Sehir GÖRDÜKLERİM haberleri Atalarımızın tarih J Perekop berzahmda Köy Enstitüleri için alınan eşya = telâkkisi = Şark cephesinde TÜRKOLOJİ BAHİSLERİ Sov^etier bu dar araziyi mükemmel tte tahkim etmişlerdi arafı 1 \nr\ «.ahifede) rilmiştir. Ruslar bu mevziln ilerisile gerilerinve tank topi^felıte tahrib ve irnha etdeki bütün boş arazide derln hendekler tnekti.' Tank mânileıi her zaman ve her yerde vücude getirmlşleıdl. Bundan maksad. bu suretle demir kütüklerden, büyük buralara düşman uçaklannm konarak Köy enstitülerinin ihtiyacı olan eşyaçapta potrellerden ve yahud demirli asker indirmelerini menetmektir. Bun ları satın almak üzere İstanbul Maarif beton ehram veya eğik menşurlardan rian başka müdafaa mevzilerine hücum müdürlüğünde bir komisyon teşekküi viicude gelmez. Çünkü bunlar için çok eden tanklarla piyadelerin üstüne atıl etmiş ve bu komisyon emrine de lâzım tniktarda malzeme ister. Bu malzeme mak üzere binlerle türlü türlü yalacı şi gelen tahsisat verilmişti. Eşyalar peybulunmadığı zaman, tankları durdutmak çeler kullantnışlardır. derpey satın alınarak gönderilmeğe başİçlerlnde benzin, fosfor, su ve kal lanmış; bu arada enstitü talebesine eliçin boydan boya geniş ve derm hensiyon gibi maddeler bulunan bu şieler bısclik 50 bin liralık kumaş da ambalaj deîder kazıhr. enstitülere sevkedi^işür. Bu hendeğin düşman tarafına dönük ya atılmakla kınlarak dökülen mayi yapılarak hava temaslle cîerhal ateş alıyor vera Enstitü müdürleri Maarif Vekâ'etine duvan aşağıya doğru ikişer metre dehud daha evvel yakılan bir nevi fitt'le müracaat ederek gönderilen kumaşlarm rinlik ve genişlikte merdivenlidir. HençiFe düştüğü yerde alevleniyormuş. Bu bir kısmının noksan çıktığmı bildirmsdeğin dibi iki metre genişüktedir. ateş şişelerinin bir çok adedlerini yerlerdir. Vekâlet, kumaşların ne suretle Karşı duvar şakulidir. Bu hendeğin den atmak için Ruslar raket makinenoksan çıktığmı tesbit etmek üzere müiçine girmek istiyen tank bu sebeble leri öe kullanmışlardır. fetfişlere emir vermiştir. Tahkikata başyuvarlanır ve ksrşıya tırmanamaz. Orta Mayin tarlalannda Ruslann kullantanklan bu suretle durdurabilmek için dıklan mayinlennde madenl. tahta ve lanmıştır. hendeğin genişliği 15 metre ve derinliğı ya alev mayinleri olmak üzere türlü de 10 metre kadar olmahdır. Fakat Rus çe.şidlerl vardır. Yeni Maarif miidürü jrada dolaştığımız yerlerin tahkimaiınBu mevziin sağının dayalı olduğu Açık bulunan İstanbul Maar.f müda bu derinlik ve genişlikte tank hen Sıvaşta yani ölü denizde bile dikenli dekleri görmedim. Yapılanlar hep tak tel mânilerile denlz mayinler'nden mü dürluğüne Maarif Vekâleti umuml mütiben 6 metre genişlik ve gene o kadar rekkeb btr tahkimat vardı ki, bundan fettişlerinden Muhsin Blnal tayin ed'.lmiştir. Yeni müdürün pazartesl günü bir derinlikte idıler. maksad mevziln sağ yamnı korumaktı. çehrimize gelerek yeni vazifesine başlaOr tahkimatında tank manii dem'r küBu mevziin gerisinde ve Or kasabası ması muhtemeldir. Muhsin Binal bir tük sıralanndan hemen sonra basit bir mn hemen cenub kenannın arkasında müddet Sıvas llsesi müdürlüğünü yapr dikenli telörgü manii ve bunu müteakıb berzahı enlilieine kesen eski derin W mış, bilâhare Maarif Vekâleti yük~ek hendekle bumın toprağindan hasıl olma teclrisat çube müdürlüçüne tiyin edil8040 metre genişliğinde ve bütün mevtlin boyunca düz bir mayin tarlâsı mev yüksek bir sed vardı ki, Ruslar bura miştir. İki senedenberi de Vekâlet uCuddu. 78 kilometre uzunlukta ve 30 sını da ikinei bir hat halinde tahkim mum mufettişllSİ vazifesini yapmakia tnetre genişlikte bir tarlanın her iki mu etm'.sler ve bu hendekle sudan mükem idl. rabba metresinde bir mayin bulunduğu mel bir tank mânii vücude getırmişlerHamlet davası na göre Or tahkimatmın ilk mevziinde dl. Bu derece kuvvetli ve gen'ş tahki120000 mayin yere gömülmüş olmak ge mat slstemlni g5ren bir asker. bıınlann «Hamlet» davasına dün sabah da batektir. Bu mayin tarlası tank manii di zaptedilemea olduklarına hükmederse. kılmıştır. Peyami Safa, Muhsin ErtuŞfeklerinin aralarmdan geçen ve ilk basit fs?la mübalâea etmlş sayılamaz. Buna ral hakkında yazdıklarını ispat hakkıistemisti; dikenli tel manii de keserek asacak olan ra*men Almanlar, husus! metodlarile nın kendisine verilmesinl plyade hücum dalgalarını imha etmek bütün bunlan bir tek günde delip Or*u mahkeme, bu isteği kabul etmemiştir. zaptetmişler ve üç günde Armvsnsk Muhakemenin devamı, Peyami Safa taiçindL Mayin tarlasından sonra, Or tahkima tahkimatını da alarak K m m dannı rafından «Türk Tiyatrosu» mecmuası tında, geniş ve kuvvetli bir dikenli tel Yeşuntın şlmalî yakınlanna kadar zor aleyhine ve aktör Talât Artemel taramanii vardı ki bu da, hani farzımuhal, lamıslardı. Bunun nasıl mümkün ola rafından Peyarnt Bafa aleyhine açılan bildiğlnl gelecek yanda anlatacagız. davalann birteştirilip birleş'irilmemesı mayin tarlasını aşacak piyadeleri durH. E. ERKÎLET hususunda bir karar verilmek ve esas durtmak makâadile yapılnuştı. karar Ir'.n de dosva gözden gecirilmek Tank mânilerile dikenli tel engelleri[*] Bundan evvelki yazılar 11, 1?, 14, üzere, 7 kfinunusanl saat 11 e bırakıltıi ve mayin tarlalarıru ihtiva eden mâ 15, 17, 18, 21. 22, 26, 27, 28 lkinciteşrin mıştır. tıiler sathi, umumiyetle tahkimat cephe ve 1, 4, 5. 8, 10, 12. 13, 17, 18. 22, ?5, 27, sini doğru bir satıh halinde değil fakat ?9 birincikânun tarihli sayılarımızda çıkEkmek bollaştı kırık yani zikzak olarak takib eder ve mıştır. Kurban Bayramında sıkı b'r vaziyet eikzakların başlannda bunker denilen alan ekmek işl dünien itibaren normal kurganlar da bulunur. Bu suretle kurBoğaziçinde bir kaza şeklini almıştır. Dün bütün fınnlarda ganların başlıca vazifeleri, mâni ve maBogaziçinde bulunan Bovyet bandırah bol ve hiç bir izdihama : maruz kalmayin satıhlannı yan ateşine alarak bunlan dın ekmek temin ecîileb .lmiştir. geçmek ve aşmak istiyen tanklarla pi petrol şileplerinden biri sulann tesirıle süruklenerek Ankara römorkörü taraKaymakamlann toplantısı yadeleri talırib ve imha etmek olur. Yerfmdan çeküen üç mavnanm Uzerine Diin öğleden sonra Vilâyette Vaü leri de umumiyetle gerideki telörgü ınâdüşmüş ve mavnanm lkisi parçalanarak muavini Ahmed Kınığın riyssetinde niinin bulunduğu hattır. Bu hatti ayni batmış. birisi hasara uğramıştır. Sorîa zamanda piyade siperlerile mâkineli tü yüklü olan bu iki mavnanm içindeKiler kavmakamlsnn iştirakile uzun bir topfek ve tank topları ve yuvalan da var kurtanlmış, fakat sodalar eriyip git lantı ' yapılmıştır. Toplantıda ilsrjde tatbikı ihtimali olan fcarne ile ekmek dır. mlştlr. tevzii etraf'.nda bazı hu<;u>lar tespît eFakat piyade, makineli tüfek ve tank Bulgaristanm Burgaz llmanı ağzında diîmiştlr. VHâyette ve kazalarda karne topları bu hattm gerisindeki geniş saha karaya oturup Bulgar kurtarma teşk! tevzi ve ihzarmı temin için koır>is;'onlar lara da dağınık ve serpili olarak yerleş lâtı tarafından kurtarılan Türk motörü kunılacak ve bu kom'syonlar lüzıım tirilmişlerdir. Bazı makineli tüfek ve limammıza gelmlştir. görüldüŞü takdirde tevzi edilecek olan tank topu yuvalan çelik kalecikler haFutbol maçlan bu hafta da ekmek karnelerini hazırlıyacaklardır. linde İdi. Fabrikalar piyasaya yapılmıyacak Hafif ve ağır pîyade silâhlarının buFenerbahçe re Şeref sahalarının bozuk lunduğu müdafaa sathmın hemen g?rimakarna çıkarmıyor Binden ıtibaren sahra ve ağır topçu ka olması dolayısile bu haftaki lik maçlan Un fiatlarına yapılan zam dolayısile rpmatlan başlıyordu. Ve bunlar bir da ajanlıkça geri bırakılmıştır. makarna fiatlannın da yükselmesi icab aç kilometre derinliklere kadar deBoks teşvik müsabakası etmiş, bilâhare buğday koruma vergisivam ediyordu. Görulüyor ki Or mütstanbul bölgesi boks ajanlığı tara nin kaldırılması dolayısile fiatlann bir dafaa hattı, birkaç kilometre genişli fından hazırlanan teşvik müsabakalan miktar indirilmesi lâzım gelmiştir. Fağinde bir müdafaa sathı demektir. Bu bu akşam Beyoğlu Halkevi salonunda kat nark3 tâbi olan makarnaya Fiat. Baühta müteaddid hatlar halinde türlü yapılacaktır. Her slklettekl amatörlere Murakabe komisyonu tarafından yeni mânüerle her türlü silâhlar yerleşüril mahsns olan boks maçlanna saat 20,30 fiatlar konulmadığından makarna fabmiş ve birçok Mgınaklar vücude geti da başlanacaktır. riksları bir haftadanberi makarna satışını durdurmuşlardır. Fabnkalarda Güzel kadınlann. aşkın ve şen şarkılarnı filmi büyük stoklar bulunduğu halde bakkfüarda makarna kalmamışhr. 2 «CUMHURIYET 3 Hrfncik&mm 1942 NALINA İHEM MIHINA Büyük Okyanusta Mübayaat ve irsalâtta bazı suiistimaller olduğu ihbar ediidi W!LLY FORST OLGA TGHEK0WA B E L BAŞTAN ve İLSE TVERNERin A Mİ sinemasında R E N K L t yaratt'klan Yolda doğururken ölen kadın Hayrabolu kazasınm Büyük KaraI karlı köyünden Recebin kızı 35 yaşmı da Hürmüz, hâmile imiş. Doğum lçln j İstanbula gelmpsine lüzum görülmüş. Trer.le İstanbula yaklaşırksn ağnlan tutarak, doğururken ölmilştür. Adll heklm Hikmet Tümer. cesedin gömülmesine müsaade etmistir. Filmi Ş Bütün R K A rekorlan kırmaktfldır. Bugün saat 1 de tenzilâtlı matine Giinün... Haftanın... Senenin en nadide indsi olan T A Y F UN DOROTHY L A M O U R ' I H I ROBERT PRESTON ' un Bttgun L A L E ' ye Bueün saat 1 de tenzilâtlı matine. GÜ2 BAŞA apon baskını, Uzakdoğudaki ve Büyük Okyanus batısındaki harbin gidişi üzerinde müessir oldu: HongKong ve Manila ile ikinei derecedeki Guam ve Wake deniz üsleri, Borneo şimalindeki Saravak, Malaja yanmadasmın büyük bir kısmı Japonlann eline geçti. Sinjapor ve Lüson Efsanevî isimlerle ve müstakil bir kol adasındaki Kavite deniz üsleri yakınYazan: «••••••• •••••••• ifade edilen etnosayılmasından :ba dan tehdid altındadır. lojik telâkkilerini Japon baskınının yapıldıği ilkkânnrettir; meseîâ (İbnbundan evvel kıülEsir)e göre Türk nun ilk pazanndanberi ancak üç pazar saca gözden geçir ı ler de, Lâhnler de geçtifine göre. bütün bn Japon muvafmiş olduğumuz eski Yunanlılar da hepfakiyetleri bir aydan kısa bir zamanda «Ecole Japhetiste = Yâfesçilik mekte(Yâfes) nesline mensubdur: Fakat Türk kazanılmıştır. Amerikahlarla İngiliıler de, söıün tam bi. nin kurduğu sisten, ırk ve dil baler (Yâfes) in oğuilarından (Tiras) ın kımlarından aralarında bir yakınlık ve Japhetiste = Yâlesçilik mektcbi» ismini nesline mensub oldukları halde, Lâtin anlamile Pasif müdataa halindedirler. yahud bir menşe birliği kabul edilen alan bu cereyanın başına Ulum Aka lerle Yunanlılar (Yâfes) oğullannd!>n Japon adalinna heniB bir tek mermi zümrelerin ayni bir grupta toplanma demisi azasından (Marr) geçti ve işte (Yavan = Yunan) m neslindendir (5). ve bomba atılamamışür. Gerek sevkolsından mütevelliddir. Tabii böyle efsa bu âlim 1921 tarihinde Leninerad'da b r Bu vaziyete göre (İbnülEsir) Türk ceyş vaaiyet, gerekse aradaki mesafelenelerle kanşık ve adetâ skolâstik bir Insütur des Etndes Japhetistcs = Yâ lerle Yumnlılan iki kardeş neslile bir rin uznnluğn Angio Saksonlann karşı etnoloji sisteminin >eni ilim saha?ında fesçilik Tetkikah Enstitüsü» tesis etti (3). birinden ayırmış demektir: Halbuk; eski hareketler ve taarruzlarda bulnnmalapayidar olması kabil değildi. Her şey Bu enstitünün mrtodu «Çeçen», «Çer Anadolu Türklerince bu ajTilrk dcğru nna müsaid değildir ve bir müddet daden ev\ el bir kere teferruat itibarıle kes», cLezgi» ve cKartvel» lehçeleri gibi değıldlr. •Avnülurefâ»nın 51inci sa da müsaid olmiTacablar da. Amerikan donanmaTi, Pearl Harbu sistemde birçok zührller vardr Me Kafkas dillerile bu' taraftan Pirene dağ hifesinde bu nokta şöyle tesbit edilmekbocr*daki baskmda yarahnan gemileriselâ HlndA\Tupa milletlerinin en mü larındaki cBask» dilinin ve bir taraftan tedir (aynen tercüme): nt tamir ettikten ve denîıe açılacak blr lıimlerinden olan İranhlar, Arablarla da Pamir lehçele»ile Türk dillerinden •Türkler üç sınıftır: Turanî. İrani, Yu hale geldikten sonra, İngiliz donanmaberaber «Semite Sâmî» grupuna ve .Çuvaşça. nm tetkiki sayesinde eski Etnanî. Bunların hepsi Türkün neslinden sından alacagı yardımla da knvvetleneHindliler de Zencîlerle Habeşlerin tem rüsk, garbî İber ve Alp dillerinin sııahdir.» rek taarruza geçecek midir? Karite ve sil ettiği «Chamitique = Hâmî» zümre tarını bulmak ve işte bu anahtarla be; Bu fıkradaki (Türk) ırk ismi değil, Singapnr üsleri, daimî bir hava tehdidl sine nisbet edlliyordu; halbuki «If ndu şerin sna diline dayanmaktı. Her halde Iranîler = Indoiraniens» HındAvru bu dil, Milâddan beş bin yıl evvellerine e?ki Yâfesçilerce ırkımızın ceddi sayı altında bulnndnklan için Amerikan pa grupunun «Arîler = Av!ens« deni kadar, yâni Ârîlerie Sâmilerden evvel lan itibarî şahsiyetin, yâni (Yâfes) in İngiliz deniz knvvetleri bnralarda banien en mühim şubesi demekti! Bununla beşer kültürünün esaslarını kuran Yâ büyük oğlunun ısmidir. Türkçe yazılan namazlar. Eannacak sağlara ve emin r beraber, teferruata aid bir takım yan fesliler tabakasına aid ohnak lâzım ge •Şeceretülbe erı de bu mesele şöyle bir üs olmadıkça dcnanmayı Uzakşark snlanna göndprmrk, 37 yıl aralıkla izah edilir (S. 31): lışlıklar bir terafa bıraklımak şartile. lirdi. Bu suretle (Marr) dil sahasında •Yunan ve Rumîter Bunlar dahî ikinei bir Cuşima'yı RÖ«e aldırmak olnr. eski şark müelliflerinin umumi tasn'f •Monogenisme. esasını takib etmiş oluTürk ?uT)esinden olup ba'zılar bunlar Ançolo Sakson donanmasmm, t ı a k leri bugünkü lisaniyat gruplanna az yordu. dahî Sâmdandır dediler. Pes meydan şarkta istifade edebfleceği bazı deniz çok tekabül edebilecek bir mahiyette Tabiî böyle bir metod takib etmek ösleri vardır ki, bnnların en mühimml görüldü. Onun için Onsekizinci asnn demek, klâsik lisaniyattaki dil grjpları Hadır ki Riım Yunan'm oğladur. Yunan Türk'iin oğludur. Türk Yâfesin bü Holanda Hindistanının Cava adasındasonlarında dil bilgisinin yeni esaslarını nın hududlarma ehemmiyet venr.emek ki Surabaya üssüdür. Bu üs Borneo ve kuran Avrupa âlunlen İbranî, Arab ve demekti: Klâsik nıetodda her biri ayrı vük oğludur: Nitekim Rum inni Yunan Cava adalan arasındaki Cava dpnizioc saire dillerinden mürekkeb gördükleri bir grupa mensub olan Gürcü. Bapk. Sü ibni Türk ibni Yâfes'lir. Bunlann mes hâkimdir. Avastralyanın şimalinde bugrup için eski sistemin «Semitique := mer ve Türk dilleri Yâfesçilik mc'odun kmi Kara Deryâ kıyılarında iki derlunan Port Darvln üssü ile Singapar Sâmî» tesmiyesini aynen kabul ettikleri da hep birbirine bağlanıyordu' Hsttâ vânın birlesttği yere kadar ki garb ucu arasındaki 1903 millik mesafrnin aşafı gibi, Ondokuzuncu asrın sonlarında da «Çuvas. lehçeslnin İsmi bile (Marr) a lıalirî Traksa'dır. (C). yukan ortasında ve Sin^apuıdan takkıbtî «^ eski Mıçır», Berberî ve daha göre «Siinıer» ve «İber» isimlerir.in foBu izaha göre Türkler, YunanMar ve riben 900 mU cenub doiadadır. Geıe bir takım Afrika dillerinden mürekkeb netik bir tahavvü'ünden başka b'r şey Lâtinler eski şark Yâfesçilerinin ileri Cava adasınm şimal batısında Batavfa olan grup için de eski sisiemdeki «Cha değildi! Netice it'.barile bu si : temde sürdükleri tfibi avni bir zümrenin bir üssü ile Molük adalanndan Cerom'da mitique / Khamitique = Hâmî» ismini HindA^Tupa, FinMacar, Türk, Sümer birinden müstakil kolları değil, o bü Anhoima üssü vardır. olduğu gibi a'.dıbr (!) Yainız eski «Yâ •e Sâmî dillerinin hepsi eski bir «Yâ yük zümre içinde hepsi bir kol teşkil / Fakat bütün bn Holanda üslerlnden fes» grupunun İsmi, birçok münakaşa fes» tabakasından türemij sajillyor de eden ve yalnız co5I"öfî sebeblerle d'listifade edebilmek için. bnnlann 35,010 lardan sonra «HindAvrupa» şeklinde mekti!.. leri rıîrbirinden avrılan üç boy dpmektonluk zırhhlan alabilec?k havuzlaria coğrafî bir terkib'.e ifade edilmiş oldu; ür! Zaten (Marr) ın temsil ettiği yeni Bu vazlyete göre gerek eski, gerek •Ecole Japhetiste r= Yâfesçil;k mekfe terhizi lâzımdır. fakat bu coğrafî terkibin ifade ettiği Holanda donanrna«ırda. 7000 tondın grup, eski «Yâfes» grupunun biraz ta yeni «Japhetisnıe = Yâfesçilik» sis'em l>i» nin lisanivat sahasuıda tesbit ettiği dilâta uğramış yeni bir şeklin4»n baş lerinde Türk ırkı veyahud dili en mü essslar da eski Anadolu Türkîerinin ef büyük gemiler b'ilunmadıîına göre. \n üslerde büyük zırh'ıİ3n alabilecek h*ka bir şey değildi. Yslnız eski gruplar him rolleri oynamış oluyordu. sanevî isimlerle İfade ettikleri bu etnoetnolojik mahiyetta olduğu ha'de, yeni (Birinci Murad) devrlne aid vesika loiik te 1 âkkiyi tevid etmijecek mahi vnzlar bnlnndugn şüphelidir. . Amerikan donanması, yaralı gemflegruplar sırf lisaniyat sahasında t?şek larda da ayni vaziyeti görüyomz. En vrt*e değildir. rinin tam'rini bitirio de Cavadaki üsltkül ediyordu; yâni eski ırk akrpba'ıî^ı eskileri Hicretin sek'zlnci ve Jl.illdın Her halde. bu altı asırlık telâkki tar re gelmek istese dahi, bn litnanlam yerine şimdi dil akrabalığı e?as ittihaz on dördüncü asruıa aid olan bu vesimın bizim icin ifpde edebileceği en mü m n ı n a m bir arm.>daya üs olabflectfc ediliyor demekti. kalar bize eski Anadolu Türklerinin him m=tna, atalaıımızm nazarında bu snretfe hazırlanması nznn laman Istt». Türk ırkı hakkmdaki lelâkkiierini o zagün «HindAvrupa graDu» do^iş:miz Bn baVfidan flaha 'havH müddet, A«Bundan evvel gördüğÜTÜz gibî, eski man şarkın ve garbın hıristiyan ve müspfki «Yâfes nesli» dairesinde Türk ır elo . S»k«<mlann Japorıiara karşı t t Yâfesçilerin etnolojik tasniflerinde müs lüman kültürleri arasında müst?rek bir buTanmalan pA kınm ana soy sayı'ma<;ıdır. Yunanlılarla ami7Î b'r *Tpkpft e takil bir grup teşk'l eden akvamm baş metod kıymetini haiz olan «Yâfesçilik» Rumîlerin ( = Romaiıların vevahud mümkün görünmüyor. lıcalan sekize irca edilebilir: 1) Türk; sistemine göre izah ettiklerinı gösteriumumiyetle AvrMtja akvamınm) İran2) İslâv; 3) Rus; i) Yıman; 5) Frtnk = yor. lılarla beraber Türk camiisına nisbet Cerren ve?aire; 6) Koma = Lnün; 7) •Journal de la Socicte FinnoOugrl edilme^i nn'='k işte bu telâkki tarzile Gomer = Eski Anadollular ve bu mi cnne» in 30 uneu cildinin 3 üncü fasi : '=h edilebilir. yanda Hitit'er; 8) Hatay ve Cin Çi külünün 23 üncü sahifesinde Profesör Itrî konseri . ., Yalnız bundan rvvc 1 îsimlorni s^yd'nin etrafmdaVı b'vaz miHetler. P'ina (Mikkola» nın «Eski Buljrar takvimi» ne Konservatuar. tarihi konserler heyeB mukabil şimdiki HindAvrupa tasnifîn aid etüdüne göre Yâfesçilik metodunun îjımız «Dfinya âHm'<"ri» ırk i'ibarre tarnfından bu avın 6 ncı saîı günü akde hu yeni dil grıımı şu dok"z kola Türk ırkına teşmili, Yahudilerin Hun cîofnıd^n doğruva Tü'k gösferil'Tpkte ve r.nttâ bun^rrlin hpr H r n ' n ecr1=Ht şamı Beyoîlunda Fransız Tivatrosunryrılır: 1) İslâv; ?) Yunan; 3) Cemen; larla i'.k temaslarmdan itibsren başla! da 4 üncü konserini verecektlr. Prog1) LâHn; 5) Hitit; 6) Tohar; 7) Hitrl mıştır. İşte bundan dolayı gerek hıris ol?rak sayılin ic "1er ir'n^e T ' W adlaramda dâhi Türk bestekân Itri'nin erını andıran şpkillere de tesa^üf edilİran; 8) Arnavud: 9) Ermeni (21. Bu tiyan, gerek yahudi ve gerekse muhserlerile Mihmud Celâleddin Paşa, Şeviki tasnifîn en sathî bir mukayeseri bile telif şark milletlevıne mensub müslü mekfedir: Me"=elq (C'l'nus = G?Men)'n ki Bey. Tamburl Mu=fafa Çavuş, Hacı «A'tnc oğlıı Kırafok. i'^n;l? rkeski <Yâfesliler. zümresile yeni «Hind man müellifleri Türk ırkını (Yâfes) İn Arif Bey ve Tahlr Ağanın b a a parçaiŞi Kibi. musiki mucidi eöster'len Avrupahlar» grupu arasında pek büyük muhtelif oğullarile torunlarma bağlıyalan vardır. bir fark oimadığiDi görterir. Yalntz yeni rak tenakuz ve ihtilâfa düşrrüslerdir. CKetke) İRmindeki şah^i'et de •<P'<ltu tasnifte Türk diünîn haric bırakılma Bu vaziyete göre (Yâfes) neslinde it j •^ni Tü>k« nesHndcn s^vılm.'kt'dır. H?t ruva Türk göster.lmîştir. sma mukabil Enneni ve Amavud leh fak olmasma mukabil, bu neslin muh <3 fErnpedoklis) in ecdf.d'ndan biri de Her haîde şura^ı muhakkak kl. sırl çelerl gibi bir takım ehemmiye^'z d ; l telif kollanndan birıni intihab hususun <'Oün°r) ism'ni tpsımakt^dır! Z^ten geler almmış ve mütebakisi eski İsrail : y da ihtilâf var demektir; onun için Türk rek «Teıkerefüliber» de gprek •Ş"ce skolâstik esaslara istinad eden bu eski yat grupund?kl rrevkilerini veni l's^ni ırkı muhtelif devir'ere mensub yahudi retii'heser» de bunlar doğrudan doğ ilim davasının bugün icin en büyük kıymeti, atalarımızın medenivet ve kültür yat grupunda da aynen muhafaza et ve hıristivan müellıflerlnce (Yâfes) in (1) M?rcel Cohen, »T.e«! langues du tarihi karşısmdaki milli telâkkilerini bize cğullanndan (Tiras) la (Maço») un ve monde», 1924 Paris tab'ı. ^anınıes cha olduğu eibi nrklelrr.esindedir. Fakat k'âsik lisaniyat telâkki'erine torunlarından da (Togarma) ile (Aş ;>rin<îli|iıiF.<i, fas'.l, S. 83. Ismaıi hami DANİŞMEND karşı yeni bir Ecole Japhetiste = Yâ kanaz) ın ne^illerine nisbet edilmiş ln (2) A. Meillet. .Introdııcrion â Sön fesçilik mektcbi» kurulmuştur ki bun tir (4)! Arab ve Acem müellifleri araromparafive des îanme inHoda Türk ırkı eski mektebdeki vaziyetini sında da bu ihtiiâflann birçok misalcnnes.. 1934 Paris tab'ı, s. 5576. daha ilmî ve daha esaslı bir şekilde ye leri vardır: Bülün bu neseb cetvellerin(3) A 1 exarr!re Bishm'kcff, «Cinqude görülen efsanevî isimlerin her biri niden ihraz etmektedir. Bu yeni mekante siecles d'evolution ethnique autour teb, bundan yedi s.'ne e\vel ( = 1931 te) başka bir ırk ifade e'.t'ğine aöre, Tü k Nüshası 5 kunıstur. ölen Rus âlimlerinden meşhur (Marr) ın kavmi ecnebi Yâfesc:ler tarafından a>Tii de îa Mer Noire». 1937 Paris fab'ı, s. 80. : (4) Bu son spkil }c n bk: E. B^nche*, temsll ettiği sistemdir. Babası İngiliz. bir grup içinde ve ayni zamanda muhpnası Gürcü ve kendisi de yalnız kül telif mençelere izafe edrmiş demekHr! •Le nom des Turcs dans le chapitre X Senelik 1400 Kr. 2700 Kr, .= tür itibarile Rus olan (Marr) bu yeni Bu mütenakız ri/av?tlerin b'rleşebile de la fîenese». 1931 Paris «ab'ı. < . 117. Alb avhk 750 » 1450 > mektebin doğrudan doğruya vânı vazi ceği yegâne nokta, (Yâfes) grupur.u teş(5) İbnülEsir, Eikâmil», 1303 tab'ı, Üç avhk 400 » 800 » kil eden HindA\Tupa akvamı içinde c. 1. s. 28. yetinde degildir. Kafk?s dillerinîn geBir avlık 150 » Yoktur. cen asırdanberl esaslı surette te'kikm Türk ırkının diğerlerinden tamamile ayrı (6) Bu fıkrada Kara Dervâ = Karaden dogan bu veni cereyan. bilh^ssı 1910 deniz» demek oMı.eu gibi, «Halici tarihinden itibaren bu dUleri eski Ak[*] Bundan evvelki yazılar 1, 6 ve 20 Traksa = Trakya Bnğan» da «Bosphore deniz medenivetleıin'n protoh'storik ta birincikânun tarihli sayılarımızda çık de Thrac» muksh",;. olarak «İstanbul Garetemlze eönderilen evrak ve vaztlaı nesTediI«nn edilmesin iade edilmez ve bi§l=mik istivordu. «Frolp rnıstır. mpt'nltvet fcahııl olıınmaz İsmait Hami Danişmend 4 [*] CUMKURÎYET Dikkat bL Hğ " r enen Ku rLikTİ koşsun. Görenler bir daha görmek, göımeyenler bu filmi alkışlamak için ELHAMRA Sineması MİHRACENİN KIZI Türkçe sözlü, şarkılı emsalsiz harikalar filmi Şarkılar: SÜZAN GÜZİN SEMİHA VUMAN Besteler: Üstad Kanunî A H M E D Bugün saat 1 de tenzilâth matine r " Bu SALI akşammdan itibaren • • SÜMER ve Sineması BOYER CHARLES (Altın serisi) filmlerinin en büyüjpi ve en güzeli oiup BACK STREET tarafından harikulâde bir tarzda yaratılan Şaheserini takdim edecektir. GİZLENEN HAYAT ve AŞK. AŞK SAYESİNDE YAŞAYAN MEŞRU ZEVCE ve METEBS . . . SALI akşamı için yerlerinizi evve'den aldınnız. MARGARET SULLAVAN Heş altı arkadaşı, nerelere uğ r ayıp lıangi içkiierden nekadar içtıklerinı, ertesi sabah biribiılerine sormadıkça hatırlıyamıyacakları bir gece âlemi yaşıyorlardı. Her uğradıklar yıerde, masa başmda, bir saat ya oturuyor. ya oturmuyorlar; her seferinde değışik bir içkiyi, hesabsız kadehlerle midelerine in Urdi. Beynini saran duman, deniz üstün 1 ieri görülür görülmez kendilerile eh muştu ki, birdenbire, telefonun çıngırağı diıiyor; oradan kalkıp, bir başka yerde, de, rüzgârla dağılıp dağılıp tekrar bir pablık tesis edilen neviden olduk'arını, hızlı kızlı öttü. leşen o sisin dalgalan gibi, zaman zaman ancak o zaman anladı. Bu sefer, gozleHaletin gözü, gayriihtiyarî, duvardakı bir başka masa başma geçiyorlardı gerisindeki rini, cesaretle çevırdi, karşısmda oturan, saate gitti. Yirmi dört saattenberı, alKafaların içi, fırtınah bir deniz kadar aralanıyor; Halet, sisin masanın ilk misafirine baktı. Genc ka kol banyosu içinde adeta uyuşmuş oldalgalı hale geldiği; gözleri, baktıkları mDnzaracıkları yaflcalarcasına, bir sa3t, iki saat, yırmi dakıka e^eline aid hatı dının gözü hâlâ kendisindeydi. duğu için, Nazireyi tamamile unutmuşyerden çok daha uzağı görmeğe başlara parçalarını, bir görüp bir kaybediSofre, sonradan gelen kadınların mev tu. Telefon mutlaka ondandı. Hergün dığı anda. Halet, tam karsısında, genc bir yordu. , cudıyetile birdenbire başkalanmış, neşe o saatte telefon eder, onunla on dakika kadının oturduğunu gördü. Bu kadının O, yabancı kadının oradaki mevcudi artmış, kahkahalar daha yüksek perde kouuşurdu. Bir buçuk senedir sevişiyorcraya nasıl geldiğini, kimin nesi olduden çıkmağa baş'.amşıtı. lardı. yunu bilmiyordu. O masa başına ne za yetine daha bir mana vermeğe muvaffak olamadan, kadehler bir kere daha Halet, kendisıni, bu pürneşe havanm Halet, oturduğu iskemleye çivilenmiş man gelip oturduklarını da hatırlıyamayükseldi, bir kere daha boşaldı. kucağına bırakıverdi. Kendi gıyabında gibi, yerinden kımıldamıyordu. Telefon. dığı için, bu genc kadınla, dışandan O zaman, Halet, bu beyhude gayret verildiği besbelli bir karann neticesin durmadan çahyor, kulaklan, tırmalıyan içeriye hep beraber mi girdiklerini, yokten vazgeçti. Kafasını nekadar yorsa. de sofralannı şenlendiren bu hem ya bir ısrarla çalıyordu. Odanın içini, birsa, kadının kendilerine orada mı iltihak işe yarar bir netice çıkaramıyacağı an yabancı, hem candan mahlukların şere denbire, üzüntülü, sıkıcı bir sessizlik ettiğini kestiremiyordu. 'aşılıyordu. Genc kadınm şerefine içen fine bir kere de o kadeh kaldırdı. İlk kşpiamıştı. Münire, kaşlarım çattı. Yalnız, bildiği bir şey vardı. Kahkahaarkadaşlanna iştirak ederek kadehini evvel, karşısmdaki kadınla kadeh şıkır Telefona niçin cevab vermiyorsun? lar kadeh şıngırtılarma karıştıgı sırada, bojaltü ve işte o anda, kadınla gözgöze dattılar. diye sordu. o, karşısıııda, birdenbıre o kadını bul geldiler. Bu, ahpablıklannın ilk temeltaşı olHalet, hiç ses çıkarmadı. muştu. Kadm, sararan yüzile devam etti: Genc kadının bakışındaki manayı, du. Sonra, Halet, hep ayni dumanlı haÇok güzel bir kadındı. Saçlarının kıHalet derhal sezdi. Ancak, sarhoşluğu. va arasında, kendisini bir aralık, o ka Bir kadm telefon ediyor değil nıi? zıl rengi, elektrık fanuslannın ışığı alSevdi&in kadın değil mi? kimin nesi olduğunu bilmediği bir ka dının yanındaki iskemlede buldu. tında, güneş vurmuş, cilâlı bakır gibi Çabucak anlaşmışlardı. Neşesi sokakdjnm, ilk davetkâr ve mültefit nazarına Farzet ki öyle, ne olacak? pmltılar saçıyordu. Yüzü, bu saç'ardan derhal mukabele edebileceği derecede lara taşan alay, sabaha karşı, cadde bo Cevab ver. etrafa vuran akisle aydmlanmış gibi, fazla değildi. Boğazından geçen ispirto, yunca çifter çifetr dağılıp çözüldüğü Havır, vermiyeceğim. parıltılı bir buğday renginde gdrünü kafasındaki şuuru henüz tamamile sü zaman, Halet. isminin Münire olduğunu Rica ederim cevab ver. Yazıktır. yordu. anladığı genc kadınla birlikte, kendi üzme kadını. Cevab alamayınca, kimbipütüp götürmemişti. Bu meçhul genc kadını, masadaki büLâkin, tam o esnada, bir başka hâdi evine geldi. lir nekadar meyus olacak! tün arkadaşlan tanıyor gibiydiler. Hep se, hakıkati ona birdenbire anlattı. KaHalet tereddüd ediyordu. Yanındaki birden kadehlerinı kaldırıp onun şerefi pı açılımş, içeriye iki yabancı kadın daO gecenin kafaları dolduran sisi, an kadının, bütün yabancılığına, bütün gene içtiler. Halet de içti. Fakat, elân, o hn girmis, masaîarına gelip oturmuştu. cak ertesi gün oğleüstü dağılmıştı O lip geçıcilığine rağmen, manasız ve lünun kim olduğanu bilmiyordu. Hep beraber ayağa kalkmış, kadınları gün bir tatil günü olduğu için, Halet, zumsuz da olsa, tanımadığı Nazireyi kıs = KUçUk hlkâye Telefon nyor, kollarmı onun vücudüne bir sartnaşık gibi dolamış, yalvanyord\ı: Kuzum cevab ver, ne olursun!.. Hatırım için... Başım için cevab ver. Cevab verme istersen, ama, yalnız telefonu aç. Sesini olsun işiteyim, haydi, aç telefonu! Haletin yerinden kırmldamadığım görünce, birdenbire fırladı, telefonu açh, Halet de ayni zamanda seğirtmiş, tamj zamanında yetişerek, telefonu onun elinden kapmıştı Verici tarafmı elilq kapattı, dinleyiciyi Münirenin kulağı' na yaklaştırdı. O zaman, ikisinin de işitebileceği şeküde açık duran, Haletin elindekı tele> fonda, her akşamki kadm sesi duyuldu, Dinlediler. Ses, yalnız: | Halet!. Halet!. HaletL. i Diyor; ayni ismi, her akşam, defalarc| tekrar etmekten duyduğu zevk, bugün; hitabına mukabele görmemesine rağJ men,ğ ahenginde gene seziliyordu. Son< ra, yavaş yavaş, dağlarda kaybolmu| yaramaz çocuğunu çağıran bir ana fer1 yadı gibi keskinleşti, bir müddet böyle devam ettı; hafifledi, inilti haline geldi, sustu. Biraz sonra, bir kere daha, ufak bir fasılayı müteakıb bir kere daha ağladı, nihayet söndü, Beklediler. Teleîonun içinde, korkunc, derin, küflü mahzen sükutunu andıran llir sessizlikten başka şey yoktu. Münire, telefonu elinden fırlattı, ayağa ka'.ktı. Otuz iki dişini, ısırmağa hazır bir kaplan gibi, işmizaza benzi» yen geniş bir tebessümle meydana çıkararak, Haletin boynuna sarıldı: Seninle bir asır beraber yaşasana, bana bundan daha büyük bir zevk veremezsin, yavrum, dedi. Hamdi Varoğ.u Akşamdanberi biribirine karışan içkilerin kafasınm içinde uçuşan buharlar arasmdan bütün zekâsmı spferber ederek düşünmeğp çalı<tı. Kalın bir sis ortasından etrafı görmeğe yeltenen bir insan ancak bu kadar boşuna çalışabi karşılamışlardı. Beş dakika sonra. bir hiç sokağa çıkmadan, o geceyi de Mükadın daha gelmişti. nire ile birlikte geçirmeği düşündü. Şimdi, masadaki erkeklerin yarısındar Kadın bu teklifi memnunivetle kabul fazla kadınla birlıkte içiyorlardı. Halet ettı. Sokağa çıkmadılar. Akşam üstü bu bıribırini takiben gelen kadmlnrın ç:V] çiviyi soker düşüncesıle, içki ma^aevvelce tanımağa lüzum kaknadan, yüz n başına oturalı yarım saat kadar ol , kandığını, sararan yüzü, çatılan kaşlan kâfi derecede ispat ediyordu. Telefonu açınca, bu kıskanchkla, ya bir münasebçtsızlik yapar. sesini bilhassa işıttirirFakat, Münire, ısran gitgide artı