5 Mayri T94Î CUMHURİYF1 Anadoluya gidenlejr İngiltere Irak harbine daîr H ngilterenin Iraka asker çikarmak hakkını haiz olup olmadığı yüzünden başlayan miinakaşamn Irakta doğurduğu harb devam ediyor ve İngilizlerle Alraanlar bn harbi nasü telâkki ettiklerini anlarmış bulunuyorlar. Ingilizlere göre vaziyet şu merkezdcdir: Şimdiki Irak Basvekili Resid Âli Geylâni bir müddettenberi Alnıanlarla gizlice temas ediyor ve Alman yardınunı temin için çareler arayordu. Almanlar da bilmukabele Suriyeye birçok «turistler» gbndererek ve daha baska çarelerden istifade ederek Reşid Âli Geylâni ile arkadaşlarını harekete geçirmeğe çalışıyorlardı. Nihayet İngiltere işin farkına vararak Basraya asker çıkannca Reşid Âli de içyüzünü r"aha fazla gizleyemedi ve son ihtilâf birdenbire harb mahiyetini aldı. Askerî [ Şehrimizden ayrılan ikînci kafile de Zonguldak ve İneî>oluya vardı Zonguldak 4 (Hususî) Aksu vapurile ikinci kafile olarak bu gün limanunıza 280 nüfus gelmiştir. Gerek Ereğli Kömürleri İşletmesi ve gerekse halk vesaitile vapurdan istasyona kadar meccanen ve müreffehen esyalarile birlikte nakledilerek mahalli müretteblerine sevkedilmişlerdir. Inebolu 4 (a.a.) İstanbuldan devlet hesabına Anadoluya geçmek isteyenlerden ikinci kafıleyi hâmil bulunan Ankara vapuru dün buraya gelmiş ve yolcularını çıkararak tekrar İstanbula donmuştür. Yolcular gerek vapurda ve gerek limanımızda tahliye esnasmda gördükleri kolayhklardan ve yardımlardan memnuniyetle bahsetmektedirler. ' Mıısahahe Kravat ! ujde! Şıklar, klbarlar bob SÖİler Hulâsa kravat merakhlan müjde!. Fiat murakabe komisvonu bir kravattan kaç knru? kâ< edilebileceğini tespit için tetkikata baslamıs. Demek ihtikârm gırtlağınuza sanlmasına müsaade ediuniyecek. Ne mutlu! Kravat bahsinde lâf ederken içun titrer. Çünkü kimsc duymasın: ben de kravat amatörlerindfcıim. Diyeceksiniz ki: Kravatu da amatörü olur nra? Amerikada bir ise adam aurken iptidai bir hntihan yapmakla beraber namzedleri adam seçme mütehassıslannın önünden geçirirlermiş. Bu mütehas. sıslann ellerinde muayj'en bir ölçü yokmus.. Namzedi, görür, görüşür, otnrtur, yürütür ve aldıklan intıba üzerine müspet veya menfi kararlar verirlermif. Rivayete nazaran bu adamlar namzedlerin kravat bağlayışlan üzerinde haytt durmakta imişler. Eğer bir adanun mizacını kılık krysfetinden anlamak lâzun gelirse, bn yolda kravata bir büyük hisse ajırmak icab eder. Dikkat edinlz, ftvareük, titizHk, Itina, intizam, haylâzht.. Asağı yukan kıra» vattan anlasüabilir. Eğer isim ohnasa size bir kravatoloji yazardım. Lâkln çimdl mevsira yaz; çoğumuı yakamızı açıp gezeccğimiz için geHn bunu kıça b m kalun. Bu sözterind mnbalâğm n y s a a n bîta kravatla onn taçryanın zevkl araemda bir miinasebet bulnnacağnn inkâr ei« mezsiniz ya! Pahalı bir kraratı nçknr bağlar g*6^ •ykm renkte bir gömleğe düğümlemif nicelerbün yanmda mnteraa bir ympma ipek parçasmı zarif bir renk anlafmAsn* çenesinin altma otnrtuvermlç zevk ttf hibleri vardır. Fakat lâf aramızda çoM değildir. Hele o çarfi böreji gibi el kmdar bfiyfflı yası boynnbağlannm geneler* verdiği hantal ve âvare manzara tahammfil ediUr şey değildir. Doğrnsunn istenenh knmd, «rke|ia kılık zarafetinde kendini föfterebÜece|i yegâne zemindir. Onda kadınm herferl, rengi, Mçhrrf, kolu, budu, ensesi, gövdesi değişen fis» tanlan; üzerine dünyanın en acayib şey« leri konabilen çesid çeşid ve jekil fekil sapkalan ve takunyadan çizmeye kadar bütün bir ayakkabı nesli yoktur. Biçimleri değişmiyen klâsik kostümleı ve gülünc olmamak istedikçe renkleri ve çizgileri mahdud kumaslar.. Gömleğin rolü yakanm kesiminden İleri gidemediği için pek nankördür Çünkü yakasl iyi kesihnemiş bir gömlek mutlaka sahibini hırtlambaya çevirir ve günü geç* miş bir yakanm ldri, en tendürüst adamm notunu kırdınr Bütün bunlardan ayn olan kravat tabiî bastan yukan olmamak şartilerenk ve resim istiklâlini muhafaza ettiği gibi düğümleme sahasında da sahibino hayli genis bir hüner imicâTiı vennektedir. Yaznnı bitirirken size kafî blr tecrüba mahsulü elde edilmiş bir kanaati fısıldayacağım. Sakm kadına kravat seçtirmeyin! Şündiye kadar pek an mnvaffak olmuştur. Neden bilmem? Acaba erkeğin boynuna sanlmakt» rakib olduklan için mi birbirini çeke» miyorlar? Kimbiür? IRAK ORDUSU Kemiyet itibarile büyük bir kudret arzetmediği gibi asrî muharebe vasıtaları da çok eksiktir D Fransanın mihverle iktısadi işbirliği Üç memlekeiin oto mobil sanayiini bera ber çalıştırmak üzere bir anlaşma imzalandı Millî Şefin fotogratları Ankara 4 (a.a.) Edirne, Ereğli, Nevşehir, Ergithan ve Ayaş'dan aldığımız telgraflar, Millî Şef İnönü"nun imzalarile hediye etmiş oldukları fotografılerin bu vilâyet ve kazalarda Parti merkez ve Ha'kevleri şeref mevkilerine içten sevgi tezahüratile konulmuş olduğu bildirilmektedir. Vişi 4 (a*.) Havas Ofi bildiriyor: Millî teçhizatlanma başdelegesi François Lehideux, Paris gazetelerine beyanatta bulunarak Alman, İtalyan ve Fransız otomobil endüstriieri mümessilleri arasında Berlinde bir anlaşma irazalanmış olduğunu ve bu anhşma mucibince otomobil imalâtı gahasında bir Avrupa işbirliği için muvakkat Dir komisyon teşkil edilmiş bulunduğunu bildirmiştir. Salâhiyettar mahfillerde tasrih edildiğine göre, Almanya, İtalya ve Fransa, bu İşbırligini, tam bir müsavat üzerinden temin edeceklerdir. Komisyonun ilk İçtimaı, 6 haziranda Berlinde skdolunacaktır. 5 Alman, 5 İtalyan ve 5 Fransız delegesinden terekküb edecek olan komisyona Albay Thönissen rlyaset edecek ve içtimalar, münavebe »le BerIn, Roma ve Pariste yapılacaktır. Bu yeni müessese sayesinde, 800 bin Fransız ailesl, sulhun imzasının akabinde, harbden evvelki kazanclarınm esaslı Bu iki teiâkldnin birbirine nd olması, kısrmnı yeniden bulabileceklerdir. hayrctle karsılanamaz. Çünkü her sahada birbirile hayat ve memat mücaUelesine giren iki düşmanın telâkkileridir. Asıl mesele bu iki telâkkinin içinLizbon 4 (a a.) Eski Rumanya den hakikati ayırd etmektir ki bugünkü Kralı Carol ve Bayan Lupesko cuma çartlar içinde hakikaıen müşküldür. Çünkü Reşid Âli ile arkadaşlannı bn akşamı Exambion Amerlkan vapurile sırada İngiltere ile harbe sokan bütün Lizbondan Havanaya mütenekklren hareket etmişlerdir. Vapur kalkmcıva kasebebler henüz aydınlanmarnı;tır. Reşid dar eski Kralın hareketl glzli tutul Âli ile arkadaşlan bir aydanberi iktimuştur. dar merkiine geçmiş bulunnyorlar. Bir ay ise, Irak gibi bir memleketin, bil Bir tngiliz müsellâh ticaret hassa bu sırada İngiltereye karşı harb gemisi kayıb hazırlığı yapraasına ntüsaid drğildir. Londra 4 (a.a.) Amirallık dalresi Sonra Irakın İngiltere ile muharib olmasım icab ettirecek sebeb joktur. bildırmiştir. Müsellâh ticaret kruvazörü Voltalre, Gerçi İngilterenin Irak kaynaklacım Utismar etmek hususunda tuttuğ>ı hatU fazla gecikmıştır. Kavbedllmış telâkki olunması icab eder. Voltaire 13,245 tohareket, Irakhlan hoşnud etmemektp ve nilâto hacminde idl. Irakhlar bu istismardan rahatsız olduklannı gizlememektedirler, fakat hu meRuzveltin oğlu Kahireye sele de harbe sebeb olacak mabijette geliyor değildir. Çunking 4 (a.a.) Amerlkan RelsiAnlaşılan asıl ihtilâf, İngilterenin Recumhurunun oğlu Jane Ruzvelt bu saşid Âli hükumetini tanunamasından ileri bah tayyare ile Çunking den Rangogeliyor. r Nitekim İngiliz kaynaklannın Mave na hareket etmiştir. Jane Ruz\ elt yarayierdünde bulunan eski Kral Naibi kında askert muşahid sıfatlle Kahireye Prens Abdullahın buradan Bağdad üze gıdecektlr. rine yürüyecek bir kuvvet hazırlamakSiyam Hindiçini nihayet ta olduğuna dair verdiği malumat, asıl ihtilâfm son darbei hükumet yüzünden anlaştılar çıküğını ve İngilterenin yeni rejimi taTokyo 4 (a a.) Ellı gun kadar denımak isteroediği için ihtilâfm hâd bir vam eden muzakerelerden sonra Thaimahiyet aldığım gosteriyor. land ile Hindiçini iki memleket arasın• *• da imza edilecek olan itılâ.flarda dere piş edilen başlıca teknık noktalar hakIrakta bö>le bir ihtilâfm çıkması, el kında bır anlaşmaya varmışlardır. bette ki Almanyanm ekmeğine yağ süSulh muahedesinın gelecek hafta iren bir hâdisedir. Çünkü bu ihtilâün çınde imzasını temin için murahhas hâd bir mahiyet alması ve harbe mün heyetlerın reislert hudud hakkında hücer olması yüzünden İngilterenin en kumetlerınden telgrafla talımat istemühim petrol ka} naklanndan bıri teh mişlerdır. likeye düşer ve Arab efkân umumiyerini İngiltere alejhine çevirnıck için dirdiği gibi Filistinde de kanşıklıklar zemin hazırlar. balşadı ve Arab çeteleri burada da faGerçi bugün Arab âlemi Irak mesele aliyete geçtijse, bütün bunlar, İngiltesi ve Irak harbi üzerinde noktai nazarı reyi orta şarkta muhtelif cephelerde nı henüz anlatmamıştır. Fakat Arab â meşgul edecek, onun bu cephelerle harleminin bu işte bütün sempatisinin A bederek kuvvetlerini dağıtmasını intac rablarla beraber olduğunu sbyleraek için, edecek hâdiselerdir. İngilterenin Libya kehanete ihtijac joktur. Irakhlar yan hududunda çetin muharebelerle karşıhş bir hattı hareket takib etmiş olsalar laştığı sırada, herşe\den ewe\ arkasınbile herhalde Arabların hissiyatı, kendi dan emin ohnası icab ederdi. Binaenaırkdaşlarile beraberdir. leyh Irak ordusunun büyük bir kudret Sonra İngilterenin Filisrin meselesinde teşkil etmemesine rağmcn bu harbin bütün Arabları rahatsız eden bir hattı önüne geçmek ve harbe derhal son verehareket takib ettiği hiçbir vakit unutulcek bir çare buhnak daha doğru olur. mamaktadır. Ömer Rıaa DOĞRUL Şayed Alman kajnaklarının ısrarla bil Almanlann bundan sonra Suriye yolile Reşid Âliye asker ve mühimmat göndenneleri ve onun açtığı mücadcleyi şiddetlendirmeleri beklenir. Binaenaleyh İngiltere de ittifak muahcdcsine ihanet edcn Reşid Âli ile arkadaşlaruu tedib edecek ve Irakın istiklâlini knrumak için elinden geleni yapacaktır. Almanlann anlatışına göre de vazijet şu merkezdedir: Şimdiki Irak da, diğer Arab memieketleri de esasen İngiliz tahakkümıınden bizar bir haldedirler ve İnçilterenin tahakkümünden kurUilmak için fırsat kollamaktadırlar. İngiltere hükumeti, Arab memleketlcrinin istiklâline saygı gristermediği, bir Arab memleketi olan Filistini Yahudilere sattığı için bütün Arabların nefretini kazanmış, onun Irakı yeniden işgal için Basrava asker gondermesi bardağı tasıran damlayı teşkil ermiş ve Reşid Âli hükumeti İngiltereye karşı mücahede bavraçını açmak ıstırannda kalmiştır. Resid Âlinin başladığı bu mücahede. er geç bütiin Arab memleketlerine sirayet edecektir. *** Slovenya niçin ilhak edilmiş ? Bu memleket müstakil olamaz, Slavlarla yaşayamaz, ancak italyan idaresinde mesud olurmuş! Roma 4 (a.a.) D. N. B. ajansı bildiriyor: Bütün akşam gazeteleri Lubllana vilâyetlnin İtalyaya ilhakıru selâmlamaktadurlar. Glornale d'İtalia gazetesl yunları yanyor: ıSloven topraklannın muhlm bir kıamı bu mıntakanm merkezi Lubliana şehrile beraber bugunden itibaren İtalyan kralhğının ayrılmaz bir parçası haliııe gelmektedir. Mezkur mıntakanm Alman hars ve nüfuzunun daha ziyade hâkim olduğu kısmı da Almanyaya ilhak edilecektir. Bu gazete Slovenler meseleslnln bu suretle halledilmesinin gayet tabiî ve zarurî olduğunu da ilâve etmektedir: Slovenler cenub Slavlarını teşkil eden dört milletten lisan ve an'ane itibarile aynlmaktadırlar. Bu sebeble bunlar Slavlarla birieşemezlerdi. Kezalik yeni Hrrvat devletile de birleşmelerine im kân yoktu. Esasen bu yeni devlet ırk bakunmdan mütecanls bir kütleye dayanmayı tercih etmektedir. Slovenler nüfusça pek az ve toprakça pek küçük bir memleket teşkil ettikleri için bunların tamamile müstakil bir devlet kurmaları mevzuubahs bile olamazdı. Bımdan maada böyle bir devletin iktısadî bünyesi çok zayıf olacak ve yaşamssım imkânsız blr hale getirecekti. Diğer taraftan Slovenlerle Sırblar arasındaki geçimsizliklerln önüne geçilemiyecek kadar şiddetli olduğu anlaşılmıştır. Bütün bu sebeblere binaen Slovenlerin topraklarmuı merkezi Lubliana İle beraber İtalyaya ilhakı, bu memleketin Avrupanın yeniden tanzimi çerçevesi dahilinde millî hayatının teyidile iktısadî ve harsî inkişafını süratle temin edecek bir hâdise olarak telâkki edil mektedir.» Irak ordusuna mensub bir ağır makineli müfreze manevralarda... Hâdiseler, İngiltereyi, dost ve müttefiki Irakla da dövüşmeğe mecbur etti. 26 yıl once, İngilizler, Irakta gene harbedlyorlardı; şu farkla ki bugün harbettikleri Iraklılardan o zaman az çok muzaheret gorüyorlardı. Devletler arasındaki münasebetlere hiç inanmağa ve bel bağlamağa gelmediğini İngiliz Irak mücadelesi de, bilmeyız, kaçına defa ispat etmektedir. Dune kadar dost ve muttefik olan iki devlet ve milletin, şimdi kanlı bıçaklı olmalan, ibret alınacak bir vakıadır. Fakat bu yazı felsefe yapmak maksadile yazılmamıştır; maksadımız Irakın sevkülceysi vaziyeti ve Irak ordusu hakkında malumat vermektir. ket ihtiyatj vardır. Ayn:a bir heclnsüvarl bölüğü ie mevcuddur. Bunun kuvveü 110 erle 12 makinelitüiekll otomobilden ibarettir. Demiryolu zabıtası: 2 «ubay, 8 mfifetdir. (Tugay, Irak ordusunda da İngiliz ordusunda olduğu gibi alay demektir.) tiş. 245 polisten, liman zabıtası da 46 Bu kuvvetler şu birüklerden tesekkül polisten mürekkebdir. eder: Atkerlik müddetî Piyade: 24 piyade taburu, 4 depo taAskerlik 19 yaşından itibaren on yıl buru. Her piyade taburu 3 tüfekli bolük müddetle mecburidir. Muvazzailık müdve 1 makineli tüfek bölüğünden mürekdeti piyadede 18 ay, «üvaride v« fenkebdir. Her depo taburu 58 takımdan nî finıflarda iki senedir. Orta ve yüksek tesekkül eder. tahsil görmüş gencler için kısa hizmet Süvari: 3 alay, 1 hassa bölüğö, 1 depo 6 aydır. kıt'ası. Her süvari alayı, 3 kılıch veya İhtiyatlar, blrinci nnıf, İkinci nnrf mızrakh bölüğünden ve 1 makinelitüfek diye iki kısma aynbnıştır. Bhlnci sırufbölüğünden terekküb eder. ta 34, ikinci sınıfta 4 sene hizmet ediTopçu: 12 batarya. 1 depo kıt'ası. Bir lir. İhtiyatlar, senede 6 haftayı geçmebatarya, üç takımdan, her takım iki mek üzere talim ve terbiye için silâh altına davet edilebllirler. toptan ibarettir. Subay olmak için asgarl be^ yıldanbeHavacıhk: 2 işbirliği bölüğü, 1 lrtibat avacı talim bölüğü. Her böliik üç ri Irak tebaası ve 19 yaşını bitirmi? olbölüğü, mak lâzımdır. takımdan mürekkebdir. Gencliğin askerl terbiyesl: Ort« ve Ordu blrlikleri: Yukanki kıfalar haricinde ordu birlikleri namile ^unlar yüksek tahsil gencliği her yıl bir aydan eksik olmamak şartile askert kamp havardır: 1 hudud tugayı (3 taburlu), 1 motörlü yatı geçirirler. Mekteblerdeki askerl terbiyeye gellnmakinelitüfek bölüğü, 1 muhabere depo kıfası, 1 zırhh otomobil bölüğü, 1 oto ce, mekteblerde, civardaki gamizonlamobilli nakliye bölüğü, 1 istihkâm bö rın subaylarından İstifade edilerek talebeye askerlik dersleri verilir. lüğü. Abidin Daver 3 Kral Karol Kü!)a adasına rittı Irakın sevkulceyfi ehemmiyeti Irak 450,000 murabba kilometre genişliğinde ve 1934 sayımma gore 3,561,000 nüfuslu bir memlekettir. Kilometre başına 7,9 kişi isabet eder. Kara hududları 3,630 kilometre, sahilleri 90 kilometre uzunluğundadır. Irak, hubuhat» ve bilhassa petrolları İtibarile iktuadi ve askerî ehemmiyeti haiz olduğu gibi Turkiye, İran, Suriye, Fılistin ve Arabistan yarımadasındaki Arab devletlerile hemhudud olduğu ve İngiliz imparatorluğunun, Hindistanın kara yolları üzerinde bulunduğu için sevkülceyş bakımından da mühimdir. Şayed Süveyş Almanlann eline düşerse, Irakın sevkulceyşî ehemmiyeti bir kat daha aratacaktır. Çünkü, İngilizler, Arabistan yarımadasının iki tarafındaki Kızıldeniz ve İran körfezlerınden istifade derek Alman ileri hareketini durdurmak İstedikleri zaman, Irak büyük bir rol oynayacaktır. Çünkü Basraya çıkarılacak olan İngiliz kuvvetleri, gerek Dicle nchri vasıtasile, gerekse Basra Bağdad Musul demiryolu ile Alman istilâ ordusunu karşılayabileceklerdir. ingiltere Irakta tutunamazsa, Süveyşi ele geçiren ve oradan Tih Sahrası, Filistin, Sunye yollarile Irak üzerine yürüyen Almanlara mukavemet imkânı kalmaz. Tabiî bu mütalea, Almanlann Mısır ve Süveyşe hâkim oldukları faraziyesine goredır. İngiltere, Ortaşaıkta partiyi kaybetmemek için, evvelâ Süveyş ve Mısıra, sonra da Kızıldenize, İran körfezine ve Iraka hâkim olmak mecburiyetindedir. İşte Irak, bugün, bu kadar büyük bir sevkulceyşî ehemmiyet kazamnıştır. Türkiyenin arkasında bulunması itibarile haiz olduğu büyuk ehemmiyet de caba. Askerl mektebler: Harbiye mektebi, harb akademisi, süvari mektebi, topçu mektebi, havacıhk mektebi, erbas ve silâh kullanma mektebi. Jandarma ve zabıta kuvvetleri• Jandarma askerce teşkilâtlandırılmıştır. Tabur ve bölük halinde memleketin ayrılmış bulunduğu idarî livalara taksım edilmiştir.. Diğer zabıta ku\^'etlerile bera ber jandarma kuvvetleri 72 subay. 226 müfettiş ve 7786 erden mürekkebdir. Bu mevcudun yarısı süvaridir. Jandarma ve zabıtanın 2 süvari bölüğünden ve 1 piyade bölüğünden mürekkeb bir mer Ordu mevcadu 1936 yılmda Irak ordusunun mevcudu 851 subayla 18,153 erbas ve er olmak üzere 19.000 kişi idi. Blr harb halinde bu kuvvetleri bir, elde kâfi silâh varsa nihayet iki misli artırmak kabil olacağı tahmin edilebilir. Irak ordusunun, kemiyet itibarile büyük bir kudret arzetmediği görülüyor. Bilhassa tayyare, zırhh ve motörlü vasıtalar bakımından çok zayıftır. Zamammızın harbmi ise bu vasıtalar yapmaktadır. B. FELEK Erzurumda gürbüz çocuk müsabakası ABlDİN DAVER tki Holanda nazırı Amerikaya gidiyor 10,000 azası olan bir kooperatif Bursa (Hususl) Bugtlnlerde ko?a ksoperatifleri birliği, ortaklanna 25 000 kutu koza tohumu dağıtılmış ve aynt zamanda bu böcek tohumu ile birlikte 75 ton böcek kâğıdı da tevzi etmîştir. Kooperatif, mmların bedelini koza mev siminde alacaktır. Birllk, bütün mıntakalarda ortak adedini 3500 den 10,000 e çıkarmıştır. Bu artışa tesir eden sebebin, kooperatifler hakkındaki umuml kanaatin düzelmesi ve geçen seneki satıştan elde edilmiş olan kilo başma 15 iuruş kânn ortaklara t e ^ edilmiş olması bulunduğu anlaşılmıştır. Koza kooperattfleri birliği bu ortak yazma faaliyetile şimdiden 10,000 ortağa dağıttığı tohum karşılıgı olarak 60 bin kılo yaş kozayı satın almış bulunmaktadır. Birliğin ortak kesafeti bilhas sa İznik, Gemlik, ve Orhaneli havalisinde çok fazladır. geldi. Gecelik hesabına, hanlar pansiyondan pahalıya gelir. Taş, ıslak odalar, mangalla ısınmaz. Mangalı da nerede bulacaksın? O da başka. Odanı değiştirmek istediğin zaman, gelip, beni göreydin Fıkrinin dik dik yüzüne baktı, yutkundu: Haydi, söylemiyeyim. Söyle ağabey. Gücenme ama, sen de, Remziyenin burnuna yapışmışsın. hiç ajTilamıyorsun. Paydos zamanı, bizim semtimize uğramak uğramıyorsun; hemen. Remzivenin evme koşuyorsun. Beni, görseydin, sana, ucuzca, daha iyi bir yer bulabilirdik. Demek. Hasan ağabey, seni bu handa da rahat bırakmıyor. Yumruğunu dizme vurdu. bü: silme kadeh içti: Kabahat sende! Birile döğüşüyor musun? Yahud döğüşecek misin? Şu aklmda olsun. Bir dişini kıranın, iki dişini kır. Bir güzünü çıkaran'n iki gözünü çıkar Kapıya vurulmuştu. Şakir: Gir! Diye bağırdıktan sonra, devam etti: Göz yılgınlığı başkadır. Yanda bıraktın mı işte, böyle uğraşır. Irlanda Amerikatlan yardım istıyor Nevyork 4 (a.a.) İrlandanın Birleşik Amerikadaki elçisi Brennan Nevyorkta söylediği bir nutukta İrlandalıların mem leketlerıni herhangi bir tecavüze karşı kahramanca müdaiaa edeceklerini beyan etmiş ve her hangi mütecavize karşı olursa olsun Amerikanm İrlandaya yardım etmesini taleb ederek demiştir ki: < Şimdiki harbin neticesi her ne olursa olsun komşularımızla ve bilhassa en yakın komşumuzla daimî bir kavga halinde yaşamak istemiyoruz. Coğrafya vaziyeti ve iktısadî âmiller başka türlü olmasını istemiyor. Komşumuz kavga ve hoşnudsuzluk sebeblerini ortadan kaldırarak bunu temin edebılir.> Batavia 4 ( a n ) Holanda Hariclve Nazın Von Kleffens ve Müstemlekeler Nazın Weter. 11 mavısta tayyare ile Sidney'e gidecekler ve oradan Ame rika Birleşik devletleri yolu ile Lon drava doneceklerdir. Von Kleffen ve Wet«r. hareketlerinden e^el Surabaya deniz Ossünü ziyaret edecekler ve Holandamn Almanya tarafından 1sti lâsı yıldönümü dolayısile yapılacak muhtelif toplantılara iştirak eyliyecekhak ordusa Irak ordusu hakkında elimizde mev lerdır. Bu münasebetle, iki nazır, Hocud malumat 1936 yılına aid ise de o va landa Hiniistanı halkına hitaben radkittenberi bu ordunun pek ziyade kuv yo ile nutuklar söylıyeceklerdir. vetlendigini tahmın ettirecek deliller de Amerikanın şarka gönderyoktur. diği askerî müşahidler Irak ordusu o yıl 2 piyade tümenile bir süvari tugayından mürekkebdi; Vaşington 4 (a.a.) Röyter Amerişimdi 3 tümeni olduğu hakkında bazı kan ordusuna mensub basa subaylar haberler vardır. Her tümen 3 piyade Bağdad ve Tahrana askert müşahıd otugayından, 1 hudud tugayından, 2 top< " u tugayından, bir muhabere taburun larak göndenlmişlerdir. Bir subayın da dan, 1 otomobilli nakliye ve müteaddid ayni sıfatla Ankaraya gönderildiği 6ğkr^ıımKı nskliye bölüğünden mürekkeb renilmiştir. Erzurum (Hususî) Çocuk bayramı münasebetıle burada bir gürbüz çocuk müsabakası yapılmıştır. Gönderdığım resim. bu musabakada kazanan yavrulan gostermektedir. İçeriye, elınde mangalla; taraz taraz, beyaz kirli kıtık saçlı, incecik çengel burunlu, gözleri oyuk oyuk, ağzı bü« zuk, çenesı kı\Tik, uzun boylu, iskelet denecek kadar zayıf bir ihtiyar kadın girmişti. Mangalı masanın yakınına getirdi: Başka bir şey istiyor musun? Konuşurken, tek üst ön dişi sallanıyordu. Şakir; git. defol! der gibi, elini salladı. ihtiyar kadın, geldiği gibi, gene bir hayalet halinde, çıkmıştı. Fikri. onun arkasmdan bakakahnıştı: Ne korkunc karı be! Şakir, eğildi, mangalı karıştırdı: Beyenmiyorsun ama, onun, delikanlı dostu vardır. Ne diyorsun? Hem, çapkın erkekler gibidh*. Meke bu, kolpo bu, demez. Eskitmeden değiştırir. Karınm gönlü zengin, hovarda. Nerede eroın, kokain, esrar satılır, ona sor. Kaçak mal, hırsız malı eşya, satar. Bu işlerde, bitirimdir. Karda gezer, izini belli etmez. Atlatılmaz, avantasını asıntıda bırakmaz, alır. Isim gü" nünde, yılbasılarında, bü scfra yapar, ^örsen, şaşarsın Bu karı ne millet? (Arkası var) Oğlum, sen, talihinden filân şikâyet etme. Başında, ne kazan kaynıyor? Konuş'acağız ya... O ayn.. Sen, uysall'ğından, yumuşak başlılığından ziyan ediyorsun. Garsona, guler yüz gosterırsen, yaranırım mı, sanıyorsun? Hayır, sakın ha! Yüz göz olur, tepene binerler. Yarın, meyhaneye gel, bu garsonun, nasıl miskin hizmet ettiğini görec«ksin? Dayağı yiyince, ateş kesilirler. K»ryolaya doğru gitti, eğildi, bir tahta valiz çıkardı: Bizim tezgâh... Epey sermaye vardır Sekiz on arkadaş ağırlıyabilirim. İki bardak, bir kadeh, altı tane tabak çıkardı, masanın üzerine koydu: Kadehten yana, zenginiz. Tabak, anası babası. bu kadar. Masayı düzeltirken, Fikri de ona yardım etmişti; dıkkatle gülmeğe başladı: Ev işleri eline yakışıyor. Garson, ekmekle fırancalayı getirmişti; paranın üstunü verıyordu; Şakir, elile geri itti: Senin olsun. Birbaya söyle. Yarın, öğleyin geleceğim. Bana, sırkesi, sarmısağı bol ışkembe çorbası hazırlasın. Bir kisilık değil, iki kişüik. Garson, fazla beklememiş, bir gölge gibi sıyrılıp aşağı inmışti. Şakir, ekmeği kesti: Fırancalayı, sabahleyin süte saklıyalım. Şimdi, ben, mangalı da yaktırdım mı, keyfimiz tamamdır. Dışarı çıktı, karşı odaya seslendi: Kirya Marika... Biraz bakar mısın? Fikri, bir oda kapısımn gıcırdayarak açıldığını ve titrek, ihtiyar bir kadm sesi duydu: Oriste pasamu... Senin kömurün vardır. Bana, mangal yak, Başka ses duyulmadı. Şakir, odaya dönmüştü. Fikri. sordu: Kim bu kadm? Eski mallardan. Kaçakçılık, hırsız yataklığı, evirde neler yoktur ki.. Aksınnca canı, burnundan çıkacak sanır^ın, Bu dik merdivenleri, bir dağ keçisi gibi, kısa günde, sekiz, on defa. solumadan tırmanır. Şakir, Fıkriye işaret ediyordu: Masaya yana;. Portakal, filân yersin. Fikri, bir iskemle aldı, masanm kenarına oturuyordu, bir mandalina soymağa başlamıştı: Sen. her şeyden evvel. şunu bana anlat. Bir haftadır fabrikaya gitme Biır AŞKUÇURUMU Edebî roman din, yarın da gitrniyeceksin. Bu, nasıl oluyor? Şakir, doldurduğu kadehi, bir yudumda içti, turşudan bır bıber aldı: Sen, fabrikada iken de, ara sıra kaybolmuyor mus'dum? Ben, içeri girdim mi, yahud bu işim çıktı mı, kâtibe, bir haber uçururum. O, beni, «gümrukte», «nakliyatta», «mubayaatta» gosterir. Beylik lâfları, nasıl ezber etmişim görüyor musun? Kâtibin boynu eğilidır. Çünkü, onların, bütün dalaverelerini biliyorum. Nasıl biliyorsun? Şakir, kurnaz bir gülüşle baktıktan sonra, kadehine doldurdu, içti: Ben, çalıştığım yerlerde uyumam 35ki... Kâtibin, işçi kızlardan birile, muhakkak fasa fisosu vardır. Kıminle kınştırıyor? Onu, dikiz ederim. Kızı, ürkütmemek için, önce, bir arkadaşını bulurum. Kadın, kadımn sırrını ele verir. Buradan yakaladım mı, ötesi kolay. Kızın ağzını aranm, bir de kıskanclık fitili soktum mu, bülbülleşir artık. Sevda, insanı, geveze eder. Kâtib, birbirlerine kırk yıl bağlı kalacaklarmış gibi, gizli kapaklı, nesi varsa, hepsini açılmıştır. Öğünecek enayi! Arkası, çorab söküğü gibi gider. Benim, bu kaybolmalarım ohnasa, Hasan ağabeyi. bir dakika durdutmam ama... Benim de boynum iğık... Bir portakal soyuyordu: Mahmud Yesari Bir haftadır, manzara değişti mi. bümiyorum. Ama son günlerde, Hasan ağabeyin. pek süngüsü düşüktü. Fikri, parmakları arasında tuttuğu, küçük mandalina dilimini, tabağa bırakmıştı: O teres, hâlâ benimle ugraşıyor. Şakir, portakah sojmaktan vazgeçti; gözlerini kırparak baktı: Nasıl ugraşıyor? Fikri, hancı Raşid ağanın söylediklerini anlatmıştı. Şakir, alnı buruşarak dinledıkten sonra içini çekti: Raşid ağayı tanırım. Erkek adamdır. Çok düştü, zavallıl Demek, onun hanında kalıyorsun? Orada, satlıcandan geberirsin. Orası da, nereden aklına