10 Haziran 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

10 Haziran 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 10 Haziran 1940 \r Tariki tefrika: 2 9 Halkıtı dilekleri ran.îanın şimalinde muharebe çok genişledi. Şinıdiye kadar Mans denizile Aaon'un cenuÇorumda Sarayköyünde Çiftçi karibundaki Vmumî Harbde dahi büyük şohleriinizden Rifat Eren yazıyor: et bulan Chemin des Dames arasında «Son günlerde gazetelerimizde «isiki yüz kilometrelik bir hat üzerinde tihsalı arttırmak. meselesi sık sık ereyan eden muharebe şimdi cephemevzuu bahsolmaya başladı. Bu telin Reims'in şinıali şarkisindeki Eetşebbüs. Cumhuriyet idaresinin kurulhel'e kadar uzanan kısmına da sirayet duğu gündenberi devlet tarafından :tmiştir. teşvik edilmekte ve çiftçilerimiz de Fakat asıl mübareze Oise ve Aisne bu gayeye ulasmak için butün kuvnchirlerinin arasındaki kanal ve bunvetlerile çalısmaktadırlar. Büyük ve İbrahim Paşa bu gayesine muvaffak on adım miktarı ilerice varup mesfuların birleştikleri noktanuı teşkil ettizengin çiftlık sahibleri, arazilerinde olmak için her şeyden evvel siyasî prog ru nüvaziş eylemişlerdir. Ancak mesği zaviyede cereyan ediyor. General ku>ular açarak vücude getirdikleri ramını tanzim ettı. Rusya ile Avustur fur, yedeklerinîn önünde bîr bayrak Weyçand'ın e'nrile burada Fransızlar bir kanallar vasıtasile tarlalarını sulayadilik Almanyaya geçememişlerdir. Bun sevkülccvs ric'ati yapmıslardrr. Fakat ya arasında rekabet husule gctırmek küşade eylemiş ki. âdettir deyu şehre Dün sabahki Semplon ekspresile Berrak, ekim ve hasad için makineler ların Almanya yolile memleketimize av muharebe hâlâ birbiri arkasında müsmaksadile, Rusya ve Polonya hükumet bu veçhıle gire. Lâkin, devleti alıyeje lin buyük elçimizin zevcesi Lâmia Gekullanarak zıraî faaliyetimizi Avrupa detlerini temin için Berlin sefaretimiz Jahkom hatlardan mürekkeb derin Weylerile münasebatını iyileştirdi. Macarh gelen balyoslar, böyle bayrak ve tıramrede ile Berlin ticaret ataşemiz Dr. Said çiftçilerininki derecesine çıkarmaya tarafından Alman hariciyesi nezdinde fand müstahkem mmtakası içindedir. Rakoçi'nin vasıtasile, Prusyalılarla dost pete ıle Padişahın olduğu mahalle girSerper ve refikası Almanyadan şehrigayret ediyorlar. Fakat Anadolunun teşebbüsata girişilmiştir. Yakında av Taribin en büyük muharebesini teşkil luk tesis eyledi. Fransa, İs\ eç ve Vene mek hilâfı kanun olduğundan, bayrağın mıze gelmıslerdir. Bayan Lâmia Gereortahalli ve küçük çiftçileri sermayedetleri mümkün olacağı umulmakta eden boğusmanm ne neticeye varacağı de. seiirimizin Berlinde, vazifesinın badiklilerle hoş geçinecekti. Babıâlinın si kaldırılması için şıkkı evvel Defterdarı lerinin kifayetsızliği. makine ve petdır. Sefaretimiz kendılerile ehemmiyetlı henüz malum değildir. şında olduğunu, Almanyadaki talebeleyasetini büyük bir temkin ve vakar ıle tercuman ile maan varıp elçiye ıfade rolün pahalılığı. makinelerin tamir surette meşgul olmaktadır.» rimizin tahsillerine devam etmekte oltakib eden İngilizler ise, esasen makbul eyledikte elçi rızadade olup. lâkin bunFransanın simalindeki büyük muhaimkânlarınm azlığı dolayısile bu tarz Dr. Said Serper, Belçikada bulunup rebe sür'atle inkişaf ettiği gibi siyasi ve mergub bir mevkide idı. dan akdem Sofyadan mazulen avdet faaliyetten istifade edememekte, yal duklannı, sefaretimizin talebelerimizle da memleketimize donmek üzere Ber vaziyet dahi pek çabuk inkisaf etmekher an yakından alâkadar olduğunu, nız karasaban ve öküzle iş görmeğe Artık memlekete, bir sükun gelmişti. edip gelen atik balyozun kethüdası olan her hafta sefirin iştirakUe kulubde toplin sefaretimizden yardım isteyen bir tedir. İtalyanın harbe istirak edeceği kalkmaktadırlar. Halbuki karasaban (Lâle devri), bütün refah ve haşmetile Kâfir 2] maan bulunup, gayet muanıd landıklarmı söylemiş, hocaları askere kısım talebemizin mektublarını da be anin yaklastığını gbsteren alâmetler bir bir kâfir olmakla bayrağın refolunmave öküzle istıhsalin artması imkânı eçıkvermişti. alınan talebelerimizin tedris vaziyeti raber getirmiştir. Mektubları Hariciye kat daha çoğaldı. Şimdiye kadar İtalyaması için vâfir inad eyledı. Lâkin, lutyoktur. Mutlaka at ve pulluk lâzımIstanbul, tabiatin en müstesna güzeldaha müsaid olan mekteblere nakledılVekâletine verecektir. Yardım isteyen nın hedefleri ne olduğu tnüphem ve u dır. At ve pulluğun Anadoludaki buğfu Hak ıle inadı bir şeye mufid olmalikleri içinde bıbedel bir inci gıbı pardığini ilâve etmiştlr. talebeler şunlardır: Nevzad Eratan, Ad mumi surette ve meselâ Akdenizde serday istihsalini kısa bir zamanda en layor, Boğaziçinin yeşil sahiUerınden yıp zannı batılların icra edemediler. Hanan Erzinçay, Memduh Ozkul, Hicri best olması yolunda beyan edümekte az bir misli arttıracağma şuphe yokTicaret ataşesi Dr. Said Serper de, aynlı, bayrakların devşirip hıfzettiler. coşkun şevk ve siirur âhenkleri tasıZamangil ve Abdülkadir Örencikedir. idL tur. Ortahalli ve küçük çiftçinin bun nı şeiklde, talebelerimizin iyi olduklayordu... Padişah, kızlarını evlendiriyor.. Badehu, bu veçhile alay tertib olunHamburg konsolosumuz da geldi lan tedarik edebilmesi ise ancak pek rını, derslerıne çalıştıklannı, aileleri taBelazionî İntemazionali son nüshasınEn sevgili kızı Fatma Sultanı, laymeUi muştur: Dünkü Konvansyonel trenile de An da su tasrihatı yapmışlır: «Şimdiki harb az da olsa devlet kredısile kabildir. rafından gönderilen sabun ve ka\urma venri İbrahim Paşaya veriyor... Beşikİptida, çavuşanı dergâhı âlî ve ça O zaman binlerce, on binlerce Türk karaya çağınlan Hamburg konsolosu İtalyan milleti için Nis, Korsika, Tunus, gibi maddeleri muntazaman aldıklarmı, taş sarayırun rengârenk lâlelerle, zümvuşanı sıpâh ve silâhtaran, muz Ömer Lutfi ile Fransa ve İtalyada Cibuti meselelerini halletmeli ve aynl çiftçisi derhal canla başla işe sanhrlar hiç bir zaman aç kalmadıklarını söylerüd gibi parlayan çamlar ve akasyalarla mücevvezel erile. bulunan talebelerimizden sekiz kişilik zamanda Avrupayı dünyanm ham madve istihsali arttırmak gayesi muhakmış. Belçikadaki talebelerimiz hakkında Biüzeyyen bahçelerinden yükselen lâhuBadehu, yedegânı balyos. kak husul bulur.» bir kafile gelmiştir. Kafile, Belçikadan de membalannı ellerinde tutan devletBerlin ticaret atafemiz da şu izahatı vermiştir: ti musiki nağmeleri, İstanbulun butün » şifeli çukadarlar. Fransaya gecen talebelerimizden maden lcrin inhisar ve hegemonyasından kurSaid Serper Kaviımizin çok makul bulduğumuz « Aldığımız mektublardan, Belçisemasma yayılıyordu. » teşrıfatî (şıkkı ev\'el defterbu fıkrinı alâkadar makamların na» kadaki Türklerin Holandaya geçtikleri da arasında askerî nakliyat sebebile yol mühendisi Fahri Gönüllü, Fethi Çorlu tarmalıdır.» darı Elhac Mustafa Efendi). Bu zevk ve tarab âlemlerinden, eczan dikkatine arzetmeği bir vazife anlaşılmıstır. Fakat Almanya ile Holan lar kapalı olduğundan, bu talebeler şim han, İtalyada bulunan talebelerimizden Mussolini'ye yakın alâkası bulunan » kethüdayı sipâh ve silâhtanebiler de bol bol istifade edıyorlarDr. İshak ve iktısad doktoru Tevfik Fopolo dİtalia dahi dünkü nüshasında biliyoruz. Memleketimizin iktısadî varan. dı. Saray erkâru Çırağan eğlencelerı ve Mananoğlu, Paristeki talebelerimizden İtalyanın politikası mihverden gayrikaziyetini düzeltmeyi ve çiftçiye yarhalk Kâğıdhane safalarile meşgul iken dımda bulunmayı ötedenberi kendisiReşad Temizer, Sadi Elden, Hüseyin bili tefrik olup harbe girmek üzere ol» balyos. ne şiar edinmiş olan hükümetimizin Ekicioğlu ile Zeki Tulgaydan mürek duğuna yazmıştır. Müttefiklerin ablııka Boğazm zumrüd gibi yeşil sahıllerinde, » kalpakh çukadarlar. bu yardımı artürmaya çalışacağından kebdir. Yeniköy, Tarabya, Büyükderedeki yaz•» tercumanan. ve kontrolunun İtalyan ticaretine yapeminiz. Konvansyonel, Berlin vagonlannm ge tığı zararlara dair Mussolini'ye verilen lık sefarethanelerde de elçiler ve zen> kâtib ve emini çavuşan. cikmesi yüzünden beş saat röt?/la gel yeni raporda bunun doğrudan doğruya gın ecnebıler tarafından turlü türlü > çavuşbaşı ağa. miştir. mahtab eğlenceleri, balolar, komedya> beyzadegân 3] ve tevabii sagayrimuhariblere karşı bir abluka teştdl lar, pandomimalar, kır ziyaietleri terüb ire 4]. ettiği ve İtalyanın hükiimranhk hukuGöçmen iskânı edılmekte idi. • [Arkası var] ku Ue telifi imkânsız ve gayrikabili taSıhhat Vekâleti Vilâyete gönderdiği hammul olduğu tebarüz ettirilmiştir. İngilizler, Belgrad köyünü çok sevi1] Türkler bu zata «Montak» derlerdi. bir tebliğde 1940 senesi zarfında vilâFransızlar bu raporu İtalyanın harbe yorlar, en zengin Ingihz tüccarları bu 2] Sabık sefir «Sör Ston> un daire mü yetimizde hiçbir göçmen iskân edilmiyegirmesi için bir bahane saymaktadular. köyün sükuneti içinde ikameti tercih edürü ve tercümaru olan Adah Rumlar ceğini, bu müddet zarfında evvelce jsİtalya harbe girdiği zaman denizdekl diyorlardi Kış mevsiminde Galatanın, gemilerinin ve hamulelerinin müttefikkân edilmiş olan göçmenlerin tesçil ve Beyoğlunun dar ve kasvetli sokaklann dan bir adamdı. ler tarafından zaptedilmemesi için Ame3] Sefirin maiyetinde bulunan bazı in almış oldukları malların tapuya raptına da yaşamaktan bunalan sarışın İngıliz Damga kanununda yapılan tadilât barikadaki ve bütün dünyadaki gemilendilberleri, ilkbahann lâtif gunleri bas giliz asilzadeleri. aid muamelelerin sür'atle ikmal edilzı yerlerde yanlış tatbik edildiğinden ne bitaraf limanlarda kalmaları için elar baslamaz, akın akm Belgrad köyü4] Sefirin refikası ve hizmetçileri. bunun hakkında Maliye Vekâletinden amesini bildirmistir. mir vermiş ve Amerikadaki bakır müne göçüyorlar, onnanlarm füsunkâr lâkadarlara yeni bir izahname getniştir bayaasını kesmiştir. golgeliklerini şen kahkahalar, kuş cıvdBunda yeni kanunla damga resmi katılarını andıran İngıliz şarkılarıie şenPapalık makamı. sulhu kurtarmak inununun on birinci maddesine bağlı talendiriyorlardı. rifede yazılı maktu resimlere yüzde ell çin tcşebbüste bulunduğuna dair intive ayni kanrmun üçüncü, dördüncü, be şar eden şayiaları tekzib etmiş ve sulh İbrahim Paşa sefirlerin kabul meraşinci ve altıncı fasülarında yazılı nisb: lehinde harektte bulunmak için münasimlerindeki teşrıfat dereceleri içın de i resimlere yüzde on nispetinde zam ya sib ânm gehnediğiıü ilâv eetmiştir. Pabir sıra tanzim etmişti. Türklerle siyasî münasebetı en eski olan Fransa hükuEminönü meydanınm yükseltllmesi için tramvaylardan başka vesaitl pıhnışnr. Damga resmi kanununun on pa keudi hükumet havzasmın harbin birinci maddesine bağlı maktu resim ta tahribatına uğramaması için korunma metinin elçisi, en başta geliyordu. Ve nakliye bir müddet geçemiyeceğinden yayalara mahsus olmak üzere inşa rifesinin 38. 40, 46, 47, 49, 52, 54, 58 sonra, sarayın ve Babıâlınin daiına makedilen muvakkat köprü dün bitirilerek açılmıştır. Yakında yukseltme 61, 62, 63, 68, 78, ve 90 numaralarmda tedbirleri almakla mesguldür. İtalya; Ispanya, Abnanya ve Macaristan müsfesbul ve mergubu olan İngiliz sefiri ile ameliyesine başlanacaktır. Resmimiz muvakkat koprüyü göstermektedir. yazılı evrak ile otuz dokuzuncu numana. uzak hava sefcrlerini tatil etmistir. Venedık Balyosu, Feleraenk, Nemçe. rasında yazılı vekâletnameler bu zamma İtalya harbe girmek için o kadar haLehistan, İsveç, Rusya elçi ve kapı kettâbi değildir. Avni kanuhüri 33 ünc zırlanmıştır ki Mussolini'nin yarın Hlüthüdalan, sırasıle biribirini takib ediyormaddesinde yazılı evrakın resimleri de tefıklere ültimatom şeklinde taleblerde du. Fakat bunların arasında, en ziyade yüzde elli arrbrılmıstır. Gerek maktu, bulunmak üzere ilk defa hitabede buluArkadaşlardan biri, geçea. gün bana halasıru. nasılsa bir kere irükâb etmiş İngiliz sefirleri hurmet ve riayet göriigerek nisbî resimlerde yapılan zamlaı nacairı. Roma mehafilinde beklenmekteyor... Gerek padişahın ve gerek Sadrıâ Bogaziçine taşınmağa karar verdığıni bulunduk. Şimdi bu hatayı zamam geve damga resmi kanunu hükümlerin> dir. İtalyanuı harbe gireceğine müttesoyledı. Boş bulunup sordum: lince, yeni bır proje yapürmak bahasırıa zamtn huzurlarına kabul edıldıkleri zaYaz aylarına girdiğimiz halde, havagöre bir varakanın tâbi olduğu resim fikler süphe etmcdiklerinden icab eden Sebeb? da olsa, tashih etmeğe bakmalıyız. nvan bunlara daima dostane ve samîların hâlâ serin ve yağmurlu gitmesi miktan hesab ve tayin edildikten sonr; tedbirleri almıMardır. Altı sebeb var... dedi. Çunkü, şehirleşmiş bir Boğaza ta dolayısile sayfiye yerleri eskisi gibi marıe muameleler gösteriliyor... Ekseribu miktar üzerinden hesab olunacaktır, Nedir?... hammul etmek çok güç oluyor. Oja naya kendilerine kıymetli hediyeler veriMuharrem Feyai TOGAY rağbet bulmamaktadu, Bu yüzden plâj Yoksa damga resmi kanununda yazılı Birincisi kiralarm ucuzluğiı... sıl hotozdan ayrılmazsa, Boğaz da yaliyordu. sahibleri arasmda da endişe başgösterresim nispetleri arttırılmış değildir. Me Hemen sozunü kestim ve bir an için bdan mahrum bıraİngiliz sefirleri, kendilerine gösterilen mektedır. Bu hususta Kandilli rasadhaselâ damga resmi kanununun ikinci ma< Ankaraya giden vekiller bu dostluk eserlerini buyuk bir vakar de kendimi Napoleon'un yerine ko\a kılamaz. nesi müdürü Profesör Fatin şu izahatı desi mucibince muayyen mebaliği mu Boğazıçi denilen Bır haftadanberi şehrimizde tetkikve sukunetle karşılayorlar... Dığer bazı rak: tazammm evrakm resim nispeti bindı J vermiştir: cennetinin lerde bulunan Maarif Vekili Hasan Âli şımarık elçiler gibi, şu veya bu işe ka Kâfi... dedim, diğer beş sebebi söy dünya ikidir. Bu nispet mahfuzdur. Yani ka « Havada mayıs başındanberi bir başlıca hususıyeti, Yücel ile Maliye Vekili Fuad Ağralı dün rışmıyorlar. Vazifelerini tam bir cid lemeğe lüzum kalmadı! nun. damga resmi kanununun on ikinci Fakat o, geri kalan sebebleri de an Istanbula benzememesi idi. Boğaz. iti gayritabiılik vardır. Fakat bu hal yalakşam trenile Ankaraya gitmişlerdir. diyet dairesinde ifa ederek, bilhassa devmaddesi mucibince resme tâbi her hangi raf edelim ki ayrı bir iklimin üzerinde nız bulutlu ve yağmurlu günlerin haletın kanun ve mzamlanna son derece latmağı faydau buldu: bir varakanın bu nispete göre tayin e Bogaziçine taşınmağa karar ver dır. Bu iklimin havası başka türlü eser, zirana girdiğimiz halde devam etmesinde riayetkâr bulunuyorlardı. dilen resim miktanna yüzde on zam ya dim, diyordu. Çünkü: 1 Şehrin dört tuyu başka türlü akar, kuşu başka tür dedir. Yoksa bu vaziyeti görüp de büMuhtelif devletlerın elçileri dikbaşh duv&rı ıçınden kurtulmak istiyoıum. 2 lü öter, çiçeği başka türlü kokar, ve depılmıştır. Binaenaleyh ,damga resmi ka lıkları ve devletin mer'î olan usul ve Allahın yarattığı en guzel renye yeşil r.izi... Hepsinden daha mühimtni deni tün yaz, havaların böyle gideceğine zanununun on ikinci maddesine göre yir Nüshası 5 kurnstur. nizamlarına riayetkâr olmamalan yü hasreüm. 3 Evımın tepecamından zi, başka türlu dalgalanır! Bu motüler hib olmak doğru değildir. Tabiatin böymi kuruş resme tâbi olan bir maaş se zünden ekserıya acı hakaretlere maruz seyrettiğım denize, gozlerim kanamı\or den bir tanesinin eksikliği, kendini der le cilveleri nadir olmakla beraber dainedine yeni kanunla iki kuruş zam ya Türkiye Harîc kahnışlar.. Hatta bunlardan bazılan hu artık™ 4 Tramvay ve otobusle uzun hal belli edeceği hatırımızdan çıkrnama ma vukua gelebilir. Bu sene de işte böypılmıs bulunmaktadır. Yeni kanunla ya için için dud haricine koğulmuş, bazıları da Ye uzadıya mukayese ettıkten sonra, va l'dır. Eski yalılann birer ikişer yıkıcı le bir tabiat cilvesine şahid oluyoruz. pılan zamlar bazı hallerde kesirli çık 1400 Kr. 2700 Kr. Senelik dikule zindanlarına atılmışlardı. Fakat, purun en rahat ve en emniyetli nakil lara teslim edilişindeki acıyı, orada ve Fakat ekseriya böyle bulutlu ve yağmaktadır. Bu hallerde yapılacak mua Alti aylık 750 . 1450 > Şeyhülislâm Bahaî Efendinin a7İile ne vasıtası olduğuna kanaat geürdim. 5 nilerınin ve daha iyilerinin, ihtiyaca da murlu gecen ilkbaharlardan sonra yaz mele 1940 mali yılı müvazenei umumi Üc aylık 400 » 800 » ticelenen o münasebetsiz hareket müs Her şeyden evvel başımı dinîemek ıh ha uygun olanlannın kurulacağı teselBir ingıliz firması Belediveye müra ye kanunile hükme bağlanmışsa bu mad çok kurak geçer. Bu sene de böyle o!aBir aylık 150 > Yoktur. tesna olmak üzere İngiliz sefirlerinden ti"acındayım. de hükmüne göre alınacak zam ile ası lisi bize unutturabilir. ceğuıı ve bundan sonra kurak ve sıcak caatle sokaklarda polis ve belediye kuhiçbiri, en ehemmiyetsiz bir şekilde bile, lübesi olarak kullanılmak üzere çelik damga resminin baliği bir kuruştan aşa Münasib bir Allahrn, kndret elile, özene bezene iş aylar gecireceğimizi umuyonım. Hava kulübeler satmağı teklif etmistir. Behe ğı zuhur ettiği takdirde bir kuruşa ib Türkler tarafından rencide olunmarrı>yer bulabıldin mi lediği bu guzel kıyıları, en tabıi hayat ların boyle gitmesi bazı kimseleri sıkın ri 72 ve 52 İngiliz hrasına çıkan bu ku lâğ olunacak resim ile zam yekunundan Gazetemize gönderilen evrak ve yanUr lardı. bari? sahası olan denizden bir karış dahi u tıya düşürüyorsa da köylülr çok istifa lubeler herhangi bir bomba tehlikesine bır kuruştan aşağı zuhur eden kesirle: neşredilsin, edilmesin iade edilmez ve Başını salladı: Bu devrin en büyük kahramanı olan zaklaştırmağa hakkımız yoktur. de ediyorlar. Bu noktadan memnun ol karşı masuniyet temin etmektedir. Be de kurusa cıkanlacaktır. nyaından mcs'uüyet kabul olunmaz. Işte, dedi, asıl Sadrıâzam ve, Damadı Şehriyari İbSalâhaddin GÜNGÖR mamız icab eder. lediye bu teklifi tetkik etnıektedir. :an alacak noktaj a rahim Paşa, İstanbuldaki elçilerin htpsimdi dokundun. Bo sile hoş geçiniyor... Ve bilhassa Fransız Macid Bey, karısı ve çocuklarile berada dort tane bilet var. Farzedelim ki bulamadım, dersem baKüçUk hikâye ve İngiliz sefirlerine büyiık bir dostlukbır tanesi o kadının. Geri kalan üç tanena inan... Halbuki, Boğaz bizzat yalı raber tiyatronun kapısına geldiği zaman, la hurmet ve riayet yosteriyordıı. ye ne diyeceksin? Bunun dördü birden demektir. Hani şu eskilerın «lebiderya» methal hıncahuıc doluydu. Kapının öİngiltere sefiri Sor Montegü 1] o devo kadının değil ya! adım verdikleri şey jok mu? Ben, işte nundeki büyük, resimli ilânları daha re kadar Istanbula gelen elçilerin en Dordü de o kadının efendim! cnun hasretlisiyım. Fakat, gelgelclim, tazıb gosteren renkli ampullerin kaldıbahtiyarı addedılebılirdi. Bu zat, daha Aman yar&bbi, çıldıracağım! Hem eski yalılar, birer ikişer Boğaza peııce nma doktüğü bol ışık altında, çoluk çoTürkıye hududlarına ayak basar bassenin ne vazifen efendim? Benim elimrelerını kapayorlar... Meselâ, şu Bebtk cuğun da karıştığı büyük bir kalabalık maz, emsalıne faik bir şekilde istıkbal Geç kalmış üç dört kişi daha, biletleri deki bılet o kadının da olsa buna sen iimdadlı bakışlarüe >uzüne bakıyordu. bir alâkası yoktu. Onun biletini gişenin Istinye yolunun açılmasile genis, bır sa ka\ naşıyordu. edilmiş; o sırada Padişah Üçüncü Ahİki bilet gışesinin ikisi de işledıği hal Unun, başını çevirdiğıni gorunce, bu onünd^n a>nlır ayrılrr.az, lıranm ustile ni verip kapıdan girdiler. Kavga, buakıl karışamazsm! hil parçası, boydanboya yalı oksıizü olmed Edirnede bulunduğu için kendisi Ben karışmam da kim kanşır beyedu Şimdi oralarda koca denize; Vuzlu de, pencerelerm önune yığılan müfieıi yalvaran bakışlara bir de hazin tebes beraber kendısine vermışti. Hatta, kadı dığı yerden tekrar başladı. ve zevcesi de doğruca bu şehre geıinın, önüsıra içeri girdiğini de görmuş Vazifenle meşgul olsaydın, müşte fendi? Rica ederim, ısrar etmeyin. İmdilile eski yalılann hâtıralarını acı acı kalabalığı, azalacağı yerde gitgide artı sıım katarak: rilmişti. Aifedersiniz, efendi oğlum, dedi; tü. Hem esasen, kapıdaki memur, on^jn rileruı hususî işlerine karışmazdın. Be kânı yok, bu bıletle giremezsiniz? yor, perdenin açılma zamanı yaklaştıkyalamaktan başka iş kalmıyor. Sor Montegü'ye yapılan istikbal mebaşka birısi hesabma gişeden bilet al nim, o kadının biletini aldığınu ne bili Memur efendi, siz salâhiyetinizi teGfeçende bir arkadaşımın ısrarile E ça, çehrelerde ve hareketlerde asabiyet bana da lutfen bir bilet alır mısınız? rasimi o kadar müstesna idi ki, bilhasHani, nasıl olsa sıraya girmişsinız de.. dığını ne bilecektı? Bu ışte bir yaniışlık yorsun? emareleri gorülmeğe başlayordu. cavüz ediyorsunuz. Evvelâ şunu söyleyin mirgânda ıskelenin başmdan yuz şu kasa teşrıfat defterine aynen şu suretle olduğu muhakkaktı. Fesübhanellah! Efendi, biletler eli bakayım bana! Benim, gişeden, o kadıdar merdivenle çıkılır, sözde denize na Macid Bey, yolu üstünde bir maniaya Ben, bu kalabalıkta, mümkün değil orak?vdedilmişti: Macid Bey, o aralık kontrol memurile nizde işte! Artık bunun ötesi var mı ya? nın biletini aldığımı siz nereden biliyorya yaklaşamıyacağım... zır bir köşku gormeğe gıttım. B'irada, çarpıp bir müddet bocaladıktan sonra (Belgrad tarafından Edirneye gelen Bunlar, o kadının değil, <• jıum sunuz. ?• Aynı zamanda, Macid Beyin eline bir kendi arasına sokulan, uc dort kişilik cienizle dudak dudağa değilse bile, hiç etrafa dağılan sel gibi, gışenin önune cedıd ingiliz balyosunun, istikbalini kâğıd lira sıkıştırdı ve telâşla ilâve etti: müşteri kafilesinin peşinden süzülüp, sana! Bunda bilecek, bilmiyecek birşey olmazsa başbaşa kalmak ümidi vardı. kadar toplu, sıkışık bir halde gelip tıkamüşirdir. tekrar memurun yanına yaklaştı: ikinci mevki olsun evlâdım... \ok. Okuyup yazması olan kime götür O kadının efendim! Sana şaşılacak bir şey söyleyeyim mi?.. nan ve iç kapıya doğru, serpinti halinje Ne demek ıstediğinizi anlayaraadım, Fi 4 H. 1130 (1717) Macid Bey. eUne tutuşturulan parayı seniz size bu biletlerın, o kadının bileti Hajır efendim! Sahil seviyesinden en az yüz metre yayılan bu kalabalığa, bir de karısmın (Mahı mezburun dordüncü perşembe yüksekte olan bu koca köşk, denızi, ta yüzüne baktı. Çapraşık işler karşısmda almağa necbur oldu. Esasen itiraza ne dedi, bu biletler... olduğunu söyler. Evet etendim! ^ günü. Belgrad tarafından gelen cedid vanarasındaki balkonundan ancak ku j'aptığı gibi, burnunun ucunu kaşıdı. zaman, iıe de mekân müsaiddi. Kendi Bu biletler, o kadının efendim. Hay Allah o k ' n da belâsını Macid Bey, gitgide çapraşıklasan bir ingiliz balyosunun istikbali için sipâh caklayabiliyordu. Tam manasile eski ba Dudaklarının kenarına kadar gelen ho başındaki derd yetişmiyonnuş gibi, bir Hayır. O kadının biletı bende de versin, senin de! vaziyet karşısında idi. Soylediğüü anlave sılâhtar ocaklarının kethüdaları, fe minnelerin «berhane» dedikleri bır yer. murtuyu yutluktan sonra, karısına: öe bu tanımadığı kaduun ilâve ettiği ğil. Bunlar benim kendi biletim, lutfen İleıi gıdıv orsunuz! tamıyor, adamın sözlerini de kendisi anrace kürük ve mücevveze ve yirmişer Sofalan var ki, içinde at koştur.. Aya İlerisinı, gerısini bilmiyorum. Şu layamıyordu. Fazla olarak, bir nevi sah Hele sen çocuklarla beraber şdyle angarya karşısmda, sadece bir lâhavle alın da gıreÜm. nefer çavuşları dahi mücevvezelerile sofj'anm meşhur hasır ovasını andıran dur bakalım, dedi. YaklaşabUirsera bilet çekmekle iktifa etti. Zaten, bilet alnıak Memurun dudaklarmda müstehzi bir biletleri alacak mısın, almıyacak muın, tekârlık töhmeti altındaydı. Etraflanna Valide çeşmesi nam mahalde hazır bu ucsuz bucaksız koridorlar... En alt kat alayını. sırası da kendisine gelmişti. Yabancı tebessum peıda oldu, sesi biraz daha onu soyle! toplanan meraklılar arasında, kendi alunmak uzere tenbih ve balyosu mes ta gozgözü gormez bir mutfak... kadının biletini de kendininkilerle bera YÜkseldi, kara cahile bir hakikat anlatKontrol memurunun başı «ya sabur!> leybine olduğunu sezdiği bir takım mıGişeye doğru yürüdü. Etten ve kefurun rükubu için devletlü sadrı âlî mağa çaüşan âlim tavrile: manas&ıı ifade eden bir bukuıuşle sağa, rıltılar başlamıştı. Münakaşaya daha Bari, insana, yorgunluğunu unuttu mikten örülmüş bir duvar arasına sıfcış ber aldu kadir efendimizin atlarmdan dıvan rah racak derlı toplu bir bahcesi olsa... Anlatamadım galiba, dedi. Bunlar o sola çarpıldı. Sabrınııı tukendıği anlaşı fazla devam etmenin boş olacağmı aniaGişenin önünden ayrıldığı zaman, otı. Bu duvar, para bozdurulup bilet alıtı ve abayî ile bir at ve etbaı mutebeTabiî müthiş bir hayal sukutuna uğ ıiucal; kadar fasılalarla, arasıra bir sar yunun başlamasına pek az zaman kal kadının bileti beyefendi. Bu biletle gı lıyordu. Munakaşacıların, gitgide daha dı. Etrafına bakındı. Methalde bir polis resi için dahi yirmi sekiz rüus miktarı radım ve köşkü gezdıren arkadaşa: remezsiniz... 1ız perdeden çıkmağa başlayan sesieri. memuru gözüne ilişti. Sert adımlarla o suıtı geçiriyoı, yarım adım ilerliyor, mıştı. Yabancı kadın, kapıya yakın, bir atlar irsal ve amade ettirilip, ve derMacid Bey hiddetlenmeğe başlamıştı. kapının onüne bir hayli kalabalık birık tarafa yürüdü ve polis memuruna bilet Banu yapüran adam, dedim, gali ikinci bir sarsıntıdan sonra duruyordu. kenarda durmuş, bekleyordu. Macid g h ı âlî ça\uşlarından dahi kırk nefer ba denize darçınmış'.. Yoksa, guzel bo Macid Beyin bulunduğu yerle, bilet gi Bey onun biletini kendisine verdi, bekle Perde nerede ise açılacaktı. Gişe önle tirmişti. Macid Be>in karısı ve çocuk leri uzatarak, vak'ayı kısaca anlattı. miktarı çavuşan mücevvezelerile ve kâğaza, böyle sebebsiz yere sırtııu çevir şesinin arasında, en sabırlı insaru çileden mekten canları sıkılan karısıle çocukla rinde, uzun uzun bekleyip kan ter için ları bir koşe>e sinmisler, sebebini ve Memur, biletleri aldı, evirdi, çevirdi, tibi ça\uşan ve emini çavuşan ve şıkkı çıkartacak, en nikbini mejrus edecek rını peşine taktı; iç kapıya doğru yiirii de kaldıktan sonra, bu ne dediğini bil mahijetini anlaysmadıkları bu ağız da tekrar Macid Beye iade ederek: mezdi. evvel Defterdarı Elhac Mustafa Efendı, mez adamla çene yanştırmak yüzünden, lasınm neticesini, hayret ve endişe içinkadar geniş bu mesafe vardı ve Maad düler. Kontrol memuru haklı, dedi, bu biçavuşbaşı ağanın konağına varılıp, bavaktinde içeri giremiyeceklerdi. Biletleri de bekleyorlardı. Bey, kovaladığı hedefe ömrünün sonunKapıda, Macid Beyi, hiç tahmin etmeArkadaşla aramızda açılan bu muhaletler, o kadımn bileti! dehu çavuşbaşı ağa ile maan süvar oluMacid Bey, bu işi mantıkla halledemida ancak erışebileceğini kestiren^ bir diği bir hâdise bekleyordu. Kontrol me tekrar memura uzattı, dişlerini sıkarak: Bu sefer, Macid Beyin hayreti hunup, herkesin mücevvezeleri hizmetkâr vere, doğmak üzere bulunan yeni Eo bedbahttan farksızdı. Memur efendi, saçmalayorsunuz, yeceğini anlamıştı. Bedelini verip satın muru, onun uzattığı biletleri alıp şoyle ğaziçi ile beni yeniden ilgılendirdi. Belan elınde, mezkur Valide çeşmesi nam dedi. aldığı biletin muteber olmadığını gören dudsuz bir nispet aldı. Verecek cevab bekte, Rumelihisarında, Sarıyerde, ANihayet, önünde iki müşteriden başka bir göz attıktan sonra, koçanlannı kom.ihalle varılıp mesfurun gelmesine te Ağzınızdan çıkanı kulağınız işitsin, bir adam ne yaparsa o da onu yapma bulamadı, hayran hayran, polis memurunadolu yakasının şu veya bu kö/iınde kimse kalmadı. Sıra, iki adım sonra ona parmadan, olduğu gibi iade etmiş ve: vakkuf ve saat yedjyi tecavüz ederek beyefendi. Sözünüzü geri ahn. Saçmala ğa karar verdi ve kontrol menıuruna nun yüzüne bakakaldı. Fakat bu hal çok tek tük örneklerine rasladığımız ne tam gelecekti. Tam o esnada, arkasındaki ka Bunlar o kadının bileti efendim, gisürmedi, polis, şu sözleri ilâve etti: rr.es.jrun geldiği haber verilmekle, çayan sizsiniz. Ben vazifemi bilirim. son bir ihtarda bulundu: manasile koşk, ne tam manasile yalı, fa fıleye katılmak ıçın yan tarafta nobet remezsiniz, demişti. vjşbaş! ağa ve kâtib ve emini çavu Hayu, bihniyorsun. Vazifeni bilsen, Gişedeki memur yanlışlıkla size, Memur efendi, su biletleri, alacak kat herhalde çok şırin minimini çatı bekleyen şeküsiz kalabalığın ortasuıdan Aynı zamanda, Macid Beyi, elile ha yalnız kendi işinle meşgul olursun. şan ve şıkkı evvel Defterdarından mamısın? Yoksa zabıtaya müracaat edeyim • O kadın» piyesinin biletlerini vermiş olarla baştanbasa bezenmiş bir Boğaz'.. fifçe iterek ilâve etmişti: adası mücevvezelerini gıyip atlarına sü Fakat hayır! Bunlarda da denız hasre uzanan bir el, ceketinin kolunu çekti. Ben kendi işimle meşgulüm. Vazi mi? lacak galiba! Bugun başka piyes oynaMacid Bey başını çevirdi. Ortayaşlı, Müsaade buyurun, girecekler var... femi sizden öğrenecek değilim. Rica var oldular. Ve mesfur karib geldikte tini giderecek kadar Kime isterseniz müracaat edin. O yor. Tekrar gişeye uğrayıp degiştirivedenize yakuılık çavujbası ağa ve ocak kethüdaM, be§ yok... Boğaziçini, eahilden içeri çekmek 1 tıknazca, kan ter içinde bir kadın, bo Macid Bey neye uğradığını bilemedi. ederim, kapının önünden çekilin. Gire kadının... rin efendim... ğulmak üzere olan bir kazazedenin is EJindeki biletleria, o yabana kadıola biç ceklere mâni oluyorsuauz. Harrıdi VAROĞLU Hâlâ o kadının diyor. A caıum, şu Istihsali arttırmak için çif tçiye yardımı arttırmalıdır Yazan: ZÎYAJAKtR Sadrıazam İbrahim Paşa devrinde Memlekete bir sükun gelmiş ve Lâle devri bütün haşmetile açılmıştı Almanyada bulunan talehemizin vaziyeti Siyasî icmal Harb ve İtalya Dün gelen Berlin ticaret ataşemiz, A^manya ve Belçikadaki talebelerimiz hakkında malumat verdi ( ıminönünde muvakkat bir köprü yapıldı J V. J Damga resmi Maliye Vekâleti yeni bir izahname gönderdi Şehrin içinden Şehirleşen sayfiye Boğaziçini, sahilden içeri çekmek hatasını biran evvel tashih etmeüyiz Havalar niçin ısınatnıyor ? Polisler için çelik kulübe GUNHURİYET Abone ^raiti { Dikkat O kadın Yazan: Hamdi Varoğlu

Bu sayıdan diğer sayfalar: