17 Şubat 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

17 Şubat 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 CUMHURİYET 17 Şubat 1941 Cemiyet davaları Lisan meselesi Âlman lisaniyatçılarından Prof. O. Behaghel'in fikirleri 3 [•] On seneden fazla bir zaman önce olan mühim bir meseleden dolayı, o zaman elüyi mütecaviz kirnse hak Beyoğlu Belediye dairesinde kâtib kında yapılan tathikat ve takibatın Geçenki mıısahamebzul misallerle Nedimin, Galatada Kapıiçinde tü rühai safhası, İstanbul birinci Ağırbernizde bizi alâkaalmanca üzerine on Yazan: tüncü ve buzcu Ahmedden rüşvet ceza mahkemesinde karara bağlandar eden fikirlerini asırdan fazla bir almaktan mevkuf olarak muhake mıştır. izaha çalıştığımız zamandanberi vaki mesine, İstanbul altıncı asliye ceza Fransız âlimi MeBaşlangıç tarihi, 1930 söüesi ha ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ olan ecnebi tesirlemahkemesinde başlanmıştır. illet'den sonra buziranıdır. Mesele, zat maaşları işri, vaki olan lisanî Tahkikata göre, tütüncü ve buzcu ierile alâkalıdır. Üçer aylık maaş j gün de Alman lisaniyatçısı O. Behag istikrazları izah eden Prot Behaghel, hel'in telâkkisini anlatacağız. Ahmedin dairede bir ruhsat tezke bordrolarına sahte yoklama kayıd! almanca diksiyonerlerinde, 70,000 den resi işi varmış. Belediye kâtibi, bu ları geçirilerek sahte cüzdanlar tan | Her şeyden evvel şuna işaret ede fazla kelimenin yabana kaynaktan isi çabuk çı^armak için yirmi lira ?imi, sahte mühürler basilması, cüz lim: Almanca, bugünkü türkçecilik ba gelme olduğunu, fakat bunların Alman tstemiş, Tünelbaşında bir sütçüde danların asırılması suretlerile iS reketini takib edenler için fransızca lisan kazanmda kaynadığını ve artık başkalann dan ziyade elverişlidir. Almancanın çok Almanlaştığını kaydediyor (5). bulusmak üzere sözleşmişler. Fakat, tihkak sahiblerinden yakın zamanlarda ilim, felsefe ve san'at Ahmed. kendisinden rüşvet istenil tediyatta bulunıüduğu ve öienlere O halde bugünkü almancanın, sadeKurum, zaman feçtikçe, şüphesiz, dadili olmak için sarfedilen mücadele leşmesini istediğimiz türkçe için model diğini alâkadarlara haber vermiş, aid maaşlann. bıınlar maaş bor droîar.na ithal edilerek mevhum ha iyi çalışıyor. Bu cümleden olarak lerden mütevellid manzarası, esasen olarak telâkki edilmesinin ne manası cürmü meşhud tertibatı alınmışKurumıın azası, geçen sonbaharda 800 bizdeki lisan münakaşalarında da sık vardır, ^yeceksiniz. Filhakika böyle Numaraları tespit olunan beş lira kîmseler namına ahndığı, ayni za bin kişiyi bulmuşru. 18 milyonluk nümanda cüzdan hmuzlığı tahkikatı sık öne sürülür ve: bir modelin yanlış seçildiği görülmeklıklarla dükkâna giden Ahmed. onm lâyıkı veçhile yapılmad'.ğı iddi fusumuza nazaran, 100 kişide 5 kişi Ya almancaya ne dersiniz? Al tedir. Ancak on dokuzuncu asnn başrada NedimJe buluşmuş, Nedim, Ahaları, o zaman yapılan etraflı tah1 Kuruma aza olmuş deıpektir. Nüfıısuinanca mücadele ile sadeleşmedi mi? langıclarından itibaren Almanyada «dil medin ruhsat tezkeresi işine aid kikat ve takibatm mevzuudur. Suç muza nispetle, bu kadar aza azdır, çok Tarzmda mütalealara yol açar. Bi temizenmesi Sprachreinigung» ismi muameleli evrakı cebinden çıkar lar, «ahtekârlık, tahrifat, sirkat azdır. İlk mekteb çağıadan itibaren her bakımdan Prof. Behaghel'i daha ya1 verilen bir hareketin bulunduğu, binamış, göstermiş. Ahmed, «iyi, ama vazifeyi suüstimal ve ihmal mahi l'ürk Kuruma aza olmak ve Türk bakından takib etmek lâzımdır. enaleyh almancayı gözönüne alan bazı ben yirmi lira veremiyeceğim, on yetin^e tesoit o'unmuştur. Ayn ay\acıhğına yardım etmekle mükelleftir. Alman lisaniyatçısı, tıpkı Fransız Türk muharrirlerinin bu hareketi dübeş liraya razı ol> demiş. Öteki. ön n ve derecs derece muhtelif noktaAncak böyle millet ölçüsünde bir gaytneslekdaşı gibi, fakat ondan daha ev şünmüş olmaları akla gelebilir. Fakat ce razı olmamış, arada bir müna lardan o zamanki zat maaşîarı kâretledir ki Türkiyede, blr «uçan millet» vel, lisanın uzvî mahiyetine işaret et mesele bu hareketin mahiyetini bilkaşa geçmiş sonra «peki> diyerek, tıblerinien bazıları, kontrol memuyetiştirmek