16 Mart 1942 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

16 Mart 1942 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURIYET 16 Mart 1942 vaxtyet Birmanyadan sonra •••<•* Japonların bıj memleket işgalini bitirdikten sonra Avustralya, Çin ve Hindistan seferleri içîn harekete geçmeleri muhtemel iki motör çarpıştı(Baştarafı 1 inci sahifede) sablamışlarsa ve Cavadaki kuvvetlerden birisi battı olan Sumatra aüasının her tarannın /apt bir kısmını Birmanyaj a nakletmek ihtive işgalıle Cavanın şarkında, Baliden Tımor'a kadar uzanan orta ve kuçuk ada silsileleri muttefık kuvvetlerden tamamile temizlenmemişse de buralarda ehemmiyetli duşman kuvvetlerı bulunmadığından denizlerle havalara hâkim olan Japonların Felemenk Hindistanının tamamile isgal edihnesi amelijesini tamamlamakta zahmet çekmijecekleri aşikârdır. Bu itibarla Ca%anın ehemmijetü yerlerinin zaptı ve buradaki muttefikler ordusunun buyuk kısmmn sanlıp teslime icbar edihnesile Uzakdoğu harbinin Felemenk Hindistanı meselesinin halline aid olan ıkinci safhasmın hal ve fasledildiğjne hukmolunabilir. Bu harbin ücuncu faslım Birmanja seferi teşkil eder ki Rangoon'un dusmesi bunun ilk kafî muvaffakiyetidir. Fakat Birmanva şimaldcn ccnuba 1300 Km. den fazla boyu ve Hindiçini hududundan Ganj nehrine kadar da 1000 den fazla Rm. eni olan buyuk bir dijardır. Bunun istilâsı için Malezja ve Singapum zapteden Japon ordusunun ehemmiyetli bir kısmının buraja tasmmaM iktıza edcrdi ki bu iş artık kısmen vaki olduğundan Rangoon zaptolunabilmiş ve buradan itibaren harb hareketleri garba ve şimale doğru hızlanmıja baslamıstır. vac ve zarureti yoksa Avustralvanoı istilâsı pek az sonra bashyabilir. Fakat yazdığımız gibi bunun iki şartı vardır. Birmanjanın zaptı ise Japonjaya hem millî Çin jani Çungking'in ve hem de Hindistanın jollarını açacaktır. O halde Japonlar için Felemenk Hindistanile Birmanvanın zapt ve istilâlarından sonra biribirinden aykırı üç hedef belirmektedir: Avustralya, Çin ve Hindistan. J a ponya bu uç hedefe varmadan ve bu üç muazzam meseleji halletmcden harb maksadına varamaz. Onun bunlarcian sonra bir de hallolunacak Rusya meselesi vardır. Japonya Hindistan işini hal için Hindlileri İngilizlere isvana sevk ve teşvik jolunu tutabilir ve bunda muvaffakijet dahi umması mümkundur. Çunkü Hindlilerin çoğu İngilizlere duşmandır. Eğer Ingiltere Hindistana derhal istiklâl vererek onunla sırf bir muttefik rolunü oynanıak istemekte acele etmezse Hindistanın Japonlara karşı Ingilizler için kanlarını dokmeğe rıza gostermeleri pek şupheli bir hal alacaktır. Avustraljalılar ise Ingiliz aslından gelmiş oldukları için onlann Hindlıler gibi Ingiliz Iıakimiyetinden ajrılarak Japon tarafını tutmalan ümid edilmez Fakat Japonlann Avustralva meselesinde fazla acele etmelerine bir zaruret yoktur. Hayırsızada açıklarında Tayfalardan iki kişi de boğuldu haberleri ÜNÜN MEVZUU J IHEM NALINA MIHINA 16 Martın mânası ugiın, 16 Mart faciasmın 22 nci j ıldonumbdur. Bir millet, şorcfli zaferlerini, mes'ud günlerini olduğu gibi felâketlerim, acılarını da unutmadıkça kuvvetlenir. Yasamak azminde olan bir millet, tarihinin hiç bir sahifesini unutmamalıdır; ondan ders, ibret \e cesaret almalıdır Onun içindir ki bugun Ingılizlerle dost ve muttefik olmamıza rağmen, 16 Mart gunünu unutmayor, anıjoruz. 16 Marttan evvelki mütareke gunlerinde ç«ktıkleriıniz, Turk milletinl hakikati ve ileriyi gorenler mustesna uyandırmağa kâf ı gelmemışti; halbu. ki bunların arasında İzmirin isgali gibi, millî vicdanımızı parçal:\an, izzeti nefsimize çok ağır gelen \e yurdun yağma edıhnekte olduğunu gosteren, 16 Marttan çok daha kanlı felâketler de vardı. Fakat, bulun bunlar, kurtuluşu raeskenette, esarette, zillerte bulanların javgarası ve 1911 denberi suren harblerin sebep olduğu maddî ve manevi bitginlık arasında, bizi kâfi derecede kamçı'amamıstı. 