18 Ekim 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

18 Ekim 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURlYET 18 Birincîteşrin 1947 ŞUNDÂN BUNDAN j ır kalmıştır: Ingiltere, İtaiya, Belçika, DaYirminci asnn bu nimarka, Bulgaristan, Rumanya. îlk kırk yıllık devİstiklâliyet bahsine gelınce bu daha resinde vukua gelen elimdir. Çünkü İngiltere ve İtalyadan siyasi ve içtimaî tebaşka diğer kral ve krallıklar, bugün beddüller, dünya ecnebi ve kendilerine yabancı bir reharitasını değiştiıjım altında ve her türlü serbestıdtn mekle kalmayıp, amahnım bulunmaktadırlar. sırlardanberi payıdar olan taht ve Dünyamn en büyük para saltanatları da devirdiğinden, bır çok fabrikası başlardan taclar düştüğü gibi, hiç uLondrada «Lonmulmadık şahsiyetleri de vatanlaruu dra kulesi» civaterk ile yabancı semalar altına ilticaya rında büyük bir mecbur etti. bina nazarı dlkkati Bu hal, teselsül usulile ve «sür'ati celbetmektedir. Eumüktesibo ile son zamanlara kadar de rası «Royal Mint> denilen Darphanei vam edip gitti. Bu acı akıbete muhtelif tarihlerde Kralidir. Daima fauğrayan ve Iran Şahı Mehmed Alinin alij'et halinde o'an açtığı listeye dahil olan Abdülhamid, bu bina dahiHndeki daırelerPortekiz Kralı Manoel, gene İran Şahı muhtelif Ahmed Han, Imparator Vilhelm, İm de. Ingiltere, doırjnyon ve müstemparator Şarl, Kral 13 üncü Alfons, Yu lekeler için bakıı, bronz, gümüş ve nan Kralı Konstanten, Karadağ Kralı altm sikkeler darbolunur. Darbhane, en tfikita, Bulgar Kralı Ferdinand, Fas mütekâmil ve son sistem makine ve Sultanı Mevlây Yusuf, ve Sultan Va kalıplarla mücehhezdir. Preslerin her hideddin, bu listenin ilk kısmını teşkil biri dakikada yüz parça para basar; etmişlerdir yevmî istihsalâtı bir buçuk milyon parIkinci parti 1936 harb ile başladı ve çaya baliğ olmaktadır. müfredatı gene oldukça zengin olan bu Atölyelerde yabancı memleketler için mükerrer listeyi, İtalyanların hışmına uğrayan «Krallarkralı» biçare Hâile Se de para basılır. Bu suretle ihrac olunan paraların tutarı senevî bir kaç lâse açtı. Aradan az zaman sonra, şahsî sebeb milyon franktan fazladır Darbhanede lerden dolayı Sekizinci Edvard'ın ismi en son basılan ecnebi parası, Habeşistan de Necaşinin yanında yer aldı. 1939 har tarafından sipariş edilen ve «Mari Tebi ise, esasen Büyük Harbdenberi rahat rez> i temsil eden sikkelerdir. İngiliz yüzü görmiyen ve onun kanşıklıklannı darbhanesinde büyük bir meskukât ınüel'an düzeltemiyen Avrupayı büsbütün zesi de vardır. Bu müzede şimdiye kakarıştırdı, çığnndan çıkarttı. Ve tabi dar İngiltere ve müstemlekât için baatile bir takım yeni isimler daha listeye sılan paraların zengin bir koleksiyonu bulunduğu gibi, Roma devrinden başilâve edildi: layarak asrımıza kadar basılan paraAmavudluk Kralı Zogo. Holanda Kraliçesi Vilhelmina, Norveç Kralı Haakon, ların da çok kıymetli nümuneleri göKral Karol (iki defa), Lüksenburg Bü rülmektedir. Darbhanenin zejpginliği buyük Düşesi Şarlot, Yugoslavyarun dört nunla bitmemekte ve Kral «Offa de günlük yeni hükünıdan küçük Pıyer Mercie» zamanındanberi, yani 796 taile Yunanistanın kahraman Kralı Jorj. rihinden itibaren İngiltere tahtını işgal eden bütün krallann ve resmî teBunlardan maada. iki cumhur reisi şekküllerin mühür matrisleri de darpde bu kafileye katumış bulunuyorlar: hanenin tarihî kıymetini arttırmaktadır. Fransa Cumhur Reisi Lebrön, Çekoslovakya Cumhur Reisi Beneş Bu itibarla. İngiliz darphanesi, dün1914 te dört büyük imparatorluk, 12 yamn en zengin ve büyük tarihî kıykrallık ve müteaddıd dükahklan sine meti haiz olan yegâne «para fabrikasu sinde barındıran salhurde Avrupada, dır. bugün kala kala alb kral ve krallık Hikmet NtSAN Bütün dünyayı hayrette bırakmış olan AŞK ROMAM., Bütün insani ihtiraslar bir filmde... •BOMEO ve JULİETTE. filminin fevkinde muazzam bir şaheser... EMILLY BRONTO'nun lâyemud romanından aluımış Avrupanın 1941 bilâncosu Londradaki tdarpanei krali Dün sekiz tüccarla Belediye murakıbı Adliyeye verildiler IHEM Mühim bir Sehir haberleri Memleket eksiği: D Odun narkını yükseltenler Sahil sanatoryomu Arz üzerinde muayyen bir bölgenin vasatî hava vasıf ve şartlarmı taj'in eden meteoroloji ilmi, bu evsaf ve şartlarm heyeti mecmuasile (iklim) bilgisini kurmuş bulunuyor. Tababet, iklimin muhtelif unsurlarından bir tedavi vasıtası halinde istifadeyi temin ederek (iklim tedavisi) ni tesis etmiştir. Iklimini tanıdığımız muayyen bölgelerde bulunduracağımız hastalara o iklimin hususiyetlerinin doğrudan doğruya ır.üessir olmasından baska fizik vasıtaları tatbik etmek suretile de şifa yolunu açabiliriz. Asnmızda tıbbm muhteUf şubelerine aid hastalıklarda tatbikaü pek çok genişleyen iklim tedavisi, şüphesiz ampirik devirlerin iklim tedavilerile, tebdili havalarile mukayese edilemez. Bugün bir hastayı, iklim evsafı üzerine müesses bir istasyona sevketmek mevzuu bahsolunca o muhitin (iklim) mefhumuna vücud veren muhtelif m?teorolojik unsurlarile hastaya temin edebıleceği faydaları ve iras edebileceğı mazarraü ölçebiliyoruz. Çünkü bir taraftan İklim hakkındaki tetkiklerin ilerlemiş olması, diğer taraftan muayyen iklimlerin muayyen hastahklara faydah olduğunun geniş tecrübelerle tayin edilmiş bulunması bugün artık hastahklara İklime göre bir (endikasyon) tayin etmeyi mümkün hale getirmiştir. NALINA MIHINAİ Kumanda birliği Yazan: Prof. Dr. Kâzım İsmait Yanhş hesab çıkararak odun narkının yükseltilmesine sebeb olan odun tüccarlanndan Niyazi Yelkencioğlu, Raif Erin, Nafiz Güneş, Hüseyin Bayrak, Haydar, Pangal şirketi ortaklanndan Fikri KangaJ, Mustafa Tuncel, Nihad Güven, Etem Büroylu ile bu tüccarlann hesablanna istinaden fiatlara zam yapılmasını intac eden raporu hazırhyan Belediye murakıbı Süreyyaya aid dosya dün Müddeiumumüige verilmiştir. Müddeiumumilik, bu mesele etrafındakl tahkikatmı süratle ikmal ececektir. Memur maaşları ne vakit verilecek? OLMIYEN AŞK ( Wutherin* Heights ) Baş rollerde : MERLE OBERON ve LAURENGE OLIVIER SARAY Sinemasmda Heyecan ve neş'eden yararılan müstesna propram BU PEBŞEMBE AKŞAMI Beşiktaş G Ü R E L sinemasında İKİ BÜYÜK FİLM BİRDEN Bugün I GÖRÜNMİYEN ADAMIN AYDETİ 2BRODVAY SERENADI YENİ AÇILAN ELHAMRA Sinemasmda Zaloğlu Rüstem Türkçe Fevkalâde Film 20 birİRcifeşrin Pazarlesi akşammdan itibaren ( AÇILMAMIS KONCA ) filminin unutulmaz yıldızı Şarkın en nefis kahramanuk ve ask ef$anesi... ( Eski SAKARTA ) Memur maaşlarının Şeker Bayramından evvel tevzi edileceğl hakkında, geçende bir gazete tarafından verilen haber teeyyüd etmemiştir. Bir başak gazete de, dünkü sayısında, memurlarm maaşlarını Cumhuriyet Bayramından evvel, Ziraat Bankasından avans suretile alacaklarını yazmıştı. Ziraat Bankası İstanbul şubesi müdürli, dün bir muharririmize, bankaya hususta tebligat yapılmadıgını söyİklim tedavisinde istifade edilen fizik lemiştir. Ankaradan bugtin, yann tevunsurlar; hararet. hava tazyikı ve rüzziat için hususî bır emır gelmedıkçe gârlar, rutubet derecesi, havanın çimik maaşlann Şeker Bayramından evvel ve hayatî kıymetleri (oksijen. iyod), verilmesine imkân görülememektedir. muhitin elektrik ve radyoaktivite şarjı Hava Kurumuna aza gibi hassalardır. Bunlara güneşin muhtelif muhitlerde farklar gösteren hassayazılanlar larını ve coğrafî şartlan da ilâve etmeSon bir kaç ay zarfında 50 bine yakın liyiz. işçi, Hava Kurumuna aza yazılmışlarİşte yukarıda sadece isimlerini sıradır. Lise, orta mekteb ve ilk mekteblerladığımız kıymetlerin erzın muhtelif de okuyan talebeden yüzlercesi, Hava bölgelerindeki muhtelif imtizao nisbetKurumuna aza yazümak için müracalerile birçok iklimler vücud buluyor. atte bulunmuşlardır. Tedavi bakımmdan bu iklimleri dağ, tncir ağacına çıkarken deniz, göl, orman... isimlerile birkaç tiTarabyada oturan 13 yaşlannda An pe ayırmak mümkündür. derya, evüı bahçesindeki incir ağacına Burada mevzuu bahsetmek istediğimlz çıkarken dalın kırılması neticesi düşe deniz iklimi ve deniz istasyonlarıdır: rek agır surette yaralanmış, Beyoğlu Deniz îkllmi oksijen ve azottan zenhastanesine kaldınlmıştır. gindir, havasmda kimyevî unsurlar boldur, (tuz, iyod, silikatlar), ziya fazlaTevkif edildi dır. Sabri admda bir sabıkalı, ŞehzadeBu evsafm insan vücudü üzerine aşibaşında gezmeğe çıkan Halılin dalgmkâr fizyolojik tesirleri oluyor: Bu iklığmdan istifade ederek cebınden paraHmde hazım vazifeleri artar, iştiha tesmı çalarken suç üstünde yakalanmıştır. zayüd eder, damar tazyikı hafif bir mikHakkmda tanzim edilen evrakla birtarda artar, kan küreyvelerinde de bir likte Adliyeye verilen Sabri, birincı tezayüd göze çarpar. Sinir ve damar sissulh ceza mahkemeslnde yapılan sortemi üzerinde de vazifelerin tanzimi baguyu müteakıb tevkif edllmiştir. kımından müessir değişiklikler olur. Başta albüminli maddeler olmak üzere İki aya mahkum oldu Harbiye caddesinde sobacıhk yapan vücudde faydalı gıda un«urlarınm artAvadis. kendisine emanet olarak bıra ması da hastalarda pek aşikâr salâh kılan doktor Horhoronıye aid 370 lira vücude getirir. kıymetınde eşyayı sahibinin malumatı Deniz iklimi güneşle birleştiği zaman olmaksızın satmak suçundan Adliyeye veremin bazı şekilleri için pek hususl verilmişti. İkinci aslıye cezada devam bir deva halini alır. Bundan dolayı her eden muhakemesi dun sona ermiş ve Hangi bir sahilde deniz ikliminin fizik Avadis emnıyeti suüstımalden iki ay kıymetlerine kolayca ve bol olarak gühapse mahkum olmuştur. neş banyosu yapmak imkânını temin İhrac mallarımıza konacak eden (plâj) m mevcudiyeti de zammolununca o mmtakayı bir tedavi istasalâmeti farika yonunun yapılması için (müntehab bir Millî alâmeti farikamız olan ay yıl yer) addetmemiz lâzım gelir. dızuı ötedenberi olduğu gibi ihrac eşLenf bezleri veremi, kemik ve mafsal yamız ve devlet inhisarlan ve fabrikaveremi, belkemiği veremi... gibi tüberları mamulâtı üzerine konulup konulmaması hukumetçe tetkik olunmakta külozun mahdud şekillerine musab hasdır. Bu hususta, her Vekâlet ayn ayn talar. bilhassa gene çocuklar dağ saistifade edebilirBaşvekâlete verilmek üzere birer rapor natoryomlarmdan lerse de bunlarda deniz sanatoryomu hazırlamaktadır. Alâmeti farika nizamnamesile ihrac kürü ile güneş tedavisinin teşriki daha eşyamızın milll alâmet olarak ay yıldızı parlak ve seri neticeler vermektedir. taçıması istihdaf olunmuştu. Fakat bu Akciğerlerinde verem mevcud olanlara deniz ikLminın mazarratı göze alınarak nu mahzurlu görenler de vardır. Ay yıldızın, bütün dünyaca Türklüğe böyleleri dağlara sevkedilebilirler. Bualâmet olarak tanınmış olması bu nun haricinde (kemik, mafsal, bez) vehusustaki bazı mahzurlara mukabil reminin müntehab tedavi bölgesi sahil kuvvetli bir tercih sebebi olarak telâkki sanatoryomlandır. Hatta rahim, yumurtalık, periton, böbrek... gibi uzuvlarınedilmektedir. Oelda, evliliğinin daha ikinci yılında Remzinin karısı olmakla müthiş bir hata işlediğini kendi kendine itiraf etti. Hayali geniş, arzuları hududsuz, iüks düşkünü bir kızdı. Evlendikten sonra muhteşem bir hayat süreceğini tahayyül ederdi. Yapacağı seyahatleri, giyeceği elbiseleri, kürkleri, takacağı elmasları, vereceği ziyafetleri en küçük noktalarına kadar düsünmüştü. Göz karaaştıran bir pîânın çerçevesine aldığı iîtikbah'ni, bir hayal tülü arkasından imrenerek seyretmişti. Günün birinde karşısına çıkacak erkek, kendisini, peri masallarında olduğu gibi, bir küçük işaretle özlediği ve benimsediği bu âleme sokacaktı. Onun, butun yaratma kabiiiyetini sarfederek şfekillendirmeğe çalıştığı bu dünya, bambaşka bır şey olacaktı ve orada göz yaşına, ıstıraba, mahrumiyetlere kat'iyyen yer aynlmıyacaktı. Fakat günün birinde karşısına çıkan erkek, hiç de öyle bir küçük işaret ile harıkalar yaratacak, evine refah ve karısına İüks temin edecek kudrette değildi. Guzelce, mağrur, heyecanlı, az ka7ançlı bir gencdi. Üstelik kadmlar tarafından bir hayli de şımartılmıştı. Selda, önce ondan nefret etti. Bazı arkadaşlarının ona karşı gösterdikleri hissî düşkünlüklerden iğrendi. Onu kalbsiz, havaî, zevkine düşkün buldu. Fakat, tesadüfler arttıkça bu gene adamın cazibesinden kendini kurtaramıyacağuıı hissetti. Bir müddet onun bulunması ihtimali olan yerlerden kaçtı. Sonra bu kaçışı manasız buldu: tekrar ortaya çıkü. Duygularını istediği mecraya sevkedebileceğini umuyorda. Yapamadı, Bir kere daha uzaklaştı. Bu defa hasretin ne demek oldugunu anladı. Nihayet onu sevdiğini kabul etti ve bu sevgiye onun da cevab vermesi için kadınlık silâhlarının en mukavemet e dilmez olanlarıru kullandı. Muvaffak oldu. Evlendiler. da verem olanlaruı pek çoklan da bu sanatoryomlarda; bilhassa Akdeniz sahillerindeki istasyonlarda fayda bulmaktadırlar. Sahil sanatoryomuna malik olabihnek bakımmdan millet'.erin şansları muhteüftir. Avrupada adedce en çok sahil sanatoryomu olan memleket. Fransadır. Zira Fransanın; şimallnde Manş. garbmda Atlantik, cenubunda Akdeniz olmak üzere birbirinden az çok farklar gösteren üç büyük sahil iklimi vardır. Ve buralarda devlet, belediyeler, hususî tesebbüsler müteaddid istasyonlar yapmışlardır. Bunlara rağmen Fransız kitabları ve tıbbî edebiyatı bu istasyonların mahdud oluşundan şikâyetçidirler. Bu istasyonlardan yalnız mahdud veremde değil, daha pek çok hastalıklarda, meselâ umumî zafiyet, iştahsızlık, nekahet, düşkünlük gibi hallerde de istifade edilebilir. Yukarıda da söylediğimiz gibi bu sanatoryomlann büyük faydalarından biri de kumsala malik olmaları ve burada güneş banyosu ve tedavisinin kolaylıkla tanzim edilebilmesidir. Güneşin muhtelif hastalıklar üzerine şifakâr tesiri Hipokrattanberi malumdur. Bugün hakikaten güneşin (ültraviyole) şualaruıdan pek aşikâr, pek riyazJ neticeler aluımaktadır. Bu şualar neş\rünemayı kırbaclamakta, iştihayı artırmakta. iltihablan kurutmakta, hatta bazı mikrobları öldürmekte eşsiz bir vasıta hükmündedirler. Bulutsuz, parlak göklerde bu şuaların activique şiddeti azamî derecededir. Mevsime, günün muhtelif saatlerine göre hesabı yap^ıp hastaya, bünyeye, hastalığın seyrine göre fennî usullerle, ölçü ile tatbik edilince güneşten alınacak tedavi kudreti cidden emsalsizdir. Güneş banyosunun bu faydalı tesirlerinin sahil iklimile İttihad edince birkaç misline yükseldiğini takdir eden pek çok milletler de sahillerinde güneşin azlığından şikâyet ederîer ve onun yoksulluğunu sun'î ültraviyole lâmbalarile ve daha başka ziya tedavileri vasıtasile doldurmak isterler. nın gıptasını celbedecek derecede parlak ve daimidir. Bu uzun ve kıymettar kornişin muhtelif par çalarında istenilen iklim şartlarını bol bol bulmak mümkündür. Ve seçilecek yerlerde yapılacak bir, beş on sahil sanatoryomunun boş kalmasına da imkân yoktur, zira bu sanatoryomlardan istifade edecek hastalık cinsleri bizirn memleketimizde de başka memleketlerdekiler kadar vardır. EliTtıizde vu cinsten bir tek müessese bulunmadığı için biz onlan hiç şüphesiz daha az ve ağır fayda temin ettikleri di! ğer hastanelerde yatırıyoruz veya malî vaziyeti müsaid olanlar yabancı memleketlere gıderek paramızı dışan çıkanyorlar. Devlet, asırlann ihmalile çorak ve hasta hale gehrnş olan Anadolunun her köşesinde hastane kurdu. Yirmi senenin emsalsiz gayretile yurdun her köşesinde adeta topraktan biter gibi sivrilen bu sıhhat müesseselerimizle bugün iftihar ediyoruz, Onlar her hastayı bağrına alan, en evvel yapılması lâzım gelen teşekküllerdi. Bahsettiğimiz sahil sanatoryomları ise bir veya birkaç nevi hastalık için lâzım olan hususî teşekküllerdir; tıpkı akciğer veremi sanatoryomları gibi. Devletin müstakbeî sıhhat programlarında bu müesseseler için de yer aynlmış olduğuna ve her türlü imkân müsaid olunca peyderpey tesisata geçileceğine hiç şüphem yoktur. Ancak dünyanuı diğer memleketlerindeki misallerden ilham alarak, bu işi de devletten beklemeden, belediyeler ve hususî sermayelerin, başlangıcda küçük ve mütevazı tesekküller vücude getirmek suretile olsun, bu işe önayak olmalarını temenni etmek, hatta bu harekette biraz da geç kalınmış oldugunu söylemek zamanı gelmiş görünüyor. Büyük zenginlerimiz, servetlerini hayra veren temiz vatandaşlarımız, kemik veremlilerini görerek, ısürab çekenlerin hayallerindeki sahil istasyonlarmı; Marmaranın, Akdenizin her hangi nefis bir köşesinde hakikat haline getirebiHrler! Q sviçrede çıkan «Journal de Genevre» de çıkan «Kızılordulara nasıl kumanda edilİYor?» başlıtlı bir yazı Anadolu Ajansı tarafından gazetelere verildi. Bu yazıj a gore, Kızılorduda bir başkumandanlıls ve tabiatile bir sevk ve Idare birlifi yoktur; buna mukabil Alman ordulan, bir tek elden idare edflmektedir. Sovyet Rosyanm, bir tek devlet vaziyetinde iken bir kumanda, birliği tesis edememesine mukabil, Alman ordularuıın, yanıbaşuıda harbeden Bumen, Fin, Macar, İtalyan, Slovak kuTvetleri ve diğer bolşeviklik aleyhtan gönüllü birlikleri, hep Alman başkumandanhğının emri ve tek bir idare altındadır. Almanlar, müttefikler arasında kumanda birllğini geçen harbde de, hasımlanndan çok evvel tahakkuk ettirmişlerdi. Kızılorduda bir kumanda vahdeti olmayışını Stalin Yoldaşın hususî bir takım endişelerine atfeden İsviçre gaıetesinin bu yazısında ileri sürdüğii iddialar ne dereceye kadar doğrudur, bilmiyoruz; fakat görünüşe göre, Almanlara karşı harbeden üç Sovyet ordusu arasında, sevk ve idare bakımmdan tam bir birlik bulunmadığına hiikmetmek lâzım eeliyor. Gene bir emekli kurmay subay arkadaşın da pek haklı alarak işaret ettifi gibi, 1877 . 78 harbinde Osmanlı ordusunun Yüdızdan idare edilişile şimdi Rusyada şimal, merkez ve cenub ordulannın Kremlinden sevk ve idare edüişi arasında bir benzerlik görünüyor. Hakikati, ancak, ileride bu harbin tarihi yazıldıgı zaman öğrenecegiı amma, üç Kızü Mareşal, birbirlerine müessir surette yardım edememişler ve ayn ayn maflub oLmuşlardır. Rus matbuat sözcüsü Lozovski, bir müddet evvel, ecnebi gazetecilere yapmış, olduğu beyanatta «Stalin, yalnız dâhi bir politikacı değil; ayni zamanda emsalsiz bir sevkulceyş ustadıdır» demiş. Bn Yoldaşın, hakikaten böyle bir şey söyleyip söylemediğini bilmiyomz. Fakat, Kızılordunun sevkulceyş y • mından dâhiyane bir surette ida.c .dildiği kabul olunamaz. Bu iddia kabul edilirse, o zaman Alman ordulannın garib tabirim mazur görülsün süper dâhiyane bir şekilde sevk ve idare olundnğiua da kabul etmek icab eder. Kmlordulann sevk ve idaresinde görülen en büyük hatalar, elde mevcud muazzam kuvvetlerin bütün cephe boyunca yayılmış olması, hiç bir tarafta, zorlu bir mukabil taarruz yapabilecek bir ağırlık merkczi teşkü edememesi, topraga fazla yapışması ve bilhassa büyük şehirierin cazibesine kapılarak Sovyetler Biriiğinin en esash sevfcnlceyş esaslan olması lâzım gelen «mesafe» ve «zaman» âmillerinden istifade edemerişidir. Büyük Atatürkün İstiklâl Harbindeki «hattı müdafaa yok, sathı müdafaa vardır» prensipinin tatbikı için, en uyçun darülharekât olan sonsnz Sovyet topraklannda, bn prensipe kıynıet verilmemiştir. Kânm tsman GÜRKAN Yanlış ilâç içerek öldü Beyoğlunda Kalyoncukullugu Eczacı *** sokağında oturan 50 yaşlannda Katina Yurdumuz, Karadenizin gür yeşillik mlde ilâeı lannile lçtiği ilftcdan zehirlerle bezenmiş bir bucağından başlayıp lenme alâimi göstermiş, hastaneye kalher kilometresinde rengârenk değişik dmlmış. kaldırıldıgı hastanede ölmüşliklerle göz alarak gelen temiz bir şi tür. Adliye doktoru Hikmet Tumer cemal sahilile İstanbulu içine alan em sedi muayene ederek Morga kaldınlsalsiz kıyılar. eşsiz bir Marmara ve Ak masına ve olümü intac eden ilâcıc gönderilmesine lüzum deniz kıyılarmm enfes bir parçasile çev tahlilhaneye Harb san'atında tistad ve dâhl bir rilidir. Bütün bu sahillerde güneş, ciha göstermlştir. baskumandanlık ve onun genelkunnayı, garbî Rusyadaki demiryollannm vaıiyetinden istifade ederek çok oynak bir »evk ve idare yapabilirdi. Alman Sovyet harbi başladığı zaBirkaç gündenberi vapılan tamirat İkmal edilerek veniden süslenen man, bu sütnnda, sevk ve idare bakımmdan yüksek olan tarafm kazanacafı mütearifesini yazmıştık. Öyle olmuştur ve öyle oluyor. Bugün 2,30 matinesinden itibaren mevsimin en güzel programile açılıyor. MUJDE! Beşiktaş SUAD PARK Sineması 1 DÜŞMAN ELİNDE ESİR «TURKCE» Telefon: 43143 2 SARAJEVO Çınaraltı Mîlliyetci. fikir ve san'at mecmnası Bugünkü 11 inci sayısında î İKİ SIN IR Ynsuf Ziya Ortac V A Z İ F E A Ş K I H. E. Erkilet DİVAN EDEBİYATINDA RAMAZAN İbnülemin Mahmud Kemal Daha birçok makaleler, şiirler. hikâye Mevcudu kalmıyan birinci. ikinci, ücüncü savıları tekrar basüıyor LALE SİNEMASI Sinema âleminin en büyük şaheserlerini sıralıyan Dr. SIKLOPS Sağanak BUCÜN TAMAMEN RENKLİ Harikasile bütün Istanbuln heyecandan sarsacak... Alkıştan înletecek... Bu eşsiz filmi siz de eörünüz. CUMARTESİ saat 1 de HALK matinesi ; = KUçUk hikâye Yeni DEANNA DURBİN GLORİA Sarkı Kralı ve Radvo vıldızı JEAN ile ilk defa olarak yarattıklan YILD1ZLAR ŞARKISI Filmile bütün dünyavı zaptetmişlerdir. Bu sah akşamı SUNER Sinemasmda Sinemasmın Liiksii... Sinemasının Konforu... VE GÖSTEBDİĞİ WILLY FRİTSCH MARTE HARELL Bu, aylarca muhitin tek dedikodusunu teşkil etti. Hissî münasebetleri, yekdiğerine zıd karakterleri, evleniş tarzları gunlerce soylendi, tahlil edildi ve onlar tam bir yıl aşklaruıın yarattığı o silıirli dünyada ateş ve ihtirasla yasadılar. Fakat bir yılm sonunda gene kadın içini görmek, içinden jükselen sesleri dinlemek ihtiyacuıı duydu. O zaman bir füsun halinde gözlerini kamaştıran aşkın durulduğunu, müthiş bir israfla, heye canlarını tüketmiş oldugunu elemle hissetti. Kendilerini iki deli rüzgâr gibi birbirlerınin kucağına atan o büyük kuvvet zâfa uğrayınca, anlaşamamazlıkîar başladı. Artık sık sık kavga ediyor, günlerce darğm duruyoriardı. Gene kadm bir hiç yüzünden istikbaline kıymış olduğuna kuvvetle inanıyordu. Dar bir bütçe içinde, hesablı yaşamağa mecbur olmak onu çileden çıkarıyordu. Muayyen günlerde getirtilebilen hizmetçiden kalan iş!er sinirine dokunuyordu. Hele çocuğu clduktan sonra büsbütün hırçınlaştı. Kocasını hırpalamak için en küçük fırsatlan kaçırmamağa dikkat ediyordu. Eemzi, bu huysuzluklara dayanamaz olmuş, başını dinlemek için dışarıda fazla kalmağa, arkadaşlan ile gezintiler yapmağa başlamıştı. Selda, başma yığılan o hayalî cihamn ağjrhğı altmda her gün biraz daha bedbin]esiyordu. Kocasından soğuduğunu anlıyor, çocuğunu da başka anneler gibi sevemediğini kabul ediyordu. Nihayet, Remzinin bir gün eve çok çcç gelmesi, esasen tehlikeli bir hal almı? olan hayatiarını altüst etti. Müthiş hir kavga, sonra da ayrıhk kararı. Her şeyin çabucak biteceğini vehmettiler. fcjrkek bir pansiyona taşmdı. Kadın da cşyalarını ve çocuğu alarak dadısınm evine gitti. Yer yüzünde bu ihtiyar ka dından başka yakını yoktu. Dadı, kocası ile beraber küçücük bir evde oturuyordu. Gene kaduıı göz yaşlarile karşıladı ve küçüğü derin bir muhabbetle bağrına bastı. Dk günlerin perişanlığı geçtikten sonra Selda kendisine bir iş buldu. Gününü çalışarak geçiriyor, akşamları en sevğili şe>ini kaybetmiş insanların hüznü ile eve dönüyordu. Zamanla, çalışma hayatmda muhtelif seviyede insanları gördükçe hislerinde bh durulma, görüş ve düşünüşünde şayam hayret bir değişiklik husule geliyordu. Yıl sonunda Remziden uzak geçen hayatınuı bir muhasebesini yapmca derin bir hayrete düştü. Sanki manen on yıl yaşlanmıştı. Eski havaî, İüks düşkünü kızı, hırçın bir hayal hastası diye isimlendiriyordu. Artık yuvasının kendi hatası yüzünden yıküdığun esefle düşünüyordu. Kocasından ayn geçen bu yıl içinde, onu olduğu gibi, çocuğunu da sevmeyi öğrenmişti. Vazifelerini idrak etmiş, yuva sahibi bir kadının ve bilhassa bir annenin ne gibi vasıflara malik olacağını kavramıştı. Bu yıl ona ne kadar uzun gelmişti. Sanki günler sürüklenmiş, geceler bcşi onv birbirine eklenerek uzamış da uz3mıstı. Remzi, bu müddet zarfında kendisini hiç aramamış, böşanmak için mahkemeye de baş vurmamıştı. O akşam eve dönerken her zamankinden ziyade üzğün ve kırıktı. Ağlamak istiyordu. Kafası, terkettiği yuvaya aid hatıraiarla dolu idi. Kocasının sıcak sesini, bin bir alevin tutustuğu bakışla MUkerrem Kâmil Su E B E D f Tarafından fevkalâde bir surette temsil edilen A Ş K ŞAHANE ( N İ Ç E V O ) Filmi, bu hafta bu güzel sinemava büvük bir halk celbetmektedir. llâvPhn; Tü*ee Sözln HAYATIN ESRHRI î. Her aksam İstanbul ve Sisli iein otohüs temin edilmiştir. Tel: 49369 ruıı, büyük elleri ve başını üstüne yatırdığı geniş göğsünü derin bir hasretle anyordu. Sonra tonu kaybettim. Mubafaza etmesini bilemedim.» diye kendini tokatlayacağı geliyordu. Evde dadıyı telâşlı buldu. Galiba epeyce de ağlanuşü. «Gönül nerede, nerede gönül? Yoksa hasta mı?> diye çı'.gın gibi onun üstüne atıldı. Kadın bir iki kelime ile vaziyeti anlattı ve eline bir adres tutuşturdu. Selda, ölü gibi sedirin üstüne düştü. Hıçkırıyor, çırpınıyor, çocuğunu istiyor, onsuz yapamıyacağını, yavrusunun hasretine dayanamıyacağını söylüyordu. Geleceğini, ancak bu suretle, kü Saatler ilerledikçe buhranı korkunc bir çüğün hatın için geleceğini biliyordum. hal aldı. Dişleri birbirine çarpıyor, elleri Fakat. kilidleniyordu. Bir an geldi ki, bakışlan Oh, Seldacığım, bbr şey söyleme. değişti. Hızla ayağa kalkü. Şapkasını Bırak saadetimizin tadını duyalım. Gel kaparak gecenin epey ilerlemiş saatinde evini gezdireyim. Bakalım beğenecek sokağa farladı. misin? Hangi sokaklardan geçti? Nerede bir Remzi, Remziciğim! Her şey bitti. taksi buldu ve adresi şoföre nasıl söy Hepsi geçti değil mi? ledi? Sür'atle kayan otomibilde ne ka Belki her şey bitti. Yahud, daha dar kaldı? Hiç bir şeyin farkında de doğrusu, aksamadan yürüyecek hayağildi. Bir apartımanın merdivenlerinden trnııza yeniden başlıyoruz sevgilim. çıkü. Bir kapının ziline dokundu. Kalbi kopacakmış gibi çarpıyordu. Kapı açıldı ve karşısında onu buldu. Cumartesl 25 Ramazan Gönül nerede? Nerede kızım? Ve Vasatî saat Ezanî saat tekrar ağlamağa başladı. Güneş 6.15 Remzi şefkatle ellerini uzattu Yumu12.49 ' şak ve pek tath bir sesle: 11.59 6.33 Böyle üzülmene sebeb yok Selda, 1 Oğle dedi. Gönül içerde rahat rahat uyuyor. 15.02 9.36 Ikindi Bir anda bakışlan karşılaştı. İkisinde de seven, özleyen, ısürab çeken, yekdiAkşam 17,26 12.00 ğerini çağıran bir kalb çarpışı vardı. 18.58 1.31 j Yatsı Gene kadın bu bakışm yarattığı bir gönül dolusu huzurla: 11.10 { 4.36 Imsak Görebilir miyim? diye sordu. Erkek öne geçerek karısını küçük bir yatak odasına götürdü. Burası özenilerek döşenmiş bir çocuk odası idi Köşedeki minik karyolada, saçlan yastıklara bir altın duman gibi dağılan küçük kız mışıl mışıl uyuyordu. Dudakları bir gülüşle aralıktı. Hiç bir endişenin bulut düşürmediği çocukluk dünyasuıda yüzdüğü muhakkakü. Karyolanın başucundaki duvara yerleştirilmiş güzel bir kadın portresi, uyuyan küçüğe gülüşlerin en tatlısı ile bakıyordu. Selda, etrafı gözden geçirdi. Duvarda gülümseyen resme baktı. Çocuğunun, örtülerin üstünde kalan minik elini yavaşça öptü. Döndü ve kendini derin bir sevgi ile açılan iki kuvvetli kol arasında buldu. Sevgilim, canım benim! Remzi!

Bu sayıdan diğer sayfalar: