28 Şubat 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

28 Şubat 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 28 Şubat 1941 Askerî musahabe Üniversite talebesinin vaziyeti hakkmda Bakkal Kahramanı İtalyanlar. Anadolu sahiline yapışık gibi Rektör izahat veriyor öldüren arabacmm Sabık Kocaeli meb'usu dün Ağırceza olan bu adayı ellerinde bulundurmakla Son günlerde bazı gazeteler medremuhakemesine selerde oturan talebelerin hayatını onu Türk topraklarma yapmayı diişün gösteren muhtelif yazılar ve resimler mahkemesinde sorguya çeküdi. Muhakebaslandı neşretmişlerdir. Bu neşriyat Üniversite dükleri bir ihrac hareketinde basamak muhitinde teessürle karşılanmıtır. Rek Geçen şeker bayramının üçüncü güme hafi olarak devam edecek tör Cemil Bilsel, kendisile görüşeYı bir nü akşamüstü Üsküdarda Atlamataşınmuharririmize, fakir Üniversite talebe da bakkal Kemal Kahraman, dükkâgibi kullanmak emelinde idiler lerinin himaye işi ve bu hususta ya tunda öldürülmüştü. Bu cinayete aid ılacak esaslı teşebbüsler hakkmda şu zahatı vermiştir: « Fatihteki medreselerde bazı Üniversitelilerin günlük hayatını tasvir eden gazetelerdeki yazılan teessürle kudum. Üniversitenin 8000 talebesi vardır. Bu miktar talebe içinde sekizinin bile fakrinden ve zaruretinden şikâyet edecek ve herhangi bir kimseye el uzatacak seviyede olmadığına •minim. Fakirlik ayıb değildir; fakirlikten şikâyet etmek ayıbdır. Bürs almak için pek iyi derecede olan talebe içinde izzeti nefsi, bunu almağa müsaid olmıyanlan gördüm ve kendileine: «Hayata atıldıktan sonra bunları taviz edersiniz. İleride okuyacak arkadaşlarınız için yardım etmek üzere size bir çesid ödüne veriyoruz.» dedim. Türk Üniversitelisinin izzeti nefsi bu kadar yüksektir. Her birimiz tahsü hayatmda zaruret geçirmişizdir. Talebemizin beşte dördü meccanî okumaktadır. 2500 talebemiz milletin parası ile yurdlarda, Askeri Tıbbiye ve Yüksek Öğretmen okulunda okutulmaktadır. Her fakir talebe bunlara girebilir. Talebe yurdu açıldığı zamanda dahi buraya giremiyecekler ve çalışaeaklaıdır. Üniversite, talebe için 52 bürs sahibidir. Bunu, pek iyi çalışan fakir talebeye veririz. Gene fakir talebeye kitab yardımı da yapılmaktadır. Medreselere gelince, Vali ve Belediye Reisimizin iki ay evvel, buranm tamiri ve elektrikle tenviri için karar aldığı malumdur. Şimdi talebemiz arasında bir anket açıyoruz. Her birinin Içtimaî vaziyeti tespit edildikten sonra neticeye eöre esaslı tedbirler alınacaktır.» muhakemeye, İstanbul birinci ağır ceza mahkemesinde dün başlanmıştır. Suçlu arabacı Şadan Özörendir. Muhakeme kararnamesine göre, hırsızlık ve eroin bulundurmak suçlarından yedi sabıkah arabacı, o akşam bakkalın dükkânına gelmiş. bakkal dışarıda dükkân kepenklerini takmakla meşgulken çekmeceyi açmış ve altı lira almıştır. İçeriye giren Kemal Kahraman, şüphelenmiş, çekmecesine göz gezdirmiş ve soyulduğunu anlamıştır. Dükkân sahibinin alınan parayı geri istemesi üzerine, Şadan Özören, tezgâhtan bir kilo ağırhğında ustuvane şeklinde bır demir tartıyı kapmış, hızla vurarak, bakkalı başından ve sırtından yaralamış, kaçmıştır. Ağır yarah genc, kafatası kırılmasının tesirile, Haydarpaşa Nümune hastanesine götürüldükten 45 dakika geçer geçmez ölmüştür. Hırsızlık suçunu kolaylaştırmak için adam öldürdüğü neticesine vanlan Şadan Özörenin bu suçu, ceza kanununun ölüm cezası yazıh 450 inci maddesine uygun görülerek, mevkufen muhakemesine karar verilmiştir. Suçlu, mahkemede de suçunu bu yolda itirafla, suç aleti yaptığı dirhemi denize attığını söylemif, diğer taraftan, bakkalın peynir kestiği bıçakla üzerine yürüdüğünü, bu sebeble kendi canını korumak zorunda kaldığmı iddia etmiştir. Mahkeme, ölen gencin annesi Gülizann müdahil olarak davaya kabulünü ve şahidlerin çağuılmasını kararlaştırmıştır. Meis adasının rolü Teessür uyandıran neşriyat ( Şehir ve Memleket Haberler. j İ H E M NALINA MIHINA Üsküdar cinayeti Sırrı Bellioğlunıın muhakemesi Güzide misafirimiz O ki gündenberi Türk milleünin misa* firi olan M. Eden, İtalyanın Habeşistana taarruzu sırasında gösterdiği tecellüd ve azimkârlıktan dolayı, bütun Türklerin sevgisini kazanmış bir İngiliz devlet recülüdür. Biz, merd vo kahraman bir millet olduğumuz için, böyle metin ve irade sahibi yüksek seciyeli insanlan severiz. O zaman M. Eden, müstevli ve mütecaviz İtalyaya karşı yumusak değil; !>ert davranmak ve barb pahasına oka da iktısadî ve askerî topyekun zecrî tedbirleri şiddetle tatbik etmek taraftan idi. Fakat Ingiltere o zaman, hâlâ Büyük Harbden sonra kapıldığı rahavet ve sulhperestlikten kurtulamamıştı. Gevşek devlet adamiarının idaresinde idi. Buna, M. Eden'in tamamile aksi bir karakterde olan entrikacı politika muhtekiri Laval'in çevirdiği dalavereler de inzımam etti. Ingiltere, biitün azamet ve haşmetine, satvet ve kudretine rağmen, Sinyor Mussolini'nin yumruklannı sıkarak söylediği nutuklar karşısında ricat etti. Belki de, İtalya blöf yapıyordu. Ingiltere, ricat etmeseydi, Mussolini harbe cesaret edecek miydi? Bu cesareti gösterseydi, ne olacaktı? Ne olacağmı, işte şimdi görüyoruz. Bizzat İtalyan diktatörü, son nutkunda, İtalyanın 1935 tenberi barbde olduğunu, harbe hazırlandığını söyledi. O vakittenberi durraadan harbe hazırlanmış olmasına rağmen, İtalya İngilterenin yan kuvvetine bile dayanamamıştır. İngiltcre, İtalya ile sadece tek kolla güresen ve hasmını ezen bir pehlivan vaziyetindedir. Libyada, Eritrede, Somalide, Habeşistanda, Onikiadada, Akdenizde, Kızıldenizde, Hind Okyanusunda, her yerde İtalyayı mağlub ediyor. D Anadolu karasulannda Meisin mevkiini ve Türk vatanile yakın münasebet derecesini gösterir harita Meis yahud Kasfında, önünde ve yatellorizo denilen kümnda olan büyük ve çücük ada, 25 şuküçük cümle çalusu batta İngilizler tara(çalısı) kara adalarfından işgal edildi. ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ dır. Hem kenarları Bu hâdiseyi haber gayet derindir.» veren İngiliz resmî tebliği, adada, bir İAda Türkler tarafından zaptedilmeden talyan deniz tayyare üssü olduğunu bil evvel kalesi nıamur ve hasılatı Aziz dirmektedir. Bu ada, Türk karasuları Yahya kiüsesine vakfedilmiş iken Rodonın içinde ve karşısındaki Türk sahille sun sukutile beraber Meis de düşmüş, rinin burnunun dibindedir ve coğrafî ahalisi kaçmış, harab olmuştur. Fakat, vaziyeti icabı, yüzde yüz değil; yüzde Anadolu sahiline yakın olduğu için, bin Anadoluya tâbidir. Bu bakımdan kendini çabuk toplayarak tekrar şenlenTürkiyenin öz malı olmak lâzım gelir. meğe başlamıştır. İki eski hisar kasabaFakat, İtalya, bilhassa Sinyor Mussoli ya, limana ve dış limana hâkimdir. Ani'nin cihangir olmak sevdasına kapü damn deniz seviyesinden sekiz yüz kamış bulunan karagömlekli faşist İtalyası, dem yüksek olan zirvesinde bir müstahbu adayı sahibine iade etmemek için, kem mevki harabesi bulunmaktadır ki büyük ve o nispette de şüpheli bir inad :eshiri imkânsız görünür. * Ve ısrar göstermiştir. Bu malumaü merhum Ali Haydar İşte bu inad ve ısrardır ki Türkiyede, Emirin bir eserinden aldım. Kıymetli faşıst İtalyanın kötü niyetler beslediği deniz tarihçimiz, eserinde «Şarktan ne dair pek haklı şüpheler uyandırmış mektublar: 1828) unvanb. bir eserden tır. Çünkü, bu küçük adanın Antalya Meis adası hakkmdaki aşağıdaki tafsikıyılarma yapılacak bir ihrac için, basa lâtı da ilâve ediyor: mak teşkil etmekten başka biç bir kıy«Strabo tarafından Sisene, Pellini tameti yoktu. İtalyanlar, adayı Türk top rafından Ruce, Batlamyus tarafından raklarmda elde etmeği düşündükleri da Meciste denilen adanın bu, olması köprübaşı mevziine iskele olarak kullan muhtemeldir. Sahile çıktık. Sefil bir mak için, istiyorlardı; fakat böyle bir kahvehaneye gittik. Bize ev sahibi vaziharekete kalkıştıkları zaman, başlarına fesini gören meyhanecinin keklik ve geleceği bilmiyorlardı. pilâvdan ibaret yemeğizimi hazırladığı Bugün adanın müttefiklerimiz İn müddet zarfında kasabayı tetkik ettik. gilizler tarafından işgal edilmiş Kasaba tahminen 500 evden mürekkebolmasına rağmen, fazla tafsilâta giriş di. Bunlar arasında fakrü zaruret izleri meden şunu söyliyelim ki eğer, İtalyan sezilmiyen hiçbir ev görmedik. Hatta lar Meis'i bir basamak gibi kullanıp da bazıları tamamile harab ve boştu. AdaAntalya sahiline çıkmoğa kalkışsalardı, nın son ahalisi ağanın zulüm ve irtikâ1911 de Trablusgarbla Bingaziye taar bından kurtulmak için Antalya ve Karuz etükleri zaman, rasladıkları muka raman sahilinin diğer şehirlerine kaçvemetin bir kaç yüz misli şiddetlisini mışlardı. Geriye kalan pek az kimseler bulacaklar ve denize döküleceklerdi. de Suriye ve Mısır sahillerinde işleyen Biz, Meisin İtalyanın eline geçtiği gün ;emilere kılavuzluk veya karşı sahilledenberi böyle bir hareketi bekleyip rin ormanlarında odunculuk etmek, Sikdurduk amma İtalyanlar, şükretsinler ki lad adalarmdan şarab ve Antalyadan böyle bir maceraya teşebbüs etmediler. zahire getirerek bunları arasıra limana Bu satırlan yazdığımız saate kadar uğrayan gemicilere satmak suretile aııMeisin İngilizler tarafından işgaüne dair cak geçinebiliyorlardı. Ada parlak ve tafsilât gelmediği için, adanın bir mu kilsi bir toprakla örtülüdür; fakat meyharebe neticesinde mi, yoksa mukave va,ot ve mahsul yetiştirmeğe müsaid metsiz mi zaptedildiğini bilmiyoruz. Her değildir. Hatta yerliler içecekleri suyu iki şekilde de İtalyanların mutadları bile kış yağmurlarmın doldurduğu sarveçhile burada da dokunmadan yıküdık mclardan ve yakın sahillerde mevcud kuyulardan tedarik ederler. Ticaretleri ları anlaşılıyor. yoktur. Gerçi Yunan inkılâbmdan evvel *** Hidra ve Speçya adalarile ufak mikyasMeis yahud Kastellorizo adası hakkın ta bir gemi kerestesi ticareti yapıyorlarda, biraz malumat vermeği faydalı bu mış ise de, sonraları bu da Türk hükuluyoruz. Rodos limanından 68 mil me meti tarafındA menedilmiştir. Yarın eaiede bulunan bu adaya eski Türk de zirvesinde ve deniz sathından yüzlerce nizcileri «Kızü kale» derlerdi. Muhtelif kadem irtifada vaktile Cenevizliler tadevirlerde adaya hâkim olan Cenevizli rafından bina edilmiş bir kale harabesi lerle Afalbzlar, buraya Kastel Rosso a vardır. Eski malzeme ile yapılmış olan dını vermişler, Yunanlılar da, bu ismi bu kalenin teçhiz ve tahkimi gayrikabiltahrif ederek Kastellorizo şekline sok dir. Aşağıda ve burunun karşısında kâtnuşlardır. Adaya «Kml kale» denilme in küçük bir tabya Kastellorizo kalesini einin sebebi, Karaman sahiline hemen ikmal eder. Lâkın 1770 senesinde mevbitişik gibi olan adayı teşkil eden sarp kii zapt ve istihkâmları tahrib eden Ve dik kireç taşı yarları arasında aşı Rusların eski kale duvarlarında açmış boyası cinsinden kırmızı bir nebatın ye olduklan rahneler hâlâ kapatılamamıştişmesinden ileri gelmektedir. Bu kırmızı tır., tnaddenin kokusu bütün kayaları kapIar. Sir K. Fellow'un 1838 de bu ada için «sahilde fevkalâde haizi ehemmiyet bir Adanın Türk hakimiyetine geçmeden adı Meciste ve muharref olarak Meis noktadır.» demiş olduğunu Alexandre idi. Muhiti 15 mildir. Poyraz istikame Findley söylüyor. Bu cümle İtalyanların tindeki limanı iyidir. Balıkçıhkla geçi Meisi bize ne sebebden terke razı olmanen yedi bin kadar nüfusu vardır. Ada dıklan hususunu tenvir edebilir. *** nın arazisi dağlık ve kayalık olduğu ve Yukandaki tafsilât gösteriyor ki Meis akar suyu da bulunmadığı için ziraate müsaid değildir. O tarihte, bir eğlence şehrinde, vaktile Piri Reisin Kitabülbahriyesinde şu şahane bir evken sonra amele mahallesi izahat vardır: cDenizden varırken ol adanın alâmeti şeklini almış bir evde oturuyordum. Bebudurkim, mezbur adanın karşısında nim oturduğum katta, kendi halinde yaAnadolu kenarları ulu dağlardır. Ol jayan, sessiz sadasız bir adamcağız vardağların altında, Misi adası iki çatal dı ki, kazinoda bir vazifesi bulunduğunu hem kızıla mail dağdır ve ol dağın her söylüyor ve on beş yaşınddki kızcağızile tarafı yalım kayalardır. Mezkur adanın oturuyordu. Bu geniş ve sevimsiz iki odayı, içinde bir kalesi vardı. Rodos fetholuncak mezkur kalenin kâfiri Kıbns adasına kaybolan bir kaç parça eşya ile beraber kaçtılar. Şimdiki halde harabdır. Hisar kiraiadığım zaman beni tebrik etmiş önünde kızıl tuzla vardır. Ol tuzlanm «buraya gelip oturmak, tam bir muharyanında hüdaî (tabiî) liman vardır ve rire yakışır fikir doğrusu» demişti. Nezaketen: gayet hub limandır. Büyük parçalar girer, zira derindir ve hisara karşı deniz Kazinodaki vazifeniz nedir? den yaturlarsa"her yeri yataktır.» Diye sorunca, müphem bir cl işaretile: Eh işte... Şu, bu... Çahşıyoruz, diye Piri Reiajl kitabının diğer bir nüshaBinda da fazla olarak şu malumat var cevab vermişti. dır: O günden sonra, ona, çarşıda, sokakta «Bir kâfir kadirga ile denizde harami bir kaç defa tesadüf ettim. Çok çahştıUk edermiş. Ol kâfir mezbur adayı ğım günlerin akşamlan bazan yalnız bafrengistanda bir kiliseye vakfeylemiş, şıma sokağa çıkar, bahçelerJen geçerek. henüz ol ada frengistanın vakfıdır. Şam deniz kenarına inerdim. Gene böyle yorgun olduğuın bir gece, karşısından nekadar kâfir haramisi gelürse âkrolan adadan kılavuz ve zahire deniz kenarmda biraz fazla oturmuş, alurlar. Mezbur adanın Anadolu tara gecenin sükunetinden, kabil olduğu kadar ve uzun müddet istifade etmek istemiştim. Ufuklardan serin bir rüzgSr es:yor, deniz, tembel tembel kıyılerı dövüyordu. Sahile bağlı kayıklarda fenerler yanıyor, denize, sallanan ynldızlarla süslü, bir başka karanhk sema manzarası veriyordu. Bahçelerde kimseler yoktu. KazinoMeşhur Rus ihtilâlcisine dair daki son kumarbazlar da çektlip gitmiş, hinadaki ışıklar birer birer sönmüştü. yazısını yannki sayımızda Şarkı süyliyen bir kadın sesini, bir ookuyunuz. tomobil hızla alıp götürdü. Ses, gecenin Abidin Daver Yazan: Zabıta vak'aları . Galata Medrese sokak 18 numarada oturan Ali, Tophanede Kasablar sokağında ahçı Ahmedin dük kânında yedlği balıktan zehirlen miş, Beyoğlu hastanesine lcaldırıl mıstır. * HaSköy caddesi 73 numarada oturan Cemal, Hasköy Lskelesinden ot balyası taşırken ayağı kayarak düşmüş ve ot balyası altmda kal mak suretile yaralanmıştır. Cemal, kazayı müteakıb Beyoğlu hastane sine kaldırılmıştır. * Şişli Eşrefefendi sokağında 103 numaralı evin tamiri işinde çalı şnn amele Hüseyln, takmağa çalıştığı demir kapmm düşmesi neticesinde başmdan yaralanmış, Beyoğlu htLStanesine kaldırılmıs.tır. MAAR1FTE Talebeler için ucuz kitab Talebelerin ucuz kitab \edarik edebUmeleri içlru Üniversite Rektörlüğü İle Maarif Vekâleti ara smda devam etmekte olan temaslar milspet olarak neticelenmiş, Maarif kütübhanesinden toptan aIınacak kitablarda yüzde 20 tenzllât yapılması kararlaştırılmıştır. Her fakülte Irendisine aid olan itabları kütübhanelerden toptan alacak ve tenzllâtı yapmak suretile talebelere tevzl edecektlr. Sırrı Beliioğlu Ağırceza Eski Kocatli meb'usu Sırrı Beliioğlu hakkında, mülkî bazı makamlara VP sivil muhtelif kimselere gönderdiği bahis mevzuu olan mektublardan dolayı, İstanbul Adliyesinde tahkikat yapılıyordu. Mavi ve saman rengi kâıdlar üzerine yazı maklneslle tespit edilmiş olan bu imzasız