CUMHURIYET 22 Ikinclkânun 1941 oofl JDoğrtt değil mi?|Çocuk tiyatrosunun biletleri daha evvelden verilmelidir Ç Şehir ve Memleket Haberleri ) Et fiatları Nark konduktan sonra fiatlar d?ha fazla yükseldi Son birkaç gündenberi kasablık hayvan muvaredatınnı ezalması ve bazı rnüesseselerin fazla mubayaatta bulunmaları yüzünden mezbahada kasablık hayvan azhğı görülmeğe ve kasablar da eti normal fiattan satmamağa başlanııçlardır. Esasen Fiat Murakabe komisyonunun yeni vazettiği formül ne halkın, ne de kasabların içinden çıkamıyacağı bir şekilde olduğundan kasablar kendi kendilerme muhteUf fiatlar tutturmuşlardır. Ekseri kasablar kıvırcık etini 85, dağlıcı 78, karamanı 75, gığırı 55 kuruştan satmaktadırlar. Kuyruk 75, karaciğer 35 kuruça yükselmiştir. Belediye de bu işle alâkadar olarak tetkikata baslamıştır. Mezbaha müdürü dün Belediyeye gelerek makama izahat vermiştir. Karadenizden çok ez hayvan geldiğinden fiatların daha fazla yükselmesi tehiikesi de görülmektedir. Fiat Murakabe komisyonunun et işine müdahalesinin aksi tes'r yaptığını iddia edenler de vardır. Yazan: W. ChurchİU Ingiltere Başvekili Clemençeau ile Mareşal Foch arasında çıkan ve harb biter bitmez Mareşalın siyaset sahasından altılmasile neticelenen kavgayı birçokları örtbas etznek istemişlerdir. Ben bu fikrin aleyhtarıyım. Fransayı kurtarmak ve nihaî zafere ulaştırmakta birbirinden ayırd edilmez derecede büyük işler başaran bu iki kıymet kutbunun anlaşamamalan esbabını evvelâ tarih, eonra da şimdiki nesle anlatmak lüzumuna kailim. Clemençeau, bazan da «Zaferin büyüklüğü ve sefaletleri» adile yazdığı kitab için tenkide uğramaktadır. Eser belki tam değildir; fikirler belki de çok dağınıktır. Fakat bir taraftan Foch'un clhan kumandanları arasındaki mevkii münakaşa götürür bir halde bulunduğu halde, Kaplanın siyaset âlemindeki eşBiz mevkiini kimse tenkide bile eesaret edememiştir. Ve bu itibarla 1914 1918 harbinin en açık tenkidini ve en doğru hesabını veren bu kitab da kendi gibi büyük bir eserdir. Clemençeau, bence bir Fransadır. Çünkü o, Fransayı ve Fransız ruhunu en iyi temsil kudretini haiz bir şahsiyet olarak kalacaktır. Milletleri kudretli veya yırücı hayvanlardan birine benzetmek beşerin çok eski bir zâfıdır, yahud da bir âdetidir. Amerikanın Kartah, İnşilizlerin Aslam, fakat Fransanın Kaplanı! Garib takkesi, beyaz pos bıyıkları, bir çift yanar gözü ve Fransadaki ahlâk sukutunu durdurmak yolundaki muvaffakiyetile o, tarihin harikulâde rimalan arasındadır. Bu Kaplan; fikir müstebidlerine, ruh Utibdadına, dolandırıcılara, muhtekirlere, hainlere, bozguneulara .velhasıl ahlâk düşüklüğüne karşı kiikremiş bir kaplandı ve bir Kral aleyhtarı, kırtasiyecilik aleyhtan, komünist aleyhtan, Alman aleyhtarı ve nihayet Fransanın alemdarı olarak tarihe kanşan büyük simalar arasında ebediyyen yaşayacaktır. Foch ise; eski, aristokrat Fransayı, Jean d'Arc ve şövalyeler Fransasmı temsil ediyordu. O Fransa ki debdebesi, haşmet ve teşrifaü, seremonîsi, üim ve irfanile dünyada eşsiz bir mevki işgal etmiş bulunuyordu. Foch ve Clemençeau iki ayn, ve belki de aykın mekteb mensubu idiler. Esasen Fransız milleti daima çift şahsiyet yaratmış ve yaşatmış, bu çift şahsiyetler de ancak vatanm büyük tehlikrlere maruz kaldığı ânlarda birleşebilmiş ve birlikte çalışabilmis,tir. Bu nevi fikir aykırılığı, ne İngiltere, Amerika, hatta ne de Almanyada görülmüş değiidir. Kaplanın hayatı mütemadi bir kasırga olarak tavsif olunabilir. Bir an durmıyan ve insana nefes aldırmıyan bir kasırga. Meb'us seçildikten sonra Clemençeau, bu havayı kendisile birlikte Fransız meclisine de sokmağa muvaffak olmuştur. Kaleminin zehirlf kinini, dilinin daha şiddetli acısmı ve bazan kı Clemençeau •Fransanın kaplanı tarihin harikulâde simalan arasındadır hc yahud tabancagının tehdidini tatmıyan Fransız kalmamış gibidir. Hakikatte en büyük vatanperver olan Kaplan işte Evlâdlanmızın, hoşça vakit geböyle bir ateş çirmek, fikrî ve terbiyevî inklşafparçasıdır. larını temin etmek gayesile gitFransız siyaseti tiklerl bir müessesenin giriş yeöyle muğlâk, öy rinde böyle bir muamele ile karle karışık ve öyşılaşmalarmm, onlarm ruhî hale şıddet ve teletlerl üzerinde aksülâmel yapacağı tabiidir. Onun İçin bu temhevvürle dolu bir âlemdir ki bunun başsillere aid biletleri daha evvelka bir misalini bulmak güçtür. Bu âlem, den satışa koymak suretile lzdiskandallarla, dolandıncdıklarla, sahtehama mahal vermemek çocukkâzlıklarla, entrikalarla ve her türlü haları da bu kabil manzara ve hâbasetle yuğurulmuştur. Bunun bir misali diseler karşısmda kalmaktan belki ve ancak Şikago'nun batakhanelekurtarır, diyoruz, rinde görülebilir. İşte Kaplan böyle bir âleır.in içinde uzun zaman yaşadı, o âleme kumanda etti ve nihayet muzaffer oldu. Fransız skandallarmdan scjn dördü; yani Grevy hâdisesi Reisicumhurun damadı ve birçok Fransız ricalinin rüşvet almakla suçlandırılması, Boulogne hâdisesi ki bunda az kalsın cumhuriyet devrilmek tehlikesi geçirmişti, Dreyfus hâdisesi ve nihayet Panama işi, hakikaten eşine nadir tesadüf edilen skandallardandır. Bu hâdiselerin zuhur ettiği memlekette daha 1871 yıllarında binlerce kişinin idamile neticelentn dahilt ihtilâller, parti kavgaları ve iğtişaşlann eksik olmadığını, katliâtnlar yaGazetemizin Hem Nalma, Hem pıldığını ve daha doğrusu Pansin ya Mıhına sütununda arkadaşımız Abancı ordular taarfından sulh şartları bldin Daver, küçük kuzuların kesinı dikte etmek uzere üçüncü defa is lerek satılmasmın doğru olamıya tilâya uğramış bulunduğunu unutma cağını, bunlarm bir müddet büyü mak lâzımdır. Intibeh ve kendini to melerine müsaade edilmesinin bUparlamak nev'inden bir hissin Fransız hassa içinde bulundugumuz bu zaruhuna bir türlü nüfuz edemedigini manda elzem olduğunu, bu suretle göstermek itibarile bu cihet çok mü kuzuların et ve yün İtibarile daha himdır. fazla inklşaf edeceklerlnl ve kuzu 1914 1918 harbinden evvel, Avru etinln hayatî bir lş olmadığını yazpada bu manzarayı andıran hiç bir mıştı. Bu noktal nazar her tarafta memleket görülmediğini söylemek bir hüsnü kabul görmüştür. mubalâğa olmaz. Belki de dünyada bu Esasen yirmi sene evveline gellnkadar nazik ve bu kadar mcdenî, faciye kadar Hıdırellez gelmeden iskat gene bu kadar malul ve yarah bir tanbul Belediyesi kuzu kesilmesine cemiyet mevcud obnadığını da iddia etmüsaade etmezdi. Bu eski kararın mek yanlış değildir. İşte bu kadar giyeniden tatbikı zaruridir. İstanbulrift ve uygunsuz bir cemiyetle Kaplan, da bu mevsimde kesilen kuzu adedi hakikî yırtıcılığını ve mücadeleciliğini malum değildir. İki, üç gün evvel kullanarak göğüs göğüse çarpışmış bir 300 kuzu kesilmiştir. Nisandan sonşöhrettir. ra kesilen kuzunun adedl çoğalmak.«** ta olduğu gibl etraftan da kesilmiş Meclisten etıldığı zaman Clemençeau olarak gelmektedir. Bu neşriyat etyazı yazmakla, fakat gene ötekine be rafmda kendisile görüştüğümüz Berikine saldırmakla yaşayordu. Ancak lediye reis muavini Lutfi Aksoy şunyazılarını da okumıyan yok gibiydi. Bü ları söylemlştlr: tün millet, onu sevsin, sevmesin yazıla Bu yazıyı okudum. Beni cok a. rını seve seve okuyordu. Kapjanm silâhlarından biri de kalemiydi ki düello lâkadar etti ve buradaki mütaleayı kılıcını ne kadar maharetle kullana yerinde buldum. Veteriner ve Mezbiliyorsa; bunu, belki de ondan daha baha müdürlerile temasta bulun kuzulann canahcı ve yaralayıcı şekilde idare ede dum. Mevcud mevzuat, böyle mevsimslz ve çok küçük iken biliyordu. kesilmesine mânl değildir. MaamaValnız şunu söylemek kâfidir: Clefih bunun men'i için teklifte bulumençeau belki dünyada hiç bir şeye nacağım. Şehir MeclLsinin salâhl fazla ehemmiyet vermiş veya inanmış yeti buna kâfi gelmediği takdirde bir şahsiyet değildir. Fakat onun ordu alâkadar Vekâletlere müracaat edeya ve vatan müdafaasma bağh olmayı ceğiz» her şeyin üstünde kudsî bir vazife telâkki ettiğinden asla ve bir «sn için ŞEHİR tŞLERl dahi çüphe edilemez. Winston CHURCHILL Topkapı dışında bir meydan (Makalenin ikindsi yarın) 3 Şehir Tiyatrosunda haftada bir çocuklara terbiyevî piyesler temsil ediliyor. Bu hizmetin rolü şüphesiz büyüktür. Lâkin, her nedense bu temsillerin biletleri evvelden verilmiyor. Ancak piyesin oynanacağı zaman gişe açılıyor. O vakte kadar pencerenin önünde biriken yavrucaklar kapmm önünü doldurduktan maada kalabalık caddeye kadar uzanıyor. Bir itişme, kakışma başlıyor. Adliyeye verilen Yakalanan esrar muhtekirler Zabıta; miihim bir Fazla fiatla mal satanlardan bir kısmahkum oldu s^1 ?keyi meydana çıkardı Zabıta, geniş mikyasta esrar ticareti yapan bir şebekeyi meydana çı karmış ve 60 kilodan fazla esrar yakalamıştır. Kadirgada Şehsüvar mahallesinde Hikmet adında birlnin esrar kullandığı haber verilmiş ve evinde yapılan bir araştırmada üç parça esrar bulunmuştur. Hikmet, sorgu esnasında esrarı Sultanahmedde Nakilbend mahallesinde Nuri adında birinden aldı ğını söylemiş ve Ahmedin evinde de 150 gram esrar bulunmuştur. Nuri de, esrarı Beşiktaşta İsmailden aldıgmı söylemiştir. İsmail ya. kalanarak evinde yapılan ani bir araştırma neticesi iki buçuk torpa ve ayrıca bir kâğıd içinde de İki kilo kadar esrar ve ekstra ekstra kelimesini taşıyan bir damga ile 34 muhür bulunmuştur. Bu vaziyet zincirleme halinde bir şebekenin faaliyette bulunduğunu ortaya çıkarmış ve sıkı bir sorgu neticesinde İsmail esrarı Maçkada bir evden aidığını söylemiş ve Taşkışla civarında 26 numaralı evde de iki bavul içinde 18 kilo esrar bulunmuştur. Bu evin şebekenin İstanbul satış merkezi olduğu anlaşümış ve şehre esrarın haricden geldiği tespit edilmiştir. Sıkı bir tahkikat neticesi esrarı toplu bir halde Yalovadan bir kadmm getirdiği meydana çıkmıştır. Bu kadın Yaiovanın Kirazlı köyünden Ahmedin karısı Hüsniye dir. Hüsniye de Yalovada yakalanmış ve evinde 20 kilo esrar bulunmuştur. Suçluların hepsi Adliyeye verilecektir. NALINA IHEM MIHINA! Facianın ikinci perdesi abeşistan haritalarını tekraı açmak lâzım geldi. 1935 36 senelerinde, payitahtı Adisababadan başka yerleri aşağı >ukan mcrhulümüz olan bu memlcketin az çnk mufassal haritalarını buluncaya kadar hajli zahmet çeknüştik. Tam hiraı isimize yarar haritalar tedarik etmistik ki zavallı Habeşler, modern ve nıerhamctsiz bir Avrupa ordusunun tankları, bombaları ve zehirli gazleri karşriinda, perişan oldu. Biz de, artık isimi/e yararnaz olan bu haritaları kütübhanemi" zin bir köşes'.ne sokuşturduk. İki gündür, bu haritajan dolabın gözUudea çıkarıp tozlarını silkeledik ve tekrar yazı masamızın üstune koyduk. Şimdi bunları eski bir tarih kitabı gibi tekrar okuyoruz. Beş altı sene evvel ezberlediğimiz Tana, Adua, Tigre, Makkale, Gondar, Ambara, Gocam, Daua, Harrar gibi isimleri harita üzerinde bulup jerlerini tekrar öğreniyor ve bazılirı hayli çetrefil olan bu isim'ıere yeniden dilimizi alışbrıyoruz. Sebebini izaha lüzum yok. Çünkü bütün buralan 1935 36 daki gibi moda ve frenk tabirile actuel olmağa baslamıştır. Artık günun hâdiseleri arasında sık sık bu isimleri işiteceğiz. Gazeteler onlardan bahsedecek, radyolar onlara dair konuşacak, resmî tebliğler onlann etrafında dolnşacaktır. Sudan Habeşistan hududunda çalmağa başlamış olan davullar, impaıatorlar imparatorunun öküz ve at de» risinden yapünuş meşhur şahane davullan, yalnız kurtuluş ve intikam gunünü bekleyen Habeşlere değil; bütün dünyaya, Habeşistan faciasının ikinci perdesi oynanmağa başladığını ilân etmiştir. Kabile şefleri, Necaşinin al şem« sijesini, hududun ötetarafında gclrünce gözieri dönmüş ve artık her şeyi kan kırmızı görmeğe başlamışlardır. Şimdi, bu cengâverlerin elinde kılıc ve kalkan, ok ve mızrak, hatta çakar alıoaz çakmaklı veya gıra tüfeği değil; son sis« tem Lianfild İngiüz tüfeği ve IMaksim ağır makinelisi vardır. Artık Habeşistan göklerinde, Sinyo Mussolini'nin da* madı veya oğlu beş altı sene cvvelîd gibi, ralıat rahat uçamıyacak; İtalyaa tayyareleri Habeş delikanlılannın ve kadmlarının esmer vücudlerini talim ıncydanındaki kuklalara ateş eder gibi tehlikesizce parçalayamıyacak'ır: cünkii İngiliz tayyareleri sarp Habeş dağlarmı ve bakir ormanlarını İtalyan uçaklaruun enkazile doldurmağa baslamıştır. Facianın ikinci perdesi, bu defa üçüncü bir aktörun iltihakile oynanacak ve Nil nehri değilse de tarih tersinc akacaktır. Nerede yazdığımı pek hafırlayamıyorum atıınıa, geçen eylulde, «Nerdesin Lavrens?» başlığı altında, arnk İngilterede, Büyük Harbde bütün Arabistanı aleyhimize ayaklandırmış olan bu müthiş tahrikatçı ayannda kimseler yetişmediğini yazmış; eğer Lavrens sağ olsaydı, Habeşistanı da İtalyanlara karşl çoktan isyan ettirirdi, demiştim. Şimdi anlayorum ki bu yazıyı yazmakta acele etmişim; çünkü, ben eski Lavretoi anat ve ararken yenileri daha temmnz ayın« da Habeşistana dalnnışlar ve o bakir ormanlıklarla sarp dağlan aşarak gizlire 600 800 kilometre içeri girmişler, Sudandan yeni silâhlar getirerek bir Habeş ordusu vücude getirmişlerİngilizin, benim gibi aceleyi sevmediğinl, iyice hazırlandığını, sükunetini muhafaza ettiğini ve zamanı gelince, yumruğu yapıstırdığını bir daha gördüm. Zaten bütün İngiliz sevkulceyşi ve harb san'ati «geç, fakat temiz ve tam ıiş görmek prensipine, «son gülen iyi güler. atalar sözüne dayanır. H Dogrn uml m\ ? Kücük kuzular Belediye de bunların kesilmesini muvafık bulmuyor Terim İhtikâr yapmak ve halkı aldatmak suçile dün yeniden birçok muhtekirler Cumhuriyet Müddeiumumiliğine tevdi olunmuştur. Müddeiumumiliğe venlen ticarethane sahibleri şunlardır: 1 Kesme şekerin kilosunu 42 kuruştan satan Sirkecide Ndbethane caddesinde 51 numarada bakkal Şentaf oğlu Mavrah. 2 Kadıköyünde Söğüdlü cnddesinde 164 numarada manifaturacı Kliyos Osteryu. 3 Zındankapı caddesi 68 numarada yağcı Zikmolu, Eti Banka yüksek fiatla makineyağı satmaktan. 4 Sultanhamammda 62 numarada manifaturacı Nesim Leon, fazla fıatlı etiket koymak ve malları bu fiat'a satmaktan. Fiat Murakabe teşkilâtı daha beş altı Brmaya ihtikâr suçundan zabıtlar tutmuştur. Bunlar da bu gün Cumhuriyet Müddeiumumiliğine verileceklerdir. Dünkü nüshamızda 60 80 kuruşluk UN1VERS1TEDEsurahileri 150 kuruşa satan zücaciyeci meselesi üzerindeki Karako değil, Mahmudpaşada zücaciyeci İdidya'du. çahfmalar Mahkum olan muhtekirler Terim meselesini halletmek üzere geçen sene Üniversite fakültelerinde, profesörlerden mürekkeb birer heyet teşekkül etmişti. Bu heyetler, kendi sahalarına aid ilmî tablrlerin hakikî karşılıklarını tespit etmek İçin çalışmalarma devam etmektedlrler. Tıb ve Fen Fakülte lerl terimlerin mühlm bir kısmuıı hazırlıyarak birer broşür halinde profesörlere tevzl etmlşlerdir. Her hangi bir karışıklığa meydan verilmemesl için taramalarda, büyük bir dikkat sarfedilmektedir. Bu suretle mesainin uzun müddet devam edeceğl anlaşılmaktadır. Bütün fakulte heyetlerinin çalışmalarma esas olmak üzere Edebiyat Fakültesi profesörler meclisi bazı umum'i prensipler hazırlıyarak Rektörlüğe vermiştir. Bugün Üniversite mecllsinde müzakere edildikten sonra heyetler bu prensiplere göre faaliyette bulunacaklardır. Her ay sonunda heyetler birer raporla vardıkları neticeleri Vekâlete bildireceklerdir. Milli korunma kanununa muhalif hareket davalarından üçü, İstanbul ikinci asliye ceza mahkemesince karara bağlanmıştır. Beyazıdda tramvay caddesinde mezeci Suleymanın kaşar peynirinin kilosunu 90 yerine 100 kuruştan, Pangaltıda Ergenekon caddesinde bakkal Andonun beyaz peynirin kilosunu 50 yerine 60 kuruştan, Divanyolunda körcürcü Haşimin Bulgarya kömürünün kilosunu 6 buçuk yerine 7 kuruştan ADUYEDE sattıkları, fazla fiat almak suretile ihSu suiistimali tikâr yaptıkları ileri sürülüyordu. Mahkeme, her üçünün de 25 er lira para Limana gelip giden Ecnebl tüccar cezası ödemelerine, bunlardan kömürcü vapurlarına verilen su meselesi etHaşimin dükkânının da bir hafta müd rafında bir müddet evvel ihbar vakl detle seddine hükmetmiştir. olmuş, bir sahtekârlık yapıldığı iddia olunmuştu. Bunun üzerine, MüMAARİFTE nakalât Vekâleti müfettişleri tarafından Liman İşletmesinde tahkikat yapılmıştı. Bu tahkikat tekemMekteb kapıları erken mül etmiş ve dosya, Müddeiumumiaçılacak liğe gönderilmiştir. Bazı mekteblerde kapılarm geç açılması dolayısile, talebenin dısarıda vakit geçirdiği anlaşıldığından Maarif müdürlüğü mekteblere bir tamim göndermiş, bilhassa bu soğuk aylarda çocukların kapı önlerinde bekletilmemesinl istemiştir. Talebenin tam zamanmda derse yetişebümesi için Tramvay idaresile yapılmakta olan muzakereler neticelenmiştlr. Tramvay idaresi gerek sahablan ve gerekse akşam ları talebeler için hususî arabalar tahrik edecektir. Tahkikat neticesinde, üç ecnebi tüccar vapuruna verilen suların faturaları hazırlanırken, verilen suyu gösteren miktarlarm eksik yazıldığı analşılmıştır. Haklarında takibat yapılanlar, Liman İşletmesl tahakkuk memuru İzzet, su tevzi memuru Bekir, suları gemilere taşıyan ve «rLayter» tabir olunan sarnıç gemiierinden 17 numaralısınm kaptanı Faik, 17 numaralısınm kaptanı Haliddlr. Dosya, Müıddeiumumilikçe sorgu hâkimliğine yollanmıştır. Hukuk Fakültesi talimatna. mesi tadil edilecek Üniversite Hukuk Fakültesi, dlğer fakültelerde olduğu glbl, şimdiye kadar alınan neticelere göre tali matnamesinde bazı tadilât yapa caktır. Fakülte dakanlığı bu hususta çahşmalara baslamıştır. Muaddel talimatname ancak gelecek ders yılında tatbik mevkiine konacaktır. Hukuk Fakültesinde okuyan Askerî Hukuk talebeleri, mezun oldukları zaman münhasıran askerî mahkemelerde vazife aldıklanndan, bu talebelere ayrtca, askerî ceza teşkilât ve usulü muhakemeleri kanunları okutulmasına karar verilmiştir. Yalnız askerî talebelere mahsus olan bu dersler Ikinci sömestrde üçüncü sınıfta okutulmaya başlanacaktır. Muallimlerin kıdem zammı 938 senesinde terfi eden 200 muallime, zamlarının verilmesi için, bu ayın iptidasında alâkadarlara emir verilmlştL Derece alan me murların ilk maaşlarına aid zammm hazine tarafmdan kesileceğl hakkındaki kayda göre, muallim lere bu zamlan önümüzdeki aybaşında tevzi edilecektir. Bir hakaret davası bitti Kadıköy Ermeni kilisesi başpapazı Yeremiya tarafmdan Arevelk gazetesi aleyhine açılan hakaret davası dün neticelenmiştir. Dünkü ceLsede, maznun Arevelk gazetesi muharriri Takvor Acun müdafaasını yapmıştır. Mahkeme bu müdafaayı dinledikten sonra, ceza kanununun 482 ıncı madde&i mucibince maznunun 6 ay hapse mahkum edildiğini, ancak papaz Yeremiya isnad edilen fiilin bizzat tecavüze maruz kalan kadınm mahkemeye verdiği istidasüe anlaşılmıs olduğundan cezanın üçte bire tenziline ve suçlunun hiç bir sabıkası olmaması dolayısiîe mahkumiyetin teciline karar verildiğini tebliğ etmlştlr. yapılacak Pasif korunma tecrübesi J Belediye imar plânına göre, Topkapı dışında geniş bir meydan vücude getirilecek ve bu günkü sur kapısı olduğu gibi muhafaza edllecektir. Seyrüsefere müsaid olmadiğı için Yedikuleye giden kısmm 5' metre aşağısmda yeni bir güzergâh açılacak ve Edirne Sirkeci asfalt yolu buradan geçecektir. Çok cocuklu ailelere mü. kâfat İzmit (Hususi muhabirimizden) Sıhhat Vekâleti vilâyetimız dahilinde 116 çok çocuklu anneye para mükâfatı verilmesi için emir vermiştır. Vekâletir bu yardımı, çok çocuklu anneler ara sında derin bir sevinc husule getirmiş tir. Para mükâfatlan istihkak sahib • lerine verümeğe başlannuştır. Bu paEdirne İstanbul yolu üzerinde ranın ekserisini Adapazan teşkil etmek eşhasa aid mezarlığın bir kısmı yo tedir. Bu vaziyet gosteriyor ki, Ada la verllecek ve burada bir çocuk pazannda 6 ve daha fazla çocuklu anbahçesi yapılacaktır. neler, İzmit ve diğer kazalardan çoktur. Diğer taraftan yeni barem kanunu dolayıslle 939 da birer derece terfi eden 939940 senesinde kıdemlerini doldurmak suretile zam gören 136 olmak. üzere 1126 muallim sıra beklemektedir. Mualllmler Vilâyete müracaat ederek haklarının terfi ettikleri senenin eylulünde ve1KT1SAD rilmesini ve zam gördükleri zamandan itibaren geçen müddetin de naAltın fiatları zarı dikkate almmasmı istemişler dir. Vilâyet bir sureti hal bulmak Altın fiatiarı tekrar yükselmeğe üzere muallimlerin bu dileklerini baslamıştır. Dün bir Reşadiye altmı tetkik etmektedir. 2360 kuruşa kadar çıkmıştır. tanhayır kalmaz ha!.. Uyku sersemliğüe bir an rüyanın birdenbire başka bir safhaya gu*erek devam etmekte olduğu zannma düştüm. Neden sonra beynimde uyanan fikirler tedaisi kanununun yardımile hademe kadınm tıir gece evvelki tenbihimı tekrar ytrine getirmek istediğine intikal ettim. Aman bacı, dedim, artık hastalıscn geçti, kalkmama hacet yok! Lâlifer bacı bu sözleri dinlemiyor, bir elile yorganı üzerimden sıyırıyor, öbür elile kolumdan tutarak beni yataktan dışanya çekiyordu. Baktım, meramımı anlatmaya imkân yok. Çaresiz yatakhaneden dışarı çıktım, biraz durup geldim. Bir hafta, evet tam bir hafta muntazaman hademe kadın beni tatlı uykularımöan uyandırıp zorla muslukiarın tulunduğu tarafa sürükleyor, zihninde sapîanıp kalmış sabit fikrin yerine geldiğine tamamile kanaat getirdik;en sonra tekrar yatmama müsaade edi yordu. Hiç kimse yaptığı muzipliğin cezar.nı görmediği halde ben küçük bir intikam hursını tatmin etmek yüzünden her gece uykusu bölünmek iş kencesine maruz kahyordum. Belki bu eziyet aylarca sürüp gidecekti. Nlnayet bir gün büyük bir kâğıd üzerine saçma sapan bir kaç satır yazı yazdım. Mürekkeb şişesinin dibini istampaya sürüp altına mühür gibi bastım. Tenha bir yerde hademe kadını yakalr.dım: Lâlifer bacı, dedim, bak artık hastahğımuı geçtiğine dair doktordan rapor aldım. Bundan sonra geceleri sakın beni uyandırma emi! Arab karısı sanki okuma biliyormuş gibi gözlerinin akını büsbütün Düyülten bir dikkatle kâğıdı evirip çevırdikten sonra kani ve müsterih cevab verdi: Peld, mademki doktor laportunu <ermiş. Artık seni kaldırmam.. Yoksa malum ya, çarşaflardan, yataklardan hayrini kalmazdı.. Müdire hanım benim yakama yapışırdı! Eski Tokad nüfus memuru tevkif edildi Üç sene ewel tekaüd edilen Tokad nüfus memuru Mustafa aleyhinde, tekaüdlüğünden bir sene evvel rüşvet aldığı iddiasile Tokadda tahkikat başlamış, kendisinln İstanbulda bulunduğu anla^ılmıştır. Vaki iş'ar üzerine Edirnekapıdakl e vinde yakalanan Mustafa hakkındaki tevkif müzekkeresi, Sultanahmed ikinci sulh ceza mahkemesince infa^ edilmiştir. Mustafa, Tokada gönderilecektir. Dün Vilâyette yapılan içtimada bulunanlar Şehirde yapılacak pasif korunma denenıesinin gününü tayin etmek üzere dün vilâyette vali muavini Ahmed KıBiğın başkanhğında elli kişilik bir toplanü yapılmıştır. Bu toplantıya kay tnakamlar, nahiye müdürleri, seferberlik, emniyet müdürleri ile muhtelif Vekâletlerin şehrimizdeki şubelerinden gönderilen deleğeler iştirak etmişlerdir. Toplantıda deneme günü ayın 23 i ile 61 i arasında ve hava vaziyeti daha müsaid bir gün olmak üzere tespit edilmiştir. Deneme ayni gün gece ve gündüz olmak üzere yapılacak, halk hava koruma kanununun bütün ahkâmına riayete mecbur tutulacaktır. Bu nıüddet esnasında şehir devamlı olarak karartılacaktır. Denemeye aktif kuvveıler de iştirak edecekleri cihetle muhtemel kazalara mâni olmak üzere icab eden tertibat alınmışbr. Dünkü topldntıda muhtelif ekiplerin ve tatbikat âmirlerinin mütaleaları da dinlenerek icab eden tedbirler alınmıştır. Deneme günü vazife görecek olanlara seferberlik müdürlüğünce vesikalar verilecektir. Geçnıiş zaman olur ki hayali cihan değer! Kız lisesinin geniş bahçesinde, uzun koridorlarında, havadar yatakhanelerinde, hattâ güç dersleri dinlerken kasveth bir hava ile dolan yüksek ta vanlı sınıflarmda geçirdiğimiz günlerin, gecelerin dimagımdan bir türlü silinmiyen hatıralarile hâlâ vakit vakit neş'eleniyor, onları tekrar gözlerımin bnünde canlandırmaktan sonsuz bir zevk duyuyorum. Muallimlerin kürsüde bizi daima derin bir dikkat ve heybetle süzen nazarlan karşısmda durmadan artan ciddiyet ve sükunetimize onlar meseleleri siyah tahtada izab. için arkalarını döndükieri vakit bir anda kaybolur, ön sıralarda kulaktan kulağa hasbıhaller şeklinde başlayan fısıltüar arka sıra larda derin birer uğultuya ve sağır birer gürültüye inkılâb eder, fakat asabiyet ve hiddetle geriye dönen çatık kaşlı asık bir yüz derhal aklımızı başımıza toplatır, dülerimızi hareketten durdurur, dudaklarımızı birbirine ke redlerdi. Fakat teneffüslerde bütün hocaların ve mekteb idaresinin temsil ettiği müşterek otoriteden bu sabır ve tahammülün intikamını almak ıster gibi bir çok defalar lüzumsuz yere haykırır, bağırır, koşar, zıplar, sıçrar, arkadaşlarımıza takılırdık. Nöbetçi muallimlerin bir kısmının musamahâsmdan istifade ederek bu hay ve huylu âlem bir aralık yatakhaneye de iniikal etmişti. Sık sık yastık atışma kavgaları, battaniye aşırma, çarşaf çekme hâdiseleri cereyan ediyor, ancak dik ve hakim bir sesin acı ihtan birden karyolamıza sıçrayıp başlarımıza çektiğimiz yorganların altında sessiz ve hareketsiz kalmamızı temin edebiliyordu. Bunlar kâfi gelmiyormuş gibi bir aralık yeni bir moda daha çıktı. Sabshleyin çıplak ayakları, bol gecelik gömlekleri ile gerine gerine karyolalarından yere inen arkadaşlarınuzdan bazıları bütün gözlerin kendilerine çevrilişi ve bütün ağızlarda gürültülü birer kahkaha Ue açılışı karşısınds evvelâ şaşınyorlar, sonra bir KüçUk hlkâye Karın agrısı den buyuk kapmın yanındaki aynnya koşuyoriar, oradan sırtlarına ceketlerinı almayı bile akıllarına getirmeden doğru musluğa fırlıyorlar, yanaklaruıa, alınlarma, burunlarının üstune parmak parmak çekilmiş al, yeşil, mavi sulu ve yağh boyaları güçlükle yıkayıp teıniziıyorlar ve yatakhaneye müthiş bir sinır buhranı içinde donüyorlar, şuphelendiklerine üst perdeden çatıyorlardr. A.. Kaşim böyle şaka olur mu ya? Şimdi müdire hanıma gidip hepinizi şikâyet edeceğim. Ar;tlarmda hakikî mücrimin de bulunması ihtimaline rağmen bir çoğu masum, ötekiler kendilerini müdaCaaya kalkışırken bile gene gülmelerini zaptedemiyorlar: Kız, bizim yaptığımızı ne biliyors,un? Diye ondan daha yüksek sesle baykırıyorlardı. Alaca karanlıkta cereyan eden bu komedyalara birkaç gün ben de bitaraf bir seyirci sıfatile katıldım. Fakat bir sabah ayni âkıbete uğramıyayım mı? Kjzmanın, şikâyet etmenin hiç bir fayda vermiyeceğini biliyordum. '5nun için kahkahalar, alaylar, istihzalar karşısmda istifimi bozmadım: Ey para ile değil, dedim, sıra ile.. Fakat, içimde kabaran derin hırs ve hiddeti yenmek için çok güçlük çekiyor, göz ucile etrafımdakileri tetkik ediyordum. Acaba bunu samimî arkadaşlarımdan biri mi yaptı? Yoksa sınıfta ehemmiyet vermediğim, konuşmadığım kızlardan biri mi? Diye cevabını al?madığım bir suali kendi kendime sorup duruyordum. Zekâmı varku\'\'etile işlett.'ğim, sabahtan akşama kadar bütün sınıf halkının yüzünü, hallerini, ta riadiye iclâl Florya plâjlan Bazı resmî muamelenin ikmal edilmemesi yüzünden Florya plâjlarının kiraya verilmesi geçen sene gecikmiş ve bu yüzden bazı ihtilâflar zuhur etmisti. Bunu nazan dikkate alan İstanbul Belediyesi, mezkur plâjlan daha erken kiraya vermeye karar vermiştir. Evyelce plâjlarm kira müddeti bir sene idi. Bu müddet şimdi üc seneye çıkarıla cak ve heyeti umumiyesi bir kişiye verilecektir. Kısa Haberler İ I •k Şehircilik mütehassısı M. Prost, Suadiyenin imar plânını hazırla maktadır. Şubat sonunda Belediyeye verecektir. •fc Halâskâr Gazi caddesinden Şişli istikametine gitmekte olan 2061 numarah Muradm idaresindeki oto mobil, ayni caddede oturan 50 yaşJarında Mihaile çarparak başından ve vücudünden yaralanmıştır. ir Sirkeclde lokantalara girip çıŞirketi Hayriye idaresi, Boğaziçi karak muhtelif paltolar aşırdığı idhalkınm vakı müracaatlerini nazarı dia edilen İsmail, Sultanahmed ikindikkate alarak, gece saat 22 de Köp ci sulh ceza mahkemesinde tevkif rüden hareket edenvapuru Rumeli olunmuştur. hlsan ve EmirgâMiskelelerine de uğratmağa karar vermistir. Tarife* Gelibolu Müddeiumumisi Fikdeki bu değişikliğin. önümüzdekiı ret İlseven, mezun olarak İstanbula pazartesi günündn itibaren tatbikı pelmişth. Burada bir müddet kalan a ba§lanacaktır. 1 rak tekrar Oellboluya dönecektir. Şirketi HayrijAıin gece seferlerı vuıannı suzüp incelediğım ha^e bir türiü mücrimin kim olaugunu Sestirip afamaaım. O halde, şupnelendikleıi min hepsini sıra ile benim de boyamam lâzım gekyordu. Fakat mühim bir nokta beni derin derin düşündürüyordu. Simdi o günleri, daha doğrusu o geceleıı mumla arıyorum, akşamleyin jykuya daldıktan sonra arada bir daba kafiyyen uyanmam, bir taraftan bir tarafa dönmeden sabahı bulurdum Nasıl olup ta geceyarısı kalkacaktım; bir iki akşam kendime yaptığım telkinle meseleyi halletmek istedim. Heyhat!. Tecrübem boşuna çıktı. O vakit başka türlü bir karar vermek mecburiyetinde kaldırn. Gece hademeü siyahî bacıyı yakaladım: Lâlifer kalfa, dedim, biraz rahatsızım, doktor ilâc verdi, geceyarısı beni mutlaka uyandır, yoksa çarşaflardan yataktan hayır kalmaz ha! Arab kadın cpeki!.. makamında başını salladı. O akşam Lalifer bacının hiç haberi olmadan temin ertiğim iştirakile beş on kişini suratını acemi bir ressamın yüklü paletine döndürmüş tüm. Ertesi sabah mutad alaylar, istihzalar, kahkahalar tekrar etti. Ben de içimden en büyük intikamımı almış hararetli bir muhterisin duyduğu tatminkâr sükunu hissettim. Bir köşeye çekiHp kıs kıs güldüm. «** O akşam, uyku perisinin yumuşak göğsüne uzannuş tatlı bir rüyanın en merakh safhalarından birini seyre dalmışken vücudümde şiddetli çalkanü larla uyandım. Gözlerimi açtıgım vakit Lâlifer bacı tepemde dikilmis ellerinin bütün kuvvetile karyolayı sarsıyor: Kalk Hadiye Hanım, diyordu yoksa, malum ya çarşaflardan, yatak Hırsız hizmetçi mahkum oldu Cağaloğlunda tüccardan Ziyanın evinde hizmetçilik ettiği sırada gümüs takımları, çatal, bıçak ve sair 21 parça esya çalarak savuş tuğu iddia olunan Emine Otaşırj muhakemesl, bitmiştir. İstanbul ikinci asliye ceza mahkemesi, ken. disini 16 ay hapse mahkum etmiş* tir. Kalb sektesinden ölüm Balıkpazarmda Helvacı sokağında yük almakta olan Remzi adında bir arabacı, üzerine gelen bir fenalık neticesi düşerek ölmüştür. Yapılan muayenede ölüm hâdisesi nin kalb sektesinden vukua geldiği anlasılmıştır. CUMHURİYET Senelik Alta ayhk Üç ayhk Bir avlık Hiıoni! seraıl.l Nüshası & knruştur. Türtdye Hario Gazetemize gönderilen evrafc ve razılar ne«redilsin edilmesin tade edilme? ve ziyaından mes'uliyet kabul olunmaz. Dikkat