CUMHURİYET 11 Mayıs 1940 (Baş tarafı btrinei sahljede) leri için emir verüdiğini temin etmişti. Fransa hukumeti, gerek Fransada, gerek Ingilterede, gerekse Fransanın yardım ettiği memleketlerde sivil ahali bombardımana maruz kaldığı takdirde liizum gördüğü her türlü harekette Dilimizde ve coğrafya kitablarımızda buJunmak hakkını muhaiaza ettiğini alenen bebazan Hoianda ve bazan da «Felemenk» yan eder.» diye ismi geçmekte olan bu diyar, diğer İngiltere, tzlandayı işgal etti bir çok lisanlarda da «çukur memleket» Londra 10 (Hususî) Ingılız kuvvetieri bu manasına gelen «Pays Bas» «Nederland» ve «Niederland» tabirlerüe yade j tabah erkenden İzlandayı işgal etmişlerdır. Indilmektedir. Şimali ve garbi «Şimal de Bİliz kıtaatının İzlandayı, Alman istilâsma karş] • korumak üzeze, oraya çıkanldığı ve muhasamat nizi» ne sahildir. Şarkında Almanya ve biter bıtmez İzlanda adasına çıkmış olan kuvcenubda Belçikaya komşudur. Mesahası | \etlerin gerı ahnacağını restnen temin edil 38 bin kilometre murahbaıdır. Nüfusu tnektedir. 8,290,000 dir. Belçikadan «onra AvruFransız tebliği panm nüfusu en kesif mıntakasıdır. KiloParis 10 (a.a.) 10 mayıs sabah tebliği: metre murabbaı başına ortalama 215 ki10 mayıs sabahı çok erken Alman kıt'aları, şi isabet etmektedir. Hoianda, Belçika ve Lüksemburg'a gırmeğe Halk, kök itibariîe Cermenlerden gebaşlamtşlardır. Fransız ordusu, gece vazıyetten lirse de Saksonlardan, Franklardan ve haberdar edilrruştır. Alâkadar hükumetler, mutFrizonlardan çok kanşmıştır. tefik hükumetlere müracaatte bulunmuşiardır. Holandanın yazılı tarihi Isanın doguBundan ba^ka duşman Fransanın şimalmde şundan 50 sene evveline tesadüf eden ve şarkmda hava bombardunanlarına tevessül Romalıların hâkimiyetile iptidar etmek etmiştir. Sayısı daha tespit edilemiyen bir ç > tedir. Bu hâkimiyet aşağı yukan dört aeır düşman tayyaresi gerek hava defi topları gerek sürmüş, sonra Hoianda, Friz ve Geldr avcı tayyareleri tarafjndan düşürülmüştür. Alman orduları dün babah Belçika Bugünkü Hoianda ve Holandaya tecavüz etti EHin Alman taarruzuna uğrayan memleketin tarihi ve coğrafyası Koro konıeri Serbest güreş Müsabakalara dün Edirnede merasimle başlandı Edirne 10 (Telefonla) Bu gün Türkiyenin her yerinden serbest güreşçıler 8 kafüede olmak üzere 56 kişi Edirneye gelmişlerdir. Bu sabah 9,45 te bütün güreşçiler, askerî mızıka ile Atatıirk heykeline giderek çelenk koymuşlardır. Vali Ferid Güzel bir nutuk söyleyerek Türklerin cemiyet hayatına başladıklan de\'irdenberi bütün sporları alâka ile takib ederek hepsinde muhakkak muvaffak olduklarını tebarüz ettirdikten sonra, birkaç gün evvel müttefiklerimizin Türkleri ve Türkiyeyi işaret eılerlerken «bahadır, kuvvetli, asil; ırkı, nesli ve vicdanı temiz bir insan kütlesi» olduklarından bahsettiklerüıi anlatmış ve bütun güreşçilere muvaffakiyetler temenni etmiştir. Bundan sonra Çocuk Esirgeme Kurumuna gidilmiş ve orada güreşçiler için kur'a çekilmiştir. Bundan sonra saat 11de Halkevinde çok kalabalık bir kütle huzurunda Turkiye serbest güreş birincilik müsabakalarına başlanmıştır. Bu müsabakalarda iki turne yapılmıştır. Üçüncüsüne de şimdi devam edilmektedir. Bu müsabakalara nazaran Balıkesir, Ankara, Kocaeli yedi mıntakadan başta gelmektedirler. Yağlı güreşlere ve serbest güreşlere istirak etmek üzere iki yüzden fazla güreşji gelmiştir. Yarın yağlı güreşlere ve Kırkpınar panayınna Sarayiçinde başlanacaktır. Serbest güreş müsabakalan da üç turne yapıldıktan sonra küme başı olan dördüncü turne de pazar günü Sarayiçinde yapılacaktır. Naşid müsameresi Vaziyet Asıl harb dünkü Alman taarruzile başlamışür eyaletlerile Utreht piskoposluğu arazisi teşekkül etmiştir. Bir miiddet Avusturya imperatorluğuna, bir müddet Ispanyaya tâbi olan Holandada 16 ncı asırda «Birleşik Vilâyetler» cumhuriyeti vücude gelmiş ve bu memleket 1 7 nci asırda müstemlekecilik, siyaset ve iktısadiyat sahasile san'at âleminde büyük terakki eserleri göstermiştir. Son asırlarda deniz hâkimiyetinin Ingilizlerin eline geçmesi Holandalıların bahrî kuvvetlerinin ehemmiyetsizleşmesine sebebiyet vermiştir. Nihayet 1839 da miistakil «Felemenk Krallığı» teessüs etmiş, devlet reisliğine Orange Nassau hanedanından bir getirilmiştir. Bugünkü Kraliçe \Vilhelmine o hanedana mensubdur. Hoianda meşrutî bir memlekettir. lki teşriî meclisin azasını seçmek için erkekler gibi kadınlara da hak verilmiştir. Ahalisinin yüzde 60 ı proteston, gerisi katoliktir. Hoianda da Danimarka gibi düz bir alüviyon ovasından ibarettir. En yüksek yerinin irtifaı 2 1 0 metreyi geçmez. Tam bir asırdır siyasi ve askerî bJçbir mücadeleye girişmeden sükun ve refah içinde çalışarak zenginleşen Holandahlar tabiatile çok çetin bir çarpışma yapmak mecburiyetinde kalmışlar, memleketlerini denizin istilâsından korumak için sahillere büyük sedler inşa etmişler, muhtelif mıntakaları, bilhassa Züiderze körfezini kurutarak arazi kazanmak teşebbüsüne girismişlerdir. Ren, Möz ve Esko nehirlerînin Hoîandadan denize karışması bu memleket için büyük bir fayda temin etmiş, Almanya ve hatta lsveçin ihracatının buradan yapılarak halkın zenginleşmesine sebebiyet vermiştir. Holandanın ticaret filosu dün yada sekizinciliği ihraz etmiştir. 3 milyon ton hacminde yolcu ve yük gemisine maliktir. Holandada ziraî faaliyet çok ileridedir. Bilhassa çavdar, yulaf, keten, tütün, patates zeriyatı fazladır. Çiçekleri ve hususile lâleleri cihanın dört köjesinde şöhret kazanmıştır. Hayvan besleme hıısusunda da müterakkidir. Memlekette 3 milyona yakın hayvan mevcuddur. Süt, tereyağı, peynir, ihracat eşyasının başında gelir. Alman ordusu garb cephesinde, Fransız Alman İsviçre hududunda Juradan Şimal deııizuıdc Eoıs'e kadar havadan ve karadan buyok bir taarruza girismiştir. Bu tarruzun bir kısmı şimalde, Lüksemburg, Belçika Holandaya karşıdır. Bir kısmı da Fransızların Majino hattına ve Fransız cephesine müteveccihtir. Asıl taarruzun Lüksemburg Belçika Holandaya ksrşı yapıldığını ve Fransaya karsı yapılan hareketin ise Fransız İngiliz ku\ vetlerini tespit edip taarruza uğrayan küçük devletlerin yardunına koşnıaktan meııetmek olduğunu tahmin edebiliriz. Bu üç yeni kurbandan küçük Lüksemburç'un yalnız 500 kisiden ibaret bir jandarma kuvveri olduğu için, işgaH 1914 gibi kolay ve seri olmuştur. Belçika ile Holandaya gelince, alınan haberlere nazaran bunlar kendilerini müdafaa etmektedirler ve tnüttefikler de ellerindeki bütün vesaitle bu devletlere yardıma kosmağı kabul etmişlerdir. Her iki memlekette General Gamelinin emri yevmisi seferber yanmsar milyoudan fazla asker buParıs 10 (aı.) General Gamelin, Fransız lunduğu tahmin ediliyor. kıt'alarına hitaben neşrettıği bir emriyevmıde Eelyika Almanya hududunda ta Fransız Fransız kıt'a'.annı <A!manyarun mecbur ettığı hududıına kadar Belçika tahkimatı vardır ki bu ölüme kadar harbde cesaret, enerji ve iti adeta Fransızların Majino hattile birlesik mad göstermeğe davet eylemiştir.» deni'ecek bir vaziyctte htıdudu örtmektedir. Alman bombardımanlart ve tngiliz Belçika ordusu da hayli kuvvetlidir. Ardenlerin ormanhk ve dağhk arazislncle, vüeude tayyarelerinin mukabelesi çetirilmis olan kazematlara ve diğer müdaLondra, 10 (a.a.) Ingılız hava kuvvetlerifaa (ertiblerine istinaden Almanlara karşı nin Fransadaki umumî karargâhının tebliği: şiddelle müdafaa edebilecektir. Bugün, garb cephesindeki harekât esnasında, Holandaya gelince, bu memleketin ordusu İngıliz hava kuvvetieri mutemadî surette faave müdafaa vaziyeti hakkında ayn bir yaliyette bulunmuştur. Keşif tayyarelerimiz geniş bir mıntaka üzerinde hareket etmislerdır. Bom zımızda tafsilât vardır. Hoianda da kendini mudafaaya baslanustır. Şündilik Almanlann bardıman tayyareleri nerede gorundu ise, avcı 15 kilometreden fazla ilerleyemedikleri biltayyarelerimiz bunlara karsı harekete geçmişdiriliyor. Hoianda su müdafaasuu harekete tir. Alman haberlere göre, çarpışmalar esnasıngetirmiş, açılan kanallardan muhtelif yerlere da bir çok du«man tayyaresi dusürulmu^tür. plân mucibince su basmıstır. Almanlar, büHava meydanlarımızdan bir çoğu bombardıtran yük hava hücumlan yapmaktadırlar. Şimdiedilmiştir. Buralarda maddî hasar azdır, insanye kadar şehirleri bombalamadıklan halde, ca zayiat yoktur artık Belçika, Hoianda, Fransız ve İngiliz şeAskeri vaziyet hirlerine de bomba yağHırmışlardır. Tabil şiddetli mukabele göreceklerdir. Paris 10 (aa.) Havas «jansı askeri vaziyet Vaziyetin inkişafına intizaren şunn söyliyehakkında öğle üzeri aşağıdaki tefsirlerde bu bilirİ7t Sekiz aydanberi hareketsiz geçen lunmuştur: harb, asıl simdi başlamıştır. 1914 agustosuAlman fırkalannın ileri hareket mihveri haknun büyük taarruz ve hareket gunlerini yakmda Parist« benüz hiç ,bir sarih malumat yokşıyoruz. Almanya, ya mnzaffer ya mağlub tur. olarak harbi bitirmek uzere son kozunu oyFransız askerî mahülleri, Fransız kıt'alarının namağa başlamıştır. harekât hakkında haber verilmiyeceğıni bil *¥• dirmekte, yalnız şöyle demektedir: Bu, yolların, demiryollarının, köprülerin ve Lav8 meydanlannm şiddetli bir bombardımandan sonra guzide cüzütamların bir ileri hare lere müracaat etmi» olduklarından, Fransız Ingiüz kuvvetieri derhal bu müracaate icabet etketidir. Rhin'den Moselle'e kadar olan cephede, he misler ve şimal denizinden Moselle'e kadar bünüz hiç bir hâdise yoktur. Yalmz dün mühim tün cephe üzerinde ileriye atılmışlardır. Bu kuvvetlerin Belçika arazisinde ilerlemesi devam etke?if kolları muharebeleri olmuştur. mçktedir. Lümsemburg arazisinde şiddetli muLüksemburgda fransız Âtman harebeler olmuştur. Alman hücumu, Moselle'fe şarkmda Sıerck mmtakasına kadar gelmektedir. orduları harşı karşıya Güzide san'atkâr Muhiddin Sadak Bu akşam saat 21 de, Fransız tiyatrosunda Konservaruar korosu merakla beklenen büyük konserini verectktir. Koroyu; bu seçme mü zisyenler heyeti uzun emeklerle hazırlamıs olan üstad san'atkânmız Muhiddin Sadak idare edecek, aynca solist olarak piyanoda Ferdi V. Ştatzer, ve bariton İhsan Balkır istirak eyleyecektir. Sahneye çıkacak artistler 70 i bulmaktadır. Programda garb müziğinin bir çok nefis saheserleri vardır. akşam Fransız tiyatrosunda sar.'atıcâr Naşid tarafından Cemal Sahirin de iştirakiıe tertib edilen müsamere, zengin programile, tam bir muvaffakiyet kazanmıştır. Yukanki resimde Mısırh prens rolünde görülen Naşid, güzide bir halk kütlesinin baştanbasa doldurduğu tiyatroda mütemadlyen alkışlanmaktaydı. Hoianda tecavüzünün piyasamızda tesiri Hoianda ve Belçikanın da Almanlar tarafından tecavüze uğraması dün iktısadi mehaülde denn akisler uyandırmıstır. Türkiye ile Hoianda arasında yeni bir ticarel anlasmasınuı müzakereleri henüz bitmiş ve anlaşma bu gunlerde imzalanmak üzere bulunuyordu. Bu anlaşmayı yapan Dış Ticaret dairesi reis muavini Ahmed Cemil imzayı müteakıb Belçika ile anlaşma yapmak üzere Belçikaya geçecekti. Hoianda ve Belçika hâdisesinin piyasadaki akisleri yalnız bu memleketlerle olan ticaretimiz etrafında bir düşünce uyandırmakla kalmamı^ dünya ticaretinin çok sıkışmış olan faaliye) çemberinde yeni bir dara!mayı intac etmesi itibariîe tesir büyük olmuştur. Bilhassa bunun Akdeniz sulhu üzerinde yapabileceği tesirler hesab edilerek bilhassa ihracatçılar daha fazla teenniye baçlamışlardu. Hoianda ve Belçika Ue ticaretimizde bilhassa harbden sonra yeni inkişaflar görülmüştü. Yeni anlaşmalann gayesi bu inkişafı kolaylaştırmak ve daha fazla tevsi etmek olacakü. Çemberlayn çekildi Bugün yapılacak futbol maçları Dört kulüb arasında tertib edilen turnuva maçlarına bu gün Taksim sahasında baslana cakür. Galatasarayla, Fenerbahçenin Mısıra giden futbolcuları haricinde kalan oyuncularla yapacağı maçlara mukabil Beşiktaşla, Vefanın lam kadrolanru muhafaza eder vaziyette ol maları, dört takım arasındaki maçları alâkalı bir sekle sokmuş olacaktır. Galatasarayla, Fenerin kuvvetli takımlara karşı nispeten zayıf kadrolarile yapacakları maç larda galib gelebilmeleri pazar günü için pek enteresan bir Galatasaray Fenerbahçe tnaçı ortaya çıkaracakür. Bu gün ilk maçı Fenerbahçe Ue Vefa yapa cak, ikinci maç da Galatasarayla Beşiktaş arasında olacakür. Maçlara üçte başlanacaktır. Istanbul lisesinin spor bayramı İstanbul lisesinin senelik spor bayramı bu gün Kadıköy sahasında yapılacaktır. Orta ve lise talebeleri arasında futbol ve at70 yaşına rağmen, uzuo yıllar snlhu korumak letizm müsabakaları yapılacaktır. Spor bayramı saat iki buçukta başlayacaktır. ve harbden sonra zafere olaşmak için büyük gayretler sarfeden Çemberlayn nihayet İngiliz İmparatorlnğu hukumet reisliğini terketti (Baf tarafı birinct tahifede) Lİi^aBgiUatine hitaben bir nutuk irad ederek Baş\"ekâletten istifa ettiğini bildirmiş ve Hoianda ile Belçikanın tecavuzüne temas ederek demiştir ki: < Vahşi canavar yeniden masum milletlere saldırmıştır. Bu canavar, İngilterenin dahilî ihtilâflarından istifade edebileceğini ümid etnuştir. Halbuki İngiliz milleti bugün her zamankinden zlyade birleşmiş bulunuyor. Başvekâletten istifa ederken, vahşi canavarı insaniyete zarar vermıyecek bir hale getirinceye kadar sizi yeni Başvekilin etrafında toplanmağa davet ediyorum!» J Kaleci Necdetin tecziyesi istendi Geçen temmuzda Fenerbahçe stadmda Galatasaray Demirspor arasında şampiyonluk ma« Çi yapılırken olan maessii hâdisenin muhake^ mesi son safhasındadır. Üsküdar ceza mahkemesinde dun sabah muhakemeye devam olujımuş, heykeltraş Hâdi tarafından hakem Tarığın yüzündeki ize dair verilen rapor okunmuştur. Bu rapor, yuzde bir iz göTSftnJBfunü belırtmektedir. Bundan sonra Müddeiumumî Ratib mutaleaauu süyleyerek, Hakem Tarığa yüzünde sabit bir iz bırakacak derecede yumrukla muessir fıil ikamdan dolayı Demirspor kalecisi Necdetin ceza kanununun 456 ncı maddesinin 2 nci fıkrasına göre cezalandırılmasım, ancak oyun esnasında Galatasaray oyuncularından Cemilin tahriki gözönünde rutularak, 59uncu madedye göre cezanın hafifletilmesim istemiştir. 25 mayıs sabahı müdafaa yapılacak, bunu müteakıb dava karar safhasıan varacaktır. maça istanbul mektebleri muhteliti şu şekilde çıkacaktır: Muvahhid (Hayriye) Murad (Darüşşefaka) Süleyman (Yüceülkü) Arif (Hayriye) Fanüs (Hayriye) Feridun (Kabataş) Yunus (İstanbul) Zeki (Vefa) Mükerrerc (İstanbul) Kadir (Hayriye) Tarık (İstiklâl) Güreşçiler Mısırdan bu gün «*. geliyor Paris, 10 (»3 ) Havas bildiriyor: Lüksemburgd», Alman kolları, Fransız kıt'alarile temasa geçmiştir. Fak«t henüz, yalnız öncü kıt'alan çarpışmalan mevzuu bahistir. Moselle'in ıki tarafında da ilk mühim çarpışmalar baslamıştır Mısırda iki müsabaka yapmıs olan İstaribul gureş takımı bu gün dörtte sehrimlze g«lecek" lerdır. Ankara Borsası 10/5/940 Acılış Kapanıı 5,24 Londra 1 Sterlln 15619 NewYork 100 Dolar 2 9429 Paris 100 Frank 7,94 Milano 100 Liret 34,9932 Cenevre 100 Isv Fr. Amsterdano 100 Fiorin Berlin 100 Ravism. Brüksel 100 Belga Atina 100 Drahml 0,97 Sofva 100 Leva 1,8725 Pras 100 Çek Kr. Madrid 100 Peçeta 13,61 Varşova 100 Zlotl Budapeşte 100 Pengö 28 525 Bükres 100 Lev 0 625 Belerad 100 Dinar 3.7175 Yokohama 100 Yen 36 95 Stokholm 100 t«veç Kr. 31,005 Moskova 100 Ruble Mektebliler muhtelitini davet İstanbul Mekteblerı Spor Bölgesi Başkanlı ğından: 12/V, 1940 pazar günü saat 15 te Ankara mektebleri muhtelitile karşılaşmak üzere aşağıda isimleri ve mektebleri yazılı futbolcuların, futbol levazımlarile mezkur gün saat 14 te Fenerbahçe stadyomunda bulunmaları tebliğ olu nur. Hayriye lisesinden: Muvahhid, Faruk, Arif, Ismet, Kadir. İstanbul erkek lisesinden: Mükerrem, Yunus, Nuri, Muharrem. Darüsşafaka lisesinden: Murat, Galib, Turan. Yüce Ulkü lisesinden: Süleyman. Kabataş lisesinden: Feridun. İsüklâl lisesinden: Tarık. Vefa lisesinden: Zeki. Şişli Terakki lisesinden: Ali Tahir Kavala. Maçın hakemi: Şazi Tezcandu. Yan hakemleri: Muhtar ve Müeyyed. Günün en son Fransız tebliği Paris, 10 (a.a.) 10 mayıs akşam tebliği: Alman kjt"alarınm Hoianda ve Belçika ve Lüksemburga karsı hareketlerine, 10 mayısm ilk saatlerüıde genis bir hava hücumu tekaddüm etmiştir. Bombardıman hücumlanndan gayri, bir çok düşman grupları, tayyare ile veyahud parasütle, Belçika ve Hoianda arazisinin muhtelif noktalannda yere inmiştir. Bu Rruplar, ezcümle, Holandada, baskın suretile bilhassa tayyaro meydanlannı elde etmeğe çahşmışlardır. Heyeü umumiyeıi itibariîe, bu gruplara, mahallî kıt'ylar muvaffakiyetli mukabil hücumlar yapmı?lardır. Gecenin ikinci kısmmda Fransa arR7İsi üzerinde başlayan düşman hava hücumu, gündüz de devam eylemistir. Bazı az mühim rrnddi hasar vukua gelmiştir. Avcı tayyarelerimiz ve hava dâfi toplarımız, düşman hücumlanna karşı koymuşlar ve Alman hava kuvvetlerine a?n zayiat verdirmislerdir. Arazimiz üzerinde 44 Alman tayyaresi düsürülmüştür. Hoianda, Belfika ve Lüksemburg hükumetleri bu sabah müttefik Parlamento toplamyor Parlâmento pazartesi günü fevkalâde toplantıya davet edilecektir. Başvekil Çörçil, yenı kabinenin programını bizzat okuyacaktır. Cenubî Limburg havalisindeki maden kömürü istihsalâtı 13 milyon ton miktarındadır. Gıda maddelerine aid sanayiden maada dokumacılık, maden işleme, kâğıd, porselen, sigaracılık, likörcülük sanayiine de son derece ehemmiyet verilrhektedir. Şu anda Japonyalıların istilâ emellerine maruz kaldığı haber verilen şarkî Hind adalannın böyle bir âkıbete uğrayacağı çok evvelden tahmin ediliyordu. Müstemlekenin nefsi memleketten çok uzak olması, ayni zamanda Holandanın bu çok zengin yerleri müdafaa edecek kabiliyette olmaması, diğer büyük devlet servet itibariîe başta gelir. Hoianda müslerle beraber Japonyanın da hırsını tahrik temlekeleri çekerkamışı, kauçuk veren etmekten geri kalmıyordu. Hevea ağacları, çay, kahve, tütün, HinCava, Selebs ve diğer adalarla Borneo distan cevizi itibariîe dünyada bu mahadasında, Yeni Gine adasında sahib ol sulleri yetiştiren sıcak memleketler arasınduğu arazinin yekunu 2 milyon küomfctre da mühim ve müstesna bir mevki işgal murabbaını geçmekte, bu müstemlekenin etmektedir. Dünyada petrol istihsalâtı itihalkının yekunu da 62 milyona baliğ ol bariîe altıncı olduğu gibi kalay istihsalâtı maktadır. Bu adalardan Cava, mahsulâ da cihan istihsalâtının yüzde yirmi beşini tınm tenevvüü ve Holandaya temin ettiği teşkil etmektedir. Harb kabinesinin içtimalart Ha'b kabinesi bugün dört defa toplanmıştır. İçtimalarda bütün harb kabinesi azası hazır bulunmuşiardır. Sir Dudley, Başvekâlete avdet ettiği sırada: «Çok âlâ, nihayet başladl!» demiştir. tstanbul mektebleri muhteliti Ankaraya gidiyor istanbul mektebleri muhteliti 19 mayısta Ankarada Ankara mektebleri muhteliti ile maç yapmak uzere 17 mayısta Ankaraya gidecektir. ESHAM ve TAHVİLÂT Erganl 1938 % 5 lkramiyeli Sıvas Erzurum 2 > > 3 19,10 19, 19,67 19,67 Fransada da millî birlik kabinesi kuruldu Güreş ekipimiz geliyor Nuri Fehmi Ayberk Kaydarpaşa Nümune hasta» nesi göz mütehassısi. istanbul Belediyesi karşısında. Telefon: 23212 Göz Hekimi Paris, 10 (Hususî) Hoianda ve Belçikanın tecavüze uğraması üzerine, Başvekil Reynaud kabinesini derhal tadil etmiş ve bütün fırkaların iştirakile bir Millî birlik kabinesi kurmuştur. Başvekil bu münasebetle Fransız mılletine bir hitabede bulunmuş ve şunlan söylemistir: « Almanyanın asıl hedefi Fransadır. Hitler ordularını ve tayyarelerini Fransaya saldırmak isteyor. Fakat Fransız milleti kuvvetinden eınin olarak düşmanı bekleyor. Bugün bütün Fransız fırkaları bir tek adam gibi birleşmiş buîstanbul muhtelitile maç yapacak Ankara lunuyorlar. Yol göstermek sırası artık Fransız mektebleri muhteliti dün sabah şehrimize gelordusunundur. Fransa kılıcıru çekmiş bulunu mişler ve Galatasaraya misafir edilmişlerdir. Payor.» zar günü Kadıköy sahasında saat üçte yapılacak Beden Terbiyesi İstanbul bölgesi bajkanlığından: Mısırda muvaffakiyetli neticeler almış olan Mektebler futbol şampiyonluğu için yaptıkgüresçilerimiz 11/5 940 tarihine musadif cumarları maçta geçen hafta 11 berabere kalan Gatesi günü saat 16 da Transilvanya vapurile şehlatasaray Boğaziçi liseleri takımlan maçı 18 rimize geleceklerdir. Kendilerini karşılamak ümayısta Taksim stadında karşılasacaklardır. zere bütün kulüb mensublannın Galata rıhtımmda hazır bulunmaları rica olunur Galatasaray, Boğaziçi liseleri maçı Ankara mektebleri muhteliti dün sabah geldi Galatasaraym kongresi Galatasaray kulübünün fevkalâde kongresi dün kulüb merkezinde yapılmıştır. Yapılan intihabatta, riyasete Tevfik Âli, umumî kâtibliğo Süleyman Ali, muhasibliğe Adnan, veznedarlığa Muslihiddin, teknik azahğa Mehmed seçilmişlerdir. Yeni idare heyetine muvaffakiyetler dileriz. AŞK VE MACERA ROMANI İLK ve SON YAZAN: ESAD MAHMUD KARAKURD Izmir dağlarının öbür tarafında, Ege denizinin üzerinde bulanık bir aydmlığın yükseldiğini, ve gökyüzünde, yapraklarının ucları kızarmış zambak demetlerini andıran bulutlann, birbirinin üzerine yıkılarak Izmir koyuna doğru sürüklendiklerini görüyoruz... Hafif ve tath bir rüzgâr esiyor... Bütün bir geceyi içinde geçirdiğimiz otel odasmın Ege denizine bakan büyük balkonundaki pencereler, hâlâ açık duruyorlar... Bu açık pencerelerden giren sabah ışıkları, genc ve yorgun vücudünü kendinden geçmiş bir halde, ılık bir yatağa sermiş hareketsiz uyuyan mes'ud bir kadının »açlarını ve yüzünü aydınlatıyor... Seher; korkak bir erkek eli gibi, uyuyan kadının çıplak kolları üzerinde dolaşıyor, yorganın kayan bir ucundan açıkta kalan göğsünün, yüksek ve müteharrik noktalarına kadar uzanıyor, ve orada tatlı gölgeler yaparak kendi kendine hareket ediyor... Kadının yanıbaşında genc bir adam var. Bu genc adam, gözlerini, onun yumulu yorgun gözlerine dikmiş, sabahın alaca karanlığı içinde, yan aralık dudaklarından tatlı tatlı nefes alarak uyuyan bu harikulâde güzel kadının yüzünü seyrediyor... Bir derenin akışını, bir şafağın doğuşunu, bir tuluun bitişini seyreder gibi seyrediyor yüzünü!.. Sonra, bu saçları dağınık, gözleri yorgun, göğsü açık adam, yavaşça masanın üstündeki saate bakarak, oturduğu yatağın kenarından kalkmak isteyor. Fakat kalkmadan evvel gene başını, yatan kadının başına yaklaştırarak onu, solgun yanaklarından bir defa daha öpmek isteyor. Korkarak iğiliyor. Esmer yüzünü avuclarınm içine alıp dudaklarını yavaşça alnına koymak isteyor. Fakat tam bu »ırada uyuyan kadın, çıplak omuzlarını yana doğru kaydırarak gözlerini açıyor. Bulanık, ıslak, yorgun gözler!.. O zaman birbirinden ayrı duran bir I çıtt dudağın, yavaşça kımıldayarak nefes gibi ince bir sesin titrediğini işitiyoruz... Mecdi Beyl.. Adam, ellerini onun şakaklan üzeıinde dolaştırdıktan sonra, hafifçe alnını gölgeleyen siyah saçlarını, tutup kulaklannın arkasına gotürüyor. Neclâ diyor!.. Kadın gene uyku dolu ıslak gözlerini yumuyor. Utanıyorum Mecdi Bey!.. Genc adam, kadmın bileklerini tutup avuclarınm içine alıyor. Kalın, eth dudaklarını, yanaklarının üstünde, kulaklarının arkasında dolagtırıyor. Beni affet Neclâ; bilmiyordum!.. Kadının yarı aralık dudaklannda, gene ayni iniltiye benzeyen hafif ses işitilıyor. Mes'udum Mecdi Bey! Niçin söylemedin bana Neclâ; ben seni evlenmiş bir kadın zannediyordum. Kadın gözlerini açıyor. Bileklerini adamın parmaklarından kurtararak, ellerini onun yüzüne doğru gotürüyor. Erkeğin yüzünü, küçücük, ateşli avuclannın içine sığdırmağa çalışıyor. Benim güzel erkeğim diyorl... Benim bir tanecik, eşsiz, muhteşem erkeğim!.. Üzülme; biliyorum, bir kadının sana bahşedebileceği en büyük kıymeti, bir mendil verir gibi kolayca verdim!.. Fakat mes'udum. Dünyanın en mes'ud kadını telâkki ediyorum kendimi!.. Ama kirpiklerinin uclan ıslanmış Neclâ!.. Ağlayorsun! Her gözyaşı muhakkak bir ıstırabın ifadesi olmaz Mecdi Bey! Saadet de bazan insanı ağlatabilir! Erkeğin yüzünü avuclannın içinde tutmağa devam ederek yanan dudaklarile onu alnmdan öpüyor. Artık bana inanıyorsunuz değil mi diyor?.. Bir Iskenderiye fahişesi gibi o delikanlı, bu delikanh ile yaşamadığımı, yaşayamıyacağımı artık öğrenmiş bulunuyorsunuz zannederim!.. Beni affet Neclâf Mecdi Bey. Saadetimin hududsuzluğu korkutuyor şimdi beni!.. Yirmi altı sene muhafaza ettiğim en büyük kadınlık kıymetini, bana inanman için sarfettiğim ju dakikada, ya »eni bir gün kaybederim diye şimdiden korkmağa başlayorum!.. Ya bir gün kaybedersem seni!.. Kadın ellerini bırakıyor. Bir kolunu yastığa yaslayıp, bir başka yastığın kenarını tutuyor. Pencerelerin üzerinde yükselen seherin pembe renkleri, siyah saçlannı aydınlatıyor. Mecdi Bey diyor; hâlâ rüyada zannediyorum kendimi!.. Bütün vücudümde, kemiklerimin içinde bile, hududsuz bir saadetin, ufuksuz bir heyecanm lezzetini duyuyorum!.. Neclâ bunu daha evvelden söylemeliydin bana!.. Niçin yaptın, niçin sakladın benden?.. Adam başını indirîyor. Bu hareketinle bir erkeği, affedilemiyecek bir mes'uliyete, unutulmıyacak mesi anında, bir kadının vücudüne sahib olabilir! Fakat içine nüfuz edebilir mi?.. Ben size bu gece işte onu verdim. Ismimi verdim. Ruhumu verdim. El değmemiş bakir nem varsa onu verdim!.. Bütün bir saf, temiz kadınlık duygulanmı Asla!.. Bunun için kirpiklerimin u bıraktım size!.. Neclâ!.. cunda bir küçücük gözyaşı damlası bile parlamıyacak!.. Bahtiyarım ben! Kendi Artık mes'udum. Ben de seviyomi dünyanın en bahtiyar kadını addedi rum. Ben de çıplak kollarımı, bana hâyorum şimdi!.. kim olduğunu bilen, bana ilk sahib olaa Neclâ, kaybettiğin şey, bütün bir erkek olduğunu öğrenen bir adamm boydelicesine, kırarcasına sıkıyokadınlığının, varlığının kıymetiydi. Bunu nunda, bütün milyonlarmı sarfetsen bir daha rum!.. Artık benim de bir erkeğim var. geri getiremezsin!.. Benim de bir sevdiğim, sahib olduğum bir adam mevcud!.. Artık ben de yalnız Benim kaybettiğim bir kıymet yok. Bilâkis kazandığım bir servet var Mecdi değilim! Ben de, gözyaşıma gözyaşı, seBey! Ben artık seviyorum!.. Sevginin, vincime sevinc katacak, bütün esrarımı aşkın manasını öğrendim. Gözlerimin ö bilen, beni öğrenen, mahremiyetime, içinünde yeni bir ufuk açıhyor. Yeni bir sa me nüfuz eden, bir varlığın sahibi bulubah doğuyor, bir seher aydınlanıyor!.. nuyorum!.. Artık ben de gözlerimi yumSaadetin manasını ancak şimdi anlayo duğum zaman, her genc kadın gibi, beni rum!.. Bütün milyonlarımı düşünmeden saadete götürecek bir gecenin hatırasını bu dakika için sarfedebilirdim!.. yaşayacağım!.. Verdiğin şey, milyonlarından daha Neclâ çıplak kollannı, yorganın altmkıymetli Neclâ!.. dan çıkararak Mecdinin boynuna san Bilâkis. Size verdiğim şey, bahşettiklerimin yanında bir gölge gibi kalır!.. Ben size Mecdi Bey, asıl derimin bekâretini değil, içimin, aşkımın bekâretini verdim bu gece!.. Odur işte asıl kıymet!.. Odur işte asıl milyonlar sarfile geri dönmiyecek olan fazilet!.. Yoksa derinin ne değeri var?.. Her erkek, bir baş dönyor... Sen benim ilk ve son erkeğim, sen benim ilk ve son aşkım, sen benim varlığımın, içimin, kalbimin ilk ve son sahibi olacaksın!.. Gözlerimi dünyaya senin hatıranla açtım, gene senin hatıranla kapayacağım Mecdi Bey! .{Devam edecek) bir ıstıraba götürdün! Bana inanıyorsunuz ya artık!.. Kâfi bu benim için!.. Bir gün bu delice cömerdliğinin doğru olmadığını anlayacak ve ağlayacaksın Neclâ!