23 Mart 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

23 Mart 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 23 Mart 1941 I Mısırçarşısının alacağı yeni şekil Burası asrî bir hâl haline getirilmektedir Asrî blr hâl haline konacak olan Mısırçarşısınm istimlâki nihayet bulmuş glbidir. Şehircilik mütehasSLSI Prost, Çarşmm alacağı yeni şek lln bir plânmı çizmlştlr. Buna nazaran Çarşının dış tarafına ayni üslubda zarlf dükkânîar yapüacaktır. Çarşmın İçinde sonradan ilâve edllmiş duvarlar kaldırılacak, ışık tertlbatı az olduğundan üç, dört yerde geniş pencereler açılacaktır. Dükkânlann altında yapüacak olan frigorik tesisat İçin bu Işle meşgnl bir ecnebi firma ile temaslarda bulunulmaktadır. Yalnız eski eser I ( Şehir ve Memleket Haberleri ) Bir tüccar siirgüne B e y o ğ l u n d a v e Beşikmahkum oldu Marko Pardo 500 lira da para cezası İki ev tamamen, bir ev de kısmen yandı, verecek üç yangın başlangıcı da hemen söndürüldü Esnaf cemiyetleri idare heyeti Dünkü içtimaında hastanenin vaziyeti tetkik edildi Alemdar vak'ası N0.1 Yazan: SALÂHADDİN GÜNGÖR taşta ıkı yangın oldu ., . , . Kahramanın mezarında Yaşadığı devrin manzarası Payitahta giriş Kanlı akıbet îstanbulda Zeynebsultan camisini bi çıkıyor. Vuran tutanı bilmiyor. Baş da lirsiniz. Hani ju «Tıbbı Adlî» binasmı belli değil, kuyruk ta... Rumelideki ordudan kuşun kanadile geçip Sultanahmede doğru bir kaç adım yürüyünce sağda yolun dönemec verilen haber, kırk günden evvel İsyerüıe rastlayan küçük, şiıin cami!.. tanbula varamıyor. Asırlık düşman da leri muhafaza bürosu Çarşmm dış Bu caminin tramvay caddesine bakan aksi gibi, ikide bir Tuna yakasında boy tarafına dükkân yaDilmasına mukapısından avluya girdiğiniz zaman göstermekte!. anzdır ve bunun Çarşmm tarihî Alemdar, işte bu «siyah günlerin mi kıymetinl bozacağmdan korkmak hemen oracıktaki tümsekte yanyana iki mezar gözünüze ilişecektir. Tarih sahi safiri» idi. Hayatı, elbette ki kolay ve tadır. Halbuki, Prost. bu dükkân felerini, hattâ mekteb sıralarında şöyle neş'efeza bir seyahat olmıyacaktı. lar yapılmadığı takdirde dört dubir karıştırmıs oLmak dahi sizi bu top Koca Rusçuklu vezir, on beş bin kişilik vardan ibaret kalacak olan binarak olmuş. varlıklardan hiç olmazsa ordusunun başında nizamı cedidci pa nm haricî manzarasının iyi olmı bir tanesile aşina çıkarmağa kâfi gelir: dişahı tekrar iş başına geçirmek için yacağı kanaatlndedir. payitahta girdiği gün, Topkapı sarayınAlemdar Mustafa Paşa! Yanındaki ahiret komşusunu tanıma da bir cenaze ile karşılaştı. Bu cenaze, sade Üçüncü Selimin değil, onun ürr.idADUYEDE dınız mı?.. Defterdar Tahsin Efendi... Dünyada iken de böyle biribirlerin lerinin de cenazesi idi. Sahte vesika yapılmış Bundan sonra bir müddet Alemdarı den ayrümamışlardı. İstanb\ıl birinci Ağırceza mahkeAlemdarın mezar taşını isterseniz, Padişah Ikinci Mahmudun başveziri rolünde gördük. Bu rol, bir rüya kadar mesi, dün sabah blr sahte vesika başbaşa verip okuyalım: Sadn esbak Mustafa Pâ*ayx, erbobi fiten kısa sürdü. Ve Alemdar rüyasından tanzimi muhakemesine başlamıştır. To'mai seyf eylemisti, dehre vermişken uyandığı zaman, kendini barut fıçı Zekâi isminde blr gencin, Üsküdar nizam larile dolu bir mahzende buldu. Ve Tramvay şirketine memur olarak Etmedi hürroet o zalimler sadaret câ fakâr karısı ile sadık haremağasıııdan glrmek Istediği ye bunu temin mak hına; başka yanmda kimse kalmamıştı. sadile kendisi Üniversite Tıb Pa Nihayet büyük karar dakikası! Asi kültesi talebesindenmiş gibi bir veflâsa vacibken vekili padisaha ihtiram Pâre pâre eyleyup dsmin o bed ef'âller lerle, saatlerce, hattâ bir rivayete gö sika tanzim ve ibraz ettiği iddia oAtUlar bir çihx bortola bulup bir kaç re, bütün gün ikindi vaktine kadar, lunmaktadır. Tetkikata göre, bu izâm kurşun kurşuna dövüştükten sonra A sahte vesikada pul üzerine bir 10 Sylemisken vok'oyt mevti yigirmi yxl lemdar sükunetle konağının alt kaiına kuruşluk mühür gibi basılmış ve mürur, indi ve cepaneliğe bir piştovla ateş kenarma imza atılmıştır. Şüphe üverdL Olmamiftı hayy\z\ imkânda tayini nıozerlne Üniversiteden sonılunca, oEn az beş yüz asi, infilâkın volkanı fcom.' rada böyle blr talebe bulunmadığı Şimdi hak mansur edtip sadn »eltmill içinde paramparça olmuş, havada uçar ögrenilmiştir. bir sürü baldırıçıplak cesedlehilkati (*; ken Maznun, bu vesikayı kendisinin Eyledi ol zümreden seyfile ahzt intikam rinin ortasında, barut renginde bir şeref ve gurur abidesi yükseliyordu: Bu, tanzim ve Ibraz etmediğlni, şirkete Eyleyüp tebyin o düıturu fehtdin fcobbir tanıdığmı yerleştirmek istiyen rint dumandan boğulmuş Alemdarın cenablrislnin hazırlıyarak, şahsına Is zesi idi! Nomın ipka île k\ld\ kendisi ipfcayt nam nadla, bu yolda kendi teşebbüsünü *** Dikti ta* memilgehi merdânegiye jüpBen işte yakın tarihin bu kanlı ma suva düşürmek istediğini söylemlşhesiz tir. Muhakemenin devamı, tahkl Hayr ile mezkv.ru. ejvah oldu tâ ruzu cerasını canlandırmak için çalıştım. kat ve tetkikat icln bırakılmıştır. Pek nadirleşen tarih bil<?inlerimizden kıytım Âsaf\ devrana ihsan eyleyüp ömrü tavîl dinlediklerimle eskilerden okuduklarımı Kâğıddan mamul çuvallar Eylesün sahib mezarı mağfiret Rabbüle birleştirerek, Rumelicîen İstanbula gelen ilk hareket ordusunun yarattığı nom Almanlar kendllerinin kullan tarih safhasını yazarken onlardan kuvİzzet ol demde demîftim rMeti fariîıini, makta olduğu yüade 30 jüt ve yüzde vet aldım. Türk karilerinin hatırasınMustafa Paşa sehîden eyledi adni tnada bu ihtilâl ve inkılâb hengâmesini 70 kâğıddan mamul yeni bir çuval kam hakkile tazeleyebildimse kıymeti üs tiplni memleketimize de satmayı 1223 teklif etmişlerdlr. Bu çuvallardan tadlara. hazzı bana aid olacaktır. Tahsin Eefendinin kitabesinden de tecrübe edilmek üzere nümuneler belki hatırı kalır diye şu aon mısraı (•) Vak'ai Hayriye kahramanı Sad gönderilmlştir. Alâkadar makamlar olsun alalım: rıazam Selim Mehmed Paşa. bunlan tetkik etmektedir. tThsin Eefendi, eenneti adni makam tde* tsaşlıcraşına DIT ıcanramaniık dersi olan Alemdar vak'ası üzerinden 1920 sene kadar geçtiği halde bu ilk inkılâb şehidimizin pâre pâre edilerek Yedikule dışmda bir hendeğe atılan kanlı cesedini arayıp bulmak ve sonra mezannın üzerine bu kitabeyi yazdırmak kadirşinashğı ancak gene onun izi üzerinde nihaî zafere erişen Selim Mehİlâcuhâ, ihrâcuhâ! med Paşa gibi bir «sadn selimülhilkat» ten beklenebiürdi. Moda deniz kulüAlemdarla onun vefâkâr arkadaşının bündeki fırtınadan uzun seneler Yedikuledeki mezarların elbette haberdarsı da dinlenen kemikleri, (1911) de, İstas nız. Sert havalarda yonun genişletilmesi münasebetile bazı küçük teknelerin sıKunduralar hayırseverlerin teşebbüsü ile ayaklar ğmdıkları bu güzel •ltmda çiğnenmekten kurtarılarak bü koyun kenanndaki Başı açık gezmek yük merasimle Zeynebsultan camisine binada dehşetli bir moda, yalınayak getirilmiş ve cami avlusunda işte şu fırtına hükümfermagezmek ayıbdır. gördüğünüz yere gömülmüştür. dır. Yani anlamak geSeyh Sadi istediği rektir ki, şapkadan Alemdar, o gündenberi ölmez adı kadar Gülistanına: vazgeçebiliriz ama fistünde büyük bir mahalle taşıyor. •Eğer hâlî selâmet derkenarest» kunduradan vaz geCesaret ve feragatin, ölümü hiçe sayDiye selâmetin sahilde olduğunu söy çemeyiz. Ve her manın, fazilet ve hürriyet aşkının, geçemediğimiz merdliğin, fedakârhğın eğer birer ma lesin! İşte bunun doğru olmadığı hak vaz şey gibi ona da nası varsa Alemdarın; bütün bu keli kında canlı bir misal. melerin teşkil ettiği manevî (ehram) m Neymiş bu Moda kulübü davası diye boynumuz büküktür. üzerinde kurulan şöhreti, hiç şüphe merak ettim? Çünkü gazetelerden berKunduralar yükseliyor. İki bakımdan: yok, ebediyete kadar sürecektir. mutad bir şey öğrenmek kabil değil. Biri tabanlan kalınlaştığı için; ikincisi Yaşadığı devri, gözlerimiz önüne ge Onlar hâdisenin cereyanını değil de son fiab arttığı için. Bu iki yükselişten bitirelim: Elde ne ordu kalmış, ne de aldığı şekli anlatırlar. Bense başından rincisi bizi alâkadar etmez. Mesele kundonanma... Avrupa serhadlerine yapılan sonuna kadar olup biteni öğrenmek is dura fiatlarının yükselmesindedir. akmların çoğu, geriye tepen bozuk tiyorum. Ban kunduracılar ucuz kundura tipbir tabanca gibi . o akınları tertib eEfendim! Öğrendiğime göre Moda Deleri yapmışlar.. Bunlarm en battal boyu denlerin zararile neticelenip duruyor. niz Kulübündeki ihtilâf bir teknik meYeniçeri bagileri büsbütün gemi azıya seleden çıkmış. Azadan bir zatuı teklifi 7 liraya satılacakmış. Pahah değil doğalmışlar. Ne söz dinliyorlar, ne merara üzerine kulüb idaresi mevcud teknele rusu! Tam halkm aradığı fiat Lâkin saanhyordu. Devlet kime bel bağlasın?. rin dümenlerini başa takmak hakkmda tıcılara sorarsanız bu kunduraların esSerdengeçtilere mi?. Fakat onlar, şimdi bir karar ittihaz etmiş. Bu karara fut ki ve battal çizme tekinden bozma harçla yapıldığını ve tabansız olduklaruu gazâ meydanlannda kendi kuru kafa bolcü Zeki muarızmış. söylüyorlar. İftira olsa gerek! Tabansız larmı lnırtarmaktan başka bir şey dii Dümen başa takılmaz. Fesliyen mi şünmez olmuşlar. Dalkılıclara mı?. ki başa takıyorsunuz? demiş. İdare bu kundura olur mu? Heyhat! Onların da bütün hünerleri. na karşı: Kundura bahsinden fırsat bulup a cülus ve şenlik günlerinde keçeye pala Sen futbolcüsun! Denizden anla yaklarımızın bu kabları hakkındaki sallamaktan ibaret!. mazsın! cevabını vermiş. Zeki ise fik mahrem düşüncemi söyleyeyim: Kunduranın en haddini bilmeyeni çizmedir. Padişah Üçüncü Selim, tehlikeyi gör rinde musır: müyor değil. Ikide bir kavuğunu önüne Ben senelerce Ünyon Kulübün der İsmi ayakkabı olduğu halde baldırdan alıp: ya haline girdiği devirlerinde futbol oy yukarı diz kapağına kadar yükselir ve Tedbir ne olsa gerek?. diye dü nadım. Şimdi de her gün Modadan ayakkabılıktan çıkıp bacak kabı olur. şünüyor. Köprüye vapurla gidip geliyorum. YüzAyakkabı ailesinin kalabalık azası Akla gelen ilk ve son tedbir. Hacı mesini de bilirim. Şimdiye kadar akın vardır. Isimlerini sayalım: Kundura, poBektaş ocağını söndürüp kazanı devir tıya kürek çektiğimi gören avrsa mey tin, iskarpin, çizme, lâpçm, mest, pamek. Fakat bu müşkül «kâr» ı nasıl dana çıksın. Ya siz denizcilikten ne an puç, çedik, galoş, sandal, karyoka, tabaşarmah?. «Nizamı cedid» henüz, yü larsınız? kunya, nalın, çivili, patik, terlik, şıpşıp, rümeğe değil, emiklemeğe bile başlaİdare hemen cevab vermiş: şoson, lâstik, yemeni, çarık. mamış. Padişah, işte bu süt kuzusu Biz sırasına göre yelken açar, sıraHatırıma gelenler bu kadar! çocuğa güvenerek dev gibi «ocaklu»nun sına göre yelkenleri indiririz. İçimizde Bunîarın hangi birile uğraşacak, hankarşısma çıkmak istiyor. Muvazenesiz küçüklüğündenberi balıkyağı ıçmiş iki kuvvetin çarpışması! Netice hem kimseler ve hâlâ ayağına sandal giyen gisini ucuzlayacağız? Hep lüks eşya yük malum, hem mukadder... ler var. Rüzgâr gelen delikleri de pe selecek değil ya! Bırakalım biraz bu Padişahın hal'ine takaddüm eden gün kâlâ biliriz. Her halde dümenin başa ta (ayak takım) ları kıymetlensin! lerde ortada bir takım rivayetler dön kılması denizcilik hayatımızda bir döİspirto ve sürat!. meğe başhyor: nüm teşkil edecektir. Benzine ispirto Meselâ, yeniçerilerden birine sözde: İhtilâf bu hale gelince; tabiî iki taraf karıştırmak babın«Nizamı cedide girer misin?» diye sor birbirine mevlid okumamışlar ve niha da sanayi âleminde muşlar. «Haşa! Moskof olurum da ni yet bir gün idare heyeti kulübün haysi bir cereyan var. zamı cedid olmam!. cevabını vermiş. yetini rencide eden «Zeki» nin kulüb Bunun sebebleri aGene bir gün, padişah sözde bostan den çıkarılmasını teklif etmiş: şikâr. cıbaşıyı çağırmış: Bizim Zekiye ihtiyacımız yok! Fut Birincisi benzin Ne dersin?. Bostancı efradma ni bol oynayacak, gol yapacak değiliz. İlâ çıkmıyan memlezamı cedid elbisesi giydirebileeek mi cuhâ ihrâcuhâ demiş, ve Zekiyi atmış ketlerde ispirto çıyiz? kıyor. Eğer bu lar. Bostancıbaşı, hemen padişahın önünde O da mahkemeye müracaatle hakkmı mümkün olursa dışarıdan gelecek mikeğilmiş: tar eksilecek, para içeride kalacak. istiyor: Sen hemen ferman buyur yoksa... İkincisi: İspirtonun mideden başka Efendim! Ben bu kulübün azası demiş, ben onlara şapka bile giydiriyım. Teknelerde de hakkım var. Çoğu yere dökülüşü sarhoşluk hacmini kürim!. benim vasıtamla ziftlenmiştir. Şimdi be çültecek, zabıta vak'aları azalacak, hasBu sözler mahalle kahvelerine varın ni kızağa çekmek revayi hak mıdır? talıklar eksilecek... falan... ca yayıhp halkın ağzında bir çiğnem Lâkin enerjisini ispirtodan alan şeyBakalım, mahkeme bu fırtınayı nasıl sakız olmuş. Her kafadan ayn bir ses lerin ileriden ziyade geri gittiği hakteskin edecek!. İlâcuhâ, ihrâcuhâ! Kunduralarîspirto ve sürat!.. Yazan BURHAN FELEK İstanbul esnaf cemiyetleri idare heyeti, dün cemiyetin merkez binasında senelik' müşterek toplantısını yapmıştır. Toplantııda, esnaf cemiİstanbul ikinci asliye ceza mah yetleri hastanesl yardım heyetinin kemesinde, bir millî korunma ka940 yılı muamelâtma aid raporu nununa muhalif hareket davası, okunmuş ve yardım heyeti ibra edün öğle üzeri karara bağlanmıştır. dilmiştir. Bundan sansa, çalışma Dava, nişfedır ihtikârı davasıdır. bürosunun mesaisl hakkmda alâMevkuf olarak muhakeme edilen kadarlar tarafmdan izahat veril maznun, Balıkpazarımda Maksudimiştir. ye hanında 13 sayılı mağazada tiEsnaf cemiyetleri hastanesini gecaret yapan Marko Pardo isimli bir j nişletmek maksadile geçen yıj hüMusevidir. Hâkim Kemal Aşkın, bu kumetin müsaadesile esnaftan tahtacirin taşradan gelen İgirdirli sil edilen paranm yekunu bugüne Sabri Kayaya sattığı 35 liradan sakadar 15 bin Hraya baliğ olmuştur. tılması lâzım gelen nişadırı 75 liHastane yeni binaya nakledildikten radan sattığını. iki sandık satmaksonra yatak adedi de 24 ten 48 e la 150 lira aldığını sabit görmüstür. çıkarılmış, fakat buna mukabil büt Sübut şekline göre, Marko Pardo. çeye hiç bir zam ve ilâve yapılma100 de 100 den fazla kâr temini mıştır. 1940 yılı zarfında 943 hasmaksadmı gütmüştür. Bu satısla ta, hastanede alıkonularak yatakpek haksız menfaat gözettiği. müsta tedavi gönnüşlerdir. Hastane lâtekiyi aşın zarara sokmak istediği. boratuarmda 1358 tahlll yapılnuşsatış nlspetinden anlaşılan Marko tır. Ayni yılda. hastanede ölenlerin İtfaiye Şair Mehmed Eminin evini söndürmcğe çalışıyor Pardo, 500 lira ağır para cezasına, adedi 19 u geçmemektedir. Bu müd Evvelki gece sabaha karşı Bey biyet vermiştir. 2 sene müddetle Kırşehre sürtrün Hâdiseden süratle haberdar edi det zarfında 42 doğum vak'ası kayedilmeğe mahkum olmuştur. Nişa oğlunda Yenişehirde Yeni Vakıf sodedilmtştİT. Esnaf hastanesi, yeni dırlarm musadere edilmesi. 850 ku kağında bakkal Ahmede aid 1/2 ve len İtfaiye, yangın mahalline gel blnasmda ihtiyaclara daha genlfl Saraç Yuvana aid 2/4 numaralı diği zaman ateş evin birinci ve rus duruşma harcmm kendisine öahşab evlerden yangın çıkmıştır. ikinci katlarını sarrruş bulunuyor ölçüde cevab vermektedir. detilmesi de karar altma almmışYangın, İtfaiyeye biraz geç haber du. Fakat İtfaiyenln gayreti, ateşln tır. ÜNIVERStTEDE verilmiş olduğundan ateş bu iki daha fazla genişlemesine imkân ver Ayni zamanda müşteriye fatura ahşab binayı tamamen sarmuş bir memiş ve yangm evin üçüncü ve vermemekten maznun bulunan ta vaziyette iken gelen İtfaiye, derhal ikinci katlan yandıktan sonra sönüniversite talebelerinin cirin, o sırada cürmü meşhud ya faaliyete geçmiş ve ateşl ancak bu dürülmüştür. Evden hiç bir eşya vaziyeti pıldığı için fatura yazmağa zama iki bina yandıktan sonra yanlarda kurtarılamamıştır. nı kalmadığı neticesine varılmış. ki diğer ahşab ve eski evlere siraÜniversite talebelerlnin maddî Diger yangın ba;langıçlan maznun bu cihetten beraet kazan yetine imkân bırakmadan söndürvaziyetlerini tespit etmek üzere, İstiklâl caddesinde Şık sinema mıştır. Rektörlük tarafından açılan ankete müştür. sında bir miktar filmin tutuşması talebeler cevablannı vermişlerdir. Diğer taraftan, sürgün cezasına Zabıta, yangınm suretl vukuu et bir yangm başlangıcına sebeblyet Doldurulan flşlert tetkik etmek İçin mahkum edlldiğinden, hakkındaki rafında tahkikat yapmaktadır. vermişse de süratle söndürülmüştür. İktısad Fakültesi dekanı profesör tevkif kararı kaldırılmıştır. Beyoğlunda Emincami caddesin Beşiktafta bir yangın Ömer Celâl Sarçm riyasetinde bir de İngiliz tebaasından Luiza EdDün saat 11 e doğru Beşiktaşta komisyon teşekkül etmlştlr. Tasnlf, Kızgın kalayla yandılar Serencebey yokuşunda Şair Meh varda aid 9 bin liraya sigortalı a Fakültenin İçtimaiyat Enstitüsü partımanın beşinci katındaki soGalatada Arabcamilnde Kirkorun med Eminin mutasarrıf bulunduğu nü de alâkadar ettiğlnden tetklkler ve Anadolu Sigorta şirketine altı ba borusunda biriken kurumiarla ilmî cepheden yapüacak ve blr isdökmeci dükkânında çalışan Musblr yangın başlangıcı vukua gelnıiş. tafa, Cemal, Ali ve İstavro adlann bin liraya sigortalı üç katlı ahşab ev saklnleri t*rafmdan söndürül tatlstik vücude getirilecektlr. Ko binanın üst katmdaki soba borsunmisyonun netice hakkında vereceğl da dört lşçl kaynar kalay kazanmı da biriken kurumlar yangına sebe müştür. rapor, lleride yapüacak yardımlar? kalıplara dökmek üzere kaldırdık esas olacaktır. ları sırada kazaen devrilen kazan dan dökülen kızgın kalaylarla muh telif yerlerinden yanmışlar, BeyoğTerfi eden nahiye müdürleri lu hastanesinde tedavi altma almTakslm nahiyesi müdürü Hıüusl mışlardır. Akpulatla Küçükpazar nahiyesi müdürü Ali Rıza Erman kıdem v« Kaşer peyniri kalmamış! ehliyetlerine binaen Dahüiye VePiat Murakabe bürosunun yaptıkâletince bir derece terfl ettlrü ğı tetkiklere göre, plyasada toptan mlşlerdlr. satılacak kaşer peyniri kalmamıştır. Maarif Vekâleti resmî, hususî, ecDün. alâkadar makamlara gelen Yamız Kayseriye ve Balıkesire sevmalumata göre, İngiliz kontrol ma nebi ve ekalliyet mekteblerinde, ta Üsküdar ve Adalarda pasif kolunacakları İddia edilen külll yetll iki parti vardır. Fiat Muraka kamları Portsaldde bir müddetten lebeye istlfadell eserlerden mürekkorunma tecrübesi be bürosu bunîarın İstanbulda kal beri bulunan 30,000 çuval kahve keb birer kütübhane vücude getlÜsküdar ve Adalar kazalarında masını temine çalışmaktadır. nin Türkiyeye geçmesine müsaade rilmeslni bildirmiştl. da yakmda pasif korunma ve paMekteb idarelert, verilen kitab lisetmîstir. Bu kahveler azamî süratle raşütçülerle mücadele denemesl yatelerine göre kütübhane tesislne getirileoektir. pılacaktır. Bu İki kaza lâzım gelen başlamışlardir. İlk tedrisat yapan Diğer taraftan muhtelif Yakınşark te^kllât ve hazırhklarını ikmal ettransit merkezlerlnde bulunan ve mekteblerde kurulacak kütübhane Ukierini Vilâyet Seferberlik mü lerde, bilhassa çocuklarm fikrî ve memleketimiz için slpariş edilen bir dürlüğüne bildlrmişlerdlr. Tecrübeinkisaflarını çok maddeler de gelecektir. Bu mad terbiyevî bakımdan nin bu iki kazadan ilk evvel hangideler meyanında çuval ve çuvallık temin edecek eserler bulunacaktır. sinde yapüacağı bugünlerde anla kanaviçe, çay, ham kauçuk ve lâs Vekâlet, çocuk neşriyatını mura şüacaktır. Diğer kazalar da hazırkabeye tâbi tuttuğundan, seçilecek lıklarmı ikmal ettikçe Vllâyete hatik gibi maddeler de vardır. eserler murakabe komtsyonunca ber verecekler, bunu müteakıb buPiyasada dün bu haber büyük bir tasvib edilenlerden olacaktır. Ay ralarda da tecrübe yapüacaktır. kında bir endişe vardır. memnunlyet uyandırmıştır. İngiliz Arnavudlukta harekât yapan ve çok ihracat firmalarile tekrar temas te rıca çocuk mecmualan ve gazeteispirto istihlâk eden bazı birliklerde min olunmuş ve sipariş verilmeğe leri de alınacaktır. Yeni bir cemiyet Halen, kütübhane teskilâtını tagörülen gerilemenin bu sebeden ileri başlanmıştır. Bu şekilde piyasanm mamlamıyan mektebler, ecnebi ve İzmir ikinci erkek lisesi mezun geldiği sanıhyor. muhtac olduğu mühim maddelerln getirtilmesi imkân dahiline girmiş ekalliyet mektebleridlr. Maarif mü ları d ü n öğleden sonra Eminönu Aşinamız bir şoför bize: dürlüğü, yeni bütçelerine kütüb Halkevinde blr toplantı yapmışlar Yahu! Bizim ispirto kullanmamızı olacaktır. hane tahslsatı koymaları için, bu dır. İstanbulda yüksek tahsüe de* Yakınşarkm en mühlm transit mekteblere tebligat yapmıştır. Mümenederken, arabalara ispirto içirmek vam eden ikinci erkek lisesi me doğru mu? Biz ayılırız ama arabalar merkezi olan Portsaidle İstanbul fettişler, yapacaklan teftişlerde kü zunları a r a l a r m d a bir cemiyet kursızarsa güç ayıhr, diye serzeniş etmiş arasmda muntazam muvasalanm tübhane vazdyetini de kontrol ede mağa teşebbüa ettlklerinden, ceml" temini için yeni bazı tedbirler de ceklerdir. tir. yete aid nizamname uzerinde ı a ü * almmış bulunmaktadır. zakerelerde bulunmiışlar ve eemlOtomobil benzinlerine ispirto karıştıİhracat ehemmiyetli bir kaç partinin ihrac yetin k a n u n l muameleslnl t a m a m * rılması meselesi hakkında henüz Yelamak üzere bir heyet seçmişlerdlr. Son zamanlarda Mısıra tütün ih muamelesi ikmal olunmuştur. şilay cemiyeti fikrini beyan etmem'.ştir. ettikten sonra Diğer taraftan dün Yunanistana Cemiyet teşekkül Bu kabil ayyaş arabalara azanın bin racatımız artmıştır. Nefis Türk tütünleri sık sık muhtelif partiler ha balık, İsviçreye fmdık ve Almanya gencler bir d« talebe yurdu acacakmesi menedileceği tahmin olunmaklardır. llnde Mısıra gitmekt«dlr. Dün de ya tütün ihrac olunmuştur. tadır. B. FELEK 30 bin çuval kahve Mekteb kütübaneleri Portsaid'de bulunan Kitabları, Mura kahveler şehrimize kabe komisyonları seçecek getirilecek Jean, erkadaşlarile beraber kendisini meçhul bir istikamete götürecek olan trenin loş vagonlarından birinin köşesine büzüldüğü vakit eski bir alışkanlıkla cebinden küçük not defterini çıkardı. Yalnız kaldığı ve canı sıkılmağa başladığı zaman daima böyle yapar ve onun, sivil hayatının muhtelif safhalarının birer aynasını teşkil eden mini mini yapraklar karşısında teselli ve sükun bulurdu. Asker olduğu sırada baş tarafa ismile beraber kıt'a adresını de yazmayı ihmal etmemişti. Şimdi, sahifeleri çevirirken, hiç bir işe yaramıyacak olan matbu kaydlerin hiza sında boş kalan noktaları dudaklarmda müstehzî bir tebessümle gözden geçiriyordu; telefon numarası... Bankadaki hesab numarası.. Lüzumlu adresler.. Ve saire.. Alt tarafta kırmızı bir çerçeve ile çevrilmiş kısa ve eksik cümle büsbütün tuhafına gitti. Yüzündeki tebessümler gülümseme şeklini aldı: «Tehlike anında yı haberdar ediniz!.» Bu, belki diğerleri için çok ehemmiyetli telâkki edilebilirdi. Fakat Jean bu cümlenin boş yerlerini doldurmak ihtiya cında değildi. Çünkü hayatta yapyalnız, tek başma idi. Akraba, hısım namına hiç kimsesi yoktu. Lâkin, tam o esnada biraz evvel istasyona sapılacak sokagın köşesinde duran gene kızı hatırladı. İki katlı küçük evin kapısına dayanmış, gözleri hüzün ve kederle dolu, hareketsiz, onların geçisini seyrediyordu. Endişe ve ıstırab içinde olduğu pek belli idi. Fakat fazla heyecan ve telâş göstermediğine göre mütereddid nazarlarının kalabalık arasında bir sevgili, bir nişanlı siması aramadığı muhakkaktı. Çehresinin esmet izleri, kalbinin bütün üniformalı delikanhlara karşı sonsuz bir şefkat ve merhamet hissile çarptığmda şüphe bırakmıyordu. Jean, kurşun kaleminin ucunun dudaklarının kenarında sıkıştırıp ıslata raktan uzun uzun düşündü. Gene kızın dağınık kumral saçlı başınm tam üstünde dikkatine çarpmış olan numarayl hafızasında canlandırmağa çalış ü.. Galiba 83 tü. Galiba degil, 83 ol ^ Tehlike anında = = KUçük hikâye ^ duğu muhakkaktı. O halde eksik cümleyi bu adresle tamamlayıverse ne olurdu? Jean tekrar gülümsedi ve kurşun kalemini boş kısım üzerinde yavaş yavaş gezdirdi. Kırmızı çerçeve içindeki cümle şu hale gelmişti. «Tehlike anında istasyona sapan sakağm köşesinde 83 numarah evdeki nişanlımı haberdar ediniz1» On ay sonra 83 numaralı eve, şehrin öbür ucundaki hastaneden kısa biı mektub geldi. Altında «bir hastabakıcı. imzası vardı: «Madmazel, diyordu, nişanlınız çok tehlikeli bir vaziyettedir. Yüzünüzü görmek ve sesinizi işitmekle belki son demlerinde bir teselli ve inşirah bulur Saniye kaybetmeden lutfen gelıniz!» Gene kız, kâğıdı parmaklarının ara sında defalarca evirdi, çevirdi. Yapılacak iş, mukaddes bir vazife idi. Biı harb yarahsınm acılan onun huzurile azalacak, belki de büsbütün dinecekti. Ne yazık ki, mektubun hitab ettiği asıl kadm kendisi değildi. Mutlaka adreste. evin numarasında bir yanlışlık olmuştu Çünkü hiç kimseye beraber yaşamak için söz vermemişti. Fakat hakikî nişanlı bulununcuya kadar yaralınm dün yaya ebediyen gözlerini yumması ihtimali vardı. Ona son dakikalarında bir iki tatlı sözle manevî şifa sunmasına mâni olacak bir ilişiği var mıydı? Hayır.. O halde niçin tereddüd ediyordu? Yoldaki dükkânlann dirınden biraz çiçek ve meyva satm aldı. Doğru has taneye koştu. Pembe yanaklı, kısa boylu hastabakıcı gözlerinin içine bakarak: Kendisile görüşülmesine doktorlar müsaade etmiyorlar ama, dedi, ben onun sizinle karşılaşmasının iyi neticeler vereceğine kailim.. Fakat hemşire.. Fakatı makatı yok. .Girin, karyo = = = Fransız harb hikâyesi lasının yanı başına oturun. Yalnız, çok rica ederim, kat'iyyen ağlamayın.. Hattâ kederli görünmemeğe çalışın!.. Kapıyı yavaşça iterek içeri girdi. Ayaklannın ucuna basarak ilerledi. Asker, birdenbire gözlerini açmış, lâkın hiç de şaşkınlık alâmeti göstermemişti. Aman yarabbi, yüzü ne kadar zayıf, rengi ne kadar sarıydı. Zorla gülmeğe çalıştığı çok belli idi. Bu tebessüm adeta kunıkafaların kemiklerini süsleyen sırıtmaları andırıyordu. Arkasına döndü. Hastabakıcı kollarrni göğsünün üzerinde kavuşturmuş, hiç kıpırdamadan bir heykel gibi duruyordu. Kız. endişeli nazarlarla ondan şöyle bir sual soruyor gibiydi: Bu bitkin zavallıyı hâlâ kurtar mak imkânı mevcud olduguna kaninisiniz? Hastabakıcı ne demek istediğini anlamışa benziyor görünüyordu. Başını, bir sözü tasdik eder tavırlarla salla mağa başlamıştı. Çiçekleri komodinin üstüne bıraktı. Yarahnın iskeleti andıran parmaklarını yumuk ellerinin 1çerisine aldı: Hiç üzülme, dedi, sen îyi oluncaya kadar yanından ayrılmıyncağım! Jean, bir saniye parmaklarıru gene kızın elinden kurtardı. Battaniyenin kenarmda yuvarlanacakmış gibi duran elmalardan birini aldı, okşadı, sonra dişlerinin arasma götürdü. Nazarları karşısındaki pencereden dışanya uzanmıştı. Gök maviydi, ağaçlar çiçek açmıştı. Biraz evvel kendisi için en hayırlı bir âkıbet telâkki eden adam, fikrinden caymışü. Yaşamak ve mes'ud olmaV istiyordu. • *• 1 Adınız ne? diye sordu. Solange! Cevabını alınca yeıü btr sual dahı ortaya attı: Niçin her gün gelip sabahtan akşama kadar benimle beraber oturuyorsunuz? Bu fedakârlığuuza sebeb n»?. Gene kız ba?ını önüne eğerek kekel»ledi: Asü nişanlınızı bulmak Içln çahşıyorlar.. Belki yakında gelir, çimdilü ben ona vekâlet ediyorum. Yaralı bir müddet daldı. Sonra hayret içerisinde iki tarafına bakındı: Sözlerinizden hiç bir şey anlamadım ama, sakm beni terketmeğe kalkmayın.. Daha iyi olmadım.. Sizsiz mutlaka ölürüm. Yaralandığınız zaman adreslmi defterinizde buimuşlar.. Bana mektub yazdılar.. Onun için geldim.. Jean, elnını buruşturarak maziyi hahrlamağa çalıştı. Dudaklaruu, üpkı defterindeki kırmızı çerçeveli eksik cümleyi tamamlarken yüzünde belirmiş olan tebessümün ayni süslemişti. Evet, dedi, yalnızhk ve HmsesİJlik bana bu adresi oraya yazdırdl. Arkadaşlarla beraber köşeden geçip istasyona gelirken sizi görmüş, çok beğenmiştim.. Fakat bu intihab, tek tarafh olduğu için beni affediniz. Fikrinü almadan yapbğım küstahlığı mazur görünüz! ' Haftalar geçti. Bir gün Jean arkasına yığılan yasüklara dayanerak karyolada oturabilmek kudretini hissetmişti. Çukur yanaklarmı zaman zaman hafif bir pembelik kaplıyordu: ı Gene kız tekrar başını önüne eğerek cevab verdi: Beni buraya her gün taşındıran şeyin sade merhamet ve şefkatten itaret olmadığını size artık itiraf edebilirim. ' Jean içini çekti: Benim gibi beş parasız ve işsiz, güçsüz bir adamla evlenmek bir çü gınlık olmaz mı acaba? Hiç zannetmiyorum.. Gördüğünüa ev benim.. Eh elimde dikişçilik gibi bir de san'atım var.. Mademki ölümle savaşıp onu yenmeğe muvaffak olduk, hayat mücadelesinde de muzarfer olacağımızdan eminim! Ahmed Hidayet

Bu sayıdan diğer sayfalar: