21 Haziran 1942 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

21 Haziran 1942 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Gezme9 tozmaya dair Kaça gezilir Vapurda yer Biraz hava alalım Asid sarmısak Nasır acısının kökü Don Kişot arabacı Hayvan hakkı Hünkâr suyunda safa Bütün varlıklar ona hitab ettikleri Kim gezme derse, zaman ve mekânla için olacak ki intozmayı beraber çerçeveleniyor. Bun sanlarl çok derinsöyler: lar haricinde hiç den kavrıyarak zabir şey tasavvur e Gezdik, tozduk, manın adeta sahibi dilemiyor. Hiç olgeldik gibi. Çünkü oluyorlar. mazsa biz öyle biliyoruz. cNerede?» ve cesaret farkları, mizac, karakter ve zetoz bizim göz sürBütün felsefeler dahi mekânı lemsii rırsınız. Oradan ver elini meselâ Hün«ne zaman?> sorularile mekân ve za kâlarmm hususiyetlerinden gelmekte eden «duruş» ile zamanı temsil eden memizdir. Ayağımıkâr suyu... Yürü bre yürü. manı öğrenmek istiyoruz: Bunlarm dir. Bunlardan ilk evvelkiler bilhassa «oluş» tasavvurları üzerine kurulmuşzın, burunlarımızın Çünkü her biri puslasım şaşırdığımız vakit aklımlzm ca geçmişe bakarlar, vaziyetleri sarih*ir. lardır. Heraklit'ten başlıyan oluş felsedeliklerine, dişleribirer (Don Kişot) bozulmuş olduğunu görüyoruz. Mekân Fakat felsefe tarihçileri henüz olma fesi en son şeklini Bergson'da bulduğu mizin arasına kadar kesilen arabacılar.. nerede başlıyor, nerede bitiyor? Bunu işler. Onun içindir ki bizde: Dağıtma birliklerinin vazifelerine aid bilmediğimiz gibi zamanın da nerede mış şeyleri de bildirmek teşebbüsünde gibi biyolojideki «tekâmül nazariyekri» Kurumuz ve kağşa Vur abalıya! âdet olmuştur. Zira mış, rengi atmış kararname bastınlarak dün bütün halk başlayıp nerede biteceğini bilmiyoruz. bulunduklarl için daha çok peygam de zaman alanmdakl hayatî değişmeleri abalar hep tozludur. Tozunu silkmek muşamba tenteh abirliklerine tevzi edilmiştir. Ayrıca ağır Fakat bunlarm İçinde yaşıyoruz, ve berleri andırırlar. Bununla beraber ay İfade ve İzah etmek gayesini takib ettiisçiler için müesseselerin verecekleri be bundan dolayı da, özlerine nüfuz eda ni zamanda az çok âlimdirler; ve ek ğinden zamanın fethi vadisinde atılnuş için de vururlar abalıya. rabalarina oturmuşyannamelerin suretleri de müesseselers mesek bile dış yüzlerinde olsun cevelân seriyetle yalnız düşünmek, sezmek ve ' büyük adımlardan birini teşkil eder. İstanbulda gezme gücdür, tozma ko lar, hıra beygirlerin Eğer zaman, arzln güneş etrafında gönderilmiştir. Her birlik için birer mü etmek ihtiyacile hiç olmazsa bu cihetten yazrhakla İktifa ederler; bir şey yapmalay! sivrilmiş kalça kekatettiği mahrekin mütecanis noktalarhür hazırlanmış ve dün mühürler kay fethedilmelerini İstiyoruz. Coğrâfya ve ğa savaşmazlar. Çünkü iki çocuk, bir hatun, bir de miklerine baka bamakamlıklara gönderilmiştir. Birlikler kozmoğrafya bu ihtiyaçtan doğarak biPeygamberler İse böyle değildir: A dan ibaret bir tekrarlar silsllesi değil siz dört kişinin şuradan şuraya gitmesi ka beş dakikalık mühürlerile 1 den 900 e kadar numara ze bütün mekânlarl fethettirmeğe ça lim ve filozof olmaktan ziyade psikolo de oluş felsefeleri ve tekâmül nazaribir meseledir. Sade para meselesi de yer için iki lira istiyorlar. Lâf ettiniz mi? hşıyor. Nitekim bugün yeryüzünde is jik bir tipi temsil ederler. Büyukleri ve yelerinin gösterdikleri gibi mütemadî ğil. O da bir derd ya!.. Bir Boğaz seferi Bu beygirler ne yiyorlar billyor almak tadır. Yapılan şikâyetlerden henüz beyan tediğimiz yere gidip gelebiliyor, ve hat küçükleri olduğu gibi sahteleri de var ve yaratıcı bir tekevvün ise zamanın yapsanız gidip gelme otuz küsur ku musun efendi? Beheri iki kâğıda (mah!) name almamış evler bulunduğu anlaşıl tâ göklerin sonsuzluğunu aşmak im dır. Bunları bir tarafa bırakırsak geri fethi dünya durdukça peygamberler isruştan, haydi çocuklan yarımşar say, demiyor. maktadır. Bu şekilde geciken birliklerin kânlannı arıyoruz. Bir zamanlar bunu kalanları yalnız söylemek veya yaz tiyecek değildir. Nitekim büyük peygene yüz kuruştan fazla vapur. Tram Yok canım, daha neler.. gamberler de bunu söylemişlerdir. O vay ne olacak? Yanm lira da onu tu Sen ne anlarsın? Bir hayvan hakkı. ekmek karnelerini vaktinde tevzi edemi hayallerimizle yapar; masallarda yarat makla kalmıyarak bunları yapmasım yecekleri tabii olduğundan halkın ek üğımız cinlerle periler yer ve gökleri ve yaptırmaslnı da bilirler. Çünkü yeni halde en son sözü tecrübeye ve »uurun Sus! Esek herif! Hayvan sensin! tun. Etti mi bir buçuk. Gittiğiniz yerde tasdikine söyleten âlimlerin yamnda nafile namazx kılacak değilsiniz ya! Bi Şlmdi seni polise veririm. Dur yahu! meksiz kalması tehlikesi varid görül dolaşır, gitmedikleri yer ve girnıedik aksiyon ve yaratır.alara önderlik ede henüz tecrübe edilmemiş veya ediiemektedir. Bunun için evlerine beyanna leri delik bırakmazlardı. İlk demleri cek telkinleri herkesten önce kendi'erer lokum yeseniz, birer su içseniz en Sen şu çocuklara göz kulak ol... Ben.. memlş şeyleri lçlerinden bildıimek is Efendi ne dedin? Bir hayvanın me verilmemiş olanlann birliğini bula rüyalarımızda, çocukluk çağlarımlzda rine yapmışlar ve yeni zamanların yeaşağı iki lira tutacak. Oldu üç buçuk. rak şahsan müracaatte bulunması lü hâlâ yaşıyoruz. Yerin dibi, göğün sonu gâne açıcıları olduklarına inanmışlar tiyen peygamberlerin bulunmasından Çocuklar yemiş, fındık, fıstık isterler. bugün hakkı dört kilo arpadır, diyecekgibi henüz gidemediğimiz yerler kor dır. Eğer zamanın bir ruhu varsa bunlar daha tabii bir şey olmamak gerektir. zumlu görülmektedir. Oldu sana beş papeL Eğer yemeği de tim kunc, azametli göründüğünden birinde denebilir ki onun sözcüsüdür ve sankl Buna göre peygamberlerle âlimler bir Sen değil misin bana hayvan HakDün dahi bazı kaymakamlıklar ekmek dışarı da yiyecekseniz mutlaka on lirayı Şeytanı, diğerinde Rahmanı tasarliyo geleceği kadere göre yuğurmak İçin ya birlerine yabancı kalan bilgiciler değil, kı diyen. karnelerini Bölge İaşe müdürlüğünden gözden çıkarmah. ruz. Göklerin uîvî, yerin süflî sayıl radılmışlardır. Büyük peygamberlerin bilâkis birbirlerinl tamamlıyan kimse Ne olmuş dedisek? tesellüm etmediğinden kaymakamlıklara ması da bundan ileri geliyor. Bunu bir tarafa bırakın! Ya vapurdaki nasıl bir tarih açtlklarını ve insanlan ler olacaklardır. Eğer böyleyse «keha Bak hâlâ... Ay deli olacağım. ekmek karnelerini hemen alarak halk sıkınü? Ya tramvaylardaki hal? aslrlarca yuğuracak ne büyük bir tel net» den kaçınmak sonradan ânz olMeğer efendinin adı (Hakkı) değil birliklerine dagıtmalan bildirilmiştir. Zaten köprüde veya hareket iskeleYaşamak suretile tanıdığımız mekâ kin yaptıklarmı biliyoruz. Kendilerin muş bir korku sayılmak lâzım gelir. miymiş! Güç belâ sui tefehhüm İzale nın uzunluk, genişlik ve derinllk gibi den sonra bu çapta peygamberlerin gel Nitekim peygamber ruhlu olanlar bu sinde vapura geldiğiniz zaman av avedilir. üç bu'du, bize göre de ön, arka, sağ vs mediğini de biliyoruz. Bununla beraber korkudan daima uzak kalmışlard'r. lanmış, tav tavlanmış bulursunuz. HerParasız olarak ahnacak Suya varılır. Vanlır kl mahşer. Ne Bilmek yalnız akıl ve tecrübeye insol tarafları vardır. Bunlarda, sonur.a daha küçük ve belki de pek küçük bir kes yerini almış. Sıralar haddinden duracak yer var, ne oturacak. Çocuktalebe kadar olmamakla beraber gidip gelme çapta olmakla beraber peygamberane hisar etmiyerek peygamberce sezişlerle fazla dolu... Size ancak kamarota veya lar yere çömelirler. Kahveci boyası siMaarif Vekâleti, bu yü lise, orta ve kabil olduğu için mekânı fethedilmiş rol oynıyanlar bunlardan sonra da gel de olduktan sonra akılcılar, tecrübekahveciye bir kaç kuruş verip açılır linmiş saç bir masayı; öğretmen okullanna alınacak parasız sayıyoruz. kapanır keten iskemlelerden iki tane memiş değildir. Yalnız bunlar isükbal ciler ve sezişçiler olmak üzere uç nevl Buyurun beyim! diye öne sürer Zamanda da bu kadar İlerledik mi? hakkındaki sezişlerini sadece yazmak'a kafa var demektlr. yatılı talebenin kabul şartlan, miktarı tedarik etmekten başka bir ümid kalve elindeki pls gri renkll bezle şöyle Akıl, daha çok bağlayıcı, tecrübeci ve ve imtihan yapılacaJc okullar hakkında Geçmişten gelen ve halde bir an dur İktifa ederek bunlarm doğrudan doğmaz. Onu bulursanız çoeuklan bir isbir sildikten sonra gider. Siz etraftan duktan sonra geleceğe doğru giden za ruya tahakkukuna filen çalışmadıklan toptancıdır. Tecrübe İse bekleyici ve kemleye, bayam da ötekine iliştirir, iskemle toplar, masanın başma çöker bir talimat hazırlamaktadır. Bu yıl 2500 parasız yatılı talebe alma man ilk bakışta nereden gelip, nereve için kendilerini pek duyuramamışiar ve parçacıdır; adım adım gider, koşma ve siz de elinizde mendil bir taraftan en slniz. Az sonra çocuklara bierr gazoz, senizi silerken diğer taraftan Amavud hanıma bir lokum, size bir kahve ge caktır. İmtihana girecek talebenin pek glttiği bilinmiyen bir akar suya benri halkça tanınabilecek gibi olamamışlar atlamadan korkar. Yalnız sezlştir kl atköy, Bebek, Rumelihisan, Emirgân, İs lir. Biraz sonra dondurmacı uğrar. On iyi ve iyi derecede mezun olması ve o yor. Fakat bu su yalnız akmıyor, akar dır. Rousseau, Nietzshe, Gobineaud ve lamalardan hazzeder ve her atlayışta tinye, Yeniköy, Boyacıköy, Tarabya, dan da çlmlenirsiniz. Az sonra çocuk kuldaki durumunun müspet bulunması ken her şeyi değiştiriyor, yeni şeyler Karl Marks bunlarm başında gelirler. büyük zaman alanlannl katetmek İsyaratıyor, hiç olmazsa bize öyle gövü Jul Verne gibi daha küçük bir sahada ter. Büyükdere diyerek Boğazın iskelelerini ların karınları acıkır. Çantadan ekmek lâzımdır. Bununla beraber bu kafalardan hiç Öğretmen okullanna girecek talebeler nüyor. Bu itibarla zaman kumaşı, me yani teknik keşiflerln İstikbalini tebsayarsınız. Bu küçük coğrafya kur'u fay çlkanrsınız. Garson gelir: kân kumaşından çok farklı olmak lâ şir etmekte gösterdiği kehanetler düşü biri yanılmaz olmadığı glbi zamanı da dalıdır. Ayakta durduğunuz için gelen Affedersiniz. Dışarıdan ylyecek ge için de mekteb idareleri «ögretmen ola zım geliyor. Takvim yapraklarında ve nülürse zaman fatihlerinin boy boy ve henüz fethetmiş değildirler. Ancak yabilir> diye bir vesika vereceklerdir. Mügeçen size çarpar. Lâhavle çeekrsiniz. tirmek memnudur. saat kadranlarmda saydığımız bir zaman çeşid çeşid oldukları anlaşılır. şadığımız zamanı tfani» göstererek ebeBazılarına çıkışırsınız. Lâkin hakkınız Hoppala! racaatler ağustosun 1 inden 15 ine ka var ki buna boş ve mücerred bir zaman dî ve aslâ değlşmez bir «Cennet» hayall dar devam edecek, imıilıaıılara da 1 eyyok. İnsan hali bu! Bir yere gitmek is Ne yapalım beyefendi! Bize emlr dlyebiliriz. Çünkü gün ve dakikaları Bu seziş ve keşifler nasıl oluyor? Ru yaratmak suretiledir ki bizi yaratıcı zalulde başlanacaktır. ter. Siz yolun üstündesiniz diye geç böyle. saymakla zamanı anlamış olmadığımız hun şuur dediğimiz bir üst yapısı, bir manın beklenmedik sürprizlarinden miyecek mi? Ee ben nerede yiyeeeğim? Lise ve Universite kampları gibi fethetmiş de sayılamayız. Hakikî de gayri şuur denilen alt yapısı oldu kurtarmak ümidindedlrler. Bu da r e Tam önünde durduğunuz adam da Vallahi orasını bilmem. Ama isLiselerin birinci devre kamplan aym yani yaşanan zaman bütün varhklara ğuna göre bunların birer hususiyet ve olsa her halde tatlı bir hayal ve güzel havasını kesmiş olmanızdan şikâyetçidir. terseniz ben size biraz peynir, salata 23 ünde bitmektedir. Son sınıflann tesir eden, bir taraftan yıkarken bir vazifeleri olmak lâzım gelir. Şuur, ru bir teselüdir. Azicık şöyle durun da hava ala falan getireyim de o bahaneyle sizin kamplan 3 temmuzda başlıyacaktır. taraftan yapan yaratıfrı bir kudret ala hun uyanlk kısmmı teşkil etmekle beM. Sekib TUNC lım! diye seslenir. Siz kendinizl müdafaa yemekleri de ylyin!. Universite kamplarına da temmuzun nı gibi görünüyor. İşte asıl feıhedilmesi raber alınabilecek tesir ve tecrübelerin Öyle yaparlar. Yemekler yenir, sular 5 inde başlanacak, bu yıl Universite güç olan bu zamandır. Tekcrrür etmiyen çoğuna darlığı dolayısile kapalı kalmak edecek olursunuz: Yerli Mallar Pazarlarının Büyük dünya harbinin 1040 inci günfi Ne yapalım azizim! Oturacak yer içilir. Ağırlık basar. Akşam. Vapurda kamplan Pendikte yatılı olarak yapıla yalnız giden ve gerlye dönmiyen bu za ve gitgide katılaşmağa, donmağa gitGeneral Rommel birdenbire, gene taaroğlanın birisi şapkasını, hanım eldiven caktır. yok! mandır; tabiat ve İnsanlık tarihinin mek zaruretindedir. Hattâ bu kLsm, tevziatı ruza geçti; bir sürii karmakanşık mutekini, bey ekmek vesikasını kaybeder İçinde yuğrulduğu ve asıl bilmek ve gene ve en iyi olgunîuk dereccsinde Yerli Mallar Pazarlan tarafından ya harebeler ve köşe kapmacalar oldu. Ni Ben orasını bilmem. Biz bu vaev güç belâ gece saat dokuz buçukta Avni Meserretçîoğlu hakkın fethetmek istediğimiz zaman da bu za bulunduğu zaman bile yaratma ve ipılan pamuklu mensucat tevziatı 15 hayet bn meşhur Alman knmandanı, pura hava almak için bindik. Sen de eve dönerler. İşte blzde gezme tozma daki tahkikata dair bir tavzih mandır. Eskiden bu zam?ndan haber ve lerlemeyi temin edecek yeni unsurları temmuzda tamamlanacakur. 15 ağus İngilizleri tekrar geriye attı. geldin kazık gibi önüme dikildin. Biraz böyledir. 19 haziran tarihli sayımızda, Galata renler yalnız «kâhlnler» di. Fakat bun gayri şuurun .geçmişi, geleceği ve hall tostan itibaren yeniden tevzlata başlada başkasırun önünde dolaş da nefes Yüzde doksan beş vatandaşlanmlzın da tüccardan Avni Meserretçioğlunun ların kâhinlikleri mahduddu ve ekse temsil eden ve ayni zamanda bütün nıhi Şimdi 1940 eylulünde ve 1941 nisanınnacaktır. Bunun için 2 milyon fiş hazıralalım. bundan başka türlü gezlp tozdukları İzmirde tacir Hamdi Yılmaza 4 kam riya hükümdarlara bağlıydı. İnsanların tesirlere açık bulunan hazinesindcn alır. daki vaziyet tekerriir ediyor; İngilizler, lanmaktadır. Ağzını topla hemşeri. Ben kazık varsa ben buradayım. Marmarik çölünde Mısır hududnna dogsayesinde yon satarak 15 bin lira kaparo aldıktan münasebetleri artarak büyük devletler İnsanlar birbirlerlle onun değilim! Veda ziyafeti İşln daha tuhafı şudur kl bu mihneti scnra, ciheti askeriyenin el koyduğunu kurulma zamanı gelince geçmişi tespit duyuşurlar. Bir devrin müşterek ruhu ru çekiliyorlar. Gene Sidi Barraninin Ben sana kazıksın demedim. Kazık çektikten bir hafta sonra unutur ve Ankara Piyasal Bilgiler okulu müdür ismi işitilmeğe başladı. etmck vazifesi «vak'a nüvisler» e ve bu duyuşmamn bir tezahürüdür. Şuur söyliyerek kamyonları Muğlada bir kedeğilsin de demem. Yalnız uzatma da yeniden başlarlar. Böylece, şbndiye kadar, Libya çölünfin reste tacirine yüksek fiatla satmaktan rildi. Gelecekten umumiyetle haber ergeç kalıblaşmaktan kurtulamaz; fakat lügüne tayin edilen Hukuk Fakültesi biraz ileri git. Bu insan denilen mahluk çok taham suçlıı olarak yakalandığı, fakat milli vermek mazhariyeti de «Peygamber» le. gayri şuur daimî bir duyuşma içinde dekanı profesör Ali Fuad Başgil, Fakül köşelerini dört defa İngilizler, beş defa Kavga hazır. Onun için şöyle ses et müllü şeydir vesselâm. korunma Müddeiumumiliğinden savıış re nasib oldu. O hslde geçmişten ge mütemadiyen tazelendiği için ayni za te profesörlerine dün saat 13 «e Taksim da Mihvercfler kapmış oluyorlar. Bakamiyecek bir adamın önünü kollar, oB. FELEK tuğu için polisçe aranmakta olduğu ya len ve geleceğe doğru giden zamanın manda bir ilham kaynağıdır. Şuur İse kazlnosunda bir veda ziyafeti vermiştir. lım oyun daha kaç defa tekrarlanacak? raya durursunuz. Meselâ şişmanca bir fethini farihcllerle peygamberlerden olmuşa intibak etmek zaruretile muZilıyordu. Yeni pirinç mahsulü dudu. O mübarekler de yaz demez, kış beklemek lâzlm geliyordu. HaMkatsn ay;ejı bir şekil aldıktan sonra artık «Tahtaburunyan çetesi» Bu haber milli korunma MüddeiumuPirino satış ve fiatlannın yeni mahdemez sarmısak yerler. Ne ile yerler? de zamanın en geniş manosile fethinc tazelenemez olur. Peygamberler Yunus miliğinden verilmiş ve gazetemize de sule kadar bugünkü şeklini muhafaza eOrasını bilmem. Yemekten sonra mide mahkum oldu çalışanlar bunlar olmuştur. Vukıa fi Emrenin: ona istinaden neşrolunmuştu. Dün gene deceği bildirilmiştir. Ancak yeni mah Vali ve Belediye reisimizin, tam randımanil gıdaları öğütürken sarzik ilimlerln keşfettikleri kanunlar 5aîstanbul ve Beyoğlu cihetlerinde dük ayni Müddeiumumilikten öğrendiğimize Bir ben var bende benden içeru sulden sonra bu hususta bir karar verimısak esansı olanca kuvvetile dışarı kân ve evlerden müşterek olarak hırsız göre filhakika Avni Meserretçioğlu hak ye?inde güneş ve ay tutulması gibi bir dediği bu «alt., «ben> yaşadık'.an ve teşekküre değer bir hareketi lecektir. vurur. Taşıdığı etin ağırhğına havanın lık yapan ve «Tahtaburunyan çetesi» kında İzmir milli korunma Müddeiumu çok maddî olayların önceden bilinmeBelediye Neşriyat Müdürlüğünden sıcakhğı da eklenince dududa takat admı takınan dört gencin muhakemesi, miliğince böyle bir otomobil meselesin leri kabil oluyor. Fakat bunlar hem şu mektubu aldık: kalmaz... Muttasıl: münferid, hem de mahdud hâdiselerİstanbul altıncı asliye ceza mahkeme den dolayı takibata girişilmiş ve İstandir. Hayat, ruh ve hattâ cemyiet ilim«Nalma Mıhma sütununuzda, Barba Off! Poff der dunır ve her defa sinde dün sabah karara bağlanmıştır. bula istinabe gönderilmiştir. lerinde bile bu derece olmasa bile merosun Fenerleri, başlıklı fıkranız üzerine sında en az iki atmosfer tazyikli bir Muharrem, Gök Ali, Marko, Mehmed EHER P A Z A R saat 14 ten 19 a kadar Fakat dün millî korunma Müddeiu kanik ve fizik hâdiselere yakın olap Vali ve Belediye Reisimiz mahallinde asid sarmısak gazı sizi kaplar. Bu bir mln adlı bu dört gencin dörder buçuk mumiliğine müracaat eden Avni Me vâkıalar bir dereceye kadar evvelden bizzat tetkikat yapmışlar ve sütunlarm nevi göz yaşartan gazdır. Üstelik in ay hapse konulmalan karar altına ahn serretçioğlu, Hamdi Yılmazın isnadının kestirilebiliyor. Halbuki tarihçilerle hakikaten pek bodur ve Barbarosun sana bulantı da verir. Bir ara siz: mıştır. bir suitefehhümden ileri geldiğini ve peygamberlerin hedefi bize zamanın bütürbesine yakışmıyacak bir şekilde ol20 kişilik tanınmış bayan ve baylardan mürekkep «ÇİFTE FASIL» Madam, biraz öteye... demiye kalböyle bir müracaatten pişman olarak bir tün halinde ve en geniş çapta bir fetduklarını görmüşlerdir. saz heyetile birlikte Bülbül sesli madan.. ibraname ile tarziye verdiğini söyliye hidir ki asıl ehemmiyetleri de buradan B U G Ü N ••• Barbarosun türbesi ve yeni açılan Gidemem, şundan şuraaa gidemem. rek Beyoğlu 3 üncü Noterliğinden mu gelmektedir. parkın mimarisi ve üslubuna uygun düParam ila değil? saddak tarziye mektubunu göstermiştir. Arzettiğimiz gibi maziden, bilhassa şecek iki veya dört sütun bulunarak Diye ağzını kapatır. Ve o sırada yaİzmirde yapılan satışın kamyonun maDinlemeL fırsatmı kaçırmayınız. Temiz hava Boğaza nazır ve eşsiz vesika toplıyan ve elde ettiği bu vesinınızdan geçen kahveci: fenerlerin bu sütunlar üzerine konulliyetini teşkli eden unsurlar bakımından manziralı bahceni7 IÇKISIZDIR. Gelenlerin istirahati temin edilir. kalara göre tarihten ufacık bir köşeyi 2 fılm birden: Çay kahve, gazoz. Hani ya sudan ması hususunda Imar şubesine emir verilâve edilecek kâr yüzdesile ihtikâr saP R OG R A M Hanendeler Okuyanîar aydınlatmağa çalışan tarihçilerin yanlniçen? derken ayağmıza basar. mişlerdir. yılamıyacağını müdafaaten dermeyan YAHYA FAİDE Kemant NECATİ TOKYAY da devirler ve çağlar hakkmda mevcud Vay anam! diye bağırırsuuz. Çünetmiştir. İmar şubemîzce bulunacak sütunlann ARTAKİ MELAHAT Kemanî SAİM vesikalara göre terkib yapmağa ve bu kü hep bilirsiniz nasır acısının kökü muvafık olup olmadıkları hakkmda taBEHCET SEMİHA Piyano Müddeiumumilik, iddia ve müdafaalar suretle geçmiş zamanı yeniden ihya SEFİK tâ yürektedir. İBRAHİM GÜZİN rihî ve denizcilik bilgileri malum olan incelenerek neticeye göre salâhiyetli edilmiş gibi canlandırmağa Kanun AHMEL çalışan Dikkat etsene be adam! Kör müVAHİD SANİYE zevata da danışılması için Valunizin makamlar tarafından geregi yapılaca müverrihler ve bunları da aşan yani Kanun İSMAİL sün? CAN Cümbüş ğını, bir tevkif kararı veya Avni aley maziden hale ve halden istikbale uzaKADRİ ayrıca emir vermiş olduklarını bildiriT Ü R K Ç E S Ö Z L Ü Afedersiniz. Maksus basmadım. hine hüküm olmadığını, Avninin istida narak bize geleceği tebşir etmeğe saKlarnet SALİH riz., Aşk ve macera filml. Ve sma ek olarak büdirmektedir. Nısfive NİHAD Kör müsün? vaşan tarih felsefecileri vardır. Fakat K ü ç ü k BABY SANDİ CUMHURİYET Gösterdlği alâka Afedersin dedik ya! Biz de bu suretle hâdiseyi aydınlatmı; hepsi de netice itibarile ayni yolun Ü5tid Darbuka «HASAK TAHSİN. ve Zurna EMİVden ve tarihe hürmet hissinden dolayı Va Ulan benim acıdan canım çıkıyor. oluyoruz. yolcusudurlar. Aralanndaki çalışma ve RUMELİ ve KÂĞmHA>fE HAVALARI limize teşekkür ederiz. Sen affedersin dedik ya diyorsun! Al öyle ise (şak!) affedersin! Haydi git! A rkadaşım İçini çekerek titrek sesşacaktık. Konuşsam değil ya, tekrar oAraya girerler. Kahveci yediği tole anlatmlya başladı: nu bulsam bile ne fayda. Artık kırkı Bugün saat 11 de halk matinesi kattan şikâyet için kaptana çıkmak is San saçlı, mavi gözlü, soluk benizii, geçmiştim. ter, siz ardından gidersiniz. Çocuklar: İnce dudakh, çevik, neş'eli konuşkan Fakat o tabloyu yapan ressam, Mar Baba! Baba! bir kızdı. Küçük spor arabasını ustata'yı nerede görmüş, tanımış ve resmini lıkla olduğu kadar cakalı da idare ediDiye bağırır. Hatun ise karışır: yapmıştı. Ne yazık ki altında ressamın Sinemasında 2 büyük film birden yordu. Geniş caddelerde, uzun güneşli Hiş Bey! Allah aşkına yapma! A= isminden ve «bir gene kız portresi» saBazan Tuna boyunda durmadan gider, sonraları, yazın suların fışırtısını, kuş ettiği, yahud onu hiç anlamamış oldu yollarda sabahtan akşama kadar bir yol hiddetten belki bir hal olur. Bırak tırından başka izahata tesadüf edemebahar rüzgârı hızile dolaşır, yorgun, fa bazan Semering'in yüksekliklerir.c ka larm cıvıltısını dinliyerek, güneşin karşı ğu muhakkaktı. Asıl heveslerin, insa dim. şu edebsiz herifi. dar uzanırdık. Bir kısım saatlerimizi; kıyılarda yarattığı ışık ve gölğe oyun nrn birbirile mütemadiyen meşgul olkat sevinc içinde pansiyonlanmıza döBiraz sonra çocuklar nane şekeri İsMevsimin en neş'eli filml Belki mecmua vasıtasile ressama münerdik. Viyanaya, uzak akrabalarln Stepan kilisesinin korkunc ve muazzam larını seyrederek, kışın da karlarda ması neticesi geçeceğini, söneceğinı bilterler. Satıcı tokadı yiyen herif! AlTANLEY TRAMEL racaat ederek ondan malumat almak dan birine, iki ay kahnak üzere gel kulelerine bakarak, yahud Grand Ho yuvarlanarak, fırtmaların uğultularına miyordu. mazsınız. Ötekiler vızıldar. Nihayet yolM A C E R A A D A M I kabildi. Lâkin bu hiç de doğru olmıtel'in holünde, Bristol'un barmıla, Za kulak vererek beraber geçirecektik. mişti. Vazifeme bağlı olduğumu hissettiği yacaktı. Genclikteki o acayib aşkın, culardan birisi acır, çocuklara şu çivi Alfred Capus'un eserindeu V r iktor Ben, Marta'yı Mödîing'den Hinter har kahvesinin İkinci katmda, Opera Sırası geldikçe Holandadan, çocuklu bütün anlarda bu kıskanclık ve asabikadar külâhlardan birer tane ahp veF r a n s e n Gisele Casadesus brüll'e glderken tanımıştım. Arabasına lokantasının yeraltı salonunda geçirdi ğundan, dostlarından, akrabaiarından lik sahneleri tekrar etti. Bana boş yere sermayesi neşe, fakat faizi hırçınlık ve rir. Uzatmıyahm. Varacağınız yere vaI Bugün saat 11 de halk matinesi I bir sakatlık ânz olmuştu galiba. Rad ğimiz de olurdu. O on dokuzunda, ben bahsederdi. Söylediğine göre allesi çok acı ve ıstırab veriyor, onun da ağla sinirlilik olan bu sevginin maziye gömülmüş hatırasmı tedirgin etmemek, yatörün kapagmı sinirli sinirli açıp ka yirmi yedi yaşındaydım. O Amsterdam zenginmiş. Servetlerinin miktarınj bile maktan gözleri şişiyordu. Senenin en güzel iki film birden: B U G Ü N kahkahalarımızın, hıçkırıklanmızn hapıyor. Düşündüğünü yapamıyanlara da doğmuş, ben İstanbulda gözlerimi bilmezlermiş. Bazı hareketlerine bakaNihayet, cevab geldi, fakat Marta mahsus bir sıkmtl içinde kıvranıp du dünyaya açmıştım. rak bu anlattıklarınln asılsız olma mektubu bana göstermediği gibi, bir vaya nakşolmuş akislerine yeniden ses vermemek lâzımdı. Onlar, oldukları şibl ruyordu. Bir ayı, böyle birbirimizden hiç ayrıl dıklarma İnanıyordum. Bana kat'İyyen daha kendisi de görünmedi. nisyanın karanlık ve metruk göğsünde Hemen yardımına koştum. Tesadüf bu mıyarak bitirdik. Ruhumda sanki bütün yük olmuyor, daima kendi masrafını İki gün sonra Amsterdamdan üzerin ebedî istirahatlerine daııp kalmalı idiler. ya. Kopmuş bir telin yarısma ayni va hayatımı onsuz yaşamamış gibi bir alış kendisi görüyor, üstüne başma bir şey *** zifeyi gördürmey! temin ediverdim. O kanlık peyda olmuştu. Omrümün geri alacağı zaman iktisad kaidelerile alâka de yalnız «Allaha ısmarladık, bahtm avakit kolunu bana uzattı. Kuvvetle kalan kısmını da onsuz geçiremıyece dar olmayı aklına bile getirmiyordu. çık olsun!. cümlesile imzasını taşıyan Belki benden başka hiç kimsenin üğimi sanıyordum. Benimle evlenmek İs Tek kusuru yeryüzünde sevgiden başka bir kart aldım. Adresi olmadığı için zerinde güzel bir tablo olmaktan maada elimi sıktı: D O R O T H Y LAMOTJR hiç bir tesir icra etmiyen bu resmi Sizi gideceğinlz yere kadar gö teyip İstemediğini sordum. Boynuma sa kuvvet tanımamasıydı. İş, meslek, mem. tabiî cevab yazamadım. A K İ M T A M İ R O F Fun *** rıfdı: lekete hizmet!. Bunlara kıymet vermek BASTANBAŞA RENKLİ türeyim! sana göstermek isterdim. Fakat mecmua En güzel filmi. Bir san'at mucizesi Geçenlerde bir yabancı mecmuayı yanımda değil. Zaten onu yırtıp atacaDedi Hinterbrüll'deki Radeçki ofelin Memnuniyetle, dedi, fakat evvelâ şöyle dursun, her birinin ne demek Bugün saat 11 de halk matinesi olduğunu bile merak etmemişti. karıştırıyordum. Sahifelerden birini aç ğım. Marta'yı bir daha görmek ve ona 6e öğle yemeğini yedik. Tekrar Möi anneme, babama danışayım. ling'e, oradan da Viyanaya döndük. Hemen o gün Holandaya mekıub Bir gün, Prens Eugen sokağındaki tığım vakit karşımda birden bir pen dair hiç bir şey bilmek niyetinde deArtık, her gün buluşuyor, Viyanayı, yazdı. Havalar çok güzel gidıyordu. resmî dairemiz sayılan büroda fevka cere açılmış, Marta oradan yarıbeline ğilim. Dünyanın neresinde ve ne haletrafmı dolaşıyorduk. Şönbrünn bahçe Kalbim ümidle doluydu. Cevabı bek lâde ehemmlyetli bir mesele için ge kadar sarkmış bakıyor sandım. Tablo de? Belki öldü, belki de evlendi ve Eİnde Napoleon'un âbidesi önünde bit lerken gezintilerimize fasıla vennemiş cikmiştlm. Benimle öyle bir kavga et nun kopyası bile o kadar canlı idi ve çoluk çocuk sahibi oldu. Kimdi, ne idi, • Her sayısmda yenj çıkan kitablar hakkmda geniş malumat veren ve mez tükenmez saatler geçirdik. Ekseri tik. Bir taraftan cia istikbale aid pro ti ki sormayın! Harab ve hırçın: gene kız hiç değişmemişti. Hâlâ o sarı hakikaten bir zengin kızı mı idi, yoks« • salâhiyetli İmzaların yazdığı kritikler neşreden bu derginin dördüncü aksamlar, şehre hâkim Kobenzel'den, jeler kuruyorduk. Senin, dedi, artık benden hevesin saçlar, o mavi gözler, o soluk beniz. o bir yalancı, bir dolandırıcı, b;r casus mu • sayısı intişar etmiştir. Bütün münevverlere tavsiye ederiz. önümüze serilen binalan nihayetsiz Boğazın kuytu bir köşesinde küçük geçtiği anlaşılıyor! keyfi yerinde olduğu zamanlar yüzün idi. Bunları da düşünmüyorum. O. şimI Fiatı 5 Krş., yılhk abonesi 60 kuruştur. ışık denizi içine aksetmiş gölgeler gibi bir villâ yaptıracaktık. Yaz, kış orada O gece sabaha kadar ne kendi göz den hiç silinmiyen neşe. Benim kadar di herkes gibi benim için de sade: Bir I Müraı Müracrat veri : Ü N İ V E R S İ T E KİTABEVİ. İstanbul görünen sisli ve bitab Viyanayı derln oturacakhk. Ben, mutlaka on İkrye, bire lerini kırptı, ne de beni uyuttu. onun da heyecanlandığını duyar gibi o gene kız portresi: Hatta o bile değil. anbir sükut içinde seyrediyorduk. kadar işiml bitirip dönecektim, Öğleden , Hayatı büsbütün başka türlü telâkki luyordum. Resim susmasa sanki konu cak silik bir hayal, tatlı bir hatıra! Selt haberleri Zaman fatihleri Beyanname almıyan evler CUMHURTYET 1 IHEM NALINA MIHINAİ Köşekapmaca harbi lr harb ötekine benzemez, derler. Hakikaten öylcdir. «Küçük dünya harbi» de diyebileceğimiz 1 numaralı dünya harbinin mümeyyiz vasfı daha ziyade siper harbi idi; iki taraf da, siperlere gomülüyor, çünlerce, haftalarea, aylarca, hatta yUIarca, çok kanlı taarruzlara rağmen, bn siperlerden çıkanlamıyorlardı. Dört yü dört ay sürmüş olan o mücadelede hareket harbinden çok fazla sipar harbi yapılmıştu Ona nispetle «Büyük Dünya Harbi» demek daha dogru olan 2 numaralı dünya harbi ise, tam manasile bir hareket ve manevra harbidir. Artık siper harbinin pabucu dama atılmıştır. İki ay sonra, eylulde üç yaşını bitirip dördüne basacak olan bu bofuşmada, hemen hemen siper harbi olmamıştır. Yalna batı cepbesinde 1939 eylulünden 1940 mayısına kadar, bir tarafta Almanlar, öte taraft» İngilizlerle Fransızlar, mustahkem hatlarda karşılıklı oturarak siper harbine benziyen bir hareketsizlik devresi geçirmişlerdir; o kadar. Fakat, o da, geçen harbde görülen şekilde bir siper harbi olmamış; 10 mayısta Alman taarruzo ile en hızlı bir hareket harbi başlaymcıya kadar geçirilen bir hazırlık devresi olmuştur. Kışın Rusyada hareket harbi durdugn zaman bile yapılan muharebeler siper harbi degil; haraketli mevziî mücadeleler halinde cereyan etmiştir. Bu harbin en garib bir şekline de Llbyada şahid oluyoruz. Afrikaıun bn kum fırtınalarile meşhur çölündeki muhar«beler, bir köşe kapmaca oyununa benziyor. İki muharib ordu, iki yıldır, bir ileri, bir geri gidip geliyorlar. İlkönce artık ismi işitilmiyen meşhur İtalyan knmandanı Mareşal Graziani, 1940 eylulünde taarruza geçerek Mısır hududnna aşmış, Sidi Barraniye kadar ilerlemiffti; sonra birincikânunda General WaveII, İngilizlerln Nil ordusile taaıruza geçti ve Slrte körfezi dibindeki Elageyla'y» kadar gitti; derken General Rommel 1941 nisanında baskın şeklinde bir taarrozala ilerliyerek İngiliıleri tâ Sollutnnn dogusnna kadar geri attı. 1941 haliranmda İngilizler tekrar taarruza geçtiler; bazı yerleri aldılar, fakat Mihver kuvvetleri mukabil bir taarruzla onlan gene geldikleri yere sürdüler. Sonbaharda, ikinciteşrinde tngilizler bir daha taarruz ettiler ve gene Sirte körfezine dayandılar. Çok geçmeden General Rommel yeni bir mukabil taarnu yaparak İngilizleri Tobruk batısına kadar çekilmele mecbnr ettiler. İki taraf karşılıklı cephe alarak bir müddet durdaIar. Bu bekleme vaziyeti sonbahara kadar sürecek sanılıyordtt. Yazan: Burhan Fetek Bazı halk birlikleri bir türlü harekete geçemedi Prof. M. Sekib Tunc Yazan: ICKİSİZ S AZ Cağaloğlu ÇİFTESARAYLAR Bahçesinde Ti TAKSİM'de Müzeyyen Senar'ı YEŞIL KORSANIN KIZI BÜYÜK İŞLER PEŞINDE AYRICA ff=. Küçük hikâye •Bugün ELHAMRA* ZİNCİRUME AŞK Bir gene kız portresi.. • Yazan: Ahmed Hldayet \ ^ L Â L E Sinemasında 1MEMNU AŞK 2 D O K T O R Ayın Bibliyografyası SİKLOPS s

Bu sayıdan diğer sayfalar: