. Şlk, İffet, Mürebbiye, Bir muadelei etl fazla fiatla satrnak, slğir eti yeri. Buna benzer trcpizmler önce Vaucanson adh bir Fransız mü. bütün canlı ne manda eti satışa çlkarmak, et satısln. sevda, Metres, Tesadüf, Tebciîümü elem, varlıklarda bol çesidlerile hendisi tarafından imal edilmiştir. Bu rastlanmaktadır. Gerçi en yüksek se. da imtina göstcrmek şeklinde suçlardan Cehennemük, Şlpsevdi, Kuyrukluyıldız mühendisin yapmış clduğu flüt çalan, /iyeli organizmaların zens<a örgüleri mahkemelere gönderiİTİçlerdi. Muhake altmda bir izdivac, Sevd.ı peşinde, Kulavcı. asker. terzi kadm gibi otomat haricî kamçılara, bu şekilde baîit ce meîeri biten kasablardıan bir çoğu para yabani, Cadı, Hakka slğlnöık, Toraman, ve mekanik insanlardan ilham alarak Hayattan sahlfeler, Kadinlar vâizi, Son mahkum oİTruşlardlr. ablarla mukabele etmez. însan uzviArzu, Efsuncu baba, Meyhanede hanım. Nevyork düny sergisinde de bir takım 'etinin behavioru birçok harekî, hissî Yarımşar ton kömür lar, Ben deli miyim, Tutuşmuş gönülkr, «Roboto» lar yani sun'î adamlar, Izmir e fikrî reflekslerin bütünüdür. Fakat Nimetşinas, Mutallâka, Billur kalb, Kayfuarında da cam adam teşhir cdilmiş. daha veriliyor ;edricl olarak en basit hayat hücresin. nannm nasıl kudurdu, Kesik baş, Eşkiya tir. Bunlar kumanda üzerine yürüyebiden en karışık uzviyete kadar yükse İktısad Vekâleti tarafından kömür tevzı İninde, Mezarmdan kalkan şehid, başı. len, bazı sorulara cevab veren, el uzatirken insanm da nihayet fizikoşimik müessesesine birden fazla sobasl buunan mize gelenler, Can paz?rı, Kokotlar mak suretile bir çakmağı işleten me. da yarlmşar ton kömür verilmesi bir makine veya Huxley'in dediği gibi mektebi, Namuslu Kokot'ar, Utnnmaz kanizmalardır. Tabiatile bunlar elek<şuurlu bir automaton» dan başka bir çin tebligat yapılmıştır. adam, Deli fllozof, Şeytan İşl, Ölüler trik cihazlarına tâbi ve beşerl organizıey olmadığını anlarız. Ancak <Robo. yaşlyorlar mı, Muhabbet tılsltnı, Namusİki birlik reisi daha manm fonksiyonlarma müşabih olarak to> lar piyesinin tasavvur ettiği sun'î la eçlık, Katil buse, İki hödüğün seyaha. işliyen otomatlardır. Kulak ve göz ye. ıdamlarına da insanı benzetmek ve tevkif edildi ti, Tünelden ilk geçiş, İnsan öice mayrine bir mikrofon ve fotoelektrik limin lâboratuarında kuluçkaya yaŞehremini civarmda mahalle birliği mıın muydu? hücre faaliyettedir. Adaleleri elektrik tırır gibi dilediği miktarda irjsan j s eislerinden Sıtkl İle azadan Ahmedin motörlerden, beyni de bir selectordan Tiyatro piyesleri de şunlardm •atmak da bir hayaldir. Esasen en seç. :kmek kartı yolsuzluğundan muhakemeibarettir. Mikrofonun aldığı ses dalga. (Hazan bülbülü), (Dokuşan kafalar), kin ve genc yaratıkların binlercesini er;ne, İstanbul İkinci Millî Korunma sı elektrik cereyanma dönmekte. selec(Kadln