kabil olur. Kurumun azası mekle işe başlıyor. Bir lisanın keli mektedir. Muhakkak olan şudur: Alf uzatüan parayı cebine sokmuş. Dük ru, muamelâ mümeyyizi ve mutemeleri, ona göre «şey Ding» değil mancanın bugünkü vaziyeti, bir asırböyle milyonlara baliğ olduğu zamandır kândan çıkarken polis Asaf tarafın medle, menıurlardan başVra bazı dir. Imal edildikten sonra dalgalar ta dan fazla bir zamandanberi devam eki Türldyede, tam bir hava sanayii kurdan çevrilen Nedim, cürmü meşhud kimseler, bu arada sarraf'ar mes'ul rafından götürülmek için dereye atılan den sadeleşme hareketine çok borclumak mümkün olur. Bütün teçhizatile rapıldığım anlayınca, cebindeki pa sayılmıştır. Tetkikatla, hazinenin bu taşlara benzemekten uzaktırlar. Her dur. Fakat hareket, ilmî esaslara da»üzde yüz Türk tayyaresi yapacak bil radan iki beş liralığı çekip yere at muhtelif cepheli suüstimal yüzünkelime, içinden işleyen bir «faaliyet yanmak suretile muvaffak olmuş, mehavacılık endüstrisine teneffüs ettiğimiz mağa teşebbüs etmişse de, bu va den 773 lira 33 kuruş zarara uğraTâtigkeit» tir (1). Zamanımızdaki fante selâ kelimelerin teşkilinde yaşayan lihava kndar ihtiyacımız vardır. Bu saziyette yakalanmış ve hakkında za d'ğı neticesinf varılmıştır. zistlerin mevcudiyetini ihsas eder gibi sanî realitenin unsurları kullanılmış. hada çok geç kalmış olduğumuzu itiraf MÜTEFERRİK bıt tutulmuş bize almancada kelime teşkilinin ken bu hususta Alman halkının (dikkat eMAARİFTE Ancak, işte alâkadar sayılan me ve kabul ederek dört elle bu işe sarıldiliğinden vucude geldiğini ve bu teş dilsin: Tarihten öncelere uzayan, hattâ Kâtib Nedim, sorgusunda şöyle murlaruı vilâyet idare heyetinin ka malıyız. Tayyare fabrikalan, memleketmekteblerinde yapıla San'at mektebleri mezunla. ciemiştir: kilde yaşayan lisanın <dil duygusu ırkî bakımdan İsveçlileri, Dammarka Köy rarma itirazile, mesele, o zaman te iş lıacmini büyütecek, işçi kadromuSprachgefühl» nun rol oynadığjnı izah lılan, Hollandalıları, İngilizleri... de ihrının kongresi < Tütüncü ve buzcu Ahmed, ev Dahiliye Vekâleti encümeninin tet cu genişletecek, böylece bir taraftan cak fidanlıklar tan sonra lâhika meselesine geçen Pro tiva eden ölü bir Cermenliğin değil) San'at mektebleri mezunlan ce rakınm bende olduğunu ögrenmiş, kikinden geçmiş, bunlardan bir kıs millî müdafaanuza hizmet ederken diKöy mekteblerinde, talebenin afesör, rastgele lâhikanm rastgele ke dil duygusuna uygunluk gözönüne amiyeti seneiik kongresi, dün sa o gün bana resgelince, lşini cabuk mının itirazı varid görülmüştür. Ya ğer taraftan da sanayi ve iktısad bakılime sonuna getirilemiyeceğini irah hnmıştır. Bu mücadelelerin tarihinde melî bilgisinl arttırmak, aynl za bah saat 10 da Eminönü Halkevin cıkarmam için ricade bulundu. Ben Filan etraflı tahkikatla hayli ka tnından memlekete büyük faydalar tediyor. Lâhikaların her birinin ayn ve Joachim H. Campe'ın ismi çok geçer. manda köylerin ağac Ihtiyacını teveriîdlkten min edecektir. de yapılmıştır Kongrede, memleke de «zaten muametesi bitmiş gibidir. baran dosya Adliyeye uzun tarihi vardır, tarihten önceki de Her türlü politikacılık cereyanlarından miıı etmek için tesisine karar verigenişletilmiş tL*nizde gittikçe çoğalan ve inkişaf nerede ise çıkacak> dedim. «Teşek sonra da, tahkikat len nümune fidanlıkları ve bahçevirlerle başlamakta ve zamanla âdeta uzak, sı rf harsi bir hareket olan bu Türk Hava Kurumundan şimdi isteeden sanayi müesseselerine muhtac kıir. ederim> diye elini uzattı, elim derinleştirilmis ve srogu hâkimli yontulmaktadırlar.Meselâ almancada çok mücadelecilerin himmetleri, eğer fel leri hakkında Maarif müdürlüğü tadiğinıtz budur. Kurumun ülküsü, milleoldukları mütehassıs ustayı yetiş sıKtığı sırada avcuma katlanmiî ğince muhtelif cihetlerden suç rafmdan yapılan tetkikatın neticesi müstamel olan lich lâhikasmm Ieich ten sefede Kant, şiirde ve kültürde Goethe tirmek üzere, daha fazla ve prog olarak bir şey sıkıştırdi MeŞer ik lcdikleri neticesine varılanlarm bi tin ideali, memlekette yüzde yüz Türk gelmesi gibi. Fakat dikkat edilmesi lâ ve Schiller... gibi büyük adamların ka Vekâlete bildirilmiştir. ramlı bir şekilde propaganda ya beş liralık kâğıdmış. Bunun ben ae rinci Ağırcezada muhakemeleri ka tayyaresi yapacak fabrikalan kurmak zım nokta, lâhikaların kelimelere ierdi lemleri olmasaydı, belki hiçbir tesir Fidanlık ve bahçeler için lâzım pılması kararlaştırılmıştır. Propa cürmü meşhud sırasında olmRİıdır. Bu, yapılmadıkça ne yapılırsa farkrna rar altına almmıştır. iradeler haricinde bir kuvvet tarafın bırakmıyacaktı. Bu nokta, bizdeki li gelen araziyi Maarif Vekâleti, buganda bilhassa, ilk mekteb taîebe vardım.> Tahkikatı on küsur sene evvel yapılsın, eksiktir ve yarundır. Hava mü» dan takılmasıdır. Lâhikaların çoğu ek sanî hareketler için çok ders vericidir: ralarda kullanılacak tohumlan ve ierl arasmda yapüacak ve onların seriya semaidirler, bu itibarla analoji Alman fikrî ve edebî faaliyeti, esasen ziraat levazımmı da Ziraat Vekâleti Mahkeme, Galata nahiye müdürü başlıyan bu meseleye aid muhake dafaası tee bir hayat memat meselesidir. ssn'ata karşı alâkaları arttırılacakHava Kurumunun böyle muazzam bi> yolile bir kelimenin aldığı lâhikayı uydurma ve düzme olmıyan kelime te temin edecektir. Talâtla Başkomiser Macidi, polis A me, senelerdir devam ediyordu. Şimtır. diğer kelimelere takamayız. Bu suretle şekküllerinl dikkate şayan bir surette safla Aliyi, odacı Kasımı, kundura dı verilen kararla, sabit olan suç (şi başarabilmesi için paraya ihtiyac varAlman âlimi, gerek kelime teşkilinint canlandırdı ve her birini müellifin taIthalâtçılar Birliği umutnî cı Mahmudu ve diğer bazı şahidleri lardan bir kısmının, aradan geçen dır. Bn parayı, Türk milleti verecektir. Evvelki günkü ihracat müddet itibarile müruru zamana Millî müdafaa bakımmdan yardım olagerek lâhika istimalinin tarihî bir ve birile «dere içinde suların sürükleyeceği dinlemiştir. Bu suretle dokuz şahid tâbi olduğu anlaşılmış, maznunlarEvvelki gün şehrimizden 100,000 heyet toplantısı rak, millî iktısad bakmundan is olarak tireye sahib olduğuna ehemmiyetle i birer cansız taş», yahud Gülhane parkı lirahk kadar ihracat yapılmıştır. Madenî E?ya ve Malzeme İthalât dintenildikten sonra, muhakeme dan bir kısmına aid davalar af ka verecektir. şaret etmekte ve uzun izahat vermek önündeki ağac bağrmda gömülü taş Bilhassa Macaristana afyon, Ame çılar Birliği heyeti umumiyesi, per nin devamı diğer şahidler için kal nunu dolayısile ortadan kalkmış tedir. parçası olmaktan kurtardı. 1870 zaferi, Fakir, orta halH, zengin bilhassa zenrikaya av derisi ve gülyağı satü şembe günü Ticaret Odası salonun mıştır. tır. İçlerinden bazıları öldüğünden, bu mücadelelere ayn bir kuvvet verg\a her Türk yurddaşı, malınm, canıda yapılacak, cumartesi Deri İthalât onlann davaları bu sebeble düş Alman âliminin bizi tenvir eden tnfl di. Bugünkü mağlub Fransanın vazi mıştır. ŞEHIR 1ŞLERÎ müştür. Bir kısım maznunlar hak nın, ailesinin sigortası Türk hava kuvtpleaları, Fransız âlimi Meillet'nin de yetine düşen 1871 Fransasınm o za diselerini tabiî buluyorlarsa ayni suretle Birliğinln, pazartesi de Manifatu vetleri olduğunu bilmelidir. Hava hfikında da beraet karan verilerek, temas eylediği «istikraz» hidisesine a. manki mütefekkirleri, meselâ meşhur ondokuzuncu asırla başlayan halk al racılar İthalât Birliğinin heyeti ucutnlaiL, servet ve içtimaî sınıf diye bi» Et narhı mesele, alâkadarlardan üçünün viiddir. Medine hayatına kavuşmuş olan Renan, Durkheim Almanyaya geldiği tnancasına dönüş hareketini de tabiî mumiyeleri yapılacaktır. şey, tanıraaz, kurbanları arasında fakir. bütiin milletler; mutlaka bu hâdise ile zaman kudretli, canlı yepyeni bir fel bulmaktadırlar. Meselâ «neden on ikinci Ticaret Vekâleti, Fiat Murakabe cahinde ve çoğunım gıyabında * u orta halli, zengin dije bir tefrik yapkarşılaşırlar. Etrafı dikenli tellerle çev sefe lisanı, ilim ve edebiyat lisanı bu asırda lâtince, on yedinci asırda franUsküdar sahillerinde bir komisyonunca Kasablar cemiyetl son safha da böylece bitmistir. maz. Onun saçtığl ateş de, öliim de, rilmiş, münzevf bir cemaat tasavvur unca hayret hattâ gıpta ettiler. Sı sızca almancaya müessir oldu?» tarzıntarafından teklif edilen ete 15 günYalnız, dava edilenlerden blr kacesed bulundu cehir de müsavata riayet ederler. Bir edemeyiz. İstikraz edilen kelimelerin asile felsefe, san'at ve kültür, tababet, da bir isyan ve infial, ancak tarih çarde bir narh koyma teklifini muva çı. adreslerlnde bulunamadışmdan, yangm bombası iki yüz liralık bir kubir kısmı kulak ile, bir kısmı gözle, müspet ilimlerde lâtince ve fransızca kının kendi keyfine göre dönmesini isDün sabah saat 9,30 da Üsküdar fık görerek kabul etmiştir. davaları, mahkemeçe ayrılmıs bu lübeyi birkaç dakika içinde kül ederyani kitablar vasıtasile gelir. Profesör, abirler yerine yaşayan Almanlığın li tiyen hodbin fantezistin eseri olabilir. da Şemsipaşa açıklarında dolaşan lunmaktadır. Yerlerl öğrenilerelc Bugünden itibaren tatbik olunaken, bir infilâk bombası da iki yüz bin »lmancadan mebzul misaller getirmekte san realitesinden çıkanlmış ve lisanın Nihayet teşkil edilen veya yaşayan halk Dalıkçüar denizde bir cesed görecak yeni narh esaslarına göre kızıl tebîigat yapılabiidiŞi takdirde,. bunise de bunları bir gazete sütununda kendi öz kaidelerine göre teşkil edilmiş dilinden toplanan kelimelerin kültür li rek polise haber vermişlerdir. ların davalanna aynca bakılacak liralık nıuhtesem bir apartımanı, yave beyaz karamanın kilosu 70, dağsıralamak lüzumsuz olacaktır. Misalleri stılahlar kondu. Bütün bu ıslahatın sanına aşılanması işinin, nazariyatçılarnm dakikada, bir virane haline sokar. Cesed, suda uzun müddet kaldı lıç 75 ye kıvırcık 80 kuruştan satüa tır. bir tarafa bırakarak istikraz kaynak nihayet 1800 den sonra başlamış oldu dan ziyade san'atkâr ve muharrirler sa ğmdan, şeklen tanınmıyacak Bu tepeden Inme belâ, dns ve yaş, içtibir caktır. larına işaret ile iktifa edelim. maî sınıf tanımadığı kadar ırk, din va ğunu kaydetmek isferiz. 17 nci asırla yesinde tahakkuk ettiğini unutmamalı hale gelmiş", üzerinde de hüviyetini Vesaiti nakliye kazası Toptancılar, perakendeci kasab ıspat edecek bir vesika bulunama nıerheb de tanımaz. Müslümanın yanınTarihten önceki devirlerden bugüne eraber Alman yukarı sınıfları arasın dır. Şoför Necdetin idareslndekl 4138 mıştır. Orta yaşlı bir adama aid o ların klloda 10 kuru? hissesinl gada Rum, Ermeni, Yahudi de onun penkadar almancanın yaptığı istikrazlar da intişar eden fransızca veya fransızca İşte Alman lisaniyatçılarından sosyo numaralı kamyon, Kumkapıdan le karışık almancaya karşı vuku bulan log Ûtto Behaghel'in almancanın inkişaf an cesed Morga kaldırılmış, Üskü ranti etmlşlerdir. başlıca şu kaynaklardan yapılmıştır: Tophaneye giderken karşıdan gelen çesinden yakasnu kurtaramaz. Bu badar Müddeiumumiliği de tahkikata 1) Fince ve onunla beraber keltçe; reaksiyonun zaferi kolay olmadı. ve tekâmülü hakkındaki fikirleri bun 2363 numaralı taksi ile çarpışmış, kımdan memlekette yaşayan herkes, buBir yangın başlangıcı başlamıştır. bunlardan evvelkisinin cermenceye tedan ibarettir. Müteakıb bir musahabede her İki araba da hasara uğramıştır. rada yerleşmiş ecnebiler bile, Türk haProf. Behaghel ,1815 te Alman gaze gerek Fransız Meillet'nin, gerek Alman Galatada Tünel caddesinde Ni • siri daha azdır. fakat kendisi cermen•*• Kasımpaşada 13 numarada o vacılığının bir harbde, yurdu en az zaBursada tütün istihsalâtı şanyana aid mağazadan yangın turan Emin. Beyoğlu caddesinde rarla kurtaracak bir mevkie yükselnıesl ceden çok müteessir olmuştur. 2) Lâ elerinin cMadam, matmazel» yerine al Behaghel'in ilmî mütalealanndan miütince; burada evvelâ halk lâtincesini, mancalarmuı ikamesi teşebbüsüne karşı hem düşüncelerle türkçe meselesi obBursa (Hususî) Bu sene Bursa Çıkmış, ateş etrafa sirayet etmeden giderken, şoför Ali Tuncamn idare çin, her fedakârbğa katlanmahdır. sonra kültür lâtîncesini düşünmek lâ [eldiklerini ve bu ikamenin mümkün o jektif bir müşahedeye tâbi tutulacak ve ütünlerinin geçen senekilere naza söndürülmüştür. Yapılan tahkikat sindeki 2223 numaralı otomobilin Radyoda ve gazetelerde, ara sıra, hazımdır. Kültür lâtincesi mimaride (me amıyacağma dair neşriyatta bulunduk «Münakaşalanmız» isimli risale sahibi an kalite bakımmdan çok daha üs ta, yangının talaş ve kâğıdların yan sadmesine maruz kalmış, muhtleif miyetü ynrddaşlaruı Hava Kurumuna selâ Platz, Strasse, Ffort... gibi), şarab arını zikrediyor. Hatta 1914 harbinden nin ortaya attığı pek mühim mesele iin olduğu anlaşılmaktadır. Bugün masile çıktığı ve mağazanın on bin yerlerinden yaralanmıştır. Yaralı yaptıklan tebemılann listelerini okuıvvelki Almanyayı bilenler, yukan Al hakkındaki mülâhazalara geçilecektir. erde İstanbuldan müteaddid alıcı liraya sigortalı olduğu anlaşılmış Beyoğlu hastanesine kaldırılmıştıristihsali ile alâkadar sahalarda, mutfak yoruz. Bazı büyük zenginler, milyon ar şehrimize gelmekte ve köylüye tır. hayatında, kültür sahasmda (meselâ man tabakalannda Bonjour ve Bon Ziyaeddin FAHRÎ Bahibleri bin lira vermekle vazifeleriıuit.... gibi selâm ifadelerinin nasıl münÇan kulesinden düştü avans olarak para dağıtmaktadır schreiben, Brief, Arz... gibi). din haoi yapnıış olduklannı sanıyorlar. Bir Kömürden' zehirlendi eşir olduğunu bilirler. 19141918 harbiHenüz piyasa açılmamışsa da ah(•) Diğer yazılar 6 ve 13 tarihli yatmda müessir olmuştur. 3) CermenHalic Fenerinde oturan 12 yaşın:ılann gösterdikleri bu Istical doErenköyünde, Suadiye iskelesi da İsaOj oynamak arzusile Fenerde tck bombanın ocaklarına indr dikelerin welchce dediği fransızca ehlisalib in yarattığı Fransızlık kini olmasay nüshalarımızda çıkmıştır. (1) Bk. Prof. Dr. Otto Behaghel: Die ayısile 25 şubatta piyasanm açıl caddesinde 5 numaralı köşkte bah ki kilisenin çan kulesine çıkmış, ceğini diişünerek çok daha eömerd davharblerindenberi almancaya girmeğe !ı, bu ifade yerine yasıyan Alman halbnm alt tabakalarında müstamel al deutsche Sprache, Leipzig, Sf. 62. ması muhtemel görülmektedir. Ge çivanlık yapan Çerkeşlİ İsmail oflu birdenbire muvazenesini başlamıştır. Alman âlimi şöyle diyor: kaybede ranmalan lâzımdır. Fakat mesele, bir manca selâm tarzları yüksek almanen sene oldukça yüksek olan tü İsmail Gezer, odasmda yaktığı man rek kuleden aşağıya (2) Bk. Ayni eser, Sf. 122. düşmüştür teşlülât işidir. •Üstün Fransız kültürü, Fransız .haya:ada yerleşemiyecekti. Bütün bu gibi ün fiatlarınm gene geçen seneki gal kömüründen zehirlenmiş, tedavi Muhtelif yerlerinden yaralanan çi(3) Bk. Ayni eser, Sf. 124. Türk Hava Kurumundan halkın yartının parlaklığı ve inceliği, Alman ruhu istihalelerin vukuunu takib edenler, nasıl aziyeti muhafaza edeceği de zan edilmek üzere Haydarpaşa Nümune uk Musevi hastanesine kaldrrıl dımını daha teşkilâth, daha muntazam, (4) Bk. Ayni eser, Sf. 125. üzerinde kamaştırıcı bir tesir icra etın asırdanberi devam eden istikraz hâledilmektedlr. (5) Bk. Ayni eser, Sf. 127. hastanesine kaldırılmıştır. mıştır. miştir (2)». On flrinci asır sonlanndan daha \erimli bir şekle sokmasmı isteitibaren bütün medenî hayat tabirlerini riz. Bu çok büyük bir iştir. Azametile Nemika, senenin bu iki ayını pek Nemika bu sesi dinlerken. bu şiş mütenasib büyük ve esasb tertiblerle almanca nasıl fransızcadan istikraz ey güc geçirirdi ve bu aylan sevmezdi. KUçük hlkâye manlarruş, göbeği çıkmış, saçlarının plânlı çahşmak gerektir. Bir defalık lediğini Tanz, Musik, Foetik... ilâ da 'emmuz olur olmaz kocası, işlerini vegürlüğü ve parlaklığı kaybolmug er tebemılar değil; fakat her gün, her ay, görüyoruz. Keza sonu <ie» ve <fat» ile iline bırakır; kendisini alarak buraya keğe bakarken ağlamamak için kenbiten fransızca kelimelerin <e5» ile ni elirdL Babadan kalma bu bağlar, gene her yıl muntazaman akacak yardınuar dini güç tutuyordu. Yarabbim, bu, o hayetlenen birçok (meselâ Turquie den tenıin edilmelidir. Ancak o r»mımtlir ki damı, hayatında belki her şeyden mu idi? O, o ince adam, o zarif üniTürkei, partie den Parteî, prix den 'azla alâkalandırıyordu. Yakıcı güneş muhtac olduğumuz tayyareleri yapacak versiteli bu mu idi? Nasıl ve ne kaPreis... ilâ gibi) almanca kelimelere ltmda bağcıların arasmda dolaşmak, bir bavacılık sanayii kurmak kabil olur. istihale ettiği malumdur. Gene bu sı lalkımları, küfeleri, sergileri dikkatle mal sahibleri her gece kökleri gözler oldu. Mektublaşmıyorlardı. Garib bir davetli olduklannı söyledi Hazırlandı dar çabuk değişmişti böyle... Ne kaHulâsa edîyonım: Ülkü tayjrare fab» ralardadır ki fransızca «loi«. «lei» şek [özden geçirmek, ilâclanan kütüklerle ler, tabiat cilvelerine karşı gelebümek şekilde birbirlerini kaybetmiş bulunu lar. Arabalarına binerek ince tozlu bağ dar da maddileşmişti. O da bu diyarın bütün insanlan gibi bağdan, üzümden,. ikalan kurmak ve bunlara lüzıınlu line girerek almanca bir lâhika haline meşgul olmak onu eğlendiriyordu. Ne için çırpınırlardı. Bu mevsimde en yorlardı. Bir gün arkadaşlarmdan onun yollanndan dolaşa dolaşa gittiler. Ko zaman zaman yatasnna sığamıyan Ge ılan parayı teşkilâth bir çalışma ile gp'miştir. ikanm da iki büyük ceviz ağacının korktuklan şey yağmurdu. Halbuki çok zengin bir kızla evlendiğini, artık cası yolda gidecekleri yer ve tanışa dizden ve mevsimsiz boşanan yağmur temin etmektir. İstikraz hâdisplerî rönesanstan eonra ıltmda güzel bîr köşesi vardı. Burası gene kadın, bazı dakikalarda o kadar imtihanlara girmek lüzumunu da his cakları insanlar hakkında malumat lardan konuşuyordu. d»ha kuvvetli bir şekil alıyor Onbe asır koltukları, masası. hamağı, küçük bunalırdı ki, bardaklardan boşanırca setmediğini öğrenmişti. Bu haberle çok veriyordu. Akrabalık kadın tarafından Gene kadın yemekten sonra son bir şinci asruı ikinci yansmdan sonra lâ ıtajeri ve gümüş semaveri ile nefis sına yağan bir yağmurun hasreti ile sarsılmış, bir an kendini boşlukta sal geliyordu. Hatice, güzel, basit bir katince Alman yüksek kültür lisanı ol ıir yerdi. Fakat gene kadın, bu ha titrerdi. Yanan almnı, ellerini uzat lanır gibi hissetmişti. Sanki kendisini dmdı. Beş altı sene evvel evlenmişti. ümidle ona kemanmı sordu. Şimdi mus, hattâ «mukad^ps Cermeh imDa •attan hoşlanmıyordu. Bunu kocasına mak, serinlemek, bu suretle içinde hayata başlayan kuvvet erimişti. Şaş Bu evlenme garib bir şeydi İzdivacı şüphesiz sihirli bir rüzgâr esecek, kenLüleburgazda yaoılan ratorunun yalnız kendi atı ile almanca elli etmek istemiyordu. Bütün vakit yanan gizli ışığı da söndürmek isterdi. kın ve muztaribdi. Aylarca maksadsız isteyen ve hazırlayan her iki tarafın disine ilk aşkm tadmı veren bu adam Bu uzun yalnızlık günlerinde ar yaşadı. Bir gün Edible karşılaştı. O, ailesi idi Kız, kocasını hemen sev kaybolan mazinin elemi ile sarsılagöcmen evleri k'muştu&u görülmüşrür (3H. Bir tari burada ve yapayalmz geçiyordu. raftan da ynnanca almancava te^re Hamağa uzandı§ı zaman gözlerini yap zusuna rağmen ötekini düşünürdü. E işleri yolunda giden bir avukattı. Mun mişti. Erkek ise epeyce yeni hayatını caktı. Keman inleyecek ve hatıralar Edirne (Hususî) Geçen sent fr==hyor. 17. 38. 19 uncu asirlar, bir aklar arasından süzülürken yeşile bo ğer onunla evlenseydi daha mes'ud ol tazam bir adamdı. Pro^ramlı yaşamak yadu^adıktan sonra yuvaya alışmış ve bu yüksek tavanb bağ evinin her kö Lüleburgazda m?a edilen göçmen şesine üşüşeceklerdi Şüphesiz, bir andÜ7îye yeni fransızr^mn, itslypncanın, anarak parça parça dökülen ışıklara mıyacak mı idi? Senenin en güzel tan hoşlanır, hislerinden ziyade kafa bağlanmıştı. Şimdi çok mes'ud yaşaıvlerinin muvakkat kabul muame kıymet verirdi. Gene kızm göz yorlardı. Kızın mallan, kocası tara da, kendi içinde hiçbir zaman söninfilbîcenin, hsttâ islâvcanın almanca ikerek İstanbulun hasretini çekerdi. mevsiminî böyle, tutuşan topraklarda sma ;esi yapılmıştn. Bu evlerle Lüleburgeçireceklerine, plâjlara, denizin eksik kamaştıran güzelliğine kapılarak onun fından mükemmel bir şekilde idare e dürmeğe muvaffak olamadığı o gizli i^'n lisanî istikraz kaynaklı§ı yantigı 'stanbulun ve denizin!ll < ışık, sevdiği adamın kalbinde de tutu gazm göçmen mahallesi biraz daha olmadığı yerlere gitmiyecekler mi idi? la evlenmek istedi Nemika da, bundan diliyordu. m'içahede edi'nıpkte'î'r Bi '« « F^anGözkapaklarının altına Marmaranın şacâk, bu pınltılı yaz gecesinde müş büyümüş ve güzelleşmiştir. Burada sı^ca valnız kelimelerile deŞil. ifade mavi ipekten örtüsü serilir: kumlar, Ve muhakkak ki Nafiz, onu, bir sürü sonra yüreŞinde derin bir aşka ve Bağ, Gediz kıyısında idi. Nemika, işe dalarak böyle yalnız bırakmıya sonsuz heyecanlara yer kalmadığını hasretle sulara baktı. iki tarafı çi terek duygularla ürpereceklerdi Ne bilhassa evlerin bahçelerinde ve sotarzlarüe, mecazlarilp. cümle teşki'i lalealar, köoükler ve kahkahalar rut?rzlarile almancava mi'çssir oluvor (4). lunda çaSıldardı. Bu memleketten haz caktı. O, kadın ruhundan anlayan bir zannettiği için onu kabul etti. Derli çeklerle örtülü genişçe bir yoldan mika heyecanla genclik arkadaşınm kaklardaki yeşillik ve intizam %'6T& Eundan b^ks nenüz ibrnn'cevi unıit anmıvordu. Ufku kaplayan bu koca adamdı. Zaman zaman kadın gönülle toplu bir karı koca hayatı sürmeğe geçtiler. Kulenin kapısı açıldı. Taşlıkta gözlerinin içine bakıyordu. O kayıd carpmakta ve asfaltm sol tarafında kurulaıı bir mahalle, Trakyamn sızlıkla karısma dönerek: rinde tüten his, hevecan ve şiir ihti basladılar. mamış yahudilerin mi'r't?Valai"inda ibgörünen ev sahibleri ile karşı karşıya man da§, bir gün kapaklanacak ta yacını kavramıştı. Hiç azalmıyan neşranicenin ^ılia ziyar'p halk almancası Bizün keman acaba nerelerde? en modern bir ka"=abası olan I.ülegeldiler. ehri kapatıverecek sanıyordu. Bağlar, Gene kadm kendisini evlilik hayaesi ile mevzudan mevzua geçerek, fıkbnrgaza ayn bir hususiyet ve güra yaptığı te<rf»le, lâtince ve diye sordu. Erkek: •akıcı bir güneş alünda sanki tutuşaralar anlatarak, o harikulâde kemanı tmın icab ettirdiği şeylere çabuk a7e'0ik vermekte^ir. canm vesateti ile gelpn Cmeselâ Di caklarmış gibi görünüyordu. Gediz u Oo, Nemika, pardon, pardon NeBeyaz, yuvarlak yüzlü, tombul ka1 lıştırdı. Evinin şahsma aid işleri, kük wan, Aikohol. AlmaTiach... ilâ eibi) ke aklarda idi. Hiç olmazsa burada ruhu ile şaheserleri dile getirerek onu aş çük seyahatler, topkntılar, senenin mika Hanım, siz, siz burada ha, diye dın da ayni kayıdsızlıkla: km. heyecanm ve deği«ik bir rfhanın îimelerde görünen Arab tesiri unuhıl :erinletecek bir akar su, minimini bir muayyen günlerinde evlerinde verilen ellerini gene kadma uzattı. Geçen kış çocuklar oynarlarken mamalıdır. Bircok istîkrazların (mese'â öl olsaydı bari. Gök yanıyor, toprak kollarında yasatacaktı. Gene kadın, onu suvareler, yeni ahpablar, bunlar hakırmışlar! diye karşılık verdi Edib: bu şekilde düsündükçe bir daha ele S'lber gümü«! kelimesi pîbi> hai<*i yatını bastan başa dolduran şeylerdi. anıvor. bağcılar terliyorlar; zümrüd Ay siz tanışıyor mu idiniz, diye, Gene kadm dönüşte pek mustaribdi. eecmesine imkân olmıyan bir saadetin li"^r.lardan peldi&i mechuldfir. Crk Yılm bu iki ayı olmasa, belki saadetine hayretini, açığa vurdu. •e altmdanmış gibi ışıklar altında pıNUSha:a a kuruştut. Bu gece, bu bağlarda telâfisi mümkün husranı ile içlenirdi. inanacaktı da.« Fakat kalbi ile yüzıldavan üzümler de flâclanarak serGene kadm o kadar şaşırmıştı ki, olmıyan bir şeyini kaybetmişti Belki Türkıye Harta Hhflnn fnrait f yüze geldiği bu uzun yaz günlerinde «safa geldiniz!» diye kendisine yaklaYüksek tahsilini onunla beraber yapgilerde ölü bir hal ahyorlardı. l içuı 1Ç1D bu kayıbuı ileride bir kazancı da oHUOHP Yalnız bu hava, bu manzara onu mıştı. O. en iyi arkadaş idi Birbirle ve yıldızı çok esintisiz gecelerde ıs şan kadmı, sevdiği adamın karısını bir lacaktı: Saadeti bakımmdan... Fakat Senelik 140ü Kx. 27(HJ Kr ıkmakla kalmıvordu Asıl şikâyeti iş rini sevivorlardı da... Fakat bunu iti tjrab çekiyordu. Ötekini unutamadığı an farkedemez oldu. 750 . 1450 . şimdi.. Mazisinin €n güze^l hatırasmı, Altı avlık izlikten ve yalnızlıktandı. Okuyarak. raf etmeği talebe oldukları müddetçe nı ve hayatında pek mühim bir ek400 . 800 » Nafiz, eskileri hahrlatmıyan, geçmiş en nadide hulyasmı kaybetmekten ge Üç avlık sneverek, uzun gündüz uykuları ya mevsimsiz bulmuşlar ve sıra bekle siklik olduğunu hissediyordu. Ona aid güzel, en güzel şeyleri öldüren heye len bir sarsıntı içinde idi Ve ağlamak, Bir avlık 150 . Yoktur hasreti içinin derinlerinde bir gizli ıîarak geçen bu günlerde nıhunu, mislerdi. cansız bir sesle beraber geçen tahsil katıla katıla ağlamak isteği ile titreye şık gibi yanıyordu. Bu ışığın sönmesi. kalbini, hislerini dinlemeŞe, onlan taSon Eömestrde Nafiz ailesinden al rT< + Büyük muaarlar serisinden bu çok yülarmı anlatıyordu. Beraber geçen, titreye, gene de kocasına gülümsemeğe " l?k sonmesi lâzımdı. imk'n bnkıvordu. Onu asıl dığı bir mektub yüzünden bir seyahat evrak ve canlaı belki de ömiirlerinin en müstesna par çalışarak ince tozlu bağ yollannda komeraklı ma'plenin ikincisini da bu idi zaten... yapmak mecburiyetinde kalmıştı. İmBir gün kocası, o akşam uzak ak çası olarak kalmış, olan o gendik yıl şan araba ile gidiyor, ucu belirsiz bir nr^redilsin edilmesın lade edilmev v« yarm okuyacaksınız. Burada yegâne mevzu üzumdü. Ve riyaından mes'uliyet kabul oluomaz. , yolda gider gibi gidiyordu». hirinin yeıneğe lannı!, lıProf. Ziyaeddin Fahri Türk Hava Kurumu dün 17 yaşına basmıştır. Kurum, geçen on altı' sene zarfmda vatandaşlarm devamlı alâka ve yardımlarile 75 milyon lira gibi büyük yekunda para toplamağa muvaffak olmuş, bu paralarla millî müdafaamız için yüzlerce tayyare satın almmıştır. Bundan başka hava ordumuz için birçok lüzumlu tesisler meydana getirilmiş, tayyareci yetiştirmek üzere müteaddid jnektebler, kurslar açılmıştır. Milletlerin yaşama hayatında bugün havacılığın oynadığı mühim rol hepimizin gözü önündedir. Millî müdafaamızı takviye etmek ve memleket genclipini havalara hâkim kılmak maksadile teşekkül eden Hava Kurumu, on altı senelik faaliyeti esnasında bu maksad için çok büyük adımlar atmıştır. Vatanda^lann, her şeyden üstün tuttukları millî müdafaa hizmeti uçrunda gösterdikleri hassasiyet, Hava Kurumunun cahşmalarını çok kolaylaştırmaktadır. Önümüzdeki daha çetin günler için hazırlanmak bütün millet için en başta gelen bir vazifedir ve bunun başında da havacılık bulunmaktadır. Memleketimizi düsman tasallutundan koruyacak vasıtalann ihzarında en mühim rolü ifa eden Hava Kurumuna her vesile ile yardım etmek bütün vatandaşlar için millî bir borc haline gebniştir. Türk Hava Kurumuna, memleket müdafaası için müteakıb senelerde de feyizli muvaffakiyetler temenni eder, vatandaşlarımızı bu kuruma yardıma davet ederiz | Hava Kurumunun ( Şehir ve Memleket Riişvet alırken 17 nci yıldönümü Tiftik ihracatı yakalanan kâtib İhracat tacirleri talebleri karşıhyamıyorlar Sovyetler İttihadınm memleke timizden alacağı tiftikler üzerinde muzakereler cereyan etmektedir. Sovyetler bu mubayaatmm 200 ton miktarında olacağı anlaşılmakta dır. Sovyetierin yeniden alacağı tiftiklerin smai kombinalar taksit bedeli karşılığı olacafı zannolunmaktadır. Diğer taraftan Sovyeüere verilen yapağıiarın son kısmı olan 17 ton da teslirn edilmşitir. Tiftiklerimize İsveç ve İsviçreden mühim talebier vardır. Bu taleblerin kısmı azamî serb&st dövizledirfakat Ticaret Vekâleti bu taleb iere henü1? lisans vermemiştir. Esaser. bir taraftan İngiltereye, diğer ta raftan Almanyaya satılmış ve satılmakta olan büyük partiler üzerinde hummalı bir şekilde hazırlık yapıldığmdan tiftik ihracatı firmaları ıcin başka taleblerin karşüanması biraz müşkül oimaktadır. Almanyaya iç fuıdık ihracatı Almanyaya satılan yeni iç fındıklann sevkı için yenl teübirler almınasına lüzum görülmüştür. Ticaret Vekâleti, mühim bir fındık ihrac merkezimiz oîan ve senede dört milyon kilo fmdık ihrac eden Akçakocada da bir fındık kontrol merkezi ihdas etrniştir. Akçakoca, Almanyaya ihrac olunacak fmdıkların levant cinsinin yüzde beşini verecektir. Haberleri ) 10 senelik dava Muhtelif safhalardan geçerek sona erdi I H F M NALINÂI Hava Kurumunun ulkusu ••11 •• •• Ruhsat tezkeresi vermek için 20 lira istemiş ürk Hava Kurumu, 16 şubat 1925 te kurulduğuna göre, dün, 16 yaşını bitirmiş, 17 yaşına girmiştir. Cumhuriyet rejiminin memlekete hediye ettiği hayırlı müesseseleıden biri olan Hava Kurumu, Türk havacüiKinın inkişahna, büyük hizmetler etmiştjr. Hamiyetli. vatanpcrver, cömeıd Türk miiletindeıı miiyonlar toplamış, "orduya yüzlerce tayyare tedarik etmiş ve binlerle havacı yetiştirmiştir Fakat, Türk Hava kurumunun en büyük hizmeti, son 5 6 yıl içinde, Türk yencliğine havacıhk aşkını aşılamak için yaptığı büyük ve muvaffakiyetli gayretlerdir. Bu sayededir ki İnönü kampında, Ankarada ve civanndaki mekteblerde, meydanlarda, gene nesil plânörcü, paraşütçü, pilot olarak yetişiyor. T: , ; j r Gizli ışık MUkerrem Kâmil CUMHURİYET jBıaıı Yarın Bernard Schaw

Bu sayıdan diğer sayfalar: