2 CUMHURİYET 11 Birincîkânun 1942 r~Pasifik Ben de tutuldum I BÜYÜK HARB RÖPORTAJI Yazan: milslüman olduklaMuharebe Luzonnı ve bunlara «Mo nun §imal ve cenuro> denildiğini, anbunda şiddetle delatıyorlardı. Bu Movam ediyor. Japonrolar umumiyetle lar mütemadiyen as gayet iyi inci dalgıçker Ihrac ediyorlar. lan oluyorlar. E ı Diin Japon tayyare 3 üç müslüman çoculerinin Manila üzerine İlk gelişlnde bir Amerikalının ak ğun da benimle müşterek derdleri var. îına uyup otelin arkasındaki boş arsaya Evlerine dönemiyorlar ve para getirteçıkıp bir ağacın altına gizlendik. Fakat miyorlar. Turkiyeyi çok seven bu çoelçaktan uçan bazı tayyarelerin maki cuklardan biri yerli bir sultanın oğlu nelitüfek ateşl açtığııu duyunca epey imiş. korkular geçirdik. İki gün evvel «Boy Vien Hotel. inin Manila, 29 ilkkânun 1941 yanmdan geçerken Türkiyeden gelme Cumartesi ve pazar Manila fena halde bir Yahudiye rasladım. Bir arkadaşile bombalandı. Dört beş gündür Manilada birlikte bir Japon askerile konuşurbir tatildir gidiyor. Bütün bankalar ve ken Suriyeden bahsettiklerini duydum. resmî daireler kapalı. Ortada dolaşan ri Yanlanna gidip tanıştım. Beni iki gündür evine öğle yemeğine davet ediyor. vayetlere göre hükumet mahsus bu taKendisi ve karısının annesi, babası türktill uydurmuş. bankalardaki bütün çe konuşuyorlar. Yirmi sene kadar e\rvel tınlan Corregidor adasına taşıyormuş, Türkiyeden buraya gelmişler. Beni beş Manila, 30 ilkkânuD 194 altı tane daha Türkiyeden gelme Musevî Bugün gündüzün İki defa Japon tay ile gene Türkiyeden gelme bir Ermeniye yareleri Manilaya geldiler. Sur içindeki tanıştırdılar. Hepsi ticaret yapıyorlar. eski Manila Japon bombalarile yanıyor. Harbden evvel iyi para kazanıyorlarmış. Burasının bir kısmını askerî daıreler iş Manila'nm en güzel eğlence yeılerinden ve en iyi kumarhanesi olan *Hoy lay> gal ediyordu. Evleri yakılan halk, meydanlıklarda ın sahiblerinden birinin de Türkiyeden yatıp kalkıyorlar. Geçen gün bir kilise gelme bir Ermeni olduğunu söylüyorlar ve mektebe bombalar isabet etti. llanila Dün bu yahudi ahpabla şehrin nehir borun açık şehir olmasına rağmen bomba yunca Japon bombalarile harab olan kılanması Amerikada büyük asabiyet u sımlannı dolaştık, Bir otomobil nehir yandırdığı anlaşıhyor. Gazeteler ve rad kenannda giderken iki bomba arasında yo buraya yardımın yolda olduğunu iki kalıp yanıp kavrulmuş, içindeki dört kişi derhal ölmüs. gündenberi söylüyorlar. Salâhaddin Engez Aşevleri bütün fakir vatandaşların ihtiyacı için açıktır Kızılay aşhanelerinden imam, bekçi gibi aylık alan bazı kimselerin de İstifade ettiklerine dair dünkü gazetelerln birinde bir şikâyet yazısı çıkmıştır. Kızılay aşevleri komitesinden bize verilen malumata göre bu şikâyetler yersizdir. Çünkü, mahallelerde, aşevlerinden aş alacak fakirlerin tesbiti işini Kızılay müessesesi üzerine almamış, bu vatandaşlar, Parti ve zabıta tarafından müştereken yapılan incelemeler neticesinde tesbit olunmuştur. Kızılay namına salâhiyetli bir zat, bu mevzu etrafmda bir muharririmize demiştir kl: « Kızılay, her zaman felâkete uğramış vatandaşların İmdadına yetişen bir hayır müessesesi olmak İtibarile yaptığı yardımların tamamen mahallme sarfedildiğini görmek ister. Bu bakımdan, fakir olmıyan kimselerin aşevlerinden yemek almalan elbette doğra olamaz. Ancak, fakirliğin ölçüsü nedir?. Bugünkü hayat pahalılığmda 20 30 lira geliri olan bir adama fakir demiyecek miyiz?. Kızılay bu aşhaneleri, dilenciler için değil, şüphe yok kı üç beş kuruş geliri olan fakir vatandaşlar için açmıştır. Tabağma kırk para ücret alışımız da bu aşhanelerden İstifade edenleri çanağını, umumî merhamete açmış insanlann durumuna düşürmemek İçindir. Her kîm, fakir olduğunu isbat eden vesika ile aşhanelere müracaat ederse, ona kazanlarımızda pişen yemekten vermeğe mecburuz. Gerçekten ınuhtac olmıyan kimselerin bir tabak yemek peşinde koşmıyacaklan hemen hemen muhakkak oldujjuna şöre, fılân yerdeki imamla, filân mahalledekl bekçinln de fakirler arasında yemek almağa gelmeleri 17000 kişinin büyük yekunu arasmda bir şey ifade etmiyeceği tabiidir. Bu neşriyatta, Kızılayın hizmetini küçümsemek gibi aykırı bir niyet olmadığına emin bulunmakla beraber, gazetelerimizden, verdiği sözü tutmakta daima birinci gelen bu şefkat müessesemize karşı daha hakşinas olmalarmı bekleriz., haberleri Şahne eserinin Kızılayın şefkati istihalesi ve biz Roman ne kadar yakın bir tarihin edebî nev'i ise; sahne eseri o kadar İlk medeniyetlerin; destan ve epope ile adım atmış edebiyattır. Eski Çin ve antik Yunan tiyatrosu şürin vukuunu hemen takib eden mahsuller oldu. Çin sahne eserinin tasavvur, teknik ve İnşası o kadar başka ve yabancı bir çerçevededir ki, garb tiyatrosuna ne müessir olabilmiş, ne de onu İlgilendirebilmiştir. Fakat antik Yunan trajedisi o kadar bizimdir ki, şekil ve tekniğinde geçirdiği bazı istihaleler bertaraf; vak'a, psikoloji ve hareket bakımlarından modern tiyatro eserine hâlâ örnek olmaktadır. 2500 sene evvelki Eşilos'un herhangi bir trajedisile; Aristofanes'in bir komedisini hiç çekinmeden bugün de sahnemize vazeder ve zevkle seyredebillriz. Devir yapan büyük Avrupa romam, cihan İmparatorluklarile realist lerin mahsulüydü. A\Tupa sahne eseri İse usulunü doğrudan doğruya eski Yunan trajedisinden aldı. Onun İçindir ki bu talih, hiç bir tefriki gözetmeden her kültür milletine, facia yahud mudhikenin san'at güneşinde ısınmak hakkmı bağışladı. Fakat buna rağmen, bu bağışlama gene bir nebze milletlerin yaradılış nizamma tâbidir. Piyes muharriri yetiştiremiyen Türk edebiyatmda Fuzulî, Portekiz edebiyatmda Camoes, İran edebiyatmda Hafız ölçüsünde dev ia'rler var. Şu halde yalmz kültür milletleri demekle tam hükmün terkibinl vermJş olmayız. Daha doğrusu; lisan, medeniyet ve gelenek bakımlarından eski Yunandan müessir olmuş; filoloji ve lengistiklerinin aslan payım antik dünyaya borclu mılletler, Yunan trajedisini kendi klasisizmlermde yaşatmışlaıdır. Onun için Shakespeara olçüsünde klasik piyes müeliifini İngilterede, Calderon'u İspanyada, Racine'i Fransada, SchUler'i Almanyada buluyoruz. Halbukl, İtalya Lâtinliğin en has varisidir. Oraya Lâtin, diğer milletlerde olduğu gibi dışardan gelmedi. Harsınm ceddi, tefekkürünün usaresidir. Romalılar, Atinalılar ölçüsünde sahne eseri mübdii yetiştiremedikleri gibi; birinci derecede varis İtalyada da klasik piyes müellifi yoktur. Romalı şairler Ovidius ve Virgilius'un halefleri İtalyalı şairler Tasso ve Dante oldular. O kadar. Tetkik ve Tenkid Bu Pazar yapılacak at koşuları 10 (Teiefonla) Ankara at yanşlannın 12 nctsl önümüzdeki pazar günü yapılacaktır. Haftanın programı aşagıdadır: Birinci kosn: Mesafesi: 2000 metre. Buket, Demet. tklnei koşn: Mesafesi: 1600 metre. Kader, Soydan, Yabangülü. Üçüncü koşu: (Çalı manialı) mesafesl 3500 metre. Alceyl&n, Cesur, Gülcan, Bekban. Dördüncü koşu: (Handikap) mesafesi: 1800 metre. Bora, Tarzan. Hızır, Yılmaz, Alofc. Dabi, Can. Beşinci koşn: Mesafesi: 2000 metre. HeybeU, Rest. Çiftebahis: 3 4 üncü koşular üzermdedir. Celaleddin Ezine labilir. Müellıfin görüşüne tâbi olan bu iki usulden İkincisi modern trajedi İçin daha elverişlidir. Çünkü his ve İhtirasların dışa akisleri daima psikolojik hareketin zararma olnıuştur. Geçen Umumî Harbden sonra, bir zamanlar moda olan, dış hâdiselere birinci plânda yer veren piyesler, İstikrarını bulamadılar, karışık bir devrenin İflâsı oldular. Milletler tabiî hallerine avdet ettikçe muharrir eserinin içini İşliysbildi. Ve artık piyesin ahengi vak'alarm hareketi değil, fakat psikolojinin hareketi oldu. Bu yeni usul, romantiklerden kalma eski bir âdeti; yani tiyatroyu bır »tirade. nıanzumesi ve senfoni ahengi olmaktan kurtardı. Avrupa sahne eserinin istihalesi önünde bizim durumumuz nedir? Garbda klasik piyesin tekâmülü devrinde blzde divan şairleri hükünırandı. Tanzıraat sonrası; Şinasi, Ebuzziya ve Âİİ Bey gibi muharrirlerin ekseriya birer perdelik komedilerine; Namık Kemaün hamasî faciasma yol açtı. Bu bir perdelik komediler, vodvil çeşnisini aşmıyan fena bir Fransız bulvar tiyatrosu taklidi olmakla kaldılar. Namık Kemalin vatanî ve millî piyeslerl bizce o yüksek duygulan kamçıladıklan için mukaddestirler. Fakat sahne eseri bakımından; teknik İptidailikleri, zayıf İnşalarüe hiç bir kıymet ifade etmez ve tiyatro tenkidinin dışında kahriar. Bunlan takib eden Recaizade Ekrem Bey ve Hâmid var. İmaginatif büyük şair Hâmidin nazmmdaki hayal derinhğine hayran kalır ve iftihar ederiz. Fakat tiyatro müellifi Hâmid isminde bir büyük adam mevcud değildir. İngiiiz ve Fransız klasiklerini acenıice tatbik eden. sahneye vazları imkânsız; müptedi sahne eserleri milletlerarası Yazan: tenkidinin dışmda kahriar. Hâmidden sonra?.. Hâmidden sonra hiç bir şey yok! Bugüne kadar, romancılarımız ayarır.da garba övünebıleceğimiz piyes müellifimiz mevcud değil. Acaba, hâlâ mütekemmel millî bir sahnenin teşekkül edememiş olması yahud mevcudların kâfi gelmeyişi ve dolay.sile rejisor ve mümessil kıtlığı; fonetik eksperimantal müesseselerinin bulunmayışı ve türkçenin fena telâffuî edilişi bizde sahne muharririni yıldırdı mı? Çünkü piyes yazan adam lçın kalem kâğıd kâfi değildır. Eserini oynanmak için yazar. Onun da bir marangoz ustası gibi tâli yardımlara, «accessoirs» lere ihtiyacı vardır. Tiyatro, sahne vazıı ve aktör gibi... Acaba, bizde kadımn sahneye ?eç 51kışı, tiyatroyu garbın tekemmülünden uzak mı bıraktı? Fakat Japonlarda da böyle olmuştu. Onlar da bizim orta oyunumuzdaki gibi zenne rolüne erkeği çıkarırlardı. Fakat bugün Japon tiyatrosu garba parmak ısırtıyor. Ankara İstanbul boks maçı Yardımsevenler Cemiyeti menfaatine İstanbul ekipile karşılaşacak olan Ankara boks takımı bugün şehrimize gelecektir.. Ankara takınu: Rıdvan, Kemal, Oktay, Ziya. Hikmet, Nihad, Kenan ve Kâmilden müteşekkildir. Ankara tstanbul boks maçı 13 birincikânun pazar günü saat 11 de Tepebaşı Şehir Tiyatrosunda yapılacaktır. tstanbul ekipi de, Con, Halid, Adnan, Necıb, Ali, Hüseyin, Cevdet ve Şeriften ibarettir. Müsabakalar 3 ravund olarak ve Türkiye boks talimatnameslne göre yapılacaktır. Manila, 1 ikincikânnn 1942 Dün aksam şehlrdeki gaz depoları Amerikan kuvvetleri tarafından atcşe verildi. Japonlann Manila'ya 100 kilometre mesafede olduklan söyleniyor. Dün gece top seslerine benzer gürültüler Işıttim. Bu sabah gazeteler, Japonların ilerlediklerini, Manila'nm haricle her türlü ınuhaberesinin kesildiğinl bildiriyorlar. Bütün telgraf merkezleri Amerikalılar tarafından tahrib edilmiş. Bugün öğleyin saat birde radyo İstasyonu son neşriyatını yaptı. Herkes kederli. Manila 2 ikincikânun 1942 Bugün öğledenberi etrafta brkaç gaz deposu ateşe verildi. Bu akşam üzeri saat alü, yediye doğtu Japon askerleri kamyonlar içerisinde şehre girdiler. Bundan evvel de Japon tayyareleri şehre «silâh kuüanmayin, güzel Manila'yı harab olmaktan kurtarın. İstiklâlinize kavuşmak için yegâne yol Japon askerî kuvvetlerile eiele vermektir.. gibi yazılan taşıyan kâğıdlar attı'.ar. Bu gece saat 21 e doğru Japon askerleri oturduğum Amerikan European Y. M. C. A. yı İşgal ettiler, Herkesi odalarma gönderip kimsenin aşağı inmemesini tenbih ettiler. Cumartesi günü ögleye doğru Japonlar Y M. C. A. da oturan herkesi kamyonlara doldurup eş3'alanmızla birlıkte «Bo Vien Hotel» e götürdüler. Bütün bu yüz yirmi kişi kadar halk en alt katta döşema üstünde üç gün oturduk. Kapıya dikilen nöbetçi neferler kimsenin dışarı çıkmasına müsaade etmiyor. Cumartesi günü akşamı otel bize biraz pirincle şekersiz zehir gibi kahve verdi. Gecelerı iskemIpjer üzerinde uyuduk. Bu sabah Mihver ve bitaraf devletlere mensuD olanlan serbest bıraktılar. Ben üç beyaz Rusla «Congress Hotel» e geldim. Öğleden sonra Japon konsolosluğuna gittim. Konsolosu bulamadjm. Isviçre konsolosluğuna uğradım. Bana yardım edemiyeceklerini söylediler. Manila, 7 ikincikânu» 1942 Dün bir Rus arkadaşla otelden çıkıp bir pansiyonda müşterek bir odaya taşındım. Ayda odaya 25 peso (12,5 dolar) veriyoruz. Yemeklerl kendimiz pişirîyoruz. Şehirde müthiş bir yiyecek sıkıntısı var. Düne kadar ekmek bulmak çok lordu. Bugün bir kaç lokantanm açıldığını gördüm. Yemeklerin fiatlan çok artmış. Bugün bitaraf devletlere Mihver tebaasmın kayıdlarına başlandı. Ben de bugün kaydoldum. Oradan da tekrar Japon konsolosluğuna uğradım. Bugün zoıla konsolosu görebildim. Kendisine vaziyetimi anlatüm. Cevaben bana, şimdilik bir şey yapılamıyacağını, beklememi ve Manila'da Türk vatandaşı aramamı tavsiye etti. Manila. 10 ikincîkâmın 1942 Oturduğum pansiyonda tamştığım klmseler arasmda Filipinlerin cenub adalanndan gelme üç müslüman Filipinli üniversite talebesi, kocası Filipinli bir z?bit olan bir Aırıerikalı genc kadın, üç beyaz Rus kadını, bir Avusturyal". bekâr bir adamla. gene diğer bir evli Avusturyalı genc bir adam var. Geçen gün Manna'da Üniversitede »okuyan bu müslüman Filipinliler bana geldiklsri cenub FiHpin adalarmdaki halkm ekserisinin Ortada dolaşan rivayetlere göre asker taşıyan iki yüz Amerikan gemisl Fİlipinlere gelmiş. Hava günden güne kıaşıyor. Manila, 14 ikincikânun 1942 Japonlar, ihtiyar erkek ve kadınlarla küçük çocuklu kadınlan kampa götürmüyorlar. Bilhassa küçük çocuklara karşı sevgileri pek fazla. Bir çok defa Japon askerlerinin küçük çocuklari okşadığım, onlara feker verdiklerıni gördüm, Dün oturduğum pansiyona Japon askerleri geldi. Ev sahibi Amerikalı olduğundan evin İşgal edileceğini söylediler. Para bakımından vaziyetim günden güne beni daha fazla düşündürecek bir hal alıyor. Bu sabah evdeki müslüman çocuklardan biriyle Amerikan Kızıthaçına gidip vaziyetimi anlattım ve yardım İstedim. Beni tSanta Rita Hall» e göndci diler. Oğleden sonra «Santa Rita» ya taşmdım. İlk girdiğim zaman odada üç kuru demir karyoladan başka bir şey göremedim. Bana odayı gösteron memuIstanbul tacirlerinin teberrüü ra karyolama ne zaman yatak koyacakİstanbul tacirleri Kızılay aşocakları larını sordum. Bana yatak verilemiyeiçin teberruatta bulunmağa karar verceğini söyledi. mişlerdir. Bu işde Ticaret Odası tavasEskl pansiyona uğra\ıp müslüman çosutta bulunacaktır. Ticaret Odası ve Ticuklardan bir küçük hasır alıp yatak caret Borsası kendi beş senelik tasaryerine karyolaya serdim. Diğer iki kar ruflarından Kızılay aşocaklarma 200 yolada iki Filipinli talebe yatıyormuş. bin lira vermişlerdir. Şimdi tacirler teOnların karyolalan da kupkuru. Vazi berruatta bulunacaklardır. yetimin acılığını şimdi daha bariz olarak duyuyorum. Yannm daha fena olması, Parti Talebe Yurdunda da kabil. Ne vakit buradan kurtulacağıyer kalmadı mı da kestiremiyorum. C. H. P. İstanbul Vilâyet İdare HeManila, 17 ikincikânnn 1942 Dün blrisinden İstanbulun boşaltılma yeti reislığinden: C. H. P. Erkek ve Kız Talebe Yurdlasma aid bir haber duydum. nnda yer kalmadığından beyhu'Je yere Burada sabah kahvalüsında bir dilim müracaat edilmemesi ilân olunur. krcekle şekersiz kahve, ve öğle, akşam yemeklerinde ekseriya ekmeksiz olarak Nişantaşı Kız Enstitüsünde suda haşlanmış pirincle balık veriyorlar. Nişantaşmda Kız Enstitüsünde talebenin hazırladığı kış modelleri dün kalabalık bir davetliye gösterilmiştir. Davetliler arasında Valimizin refikalan da bulunuyoTdu. Teşhir edilen modeller büyük takdirle karşılanmış, bu eserleri Bu mllliyetçl Türk şairinin ölümü hazırhyan talebeler tebrik edilmiştir. dolayısile (ÇINARALTI) husnsî bir Feci bir otomobil kazası sayı hazırlamıştır. Evveîki akşam; Beyoğlunda Şişhane Emin Bülend'in yokuşunda bir otomobil kazası olmuştur. Henüz numarası ve şoförü öğreniHayatını, bir çok restmlerinl ve hiç lemiyen bir otomobil, yoldan geçen otuz bir yerde çıkmamış en son şiirini beş, kırk yaşlarmda bir erkeğe çarpmışbu nüshada bulacaksmıı. tır. Kafatası çatlıyan bu adam, kaldınldığı Taksim Vakıflar hastanesinde ölmüştür. Kendlsinin, adamm yatakta sayıklamasından Alı oğlu Mustafa isminde biri olduğu sarulmakta ise de, üYAZAN: zerinde her hangi bir vesika bulunmamıştır. Dolayısile, hüviyeti henüz belli değildir. Cesed. hüviyeti anlaşılmak üzeBüyük Türk tarihçisi profesör Mükre morga kaldırılmıştır. rimin Halil'in (Sultan Süleymanm Karnesiz ekmek satıyormuş büyüklüğü) adh bu makalesi bütün Azabkapıda kilosu bir liradan karTürk gencliğini ve Türk münevvernesiz ekmek satan Yasef dün sabah cürlerini alâkanlandıraeak bir mümeşhud halinde yakalanmıştır. Yakıymettedir. sef ekmeklerin mısır unundan yapılmış olduğunu iddia etmiştir. Maznun millî korunma mahkemesine sevkedilecektir. Acaba, ara sıra türiyen tiyatro muharrirl müddeilerimiz, sahne tekniğine tamamile bigâne kalarak melodram sahnelerine, bitmez tükenmez tefelsüf ve içtimaiyat nazariyelerinin münakaşasına, romantik şair monoloğlanna iüzumundan fazla yer verdikleri İçin rol eserlerini kendileri öldürdüler? Acaba kâfi tiyatronun bulunmayışı ve pek az eser seyretmek zarureti müellif yetişmesine engel mi olmuştur? Zira, roman muharriri ne kadar okumakla olgunlaşırsa, en kudretll ( piyes müellifi de en çok piyes seyretmiş adamdır. Acaba... Acaba?... Yerimiz .nüsaid olsaydı bu «acaba» ları mütemadiyen sıralıyabilirdik. Fakat her halde müspet bir vaziyet var ki; o da. garb ölçüsünde Türk piyes müellifinin daha doğmamış olması acı hakikatidir. Beden terbiyesi yardımcı kvrsu açıldı Kız mektebleri için yardımcı hoca yetiştirmek maksadile kurulan Beden Terbiyesi kursu dün Çapa Kız Muallün mektebinde açılmış ve derslere başlanmıştır. Bir ay devam edecek olan bu kursta 40 namzed çalışmaktadır. Mekteb voleybol maçlan Kız mektebleri voleybol maçlan bugün Eminönü Halkevinde yapılacaktır. Bu günkü maçlarda, Cumhuriyet tstanbul, Çamlıca Şişli Terakkl liseleri karşılaşacaklardır. Basketbolcular bugün Ankaraya gidiyor Ankarada yapılacak basketbol turnuvasına iştirak etmek üzere İstanbul ve Edirne ekipleri bugün Ankaraya gideceklerdir. Celaleddin EZİNE Mektebler maçı Dünya edebiyatuım şaheserlerinden... İ P E K TÜRKÇE SÖZLÜ Sinemasmda Filimlerin şaheseri IPEK FILM Stüdyosunda 6 ay emek verilerek süzel dilimize cevrilcn Dun Şeref sahasmda yapılan mektebler maçında İstanbul lisesi, İstiklâli 21 mağlub etmiştir. İstanbul spor kulübünün kongresi İstanbul spor kulubü başkanlığmdan: 12'12/<J42 cumartejl günü saat 15 te Emınonü Halkevindo kulübümüzün senelık kongresi yapılacaktır. Ekseriyet nisabı olmadığı takdired 19/12'942 de ayni mahal ve saatte yapılacağmdan alâkalı ve mukayyed azanın teşrlfJeri rica olunur. Emin Bülend Klasik garb trajedisi umumiyetle manzumdu. XIX uncu asrın ortasına, modem sahnenin başlangıcma kadar dramatürj ayni zamanda şairdir. Klasik sahne eserinin bu şair dramatürjü; eski Yunanistanm verdiği usulden başka bir usul veremedi. Cüz'î farklan, ancak teknik inşada, felsefe metodunda ve sosial görüştedir. Hattâ bazı garb klasiklerinde Yunan tiyatrosundaki «koro» nun mevcudiyetine bile şahid oluyoruz. Bunlarm arasında, sahnenin dört yüz sene sonra alabileceği bugünkü istihaleyi sezebilen yalnız Shakespeare var. Yalnız o İstikbalin kâşifidir. Onun için bu dâhinin hâlâ kâabına vaTılmadı. Onun için eserleri hâlâ zinde, hâlâ taze, hâlâ yenidir. Dığerleri yalnız Yunanın sistemini değiştirmekle kaldılar. Bu sebebler gözönünde tutulacak olursa; XIX uncu asır ortalanna doğru başlıyan romantik tiyatro hareketinin; meselâ bir Goethe'nin klasik romantizminden, bambaşka bir hareket olduğu anlaşılır. Avrupa sahnesinde romantizm çok uzun sürmedi. Buna İki mühim sebeb vardı: İskandinav Slav baskısı, sahneye en uygun şekli, realizmi benimsemiş ve yaymağa başlamıştı. Piyes her şeyden evvel bir konuşma ve hareket olduğuna göre realizm onun en hakikî şekliydi. Bugünkü modern tiyatromuz bile antik klasisizmin İskandinav Slav realizmıle müşareketinden başka bir şey değildir. Ikinci sebeb büyük romanm doğuşu oldu. Realist roman doğmamış olsaydı; sahne eserinin bugünkü realist tekâmülünü güç tasav\'ur edebilirdik. Meselâ Rusyada piyes müellifi Çehov, romancı Dostoievski'den İngilterede piyes müellifi Shaw, romancı Dickens'ten, Fransada piyes müellifi Bataille, romancı Flauberften sonra yazdılar. Modern piyesin romandan istianesi, sahne eserinin usuldeki kolaylığına mı delâlet eder? Bir bakımdan, piyesin iki mühhn elemanı hareket ve dialoğ olduğuna göre; şahısların psikolojüerini mükâlemenin; vak'ayı da hareketin süzgecinden süzerek iki şuurî temerküzle göz ve kulaklara hitab ederek hâdiseyi filen göstermek, elbette okuyucuya hayalen nakl ile idrak ettirmekten daha kolaydır. Fakat diğer bakımdan, muayyen bir nizama riayet mecburiyeti, piyes muharririni romancının bilmediği ağır şartlar altında çalışmağa İcbar eder. Romancı tek şahıstır; kimseye heseb vermeğe mecbur olmadığı gibi, mevzuunu da istediği gibi işliyebilir. Halbuki piyes mübdii sahnenin sabit kanunlarma bağlıdır. Çünkü piyes, yazan, sahneye koyan ve oynıyanlardan müteşekkil bir işbirliği olduğu içindir ki; şahısların mükâlemeleri ve hâdisenin me\T;uu mücerred fikirlerin yalnız kâğıda dökülmesi değil, fakat tiplerin ruh ve hareketlerinde insan olarak yaşabiması demektir. Piyes okunmak İçin değil, görülmek için yazılır. Hattâ bir piyesin okunduğu zaman fena oJuşu, sahneye vazedildiği vakit iyi olacağma delâlet eden en hassas ibredir. Bu sebebden bir romanda müsamaha Ue karşılıyabileceğimiz uzun monoloğlar, felsefî ve İçtimaî nazariyelerin münakaşası. hareketsiz mütemadî mükâlemeler piyeste eseri öldüren teknik bilgisizliklerin mahsulleridir. SainteEeuve: «Dramatürjün birinci vazifesi piyesin tekniğine hâkimiyettir., dediği zaman ne kadar hakhdır. Piyes tekniği, dramatik hareketin ahengi yaratmasında, yahud psikolojik hareketin seyrinde o ROMEOveJÜLİET Muazzarn aşk ve guzellik destanl. Heyecanlı Nefis ve harikalarla dolu zengin sahneîer Baş Rollerde: Bir motörümüz batırıldı Burgazdan 35 ton hamule ile limammıza gelmekte olan 45 tonluk Hicipoglu motorü Karaburunla Darboğaz mevkii arasında seyrederken birdenbire motorün 400 metre açığında bir denizaltı gemisı peyda olmuştur. Kısa bir müddet motörü takib eden denizaltı gemisi hiç bır işaret vermeden topu ile ateş ederek motorü batırmış ve tekrar denize dalarak kaybolmuştur. Buyuk bir tesadüf motörde bulunanlardan yalmz bir tayfa ağır surette yaralanmıştır. 7 kişiden ibaret olan motör mürettebatı yüzerek Terkos civarma kadar gidebilmişler ve Kutlu vapuru tarafından orada kurtarılmışlardır. Şehrimize gelen kazazedelerden yaralı olan tayfa Beyoglu hastanesine yatınlmıştır. Alâkadar makamlar tarafından talıkikata başlanmıştır. NORMA SHEARER LESLİE HOWARD Ve binlerce figüran Fılmin uzunluğu dolavısile seanslar 2 4,15 6.30 ve 9 da T A K SIM Sinemasmda Şöhretİ bütün dünvays yavılan. beste ve nağmeleri herkesin ağzında dolaşan BÜYÜK ROSLINSLAR... SERENADLAR ŞAHESERİ Türkçe Sözlü İspanyolca Orijinal şarkılı Baş rolde: Bütün dünya sinema severlerinin biricik mahbubesi ateşli yıldlz KARMEN Gördüğü fevkalâde rağbet üzerine Sultan Süleyman l İNPERİO ARJANTİNA Daha bir kaç gün gösterilecektir. Avrlca: M=tbuat Jurnsll. No. 5 Memleket haberleri Zeytinyağı 205 kuruş Yeni mahsul zeytinyağlan dün piyasada 205 kuruştan satılmıştır. Yalnız bu vağlar Ayvalık menşeli olarak gösterilmiştir. Profesör Mükrimin Halil SARK'ta Meraklı ve esrarengiz vak'alarla askln ilham ettiği faciaIarm en heyecanlısı... KALBLERI BU AKŞAM tam 9 da Konservatuvar tarihî Türk musikisi konseri Konservatuvar tarihî Türk musikisl heyetinin her ayın ikinci haftasında İstanbul halkının da kolayca gelebümesi ve dinliyebilmesi için EminönU Halkevi salonunda Sosyal Yardım şubesi namına bir konser vermesi temin edilmiştir. Birinci konser 15 birtncikamm salı günü akşamı saat (21) dedir. Davetlyler Halkevinden tedarik elilebilir. Fiatlan bir ve yanm liradır. : Rekabet, intikam. ldn ve ihti5 raslann yarattığı elem ve : ıstırablann en acıklısl... HAYRAN ÇINARALTI Mecmuasının yannki sayısında TESHİR EDECEK BİR MACERA, HERKESİ EDECEK BİR HAYATIN HAKİKÎ ROMANI: Meşhur bir Alman musiki heyeti şehrimize geliyor KIRMIZI CİC1K En hazin ve uhn aşklarm sehhar ve parlak yıldızı Altın 30 lira Altın fiatlan düşmekte devam etmektedir. Dün bir Reşad altmı 30 11raya ve külçe altının gramı 405 kuruşa kadar düşmüştür. ı Çiçek aşısı devam ediyor j Breslavın meşhur Şilezişe Ştart kuvarteti önümüzdeki pazar günü sabahleyin ekspresle Avrupadan şehrimize gelecek, doğru Ankaraya giderek Halkevinde iki konser verdikten sonra şehrimize avdetle ayın 17 ve 18 inci perşeşme ve cuma geceleri saat 21 de, Eminönü Halkevi Sosyal Yardım şubesi menfaatine Şark sinemasmda iki konser verecektir. OLGA TGHEGHOWA'nın ALBRECHT SCHOENHALS ve KAMİLLA HORNN ile müştereken canlandırdıkları ask. heleean. heyecan hislerini bir araya toplayan emsalsİ7 bir eser. Biletlerinizi evvelden sldlrlnlz. T E L E F O N : 40380 Arjantina şaheserinin unutulmaz yıldızları ^ ELHAMRA'dal SÜRTÜK Son haftadan istifade ediniz. Ayrlca: Cuma günü bayram İstanbul Müftiliğinden: 17 birincikânun 942 tavihine musadif perşembe günü zilhiccenin dokuzu olduğundan arife. cuma günü de kurban bayramı olduğu ilân olunur. Bayram namazı Saat Dakika 8 11 Yurdumuzun daima itilâsına çalışan ve elde ettiği teberruatı Kızılay ve Çocuk Esirgeme Kurum'arile paylaşmakta olan Türk Hava Karumuna her vesile iîe j'ardımda bulunmak vatanî bir vazife olduğundan bu kere bavramda kesilecek kurban derilerile barsaklarının da başka tarafa sarfedilmeyip mezkur Kurum emrine verilmesi J yükse'.mesini bir gaye b'len sayın ahalimızden rica olunur. BETTY 6RABLE DON AMEGHE ROBERT CUMMİNCS •nerikan sinemaclllğlnln yeni bir filim harikasmı yarattllar Asrî Gangster MİÂMİDE MEHTAB Arjar.tina gibi en son sistem tabiî renkler... Nefis müzik... Harikulâde eğlenceü mevzu ve sahneler... Büyük mizansen... Muhteşem danslar... Gözleri kamaştlran bir güzellik... 16 birincikânun carşamba gecesi büyük sinema müsameresi olarak CBlood Money) GEORGE BANCROFT Frances Dee Judith Anderson CU^URÎYET Nfchao Senelik Alb avlıh Üc avlık Bir avlık 5 kurusrur ı ! i : Tü«"kive "' lctn 1400 K i 750 . 400 . 150 . Baric ıcln 27110 R r 1450 . 800 . Çiçek hastalığı aşısına dün de her tarafta devam edilmiştir. Bazı kazalar evvelki gün öğleden sonra aşı kalmadığmı Sıhhiye Müdürlüğüne bildirmişlerdir. Müdürlük dün sabah bütün kazalara yeniden ihtıyaçlan nispetinde aşı göndermiştir. Yukanki resim, Eminönü Halkevinde aşı tatbikatıru göstermektedir. MELEK ve İPEK Sinemalannda ^ B Yoktnr Uat• • V.metemize eönderiien evrah ve vazılar nesredilsio edllmesln lade edilmez ve ziyaından mes'tılİTei fcabol olnnma». bîrden DIKKAT: Numarall koltuklar bugünden İtibaren satllmaktadlr.