erkekleşince), (Mes'uduz). ahsî emellerle öldüren insanlığm bulahkemesince başlanmlştlr. Neticede, tor da bu cereyanı bu adaleye uygun Bunlardan başka gazetelerde intişar na hakkı da yoktur. Uoğanlan cağlam aklarmda tevkif müz°kkereleri kesilolan elektrik motörüne geçirerek h=re. edip sonra kitab halinde tabedilmiş • mes'ud olarak yaçatabilmek insanm e ıiş, muhakemenin devarri baçka güne ket baş göstermektedir. Bunun gibi bir (Nasll öldürdüler? . Müslüman mahalen büyük ve beşerl ideali olrrahdır. ılrakllmıştlr. takım mekanizmalar ve bunlara teka. lejinde bu olur mu?) isimli hikâyeleri tnsan âletler yapabilir; fakat kendi Üniversitedeki münazara ve Ali Naci ile olan edebî muarazası esbül eden «Marş!» jeDur!.» gibi kumanJlahı olamaz, dalarla otomot adam yürür, durur veya Üniversite Türk talebe eemiyetinin nnda neşrettiği (Şakaveti edebiye) Dr. R. Adasal eıtib ettiği «münazara» dün büyük biı İsimli 2iitabile bu kabÜden (Cadı çarp] iinleyici kütlesi önünde yapllmlştlr. yor) eserleri vardlr. ektör, profesörlerin bir klsmı îr.ünaza. Merhum tercüme olarak, 113 mımaraîl ada hazlr bulunmuşlardır. Cüzdan, Bir kadlnın intikamı, Batinyolİlk münazara İktısad fakültesi 1 înci lu İhtiyar, romanlarınl neşretmiş, (AL e 4 üncü sınıflar arasmda yapllrrıştlr. fred de Musset) den (Zavallı Bertrenneii Evli kadm dlşarıda çalısmrlı mldır?, Paul Bourget'den An^re Corn^lis'i, Paul •nevzulu münazarayl uygun tarafı tem de Kock'tan (Biçare bakka!) ve (Pariste İl eden birinci smif talebeleri kazan bir teehhül) türkçeye çeTİrmlştir. K O M E D İ 3 PERDE Hüseyin Rahmi Bey eserlerinin büyük Hukuk 2 ve 4 üncü sinıfîan araslnda Yazan: Cevad Fehml (BüyliK Şghfr MüeHHi) ;ertib edilen «Bekârlık verg:si alınmah mîöır?» konulu münazaraj'i da aykırı K^HHB^H^I^H^ Lugün " • ^ • • • • • • " ^ tarafı temsil eden 4 üncü smif talebeleri kazanmlştlr. Frofesör Salih Murad Uzdilek, musikinıizin tam ilmî esaslar üzerinde kuruldnğnnu scyiemekle vaktile Tamburî Cemil, Ali Rifat ve Rauf Yekta Beylerden duyduklarunı teyid etmiştir. Yalnız muhterem dostumnn bunun «bilerek veya bllmiycrek yapıldıgı yolundakl düşüncesine iştirak etmiyorum. Bilmiycrek değil, bilerek yapılmıştır. Hiç, bu kadar mükemmel bir şey, bilmeden yapılabilir mi? Bir çok seylerimizi bilmiyenler, asırlar boynnca onlan yapan atalarınııı Talumbacı kavgrasından mı ıçeliyorHüseyin Rahminin ölümile Türk e^eb dfğil; son nesfllerdeki bizleriz. sunnz? Bu ne hal? âlem! büyük bir iiymet kaybettı. BüMuhterem profesör şöyle diyor: Amca beyin bogazına bir şeyler tıkan tün sözlerin klsası fakat hakikatlerin «Bu musiki sisteminde matemat'k badı. Nutkn tntuldu. İki clile aşçı b.işıya aclsl budur. B. F F L E ' kımından o kadar incelik var kl. nasıl Mimar Sınanın camllsrinde estetik zevkDERDLERİMİZ: leri, ilmi prensiplerle mezcedllmi^se, Türk musikisinde de musiii üstadlarının estetlk zevklerinin kuîak hassasijetile bon sanslannın tam manasile paralel yürüdüğü görüîüyor.» ffnnfKî/ y P Ş oldufu gibi bir pcrvane işareti verdi. Dehri Efendi elIerile ayni işareti tekrar ederek: bir klsmmda kadln mevzuunu bütün O ne demek olacak öyle? envEİ ve eşkâiile mütalea etmiş bir nwAmca bey bogulur gibi bir yutkuunma hsrnr olduğu halde evli değildi. Hey. ile: belladadaki evceğizinde otuiup yalnîz Efcndim çarkı felek.» yazdığl eserierin temin sttiği İradla geçiriirdl. Dehri Efendi Şemi fle Sadriye hila(Hüseyin Rahmi) nin en büyük kuv. ben veti yaşadığı zamanln bilhassa İstanbul Çarkı felek nedir? Yalpa vunnasın sosyetesinin çatlakllk'arlnı, aksakllkla diye yoksa Amca beye uskur mu taktırüıı büyük bir müşaheae kudretüe münra? Biçarenin ne çalkanmadan yürüyetalea edip geniş bir realizm İle yazrr.iş cek, ne yutkunmadan söyliyecek hali oln'asıdir. kalmış!. Şahsî kanaatim odur ki; ereıîerinin Sadri Efeniim üçünıüz birden carçeşnisini tayinde merhumun m;zacınci»n başka biraz da Franslz meslektaşl Paul kı felek gibi dönmek için trapeze çıktık. de Kock'un eserleri yardım e'rriştir. Tvla Sonra biradcrin kamburu muvazeamafih derhal ilâve etmeliyim ki: Hüse nfnizi bozdu, aşağıya tekerlendiniı değil yin Rahminin eserlerlnöe Paul de Kock. mi? vari sahnelerden başka kuvvatli bir tak Hayır efenrlint, ip koptu! lid de müjahede edlür. Muhtelif tipieri Kopar a! Ko.kooa üç herifi o Incecnpîandırirken bunun nekadar klymet'İI cik ipler çeker mi? Teker'endiniz srüzel fakat nekadar güc oldıığur:u, soğuk düş ona haz ettim. Akılsız'ığır'zin ceznsîna mcnıek için bu eserlerde ne derece ölçü uSrarnışsJnız. t'Tstünimi dcjiştirmpdcn lü oinıp.k icab ttiğini her kalem sahibî, buraya niçir» gfldiniz? Burnda mit;t!ahatta bu çeşid es2rleri okuyan her oku. lel var. Yoksa başka elbiseniz yok yucu takdir eder. ?\lerhumun cidden mnydiı?) her biri bir şaheser olan roTianlarlndan Bu'ia benzer, canlı sahnelere eserleri. buraya parça'.ar nakiktmek kabil değüdır. Rastgele (Mürebbiye) romanından nin her sahifesinde raslanır. Hüfeyin Rahmi çok müsteğnl, tokgöz'.ü ve emeŞi şu satlrlan alaylm: mukabiîi oîmadan hiç bir şey kabul et(Dchri Efendi amca beyi çajırtnı)?, mîvecek kndar mağrur bir adamdl.. Okrnuşuyorlar: nun, nesilkrden sonra da yaşlyacak clan Ha bak nnnttum!. Evet sizl brn şö'hrcti ve emsaline nadir tesa<îüf ediçagrırttım. Söyüyecck şeyler var. (Üçü îen kıyrr.eti önünde nnÇİz bir kalem sanün de dikkatle kıyafct ve çehrelerine hibi olarak eğilirken itiraf etmelivim ki: bakarak) azıcık şöyle bana dofru gelsc ben de hayatl onun bakağl kcşeden görmek için çalıştim .ve çallşıyorum... O l i . nize bakayım! Üçü de ilerlediler. Amca bey der.izc zim hccamızdl.. Onu son yoîculuğunda yuvarlanmış boş sepet gbi beş on defa te^/1 ederken bize verdı^i dersin tükençalkandıktan sonra «istoper» etti. D?hri mez minnettarhklannl ruhuna sunmayi Efendi mühib bir sada ile gilrlİTerek: çlraklık borcu bilirim. a ml FELEK rofesör Salih Alıuad Uzdilek arkadaşunız, lürk musikisi üzerinde yaptığı iimi tetjiikler sonunda «bu musikinin, bilinerck veya | bilüuniyerek tam Umî esaslara oturtulduğunu keşif ve müşahede etmiştir.» Ben musikişinas değilim; fakat çocuklugumda ve gencüğimde, Tapıburî Cemil Te Ali Rifat Beyler gibi Türk musiki üstadlannm ve onlarla düşüp kalkan meşhur sazende ve hanendelerin çoğunu dinledim. Yalnız çaldıklarını ve söjlediklenni değil, musiki hakkındaki fikirlerini de dinledim. Türk musikisini beğenmeyip garb mttziğine hayran oUnlar veya öyle görünenler, musikimize biiir bümez bir çok kusurlar bulurlar; hatta iptidaî ve falso olduğunu iddia ederler. Fikrimce bu iddia, güzel türkçemizi bfğennıeyip hjşka bir ecnebi dilini bcğenmckle müsavidir. Her nıilletin kendi millî dili oldugu gibi kendi millî musikisi de vardır. Alaturkayı bcğenmeyip alafrangaya hayran olmak, bir milietin kendi sesini beğenmemesinden farksızdır. Bizim musikimlz bizim sesimizdir. Üzerinde asırlarca çalışılmış, inceieştirilmiş ve tekâmül eltirilmiş olan musikimiıl sevmemek. onu bümemekten veya daha fenası snobizınden ileri gciir. Hiç bir medenî millet, kendi dilini inkâr etmediği gibi, kendi sesini ve musikisini de inkâr edemeı. Garb müziğini befenmek ve sevmek, Türk musikisini hor gönneği ve sevmemo*i icab ettirmeı. Hajır Battarafî l mcı sahtte&e sinlz. en İptidaî zamanlardanberl bütün dinlerin (bilhassa İslârn dininin) esasll kaidelerinden biri olan bu prensip, aslrlaruı ve medeniyetin ilerlemesile, çok. tan zannediidiği kadar kolay olmaktan çlkmlştır. Bugün artık her hususta olduğu gibi bunda da teşekküller kurnıak, böylece yardım edeceklerle yardım edilecekler arasmda, vasltalar vücude getir. mtk zarureti hasll oldu. Muharib olsun olmnsln dünyanın me denî bütün memleketlerınce bu nevi cemiyetler birbirlerile rekabet edercesine çalışmakta, iyi ayar edilmiş bir saat intizaıra ve dürüstlügile her yere cöken sefaleti tahüfe uğraşmaktadır. Böylece cemiyetin ayrıimaz bir haya. tî U2vu halini alan bu hayır ve yaı 'ım teşekküllerinin memleketıraizde de 6:nekleri var. Ancak, yaziya başıarken ret ettiğimiz gibi, bir yardım teçkilâtl işlle kâfi alâka ve ciddiyetle meşgul oimayı ihmal ettğimizden dolayi, cemiye. te pek faydalı olabilecek bu unsurdan, bugün, gönlün istediği gibi istifade edemiyoruz. Bu yazlğın muhtelif sebeblerine girişmeden evvel umuniyctle bizdeki yardım camiyetlerini şöyle bir gözden geçirelim. Memleketimizdekl haylr cemiyetlerini iki grupa ayırmak kabüdir; birinci çrup: 1 . Klzilay, 2 Çocuk Esirgeme Kuıumu, 3 Hava Kurumu. İkinci grup: 1 Yardlrrısevenler Cemiyeti, 2 . Verem Mücadele cemiyeti, 3 Yeşilay cemiyeti. Bunlara İlâveten yer yer Halkevîerinin muhtelif yardım kolları da vardır. Bu iki gruptan birincisinin faaliyeti bütün memlekete şamildir. Bu grupa dahil teşekküller, Ankarada bulunan mer. kezierinden İdare olunurlar. VUâyetler nasıl Dahiliye Vekâletine bağlı iseler, bunlar da merkezlerine bağlldlrlar ve yurdun dört bir köşesinde şubeler halinde çahşırlar. İk^nci grupa koyduğurmız cemlyetlerîn aaliyeti İse daha ziyade mahallidir. Bunlar kurulmuş olduklarl vilâyet hududlarl dahilinde çalışlrlar. Yani meselâ Burdurda vereme tutıılan kimse, İstan. bul Verem mücadele eemiyetinin yardımlra istiyemez. Niteiim Imadsmki bir defa Verem Mücadele Cemiyetini aldık) :staııbul Verem Mücadele Cemiyeti de gidip Burdurda İane toplamaz; doğrudan doğruya İstanbullularln yardlmile İstanlu'lular için faaliyette bulunur. Vazlyet böyle olunca, İlk baklşta göü!üyor ki, bizim tasntft« birinci grupa kurup giren Klzılay, Çocuk Esirgeme ve Hava Kurumları meîiileket çapında hizmetleri dolaylsile esasll bir ehemmiyeti halzdirler. O halde şimdilik onlarla meşgul olallm. Bu cemiyetlerin vatana ve vatanda. şa kâfl derecede faydalı olamayişlarınln sebebi bir tane değildir. Faydalı olatnlyor derken kâfi iane topliyamlyor, binaenaieyh kâfi yardlmda bulunamıyor demek istiyoruz. Pslkolojik sebebler: İane top'oma şeklini halkin haleti nıMyesine göre ayar edemiyoruz. Şimdül şeklinde bizde toplamak, sanki halkin yardım ve merhamet hislerinl canlandırmak doğil, bilâ. kis uyutmak için yapılmıştır. Fiiân cemiyetin müsameresi, pulu, falan cemiyetin konseri, balosu, bir başkasinın azallk aidatl bir diğerinin rozeti, gazetesi. mecmuasl, bir diğerinin vapur tenezzühü, henıen hepsinln birden takvimleri def. terîeri... Daha neleri neleri; Faymakla İşte bizce bu usulsüz, nizamsız, başıbozuk iane toplaylş halkin psikolojL=ine İyi tesir etmiyor; seve seve yapilması şart ve pekâlâ mümkün olan bir şey, adcta, bir angarya halini ahyor. Acemiük: Psikolojik batanm yapılmasını tevlid eden ve onunla atbaşı beraber giden bir de acemüik var. Acemilik, adam seçmekten başlayıp teşkilât kurmnğa kadar giden şümu'lü bir derd. Me. selâ bir hayır cemiyeti namina müssmere tertib eden, balo hnzirliyan adam. ne hikmettir, mutlaka bu İşe en istidadll olanlar araslndan bulunup seçİlL yor. İyi niyetlerinden hiç bir zaman şüphe etmediğimiz bu zevat, ismini beliedikîeri zaten maîum bir kaç sanatkârin İştireklni temin etmekle bütün İşin hallolunup bittiğine kani oluyorlar. Halbuki bunlar semte, şekle. muhite, sa. ate göre daima değişen şsylerdir. İlk bakışta belki ehemmiyetsiz görünen bu noktalar, hakikatte mtihimdlr; çünkü tizim hayrr cemlyetlerinin beş altl yüz lira bile çıkaramadıkları bu nevi müsa. mere gibi, balo şibi toplantüarda. husus! teşekküllerin beş bin Jira, altl bin lir a hasllat temin ettikleri oluyor. SÎ mmı Mimar Sinanın ve öteki Türk mfmarlarının cami .hamam, çcşme, sebil, medrese, koprü gibi şaheserlerl meydandadır. Bun'arı yapanlann mimarlık, tniihendis'.ık bilmedikleri ve bütün bu muh. teeşm abideleri blimiyerek yaptıklan idda edilebilir mi? Öyle olsaydı, bunlar, •sırların zoruna dayanıp ayakta kalabl. lirler miydl? Arada sırada çöken apar. tımsnlar gibi çoktan yı!uhp giderlerdL Eski Türk mimarları ve mühendisler) gibi Türk musikişinaslan da yaptıklarını bilerek, hem de pek iyi bilerek yasjnışlardır. Bu münasebetle safa akşamı Ankara radyostznda çalman alafranga taklidl bazı türkçe musfki parçalanndaki g$zlerdcn, yani guftelerinden bin gttclükle bir kaç kelime anhyabildlm. Komnoıitörler, yani bestekârlar türkçenin ahenfini ve güfte taksimini o kadar bilmiyorlsrdı kl, sözlerin türkçe oldafona anîamak kabil olmuyordu. Musikimiıde beste ile güfte arasındakl munasebetleri favin eden ve «Ikaf flmi» denllen bir ilim vard:r. Bundan haberi olmıyanlano besteledikleri parçalan ve tangoları dlnledikçe insan, az türkçe bilen bir ecnebi konuşuyor, yahud da şarkı söylüyor ganıyor vc «zavaUı türkçemiı!» diye tia perdeden bagırmaktan kendinl alamıyor. Muhterem bestckârlar, lutfen bira» «tka$» öfreniniz. AYARSIZLAR Şehir Komedi Tiyatrosunda Mahkum olan hırsızlar İstanbulun muhteîif semtlerinde ev, apartman, dükkân soymaktan İstcnbul İkinci asliye ceza mahkemesinca muha. keme edilen Receb dört sene bir ay, arkadaşı Tahsin de üç sene dokuz ay hapse mahkum edilmiştir. Konservatuar konserleri Konservatuann batı musikisi komerle. rinden dokuzuncusu keman resitali önümüzdeki pazartesi günü akşamı Şehir Tiyatrosu dram kısmında saat 21 de Viyolonist Âli Sezin tarafından verilecek ve kendisine tamnmış piyanistlerimiz. den ömer Refik Yaltkaya refakat edecektir. MELEK ve SÂRÂY Sinemalarında: Mevsimin süperfilrni Havagazinden zehirlenerek öldü Bsyoğlunda İstiklâi caddesinde biı kuyumcu dükkânlnda çlrak Dikran oğlu Ara. civardaki evinde d'kkatsizlikle ha. vagazi musluğunu açli bıraktlğlndan, zehirlenerek ölmüştür. BÂRIŞ MRS MİNÎVER filminin uzunlugu hasebile seanslar böyle başllyacaktır. SARAYMa 2 4,15 6,30 da, Suvare 9 da MELEK'te: 2.15 4^0 630; Suvare 9 da. AKSAM SAAT 21,15 te DÜNYÂSI Senin ve milletimizin dava. sını, insanlığın kaynaşan davalarını inceliyor. D. N. YARIN : Konferans Alaturka konssr Kadıköy Opera sinemısır.da 16 mart perşembe günü akşamı san'atkâr Safiye ve Izzet öke ve arkadaşları tarafından eski ve yeni besteierden mürtehab parçalar çalmmak suretile güzel bir konser verilecektir. Yiizde felâkefi J HÜSEYÎN RAKMI (Merhumun ölümünden bir hafta evvel BÜYÜK DOĞlTya sözleri) AR Sinem asın da Senenin ilk Franslz fiîmi Zelzele felâketzedeleri için Yardım Sevenîer Cemiyeti Bey oğlu şubesi tarafından, zelzele felâketzçdeîeri menfaatine 11 mart cumartesi günü Taksim kazinosunda saat 14 den 20 ye kadar devam etmek üzere bir çocuk çayı tertib edilmşitir. Matmszel BONAPARTE Ba? rollerde : EDffİGE • FEUİLLERE ve BAYMOND ROULAU 3 üncü Napoleon devrine aid tarihî film. Numaralı yerlerin öncedcn kapatllmasl rica olunur. 