16 Martta Istanbulun işgali ve Şehzadebasında, bir karakolda, birkaç masum Mehmedciğin uvkuda şehid edılmeleri. Turk millctini uvandıran, burtuluş jolunu gosteren en canlı hâdis». oldu Ancak, o zaman, Anadoluva çekilerek orada memleketi kurtamağa çahşan Mustafa Kemal Paşa ile arkadaşlarının sarajdan, Babıâlıden ve Babıali caddesinden daha doğru duşundukleri katijetle anlaşıldı. 16 Mart, aklımın basımıza getirmişti. Kurtulusun şu Muhibler cemijcbni kurmak veva bu devletın dostluğunu elde etmek vahud da filânın mandası altma girmekle değıl; ancak Turk milletinin kendi kudret ve kuvvetine dayanmakla mumkun olacağını oğrenınek için 16 Mart hadısesini beklijonnuşuz. O zamana kadar, birkaç ecnebi polisinin yıldırdılrı İstanbul, 16 Mart gunü, zırhlılardan ustune çevrilmiş olan aıamelli toplarm tehdidinden korkmadı, bilakis cesaretlendi ve şahlandı. 16 Mart, artık boyun ekmek politikasının iflâs etüğini, yurdu parçalanmaktan ve milleti esaretten kurtarmak için silâha sarılmak ve <son kuıuşa, son kurşuna, son kavaya, son ere kadar» dovuşmekten başka çare olmadığını gostermistir. 16 Mart, bize bu imanı aşıladığı için, Turk istiklâl Harbimizin en oncmli gunlerinden biridir O gun, saadet gctiren bir felâket gunudur. Şehzadehaşı karakolunda şafak vakti dokulen birkaç Mehmedciğin kanı, kurtuluş savasunızm ilk şafağı olmuştur. İstiklâl marşını yaratan bü\uk şair, Korkma, sonmez bu şajaklarda yuzen al sancak; Sonmeden yurdumun ustunde tuten en son ocak, mısralannı yazarken bu kanlı şafaktan Ilham almıstır. Ingiltere ve Amerikaıtın yapacağı gemiler Rangoon'dan sonra Japonlann hedefi tsbiatile bu mevkiin, 170 Km. batısmda Bassein mevkiidir. Japonlar Rangoon'da Çine gelince, Birmanjanın zaptından yaptıklan gibi İrrevadi nehrinin deltasına da asker çıkarabileceklerinden del sonra Japonlann halletmek zorunda butayı dusmandan temizlemek onlar içîn lunacaklan ilk ehemmiyelli mesele işte budur. Bahusus Çin meselesî hallolungüç olmıyacaktır. nıadan Japon ordusunun sağım ve gcÇunkü havaya ve Bcngale körfezinin sulanna hâkimdirler; kâfi ka risini Çungking istikametinden gelebilera kuvvetleri de vardır. Bu scbeblc on cek tehlike ve tehdidlere maruz bırakaların, deltaya el kojduktan ve Basscin'i rak Birmanyadan Hindistana karadan de aldıktan sonra artık, huljalarım sa yürüyemiyeceği meydandadır Hindistan dece Kalkute istikamctine kurmak uze ise sırf denizden zaptohınamaz. Kara re, Birmanyanın orta^ındaki Mandalay hareketlerile deniz ihraclannm telif ve Fehri uzerine şimale jurumelerı kalır. terkib olunmalan iktıza eder. Se>lAn Daha sonra da simalde Çin hududuna, adası mcselesi sırf Hind Okvanusunda simali garbide Brahma Pııtra buvuk ır kuvvetlı bir üs sahibi olnıak için bahis mağına ve garbda meşhur Ganj neh'ine mevzuudur. Fakat ne olursa olsun Hinkadar uzanan Birmanjanın. zaptını ta distana karşı a^kerî hareketler >apmak bahis mevzuıı olursa Japonjamn bunu mamalamak icab eder. ancak Çin yani Çungking meselevinin Bırmanyajı Ingiliz imparatorluk ordusi'e birlikte mudafaa içm Çinin buraja hallinden sonra\a bırakması makııl olabir ordu gondermesi tabiatile doğıudur. cağından Birmanvanın isgalinden sonra Fakat bu ordunun meselâ Mandalaja ka Japonyanm buradan Çunçkin'e teveccuh dar gelmeğe ve iş gormcğe vakit bula ctmesi \e ayni zamanda Kanton üzeıinbilmcsi pek suphelidir. Bununla beraber den de bir ordu yx lıtcf»i ?ek muhicbu kadar geniş mesafelerde ve millî Çin meldir. le Hindistanın bu kadar yakınında ve aralarında harekete mecbur olan Bir manya Japon ordusunun, vazifesini ne gibi imkânlar ve güçlukler içinde gorebileceğini evvelden kestirmek guçtur. Fakat gorunuşte, Japonjajı, Binnanjayı isgalden menedebilecek mejdanda ne bir Ingiliz Ilind ordusu ve ne de bir Çungking Çin kuvveti joktur. Çunku General VVavell elindcki vasıta ve kuvvetlerle simdilik Birmanvadan daha ziyade bizzat Hindistanla Scvlân adasını mudafaa ile mesguldur. Buna nazaran CanKayŞek de bazı chemmijefsiz kuvvetlerin ileri gonderilmesinden sarfınazar eündeki asıl ordularla milli Çin hududlannı ve Çungking jolunu konımak zorunda kalacaktır. Cavanın zaptı Japonlara Avustraljanın istilâ yolunu hem açmış ve hem temin etmiştir. Çunkü Cava Avustraljaja karşı harekete geçmek tasarında bulunan Japon deniz, hava ve kara kuvvetleri için fevkalâde bir üs olabilecektir. Fakat Japonlar Avustraljajı derhal istilâya kalkısacaklar mıdır? Eğer onlar Cavayı zaptettikleri kuvvefleri pek fazla Luvvetlendirmeğe luzum gormeden Avustralyanm bellibaslı liman ve üs sehirIerini zapt ve istilâ edebileceklerini he H E. ERKÎLET Edirnede Yerli Mallar pazarı açılıyor E<îlrne (Hususl Edirnenm en büjuk no^sanlarından blri de burada «Yerlı Mallar Pazarı> nın bır şubesinin bulunmamasıdır. Şehrin bu Ihtlvacı bundan iki, iki buçuk sene evvel gozonunde bulundunılarak Yerll Mallanmı. zın bır şubesinin de burada açılması kararlaştınlmış ve fakat bazı sebebler dolayısi'e bu karar iacbl1; sahasına konulamamıştı. Şlmdi Edirnenln bu lhtiyacnı tekrar incehyen hukumetimız nihayet bir şutenin de burada ve en kısa bır zamanda açılmasım alâkadarlara bıldirmiş ve bunun üzerlne tetkfkatta bulunmak üzere Yerli Mallar Pazan depolar müdurü Sadi İstanbuldan ;ehrimlze gelmiştır. Burada umuml mufet'ışl ği ve •vılâjetı zıyaretten sonra alâkadarlarla temfista bulunarak Incelemeler yapmakta olan depolar müdürü İstanbula donecek ve Yerlı Mallar Pazarmın en kısa bir zamanda şehrunızde bir şubesi açılmış olacaktır. Bundan evvelkı j'a zımızda, «Atlantlk meydan muharebesı» denılen fakat « artık «Okyanuslar • meydan muharebe * ^ ^ ^ ^ * ^ * ^ * ^ * sl» adıle anılması daha dogru olan tonaj batırma harbmm bır tetkıkını vapmıştık. Demokrasıler grupu ıçın dava, batırılan tonaj ın telâfısi meselesidır. Hayırsızada açıklannda sabaha karşı Tonaj meselesml, ıkıye ajirmak kablliki motor çarpışmış, bunlardan biri bat dır. ırıstır Batan motör tayfalanndan iki 1 Mevcud tonaj 2 Yeni ınsaat. kardeş boğulmuşlardır. Bursa Bırlık ambanna aıd Karakuş 1 Mevcud tonaj motoru Cemal kaptanın ıdaresınde oîIlkonce, haroın başiaait,! 1939 eylulunduğu halde Mudanyadan yiıklü olarak den Amerıka harbe gırıncıye kadar, Inlımammıza hareket etmiş, Hayırsızada açıklanna geldı*ı sırada limanımızdan Mu g Itere ve muttefıklennm elınde bulunda tonaja bır goz atalım. Asagıaakı hesabda danyaya hareket eden Hakkı kaptanm 1939 yuı başmda mevcud Ingiliz ve Aidaresmdekı Dıncer motoru ile karşılaşmerıkan tonajlarıle Ingıltereye sonradan mıştır. Bu karşılaşma o kadar anl cl lJınak e^en muıtefıkıerın umumi tona]muştur kı, kaptanlar manevra yapmağa lan degu, fakat bunlarm Demokraoiler vakıt bulamamışlar ve iki motor olanca cephe=me v erebıldıkierı gemı tonajı hehızıle bodoslamalarından bırbirlerme Srtba katımıştır: Ingiltere. 21 215 000 ton bindirmişlerdir. Karakuş motoru su alsğa başlamıştır. Korveç: 3,250,000 » Holanda: 2 250,000 » Beş k'sıden ıbrret olan bu motor tavYunanıstan 1,000,000 > faları yuklerden bır kısmını demze ataFransa: 400,000 » rak motörün batmasma mâni olmak isBelçıka: 200,000 » temlşlerse de yara büyük olduğundan Lehstan. 1.3,000 > tekne, demze gonüİTieğe başlamıştır. Amerıka. 12,000,000 » Tayfalardan İnebolulu 30 yaşlannda Yekun: 40,415,000 » Ahmedle kardeşı 15 yaşında Kâzun kenBu yekuna bır mıktar Danımaıka gedılerini kurtarmağa vakit bulamıyaraic mısıni de ılâve eımek gerektır. Danımar. boŞıılmuslardır. kanm umumî tonajı 1,177,000 tondu, faDığer üç tajfa ve kaptan evvelce de kat ne kadarının Ingiltere ve muttefıkmze atladıklarından musademeyî müte lerının hızmeünde bulunduğunu bılmiakıb civarda durmakta olan Dinçer mo yoruz, Danımarkanın ışgalmden sonra törü tayfalan tarafından kurtanlmış bu tonajın bır kısmı, Ingiltere ve mutlardır Bu motor denıze dokulmüş olan tefıklerının hızmetıne gırmlş, bır kısmı, esyalarcîan bir kısmını da kurtarmağa Amerıka ve dığer bltaraf lımanlara ıltıca muvaffak olmuş ve kazazedelerle birlik etmiş, bir lusmı da Almanlaruı elıne geçmıştır. te lımana gelmlstir. Sovyet Rusyamn kendi denizlermde Kazadan haberdar edilen nöbetçl M'iideuımuml mııavinl Fehml tahk kata kalan tona]i da 1,316,000 tondur kı bunun başlamış ve kaptanlarla tayfalann ifa bizce meçhul bır kısmı da muttefıklede'eri alınmıştır Kaptanlar kefaletle nn hızmetındedır. Cenubî Amerıka devtaMıve olımnuşlardır Tahkıkata devam letlerının 1,200,000 ton kadar tutan Ucaret gem.lermın bır kısmı da Ingiltere ve edılmektedır. muttefıklerı hesabına çalışmaktadır. Epey mıktar Alman ve Italvan gemısi de Yoğurt 80 kuruşa indi! zaptedılerek muttefık fıloja ılâve edılFon gunlerde yoğurt flatlannda bir mıştir Ortalama bır hesabla Ingiltere ve duşu :luk goze çarpmaktadır. Bır hafta muttefıklennm elınde, harbin başmdan e^elıne kadar 100 kuruşa satılmakta o bugune kadar 42 mıhon ton gemı bulunlan ivi cms yoğurt 80 kuruşa kadar duş nıuştur kı bu da 1939 seresi başındakı 69 buçuk mlrjoniuk döny»ı tonajmın mumüstür. azzam bır kısmı demektır. Sut fıatlannda da kısa bir zaman zarBu tonajdan nekadarmm 1939 eylufında bır tenpzzjl vukua geleceğine muhakkak nazarıle bakılmaktadır. Bunun lundenberı elden çıktığını tam ve kat'î bişlıca sebebı, hajvanlann yavrulama olarak bilmek mumkun değıldır. Çunku sı ve dolavısıle süt miktannda blr faz bırıncı yazımızda soyledığımız gıbı Mıhver ve Ingiliz lıstelerı bırbırını tutmalalaşrm olmasıdır. maktadır. Esasen, İngılızler 1941 haziraMaskelenen vitrînler nındanberi zayiat lıstesi de neşretmeŞehir Meclisınin şubat devresinde ve mektedırler. Alman hesablarma gbre, rfen lokanta \ itrınlermde yemek teşhi İngıltere ve muttefıklermın ıstıfade etrinın yasak edilmesi hakkmdaki kararm t klerı 42 mllyon tonluk gemiden, şubat ta'bıkma bugunlerde başlanacaktır. Bır sonuna kadar 16 buçuk mılvon tonluk çok lokantalar, şımdıden vıtnnlermi gemi batmıştır. İngilizlere gore ise, an'TT"=':elemışlerdlr. cak bunun yarısı kadarı doğrudur. HerNisan ayına mahsus ekmek halde Ingılızlerle muttefıklermın 1042 şubatma kadar 12 mıljon ton kadar gemi karneleri kaybettıklerini kabul etmek yanlış olNısan ayına aid ekmek karneleri An maz. Bu hesab, azçok, Amerıkan parlakıradan gondenlmiştır. Önılmüzdekl mentosunda bahrıye encumeni reısin'.n hafta içinde iaşe burolarına dağıtılacak verdığı rakamlara da uyar. Bu zat, 1941 o'.an karnelenn halka tevziine süratle senesmdekı gemi zayıatınm 9 milyon ol1 duğunu söylemişti. Denizaltı harbinin baş anacaktır. zayıf olduğu 1939 eylulü ile 1940 nıhayetı Yeni karne tevziatında ağır işçüere aid tahdıdat lıstesıne gdre hareket edıle arasmdakı 16 aylık miıddet için de 3 milyon ton kabul edersek, 42 milyon tocek^ır nun 12 mllyonu batmış, elde 30 milyon Prof. Hilmi Ziyanın ton kalmışıır; demek pek yanlış olmasa gerektir. konferansı r Abidin Daver smde, 1 buçuk mlljon ton jenı gemıjl tezgâha koymuş, fakat mşaatı gıziı tutmuştur. Amerıkan kajnaklarına gore, Ingiltere 1910 ta da, 1 buçuk mıljon ton gemı yapmıştır. Bu ka>Tiaklar, 1941 ve 1942 ıçın de Ingıllz tezgâhlarının her yıl tahmmen gene 1 buçuk mıljon ton gemı japtıkiarım kabuı edıyor. Son gunlerde, Ingılterede, hergun bır gemlnın ıkraal edıldığı bıldırılmışür. Yalnız bu gemılerın tonajı hakkında malumat yoktur Inguızlerın Amerıka>a ısmarladıkları gemılerm 6500 tonluk olduğu soylenmıştı. Ingılızlerin yaptıklan stand=ırd gemiıerın de 6500 tonluk olduğunu kabul edersek bu takdırde gunde 1 gemı hesabıle yılda ortalama 2 milyon 300 ton kadar gemı j apmaları İcab eder. Geçen Buyuk Harbde, Ingıl.z tersane!erı 1917 senes^nde 1,163,000 tonluk ve 1S18 ın 10 avmda ıse 1,310,000 tonluk yeni gemı yapmışlardı Bu defa Bntanja adalarmdakı teısanelerden başka domin> onlann hepsmde, hatta Hmdıstanda dahı gemı japıldığına gore Ingıhzlerın, azami gayıetle yılda 2 milyon tondan faz!a lnçaat yapabıleceklerı kabul olunabılir. Amerıkaya gelince, Amerika, 1939 da: 500,000 ton 1940 da. 750,000 > 1941 de 1,250,000 » Gemı yapmıştır. Amerıkahlar harbe girmeden evvel 1942 de 3 buçuk milyon tonluk gemi yapmağı kararlaştırmıslardı. Fakat harbe girince daha büyuk programlar hazırlamışlardır. Amerika parlamentosu bahriye encümeni reısi, 25'1/1942 de soylediğı nutukta, 1942 başındanberi 308 gemi tezgâha koyduk, 178 gemi denize indirdık; 129 gemi tesellüm ettik. Bu sene 8, gelecek yıl 10 mılyonluk gemi yapşcağız; demişti Amerika deniz inşaiyecıleri millî çurasının 1941 sonunda neşrettıği belletene qore 1942 başmda 10 milyon tonluk S33 açık deniz gemısi tezgâha konulmuştur Amerika deniz komlsyonu reisi Amiral Vazan: E Land 1943 ve 1944 jJlarmda, 13 buçuk milyon tonluk 1200 gemi yapmağı goz^nunde tut3n bir •orogram hazırlamıştır Ameriia, bu j ıl gunde 2 gemı ve ılermde gunae 3 gemı vapmak kararındadır. 1941 de Amerıkada 100 metreden uzun gemılerl tamır edebılecek 170 tezgân vardı. Şımdı bunlarm sayısı 406 ya çıkmıştır Şımdi Amenkan tezgâhlarmda 500,000 '<ışı ça.ışıyor; bu mevcud yakında "İO0 bın kjşıje çıkarılacaktır. Halbukı 1941 laşında 240,700 amele, 1940 ta ise yalnız 132,600 kısı çalışıyordu 1941 bırmcıteşrıiınde de 433,000 kışı gemı japıyordu; 1 942 bırıncıteımınde bu lşte, 720,000 arele kullanılacağı tahmın edj'ıyor Ame•ıka geçen harbde 1917 de 1 034 000 tonuk, 1318 m 10 aymda ıse 2,079 C00 wn gemı yapmıştı 1917 de hazırlanan orogram harbin devamı muddetmce, "8 407 000 tonluk gemı mşasını gozonun!e tutmuştu Bu harbde i^e yalnız b.r 'îllık mşaat 810 milyon tondur. Hulâ^a, İngıliz ve Amenkan tezgâhfarı, 1942 de beraberce, 10 mı'yon tondan fazla gemı j apabıleceklerdır. Bunu yapmağa muvaffak olduklan takdirde, şubatta olduğu gibi ayda, hakıka+en yar;m milyon tonluk gemı kaybet^e^r dahi, Okyanuslar harbinde mağ'ub olmak tehlıkesıne düşmeT^r ABİDİN DAVER Muhterem okuyucularmdan B. Kemal Gul Yeni İnaıliz zırhltîarınm tSoğanatar* denüen silâhları hakkında rizi fazla tenvir edemiyeceğim; fak't bunlarm toptan ziyade ktsa menzılh havanlar elduguna hükmetmek lâzım geliyor. Ihtiyatî tedbir Fen Fakültesi yangınından sonra Üni\ersitece bazı ihtiyatl tedbtrler alınmasma başlanmıştır. Bu arada Üniversite merkez binasında 4 kişiden mürekkeb b'r itfaiye müfrezesi bulundurulması içln İtfaiye müdürlügile Rektörlük arasında temas başlamıştır. Yarın akşam S U M E R sinemasında Kendisıni gormeden dinliyeceğinlz... Erkekleri çıldırtan... Görünmiyen Kadın Orijinal, hareketii ve merakh filmini takdim edecektir. Baş rollerde: Dilsizler cemîyetinin fevkalâde kongresi Dilslz, kör ve sağırlar cemiyetinin fevkalâde kongresl dun oğleden sonra Eminonü Halkevinde toplanmış, 2 ay evvel seçilen idare heyetının çalışamadığı anla şıldığmdan yeni bir idare heyeti seçünt yapılmıştır. Verılen jeni blr kararla da badema beş senede bır idare heyeti seçılmesine ve cemiyet mufettişl Süleymanm dalmt rels olarak idars heyeti başında bulunmasına karar verilmiş ve bu arada cemiyeti alâkadar eden muhtelif mevzular etrafında görtlşUlerek toplantıya nihayet verilmlştir. YİRGİNİA BRUCE JOHN BARRYMORE Eğlendiren bir aşk romanı... Beklenmiyen vak'alarla dolu bir mevzu... BENJAMINO GİGLİ S A R A Y Fılminde şarkı BU P E R Ş E M B E AKŞAMTNDAN İTİBAREN Sinemasında Gösterılecek olan zengin ve emsalsiz SEVDİĞİN KADIN sbylivecektir. BUGÜNDEN İTİBAREN CÜMKURİYET Nnshası 5 Abone seraiü Senelik Alb avUk Üc avlık Bir avbk îstiyoruz! Sekiz ayda verilmiyen hak Eskişehrin Afapınar kdyu çiftçilerinden Ahmed Durmuşoğlu unzasıle şu mektubu aldık: <Ben, Eskişehrin Ağapmar köyü çıftçılerındemm 27 7^941 tarıhınde kılometre 200j338 de yol boyundaki tarlamın yırmi beş dekarlık bır kısmının ıçmdekı buğday destelerı tren makmesmm atmış olduğu ateşle tamamıle yanmışMr. Bunun uzerine alâkadarlann vak'a yermde yanmış oldjkları ıncelemelerden sonra buğdaya kılo basına 8 kuruş ve samanına da 60 para fıat vererek 465 lıra 88 kuruş zarar ve zıyan tespıt edılmış ve odenmesı >olunda Munakalât Vekâletine büdırlımıştı O gunden bugune kadar yedı buçuk a>a yakm bır miıddet ve bu meyanda muteadd d defalar ılgüi makamlara muracaat'e bulunduğum halde el an param verılmemıştır. Şımdı benım gıbı kim bılır daha kaç koylu bu juzden sıkıntı ıçındedır Munakalât Vekâletınm nazan dıkkatınt celbetmenızı <;?Vgılarıınla rıca ederım > Bu vurddaşın derdini ve sıkmtısını izah etmek için fazla bir şey yazmağa luzum förmiıvorıız. Tespit edilen ve tahakknk ettirilen bir ziyan bedeli, fakir bir çiftçîye yedi. sekiz ayda hâIâ verilmezse. çiftçlnin, hep bel bağrIadıSınız işlerini vaktinde gormesi kabil olamaz. Munakalât Vekâletinin, kırtasivecilik formülleri haricine çıkarak bu vatandaşın hakkını bir an evvel vermesini, Bevoğlu HalkeMnden 19 3 942 perşembe gunü saat 18 de Bu Ivi haber butün Edirnelıler ve hele Halkeumızm Tepebasındaki merkez bimemurlar tarafından büjulî bir clâka nasmda Prof Hılmi Zıja Ülken tarafın. dan «Madde \e hayat telâkkıleri> mevve memnuniyetle karşılanmıştır. zuunda muhim bır konferans venlecekİzmit kâğıd fabrikasında tır Konferanstan sonra trıyomuz bir korslr verecektir Herkes gelebılir faaliyet İzmit 7 (Hususl muhabirimizden) Izmıtte inşalan nihayet bulmuş olan ıkıncı kâğıd ve selluloz fabnkalanna S ı panca golunden getınlmekte olan su borularının doşenme ışı şehrin Içıne kadar gelmıştır. Fakat bunların monte edilmesi sanıldığı kadar kolay olmamakta ve uzun zamana ihtıyac gostermektedır İkıncı kâğıd ve selluloz fabnkalan m a . yıs veya hazıran ayları içinde ışlemeğe açılmış bulunacaklardır. İzmıtteki bınnci kâğıd fabrıkasının makmelermm durduğu ve ışlemedığ hakkmdaki şajialar asılsızdır Çunku fabnka gece gunduz çalışmakta ve mesaısmi en son hadde kadar çıkarmaktadır Bır aralık makınelerden bırısımn mutad olan tem zl« ıçm tatü edılmış olması bu, yersiz şayıanm intışanna sebeb olmuştur. Kâğıd imalınde kullanılan maddelerln çoğu yurdumuz dahilınde istıhsal olunmaktadır. Harb dolayısıle, Rumanya ve Rusyadan odun gelmemekle beraber Bolu ormanlanndan bu madde, kâfı mıktarda elde edılmektedır. İzmit fabr kası tam verimtle faalıj'ettedir. Mısıılı Prenses Suveydanın ^ onunde hurmet ve nezaketle eğılerek ehndekı buju*;çe paketı uzattı: Prenses Hazretlerı, dedı, terzihaneden gonderdıler Her ıkı elbıseyı lu fen gıyıp tecrube etmenızı dıledıler. Eğer mu\afıksalar alıkovunuz Kusurlan varsa tekrar alıp gotureceğim. Duzeltecekler Kırk yaşlannda kadar görünen kara kaşlı, kıra gozU, etıne dolgun kadın tatlı bır gulumseme ile cevab \erdı: Çok 171, t?m zamanında geldmız vavrum, fakat maıjetimdekilerm heps ne ızın verdım. Yandakı odaya beraber goçelım de orada elbıselen prova ıçm bana vardım eduıiz. Cemıle, henuz çocukluk izlerı kaybolnıamış yuzunde genış memnunıvet çızgıleri peyda olarak, zengin muşterinın arkasından jurudü. Prenses Istanbula sabahleyin gelmiş ve derhal bu luks otele ınmışti. Kısa bır ıstirahatten sonra derhal sokağa çıkmış terzıhaneye uğrıvarak iki model elbiseyı satm almış, pek fazla acele ettıği içm onlan şöyle üstünkoru bır gıyıp çıkarmıştı. Etrafta henüz açılıp yerleştirılsmemış sıra sıra bavullar dizılıydi Öteye berıje atılmış kurk mantolar, ayakkabılar, entariler or f alıkta muthış bir karışıkük ve intızamsızlık vücude ge'ırıyordu Tuvalet masasımn ustünde kayıdsızca bırakılmış kupeler yuzukler, mci gerdanlıklar duruyordu. Cemıle bojle pahalı ve goz kamaştmcı mucevherleri, şimdıje kadar bu derece yakından gormemışti Suveyda, kenrıs ne çok yakışan krep satenden ağır bir gece tuvaletını sırtma geçirdıkten sonra: 2 Yeni insaat Şımdi kayıbları telâfı içln yapılan yeni gemi inşaatını tetkık edebılıriz. İngılız ve Amerıkan tezgâhları, çok buyuk programlarla çalışmaktadırlar. Her iki memleketin çalışmalarına ayrı ayrı bir goz atalım. Ingiltere, harbin patladığı 1939 sene Beşiktaş SUAD PARK sinemasında A B D Ü L V E H A B ' m knrnştnr. Haric Türkive İçin icin 1400 Kr. 2700 Kr. 750 > 1450 > 800 • 400 * 150 » Yoktur. MES'UD CVNLER en rüzel filml Dikkat Gazetemize eönderilen evrak ve yazılu nesredilsin edibnesin iade edilmez ve zivamdan mes'ulivet kabul olunmaz. ta bir peri masaüna benzıyor ama.. dur bakalım! Telefon durmadan işledi. Resml, slvil bir çok memurlar içerıye geldıler. Komıserle uzun uzadıya fıskos ettıkten sonra telâşlı telâşlı çıkıp gıttüer. Cemıle oturduğu iskemlede korkudan ve ıstırabdan kuçulur ve buzulurken saatler de geçiyordu. Nihayet komıser: Haydl kızım, dedi. bize adresinı ver de gıt, icab ettıği vakit seni gene çağırtırız Gerdanlık burada kalsınl. Cemile bu sözlenn kabahatli mi, masum mu olduğuna delâlet ettığ'ni pek iyl anlıvam^dığı ıcin perışan ve duşünceli kapıdan çıkarken komiser yanındakl memura: Olur şey değil dıyordu, bu kadar kurnaz bır sahtekâra bınde bır rasgelinır Demek kadın, prenses fılân değil, dupeduz beynelmılel bır dolandıncı ımiş. Bu suretle gerdanlığmm çalmdığmı Iddıa ederek sıgortadan paraları alacak ve tabıî derhal memleketten kaçıp gidecek. Kanma gırdığı ınsanlarm uzerınde bulunan mücevherler de sahte olduğu için kendisi tarafından saklanan veya evvelce satılmış olan asıllarmı da şüphesiz ele geçirmek mümkün olamıyacak. Ne ise yavrucağın talihi varmış. Tam vaktinde gelip bize müracaat etti. Yoksa okkamn altına glttıği gundü. Prenses Hazretlerı (') kım bılır nerelerde yeni yeni marıfetler yaparken bıçare kız, senelerce hapısane koşelerınde sürünecelctı. Pakat pre"s (!) bu sefer kazdıgı kujuja bizzat kendı duştü Evrakını çabuk tamamlayın da yarın sabah erkenden Aites (1) i adiıyeye teslijn edeiımt 5 = KUçUk hîkâye Prensesin incileri Onun için sana gosterdıği memmyet ve ıtımadı çok gorme Senın gibi cıci bır kızın boyle feylere tenezzul etmıyeceğıni bılmez mıyım? Sonra bunlar çalınsa da kafiv'jen ehemmıvetı yok Çunkü hepsı sıgortalıdır Onlann tekrar bulunmasmda benden zıvade sıgorta kumpanyalan faalrvet gostereceklerdır. Çunku bulunmadıkları takdirde bedellermi ödemek mecburijetmdedırler. Prenses, maron çav elbisesini de endam aynasında altlı üs'lu gormek için salona geçtığı anda Cemılenm ruhunda muthiş bır fırtına koptu. Hıslerı, benLğmdekı kotu hırs ve heveslen kamçılarken, mantıkî, ahlâki ve ıçtımaî ınançlannı şahlandırıycrdu. Nı'.ıavet, aç bır adamın, bın bir turU nefıs fakat haram yemekler karşısmda şeytana uymayıp nefsme hâk'm olması gibi, elını inci gerdanlığa uzatmaktın zorla menedebıldi. O sırada Prenses Süveyda sevinc<!en parlıyan gözleri, memnuniyetten hafîfçe buruşan yuzu ile içenve glrdl: Elb'seler çok hoşuma gıtM dedı ıkhımn de parasım derhal slze veıeceğim Tasdıkli faturayı idareniz sonrs ba. na gonderir! Mısırlı kadın, tuvalet masasımn çekm°cesinden bir tomar para çıkardı Cemıleenm gozünün onünde saydı: Ver çantanı, dedl, oraya bea yer Nuri Refik Mersinde bir muhtekir teykif edildi Mersin (Hususî) Mersinde tlcaretle uğraşan Abdulhamid Nâsır, otedenberı ıthalât yapmaktadır. Son zamanlarda Mısırdan aldığı bazı mallann, malıyetlni yuksek gostermek ve bu suretle ıhtıkâr yapmak maksadıle burada ıstedığı gibi tanzım etmek içm elde ettığı Mı sırlı fırmalara aıd bır çok boş fatura larla gumrukte muamele vaptınrken ya kalanmış ve derhal tevkıf edılmıştir. İstiyoruz! Aman kızım, dedi, buradaki yarım aynada hıç bellı olmuvor, gıdeyım salondakı endam aynasında da bir bakayım. Zengin ve güzel kadın kısa ve asabî adımlarla salona geçmce Cemile odada jalnız kahnıştı. Tuvalet masasımn üstunde taşlan pırıl pınl parlıjan kupeler, yuzukler, yılan gıbl kıvnlarak uzanmış incı gerdanlık gozlerini oyle sıhırlı bir cazıoe ile çekıyordu ki, sormayın. Şımdi, onlardan bırini yava?ça cebıne atıverse kımsenın haberı olmıyacak, Prenses, mucevherinin çalmdığınm kım bılır ne zaman farkına varacaktı. Genc kız, başına hucum eden kanın sıcaklığmı azaltmak içm bır elmi alnırın ustünde gezdırırken, dtedekı elını de kalbmm hsjecanlı çırpmışlarını sakmleştırebılmek için goğsunun uzerine koymuştu. Zengin kadın salonda epey bir zaman kaldıktan sonra tekrar odaya dondü geldi O vakit Cemile dayanamadı, her tarafı titriyerek; Affedersiniz, Prenses Hazretleri, c?edl haddim olmıyarak soUdvorum, bu mucevherlerı, gerdanlıkları boyle açıkta bırakmanız hiç de dogru değıl. Prensss, siyah tuvaletl çıkanp maron çay elbisesini giyerken Cemllenin çenesini okşadi' Yavrucağım, dedl, blz insanlann ne tıynette olduklannı yüzlerlnden tanırız. Sakm kaybetme ha Beş lıra da sana bahşış olarak koyuyorum! Genc kız dışanya çıkmca geniş bır nefes aldı Ağır \e muthış bır ışkenceden kurtulmuş gıbıydı. İradesınin dızgınlerini kuuetle çekmek, nefsani arzulannm başlannı ezmek pahasına hırsızlık >apmak, bu>uk bır suç işlemekten kurtulmuştu. Kenara çek.ldı Kendme aıd beş lıraji paralardan ajırıp cebıne koymaK ıçın çantasım açtıgı zaman az kaldı halecan ve dehşetten oraya duşup bayılacaktı. Almak değıl el surmemek için goğsünun altmdakı şejtanla boğaz boğaza savaştığı, çok hoşuna gıden inci gerdanlık çanasının bır koşesinde kıvnlmış yatıyordu. Acaba, oraya nasıl gırmiştı? Cemile uvkuda gezenler gibi zıhnmden geçenl şuurunun hiç haben olmadan mı yapıvermiştı? Yoksa, evet yoksa .Prenses onu paralarla birlikte ml çantasına bırakıvermiştı; bu daha akla yakm bir ihtimaldı O halde . Kalbi çarparak, ayak'.an dolaşarak polis merkezine kadar gıtti Tek başına bir odada oturan yakası üç yıldızh kıranta zata başma gelenleri olduğu gib: anlattı Kcmlser Cemileyl şüpheli nazarlarla baştan aşagı süzerek Kızım, dedi, bu senin maceran ade

Bu sayıdan diğer sayfalar: