CUMHURÎYET 19 NUan 1940 Model Salondan içeri girerken Nazlı Hanımefendi Nazmi Şakire her zamanki temennisini tekrar etti: Ah seni bir elimle evlendirebilseml dedi. Bak bugün gene misafirlerim arasında ne güzel aile kızları göreceksin. Hele bir tanesi sana uzaktan âşık. Heykeltraş dalgın gülümsedi: On senedir, bana kız arar durursunuz, diye, mırıldandı. Nazlı Hanımefendi genc adamı salonun kuytu köşelerinden birine götürdü. Karşılıklı oturur oturmaz ihtiyar kadın derhal kalabalığın arasındaki genc kızları gizlice işaret ederek hepsini ayrı ayn metetmeye başlamıştı. Sonra onun kulağına iğildi. Bir sır tevdi eder gibi «sana hayranlarından birini, hani şu demin bahsettiğim kızı göstereceğim.» dedi. Fakat birdenbire sustu. Dostlarından biri uzaktan işaret ediyordu. Kalktı ve heykeltraşm yanından uzaklaştı. O zaman genc adam derin bir nefes aldı Bir müddet âvare gözlerini şunun bunun üzerinde dolaştırdı. Nihayet salonda kendisini alâkalandıracak hiç bir şey olmadığına kanaat getirerek sıkılmağa başladı. Bu esnada sık sık olduğu gibi geriden kendisinin gördüğü bir yerden gözlenmekte olduğunu hissetti. Başını çevirdi, aldanmamıştı. Orada bir genc kız, kendisine bakıyordu. Nazmi Şakir bir an hayran, hareketsiz, kaldı. Kız bir kolunu dayadığı vitrinin üzerine bırakmış, başını da iri güllerle dolu olan vazoya doğru iğmişti. Dirseğin kıvrılarak aldrğı şekıl, belde içeri doğru kaçan ve kalçalann yuvarlaklığını çizdikten sonra ince uzun bacakları resmederek aşağı doğru akan hatlar harikulâde idi. Sonra baş.. Bulutlu gibi hafif kıvırcık siyah saçlar, bir an ağır gölgelerle dolarak ağır bir mana alan, bir an garib bir gülümseme içinde baygmlaşan gözler, kırmızı taze çocuk dudakları.. Nazmi Şakir kalktı. Kalabalık bir salonda bulunduğunu unutmuş gibiydi. Bu yüzü, bu vücudü, mermerde canlandırmak diye, düşündü. Gözlerini kızın üzerinden ayırmıyarak ona doğru yürüdü. Genc adam yaklaştı. Kız vaziyetini bozmamıştı. Heykeltraş, hafif bir baş, işaretile onu selâmladı: Sizi rahatsız etmek istemezdim, diye, söze başladı. Fakat muhakkak konuşmamız lâzımdı. Ismim Nazmi Şakir, heykeltraşım. Ne zamandanberi yarım tasJakların üzerinde, can sıkıntısı içinde oyalanıp duruyorum. Tesadüfiimüz benim için bir şanstır. lnsana heyecan veren çok derin şeyler ilham eden bir giizelliğiniz var. Sizi gördüğüm anda içimde çalışma ateşinin alevlendiğini hissettim. Eğer modelim olmayı kabul ederseniz. Kızın kırmızı dudakları rüzgârla ürperrn büyük bir çiçek gibi kımıldamıştı: Beni tanımadığınız halde? dedi!. Genc adam başka söyliyecek s<"z bulâmıyarak: Çok rica ederim, çok rica edsrim! diye yalvaıdı. Bana yardım edimz. Harikulâde şeyler yapacağımı sanıyorum. Kız bir an dalgın Nazmi Şakirin yüzüne baktı. Sonra gayet hafif bir sesle: Kabul diye, mırıldandı. Yalnız bir şartla: Bunu kimse bilmiyecek. Genc adam onun muvafakat edeceğinden o kadar ümidsizdi ki teşekkür için ne diyeceğini şaşırdı. Aralarında kısa bir sükut oldu. Sonra kız gayet sakin: Yarın sabah, dedi, apartımanınızı biliyorum. Kolunu vitrinin üzerinden çekerek doğtuldu. Ağır adımlarla yürüyüp g'tti. Nazmi Şakir arkasmdan uzun uzun baktı. Kafasında vereceği pozu çiziyordu: Vücud parmakların üzerinde yükselmi?, dizler ileriye doğru hafif bir kavis çiziyor. Kollar çıplak omuzları örtmek ister gibi göğüste kavuşmuş, baş biraz yana doğru meyilli. Gözler yarım örtülü, dudaklar aralık ve bir tebessümün gö'yesi içinde hicab, gurur, safiyet, ifade eden taze bir yüz.. Genc adam artık orada duramıyacağını, salonun havasının kendisi için tahammülsüz bir hale geldiğini, hissetti. Kafası yeni eserine aid çizgiler, belirsiz şekillerle dolup taşıyordu. Garib bir sarhoşluk, tatlı bir neşe içinde ev sahibine görünmiyerek yürüdü, salonu terketti. Biraz sonra yarım kalmış bîr sürü heykel taslakları, maketlerle dolu atölyesinde balçık külçesini masanın üzerine atarak yuğurmaya başlamıştı. Ona ilk kaba çekli vermeğe çalışıyordu. *** Kız ertesi sabah ilk ziyaretini yaptı. Nazmi Şakir onu derhal atölyesine götürmüştü, masanın üzerinde kaba bir taslak halinde duran hamuru göstererek: «Bütün gece çalıştım, dedi. Bu heykele bende olan herşeyi vermek istiyorum.» Sonra ona salonun ucunda iki ayak merdivenle çıkılan yüksekçe yeri işaret ederek: Burada duracaksmız, dedi. Paravananm arkasmda soyunursunuz. Fazla değil, yalnız omuzlar açıkta kalmalıdır. Vereceğim örtüye sarılırsınız. Kız, mütereddid, hareketsiz duruyordu. Yanaklarında hafif kızıllıkîar peyda olmuş, gözleri koyulaşmıştı. Bir şey söylemek ister gibi dudaklan kımıldadı, sonra vazgeçti ve sesini çıkarmıyarak paravananm arkasına doğru yürüdü. Nazmi Şakir masasının başma geçti. Tabiî büyüklükte kaba bir insan şeklinden ibaret olan taslağı yüzü acaib bir tebessüm içinde, gözleri sıtmalı bir ateşle yanarak seyrediyordu. Sonra paravananın arkasmda kaybolan kıza seslenerek: Isminizi öğrenebilir miyim diye, sordu. Kız: Neriman! diye cevab verdî. Heykeltraş bunu duymıyacak gibi kendi kendine: Aşkı tanımıyan, arzuyu bilmiyen, jstırab çekmemiş genc kızı yaratacağım, ; Vergi kaçakçılığı Otomobil meselesi Vekâlete intikal etti PerldeCelâl diye mırıldandı. O genc kız ki hayatın eşiğindedir. Dünyayı pembe bulutlar içinden seyreder. Gözleri henüz ne günah görmüş, ne çirkine değmiştir. O genc kızı bir çiçek gibi saf, bir çocuk gibi bütün fenalıklara karşı bilgisizdir. Birdenbire sustu ve balçık kütlesini yuğurmaya başladı. ##* Kız aylarca Nazmi Şakirin atölyesine devam etti. İçeri girer girmez heykeltraşla bir iki kelime konuştuktan sonra derhal paravananın arkasına soyunmaya giderdi. Örtüsüne bürünmüş olduğu halde çıkıp, her zamanki yerinde pozunu alınca heykeltraş yaklaşır, onun kollarını, başını nihayet sarındığı örtünün çizgilerini asabî parmaklarile düzeltirdi. Taslağın üzerinde çalışmaya başladığı zamansa modeline seyrek bakar, bir elinde oyma kalemi, diğerinde çekici uğraşmaya başlardı. Bu esnada kıza pek az hitab ederdi. Zaten konuşmadan çalışmak âdeti idi. Heykelin üzerine iğilince dünyayı unutuyordu. O zaman modeli bile onun için canlı bir mahluk olarak mevcud değildi. Mevcud olan şey genc, bâkir bir yüzün ve vücudün bütün safiyetini, ifade eden çizgilerdi. Bunlar da çalıştığı müddetçe onun için bir mana ifade ediyorlardı. Kız yorulup da gitmeğe hazırlanınca artık onunla alâkadar olmaz, hatta biran evvel gitmesi kendisini eserile başbaşa bırakması için sabırsızlanıp sinirlenirdi. Nihayet bir gün ona hararetle teşekkür ederek artık yalnız çalışacağını söyledi. Kız sesini çıkarmadı. Gelmeyi kabul ettiği günkü kadar sakin, vakur çekilip gitti. Bir iki ay sonra Nazmi Şakir yeni eserini ikmal etti ve atölyesinde topladığı, içlerinde edibler ve ressamlar da bulunan bir iki samimî dostunun huzurunda onu örtüsünden sıyırdı. Ayaklarını ve omuzlarını açık bırakan kumaşlann kıvrımları arasında vücud bembeyaz, ilâhî bir güzellik içinde yarı çıplak yükseliverince orada bulunanlar hayranlıklarını izah edecek kelime bulamıyarak hareketsiz kaldılar. Heykeltraş vücudün hafifliğini, çevikliğini, bâkir güzelliğini büyük bir sanat kudretile mermerde canlandırmış, yüze gurur, utanc karışık ifadeyi ustahkla vermesini bilmişti. Birbirini takib eden hararetli tebrikler başladığı zaman yalnız içlerinden biri Nazmi Şakirin yakın dostu bir ressam: «Muvaffak olmuş bir eser, dedi, fakat onda senin vermek istediğin manayı bozan sebebler de yok değil. Gözleri sanki bir sırrı örtmek ister gibi kapalı, dudaklarında mustarib bir açılış var. Birşeye susamış gibi.. Bütün bunlar aşka, arzuya varmak istiyen bunalmış bir ruhun ifadeleri değil midir?» Bu sözler diğerlerinin itirazları arasında boğuldu. Bununla beraber Nazmi Şakir onlar dağıldıktan sonra uzun zaman heykelin önünden ayrılmadı. San'atkârlarda en manasız, tenkidlerin yarattığı endişe ve sıkıntı malum. Genc adam dostunun sözlerini unutamıyor, hatta yavaş yavaş onun sözlerinin doğruluğuna kanaat getirmeğe başlayordu. Birdenbire içindeki ateşin soğuduğunu, heykelin bir taş parçası gibi nazarında küçülüp kıymetsizleştiğini hissetti. Yarattığı eserden hiç bir zaman tam şekilde memnun olduğunu hatırlamıyordu. Fakat ilk defa içinde bu kadar büyük bir huzursuzluk, sıkıntı duyuyordu. Niçin böyle olmuştu? O mermere güzelliğine mağrur, saf, taze bir yüz işlemek istemişti. Halbuki.. Birdenbire modelini hatırladı. Hem de onu Nazlı Hanımefendinin evinde, vitrine dayanmış güllerin yanında durduğu vaziyette görür gibi oldu. Gözlerine dikilen ( o ağır gölgelerle dolu durgun, siyah gözleri garib bir ürperti içinde düşündü. Sabaha karşı yattı. Rüyasında hep heykelle uğraştı. Yüzü düzeltmeye, istediği manaya getirmeye çalışıyordu. Fakat hayır, o uğraştıkça çizgiler derinleşiyor, dudaklar acı bir ifade ile ateşli, mustarib bir ruhun ümidsizliği içinde büyüdükçe büyüyor, kederle kapanmış gözler, yüz, eskisinden çok daha hazin bir mana alıyordu. Bu kâbus sabaha kadar devam etti. **# Heykeltraşm yeni eseri, san'at âleminde büyük bir alâka uyandırmıştı. Gazetelerde sütun sütun sitayişler çıktı. Genc adama tebrikler yağıyordu. Fakat o, bütün bunlara lâkayddı. Artık atölyesine de uğramaz olmuştu. İlk hatırladığı gecedenberi kızın gözlerini unutamıyor, garib bir ruh buhranı içinde uykusuz geceler geçiriyordu. Unutmak, hatırlamamak için çırpmıyor, uğraşıyor, fakat uğraştıkça daha büyük bir kedere, ümidsizliğe düşüyordu. Nihayet bir gün, ağır bir kararla deli gibi Nazlı Hanımefendinin evine koştu. Heyecan içinde titriyordu. Sabırsız ve asabî idi, kızın ismi dudaklanndan çıkar çık maz kadın canlandı: Ah benim budala çocuğum, dedi. Daima iş işten geçtikten sonra gelirsin. Neriman bir hafta evvel evlendi. İki gün evvel de seyahate çıktı. Çiçek gibi temiz, hassas, ince bir kızdı. Hem de uzaktan senin hayranındı. Bize geldiği gün sana bahsetmiştim, hatırlayor musun? Birdenbire kaçmasaydın tanıtacaktım da.. Yavrucak o gün gözlerini üzerinden ayıramıyordu. Ah eğer isteseydin, eğer isteseydin.. Bununla beraber dünyada başka kız yok değil ya, hani.. Heykeltraş artık dinlemiyordu. Sanki karanlık bir uçuruma yuvarlanmıştı. İhtiyar kadının hayretli bakışları altında başını elleri arasına aldı, hareketsiz kaldı. Şimdi o yarı kapalı gözlerin altında saklı olan sırrı, o mustarib yüzün neyi ifade ettiğini çok iyi anlayordu. Halbuki kız karşısında olduğu müddetçe bütün bunları görememişti. Orrun yüzünün durgun maskesi altında saklı olan şeye, ne düşündüğüne, ne hissettiğine ehemmiyet verme migti. jYalruz parmaklan alundaki balçığa Yoklamaya davet Eminönü Halkevinden: Sarıyer Askerlik şubesinden: 311 331 ihTürkiye San'at mektebleri mezunlan cetni yetinin seri konferanslanndan on birincisi 19/ tiyat cratın 940 senesi yoklamaları cumartesi4'940 cuma günü saat 18 de muallim Nafiz den maada hergün şubede yapılmaktadır. Sarıyer merkez kazasına bağlı köy ve ma Ziya Bayçu tarafından verilecektir. Mevzu (Elektrik cereyanlarının fiziyolojik tesirlerij halleler ihtiyat eratının hangi doğumlularının Istanbul gümrüklerinin yanlış beyan suhangi günlerde yoklamaları yapılacağı köy ve dir. retile bir resim kaçakçılığına teşebbüs mahallelerine tebliğ edilmiştir. Istenilen gün Davetiye yoktur. Herkes gelebilir. meselesine el koyduğunu ve bu gümrük lerde şubeye müracaatleri, evvelce yoklamalan Siklet atma ve koşular beyannamelerinde yer alıp bu garajda yapılmış Yeniköy nahiyesine bağlı köy ve maKadıköy Halkevinden: (Siklet atma 680 gr.) halleler eratından yoklamasını yaptırmamış obulunan otomobillerin de tahkikatın ik* son mükâfath müsabaka 21 nisan pazar güııü maline kadar, gümrük muhafaza teşkilâtı saat 10 da Fener stadmda yapılacaktır. Kadı lanların da nüfus kâğıdlarile hemen şubeye gelmeleri ve haricde bulunanların bulunduğu tarafından mühürlendiğini yazmıştık. köyde rekor 55 metre 91 santimdir. Sporcularımıntaka askerlik şubelerine müracaatle yoklaYaptığımız tahkikata göre bu mesele o mızın 9,30 da stadda hazır bulunmalan. malarmı yaptırmaları ilân olunur. tomobillere karoserinin yolların iniş ve çı*** kışlarından sarsılmaması için konulan ve Beşiktaş Halkevinden: amortisör tesmiye edilen âletten dogmakBeşiktaş Halkevi tarafından tertib edilen mütadır. Otomobil acentası bu amortisörleri kâfath yaya koşularının dördüncüsü 21 nisan Küçük Sahlebçioğlu Han otomobillerin sair maddelerile birlikte it" 1940 pazar günü saat onda Beşiktaş Halkevi hale teşebbüs etmiştir. Bu suretle, evvel kurağı önünde yapılacaktır. Atletlerın ve sa Cumhuriyet gazetesinin ve bütün ce başka bir gümrük beyannamesile ithal yın hakemlerin vaktinde Evimizde hazır bu neşriyatının tzmir başbayiliğidir. edilmiş olan otomobillerin sikleti düşmek unmaları rica olunur. te ve bu yüzden gümrük resmi hazine aBeyoğlu Halk sineması Beşiktaş Halkevinden: Beşiktaş Halkevi taraleyhine esaslı bir fark göstermektedir. Bu gün matineden itibaren iki Gümrük Başmüdürlüğü, yapılan bir ihbar fından 20 nisan 1940 cumartesi günü saat 15 te büyük filim birden üzerine başka bir beyannamede gösteri" Beşiktaşta Çırağansarayında Beşiktaş Jimnastik 1 öldüren Zehir: Cester Moris kulübü sahasında siklet atma müsabakaları yalen amortisörlerin evvelce çıkanlmış olan 2 Maceralar Kralı: Bufalobil. pılacaktır. Atletlerin vaktinde hazır bulunmaotomobillere aid olduğunu öğrenmiş ve arı lâzımdır. Türkçe sözlü: Kari Kopel meseleye el koymuştur. Şimdi acenta amortisörleri ayrı ithale hakkı olduğu ve TUrk fillmciliğinin son harikası bunun tarifede zikrolunan zatülhareke arabanın esas cezalarından birini teşkil etmesinden dolayı ayrıca ithal edebileceğini ileri sürmüştür. Bu itibarla mesele Gümrük ve Inhisarlar Vekâletine de intiReji: FARUK KENÇ Eser: VALA NUREDDiN kal etmiştir. HALKEVLERİNDE Konferans ( J\SKERLİK İ RADYO ( Bugunkü program"") KADrODİFÜZTON POSTALAKI Dalga oznnlağn: Türklye Radyosn 1648 m. 182 Kc/s. 120 Kw. Ankara . T. A. P. 31.70 m. 9465 Kc/s. 20 Kw. 12,30 Program ve memleket saat ayarı, 12,35 Ajans ve meteoroloji haberleri, 12,50 Müzilc: Muhteiif şarkılar (.Pl.) 13,30 14,00 Müzik: Karışık hafif müzik (Pl.) 18.00 Program ve memleket saat ayarı, 18,05 Müzik: Karışık müzik (Pl.) 18,40 Müzik: Saz eserleri. 18,55 Serbest saat. 19,10 Memleket saat ayarı, ajans ve meteoroloji haberleri, 19,30 Konuşma (Millî kahramanlık menkıbeleri) 19,45 Müzik. Çalanlar: Eefik Fersan, Fahire Fersan, Vecihe. I Okuyen: Müze>"yen Senar) 1 Artaki Uşsak şarkı: (Sevdama yakın gel) 2 . Lem'i Uşşak şarkı: (Siyah ebruların) 3 Fahri Kopuz Uşşak şarkı: (Kalmadı kudret efendim) 4 Eviç halk türküsü: (KojTin beni yükseklere) 5 Fahri Kopuz Eviç türkü: (Dıştan viran bağhyam) II Okuyan: Melek Tokgöz 1 Şevki Bey Hicaz şarkı: (Niçın şep taseher) 2 Rifat Bey Hicaz şarkı: (Niçin bülbül figan eyler?) 3 Udî Ahmed Hicaa şarkı: (Recayi vasl için) 4 Halk türküsü: (Atladım bahçene girdim). III Okuyan: Radife Erten. 1 Mustafa İzzet Bestenigâr şarkı: (Gayrıdan bulmaz teselli) 2 Bimen Şen • • Bestenigâr şarkı: (Her zaman serde) 3 İsak Varan Bestenigâr şarkı: (Gönül sana çoktan bende) 4 Sadeddin Kaynak Hüseynî türkü: (Haticem saçlarım). 20.40 Müzik. Çalanlar: Cevdet Çağla, Fahri Kopuz, İzzeddin Ökte. I Okuyan: Necmi Rıza Ahıskan. 1 İsmaU Hakkı Nihavend yürük semai: (Feryad ile yâd) 2 Hacı Arif Bey Nihavend şarkı: (Şarab iç gülfeminden) 3 Ali Bey Hicaz şarkı: Derdimi arzetmeğe) 4 Faik Bey Hicaz şarkı: (Ateşi suzanı firkat). II Okuyan: Mefharet Sağnak. 1 Udî Ahmed Şarkı: (Edeli atfı nazar) 2 Nikoğos Ağa şarkı: (Var mı ha« cet) 3 Hafız Post Şarkı: (Ateşi aşkıma raptetti) III Okuyan: Mustafa Çağlar. 1 . Fahri Kopuz Şetaraban şarkı: (Kordon boyunun) 2 Faize Şetaraban şarkı: (Badei vuslat) 3 Şetaraban türkü: (Bahçelerde aşlama) 21,15 Konuşma (Bibliyografya) 21.30 Müzik: Küçük orkestra. (Şef: Necib Aşkın) 22,15 Memleket saat ayarı, ajans haberleri, ziraat, esham tahvilât, kambiyo nukud borsası (fiat) 22,25 23,30 Yarınki program ve kapanış. TÜKKtTE lzmirde Esad ihsan KÜLTÜR İŞLERİ Maaşları 30 liraya çıkan orta tedrisat muallimleri Maarif Vekâleti yeni barem kanununa göre, orta tedrisat kadrosunda çalışan yüksek mekteb mezunu muallimlerin maaşlarını 25 liradan 30 liraya çıkarmağa karar vermiş ve ilk olarak 5 1 muallimin maaşlarını bu miktara iblâğ etmişti. Ve kâlet, kıdem sırasına göre, yeniden 1 7 muallimin maaşlarını otuz liraya çıkar • mıştır. Maaşları 30 liraya çıkarılan mu • allimler şunlardır: Adana Erkek lisesinden Şevki Berger, Ankara Kız lisesinden Nihal Tümenay, İzmir 2 nci erkek lisesinden Garra Sarmat, Samsun lisesinden Kemal Aydinç, Ankara Kız lisesinden Muallâ, Inönü kız lisesinden Süreyya Avan, Ankara 3 üncü ortadan Muzaffer Birdi, Bandırma orta mektebinden Belkis. Kütahya lisesinden Nevzad Turgay, Denizli lisesinden Raşid, Bahkesir lisesinden Necdet Sancar, Denizli lisesinden Akif, Muğla orta mektebinden Dürnev, Haydarpaşa lisesinden Nusrat, Emirgân orta mektebinden Be hice, Zonguldak lisesinden Mürüvvet Göktürk, Galatasaray lisesinden Fernıhzat. Istanbulun gUzel manzaraları, klbar salonları ve korkunc batakhaneleri İçinde cereyan eden bu şaheser, gördUğü fevkalâde rağbet Uzerlne bir kaç gUn daha Baş rollerde: SUAVİ TEDÜ REFİK KEMAL NEVZAD OKCUGiL FERİDE CANAN CELAL ÇAGDAŞ BEATRİS Gösterilecektir. 2 2 nisan pazartesiden itibaren Ankarada ULUS sinemasında gösterilecektir. m TAKSiM Sinemasında ^^^^^m " Şehzadebaşı T U R A N ^ 20 Nisan Cumartesi günü akşamı ^ ' Sinema Tiyatrosunda Komedi 3 perde Sioemada BOGAZİÇİ ŞARKISI Türkçe Sözlüşark.lı Bugün Sinemada : 2 büyük film birden MACUN Türkiye Se$ kraliçesi Hamlyet YUceses ve Saz arkadaşları birltkte DUmbUHU ismall ve tekmil kumpanyası birlikte Çocuk balosu Çocuk bayramı münasebetile 23 nisan 1940 salı günü saat 14 ten itibaren Maksim salonunda Çocuk Esirgeme kurumile Şişli Halkevi müştereken büyük bir çocuk balosu tertib etmiştir. Çocuk balosunun fevkalâde mükemmel olması için Şişli, Nişantaşı ve Beyoğlu semtlerindekî yüksek ailelerin bayanları faaliyete geç • mişlerdir. Çocukların çok îyi vakit geçirebilme « leri için Karagöz, elektrikli kukla hazırlatıldığı gibi fevkalâde merakh hokkabaz hünerleri de ilâve edilmiştir. Programın en güzel bir numarasî da (gürbüz çocuk) müsabakasıdır. Müsaba» kaya iştirak edeceklerden kazananlara kıymetli hediyeler dağıtılacaktır. Çocuklar arasında ritmik danslar, temsiller va dans müsabakaları ve daha bir çok eğ* lencelerle program zenginleştirilmiştir^ Çocuklara parasız bir de büfe tertib edil* miştir. Gürbüz çocuk müsabakasına iştirak edeceklerin Şişli Halkevi veya Esirgeme kurumuna her gün saat 15 ten itibaren müracaatle isimlerini kaydettirmeleri lâzımdır. Şimdiden bir çok ailelerin balo, hazırlıkları gördüğü haber almmıştır. HOKKASI 1 PAMUK PRENS&S ve 7 CUCE Tekmlll renkll 2 BOGAZİÇİ ŞARKISI : Türkçe sözlü ve şarkılı Gelecek program : GUNGADIN : Fedailer alayı Türkçe sözlü Her talebe için tutulacak dosya Maarif Vekâleti, lise ve orta mekteb lerle muallim mekteblerinde her talebeye aid malumatın toplu bir halde bir arada bulundurulması ve kayıdların mekteb idarelerince daha intizamlı bir şekilde temin edilmesi için birer dosya tutulması mecburiyetini koymuştu. Tahsilini ikmal edinciye kadar talebenin arkasından her gittiği mektebe gönderilecek olan bu dosyalar ders senesi içinde ikmal edilmiş bulunacaktır. Maarif Vekâleti yeni bir karar daha vererek bu mecburiyeti hususî Türk ve ekalliyet lise ve orta mekteble rine de teşmil etmiş, ecnebi liselerile orta mektebleri için ihtiyarî bırakmıştır. Bu mektebler arzu ettikleri takdirde, keyfiyeti Maarif idarelerine bildirmek suretile dosya tutacaklardır. Bugün SA K A R Y A 2 güzel ve büyük Sinemasında LLOYD HUGHES Norma Shearer ve Clark Gable Tath Hayal iilim birden Gizli Teşkilât MÜTEFERRİK tstanbulda, umulduğu kadar demir çıkmadı Yeni kararname mucibince demir be yannamesi vermek için birinci grupa ithal olunan şehirlerin verdiği beyanna melerin neticesi Ticaret Vekâletinde toplanmıştır. Öğrendiğimize göre, verilen beyannameler İstanbulda ümid edildiği kadar demir olmadığını meydana koy muştur. Halbuki, Ankarada İstanbuldan daha fazla demir bulunmuştur. Yalnız, Ankaradaki demirlerin ekserisi müteah hidler elindedir ki, bunların hesabı ayrı tutulmuştur. Kararnamede ikinci grupa ayrılan şehirlerden ise nisanın 27 nci günü akşa mına kadar beyanname verilebilecektir. 1 Eksiltmeye konulan iş: Bolu Vilâyetl dahilinde Göynük Nallıhan hududu yolu üzerinde şose esaslı tamirat Işinin keşif bedeli 90,459 lira 40 kuruştur. 2 Bu işe aid şartnameler ve evrak şunlardır; A) EksUtme şartnamesi B) Mukavele ve genel şartname ' D) Şose tamlrine dair hususî şartname E) Keşif hulâsası, mesahat cetvelleri. İsteyenler bu şartnameleri ve evrakı keşfiyeyi 4 lira 57 kuru§ mukabilinde Bolu Nafıa Müdürlugünden alabilir. 3 Eksiltme 29/4/940 tarihinin pazartesl günü saat 14 te Nafıa Müdürlüğü odasında toplanacak olan ihale Komisyonunda yapılacaktır. 4 Efcsiltme kapalı zarf usulile yapılacaktır. 5 Eksiltmeye girebilmek için Istekllnin 5773 lira muvakkat teminat vermesi bundan başka aşağıdaki vesikaları haiz olup göstermesl lâzımdır: 1 Ticaret Odasında kayıdlı bulunduğuna dair vesika. 2 İstekliler ihaleden en az sekiz gün evvel Vilâyete müracaatle bu işe girebilmek için ehliyet vesikası alarak zarf içinde Komisyona vermesi şarttır. 6 Teklif mektubları yukarıda üçüncü maddede yazılı saatten bir saat evveline kadar Bolu Nafıa Müdürlüğü dairesine getirilerek Eksiltme Komisyonu Reisliğine makbuz mukabilinde verilecektir. Posta ile gönderilecek mektublann nihayet üçüncü maddede yazılı saate kadar gelmiş olması ve dış zarfın mühür mumile iyice kapatılmış olması lâzımdır. Postada olacak gecikmeler kabul edilmez. (2870) Bolu Nafıa Müdürlugünden: Kapah Zarf Usulile Eksiltme İlânı c EVLENME Ömer kızı Bayan Nazmiye ile istanbul Ümversitesi Umumî Türk Tarihi profei sörü doktor Ahmed Zeki Velidi Toganm akidleri düh Eminönü Evlenme me* murluğunda icra edilmiştir. Şaadetler dileriz. MEVLlD J Gayriaenkal Saüş İlânı İstanbul Emniyet Sandığı Müdürlugünden: Mustafa Paşonun 17861 hesab numarasile sandığımızdan aldığı «1500» liraya karşı birinci derecede ipotek edip vadesinde borcunu vermediğinden hakkında yapılan takib üzerine 3202 numaralı kanunun 46 nci maddesinin matufu 40 mcı maddesine göre satılması icab eden Pendikte Temenye mevkii ve Bağdad caddesinde 496, 495, 201, 203 numaralarla murakkam iki parçada kayden 7834 metre mesahası olan bahçeli ev zemin katların kârgir, diğer katları ahşab iki evin tamamı bir buçuk ay müddetle açık arttırmaya konmustur. Satıs tapu sicil kaydına göre yapılmaktadır. Arttırmaya girmek isteyen «375» lira pey akçesi verecektir. MUlî Bankalarımızdan birinin teminat mektubu da kabul olunur. Birikmiş bütün vergilerle Belediye resimleri ve tellâliye rüsumu borcluya aiddir. Arttırma şartnamesi 3/5/940 tarihinden itibaren tetkik etmek isteyenlere sandık hukuk işleri servisinde açık bulundurulacaktır. Tapu sicil kaydı ve sair lüzumlu izahat da şartnamede ve takib dosyasında vardır. Arttırmaya girmiş olanlar, bunları tetkik ederek satılığa çıkarılan gayrimenkul hakkında her şeyi öğrenmiş ad ve itibar olunur. Birinci arttırma 18'6'940 tarihine musadif salı günü Cağaloğlunda kâin sandıgımızda saat 10 dan 12 ye kadar yapılacaktır. Muvakkat ihale yapılabilmesi için teklif edilecek bedelin tercihan almması icab eden gayrimenkul mükellefiyetlerile sandık alacağını tamamen geçmiş olması şarttır. Aksi takdirde son arttıranm taahhüdü baki kalmak sartile 3/7/940 tarihine musadif çarsamba günü ayni mahalde ve ayni saatte son arttırması yapılacaktır. Bu arttırmada gayrimenkul en çok arttıranm üstünde bırakılacaktır. Hakları tapu sicillerile sabit olmıyan alâkadarlar ve irtifak hakki sahiblerinin bu haklannı ve hususile faiz ve masarife dair iddialarını ilân tarihinden itibaren yirmi gün içinde evrakı müspitelerile beraber dairemize bildirmeleri lâzımdır. Bu suretle haklannı bildirmemiş olanlarla hakları tapu sicillerile sabit olmıyanlar satış bedelinin paylaşmasmdan haric kalırlar. Daha fazla malumat almak isteyenlerin 938/258 dosya numarasile sandığımız hukuk işleri servisine müracaat etmeleri lüzumu ilân olunur. Piyango müdürlüğünün getirttiği dolablar tecrübe edildi Millî Piyango müdürlüğünün Fransadan getirtmiş olduğu dolabların, Fransız millî piyango mütehassısı huzurunda Ankarada ilk işletme tecrübeleri muvaffakiyetle yapılmıştır. Bu dolablar, yedi tanedir ve hepsi de otomatik olarak işlemektedir. Elektrik cereyanı olmıyan yerlerde, yapılacak keşidelerde de bu dolablardan istifade edilecektir. Millî Piyango biletlerinin gördüğü fevkalâde rağbet karşısmda daha bazı yenilikler düşünülmektedir. Bunların peyderpey tatbikma baslanacaktır. Konya Elektrik Türk Anonim Şirketinden: Mühendis aranıyor Yüksek elektrik mühendisi olup Nafıa Vekâletince ruhsatnameyi haiz Türk tebaası bir DIKKAT Emniyet Sandığı, sandıktan alınan gayrimenkulü ipotek göstermek isteyenlere muhamminlerimizin koymuş olduğu kıymetin % 40 ını tecavüz etmemek üzere ihale bedelinin yarısına kadar borc vermek suretile kolaylık göstermektedir. (3131) Güzel San'atlar Akademisi Türk tezyinî san'atlar şubesi muallimlerinden Vasıf Şadef, 18, 4/940 tarihine raslıyan perşembe günü saat 1 2 de vefat etmiştir. Cenazesi bu gün saat 10,30 da Beşiktaşta Valideçeşmesi Abacı sokağındaki 18 numaralı hanesinden kaldırılarak Beyazıd camiinde cuma namazını müteakib cenaze namazı kıhndıktan sonra Topkapı mezarlığına defnedilecektir. Muallim arkadaşlarile dost ve talebesinin cenaze merasimine iştirak eylemeleri rica olu « nur. C3151)' c Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmağın kızı ve Güzel San'atlar Aka demisi müdürü Bürhan Toprağın refikası Muazzez Toprağın ruhuna ithaf edilmek üzere 19/4/940 cuma günü Beyazıd camii şerifinde öğle namazını müteakıb Mevlidi Nebevî okutturulacaktır. Dost ve tanıdıklarile arzu edenlerin buyurmaları rica olunur. *** Yüniş ve îpekiş müdürü Bay Salâhaddin Kormaçın oğlu merhum Çetinkaya Kormaçın ruhuna ithaf edilmek üzere yarınki cumartesi günü Beyoğlu Ağacamü şerifinde ikindi namazını müteakib Mevlidi Nebevî okutturulacaktır. Dost ve tanıdıklarile arzu edenlerin teşrifleri rica olunur. ÖLÜM J Keşif Alayı, Gungadin Filimlerine nazıre olarak çevıilen Taliblerin istedikleri ücreti bildirmeleri ve vesikalarının tasdikli suretlerile birlikte şirketimize müracaat etmeleri ilân olunur. iğilmiş yalnız o mel'un mermere kendini vermişti ve şimdi neyi kaybettiğini anlayordu.. Istanbul Mıntakası Iktısad Müdürlugünden: Üsküdar kazasınm Kuzguncuk köyünde grafit, demir, manganez madenleri aramak üzere Celâl Hasib ve arkadaşlarına verilip 22/6/1935 tarihinde müddeti hitam bulan 17/8/1933 tarih ve 1/10 numaralı ruhsatnamenin müddeti içinde müteharriler ihale muamelesine teşebbüs etmediklerinden mezkur ruhsatnamenin maadin nizamnamesinin 22 nci maddesine tevfikan İstanbul Vilâyeti idare heyetinin 6 '4 '940 tarih ve 80/1651 numaralı kararile iptal edjamiş olduğu ilân olunur, .(31351 Pek yakında ...... sinemasında Hind Avcı Alayı Diinyanm 9 uncu harikası