6 NCI SAYISI BUGÜN ÇÎKTI Mttvezzflerden lsteyink. FALİH RIFKI'ya CEVAB Beyoğlu Halkevi Reisliğinden: 11/3/1944 cumartesi günü Halkevhnlz konferans salonunda saat 17 de eski Şehremini Operatör Cemil Topuzlu tarafından «32 sene evvelki, bugür.kü ve yarınki İstanbul» mevzulu bir konfe. rans verilecektir. Herkes gelebilir. Cemal Reşid konseri Üsküdarlı sporcuların toplantısı Üsküdann emskli sporculan bundar. 2vvel olduğu gibi Üsküdar ^luiculugunun gelişmesi hakkındaki ikinci tonlanLilarıru 12 mart pızar günü saat on bu?ukta Üsküdar Ha'kevi salonunda ya•.o.'cr.kîardır. ® Öb Eminönü Halkevinden: (Radyoda Mevlud münakaşası mfinasebetile Güzide san'atkâr Cemal RegidiD 12/3/. © 9 ANAHTARDAN DÖRDÜNCÜSÜ: ŞAHSİYETÇİLİK (Büyük Doğu'ya 944 pazar günü saat (17) de Evimiz sadoğru) lonunda vereceği piyano resitalinin daA DEMAGOCYA ZANAATT: (Necib Fazü Kısakürek 1001 çerçeveden) vetiyeleri 11/3/1944 cumartesi günü saat % DÜN ve BUGÜN: (Suphi Nuri İleri Amelî davalarlmlz) 14,30 dan 17 ye kadar Evimiz temsil ko^6» DAYANIŞMAK: (Kâzım Nami D u r u Amell davalarımız) lu lokalinden alınabilir. İNGİLİZ DOSTLARBIIZA (Nizameddin Nazif) NİÇİN İNGİLİZ POLİTİKASI, niçin. niçin ? (Ne Fe K a ) Bu hafta yapılacak maçlar tst. Futbol Ajanlıgından: 12/3/944 tarihinde yapüacak maçlar Şeref stadı: Saat 14 de Vefa tst. Spor hakem: Reşad. Bülend, Bahaettin. Saat 16 da Fenerbahçe Beşiktaş hakem: Feridun. Selâmi, Necdet. Fatih stadı: Saat 12 de İstiklâi . Eyüb hakem: Şazi. Lutfi. Said. Saat 14 de Beylerbeyi Hilftl hakem Şekib. Mustafa. Münif. Saat 16 da Boğaziçi . Anadolu ha. kem: Faal. Zekl, Muvaffak. Ş A R K> ta ACI S1NFONİ siirükliy;n bu aşk faciasL BtB KAÇ GÜN DAHA DEVAM EDECEKİTİR. ÇİNGENE ve BAKİRE «Leydi Çaterley'in âsıkl» romanile şöhretini bütün dünyaya yavan İngiliz romancısı D. H. Lawrenc'in bu en güzel eseri Inci Alev tarafîndan dilimize çevrilmiştir Fiatl 100 kuruş. DEVRİM KİTABEVİ f> % 3§> % <& # İLERİ ADAM, GERİ ADAM (Necib Fazll Kısakürek) SİYAH^ PELERİNLİ ADAM (Piyes: 1 perde Yazan: ? ? ?) MEVLÂNA ve ARİSTO'dan tercümeler (Doğudan. batldan örnekler) KİBRİT IŞIĞI (Oktay Akbaİ Hikâye) MEŞRUTİyETTEN BUGÜNE (Kâzlm Nr.ml Duru Hatlralar) TARİHTE İNGİLİZ DOSTLUĞU (Reşad Ekrem Koçu) TÛTIKCE SÖZLÜ Nihad Baysal Amerikan kolejhîde Değerli ses san'atkân ve radyo ca? san'atkârlarından mütesekkil svir.g ve i tan^o eazı üsküdar Amerikan kız ko j leji talebc bal:öunu vüsliyecektiT; Kadm ruhunun bütür Inceliklerini tahlil eden ve insanı Ayrıca şiirler. cevablar. nükteler, buimacaiar. hususl harb fotoğraflan, içtimaî re tarihi fotoğraf vesikalan, folklor vesalre vesaira. Büyük Doğu'da BUGÜNKÜ 22 NUMARALI