mektubları kimin gönderdiği araştırılırken, geçen sene eylulü nün ikinci günü, Sırrı Bellioğlunun FındıkJıda tütün deposu civarmdaKi posta kutusuna İki mektub attığı fförülerek, hal ve hareketi şüphe uyandırmıştır. Bunun üzerine hüvlyetl sorularak, Bostanbaşı karakoluna davet olunmuştur. Müteakıb safhada evinde yapılan aramada, gönderilen mektublardakilere uy gun renklerde kâğıdlar, bu mektubIarnı yazılarmdaki harflerle teta buk gösteren bir yazı makinesile gönderdiği adresler not edilmiş, blr mahkemesi huzurunda Uste ele geçmiştir. Sobada da yaKilmış ve kısmen kül haline gelmiş teâğıd parça'arı bulunmuştur. Tevkif edlien Sırrı Beliioğlu hakkmda. bazı manevî şahsiyetlerl tahkir etmekten ve tahrik, teşvik yollu propaganda yapmaktan devam eden tahkikat, bitmlş, birinci sorgu tarafından kendisinin 69, 80, 142, 158 ve 159 sayılı maddelerine göre muhakemesine karar verilmiştir. İstanbul ikinci Ağırceza mahkemesi, dün saat on dörtte, Sırrı Bellioğlunun mevkuf olarak muhakemesine başlamıştır. Açık celsede hüviyeti zapta geçirilerek muha keme kararnamesi okunmuştur. Bundan sonra, mevzuun, âmmenin emniyetine taaluku Itibarile celsenln devamının kapalı celseye çevrilmesl ve muhakemenln o suretle yapılması kararlaştırılmıs., salon boşaltılmıştır. 1KTISAD Pirinc fiatları fstanbulun pirinç ihtiyacı Hatayla Boyabaddan temin edilmekte dir. Şehrlmize günde on beş vagon pirlnç gelmektedlr. Hiç sebeb yokken bakkallar pirinç fiatını 35 ten 38 kuruşa çıkarmışlardır. İcab ederse Belediye pirince narh koyacaktn*. Bu hususta tetkikat yapıl mak ta dır. ADL1YEDE 4 aya mahkum oldu Melek lsminde bir kızı yanmda alıkoyduğu için mevkufen muha keme edilen Nihad Özöz lsminde bir genc, İstanbul sekizincl asliye ceza mahkemesinde dün akşam üstü dört ay hapse mahkum olmuştur. Mevkuf, koridora çıkarılır çıkarılmaz, annesi Servetle birlikte raahkemeye gelen Meleğin üzerine atılmış, kıza bağıra ça&ıra tekme at mıştu". Bu sırada yanındakiler tarafından kollarından tutularak geriye çekilmiş ve hâdlsenm büyümeslne meydan verilmemiştir. Hak kmda bu cihetten de tahAikat ve takibal lcrasma geçilmiştir. İtalya, yalnız muazzam İngiliz İmparatorluğuna değil, küçücük Yunanistana da mağlubdur. Halbuki İtalyanın karşısında, bugün, İngilterenin yarısı bila yoktur; asıl İngiliz kuvvetleri, Almanyanın karşısuıdadır. 1935 36 da Hitlcr, henüz zayıf olduğu için, İngilterenin, İtalyayı ezmesine seyirci kalacak, bugün yaptığı gibi hem İngilterenin asıl kuvvetlerini Büyük Britanya adasında ve etrafında rutarak, hem de, sağda solda, İtalyanların doğrudan doğruya imdadına koşarak Mussolini'ye yardım edemiyecekti. O zaman İtalyanın kolu kanadı kırılnıış olsaydı, elbette, şimdi bu harbe iştirak edemezdi. Demek ki M. Eden'in İtalyaya karşı, icab ederse, harbe kadar gitmek siyaseti gayet doğru imiş; bütün hazırlıklanna rağmen İtalya, nekadar hazırlıksız da olsa İngilterenin karşısında sekiz aydan fazla dayanamıyacakmış! İşte, bugünkü muhterem misafirimiz, böyle uzak ve doğru göriişlü bir devlet adamıdır. GörUşünün isabeti beş sene gibi kısa bir zaman içinde meydanm çıkmıştır. Eğer, 1935 tenberi İngilterenin idaresi M. Çörçil ve M. Eden gibi nzağı görür ve çelik iradeli büyük adamların elinde olsaydı, belki bn harb vuku bulmazdı; yahud daha o tarihte vukna gelerek İngiltere, böyle yalnız kalmadan, evvelâ İtalyanın ve sonra da Almanyanın hesabmı görürdü. M. Eden'Ie 1939 yazında Londrada, Türkiye büyük elçiliğinde tanısmıştım. M. Eden, bir kelime ile tam bir centlmendir: kibar İngilizlerin bütün zarafeti, onun miimtaz şahsiyetinde mevcuddur. Sefarette, bizim kara, deniz ve hava ataşelerimizle herkesten fazla alâkadar olması ve onlarla pek samimî bir surette basbıhal ermesi, asker sevgisi bakımından