= Şark cephesinde Sehir GÖRDÜKLERİM haberleri Yunanlılarda ahlâk istihkâmları Pasif korunma ==ideaH=== için tedbirler ıl yarılmıştı? T A H N I N LE nacağını bilememelidir. Bunun için asıl taarruz mıntakasından başka. olan yerlerde bir takım yanıltma ve gösteri teşebbüs ve hareketleri yapılır. Taarruzun yapılacağı sabahın çecesinde her üç kurganın pek yakın mesafeMektebler, sinemalar, apartımanlar lerine kadar ikişer tank veya uçak mü gibi resmî ve hususî dalre ve müessedafaa topu ileri sürülür. Ortadaki kur sat ile fabrikalarda ve lg yerlerinde gam zapta memur olan hücum istihkâm şimdiye kadar alınmış bulunan pasif müfrezesi de gecenin karanlığından bi korunma tedbirlerinin senelik teftişlerilistifade dikenli telörgü'.erine kadar ya ne Seferberlik Müdürlüğü tarafından naşır ve karanlıktan bilistifade bu tel 1942 senesi ikincikanun ayı lçerisinde leri keserek kendine bir yol açmağa ça başlanacaktır. lısır. Teftlslerde; korunma ftmirl, Jtfaiye ve ' Sabah safakla beraber, gösteri veya llk yardım sıhhl ekiplerile, ankaz kalnıltma taarruzları yapılan yerlerde dahi dırma ve diğer korunma teşkillerni ateşe başlanmakla veya daha ewe! bu bilhassa «fabrika ve müesseselerin kona başlanmışsa devam edilmekle bera runmalan hakkmdaki» talimatnameye ber, asıl taarruz bölgesinde bütün top göre bafrikalarda bomba ve parça t e çu her üç bunkeri (kurganı) ve bilhassa sirlerine karşı hazırlanmış bulunan tedortadakini kesif bir ateş altına alır. Bu birler üzerinde ehemmiyetle durulacakesnada topçu ateşinin mayin tarlalsrına tır. da tesadüf ederek bunları allak bullak Hava taarruzlanna karşı ışıkların etmemelerine dikkat olunur. Çünkü bu takdirde mayin tarlalarının mayinlerini söndürülmesi ve karartılması nizamnaayıklamak ve temizlemek pek fazla güç mesine tevfikan evvelce bütün mebanlde karartma tedblrlerl almmıştı. Bu leşir. Mânileri ve mayin tarlalarını yan top hazırlıfın da ne dereceye kadar muhave makineli tüfek ateşlerile muhafaıa faza edlldigi tetkik edilecektir. Teftişler, anl yapılacak ve korunma ya memur olan kurganlar bu suretle kesif topçu ateşi altında dumana boğu tedhirler'.ni almamış bulunan daire ve lacakları gibi tank veya uçak müdafaa nrüessese müdür ve sahibleri hakkında topları da bunlara pek yakın messfe 3502 sayılı Pasif Korunda kanununa ierden nokta ateşi yapmağa başlarlar. göre takibat yapılacaktır. Ekseri kurganların düşmana müteveccih tarafları mazgalsız kalm demirli beton duvarı halindedir. Yani kurganların mazgalları yanlara ve hatta baFincancılarda Mahmudiye hanmda zan gerilere ateş edecek surette yapılmışlardır. Bu sayede bunların hem maz manlfatura taciri Ohannes Püracemgalları doğrudan doğruya topçu ve ma yan, iki balya siyah sateni satışa çıkineli tüfek ateşine tutulmaktan masun karmamaktan muhakeme edilmektedir. kalır ve hem de mânilerle mayin tar Kend'sinin gösterdigl müdafaa şahidleri tüccardan Süren, komisyoncu Serlaları yan ateşlerine ahnmıg olur. kis, han odacısı" Binyamin, mahkemeFakat tank veya uçak müdafaa fop deki lfRdeleri hakikate uygun görülmllarile kurganın kör yani mazgalsız du yerek yalan yere şahldlikten tevkif evarına yapılan şiddetli ve seri nokta dilmişlcrdir. ateşi sayesinde duvann muayyen bir Beyazıdda Hüseyin I^minde bir düknoktasma üstüste birçok mermiler i«akâncmın, yün ipliği ihtikânndan 10 gün bet edeceğinden kalm beton duvarda hem oyuk ve delik hasıl olmağa baş hapse konuiması, 55 l'ra para cezası lar, hf»m de bu mermilerin aleddevam ödemesi, dükkânının 20 gün kapatılması beton duvara çarpmalarmdan kurganın karar altına alınrmştır. Sirkecide gömlekçl Avram Levi He içindeki erler sinirlileserek çalışamaz bir göm'ekçi diikk&nında tezgâhtar Yumhale gelmeğe başlarlar. tof hakbnnda da tevkif müzekkereleri Bu esnada, hücum istihkâm kıt'asının kesilmiştir. mayin tarama müfrezesi telörgü mâniAynahçeçşmede kömürcü Dimitrl, kok inden geçerek mayin tarlasmın icinden plyadenin geçebileceği 3040 metre gs kömiirünün kilosunu 3 kuruş yerine 4 nişliğinde geniş bir yol açmağa başlar. kuruşa sattığı ve tarttıgı 8 ki'o kömürü müşteri.ve 10 kilo yerine verdigi idH. E. ERKÎLET diasile adliyeye cönderilm'stir. Kömttrcünün 3 gün hapsine, 23 lira para cezası ödemesine ve dükkânının 7 gün kaŞapkah doktor bir kaza patılma=;ına karar verilm'ştir. CUMHURıYET 6 irriacifc&nun 1942 M E M MIH1NA Sivil Başkumandanlar NAUNA ıtarafı 1 Inci sahifede) 'günlerle zorlu muharebe karşısında bırakmışlargösteriyor ki Sovyet ıiidafaa hattını asrî bir EUetmesini bıldikleri halde böyle bir müstahkem hattı uzun müddtr müdsfaa "edemiyorlar. Şimdi, Almanların geçen yaada tarif eüiğimiz veçhile tahkim edilmiş bir müstahkem hatta nasıl taarruz ederek hemen daima yarmağa muvaffak olduklarını telkik edelim: Yer ve hava keşfi sayesinde düşmanın tahkimatı, bunkerleri (kurganlan), mânileri, mayin tarlalan, topçu mevziları ve sığınaklan teferruath bir surette tespit ve mufassal fotometrik resim ve haritalar üzerine tersim edilmektedir. Uçaklardan, uzak foto makinelerile (bir çok Km. yükseklerden) alınan fotoğrafüer yakından gözle görülmiyen en ufak toprak kabarcıklarıru bile farkettirdiklermden mayin tarlaları bilhassa pek iyi tespit edilebilmektedir. Bundan başka Ruslar, şemayı yani şeklî tabiyeJri pek sevdiklerinden, onlann daima «yni tarzaa tatbik ettikleri top siperlerinin fotoya geçen şekillerinden hangi cins top bataryasınm nerede bulunduğunu bı!e tespit etmek kabil olmaktadır. Bu suretle Almanlar, Rusların tahkimat hattının ve gerilerindeki tertibat ve kuvvetlerin bütün teferruatını bildiklerinden bunun taarruza en münasib bir kısmını seçerek bu kısmın karşısında her türlvj taarruzî kuvvetlerini yığıyoriar. Asıl taarruzun yapılnıası için düşman hattının seçilen kısmında dörder, beser yüz metre fasıla ile 3 bunker (yani kurgan) olduğunu kabul edelim. Almanlar blttabi en evvel ortadaki kurganı almak istiyeceklerdir. Bu sebeble sahra, ağır ve en ağır top, obüs, ve hava bataryaları bilhassa bu kurganı ateş alüna alacak eurette yerleştirilmekle beraber iki yandaki kurganlara da ağır bir topçu ateşi yapılması dikkatte tutuluyor. Buna göre, bataryalar mevzilere giriyor, isühkâm hücum aıufrezelerile piyade kıt.'aları haarlık ttievzilerinı alıyorlar. Bütün bun!ar geceîpyin. sessiz ve belirsiz olmak lâzımdır. Düşman taarruzutı rîaşladığı ana kp^ar asıl taarruzun nereye tevcih olu[*] Bundan evvelki yazılar II, 12, 14, 15, 17, 18, 21. 22, 26, 27, 28 ik"nciteşrin ve 1, 4, 5. 8, 10, 12, 13. 17. 18. 22. 25, 27, 23 birincikânun ve 3 ikincikanun tarihli sayılanmızda çıkmışür. II Şimdiye kadar alınan tedbirler kontrcl edilecek İhtikâr davaları Halkıa dilekleri Bir senedir alınamıyan cevab Karilerlmizden ismi ve adresi ga«etemizde saklı bir zat yazıyar: cNüfus cüzdanım hakkında Kumkapı nüfus memurluğuna verd:ğim lstldam 28/11/940 tarih ve 3873 numara ile Bursa Nüfus memurluguna gönderilmlştl. Aradan blr sene geçtlğl halde cevab gelmedi. Cüzdansız dolaşmaktan dolayı ceza görmek ihtlmall olan bazı vatandaşlann vazlyetine ellmde olmıyarak ben de düştüm. Bu islerln blraz daha hızlı görülmesl lçln lâzım gelenlere emirler verllmesinl temln etmek üzere gazetenizde bir kaç satırla neşriyatta bulunulmaanı rlca ederim.» Sokak ortasında bir medrese harabesi Fatlhte Fevzipaşa caddesl civannda cOcaklı» sokagının orta yerînde harab blr medrese vardır. Ankaz hallne gelmek üzere bulunan bu blna soka ga otomobil ve araba girmesine mâni olduğu gibl yıkılmak üzere olan saçaklan da oradan gelip geçenler, etrafında oyruyan çocuklar için büyük blr tehllke teşkil etmektedlr. Bunun bir icabına bakılması €Ocaklı» sokağı saklnleri tarafından rlca edllmektedlr. Topanede bakkal Şahnazar da. bulŞapkrısının hususiyetll biçimi göz ö gurun kilos'inu 25 yerine 35 kurusa nünde tutularak ahallnin «Şapkaıı» di sptmaktan 25 l'ra para c?z?ı;ına mahye andığı meşhur doktor Dimitraki Bo kum edilmistir. Dükkânı da 7 gün müdci; senelerdenberi kullandıgı arabasile de''e kapatılacaktır. Edirnekapuiaki evinden bir hastasma Hamamdan manto çalmış giderken Marpuççularda. arabanm oku kınlmış., doktor yere yuvarlanmıştır. Kumkapıda blr hamamdan manto aBaşı taşa çarpan doktor, yatırıldıgı Mar şıran Nermin isimli bir kız bir ay hapse mara kliniğinde ölmüştür. Cenqze=i. mahkum olmuştur. Fenerde Patrikane kilisesinden meraEkmek karneleri geldi simle kaldınlmıştır. E':mek karneleri dün Ankaradan gelDimitraki Boci; tstanbulun en eski ve yaşlı hekimi, ayni zamanda faklrlere mlş ve kazalara gönderilmeğe başlanpek az bir parayla, hattâ parasız ba mıstır. Karne. evvelce toplamn nüfus kacak derecede hayırsever ve çok zen beyannamelerine lstinaden, kazalarda doldurularak haîka dağıtılacaktır. Tevgln bir adam olarak tamnmaktadır. ziatın muntszam yspüabilmesi için fiBoğaziçinde iki kaza nnlarda da tertibat alınmağa başlanKuruçeşme önünde demirli Yalıköy mıştır. motörüne suların cereyanile Ismet röVali muavini, laşe miidiirü morkörü sürüklenerek bindirmiş ve Yaoluyor lıköy motörü yaralanmıştır. Şirketi Hayriyenin 66 numaralı vapuru da BüyükIstanbulda yeni teşkil olunan Bö!ge dere iskelesine yanaşırken Zafer mo İaşe Müdürlüğüne ayni zamanda İstantörüne çarpmış ve hafifçe yaralamıştır. bul valı mua»'inliğini de vekâleten uhdesinde bulundurmak üzere vali muavini Ahmed Kmığın tayini nvinasib görülmüştür. Bu suretle Ahmed Kmık ayni zamanda Fiat Murakabe Komisyonuna va!i namına riyasete devam edecektir. İaşe müdür muavinliğine Fiat Murakabe Şefi Muhsin Baçm tayini takarSİNEMASINDA rür etmiştir. Halen İaşe müdür rnuavini olan Hurşid Koral vazifesini muha(•) Bundan evvelki yan 19 birincifaza edecektir. kânun tarihli sayunızda çıkmıştır. neticesinde öldü WDXY FORST ı Bel Âmi Fîlmlnln ikind zafer haftasına büyük muvaffakiyetlerle devam ediyor. ondra radyosu, türkçe haberleri arasında, şark cephesindeki son Rus taarruzlanndan Te Kınma yapılan çıkarmadan bahsederken bütün bu muvaffakiyetli hareketlerin Stalin. Yoldaş tarafından hazırlanan askerî plânlar sayesinde mümkün olduğunu söyledi. Bu sözlerden anlaşüıyor ki Kızüordunun başkumandanı Stalin Yoldaştır. Stalin Yoldaş, Rus ihtilâl harbine işlirak ctmiş ohnakla beraber, meslekten yetişme bir asker değildir; harb okutir olarak kıymet lunıla ve harb akademisinde okumamışHer medeniyetin,» biç. Bu, tenin elin tır. her cemiyetin ken/ dcdır,» Diğer taraftan Alman ordulan başdi bünyesine görej *** kumandanı olan Aknan Führeıi Hitler bir İdeal ahlâxı varj tMükemmel ma de son zamanlarda kara ordusunun başdır. Bu ideal ahlâkj kaleler yazıyor, mü kumandanhğını filen eline alarak Alman çocukları arasm' kemmel kitablar telif ediyorum! ordusunu sevk ve idareye başlaraıçbr. dan yetiştirdiği kahramanlarda bütün daha iyisini istersen bana ih Hitler de, geçen Büyük Harbe, once er, şiddeti ve güzelliğile tecelli eder. Karıraman, cemiyet tarafından benimsenmiş bunlar bir kadere tâbidirler. ka tiraslanna hâkim olduğunu, arruî<n"ırn sonra onbaşı olarak iştirak etmekle beolan faziletleri en çümullü bir tarzda der de birbirine bağh sebebler zinciri nizama eoktuğtırm ve kanaatlerinde ha raber, meslekten değildir; o da harb • okulundan ve harb akademisinden çıktemsil eden insan oldugu için o cemiye dir. Bizi bedbaht eden ihtiraslarımızm kikatin peşinde gittiğini göster. Ne tin nakikî bir sembolü gibidir. Ahlâk da muhakemesi ise, tam bunun aksine, yani dandan, ne sürgiinden, ne ıstırabdan, mamıştır. Fakat, Stalin Yoldaşm da. Her Hitlevasını kuran cemiyet, onu parlak bir su dış âlemde keyfi değişiklikler olabileceği ne fakirlikten, ne de ölümden korkmarette halleden de yetiştirdiği kahraman kanaatine dayanır. Bir şeyin olması ile dığına beni inandtr. Bunlar olmaymca, rin de ordu ve askerlikle yakından alâdır. Zira daima değişen dünyamızda; olmaması mümkün olduğuna inanırız. ne kadar güzel kitablar yazarsnn yaz, kab olduklan malumdu. Kızıloıduya vo yeni Alman ordusuna aid eserleri okuebedî kanunlarına rağmen, ahlâk telâk Nitekim korku da istikbalin tamamile funa inan ki »en henüz bir cahilsin.'» *** yanlar bunu bilirler. kis: de devir devir değişmiş, ilhammı mukarrer olmadığına inanmayı icab etBirkaç gün ev\Tel elime geçen bir İnbaz;ın dinden, bazan akıldan, bazan tirir. Halbuki dış hâdiseler bizim irade<RomaU bir hanımefendi, Domttîen'iu histtn, bazan üçünden birden alarak mızln haricindedir. Başımıza gelen saa sürgüne gb'nderdiği dostlarından bir giliz propaganda mecmuasında 1941 hatekâmül etmiştir. Binaenaleyh büyük bir det veya felâketler ne iyi, ne fenadır hanımefendiye büyük bir para yollamr.k ziranma kadar, Almanyada bulunmuş sarsınü geçiren bugünun ahlâkını lar, neyse oduriar. «Hakim. bunlarla istiyordu. Biri ona Domitien'in bu pa olan bir Amerikalı gazetecinin yaıdığı telkk etmek için, her büyük medeniyet karşılaşınca kayıdsızlıktan başka bir va ray% haczedeceğini söyledi. <Ne eh?m jazıda şunlan okudunı: «Hitîer, fimdi, kendini bir askerî famerhaîesüıin esaslı ahlâk telâkkilerini ziyet almamalıdır. miyeti var? dii/e cevab verdi. Ona k ıncelemek ve kaynaklara kadar gitmek bu paray\ göndermemektense Domiti lih telâkki ediyor ve hayatı, osfcerî •me*** seleler üzerinde toplanıyor; uzun sa'âzımdır. Bu araşhrmamızda yalnız AvIttırab anında insanı çelikleştiren bu en'in haczetmesini tercih ederim!* ailer, sevkulceyş kitablan okuyor ve rupa çerçevesi ıçinde kahrsak, her ma görüşün, türlü imkânlar arasında en iyi harbetmek san'atım tetkik ediyor. O, nevî sahada oldugu gibi bu hususta da sini seçme hususunda iradeyi felce uğ«İnsanlara boyun eğen Ükönce ejyaya Alman ordulanntn mutlak başkumanküçük Yunanistanm Avrupaya rehber rsfnası ihtimah bir itiraz olarak ileri danı ve baştabiyerisidir. General Allik etmiş olduğunu görürüz. Bunun için sürülebilir. Fakat unutmamahdır ki ka boyun eğmifttr!» jred Jodl'un idare ettiği hususî bir kurbiz de Yunan ahlâkını tahlil ile mev der Stoicien'lere göre değişmiyen ka**¥ zuumuza girmeğe çalışacağız. nunlara uyarak hareket eden Rabbânî *Eğer Sokrat kurtulmuş olsaydt, hâli mayı vardır. Hitler, Keitel'e, Keitel de Bravchitsch'e hikmet demektir. Bu hikmet, hürriyelin daha insanlara faydası olurdu ntu diBir ümidsizlik anmda büyük fllira cmrediyor; Brauchitsch de harek&tı sevk EraEme'ı «Ey büyük veli Sokrat! Bizim zıddı şuursuz bir zaruret de değildir. Bu yorsun? Dostum, Sokrotın kendiaivi ve idare eden kumandana ilâ...* için dua et!» diye bağırtacak kadar coş vaziyette «hakîm» in hâdiseler karşı kvrtarmaktan vazgeçerek ve adalet için turan Yunan ahîâkının mahiyeti nedir? nndaki kayıdsızlığı büsbütün başka bir ölertk töylediği iSe yaptığı, kurtuldukGorülüyor ki dünyanm en büvük îH Bu ahlâkın en canlı hassalarım be mana alır. «Hakim>, kâinatın hâdise tan sonra söyliyeceği ve yapacağı ifler ordusuna, bugün iki slvil, başkıımi'nlirtnıek için, Yunan filozoflarının, bütün lerini iyi bir iradenin lutfu, ihsanı ola den ;ok daha faydalıdır.* danhk etmektedir. Böylece yüz bu ka. *** olgunlukların timsali, ideal bir varbk rak kabule mecburdur. O, başına gedar yıl önce Napolyonun söylediği Ilel saydıkları, tehlikelere aldırmıyan ve lenlerden sadece memnun olmıyacak. *Her teyden memnun olan ve hcr er, çantasında bir maresal asâsı taşın asla doğru yoldan şaşmıyan «hakîm» ti belki onların geldikleri gibi olmalarını şpyin olması icab ettiği gibi olmasmı sözü, bugiin gerçeUeşmiş bulunmakiaistiyecektir. İlâlJara bağlıhk bu maripini ele almak icab eder. dır. fe'.in en mühim şartlarından biridir Zi istiyen bir adam görmek ister misin? timld ederîm ki askerliğe aid yanlaı Her ne kadar Milâddan önce beşinci ra «hakim» kendi aklını ilâhî akhn bir Bu adam Asrrippinüs'tür. Senato'nun kendisini mu.hakeme etmek üzere oldu yazan sivil nanharrirlere çatan bazı muh. asırda yahud İskenderin ölümünden zerrcsi sayar. Bu itibarla ölümden sonra sonra ve nihayet Milâdın ikinci asnnda ruhun macerasile de mesgul değüdir. ğunu haber uerdileı*. *Pekâlâ! dedi. terem ve ariz arkadaşlanmıt, bundan ah'.âk, Yunanistanda başka başka man «Hakim» gözile insan, akh küllün zer Ben de adetim oldugu üzere bnnyoya sonra bizleri hoş görürler. Böyle mützaralar arzederse de, gene hepsinde şu resi olan bir ruhla dört unsurdan mü hazırl<ınıyorum!.> B^nyocîan hitıiiz çık h5ş bir harbde si\"il baskumandan olmü?terek taraf göze çarpar: cTabii te rekkeb bir bedenden ibarettir. Vi'ıcud mtftt ki mahkum oüuğunu habcr ver duktan sonra sivil askerî muharıir nemKyüllerimiz fena değildirler. Yalnız ölünce her parça bütüne döner ve ma diler. *Ölüme mi, sürgüne mi?» Sür den olmasm? güne.' Mahm haczedilecek mi? cnları düzene koymalıdır. Reel âlemıe cera tamam olur. Hayırl O hatde hemen Aricia'da akideal arasmda tam bir ahenk vardır. İnAdem oğlunu uzun veya kısa bir pi şam yemeğint yemeğe gidelim. Orada da san, hayatını sevk ve idare için rehberini yalnız kendisinde aramahdır. Fazi yeste müellifin verdiği rolü dilençi, Romada oldugu kadar iyi yemek t/iyelet tabiate ve tabiatimize uymaktadır.» prens veya ayak takımı her neyse oy biliriz.'» Itrî konseri Bunun için, biz de Yunan ahlâkını en nıyacak bir aktör sayan Stoicien'ler, onu tstanbul Konservatuannın tertlb ettPriscus H&lvidius'e İmparator Ves mekte oldugu tarihi eserler konserlerinceşerî tarafından gösterebilmek maksa çekiçle örs arasında döve döve, ilâhJarın dile; Stoicien'lerin (hakîm) tipini mev îofrasına davet edilecek kadar kuvvetli pasien bir gün Ayan mecl'sine gelme den dördüncüsü bu akşam saat 9 da, zu olarak ele alacak ve bu hikmetin bazı bir hale getirmişlerdir. Bu ahlâkın hâ nıeri için haber yolhıdı. Helvidius ona Beyoglunda Fransız tiyatrosunda verlana prens.plerini naklederek tarihteki kim oldugu cemiyette, insan kemaUnin «Beni vazifemden azletmek elindcdir. lecektir. bir kaç hâdiseyi işaretle iktifa edeceğiz. ne büyük bir inkişafa mazhar olduğunu Fakat ben âyan azası oldukça sevatoya Üç yüz sene evvelki klâslk musiklnln Stoicien'lerin yirmi üç asır öncs ileri göstermek için, Epictete'in bir k?ç ve gcleceğim!* diye cerab rerdi. Hi'tküm büyük dâhl bestekân (VTRÎ) ye tahsia sürdükleri şey, raadet meselesi idi. A çizesile bu veçizelere uyerak yaşıyan dar ona Eğer gelirsen, sadece nusmak olunan bu konserde meşhur (Nevakftr, caba insan; yalncz kendi gayretile bütün lar'lan bazılannm harekft tarzlai'ını t;in gel! dedi. Helvidius: tMütalea Bestenigâr ve Se^fth Açır ve Yürük semı sorma, susnrım.'» diye cet'ab verdi. mailerlei muhtelif şarkılar vardır. ftnalıklardan, her türlü yanhşten, emni nakletmek kâiidir sanınm. Eğer sen orada bithınursan mütalca}etsizlikten, pişmarihktan. teessüften, Diger konserlerde çok muvaffak olan *Ne kör ve ne hakstzsrn! Ynînır ken nt almak mecburiyetindeyimty dedi. Konservatuar icra heyeti büyük Itri'nin 1üzünden, bilğislzlikten, fakirlikten, eE?retten, hastalıktan, sefaletten kurtula dine tâbi olabilirken, seni hafcifcî saade tHilvidius Ben de doğru bulduğu eserlerl üzerinde. muhtelif provalarla, mu sSylemek mecburiııetindeyim! b'lha^a hazırlanmıştır. bilır mi? İnsan yslnız kendi kudreti sa tinden uzaklaştvran, »ana yobaneı bir diye cerab verdi. Fikrini söylersen yesinde tabii veya içtimaî sebeblerin te milyon şeyin boyunduruğuna. girmek isseni idam ettiririm! He'lvidius buna Et narkı gene konuşuluyor! tiyorsUn!* siriie bozulmıyan bir saadeti elde edebida Sana lAyemvt oJduğumn ne vakit Ev\felce verilen bir kararla koyun e*** lir mi? söyledim? İkimiz de elimizde olan şeyi tine konulan nr.rk bu grtlne kadar de*Insanlar kendilerine ya çok pahah yapacağız. Sen beni öldüreceksin ve ben Çoğu Anadoludan gelmiş olan Stoicivam etmiş, fakat tzmir, Ankara ve en'ier bu sorgulara müsbet cevab ve veya çok ucuz kıymet biçerler. Herkes fcfç sikâyetsiz öii'tme kaüanacağımî* Bursa gibi büyük şehlrlerde koyun etl rırler. Onlara göre saadet dış hâdiselere kendine ne kıymet btçerse pohası odur. narkı tstanbuldakl flatlarm tistüne çıBurhan TOPRAK BinaenaJeyh ister kendine hi'tr, ister eve sebeblere değil, ahlâkî bir iç vaziyekınca îstanbula kasablık hay\an gelte, iradeye tâbidir, dolayısile insan da memeğe başlamıştır. Toptancılar ve cecna hâkimdir. Stoicien'ierden öğrenecelebler de komisyona müracaatle bu vaziyetin nazarı dikkate alınmasmı lsteğimiz bütün hakikat işte bundan ibamlşlerdir. Komisyonda dün bu messls reîtir. Bize saadeti veya ıstırabı duyuran görüşülmüş ve tstanbula et göndererj eşya veya hâdiseler değil, fakat onlar hak bölgelerle büyük şehirlerden fiatlanu kında edindiğimiz kanaatlerdir. Hattâ sorulmasına kerar verilmistir. Havay adalanmn bfitfin mnsikisi... Şarkı ve Valsleri.. ve güzel bize ıstırab veren şeyler maddî dahi olsalar; gene irademiz bu ıstırabı azaltkadınlan... Şimdiye kadar dinlenmemlş Hav«y«ı tdtartst rrs^a kadirdir. Zira her maddî ıstırabda kadınlar. Büriin bunlan iki unsur vardır: Irademizin dışında kalan maddî ihsas ve onun arkasından geNfishası 5 knmsrnr. len ruh bulanıklığı. Istırab bazan insanı Harle Türkive tein ezer bazan da kendisine sahib ve hâkim Icin tarafından yaratılan clarak bırakır. İmdi ıstırabdan gelen Senelik 1400 Kr. 2700 Kr. ruh bulanıklığı nıuhakememize, hüküm750 > 1450 » Aln avlık lerinnize bağlıdır. Istıraba şartsız, kayıd800 • 400 . Üc avük sız teslim olalım mi? Olmıyahm mı? Bir avhk 150 • Yoktur. Bu vadide serbestçe hüküm vererat biliriz. Aklın bize ilk öğrettiği şey filminde görecek v e dinllyeceksüuz. Bu akşam için hâdiselerin zarurî olduğudur. Zira L Hepimiz vücudün ölümünden korknyoruz, rnhun ölümünden korkan kimdir? •^»^^ Yazan: 2 Burhan Toprak \ BU AKSAM SÜNER SİNEMASINDA JOHN BROWN GONSTANGE MOORE CUNHURİYET HAVAY GECELERİ yerlerinizi evvelden aldırınız. Abone şeraili n;u Gazetemize eönderilen evrak ve vanlar nesredilsin edilmesin iade edilmez ve me«'ıılive< kahol. olıınma? Bu mevsimin en dramatik ve en hissî filmi GİZLİ VAZİFE Baş rollerde : l Gustav FROHTİCH Camilla HORN Pek yakında S E S Sinemasında Bu perşembe akşamı SARAY sinemasında Büyük sergüzeşt filmlerinin müthiş kahramanı WALLACE BEERY LEO GARILLO ve AM RUTHERFORD yerinde, cambaz, bir yan» dan, avax avaz haykırarak hünerini öVüyor, bir yandan da, küçük bir kız çocuğunu havaya fırlatıp takla attırıyor, sonra bacaklarından yakahyor, yere indiriyordu. SaŞımda oturan ihtiyar bir zat, cambazın bu oyununu dikkatle takib edi. yordu. Cambaz, çocuğu en son defa yere indirdikten sonra, yüzünü ona uzattı: Gel bakalım, yumurcak, dedi; babana bir öpücük ver! Küçük, oldugu yerde fınl fırıl bit döndü ve ne yaşına, ne de bir kız çocuğa yakışacak, çatlak bir sesle cevab verdi: Haydi ulan, çek arabanı! buyirciler, kahkaha ile güldüler. Fakat bu neş'e çok sürredi. Cambaz, kollarını açarak, boylu boyunca yere serildi; onun yerinde, sapsan yüzlü, taş kesilmiş, gözleri alabildiğine açık bir ihtiyar zat duruyordu. Elinde bir kasatura vardı ve kasaturanın ucundan kan damlıyordu. Bu, benim yanımda oturan ihtiyardı. Önünde duran bir askerin belindeki silâhı, yıldırım hızile kapmış, bir delikanlı çevikliğüe atiamış, dev cüsselı cambazın göğsüne, var kuvvetile saplamıştı. Cambaz yerde. kanlar içinde can çekişirken, halk ve polis, katill yakalayıp götürdüler. Bu cinayet. ertesi günden I'ibaren, bütün gazete sütunlarını doldurdu. Katil, Kont dö Sen Mişel isminde, zengin, eayet dürüst. gayet asil blr a^amd.. Tahkikat esn?sında, cin^vetin sehebinı kat'iyyen izah etmemiş, ınadcı bir sü ^ £ = KUçUk hikâye Cinayet Çeviren: Hamdi Varoğlu «j GARP ŞEYTANI Se beraber yaratbğı 1001 heyecr.n filml kuta gömülüp kalmış, mahkeme huzurunda, davasını blzzat müdafaa edeceğini söylemekle iktifa etmişti, Muhakemesine başlandığı gün de, heyecanlı bir dinleylci kalabalığı karşısında, davasını şöyle anlattı: c Benim bir tanecik kızım vardı. Dünyada, yegâne sevdiğim ondan ıbaretti. Dünyaya gelirken anası ö'düğü için, onun doğumundanberi bekâr yaşarım. Bu çocuğu, benden, cambaz'.ar çaldılar... On sekiz sene oluyor. Durup dinlenmeden, uzun uzun aradım, izini bulmak kabil olmadı. Üm'dimi kesmedim. Hemen bütün servetim elimden alınan bu biricik saadetinıi aramak yolunda mahvolup gitti. Aradan yıllar geçti. Bu geçen yıllarm, benim için, ne kadar elemli bir sür'atle uçup gittiklerini mümkün değil tasavvur edemezsiniz, zira, her saat, her dakika, beni hedefime yaklaştıracağı yerde ondan uzaklaştınyordu ve zamanın, kızımia benim aramda bir sed gibi yükselerek, bizi birbirimlzden ayıran mesafeîeri büsbütün aşılmaz, büsbütün ölçüsüz bir hale getirdiğlni hissediyordum. Bir t;ün geldi ki, çocuğumu ruhuma gömdüm ve onun matemini tutmağa başladım. Artık bitmişti. kızım yoktu, hiç b'r şeyim yoktu.. İkinci defa olarak bekâr, kimsesiz ve yalnız kalmıştım. İste bana musallat olan, beni kavrı benim çocuğumu hatırlatıyorlardı. «O yan, bütün varlığımı pençesine a1 an da bunlar gibiydi!» diye. düşünüyoracayib hastalık o zaman başladı ve dum. Bu düşünce bende, derin Hr hayaheste, tedricL hissedilmez bir ilerle ret uyandırıyordu. Fakat, zerre kadar yişle beni cinayete; sonunda da, üze hüzün duymuyordum. rine oturacağımı hiç bir zaman akhmÇok geçmeden, çocuklara karşı duydan geçirmediğim şu maznun sindal duğum bu çok zevkli duygunun, bu yesine kadar sürükledi. Hastalık da de geniş şefkatin yanısıra, yüreğimde bir ğil, daha doğrusu bir nevi merak. Kı başka his, müthiş ve inadcı bir his yer zımı bulmaktan ümidimi tamamile ke buldu: Kıskanclık. Barakalarının eşiğisince, öldüğüne artık tamamile kanaat ne çömelmiş, partal kıyafetli çocuklageürdiğim evlâdımı bulmak için hiç bir nnı bağrına bastırmış fakir kadınlar teşebbüs yapmamağa kat'iyyen karar gördüğüm zaman, bu kadınlan dövmek verince, esrarengiz bir kuvvet, beni esa hevesine kapıhyordum. Baba... Ana.., retine aldı. Vaktile, biricik haziııemi tabirlerl yüreğimde kin uyandırıyordu. benden çalan çingeneler gibi, serseri bir Yavaş yavaş, felâketimi soğukkarlılıkla hayat sürmeğe başladım. Fransayı, bsş muhakeme etmeğe ve yavrumu ;a'antanbaşa dolaştım. Memleketin neresinde lan mazur görmeğa başladım. «Belki bir panayır, bir şenlik olsa, derhal orade çocuklan yoktu da bu işi ondan doya seğirtiyordum Gezmediğim yer. görlayı yaptılar!» diyordum. Bu devrede, mediğim şenlik kalmadı. Niçin biliyor kendimde çocuk hırsızlığı edecek bir musunuz? Cambazların hünerler yspistıdad duyar oldum. tırdıkları çocuklan görmek için. Kız Bu kıskanclık büyüdü, arttı; itham olsun, erkek olsun, bütün cambaz çocukları beni ayiıi kuvvetle cezbedivor edildiğım cinayeti işlediğim gün, en azdu. Bütün küçük cambazların babast guı haddine yükselmiş bulunuyordu. bütün panayırların meşhur simdsı olO gün, panayırda, bir seyircı kaUbamuştum. Bütün çocuklara karşı. ayrı lığı ortasında hünerler gösteren bir adaayrı ve hepsine birden, derin bir şef ma, gayrühtıyarî yaklaşmıştım. Dokuz kat duyuyordum. Hepsini kucaklan.nk on yaşlarında bir küçük kıza, numaiçin, derin bir arzum vardı Onları al ralar yaptınyordu Küçük, sevimliydi kışlıyor, gümüş paralar fırlatarsk b»h Kızımm da. o yaştavken, saçları, aözfişler veriyordum. Onlar bana, ötekini, leri, zarif lavırları tıpkı onun gibi ol ması lâzım geldiğini düşündüm. Hsyal, hakikate o kadar yaklaştı ki, cambazın yanmdaki kızın, benim kızım olduğuna adeta inandım. Muhayyilemin beni aldatüğını, için için anhyor, fakat bu his gaîatını devam ettlrmek istlyordum. Bir an geldi ki, bir ürperti geçirdim, tarife sığmaz bir heyecan, bütün varlığımı kapladı. Kollarımı uzatıp çocuğa doğru atılmak üzereydim ki, cambaz onu ysnına çağırdı, bir öpücük \stedi. Kızcağız, ağzını açtı ve dudakUnndan, gayet çirkin bir söz çıktı. Bu alçak herifin, kızımm ahlâkını mahvetmiş olduğuna, o anda, kat'l bir kanaatle inandım. Adam, arsız arsız sülüyordu... Ahali de gülüyordu., Herkes bana aleyhtar bir vaziyet almıştı! Kan beynime çıktı. Yanıbaşımda bir asker duruyordu. Elim, gayrühtiyarî, onun bel'ndeki kasaturayı kavradı... Adam öldürmüş olduğumu ertesi gün anladım. İşte cinayeüm bu. Hiç tanımadığım ve bana hiç Z3ran dokunmıyan bir günahsızı öldürdüm. Niçin? Çünkü, beş dskikalık bir zaman zarfında, onu, çocuğumun hırsızı olarak görmüştüm. İçinizde, beni mahkum etmek isüyenler bulunup bulunmıyacağını bilmiyorum. Fakat, her soye hanrım Ancak, kendimi. çocuk babası olanlennızın merhametine tevdi ediyorum.» Jürl heyeti, beş dakika müzakereden sonra, beraet kararı verdi. O zamandanberi, Kont dö Sen Mişel, evine kapanı=, hiç bir yere çıkmıyorj gene adam oiouımek korkusile, insan yüzü görmeden yaşıyor.