Atamızıtt ebedî durağı için nisanda kat'î karar verilecek Aktör köpek sahneden çekildi Japonîarm evvelâ doğu ve doğu cenubdaki «Para» piyesinde rol adaları da işgal edecekleri anlaşılıyor alan kurt köpeğine verilecek para tespit edilemediği için IHEM Sehir Askert vazıvet haberleri Avustralyaya taarruz için Sahibimn müracaati üzerine hayvan, yediadle feslim olundu Cava ile Rangoon'nn zaptından sonra Japon muharcbe hareketleri duraklamadıysa da bunların ağırlaştıklannı söylemek büsbütün haksız değildir. Evvclki jazdanmda izah ettiğira gibi Japonlar, Rangoon'u yani cenubî Birmanyayı zaten Siyamda ve Birmanya Malezyasınıîa bulundurduğu kuvvetlerle alabilirdi. Fakat orta ve şimali Birmanyayı islilâ ederek Çin ve Hind hududlarına doğ'U ilerliyebilmek için Singapurun zaptından sonra orada artan ordunun hiç olmazsa chemmiyetli bir kısmının Birmanyaya nakli lâzımdı. Fakat Singapurdan Birmanyaya 2000 küsur Km. lik bir demiryolu mesafesi bulunduğu için ve her nekadar Rangoon düştükten sonra Singapurdan buraya deniz yolile sevkiyat yapmak kabil olduysa da gene 2000 Km. lik bir mesafenin vapurlarla ahnması zarurcti baki olduğu için Singapurdan Birmanyaya büyük kuvvetlerin nakli tabiatile epey bir zanıana tevakkuf edecekti. Japonlann orta ve şinıalî Birmanyaya doğnı 'lcri hareketleri işte bu sebeble ağır olmak mecburiyetinde idi. Nitekim Japonlar, bugün takviye kıtalannın cenubdan Birmanyaya gelmeleri nispcünde İravadi ve Siting nehirlpri bo>mnca şimaie doğru ağır ağır ilerlemekte ve müttefik kuvvetlere karşı Mandalay dolaylarında vermeleri muhtemel görünen meydan muharebesine doğru j ürümektedirler. Buna nazaran Japon muharebe hareketleri Birman'ada ihtiyat ve temkinle inkişaf ctmekte olup duraklamamıştır. Büyük mesafelerde ve Birmanya gibi dağlık arazide ordularla ilerlemek, vadilere inhisar edeceğinden, kolay değildir. Mandalay'ın Rangoon'a mesafesi 600 Km. dir. Üste'.ik bu mesafe bir çok mevkiler için düşmanla muharcbeler verilerek alınacaktır. Bu sebeblerle Japonlann orta ve şimalî Bir. manyada ileri hareketleri şimdilik ancak ağır ağır devam edebilir, CUMHURIYET 25 Mart 1942 NALINA MIHINA Bir İtalyan amiralının isteği Yazan: Emekli General H. Entir Erhilet MARSAL'AllB Şehir tiyatrosunda oynanan «Para» piJiiri heyeti azaa ve mimar larunız, diin Akademl müdüru yesinde bir köpek de rpl alıyordu. Bir Bürhan Toprağın çaymdav gece, seyircilerden eczacı Salih Necati bu (Baştarafı 1 inci sahifede) Mühendis Mekteblnin mimar! şubesîn köpeği sahnede görünce: «Bu köpek, beProf. Paul Bonahz, mükâfata lâyık den çıkmıştır. Kendisi, bu neticeden nim kaybolan köpeğimdir» diyerek bu görülen üç eserden birinin sahibi olan dolayı büyük sevinc içinde olduğunu hayvana taiib çıkmış ve kendisinin olProf. Emin Onat ve doçenti Orhan Arda söylemiştlr. duğuna delil olmak üzere karnındaki ohakkında: «Türk mimarlığının beynelÖğrendiğimize göre proje şu esaslar perasyon dikiş yerini göstermişti. Fa milel sahadaki şerefini yükseltmişler gözönünde tutularak yapılmıştır: kat, bu temsiUer bitinciye kadar köpeği dir» demişür. Karakter İtibarile tatlı bir meyli ih sahnede bırakmağa razı olmuştu. KöpeProf. Karoly Wichlnger de bu proje Üva eden Rasadtepede yapılacak anıtın ğin sahibine verilecek temsil ücreti koIçin: «Yapılan eser Atatürkün azame meyle bağh olarak yükselmesi İçin ve nuşulduğu esnada ihtilâf hallolunamadıtile mütenasib olmuştur. sözlerile fikir rilecek irtifaın takriben 35 metre ka ğından, eczacı, İstanbul sekizinci asliye dar olması düşünülmüştür. Anıt Kab hukuk mahkemesinde dava açmış, bu alerini beyan etmiştir. rin mimarî kuv\retile her taraftan go rada köpeğin biran evvel mahkeme kaProf. Emin Onahn beyanah Gene jüri azasından Profesör Arif rülebilmesi için binanın dışmm bir mas rarile «Şehir tiyatrosu» ndan alınmasını Hikmet de: «Avrupanın tanınmış san ke halinde olmamasına dikkat edilmiş istemiştir. Davacmın, karnındaki ameliEtkârlarınm iştirak ettiği bu müsaba tir. Bu suretle şeref holü bütün kütle yat dikiş yerine, diğer delil ve amarelekada Türk mimarlarının kazandıkları halinde, görülecek şekilde yükseltil re istinadla «Benimdir ve beş yüz lira muvaffakıyet, cidden övünçle karşıla miş ve etrah bir röliyef'.e kuvvetlendi değerindedir» dedifi kurt köpeginin, nacak bir hâdisedir. Türk mimaruğı, rilmiştir. Şeref holünün etrafı Büyük muhakcme neticesine kadar muhafaza kendisine giiveniür kemale gelmişür Atanın hatıralarını saklıyacak müzeTer olunmak üzere yediadle tevdiine karar diyebiîirira» demiştir. : le çevrilmiştir. Atatürkün yattığı yer çıkmıştır. Mahkeme kararı, beşinci icra Jüri heyetince mükâfata lâyık görü daha himayell bir şekle sokulmuştur. memurluğunca yerine getirilmiştir. Belen üç projeden biri olan 25 ara nu Binanın mimarî tesirini bir kat daha şinci icra memuru Mustafa; Şehir tiyatmaralı proje, Prof. Emin Onat ve do yükseltrnek İçin bu müzeler ve salon rosvı müdürü Zekiden tesUm aldığı köçent Orhan tarafından yapdmıştır. Prof. lar sütunlarla çevrilmiş, aynl zamanda peği Haydarpaşadaki Baytar mektebine Eîiin Onat, eski Maliye Nezareti mü bu kısımları yırtan kapı ve pencereler götürüp, yediadil sjfati'.e mekteb müJneyyizlerinden Halid Beyin oğlu olup İkinci plâna alınmıştır. Müzeler Dir te dürlüğüne teslim etmiştir. Köpeğe, mu1908 de İstanbulda doğmuştur. Mühcn rasla, Atatürkün büyük eseri Ankara hakeme sonuna kadar orada bakılacakdis Mektebimizde dört sene okuduktan İle bağlanacak şekilde tevsi edilmiştir. tır. Mütehassıslann fikirlerine göre, esas Bonra, muallim yetiştirilmek üzere İsViçreye gönderilmiştir. Zürich Mühen projelerin ve Anıt Kabrin İnşası iki dis Maktebini muvaffakıyetle bitirdik sene zarfında bitlrilebilecektlr. ten sonra memleketimize dönen Emin Bir mandıra ile 80 kuzu Onat, 7 senedenberi Yüksek Mühendis Mektebi mirr.arî profesörlüğünü yapyandı ve bir çoban öldü maktadır. Prof. Emin Onat, kendisile Çubukluya yarım saat mesafede buİstanbulda ve Ankarada Kı/ılay mengörüşen arkadaşımıza ihtisaslarını su lunan Talib Gürecln mandırasından ge. faatine iki konser veren Berlin Operası surstle snlatmıştır: ceyansı yangm çıkmış, ateş birdenbıre primadonnası Erna Sack; dün akşamki « Beynelmllel mahlyette olan bu büyüyerek bütün mandırayı istilâ et trenle İstanbuldan Sofyaya gitmiştir. müsatakada kazandığımız neticeden do miştir. Mandırada bulunan 80 kuzuyu j Her iki konseri de fevkalâde başanlı omümkün olamadığından lan ve derin alâka uyandıran kıymetli layı çok sevindim. Bilhassa Ebedî Şefi kurtarmak san'atkârın, burada gene Kızılay menmiz Atatürk İçin yapılacak bir anıt ol hepsi yanmışlardır. Yangm sırasında ateşi söndürmeğe ve faatine üçüncü bir konser vermesi teması, sevincimi bir kat daha artırmıçtır. Bu müsabaka İçin, diğer arkadaş kuzuları kurtarmıya uğraşan çobanlar menni edilmişti; Erna Sack, bunu memlarım gibi çok çalıştım ve muavafCak dan 19 yaşlarında Alâeddin yıkılan bir nuniyetle istediğini, ancak, Sofyada muolmak istedim. Müsabakanın, Türk mi direk altında kalarak ölmüştür. Üç sa ay/en zamanda konser vermek üzere marlarının muvaffakıyetlerine bir katat uğraşılarak mandıra tamamen yan evvelden taahhüde girdiği için şimdilik buna imkân göremediğini söylemiştir. deha kıymet vermiş bulunduğuna hiç dıktan sonra ateş söndürülmüştür. çüphe yoktur. Türk mlmarisi çok ilerArnavudköyünde iki ev Diğer taraftan, Türkiyede karşılaştığı iyi kabulden pek mütehassis olduğunu, lomiş ve yükselmlştir. Avrupanm pek gösterilen alâkadan dolayı çok müterrümtaz şahsiyetlerinden müteşekkil yandı olan jürlnin böyle bir karar vermiş olArnavudköyünde Sedüstünde, Mum şekkir bulunduğunu ve ilk fırsatta tekması, Türk mimarlığı bakımından çok hane sokağında Adalya ve Suraski a rar buraya gelip konserler vermeyi iiihar edilecek bir başarıdır.» dında iki kadının oturduğu evden yan düşündüğünü belirtmiştir. Erna Sack, Profesör Emin Onatla projeyi blrlikte gm çıkmış ve yanındaki 19 numaralı Sirkeci gannda Kızılay mensubları ve hp.zırlıyan genc doçentlerimizden Or eve de ateş sirayet ederek iki saat zar pek çok takdirkârı tarafından teşyi olunmuştur. Teşyi sırasında, kendisine han Arda da İstanbullu olup, Yüksek fında her ikisi de yanmıştır. muhtelif buketler verilmiştir. Condom A V U S T R A L San'alkâr Erna Sack Sofyaya gitti BUGUN I Nünhasıran ve yalmz Matinelerden itibaren CEMBERLITAS Sinemastnda ( BÜYÜK FEDAKÂRLIKLA YALNIZ SİNEMAMIZDA ) Bütün gönüllere saadet ve ıstırabı tattıracak, her kalbde aşkın en ilâhî destanını yaşatacak içtimaî, ahlâkî genclik filmi. I Bir polis memurumuz vazifeye giderken boğuldu Emnıyet beşinci şube müdürlüğü polislerinden 130 numaralı Selâml, ev\relki gece limanda bujunan bir gemiye giderken motörün buz tutmuş güvertesinde ayağı kaymış ve denize düşerek boğulmuştur. ELMACI ( T Ü R K Ç E Bas S Ö Z L Ü GÜZELİ A R A B C A Ş A R K I L I ) Şeker tevzii tahkikatı Şeker tevziatına memur edilen Bakkallar Cemıyetinin fazla para toplamak ve tevziatı adalet dairesinde yapmamaktan dolayı bakkallar tarafından yapılan şikâyet üzerine hâdiseye İstanbul Mıntaka Ticaret müdürlüğü el koymuştur. Bugün cemiyet İdare heyetinin bu hususta malumatına müracaat edilecek ve suçları görüîenler tecziye olunacaktır. rolde: İlk türkçe «İstanbul Sokakları» filminde b a ş rolü o y n ı y a n Mısırm e n büvük san'atkân A Z İ Z E E M İ R Kadın. içki ve scfahat âlemleri, lüks ve asrî hayatm içyiizü emsalsiz ve hayretâmiz bir mevzu, herkesi teshir edecek ŞARK musikisirun en ateşli. en cazib şarkılan, gönül v e kalbleri mpsfedecrk lâhutî nağmeleri: ruh oCşıyan hir mürik Yer bulmak için. biletlerinizi evvelden aldırınız. Ve lutfen tam seans saatlerinde teşrif ediniz. İlâveten: Renkli MİKEY MAUS M İ K İ T E R Z İ Hindistandan gelen eşya Hindistandan külliyetli miktarda pamuk lpliği ve Kapıkule yolile İnhisarlar idaresine sigara kâğıdı gelmiştlr. m Bgn NARMARA'da uü İstanbulda sinema ziyafetlerinin en büyüğü: YENİ SENENİN 2 MTAZZAM HARİKASI Para hakkında bir konf erans Profesör Hüssyin Şükrü Bâban, bu akşam 17,30 da Eminönü Halkevinde (Para) mevzulu bir konferans verecektir. Duhuliye yoktur. I Tzak dıyarlardan saan seiâm yolluyorum Nesrin. Ben burada duvarıarın haşin karanlığı, ısıais sogukiuğu arasınaa başka dünyalar tahayyül ederken, şimdi sen parlak ışıkiarın ortalığı nura boğcuğu taze bir bahar ikliminaesin Tabiaün banariie senin baharın birleşmiş!.. BiJyorum, sen aydmlık gündüzler kadar yücuzlı karanlık geceleri de seversin; dışarısını pek göremiyorum amnıa galiba böyle bir gecede sana bu satırları yazıyorum. Hani sen hep benim olacaktın Nesrin!. Hani sade benim olarak kalacaktın; hani ellerin daima benim ellerimin içinde bulunacaktı?. Bana söz vermiştin.. Öyleydi de şimdi neden sen benden çok uzaklardasın?. Ve ben neden taş duvarlar, demir kapılar ortasında bulunuyorum?. Düşünüyorum, şu snda sen renkten ve ahenkten örülü bir muhit içir.desin, dalgınsın, gözlerin hulyah.. Fakat bir his bana diyor ki: Sen de bahtiyar değilsin.. Sen de benim gibi bir mahkumsun.. Rutubet ve yalnızlık iUklerime işliyen birer hançer gibi.. Yüreğimde hasret ürpertileri dolu, böyle iken bir kuş olmak, enginlere kanad germek, tepeleri karlarla bulutlarla Örtülü dağlar, yeşil vadüer aşmak, gelip pencerene tünemek istiyorum. Bilmem sen zaman zaman insanı yokhyan bu ruh huzurunu, bu tatlı teselliyi KAfA YILDIZLAR Cünah Gecesi 1 Kuvvetü bir ihtimale çöre Japonlann Avnstralyayı kuşatmak için tatbik edecekleri strateji plâm Avustralya dört taraftan ve fakat bil buradan evvelâ Filipinleri, müteakıben hassa doğu ve cenub doğudan esash bir Holanda Hindistanmı ve nihayet Singataarruza uğrar. Fakat bunun mümkün puru kurtararak bizzat Japonyayı teholabilmesi için Japonlann yukandaki dide bile imkân bulabilirdi. Fakat Amehazırlıkları muayyen bir plân dairosinde rikanın elinde bugün bu işleri başarayapmalan yani Avustralyayı evırelâ sa bilmek için lüzuralu olan başlıca kuvvetlerin hiç biri yoktur. np abluka etmeleri lâzımdır. Malumdur ki Amerika donanmasının Görülüyor ki, Avustralya hemen ve ve hava ku\ vetlerinin büyük bir kısmı bir sıçrayışla zaptolıinamaz. Bizzat Avustralyada, taarruz ve istilâ harekâiıııa Pearl Harbour'da ve sonraki muharehenüz başlanmadı diye de bu kıt'aya belerde tahrib olunmuştur. Bu sebeble karşı Japon harb hareketlerinin durak Japon denizaltıları bugün Amerikanın ladığı fikrine sapılması ayni sebeble batı sahillcrinde dolaştıkları gibi büyük doğru olamaz. Elhasıl Japon harb hare donanması hava ku\Tetlerinin himaye ketleri Avustralyaya karşı durmamıştır ve yardımile batı Büyuk Okyanusun isAvustralyaya karşı: ve bilâkis bu kıt'anın evvelâ sarılması tediği her adasına asker çıkarabilmektedir. Bu şartlan derhal Japonlann alcyCavanın zaptından sonra, bir çok kim maksadile muayyen bir plân dairesinde hine çevirebilecek deniz ve hava kuvBugün için, Üçlü Pakt devletlerinin ilerilemektedir. seler Japonlann hemen Avustralyaya vetlerine Birleşik Amerika bugün malik donanmaları, İtalyan amiralinin hülyaatlıyacaklarını sannuşlardı. Halbuki Jadeğildir. Bu sebeble Birleşik Amerikanın sını tahakkuk ettirecek, yani AngloAmerikanın Japonyaya ponlar bunu hem yapamazlardı ve hem Avustralyaya esash ve chemmiyetli kuv Saksonları denizlerde yenebilecek kudde yapmazlardı. Yapamazlardı, çünkü A rette dcğildirler. Yarm için ise, harbin vetler gönderemiyeceği anlaşılır. taarruz etmesi ihtimali: vustralya gibi bir kıt'anın zaptı bir çok Böyle olunca ve Japonya da, yukarı sürprizleıini, bilinmiyen ve umulmıyan cihctlcıdcu muhim hazırlık isterdi. Tam Garibdir ki Japonlar tam Cavada ve da bahsettiğimiz veçhile, Avustralyanuı hâdiselerini keşfetmek mümkün olmabir hazırlıksız başlanacak bir Avustralmakla beraber. kâğıd üstündeki hesabjn seferi Japonlar için felâketli olabi Rangoon'da muvaffak olduUlan sıraua şimal, doğu ve cenub doğusundaki ada lar, onların daha ziyade aleyhinedir. bu muvaffakıyetlerin onlann son ka lan alarak bu yer kıt'asım denizlerden lirdi. zanclan olduğu, çünkü Amerikanın aıtık de sarmağa muvaffak olunca artık Ame Eğer, Mihver devletleri 1942 de, mü?Japonlann bir Avustralya seferine tsarruza geçeceği havadisi yayılmağa rika nc Avustralyayı kurtarmak ve ne terek kara, hava ve deniz taarruzlarile başlamadan evvel evvelâ Cava, Timor, İngiliz donanmasına çünkü Amerikan başladı. Filvaki İngiltere yalnız Hindis de buradan şimaie taarruza geçmek imBorneo, Sumatra ve Yeni Gine adalarıdonanması bugünkü tedafüî vaziyelini tanın müdafaasile meşgul olabilmek için kânlarını bulamıyacak demektir. Onun nı dUşmandan tamamile temizlemeleri muhafaza cttikçe, onu vurmak mümAvustralyanın müdafaasım Amerikaya için 1942 yılında Japonya, batı Pasive Bismark adalarını almalan iktıza ekün değildir ağır bir darbe indiremezterketmiş, Amerika da Filipinlerde ş'.m fikte olduğu gibi ağlebi ihtimal Avusdiyordu. Çünkü ancak bu suretle şimalerse, ki böyle bir darbenin indirilediye kadar Bataan yarımadasinda olsun tralyada d»hj hâkim bir vaziyette bululî Avustralyaya asker çıkarmak için lâbileceği yer de, Akdenizdir istikbalde bir mukavenıet gösterebilmiş olan Gene nacak ve dolayısile Birmanya ve Çin zım olan üs'.eri elde ctmiş olacaktı. Halbunu yapmalan imkânı, büsbütün azaral Mac Artlıurü başkumandan olarak meselelerini istediği gibi hallederek ni lacaktır. buki maksada bu da kâfi gelemez. Çünoraya gündermiştir. hayet Rusyaya da taarruz eyliyecektir. kü Avustralyanın kalabahğı ve nıiıdaŞurası da bir hakikattir ki İngiliz Eğer Amerika General Mac Arthur'e Onun hu esnada Hindistana karşı tavır donanması, bu harbde, gerek gemi, gefaa kuvvetlerinin çoğu doğu ile doğu ve hareketine gelince bunun tahrikçi ccnu'j cyaletleıindedir. Buralara karşı kuvvctli bir kara ve hava crdusu vererekse sevkulceyş bakımlarından, 1 nuolacağı aşikârdır. Fakat Japonyanın Çin barb hareketlerinde bulunmak için Ja bilseydi ve aynca Amerikayı Avustralmaralı dünya harbine nazaran, çok dave Rıısya meselelerini halletmeden Hinponların Salomon, Yeni Hebrid, Yeni yaya bağlıyan denizlerde ve bu denizleha sıkışık ve güç bir durumdadır. distana saldırmıyacağı kuvvetle tahmin Kaledonya, Yeni Zelanda ve Tasmanya rin havalarında bir hakimiyet tesisine olunur. adalarını da zaptetmeleri lâzımdır. Gö imkân bulsaydı şüphe yok ki hem Arülüyor ki Cavadan sonra Japonlann vustralyayı kurtarabilirdi ve hem de H. E. ERKlLET hemen A\ustralyayı almağa teşebbüs «Dumlupınar» gidiyor edecekleıini sanmak hakikate uymaistanbul sinema âleminin en büyük, en zengin programı Bir müddettenberl Yunanistana Kımaktadır. zılay hesabına gidecek yeni yardım parİstanhulun 2 büyük sinemasının emsaUiz proçramı: Japonlann Yeni Ginenin şarkındaki tislnl yüklemekte bulunan Dumlupınar Bismark adalarının merkezini teşkil eŞehzadebaşı D 1 T P ÎT M Gedikpaşa vapuru bugün Pireye mütevecclhen haden Rabaul'dan sonra Salomon adalanna reket edecektir. Dumlupınar bu defa Yuşimdi asker çıkarmağa başlamalan yunanistanda akrabalan olanların Kızılakarıda izah ettiğimiz, A\ustraIyanm evA UHAH Matinelerden itibaren 1% Mi A tk ya verdikleri kolileri de götürmektedir. velâ şimal ve sonra da doğudan ve dogu cenuhdan sarılması için mevcud olmssı iktıza eden Japon plânının tatbik Tebessüm, neş'e ve sevimliliğile bütün sinema severleri teshir sahasında ilerilemekte olduğunu gösterir, eden şirin ve dehakâr yıMız Avustralya, larif ettiğimiz adalann zapAylık Üniversiteliler M e c m u a a tile şiı al, doğu ve cenubdan sarüdığı CUd: 2 Sayı: 3 4 takdirde tamamile ablııka cdilmiş olur. herkesi mesteden Çardaj diyarınm ojnak nağmeleri ve Viyananm şahane Yani bu suretle onun bilhassa Amerika danslarile süslenmiş ve kısmen eski Avusturya payitahünın gözler ile bütün irtibatı kesilir. Bu takdirde Akamnşürıcı saraylarmda güzeran etmiş emsalsiz süper filmi. vustralya Japonlara gene teslim olmak BİR F İ L M ÂMİLİ MÜNEVVERLERİ istemezse onun sahillerindeki Darwin, İTHAM EDİYOB Kimberley, Port Denison, Brisbane, Sinema meraklılarmm sabırsızlıkla beklemekte olduğu büyük Amerikan Prof. Sadi Irmak Tıb Talebe Cemiyeti Sydney, Melbourne, Adelaide ve Peth gisinema romanı, herkesi hayrete düşürecek feerik bir dekor içinde Reisliğine ehil değil mi? bi bellibaşlı liman şehirlerinin zaptı iç n canlandırılmış büyük sergüzeştler ve maceralar dramı. Fi. 15 Krs. Posta Ku. 568 . İst. ihrac hareketleri başlar, ve bu suretle eçenlerde, bir İtalyan amiralı, son zaferi kayanmak için, Demokrasileri denizlerde yenmek tezini ileri sürdü. Bu tez doğrudur. Çünkü Demokrasi cephesini teşkil eden devletler, birbirlerinden, hatia kendi topraklanndan bile denizlerle aynlmışlardır. Mihver devletleri, denizlerde muzaffer olurlarsa, tam bir abluka altına alınacak olan Britanya adalan, asker çıkarmağa dahi lüzum kalmadan teslim olur. Akdenizde, Mısır Filistin Suriye cephesi sukut cder. Arkasından Irak, İran, Kafkasya, hatta Hindistan çorab söküğü gibi gider. Afrikadaki İngiliz müstemlekeleri, cenubî Afrika dominyonu, Avustralya ve Yeni Zelanda, harbe devam imkânını bulamazlar. Amerika, kendi kıt'asmda, kendi kuvvet kaynaklarile harbedebilirse de, bu ümidsiz bir mücadele olur. Yardımsız kalacak olan Sovyetler Birliği de, Çin de ayni ümidsiz vaziyete düşerler. Böylece ikinci dünya harbi de, Üçlü Pakt devletlerinin kat'î zaferile neticelenir. Fakat... Evet. İtalyan amiralının yaptığı bu giizel hülyanm arkasından pek önemli bir fakat gelir ki o da şudur: Fakat, İngiltere ile Amerikayı denizde nasıl yenmcli? AngloSaksonlar, denizde, hasımlarından kuvvetçe üstündürler. BR üstünlüğü artırmak için, İngiliz ve Amerikan tersaneleri, adeta insan kuvvctinin üstünde bir gayretle çalışıyorlar. İngiliz donanması, uğradığı kayıblara rağmen, bugün, gene harbin başmdaki kadar kuvvetildir. Amerika, Japon baskınile uğradığı kayıbları telâfi etmck üzeredir. 1942 de ikisi 40,000 tonluk olmak üzere, 4 İngiliz zırhlısı hizmete girecektir. Amerika da, bnce 1943 te hizmete girmeleri mukarrer olan iki zırhlıyı bu sene bitirmeğe çalışmaktadır. Buna muvaffak olursa o da, 1942 de donanmasına 4 zırhlı ilhak edecektir. Almanya ile Japonyanın tersane ve tezgâhlan kalın bir esrar perdesile iirtülü olmakla beraber, 1942 de bu iki devlet, 8 zırhlı yapamazlar. Unutnınmah ki İngilterenin de harb başındanberi geçcn 31 ay içinde, yeni gemi bakımından neler yaptığı gizli tutulmaktadır. Malum olan 1942 sonıında ve 1943 başında bitmek üzere 2 tane 40,000 tonluk rarhlının daha yapıldığıdır. Amerikanın da 1D42 sonunda biürilecek 4S.0OO •onluk 2 zırhlısı kızaktadır. Daha Ucrisi için, bu .devletin yapmağa başladığı korkunc bir armada vardır ki onn besaba katmıyoruz. TTTR A N D U U U I N A T A 1T 1BAHAR RESMİ CEÇİDİ DURBl N' in DEANNA Y UR D 2BAY TEKİN ÎJÎÎİÎSS: INÖNÜ SANAİNANIYORUZ BARBARA STANWYK MArELEİNE CARROL FRED MAC MURRAY DOUGLAS FAİRBANKS Jr. Matinelerden itibaren başladı. •• ÜMİDSİZ BİR AŞKIN, EBEDÎ BİR SEVGİNİN ASLA ^ ^ • UNUTULMTY ACAK BİR HATIRASI: ^ = KüçUk hikâye Hapisane mektubu yudura değü; sebe yaşadım. Başımı taze göğsünde gizlemek arzusu içimi kavururken, senden kaçmak, seni görmemek, dujmamak istedim, GÖNÜLLER ALDANIR HANS SÖHNKER LENl MARENBACH PAUL HARTMANN KÂTHE DORSCH ( Fransızca sözîü büyük bir dram ) SÖNMF* EBEDÎ AŞKIN1 ÜÇ SENE GÖNLÜNDE GİZLİ YAŞATAN 3fR BAKİRErTİN HEYECANLI SERGÜZEŞTLERİ S A R K Siıtemasında .LA KOiNGA. nın unutulmaz kahramanı, Holivudun en fazla para alan' artistf, sinema prenslerinin en fazla alkışlanıp takdir edileni Yerınkİ PE.RŞEMBE Akşamı MİCKEY CECİLA PARKER ROONEY ve LEWÎS STONE ANDY HARDY K EL EB EK GEr; r 'UK. NEŞE. HİS VE HEYECAN FİLMİ i!e beraber fevkalâde bir tarzda yarattıkları A R A Y Sinemasında. Y ARIN A KŞAM bahçede alırdu. Hani bu sıralaıda bazan başını yukarı doğru kaldırınca yeni belirmiş korpe göğsüne ağacdan serin daıniaiar düştükçe iırperırcjn!. Kimbilir oralar «imdi nasıldir?. *** Evinizin pencerelerine İnadcı bir arNesrin doğru söyle, sen sahiden var sıziıkla tırmanan sannaşıklar gene boy mıydın?. Yoksa kısa bir rüja oiarak mı saldılar mı? Gülier yeşil kabuklarını gere gere çat seni gördüm. Ben seni yaşadım mı?. Gölatarak kırmızı kırmızı gülmeğe başladı zümle görüp elimle okşadım mı?. Sesini duydum muydu?. lar mı?. O halde şimdi ellerim neden boş, sesiYemek yaparken, «İle sana yardım edeceğim!» diyerek gene annenle kavga ni duymuyorum, gözlerim seni görmüediyor ve tencereleri tabakları kınp ge yor?. Hani baa akşamlar odanın pencereçiriyor musun?. Hâlâ o hırçın, haşarı ve korkak çocuk sinde bir yurnak gibi nazlı nazlı otuıurdun, arasıra bana çapkın ve kaçamaklı musun?. işaretler yollardın. Ortalık karardıktan Hatırlar mısın, bazan bir erik oğacına tırmandığıa zaman birden şiddetli bir sonra bile endamın perdelerde gölgelegök güriemesi duyunca, bir an şaşkın nirdi. Bir gece sessizce bana gelmek için ve korku dolu gözlerle etrafına bakınır, sonra telâşla hemen eve doğru koşar merdivcnden İnerken köpeğinizin küçüdın. Şimşekler çakar, yağmurlar şarıl şa cük yavrusunun beline basarak hayvannl dökülür, sokakta hemencecik küçük cağızı cıyak cıyak bağırtmış, ortahğı seller doğarken, sen câmın arkasından velveleye vermiştin!.. Aklıma ne sonsuz hatıralar geliyor ıslak bir kedi gibi büzülerek dışarıyı Nesrin.. Hani biz bütün bunları beraber süzerdin. Hâlâ öyle misin?. Yağmur dindikten sonra parçalanmış anacaktık, istikbale beraber yürüyecekbulutlardan güneş yüzünü gösterip, top tik, beraber uçacaktık. Amma ben artık uçamam, dizlerim raklardan hafif buharlar yükselmeğe, yapraklar üzerlerindeki damlilarla brğh, kolum kanadım kırık.. his taıUn nu?> Böyle zamanlarda iosan, saUaomBğa baflaymca soluğu tekrar, Keden bana evvelâ ellerini uzatıp sonhayalın zevkini yuaum pmar pınar içebiliyor. Yazan : Kudret Sinan • Neden bir gün seni evinizin etrafınra kaçtm?. Parlak ve panltılı göiierini da bir karaltı gibi beliren o yabancı bana dikerek ağlamağa kalkışma, sen adama vermek istediler, neden sen, beni yıllarca ümidlerle besledikten sonra başyalancısm Nesrin!... kasmm kadını olmağa raa oldun? *** Benim aşkımm, senin günahınn aleşi, Bir gece pencerenin perdesi ardında aramıza girmek istiyeni neden yere sersoyunurken kazara dekolte gölgeni gören bir adam neden aylarla evinin çev di... Seni bir dal gibi kırdı, sakat bıresinden ayrılmadı ve seni kendine râın raktı, beni şu nlak ve soğuk duvarlar arasmda 18 yıllık korkunc bir rüya göretü? meğe meçbur etti? *** Yalan yalan, ben seni görrKedim, tanımadımdı, sen beni sevmedindi. MüsKüçük ksrdeşin nasıl Nesrin, o da sevedde defterinden koparılmış küçük kânin gibi hâlâ yaramaz mı? Halıriyor ğıdlara her gün bir İki kırık dökük musun, hani sen onun cebine hisseıcümle yazıp bana gönderen sen değiltirmeksizin mektub koyarak bana yoldin. lardın da; ben kendisini severken usu'ca Bunlar birer rüya idi ,be!li belirsiz cebinden kâğıdı alır, yerine şeker bıbir rüya. rakırdım, Gülerken şakrak çocuk sesi ortalığı neş'eye boğan, ağlarken dallar ve ot Kendini İyi koru yavrucuğum, ne de lar arasında gizlenmiş bir memba gibi olsa daha çocuk sayılırsın. Yağmurhı havalarda gene eve kaç, güneşte çok sevimli olan sen değildin. Peki o değildi, bu değildi de, gön gezme. Akşamları tren yoluna çıkarken lümü taşırasıya dolduran o his neyjl? etrafı kolla... Seninle tanışmadan evvel ne kadar Sonra... Değirmen yolundaki kenarrahattım Nesrin, sissiz sadasız fakat ya iıksız köprüye de çok dikkat et, hani tağında rahat, asude akan sakin bir bir kere orad3*1 ko?arak geçerken ayadere gibiydim. Beni bulandırdm, eümi ğm kaymış, suldia yuvarlanmıştın! kızıl renklere bulaştırttm... (...) Ben daima bir gün senin kokunun beni, gelip maiıvedeceğioi seze Kudret Sinao