ruhlarımızdaki karabet dolayısile. M. Eden'i bana daha çok s«vdirmlşti. Türk subaylarile görüşmekten zevk alması. kendisinin de merd bir asker olmasından ziyade, kahramanlık dînine iman etmiş bulunmasından ileri geldiğini sanıyorum. Eğer bu teşhisimde yanılmıyorsam, M. Eden Ankaradald ve Türkiyedeki mispfirliğinden çok memnun olacaktır. Çünkü, bu şehir ve b« memleket kahramanlar yurdudur. Bilmnkabele Türkive de. kahraman İngilia millerinin * n <nİ75(fe mümessilinî misafip > "'"îekle büyük zevk ve şeref duymaktadır. Kütübhaneler pazar günleri de açık bulunacak Dünkü ihracat Konyada buğday satışları Konya (Hususî muhabirimizden) Hükumetin değer fiatile ve Ofis vasıtasile buğdaylarımızı almakta olması halk arasmda büyük bir memnuniyet uyandurnıştır. Halk elindeki fazla buğday sevine sevine silolara getirip teslim etmekte ve parasını almaktadır. Halk, burada iki cihetten memnun bulunuyor: Birisi elindeki buğdayın şimdiye kadarkinden fazla bir fiatla yani kilosu sekiz buçuk kuruş üzerinden satm alınması ve parasının da peşin olarak verilmesi İkincisi halkın nzkını basamak yaparak harb zenginliği payesine çıkmak isti yenlerin önüne dikenli bir telörgü çekilmesi. Konya merkezinde, Akşehir, Sarayönü, Karaman, Çumra, Ereğli, Ilgın Kadmhan, Cihanbeyli mevkilerinde hergün yüzlerce ton buğday teslim edilmektedir. adası hiçbir kıymeti olmıyan çorak ve kurak bir kayalıktan ibarettir. 0nun İtalyanlar tarafmdan bu kadar inad ve ısrarla muhafaza edilmek istenilmesi, Yukarıda da söylediğimiz gibi, srf, Anadolu sahillerine yapılacak bir ihrac bakımından haiz olduğu askerî ve sevkülceyşî ehemmiyetten dolayı idi. Yani, İtalyanların Türk topraklarında gözü vardı. İngilizler tarafından işgal edilmiş olan adanın, harbin sonundaki tasfiyede, asıl sahibine iade edileceği tabüdir. Meis'in zaptını Onikiadanm işgaline başlangıc addederek memnuniyetle karşılarız. ABfbfN DAVER Dün şehrimlzden 411,000 liralık ihracat yapılmıştır. Bu İhracat meyanında Finlandiyaya yapağı, tlftik, Pazartesi gününden Itibaren Ikin deri, İngtltereye ham afyon ve İci sömestr tedrlsatına başlıyacak o talyaya halı ihrac olunmuştur. lan Üniversite talebelerinin çalıgma Et ve ekmek fiatları imkânlarını bulabilmeleri İçin küFlat Murakabe komlsyonu dün tübhanelerin akşam saat 20 ye kadar açık bulundurulmasına karar öğleden evvel ve sonra olmak üzere verilmiştir. Rektörlük, kütübhane iki içtima yapmıs, un ve et fiatlalerin pazar günleri de açılması hu rını tetkik etmiştir. Komisyonun öğleden evvelki içsusımda, lcab eden tedbirleri altimaında yoni tek tip ekmek için mıstır. tertib edilen unun fiatı üzerinde L 1 görüşülmüş ve evvelce 1060 fcuruş olan 72 kiloluk blr çuval una 978 kuruş ifat vazedilmiştir. Be • lediye bu un narhı üzerinden ek• Belediye, geçen sene istimlâk mek çeşnisi tertib ve narh komisislerine 2,034,000 lira sarfetmiştir. yonu yeni tek ekmek narhını koyaBu sene şehir mekteblerinin tamiri caktır. Kasablar cemiyeti mümessilleri icin 80,000. köy mekteblerinin tamiri için de 4C.000 lira sarfedilecektlr. Fiat Murakabe komisyonuna mü racaatle geçen on beş günde kara• Geçen sene Belediye kimyahaA man, dağlıç ve kıvırcık etlerine kone^inde 14,773 parça mevaddı gıdanulan narhm aynen ipkasını te iye tahlil edilmiş, bu 11,710 u mu mer.ni etmiştir. Bu taleb komlsyonvafık, 3063 ü gayrimuvafık bulun ca kabul edilerek narh ipka edil muştur. miştir. •• Kâğıd, mukavva ve tatbikatı * Komisyon pazartesi günkü lcti ithalât birliği heyetl umumiyesl de mamda kuzu etlne de narh koyadün yapılmıştır. Bu birlik anca'k caktır. iki aylık bir maziye malik olduğunKontrolu yapılan ihrac dan idare heyeti aynen ipka olunmuştur. maddeleri • İş Bankası İstanbul şubesi müTicaret Vekâleti tarafından kondür vekili bulunan Mecidin esas va trolu yaptırılmış olan ihrac mad zifesi olan umum müdür muavinli delerinin memleket dahilinde kağine avdeti ve İstanbul şubesi mü labilecekleri miktarı tatadid etmiş dürlü^üne umuml müdür muavini vs bu husustaki emir dün alâkadar Halisin tayini takarrür etmiştir. ma'Kamlara bildirümistir. Verüen • Şileplerin blr elden Idaresine emre göre kontrolu yapılmış tiftik aid kararname âli tasdikten dün ve yar>ağı Dartileri mayıs sezon başı çıkmıştır. Tatbikata pazartesi gü addedi'mek şartile ancak bir sene, nünden itibaren geçileceği anlaşıl yumurta yazm ve kışm 7 ?ün, fınmaktadır. dık İse 20 gün kalabüecektir. Ağır bir cerh vak'ası Küçükpazarda Hacıkadm mahalîesinde Çıkmaz sokağında oturan ve kolonyacı çıraklığı yapan Arif admda bir genc, ayni evde kiracı olarak bulunan Sadeddin adında gencl agn surette yaralamıştır. Arifin kızkardeşile Sadeddin arasında bir müddet evvel başlıyan sevgiyi Arif münaslb görmediğinden Sadeddîne ihtarda bulunarak sureti kat'lyede hpmşiresile alâkadar olmamasmı söylemistir. Ayni ihtarı Arif, kızkardeşlne de yapmıs ve kızkardeşi Sadeddinden uzaiflaşmağa başlamıştır. Fakat Sadeddin de bu vaziyete sinirlendiğinden iki genc arasında bir gerginlik başlamıştır. Nihayet evvelki gece karşılaşan Arifle Sadeddin bu mesele üzerinde tekrar münakaşaya başlamışlardır. Münakaşa kısa blr müddet zarfında blr boğuşma halinl almış ve bu sırada Arif bıçağmı çekerek Sadeddini sol memesi üzerinde ağır surette yaralamıştırVak'ayı müteakıb kaçan Arif, biraz sonra polis tarafından yakalanrnış, yarası ağır olan Sadeddin süs» atle hastaneye kaldırılarak tedavi altına alınmış ve hâdise etrafında tahkikata başlanmıştır. , yorum. Ölü soyucu, soğukkanla, omuzlarını •silkti: Haklısınız, dedi. Aklınıza bin türlü ^ey gelmiştir. İşın aslını elbette anlayamazsıruz. Ben de zaten onun içın buraya kadar geldim. Duyulursa işimden bile olurum. Artık sabnm tükenmişti. Hangi iş? diye haykırdım. Kazinodaki işün acamm! Arîatayım bari; ben geceleri etrafta dolaşır, ölü ararım. Çünkü, ertesi gün, ölenlerin cebleri boş görülurse, bütün paralarmı fcumara verdikleri anlaşılur, kazinonun şöhreti lekelenir. Şu çantayı görüyor musunuz? Bunun içinde para vardır Ölülerin ceblerine, keselerine, cüzdanlarma para koyarım. Sonra da, aşk yüzündeıı kendilerini öldürmüşler zaı>ne dılsin diye, gene ceblerine, basma kalib bir aşk mektubu sokanm. Ben, ağzım bir karış açık, dinliyordum Adam, devam etti: Yalnız bu akşam bir aksilik oldu, ölü üç tane. Halbuki yanımda aşk meklubu iki tanecik kalmış. Bir tanesinin cebine mektub koyamadım. Hazır sizı görmüşken sizden rica edeyim bari. Ne olur, bir aşk mektubu yazsanız da, şu üçncü ölünün cebine koysam. «Beni affet... Sana ıstırab vereceğimden dolayı pek müteessirim.. Jakat bu deliliği artık unutalım... Elveda...» Faîan gibi bir mektub, altına da, rasgele bir kadın imzası koyarsmız. İsterseniz, Simon deyin, meselâ. daha şairane olur değil mi ha? tCısa Haberler İki mahkumiyet kararı Kasımpaşada Nuri isminde birlnl tir kıskançhk yüzünden bıçakla yaraladığı sabit olan Mustafa, İstanbul dördüncü asliye ceza mah kemesinde 21 gün hapse mahkum olmuştur. •• Carşıkapıda tramvay bekleme * yerinde duran Haticenin çantasım kapıp kaçtığı anlaşılan Ali adlı genc, Sultanshmed ikinci sulh ceza mahkemesince on gün hapse mah« kum edilerek. hakkmda tevkif müzekkeresi kesilmistir. l KUçUk hlkâye Merdivenli adam vakit, buralarda, nasıl şüpheli bir iş görmeğe hazırlanıyordu? Yakmımda, kazinonun açık bir pen ceresi gözüme iliştiği zaman adamm hırsız olması ihtimali, birdenbire aklıma geldi. Merdivenini binanm cephesine dayayıp içeri atlayacağını tahmin eltim. Fakat o, bilâkis, yolunu değiştiriverdi, kazinodan uzaklaştı. Peşini bırakmadjm. Birdenbire irkildim. Adam, geri dönmüş, bana doğru geliyordu. Yumruklarımı sıktım, mukabeleye hanrlandım. Fakat o beni görmedi, bir iki adım ötede merdivenini bir ağaca dayadı. Nihayet aradığmı bulmuştu. Başını kaldırıp yukarı baktı, gözlerim, onun baktığı yere gidince, aradığımn ne olduğunu görmüş, meş'um işinin neden ibaret olduğunu anlamıştım. Ağaçta bir adam asılı idi. Merdivenli amele, merdivenini bir ağaca dayadı, ölünün yanına tırtnandı, onu evire çevire ceblerini araştırdı, sonra, boynuna asılı çantasım kanştırdı, o ölünün ceblerini tekrar yok Jadı. Kumarda kaybedip kendi camra kıyan biçareleri soyuyardu. Kapı komşum, ölü soyucu idL Koşup yakasma yapışmayı, onu polise teslim etmeyi düşündüm. Fakat daha ben kararımı vermeden, merdivenli adam, merdivenini omzuna dayamıg, Leon Troçki Yarın W. Ghurchill'în ortasında o kadar çabuk sönüp kay boldu ki, dünyadan ayrılıyor gibiydi. Nihayet, her taraf, derin bir sükuna gömüldü. Bir zaman, bahçenin kumlu yollarında, aşağı yukan dolaşan ayak sesîeri işittim. Sonra, çıt kalmadı. Deniz, gece ve sükut... Birden, bir şey patladı. Otomobil lâstiği, yahud bir tabanca. Gene sükut başladı ve ben, uzunca bir zaman daldım. Neden sonra bir ayak sesi işitip başımı çevirdim. Bana doğru, işçi gömlekli, boynunda bir çanta asılı, omzunda bir merdiven bulunan bir adam yak'aşı yordu Bir lâmbamn yanındaa geçtiği sırada yüzünü gördüm ve adamı tam dım. Komşumdu. Onun, gece vakti, bu yaftacı kıyafetile bahçelerde dolaşması garibime gitti. Oturduğum yerden, gözetlemeğe başladım. Bu merdivenin basamaklarmdan inmeder. evvel, başını çevirdi, boynu ileride. gözleri kuşkulu, karanhk yollan tarassud etti. Sonra, yahıız olduğuna kanaat getirerek yürüdü. Arasıra duruyor, bir şeyler arar gibi hareketler yapıyordu. Bir kaç defa, aşaçlarm dallarını ayırıp baktığım gör düm. Acaba ne arıyordu? Bu kadar geç Nahleden Hamdi Varoğlu çantasmı geriye doğru itmış, sakin a dımıarla, tekrar yürümeğe başlamiatı. Yüz adım gittik. Gene durdu. Baklım, bahçenin tahta peykelerinden bırinde, bir ölü daha yatıyordu. Merdivenli adam, biraz evvelki gibi, onun da ceblerini karışürdı, çantasım gene açtı kapadı, yoluna devam etti. O esnada, galiba bir gürıiltü yapmış olacağım ki, ölü soyucu, birdenbire durcu, başını arkaya çevirdi; ayni zımanda, kuvvetli bir ceb feneri ışığınm bana doğru tuttu.. Bir adım geri sıçradım, manssız bir korku içinde kaçmağa başladım. Beş on adım sonra, korkum dehşete inkılâb etti. Ölü soyucu peşimden geliyordu. Evıme gelip kapandıktan sonra, ne yapacağımı, nasıl hareket edeceğimi düşünmeğe vakit kalmadan, bu menhus kapı komşumun da arkamdan yetişti ğıni, merdivenden akseden ayak sesle rinden anladım. Biraz sonra, kapi'nı, çekingen bir el tıkırdattı. Her şeyi göze almıştım. Rovelverimi cebime koydum, kapıyı açtım. Onun söz söylemesine meydan vermeden, sert bir tavırla: Ne istiyorsunuz? diye sordum. Polise ihbar etmiyeyim, diye ricaya mi geldiniz? Beyhude... Ben yapacağımı bili 749 lira Bursa (Hususî) Vilâyet jandarma alay kumandarunm emir erile İnegöl başçavuşu, Sedbaşında yolda giderlerken yerde bir mendile sarılmış olan 749 lira bulmuşlar ve bunu kumandanlarına teslim etmişlerdir. Paranın hamal Mahmud dayıya aid olduğu anlaşılmış ve bu para kendisine verilmiştir. Bursa gazetesi 72 yaşında Gündelik (Bursa) gazetesi 72 inci neşir hayatım doldurmuştur. Refikimizi tebrik eder ve kendisine tükenmez ömür dileriz. CUMHURİYET Nüshası 5 kurustur. Haric için 14O0 Kr. 2700 Kr. 750 » 1450 » 400 » 800 » 150 . Yoktur. Abone şeraiti Türkive için Senelik Alfa avlık Üc avlık Bir avbk Dikkat Gazetemize gönderilen evrak ve yazılar neşredilsin edilmesin iade edilmez ve ayaından mes'uliyet kabul olunmaz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: