CUMHURİYET 23 Ağustos 1941 II ı Sehir Resim san'atımıza haberleri umumî bir bakış San'at ve hayat 5 f] Fikirler İHEM D NAUNA MIHlNAj Dahiliye Vekili şehritnize geldi Klasisizme doğru / Yazan: ıazan: \ «Hesim san'atı mıza umumî bir bakış» serlevhası altın da çlzrnek istediğim geniş taslak, bu makale ile sona eri ^ ^ ^ ^ ^ ^ yor. Başlangıcdan bugüne kadar Türk resminin geçirmiş olduğu istihaleler hakkında, velev çok basit bile olsa, bir fikir vermeğe muvaffak olup olmadığım: bilmiyorum. Beiki çerşevenin darlığı, bu mühim mevzua göre ölçülü değildi.' Ve daha geniş, daha tafsılâtlı izahlara ihtiyac vardı. Bu ihtimali kabul etır.ekle beraber denemenin faydasız clnıadığını ümid etmek ve süf'atle gözaen geçirdiğimiz san'at panoramasının bizce çok mühim olan neticesiııi ehemmiyetle ele almak îsterlm. Gördük ki Türk resmi, minyatür tekniğinln iki buudlu ve tezyinî zihniyetü enlayışmdan kurtulduktan sonra garb İşçiiiğine ve dünya göriişüne yavaş yavaş alışmış, nıhayet Avrupaya çok daha yakınlaşarak oranın modernist ve ş cereyanlarına bile ayak uyduımuştu. BUtün bu merhaleler üç, dört neslin rnahdud çerçevesi içinde vuku bulmuş ve Türk resmi yüz Beneyıs bile varmıyan kısa terihi içinde muhteuf tecrübelerdcn i Hurullah Berk | ları, «D» grupu, başlangıcdri mücerred, fakat gitgide kat'ileşen bir irade jle bu klasiklik endişesine adeta önayak ol muştur. Bugün ise, ağabeyleri olduğumuz genc san'atkârlarda tabiati sıkı ve hassas bir tahlilden geçirme, bütün muvakkat unsurları ayıklama arzusu görülmektedir. Yaş, grup ve görüş mevzuu bahsolmıyarak, gitgide kristalleşen, vücud bulan bu endişeyi kemale erdirip en geniş ve en asil manasında klasik eseri hangi Türk san'atkârı başaracak? Bu cihet meçhuldür ve belki daha uzun yıllar böyle kalacak. Fakat artık belirmiş clan umumî harekeün sıhhati karşısında bu meçhulün elbet bir gün malum olacağı ve Türk resminin nihayet İâzım gelen temele kavuşacağı muhakkaktır. Resimde ümanist bir temayüle de taraftar bulunuyoruz. Burada herhangi bir felsefe sistemini tozlardan kurtarmak, plastik esere edebi niyetler katmak mevzuubahs değildir. Bir müddet ev\'el Avrupada yol alan «neoümanist> harekete uymak da aklımızdan geçmez. Sanatta sistemin, nazariyenin ve fikrî istidlâllerin düşmanı olmamakla beraber, bu davayı müfekkirenin kuru «spekülasyonu» zaviyesinden tetkik etmek İstemiyoruz. Sadece şöyle düşünüyoruz ki san'at eserine, tabloya «insan» ı yeniden sokmak zamanı gelmiçtir. San'at bir asra yakın bir zamandanberi bunu unutmuştur. Sadece renk, çizgi, hacim, nis Türk resim san'atını, geçirmiş olduğu muhtelil istihalelerin üstünde, esaslı ve asıl vasfını anlamak endişjsile tetkik etmenin gırası, zamaıu gelmiştlr. Türk resml haklk! bir karakter taşır nv.? Ayar ve ölçüsünü bu'mak mümkün roüdür? Nesillerin değişen zihniyeti ve ru< rnleketin sahne olduğu muhtelif içtimaî inkılâblara rağiıen, devam eden pet ve ahenk endişelerile oynaya oynaya Bütün bu unutma sebeblerinin çokve hâkim olan «bizatihî» bir hassası var bu kıymetlerin niçin teessüs ettiğini luğuna rağmen bir çok rüyaların hatırda gözönünden ayırmıştır. Bütün modern mıdır? Bu sorgulara müöpet bir cevab kalmasına hayret edilebilir. Rüyaların verrrenin imkânı yok kanaatindeyım. san'atta düşünen, ağlayan veya gülen hıfzedilmelerini idare eden kanunları Cevherini, meziyetlerıni inkâr etme bir tek sima bulamazsınız. Halbuki inbulmak için müelliflerin sarfettikleri mekle beraber Türk ressamlığı, kâh sanı, onun ıstırab ve sevinclerini, hamütemadi cehidler, burada da muammakendi kabuğuna çekiierek, kâhsa gar yat içinde rol aldığı hâdiseleri san'at lı bir şey olduğunu itiraf etmek surebın ezici tesirine uyarak umumî İnsi değilse kim terennüm edecektir? İşte tinde tefsir olunabilir. Rüyaların hatırcan.dan mahrum ve biraz dağıruk, par bizce herhangi «mahalliı, .millî» ve herlanmalarında bazan öyle garib cilveler çalanmış bir mevcudiyet fjösterdi. Çailı hangi ideolojik san'at mefhumundan oluyor ki meselâ sabahleyin tamamen İbshim nesli, Şeker Ahmed Paşa nes daha mühim olan bu «beşerî» liktir. Deunutubnuş gibi görünen bir rüya günlinin saf, temiz ve hayli mahalli, miilî mek ki davayı iki mühim unsur iizerine endışL'lerini devam ve tîkemmiil ettirmeii. Asker ressamlann büyük fair sabıı Şoförlere benzin karne ile ve bir imanla, iptidaî, fakat tertemlz ıı.almeze ile inşa ettikleri temeiin üzeıiverilecek ne, parlak, cazib, fakat bu malzeme üe Motörlü vesaite benzin bu sabahtan «organik» bir alâkası olmıyan duvarlar itibaren karne ile verilecektir. Dün emyükseldi (18501914). Sonra yeni zümniyet altıncı şube müdürlüğünde Lutfi re.erde ayrı ayrı endişelerle, temelin üAksoyun riyasetinde bir toplantı ynpızer.nt çıkarılması lâzını gelen binayı larak bu tavziatın tatbik şekilleri görüunuttular. Harb sonrası Avrupasının şülmüştür. Otomobil, otobüs ve kamyon Ruhiyatçüarın bu husustaki çalışmakâh taşkın, kâh müiereddi, herhalde pek Şark cephesinin künü karşıhklı olaşoförlerine verilecek karneler hazırlancjzib araştırmalarına ayak uydurdular kuruluşile gözler bu rak hasım toprakla ları rüyayı unutturan sebeblerin bir ol mış ve goförlere tevziata başlanmıştır. ve bunu yapmakla Türk san'atma yenl tarafa çevrüdi. Manş rına serpmek gayesi mayıp bir çok olduğunu göstermiştir. Bu Bunlara şoförlerin alacakları benzin bir kan aşüayacaklarını sandılar. Mü havaları harbin bale harekete geçecek sebeblerin bir kısmı, rüyanm hatıraları miktarile benzin alacağı mahal yazılanih akademilerinin skolastik zihniyeti, şındanberi devam e . ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ havacılıkların mal için olduğu kadar uyanıklık zamanına caktır. Paris atölyelerinin mücerred endijeleri dip gelmekte olan zeme, mevaddı ınah aid hatıralarımız için de müessirdir. Çok Ticaret Vekili geldi genc Türk ressamlarmın mizacı üzeri taarruzlara gene sahne olmaktadır. Fa ruka tasarrufu ve ikmal faaliyetinin zayıf olarak duyulan ve heyecansız yane tesir ederek pek çoğunu yanlış yola kat bu sefer, mihver havacılarının fazla ihtiyacı yarıyarıya mihverciler lehinde şanan duyuş ve idraklerin çoğu pek çaBaşvekil adına İzmir Fuarmın açılıbuk unutulurlar. Bu umumî kanun gesevketti. Bu hakikati gözönünde tutar faaliyetlerine değil, Britanyalı tayyare olmaktadır. sında hazır bulunan Ticaret Vekili sak Türk resminin şimdiye kadar hiç cilerin gittikçe şiddetini arttıran akınBütün bu müşkülâtı saydıktan sonra; rek uyanıklık ve gerek uykudaki hatıra Miimtaz Ökmen dün gece saat 22,30 da bir istikrar devresi görmemiş olduğu, larına şahid ohnaktayız. tayyare sayısı daha az, fazla mevaddı larımızın hepsine şamildir. Zayıf intıba Marakaz vapurile şehrimize dönmüştür. Alman tayyareciliğinin şark cephesi mahrukaya, fazla ikmal membalarına ve lar unutulmağa, kuvvetliler hatıriandemek ki hakiki klasik bir devreye saÜniversite imtihanları hib olamadığı neticesine varırız. Bundan ne fazla ehemmiyet vermesi mecburiyeti daha az tahrib imkânlarına malik bulun mağa müsaiddirler. Bununla beraber evvelki yazılanmda bir Türk resim ve Sovyet havacılarının ağır basması dukları halde, Britanyalı havacıların sadece intıbaların şiddeti rüyaların ha22 eylulde başhyacak olan Üniversite mektebinin ve klasik denebilecek res dolayısile, garb cephesinden bir kısun mihver tajyareciliğinden daha hesablı tırlanmasma kifayet etmez. Hatta bu imtihanları için Fakültelerde hazırhknun aksine vaki olmuş bir çok rüya ha lara başlanmıştır. İmtihanlar 22 birincisamlaruı mevcudiyetini müdafaa ettiğl kuvvetlerin bu tarafa doğru kaydırılmış işler başardıkları göze çarpmaktadır. mi hatulayan titiz okuyucu, şimdi, ken bulunması ihtimalleri vardır. Britanyalı Malzemenin evsaf bakımından birbir tırlanmaları vardır. teşrinde bitirilecek ve tedrisata ikincidi kendimi yalanladığımı sanacak! Öyle tayyarecilerin şiddetlenen akınları kar. lerine karşı olan üstünlükleri başka Rüyaları unutturan umumî sebebler teşrin iptidasında başlanacaktır. değil. Klasik endişeler taşıyan bir kaç şısında mihver havacılarının pek gev başka taraflarda olmakla beraber biri arasmda, uyanıklık hayatmda da cari Mıntaka San'at okulu muhasebecis) Dün Pendikte bir hayvan ressamın çalışmaları ve bir Türk resim şek duran ve geçen aylara nazaran şid nin ötekine tercih edilemiyeceği mu olan tekrarsızlık gösterilebilir. Gündüz Kemerburgazda yaralı buluRefet Kutlanın kızı, İzmit Askeri hasdetini yarıdan çok kaybetmiş bulunan mektebinin mevcudiyeti, san'atta, en sergisi açıldı hakkak gibidir. Fakat hava muharebe leri bir defa gördüğümüz şeyleri hatır nan bir genc hastanede öldü tanesi diş doktaru Talât Kutun eşi va yüksek manasile, klasik bir devre ya taarruzları, bu ihtimali biraz daha tak lerinin zafer âmili olan eleman ihtisası iamak güç olduğu gibi rüyadaki şeyleri Vilâyetimiz dahilinde açılmakta olan P. T. T. müfettişlerinden Şevket Kutviye edecek mahiyette görülmektedir. Kemerburgazda, Mehmed Ziya oğlu hayvan sergilerinden şamış olduğunu tazammün edemez. üçüncüsü dün lanın kızkardeşi BEDİA KUT Şişi ve teknik yetişme Britanya! ılar lehin. de ekseriyetle ancak bir defa gördüğüHer şeyden evvel; İngiltere sanayiiMustafa Özkan isminde 17 yaşında bir Kartal ve Üsküdar kazalarına aid olKlasiklik bir formül, bir reçete, yahud müz için kolayca unutuyoruz denebilir. de yüze gülmektedir. Ve öyle zanneSıhhat Yurdunda cerrahi bir ameliyatfotoğrafik bir dünya görüşü olmayıp nin ve bilhassa tayyare fabrikalarından diyoruz ki. Britanyalı tayyarecilerin bu Rüyaları kolayca unutturan daha mü işçi, kurşunla karnından ağır yaralı mak üzere Pendikte açılmıştır. Sergiye tan sonra genc yaşında iki küçük çocuS yüzde yetmiş beşinin Londra civarında bir ruh, bir bünye, şu tumturakh keavantajı, diğer bütün müşkülâtı; mesafe him üçüncü bir sebeb, bunlarm çok kere olarak bulunmuştur. Cerrahpaşa hasta 18 i at olmak üzere 132 hayvan getiril bırakarak vefat etmiştir. Cenazesi bulimeyi kullanalım bir «metafizik» oldu ve toplu bir halde bulunuşu, Londra li uzunluğunu, hedef dağmıklığmı, ikmal düzen ve açıklıktan rnahrum olmaları nesine götürülen gence orada ameliyat miştir. 620 lira mükâfat ve 50 liralık gün saat 13 te Teşvikiye camiinden ğuna göre, bu hassaları kendinde topla manınm bütün diğer İngiltere limanları membalarına fazla ihtiyacını kapatmak dır. Rüyaların terekküb tarzı bunlaruı yapılmışsa da, Mustafa Özkan. ölmüş saatler verilmiştir. kaldınlarak Feriköyde aile kabristanıayarmdaki kesif çalışması mihvercilere tür. Adliye hekimi Hikmet Tümer, ceyan bir san'at zümresini henüz idrak ettadır. Hakikatte Büyük Britanyalı ha hıfzedilmelerine mâni olmaktadır; çünna defnedilecektir. Mevlâ ralımet eyİmtihansız olarak memuritoplu bir hedef vermekte ve hava bommediğimiz gün gibi aşikâr oiur. kü bu terekkübler ekseriya pek çabuk sedi morga kaldırtmıştır. Tahkikat yalesin. bardıman taarruzlarını teksif edebilmek vacıların Manş cephesinde mihvercilere pılmaktadır. yete alınacaklar dağılmaktadırlar. Ezberlenmeğe, unu*** fırsatmı hazırlamaktadır. Bu vaziyet, nazaran maruz kaldıklan müşküller Hukuk Fakültesi ile Siyasal Bilgiler Çok yanlış manalara yol verdiği için bir bombardıman baskımnın müessir kolay kolay telâfi edilecek mahiyette tulmamağa müsaid olan şeylerin tertib Ikişer sene sürgün, beş yüzer Merhum Sami Paşa zade SezainiD Okulunun bütün şubelerinden mezun plastik san'atta klasik kelimesinden ne olması noktasından aranılan bir kaç değillerdir. Fakat bu mahzurları önle leri muntazam ve devamh olmak lâzımhemşiresi, Bükreş büyük elçisi Hamlira para cezası olanlar, Maliye ve Dahiliye Vekâletanlayabileceğimizi kısaca izah etmek şarttan en ehemmiyetli olanıdu. Buna mek gayretile çalışan bir teknik ele. dır. Meselâ bir arazinin, bir manzaranm dullah Suphi Tanrıöverin halası, Ünişeklini bundaki intizam ve bu intizamm leri gibi, devlet dairelerinin ihtısasa man kadrosu vardır ve kendini de az lâzımdır. Bazı kimseler, resimde kla mukabil; Alman sanayünin geniş topYapağı ihtikârı yaptıkları iddiasile versite Lektörü Samiye Nedim Dühan devamı nispetinde kolayca zapteder ve muhakeme edümekte olan tüccardan dayanan bütün şubelsrine imtihansız sikliği, tabiate sadakat, realizm olarak raklar sahasında ve bilhassa iç Alman çok şimdiye kadar göstermiştir. ve doçent Dr. Nebil Dilhanın teyzeBüyük Britanya adaları üzerinde bu sonra da hatırlayabiliriz. Halbuki buna İhsan ve Zeki Sanbekir kardeşlerle olarak almacaklardır. kabul etmektedir. Bir kısım insaıılar da, yada kurulmuş bulunması, Britanya leri, Abdurrahman Sami Paşa kızı Bahavacılarının taarruzlarını dağıtmakta hissedilir gayret ve müşkülât iktihamı mukabil her dakika şekilden şekle giren Kleolos Kabasakalın, muhakemleri dün Fasulye fiatları tespit edildi yan Melek Kocamem vefat etmiştir. klasisizm arzusunu, geriye, maziye dönüş, eski san'atkârları kopya ediş san VG kesafet şartını talıakkuk ettirmeğe diğer cephelerde de gösterilmiş olsaydı. bulutlarm binbir cilvesi en kuvvetli bir bitmiş, ikişer sene Yozgada sürülmeleFiat murakabe komisyonu dünkü top Cenazesi 23 ağustos bugünkü cumartesi maktadır. Hakikatte dava, ne eşyayı ob mâni olmaktadır. İlk bakışta anlaşılan bugün için neticenin çok daha başka hafızayı bile âciz bırakrr. Bununla be rine ve beş yüzer lira ağır para cezası lantısında toptan ve perakende kuru günü saat 12 de Boğaziçi Vaniköyünde jektifin arkasından görmek, ne de mii bu güçlük, daha bir takım sebebler do olabileceği ve havalarda cereyan eden raber bazan en garib ve karışık rüya ödemelerine karar verilmiştir. 25 ton fasulye fiatlarmı tespit etmsştir. Bar Mahmud Nedim Paşa yalısmdan kallayısile de çoğalmaktadır. Bu sebeblerin muharebelerin değişik neticeler vereceği ların en iyi haürlandıklan da görülmüş tutan yapağının da musaderesi karar al bunya fasulyesi toptan 15, perakende dırılarak namazı Vaniköy camiinde kızeleri kâbe yapıp tavaf etmektir. tür. Bütün bu haller ruhî vakıaların tma alınmıştır. Muhakeme safrıasında 18 kuruşa satılacaktır. IJcroz. trmbul ve lındıktan sonra Kandilli Küçüksuda Klasik eser, ebedî olmak için lâzun başında malzeme saylsı ve mesafe tasavvur edilebilirdi. Bugün artık, mihkat'î ve mutlak kaidelere sığmıyacak yalan yere şahidlik etmekten dava ofarkları da gelmektedir. ver havacılığına karşı Britanyalı taygelen daimî kıymetleri bir araya toplafındık fasulyelerine de toptan 18 ve aile kabristanma defnedilecektir. kadar elâstikli ve istisnalı olduğunu gös lunan tüccardan Ibrahim Arasin, beraet Biliyoruz ki; harbin başlangıcı olan yarecilerin bütün bu müşkülleri yenecek yan, beşerî olan, inşa ve ahenk kaideperakende 21 kuruş olarak fiat konCenazeye çelenk gönderilmemesi rica terir. etmiştir. muştur. lerini taşıyan, gelip geçici aksülâmeller 939 eylulünden bugüne kadar Britanya bir savaşa girişmiş obnaları icab eder. olunur. den uzak duran eserdir. Fikir olgunlu sanayii ve son zamanlarda da Amerikan XJazlı, evinin kapısını çekip hızlı ğunu ve icra kudretini birleştiren eser fabrikaları işbirliği yaparak, mihver ve hükmederek bana yakınlaşacaktır. Yokadımlarla uzaklaşırken geride bıdir. Bu itibarla klasik eser şeklüe değil, demokrasi arasmdaki sayı farkım telâsa böyle bir şey söylemek budalalığmda muhtevası ve icrası bakımından klasik fiye çahşmaktadırlar. Amerikan Hava raktığı dört buçuk senelik yuvasını dübulunur muydum. Zavallı belki de....» olabilir. İnsan ölçülerinden dıştrı çık Nezaretinin beyanatında tesadüf edilen şünmemek için kendine telkin yapıNazlı, cümlenin sonunu dinüyemedi. mamak, plastik ahenk ve muvazene bir cümle bu müsavatı temin etmenin ycrdu. Idrakine çarpan hakikat sillesi onu birVakıa bu neticeye günîercs düşünşartlarmı saymaktır. Şahsî olmak, fa müşkülâtını az çok tebarüz ettirmekdenbire kendine getirmişti. Kınlan izkat zaman ve mekân çerçevesinin dışm tedir. Burada deniliyor ki; İngiliz ve dükten sonra vasıl olmuş ve kat'i kazetinefsini ve kadınlık gururunun hedenbire görünmek istediğini yavaşça sabını sormağı bile lüzumsuz bi'ldu. da. yani asırlar imüdadınca diğer in Amerikan sanayi seferberliği sayesin rarını derin mülâhazalardan sonra ve cümleyi tekrarlayıp duımuştu: <Âlim lence. Bir kelime ile her şey! Bu iki zıd nokta arasmda, uykusuz anlatıverdi. Yahıız kalınca yavaş yavaş sanlara hitab edildiğini bilmek de, ebe dedir ki 1942 sonunda Almanyanın ha rebilmişti; fakat buna rağmen vicdan koca, eşile maddeten bu kadar n.eşgul Biraz evvel tatlı heyecanlarla geçtiği olabilir. Beni sevdiğini biliyorum ya. geçen gecelerinde sabah'.ara kadar çır salona doğru yürümeğe başladı. İçeriazabınm içinde yarattığı ince bir sızı va sanayi inşaatile müsavi bir hasıla dî kıymetlere yeniden rol veımektir. koridordan bir felâketten kaçar gibi kopındı durdu. Neticede her şeye rağ den elde edebileceğiz. Bu da ayda 5000 tay vardı ki bıçak ucile vücudünün gizli bir Ihmalini de hoş görmeğe çalısırım,» sesler geliyordu. Telâffuz edilen şuyordu, sokak kapısını hızla kapatıp Klasik eser ayni zamanda, kemale erVe bu müşterek hayat, altı ay ev men kalbinin sesine uymağa ve vicda kelimeler arasmda kendi isminin sık yeri kanatılıyormuş gibi ıstırab veriyaredir. merdivenlerden inmeğe başladı. miş bir bilgi, bir teknik taşır, san'atın veline, Nazlı Cevdetle tanışıncıya ka nını unutmağa karar verdi: Gidecektü. sık tekrarlandığını duyar gibi oldu. yordu. Demek oluyor ki: Britanyalı tayyareyarısı «zanaat> tir. Onu, ilâhî şekilleriYollar çok kalabalıktı. Fakat o, kimGencdi, güzeldi. Sevmek, sevilmek, yani Tecessüs hissile kulağını buzlu cama Akşamüzeri kocası işinden döndüğü dar böylece devam edip gitmişti. ni en muğlâk herdesî bir mekanizmaya ciler henüz Alman tayyareciliğile sayı seyi görmüyor, dalgın ve münkesir ne kısaca, yaşamak onun hakkıydı. Cevdet, çok zengin, yakışıklı bir dayadı. Sevgilisinin ondan takdir ve sıkıştıran eski Yunanhlara sorabiürsi müsavatını temin edemtmişlerdir. Buna zaman masanın üzerinde bıraktığı bir gencdi. Nazlınm eksik tarafım doldurO gün bu karan tatbik edecekti. Va muhabbetle bahsedişini duymak kimbi yapacağını, nereye gideceğini bümeden ras*men taarruz istikametlerindeki he kâğıd parçasından hakikati öğrenince ni.'. hedefsiz, maksadsız yürüyordu. mak sırrını çok çabuk keşfetti. İlk gün ziyeti iki cümle ile Eşrefe bildirdi. Sev lir ne haz verici bir şeydi! deflerinin üslere olan mesafesi de çok acaba ne yapacaktı? *** Birdenbire kendini evinin önünde fazladır. Eşref, muhakkak ki karısını çok se ler, genc kadının parlak elâ gözlerine gilisine bir an evvel kavuşabilmek için Cevdet kahkahalarla gülüyor, kesik Genc zümrelerden bahseden geçen yabuldu. İnsiyakî bir şeküde ayakları okesik söyleniyordu: Yapılan hesablar göstermiştir ki, mih ven bir erkekti. Fakat kendini ilme o dalan nazarlarile hislerini ifadeye CEIIŞ sokakta rastgeldiği ük taksiye atlodı. zımda yeni neslin klasik san'ata varHayalinde büyük Avrupa şehirlerinin ver ve İngiliz havacılıkları ayni mik kadar vermiş, derin tetebbu ve tet tı. Bu yakmlık zamanla daha ilerledi. Nazlı da güzel kadın. Hoşuma gi nu gene yuvasına çevirmişti. Nedamet mak yolunda sarfettiği gayretlere işatarda taarruz silâhı kullandıkları tak kiklerine öyle dalmıştı ki genc kadım Nihayet bir gün Cevdet, Nazlıya ken ışıl ışıl yanan kazinoları, Nisin mehtabh diyor. Fakat bilirsin ki ben hayatta hiç göz^'aşlan yanaklarıru ıslatırken içeri ret etmiştim. Bu cihet bence, bugünün dirde; sarfedecekleri benzin ve yağ ile istemiyerek ihmal ediyor, bazan saat disini çılgın gibi sevdiğini itiraf etti. geceleri canlamyor, kendini Cevdetin kimseyi sevemem. Maksad vakit geçir girdi. havasını tebarüz ettiren en kuvvetli iz malzeme yıpranması ve eleman yorgun. lerce, hatta günlerce yazıhanenin üze Her buluştuklarında kocasmı terkede kollarında çalınan bir Viyana valsının Eşref henüz dönmemişti. Bıraktığı kâmek. Yalnız bu sefer iş biraz güçleşti. lerden biridir. Tekemmül etmiş bir İş luğu ve hatta ikmal membalarının ça rine eğilmiş okumaktan, not almaktan rek ona gelmesini, her şeyi geride bı çılgın melodilerine kaptırmış, dönerken Meğer aile kadınlannı elde etmek hayli ğıdı parça parça yırtıp akşam rüzgâçiiiğe ve basitten mürekkebe gidiş ar lışma mecburiyeti karşısında taşıyabi gözleri kızarmış bir halde çalışıyor, ça rakarak uzun bir Avrupa seyahatine görür gibi oluyordu. bıraktı. İrili ufaklı parçalar oramühim meseleymis. Onu ikna edebil rma rusu 1928 de Avrupadan dönerek ser lecekleri bomba miktan yarıyarıya Al lışıyor, yalnız kalan Nazlmın bu saat çıkmalarını tekrarlamağa başladı. *«¥ oraya uçuşurken gözlori uzaklara mek için adeta romantik bir âşık rolü dan giler açmağa başlayan san'atkârlarda manya lehinde görünecek ve bu ka lerde tek başına ne kadar sıkılabileNazlı, uzun uzun düşündü: Bir ta Kapıyı hizmetçi açtı ve efendisinin oynuyorum. Hahhh hahh!. Hatta koca dalarak kendi kendine: tezahür etmeğe başlamıştı. Fakat bu dar da malzeme zararı İngiltere le. ceğini hatırına bile getirmiyordu. rafta dürüst ve namuslu eşile tomin bir arkadaşile salonda olduşunu söyledi. sını bırakıp bana gelmesini bile teklif Kâbuslu bir rüya gördüm, diye niyet henüz müphemdi. Belki de res hinde tecelli edecektir. Gene bu heSeneler böylece geçti ve genc kadın edebildiği basit, sıkıcı, yeknesak hayat. Nazlı ona sürpriz yapmak istiyordu ettim. Biliyorum o bunu vapamıyacak söylendi, Ne kadar korkuncdu Yarabbü. samların malumu değildi. Daha sonra saba göre, ayni miktarda bomba yü kendini teselli edebilmek için hep §u Ötede aşk, ihtiras, seyahat, lüks, eğ Kadına ses çıkarmamasını, Cevdete bir tır. Fakat kendisini cidden sevdiğime Fakat bu ilk ve son olacaktır HAVACILIK r Yazan: Manş cephesinde Arif Ahıshal Rüya meraklılarımn en büyük derdi rüyalarını istedikleri gibi zaptedemiyeıek bir çoklarmı ksçırmaları veya alaca bulaca ve eksik haürlamalarıdır. Bunlar isterler ki gördükleri bütün rüyalar taDahiliye Vekili Faik Öztrak dün sa mamile akıllarında kalsın, uyandıktan bahki Ankara trenile şehrimizc gelmiş sonra da doğru olarak tabir edilmeğe tir. Vekil, Vilâyette Vali muavini Raşid yarayacak bir surette hatırlanabilsinler. Demirtaştan Vilâyet işleıi hakkında iza Bu, olmayınca çok üzülür, kıymetli bir hat aldıktan ve şehrimizde bulunan Ve şey kaybetmiş gibi acınıılar. İçlerinde kâlet seferberlik umum müdürü Hüsa öyleleri vardır ki rüyalarından hiç birimeddinle görüştükten sonra akşam va ni kaçırmamsk ve olduğu gibi zaptetpurile Yalovaya gitmiştir. Dahiliye Ve mek için senelerce mümarese yapar, uykili, kendisile görüşen muharririmizin kularını delikdeşik etmeğe katlanirlar, suallerine şunları söylemiştir: lâ ki rüyalarının her parçasını sıcağı «Ankara ve Istanbul Valileıinin yer sıcağma kaydetmek mümkün olsun! leri değişeceğine, İzmir Belediye Reisi Bunun için de geceleri bir kaç defa kalnin Ankara Valisi olacağına dair riva karak rüyalarını yazmağa ve bu suretle yetler deveran ettiğini söylüyorsunuz. kendilerini, her rüyayı müteakıb uyanBu şayiaların asıl ve esası yoktur. As mağa alıştırmak isterler. Filhakika rüya ker ailelerine yardım kanunu Vilâyete avcıhğı için bundan daha güzel ve mutebüğ edümiştir. Yeni kanun asker a vaffajjiyetli bir çare de yoktur. Rüya ilelerine yardım için kâfi gelecek va meraklıları için kaypak, kaçıcı, çabuk ridat membalarını tazammün etrrrkte saklanıcı ve umulmadık zamanlarda birdir. İstimlâk kanununda ufak bir madde denbire çıkıcı rüyalara baskın yapmak tadilâtı yapacağız. Bunun için bir Iâyiha çok zevkli ve ayni zamanda pek tetik hazırladık. Bu devrede Büyük Mıllet davramşlar istiyen maharetli bir avcıMeclisine arzetmek üzere mühim bir hktır. kanun lâyihası da hazırladık. Bu IâRüya meraklıları rüyaların neden doyiha ile nahiyelerin teşkilâtını Renişlajn böyle kolayca ele geçmediklerini, letiyoruz. Bu teşkilât bilhassa köy kalkınma gayelerimize hizmet edecektir.» ele geçmiş gibi olduklarını zannettikleri ve hatta emin olduklan zamanlarda bile bina edebiliriz: İdrak ve icra mükem bir an içinde yok olduklarını bilmeyi çok meliyeti, beşerî ohnak. Fakat ne güç isterler. Rüyalar, bizim kendi âlemimize, tam dava! Eskilerin teknik olgunluğuna varmak değil, biraz yaklaşmak. Sonra, hi manasile insiyak ve arzularımız dünyakâyeciliğe düşmeden İnsanı ve drammı sına çekildiğimiz zamanlardaki ruh fatasvir etmek! Bu harb başlamadan ev alyetlerinin belirtileri olarak uyanıklık vel Avrupa genc nesilleri bu endişe ile hayatınm icab ettirdiği intıbak faaliyemeşbu İdi, biz de bu disipline inanıyor, tinden, mantıki ve içtimaî düşüncelerden ona varmak için enerjilerimizi bu tek mümkün olduğu kadar uzaklaşmış, daha doğrusu ruhun bir nevi kaçak ve mahyol üzerinde yürütüyoruz. Bir masa üzerine konulmuş bir kaç rem faaliyetini temsil etmiş bir mahiyetyemiş, bir manzara parçası, şahsî intıba te bulunduklarından sabahleyin gözlelara dayanan mücerred bir araştırma rimizi iş dünyasına açar açmaz kaybobugünün san'atkârmı tatmin etmiyorsa lurlar. Bununla beraber uyandıktan bu hâdisede, yavaş yavaş gerçekleşmeğe sonra, hatıraları vasıtasüe, bunlan habaşlayan yeni bir hamlenin ilk kımılda tırlamak mümkündür. Yalnız bu hatınışını görmek gerektir. Bu yolda rau raların ekseriya eksik olduklarını, asıl vaffakiyet göstereni yeni bir rönesansın rüyamızın çok daha zenign olduğunu ve hatta sabahları pek canlı ve kuvvetli mübeşşiri telâkki edebiliriz. bir halde hatırlanan rüyaların bir müdBİTTİ det sonra nasıl dağılıp kaybolduklannı (*) Nurullah Berkin bu seriye dahil biliyoruz. Bazan da bir rüya gördüğüyazıları 29 temmuz, 1, 13 ve 20 ağustos müzü pek iyi bildiğimiz halde bunun natarihli nüshalarımızda çıkmıştır. sıl olduğunu hatırlayamamak dolayısile unutmuş olduğumuzu zannederiz. Halbuki bu rüyalardan bazılarmı neden sonra veya biraz sonra birdenbire ve umulmadık bir açıkhkla hatırladığımız da olur. Bütün bu hallerin ilk bakışta garib ve anlaşılması güç olduğunu teslim etmemek kabil değildir. Fakat buna rağmen rüyayı unutturan sebebler bilinemiyecek gibi değildirler. Faik Öztrak, tstanbul Valisinin değişmiyeceğini söylüyor Rüyalar neden çabuk unutulur? Yazan: *^* Şimdi, uyanıklık hayatmda da müşterek olan bu umumî sebeblerden baska bir takun unutma sebebleri daha olup olmadığını görmek kalır. Bu sebebler rüya ile uyanıklık arasındaki münasebebltere aid olup daha müessir olan unutma amillerini teşkil ederler. Uyanmıs şr.urun rüyayı unutması rüyalardaki vakıa teseîsüllerinin uyanıklıktaki vakıa teselsüllerine aykırı bulunması ve onların bu garib cilvelerini ha'irlamağa yardım edecek bir örgüde bulunmamasıdır. O halde ki rüyanm hatıraları uyanıklık şuurumuzun üzerinde adeta müphem, kaypak bulutlar gibi kalmakta, ufak bir rüzglrla (herhangi bir tesirle) dağılacak bir halde bulur.maktadır. Rüya ile uyanıklık arasındaki münasebetlere aid oiup rüyanm unutulmasısma sebeb olan amillerden biri de uyanır uyanmaz realite âleminin (ihsasların) bütün dikkatimizi birdenbire kaparak rünyanın hayallerini tutunamaz bir hale getirmesi ve sönük buakmasıdır. Güneş dogunca yıldızlar nasıl kayboluyorsa çok aydmlık ve kuvvetli olan uyanıkîık şuuru doğunca da uykunun şuuru görünmez bir hale geliyor. Rüyaların unutulmasında bir değil, bir çok sebeblerin olduğunu söylemıştik. Bunlar arasmda rüyalarımızı takib etmek ve hatırlamak hususunda gösterilen kayıdsızlıklar da unutulmamak lâzımdır. Kendimizi rüyalara dikkat etmeğe alıştırdığımız zaman çok rüya görür gibi olmamız bunlan hatırlamanın kolaylaşmış olmasındandır; yoksa daha çok rüya görüyor değilizdir. Etiket koymak mecburiyeti Profesör M. Sekib Tunc I htikârla mücadele için, bilhassa son günlerde, hükumet büyük gayretler sarfetmektedir. Bu miicadelenin ancak, halkın müessir elbirliği ile başanlabileceğini bir daha tekrar etmeği faydalı buluyoruz. Halka bizmeti şiar edinmiş bir halk hükumetine, her işde en büyük yardım ve mü7aharet, halktan gelmek lâzımdır ve ancak halkın benimsediği işlerdir ki muvaffak olur. Dünkü gazetelerde büyük bir memnuniyetle okuduğumuza göre Ticaret düzün herhangi bir idrak vesilesile te Vekâleti İhtikârla mücadelede daha sadüfen hatırlanmış oluyor. Fakat bir iyi neticeler alınabümesi için yeniden rüyanın tamamile hatırlanıp hatırlan bazı esaslı tedbirler almaktadır. İstanmadığı henüz ispat edilmiş bir mahiyet bul mürakabe teşkilâtina yapılan bir te değildir. Fazla olarak, rüyanm tama tamimde halk için acılan müracaat bümile hatırlanmaması hatırlanan kısımla ıolannın telefon numaralarmın bütün satış mahallerine asılması bildiribnekrı da bozmuş olmuyor mu? tedir. Bu suretle mubayaa ettiği malm Rüyaların unutulma ve hatırlanmafiatından şüphelenen ve aldatıldığuu ları hakkmdaki tetkiklerile meşhur olan anlayan her vatandaş mürakabe büroAlman ruhiyatçılarmdan Strumpell, larınm telefon numaralannı bubnakta rüyaların aynile hatırlanabilmelerinden güçlük çekmiyecek ve derhal ihbarda şüphe ederek < Bunun sebebi uyanıkhk bulunabilecektir. şuurunun rüya hatıralarına bilâihtiyar Vekâlet mücadelenin neticelerini tesbir çok şeyler ilâve etmesidir» der. Filpit etmek için de bütün murakabe kohakika sabahları aynile hatırladığımızı nıisyonlanna birer adlî takibat» ve zannettiğimiz rüyalara haberimiz olma «fiat derleme cedvelleri. göndermiştir. dan bir çok şeyler katar, eksiklerini Bu cedveller her ay muntazaman tamamlar, adeta çekidüzen veririz. In doldurularak Vekâlete gönderilecektir. sicamlı rüyalar pek nadir olduğu gibi Bu suretle fiat hareketlerile tahavvülhiçbir zaman bizim hatırladığımızı zan leri ve adlî takibat vaziyeti toplu olarak nettiğimiz şekilde düzgün değildirler. gözönünde bulundurulacaktır. Onlara bu düzgünlüğü veren şey, bizim, intizamlı ve tertibli düşüncelere alışmış İhtikârla mücadele için, en iyi bir oian uyanıklık şuurumuzun yaptığı ilâ tedbir de, düşünülen, fakat yarım tatVEİerdir. Hele hayret ettiğimiz bir rü bik edilen etiket usulüdür. Seyyar sayayı, nekadar samimî olursak olalım, tıcıdan en büyük mağazaya kadar, sahiçbir ilâvesiz ve asla güzelleştirmeden tışa ar/edilen her mala, fiatını gösteren nakletmemiz hemen hemen imkânsızdır. bir etiket konulmah, tam ve kat'i bir İnsan kafasmın herşeyi bir tertib ve in mecburi.vet haline sokulmalıdır. Ban Bİcama koymak temayülü o kadar bü hacım itibarile büyük ve mal bakımınyüktür ki rüyadaki küçük bir insicam dan zengin, fakat ruhan küçük ve masıziığın boşluklarıru bile bilâihtiyar ka nen fakir mağazalar var ki camekânpatır. Bunun için rüyaların sıhhatle tes larında teşhir ettikleri mallara etiket pit edilmesinde hususi güçlükler vardır; yapıştırnıayı .büyük. ve mahud tabiribu hususta hatalardan kurtulmak İçin le «Iüks» mağaza ohnak şereflerine bir yegâne çare rüyaları sıcağı sıcağma yaz türlü yakıştuamazlar; etiketi hor görürmaktır; aksi takdirde rüyaları ya tama ler. Bu, eskidenberi böyledir. Teşhir mile veya kısmen pek çabuk unutma ettikleri mallara etiket j apıştırmayı kümak kabil değildir. Tamamile unutulmuş çüklük sayan ve etiket husumetini hakrüyalarda mesele yoktur. Fakat unut lı göstermek için bin bir mazeret vo ma kısmen olduğu zaman akılda kalan babane uyduran bu burnu havada malar anlatıkrken hafızada kalmış insicam ğazaların gizli ve hakikî maksadlan, sız parçaların hayalen tamamlanmaları ihtikâr yapmaktan başka bir şey değiltehlikesi vardır. Burada haberimiz ol dir. madan san'atkâr olur, hayallerimizle Dolaştığım yerlerde, etiketsiz mal teşbezendirmekten, mantıkî rabıtalar kat hir eden bir sürü camekânlar görüyomaktan kurtulamadığımız bir rüyayı rum. Bunlarm, sattıklan mallardan az hakikî bir rüya gibi anlatırız. çok fazla bir kâr temini peşinde koşM. Sekib TUNC tuklan nıuhakkaktır. Buna meydan vermemek için, akla gelen en i>i çare, etiket koymak mecburiyetini umumileşFeci bir cinayetin muhake tirmektedir. O zaman, fiat murakıblan gerek camekânlarda, gerek içeride görmesine başlandı dükleri fiatlan gayet kolay kontrol edeKartalın Başıbüyük köyü civarındaki bilirler. Öyle zannediyorum ki pazarmandırasma bir geceyarısı Riderîk ınüh lıksız satış kanunu da, mallara etiket tedi çoban Muradı döve döve ve telle koymak esasına dayanıyor. Öyle olmasa boğarak öldürmekten maznun köylüler dahi bu günkü fevkalâde vaziyette, ihden çoban İbrahim ve Sabahla bekçi tikârla mücadeleyi kolaylaştırmak ve Halilin ve bunlan cinayete teşvikien ıaüessir bir hale sokmak için, istisnasız, suçlu muhtar Mustafanm Muhakem^ her mala etiket konulmasım mecburi rine, İstanbul ikinci ağıı ceza mahke yapmak, çok faydalı bir tedbir olacakmesinde dün başlanmıştır. tır. Köy muhtarı Mustafa ile bekçi Halil, bu işle hiç bir alâkaları olmadığını söylemişlerdir. Çoban Sabah, suçu ikrarla «ben, arkadaşım İbrahim ve bekçi Vefat Halil, bu işi köyde düğün yapıldığı bir gece mandıraya giderek birlikte îstanbul Belediyesi sular idaresi meyaptık. Bizi teşvik eden muhtar, o gece murlarından operatör Bay Mim Kemalin kendisi köyde eğlendi, bizi mandıraya yeğeni Hilmi Öke 22/3/941 tarihinde yalnız gönderdi. O, yaptırdığı işin suç Guraba hastanesinin Radyoloji Enstitüolmadığma, ceza görmiyeceğimize bizi sünde vefat etmiştir. inandırmıştı. Muradla arası açık oldu23/8/941 cumartesi gümi Guraba hasğundan onu bu maksadla öldürttüğünü, tanesinden kaldırılarak Teşvikiye camiişişten geçtikten sonra anladık^ demiştir. inde öğle namazı kılmdıktan sonra FeMuhakemenin devamı. İbrahimin sor riköyüne defnedilecektir. gusu yapılmak üzere kaimıştır. • ** O Küçük hikâye Yuvaya dönüş... Yazan: Perihan Parla