5 Nlsan 1940 CUMHURÎYET Hâdlseler arasında Emile Zola Ziraat Vekili çiftçi ile faydalı bir konuşma yapü Muhlis Erkmen, toprak mahsullerimizin kazanmakta olduğu kıymeti tebarüz ettirerek köylüyü fazla zer'iyat yapmağa teşvik ediyor Ankara, 4 (Telefonla) Ziraat Vekili Muhlis Erkmen, bu akşam radyoda çiftçilerimizle bir konuşma yapmıştır. Ziraat Vekili, sert bir kış geçirdikten sonra bahara kavuştuğumuzu ve kış ziraatinin geçen yıllardan daha üstün olduğunu söylemiş, bu üstünlüğün daha fazla olmamasına bazı mıntakalardaki su baskınlarının sebeb olduğunu, yazlık zeriyatta fazla çalışmakla bunun da telâfi edilebileceğini bildirmiştir. Muhlis Erkmen, çiftçilerimize, Millî Şefin iki kat mahsul ahnması hakkındaki emirlerini hatırlatmış ve sözlerine şu suretle devam eylemiştir: «• Bugün harb içinde değil, dışında bulunan ve çiftçi memleketi sayılan bir çok devletler bile yiyecekleri için bazı nizamlar çıkarmış, yasaklar koymuşlardır: Haftanın şu ve bu günlarinde et yememek gibi. O günlerde hayvan kesilmez, et bulunmaz. Diğer bir çok yiyecek çeşidleri üzerinde de buna benzer eıkılıklar vardır. Bizde ise hangi şeyi ararsın da istediğin kadar bulamazsın? Bu aramak ve bulmak üzerinde biraz duralım.Sen ve ben, her aradığımızı istediğimiz kadar buluyoruz. Ama çok arayanlar daha var: Dışardan, dışarı memleketlerden. Bunlar ellerinde para, hem bol para, bizden bir çok şeyler arayorlar da istediklerini istedikleri kadar bulamıyorlar. Yurdumuz bu aranılan toprak ürünlerini yetiştirebilsin ve bu yüzden çok para kazanmış, memlekete de para sokmuş olursun. Işte Başbakanın sana çok ek deyiş! ve benim bugün onu tekrarlayışım bundan ötürü... Biliyorsun, dünyada dirlik, diizenlik kalmadı, bir çok devletler arasında barış bozuldu, döğüş başladı... Bu kanşıklıklar ne kadar sürecek, bu, kestirÜemez. Gönül ister ki anlaşamamazlıklir tezce bitsin ve dünya tam ve emniyetli barışa kavuşsun, amma ne yapalım, işin tutum ve gidişi bunun daha süreceğinı gösteriyor. Onun için toprak ürünlerinin arayış ve isteyişi azalmıyacak, artacak, onların bahası düşmiyecek, yükselecektir. Bugün bile geçen yılla karşılastırılırsa fiatlarda epey bir yükseliş vardır.» Muhlis Erkmen, bundan sonra Jzmir ve tstanbul borsalarında harbden evvel ve sonraki fiat yükselislerini anlatmış, bu tereffüler hakkmda çiftçinin ehemmiyetle nazarı dikkatini celbetmiştir. Görüyorsun: Avrupada, Amerikada da yedi sekiz ay içinde epeyce bir yük seliş var... Bu yükselişin durmıyacağ;ı. hiç olmazsa düşüklük göstermiyeceğini iddia ettirecek elimde ve gözümüz önünde stbebler var: I Avrupa hemen baştanaşağı harb îçinde veya ona yakın bir durumdadır. Bütiın bu devletler ziraat işlerini aksat mamak, toprak ürünlerini azaltmamak için binbir çareye başvuruyorlar. Ama ne olursa harb ve harb halinin eksıklik • lerini tamamlamak kolay değildir. Onun için o devletler her vakitkinden daha fazla dışandan mal arayacaklardır. 2 Avrupa barış zamanında ve be reketli yıllarda bile kendi yetiştirdiği i'e kendini besleyemez ve fabrikalan için ham maddelerin hepsini çıkaramaz. Her yıl vapurlar dolusu yemeklik ve yemlikler, pamuk, yün, deri... gibi çeşid çeşid ham maddeler Avrupaya taşınır. Bunlardan bir çoğu Amerikadan gelir. 3 Bu yıl aşağı Amerikanm bazı yerlerinde mahsul iyi durumda görülmüyor. Meselâ Arjantin Avrupanın Düyük buğday ambarlarından biridir. Oıada şimdi ekinler biçilip döğülmüştür. Aldığımız haberlere göre ekinler zorlu ve donlu kıştan çok zarar görmüş, mahsul yanya düşmüş, «600,000 vagondan» «250 300,000» vagona inmiştir. 4 Böyle bir azlık olmasa bile bu karışıklık içinde engin denizler aşm o illerden mal getirmek çok güçleşti ve pahalandı... Vapurlar kıtlaştı, seyrekle;ti, navlunlar arttı. Sigortalar yükseldi, daha bir takım masraflar bindi. Sonra araya bir de Amerikadan alma işinde döviz sıkıntısı karıştı. 5 Avrupanın çoğalan ve çoğalacak olan isteğine denizaşırı memleketlerden getirme zorluğuna karşı Türkiye en elverişli bir pazar yeri durumundadır. Ben, bugün alıcılann istedikleri mallan verebilirsek, ayaklarım alıştırabilirsek onları yarın için de, barış oluşunda da kendimize ve paramıza bağlamış olacağız inan cındayım. Onlar için bizden alma ve taşıma kolayhğı vardır. Malımız temizdir, özlüdür ve çalışırsan daha temiz özlü yapabilirsin. Gorüyorsun: Malınm satlımaması, para etmemesi ihtimali yok. O halde gecc gündüz deme, durma ek.» üz sene evvel ( 2 nisan 1840), Fransada Emile Zola isminde bir adam dünyaya geldi ve üç gün evvel onun yüzüncü doğum yılı, şahsı ve eseri hakkmda çıkan üç yüz elli cildden fazla kitabdaki hükümlerin bazı iiâvelerle tazelenmesine fırsat verdi. Fakat bu gün, vaktile her büyük adam gibi büyük kusurlarına dikkat edilen Zola'nın yalnız meziyetleri üstünde duruluyor. Sade Fransada değil, Zola Imzasının deîâlet ettiği büyük kıymetleri idrak »eviyesine çıkabilmiş memleketlerin hepsinde. Bu kıymetler pek çoktur: Kendisi de romantik bir mizaca sahib olduğu halde, romantizmin kokmağa başladığı bir devirde, tabiat ilimlerinin bitaraf müşahede ve tecrübe prensiplerini romana tatbik eden bir metodun sahibi olması. Bu metod çok tenkid edilebilir ama romana getirdiği bazı yeni ve ebediyen taze kıymetler inkâr edilemez. Romancımn nefsile tabiat ve obje arasında, romantizmin hayallerine kurban giden münasebetleri, Flaubert'den sonra, fakat ondan daha vuzuhla Zola'nın kurtarmağa çalışmasından doğan faydalar, romanın tekâmülünde en büyük merhaleyi hazırlamıstır. Zola'nın getirdiği şey, kendisinin de bütün esaslanna sadık kalamadığı bu edebî olmaktan ziyade ilmî metod değildir. Onun romancı, tenkidci, gazeteci ve polemist (münakaşacı) her tarafı kuvvet liydi. Romancı olarak, Yeniçağın en büyük davalan üstünde fikir ve heyecan veren büyük eserlerin muharriridir: Paranın iğrenc hakimiyeti altında sefaletin ve ispirtonun canavarlaştırdığı insan yığınlarının hayvan tarafına dikkat etmesi, psikolojik bakımdan hatalı olsa büe, sosyal bakımdan hâlâ canlı bir çok meseleler üstüne, sağanak halinde aydınlıklar yağdırmıştır. Gazeteci ve polemist olarak onun son romantiklere ve Dreyfus aIeyhtarlanna karsı açtığı mücadelenin yazıları, hak ve fikir öfkesinin şimşek üslubunu kazandırdı. Edebiyatta ve hukukta her iki davayı kazanmi} olmasmın şerefi de başka. Flaubert gibi Zola da, Türkiyede kendisinden çok bahsettirdiği halde eserlerî az tercüme edilmiş muharrirlerden biridir. Tercüme epidemisi geçirdiğimiz şu yıllarda, kitabevlerimizin şaheser listelerine bakıyorum da Zola'nın adını pek göremiyorum. Nana vaktile tercüme edilmişti, fakat ortada tek nüshası yoktur. Bete Humaine, Germinal, hatınmda yanlış kalmamışsa bir tanesi Resad Nuri Güntekin tarafından tercüme edilen Dört İncil, türkçeye kazandınlması ilk hatıra gelecek eserler değil mi? Hem bizim kitabevlerimizden hiç değilse bir tanesi, dağınık tercümeler neşredeceği yerde bir muharririn bütün eserlerini türkçeye çevirtse, tercüme yolunda pek noksan ve pek lüzumlu «külliyat» an'anesini kurmuş olmaz mı? Halk ve münevver, topuna birden hitab eden Emile Zola, böyle bir teşebbüsün mevzuu obnağa en lâyık imzalardan biridir. Şimal denîzinde büyük bir hava muharebesi îngiliz vapur kafilelerine hücum etmek isteyen Alman tayyarelerinden ikisi düşürüldü Londra 4 (a.a.) Hava Işleri Ne zareti tebliğ ediyor: Dün öğleden sonra Şimal denizinde yapmış olduklan keşif uçuşlan esnasında Îngiliz tayyareleri, Yunkers tipinde altı düşman tayyaresine tesadüf etmişlerdir. Bu tayyarelerden birisi düşürülmüştür. Bu tayyarenin denize düştüğü görülmüştür. Diğer tayyareler, îngiliz tayyarelerile muharebeden vazgeçmişlerdir. Bu tebliğde zikri geçen Yunkers tipindeki tayyare, harbin başlangıcındanberi Îngiliz sahilleıinde veya bu sahiller açıklarında düşürülmüş olan 53 üncü Alman tayyaresidir. Mevzuu bahsoîan 6 Yun kers tayyaresi, 88 numaralı bir tipe mensubdur. Resmî bir Norveç tebliğinin dün Norveçte karaya inmiş olduğu haber verilen Yunkers'in yukarıda zikri geçen muha rebeye iştirak etmiş olmasının muhtemel bulunduğu beyan edilmektedir. Şu halde Almanların bu çarpışma esnasında iki tayyare kaybetmiş olduklan zannolunu yor. Berlin 4 (a.a.) Büyük Alman u mumî karargâhı tebliğ ediyor: Garbda kayda şayan hiç bir hâdise olmamıştır. Şimal denizinin şimal mıntaLasmda Ingilterenin şark sahili karşısında Alman tayyareleri, dün öğleden sonra Îngiliz harb gemilerile ticaret gemileri kafilelerine ve teslih edilmiş ticaret gemi Ierine hücum etmişlerdir. Îngiliz avcı tavyarelerinin müteaddid hava muharebelerine ve düşmanm harb gemilerinin ve tesedilmiş ticaret vapurlannın tayyarelere karşı açmış oldukları ateşe rağmen Alman toyyareleri, yeni bir muvaffak:yet elde etmiştir. Bir Îngiliz torpito muhribi ciddî surette hasara uğramıştır. Bir karakol gemisile hacimleri yekunu 7000 tona baliğ bulunan iki vapur, bombalann çıkardıkları yangınlar neticesinde mah volmuştur. Diğer bir karakol gemisile cem'an 1 7,000 ton hacminde olan üç vapur, hasara uğratılmıştır. İki Alman tayyaresi, mecburî surett« yere inmiştir. Mürettebat kurtarılmıştır. Bir Alman tayyaresi kaybolmuştur. Biı hava muhaberesi esnasında tngilizleıin bir avcı tayyaresi düşürülmüştür. Paris 4 (a.a.) Hava kuvvetleri son 48 saat esnasında Alman tahtelbahirle rine karsı müteaddid hücumlarda bulunmuslardır. Bahrî mehafil, bu hücumlar hakkında henüz izahat verecek vaziyette bulun. mamakla beraber bu hücumlardan bir çoğunun muvaffakiyetle neticelenmiş olduğu tahmin edilmektedir. IHEM NALINA MIHINA Zavallı mazlum Almanya!.. Alman tebliği Köy eğitmenleri Maaşlarma zam yapılan muallimler kongresi bitti Şimdiye kadar alınan 17 orta tedrisat mualliminin maaşı 25 ten 30 neticeler takdirle liraya çıkarıldı karşılandı Ankara 4 (a.a.) llkönce 1937 yî Iında Ankara vilâyeti köylerinde tatbik edilen eğitmenler köy okullan murakabe eğitmenleri yetiştirmeğe memur olan 35 gezici başöğretmenin iştirakile dün ve bu gün şehrimiz Merkez Devrim okulunda, vilâyet Maarif müdürü Rahmi Vidinelin riyasetinde iki toplantı yapılmıştır. Bu toplantıdara Maarîf Vekâleti llktedrisat U. Müdürü Ismail Hakkı Tonguç ve Ziraat Vekâleti Köycülük subesi müdürü Raşid Saracoğlu ile Maarif Vekâleti şu be müdürleri gelmi>=ler ve müzakerelcrc iştirak etmişlerdir. İki gün fasılasız de . Vam eden içtimalarda köy realitelerine uvgun esaslar ve dilekler üzerinde hararetli müzakereler, münakaşalar cereyan etmiş ve eğitmenli köv okullanndan bu güne kadar Ankara vilâyetince elde edılen hasılalar birer birer tetkik olunmuş, cereyan eden üç yıllık mesainin müspet neticeleri bu müzakereler sonunda tebariiz eylemiş ve memnuniyeti mucib ola rak ilerisi için daha semereli mesainin plpnları çizilmiştir. Bu gün Ankara vilâyetinin 326 kövüne yayılmış olan eğitmenli köy okullan teşkilâtının okuma, yazma ve zıraî in kişaf seferberliğini erj küçük ve uzak köylere kadar teşmili yolundaki müiDet ve memnuniyete şayan tesirleri müşahede olunarak bu gün ak«sam saat 19 da kon greye nihayet verilmiştir. Ziraat Vekili, zer'iyat usulleri hakkmda köylüye faydalı öğüdler verdikten sonra konuşmasını şu suretle bitirmiştir: « Seninle böyle bir konuşma yapacağımı Başbakanıma söylemiştim. Bana sevgilerile beraber sana şunları söylememi buyurdular: «Bundan altı ay önce dediğim gibi ekebildikleri kadar eksinler, bazı kötü niyetPEYAM1 SAFA li ve düşünceliler bir takım dedikodular yapabilirler. Kötü, yanlış haberler çıkarabilirler. Bu sözlerin hiç birine aldınş et mesinler. Gönülleri rahat ve tasasız işlerine baksmlar.» Bu elçilikle beraber benim de sözlerim [Baş taraft birind sahijede'] bitti. Şimdi son sözüm: lelerini bir tarafa bırakarak bütün faaliArkadaşlar sapan başına.ı yetini millî müdafaaya hasreylemig bulunmaktadır. Tahtelbahirlere karşı hücum Fransız kabinesine hücumî Belçika üzerine uçuş yapan 31 Alman tayyaresi yakalandı Amsterdam 4 (a.a.) Alman tayyarelerinin Belçika arazisi üzerinde sık sık uçmakta olduklan görülmektedir. Belçikanın resmî bir tebliği, bu aym ikisinde, yedisi Alman ve birisi Îngiliz olmak üzere 8 ecnebi tayyaresinin Belçika arazisi üzerinde görülmüş olduğunu haber vermekte idi. Allpemein Handehblad gazetesinin Brüksel muhabiri, Belçika arazisi üzerinde uçarken yakalanan Alman tayyaTeleri adedinin 31 e baliğ bulunduğunu beyan etmektedir. Imanlar, Amerika Hariciye Nazırı Müsteşan Welles'i pek haraşimdiye kadar pek azına tesadüf edil retli bir şekilde kabul ettiler. miştir. Alman devlet adamlarının, bilhassa HitAlman iddiaları tekzib ediliyor ler'in Amerikalı müsteşara neler söyledikLondra 4 (a.a.) Köyter ajansının erini bilmiyoruz amma, ona gösterdikleri Bahriye Nezaretinden öğrendiğine göre, hararetli kabul, nazi şeflerinin bu zatm bir destroyerin hasara uğratıldığı ve üç devriye gemisile bir ticaret vapurunun seyahatinden, ilkönce, büyük ümidlere batırıldığı hakkındaki Alman tebliği ta düştüklerini ve onu kendilerine celb ve imale etmek arzusuna kapıldıklarım anmamen asılsızdır. latmaktadır. Welles Amerikaya döndükBahriye Nezareti tarafından gece neşten sonra, Amerika Reisicumhurunun, redilen tebliğde de bildirildiği veçhile, İn. Alman sulh taarruzuna alet olmıyacağını giliz kafilesine taarruz eden düşman tayyareleri en küçük bir hasar vukua getir akılları kesmiş olacak ki ümid ve hayal meğe dahi vakit bulmadan tardedılmış . inkisannın verdiği bir infial ve hiddetle M. Ruzvelt'e ve Amerika hükumetine lerdir. karşı taarruza geçtiler. Polonya Hariciye Almanya mukabil tedbir Nezaretinde bulduklarını söyledikleri bir altyormuş! akım vesaik ki Amerika Hariciye erkiStokholm 4 (a.a.) Dagens Nyheter nma göre bunlar tamamen sahtedir neşgazetesinin Berlin muhabirînin yazdığına rederek harbden Amerikanm mes'ul olgöre, Almanya, Çemberlayn'in Avam duğu gibi gülünc bir iddiayı ortaya attı« Kamarasında bildirdiği tedbirlere karşı lar. mukabil tedbirler hazırlamaktadır. Günlüc, diyoruz, çünkü Almanlar ta" Diğer taraftan bu ayni gazete, başma rafından neşredilen hulâsalarına göre, bu kalesinde Çemberlayn'e hak veriyor ve vesikalar, sahte değil, hakikî olsalar dahi diyor ki: Amerikanm mes'uliyetini ispat edecek «Hitler, Büyük Britanya lmparatorlu mahiyette değildirler. Amerika, harb olğunu imha etmekle tehdid ederken, İn duğu takdirde Polonya ve müttefiklerç giltere, Isveç ve Norveçle Almanyaya de yardım vadetmiş imiş. Bakalım, bir defa mir madeni vermelerine müsaade eden bu yardım, nasıl bir yardım? Malî mi, sı* muahedeler akdetmektedir. Bu maden ol naî mi, iktısadî mi, askerî mi? Askerî masa Almanya çabucak silâhlarını tesli . yardım mevzuu bahsolmadığına göre, öme mecbur kalır.» eki yardımlar, asla, bir devleti bir haıbe girmeğe teşvik mahiyetinde değildir ve Almanya yeni asker topluyor Bern, 4 (a.a.) \eue Zuıcher Zeitung hiç bir mes'uliyeti tazammun etmez. Esasen, bir harb vukuunda Amerikanm, filen Berlinden istihbar ediyor: Almanya, alelâcele geniş mikyasta as harbe girmeği icab ettirmemek şartile, ker toplamağa başlamıştır. 1903 tevel müttefiklere yardım edeceğini Amerika lüdlüler, muvazzaf orduya ithal edilmek efkin umumiyesi de, bütün dünya da taitedirler. Bunlar, 1935 martında mecburî liyordu. Amerika gibi demokrat bir memaskerlik hizmeti tatbik edildiği zaman 30 leket, demokrat devletlere veya bir tecayaşını geçmiş olduklarından dolayı as vüze kurban giden ve gitmesi muhtemel kerlik hizmetini yapmamış olan sınıflara bulunan mazlum milletlere karşı teveccüh dahil bulunmaktadırlar. Halihazırda 1905 ve sevgisini her vesile ile alenen izhar etilâ 1919 sınıflanna dahil olan kimseler, iği gibi totaliter ve mütecaviz devletlere sıhhî muayene heyetlerine sevkedilmek karşı da infial ve hiddetini gene her vesüe tedirler. 40 yaşmı geçmiş bir çok kimse ile açıkça gösteriyordu. Bütün bunlar, ne ier, silâh altında bulunmaktadır. harbe teşviktir; ne de bir harb mes'uliyeti Eski smıfların 1914 1918 muharib tazammun eder. Almanya, harb mes'ulilerinin tecrübelerinden istifade etmek ve etini kendinde ve kendisini, harbe gir, genc kadrolara muallem efradı ithal ey ben de seninle beraberim; diyenlerde aralemek arzusile izah edilmektedir. malıdır. Gazete muhabiri, halihazırda AlmanDaha büyük harbin müşterek mes'uliyada silâh altında bulunan efrad miktayetinin kendi hissesine düşen kısmmdan rını 6 milyona yakın tahmin etmektedir. yakasını kurtaramamış olan Almanya, Fransanın yeni zırhlılart bu yeni harbin en büyük mes'ulüdür. Bu Paııs 4 (a.a.) Bahriye Nazırı Cam mes'uliyeti, bütün dünya, kendisine yükpinchi, meb'usan meclisi bahriye encü lemiş, hatta mıhlamış olduğu halde, o meninde muhtelif tipte ve hacimleri ye hâlâ, başka mes'uller arıyor. Bu mes'uller, kunu 200,000 tona balig harb gemilerinin zaman zaman, Versay'dır, Çekoslovakinşaat tezgrHenna koı. l Tî ^»kktçttna vadır, Polonyadır, ln^ilteredir, Fransadu, beyan etmiştir. Finlandiyadır, Amerikadır; fakat kendiîi Nazır, Fransanın bahrî teslihatını art değildir. Almanya, mazlum bir sulh petırmak ve üssü bahrilerindeki alât ve ci risidir; tecavüze uğramıştır! hazları ıslah etmek için azamî gayret *arSorsalar, mağdurunu gaddar kendin gösterir fetmesi lâzım olduğunu beyan etmiştir. 4 1 Fransada yeni bir nezaret Ankara 4 (a.a.) Orta tedrisat muallimlerinden, yüksek okul mezunu olup da 25 lira maaş almakta olanların maaşlarının 30 liraya çıkarılması kararlaştırılmıştı. İlk partide 51 muallimin maaşının 30 liraya çıkanldığı geçen ay tebliğ ve neşredilmiştir. Bu defa, kadro dahilinde yapılan değişikliklerle ikinci parti olarak aşağıda adlan yazılı 1 7 muallimin maaşları 25 ten 30 liraya çıkarılmıştır. Adana erkek lisesi tarih öğretmeni Şevki Berker, Ankara kız lisesi tabiiye öğretmeni Nihal Tokay, Izmir ikinci er kek lisesi tarih coğrafya öğretmeni H. Garra Sarmat, Samsun lisesi riyaziye öğretmeni Kemal Aydiniç, Ankara kız li sesi türkçe öğretmeni Muallâ Seden, mönü kız lisesi edebiyat öğretmeni A. Süreyya Avan, Ankara üçüncü orta okul riyaziye öğretrheni Muzaffer Berdi, Bandırma orta okul tarih coğrafya öğret meni Belkıs Sakaroğlu, Kütahya lisesi beden terbiyesi öğretmeni Nevzad Turgay, Denizli lisesi riyaziye öğretmeni M. Raşid Mocan, Bahkesir erkek öğretmen okulu edebiyat öğretmeni Necdet Sancer, Denizli lisesi tarih stajiyeri A. Akif Tü tenk, Muğla orta okulu tarih coğrafya öğretmeni Dürnev Eğilioğlu, Haydarpaşa lisesi tabiiye öğretmeni Nusret Bayender, Emirgân orta okulu tabiiye öğretmeni H. Behice Boral, Zonguldak lisesi tarih coğrafya öğretmeni mürüvvet Göktürk, Galatasaray lisesi tarih coğrafya öğretmeni A. Ferruhzat Turaç. Paris 4 (Hususî) Başvekil Rey naud, dün akşam radyoda AmerikalılaTa hitaben irad ettiği ingilizce nutukta, bu günkü harbin eski harblere benzemediğine işaretle, demiştir ki: « Meselâ, bazı bitaraf Avrupa memIeketleri vardır ki, bunların hayatî menfaatleri müttefiklerin galebesidir. Fakat Alman cebir ve şiddetinin korkusile, kendi denizcilerinin öldürülmesine seyirci kalıvor ve mağlubiyetini temenni ettikleri Hitler'e yardım ediyorlar.» Revnaud bilâhare lngiltere ile Fransanın çözülmez bağlarla birleşmiş olduklannı, harbe bütün şiddetile devama karar verdiklerini sövlemiş ve Ingiltere ile Fransanın iyi niyetli bütün insanları oturabileceği bir bina kurmak arzusunda olduklannı ilâve etmiştir. Reynaud'nun nutku Paris 4 (a.a.) Resmî ceride, bir istihbarat nezareti ihdasına müteallik bir kararname neşretmiştir. Bu kararname, istihbarat nezaretinin vazifesinin Fransız düşüncesine ve Fransız propagandasına faydalı olacak bütün elemanlan toplayıp nesretmek olacağmı natık bulunmaktadır. Bu nezaret, ayni zamanda Fransız siyasetine ve milletin yüksek menfaatine hâdim olacak neşriyatta da bulunacaktır. Hali hazırda Başvekâlete tâbi olan istihbarat komiserliği servislerile, millî radSaatte SS0 kilometre giden tayyare yo idaresi, istihbarat daimî komitesi ve Londra 4 (a.a.) Dün, Şimal deni radyo neşrivatı kontrol servisi yeni nezazinde, bir Îngiliz deniz tayyaresi tarafın rete raptedilmiştir. dan raslanan altı Alman tayyaresinin son Yunkers 88 tipi olduğu zannedilmekte Peştedeki Îngiliz elçisi dir. Londraya gitti Yunkers 88, söylendiğine göre, saatte Budapeşte 4 (a.a.) Ingilterenin Bu550 kilometre sür'at yapan dalıcı bom bardıman tayyaresi tipidir. Ve iki toptan dapeşte elçisi Omallye dün Londraya hamaada mitralvözlerle mücehhezdir. İn reket etmiştir. Cenubu şarkî Avmpasın giliz hava ordusu bu tip tayyarelerle çar daki Îngiliz elçilerinin yapacağı toplantıya pısmak için sabırsızlık göstermekte ise de iştirak edecektir. Arab memleketleri arasında elbirliği [Baj taraf\ birinei sahifede'] derpiş edilmiş olan ahkâm çerçevesi dahi" linde millî bir hükumet teşkili için Maverayüşşeria ile Filistinin takib edecek1 eıi yeni siyasetin şartlan hakkmda da görüş" müş olduklan rivayet edilmektedir. Îngiliz Arab işbirliği Kudüs 4 (a.a.) lngiltere bankasi mümessili Gibsen, bir tetkik seyahati esnasında şimalî Filistinin başlıca sanayi ve ziraat merkezlerini ziyaret etmiştir. Mu< maileyh, bilhassa geçenlerde vücude ge< tirilmiş olan petrol tasfiyehanesinin işlemei şartiannı ve inkişafı imkânlarını tetkik et* miştir. Arab organizmleri, Gibson'un Filistin^^ de ikametinden istifade ederek kendisine Filistin sanayiine Îngiliz sermayelerinin yatınlmasma müteallik bir plân verecek< lerdir. f Komedi Fransez artistleri Anakra Konservatuarmda J Suriyede Alman propagandast tesir yapamıyor Beyrut 4 (a.a.) Beşir gazetesinin başmuharriri doktor Şehbender, Alman radyosu tarafından yapılan arabca neşriyat üzerine hiç bir tesir hasıl olmadığını yazmaktadır. Şehbender diyor ki: «Alman haberleri, o kadar zararsızdı* ki, bu haberlerin etrafta dolaşmasına ehemmiyet vermemekte tehlike yoktur. Almanyanın islâm âleminin sempatisini kazanmaya çalışması beyhudedir.» Polonya ve Çekler Almanyaya taşınıyor Amesterdam 4 (a.a.) Işçi fıkda nının önüne geçmek için Almanyaya het gün trenler dolusu Çek ve Polonyalı gelmektedir. Alman kamplarında ve fabrii kalarında bu iki memleket ahalisinden, yüzbinlerce erkek ve kadın çalışıyor. Bütün Polonyahlar alâmetifarıka makamında san bir pazubend taşımaktadır. Moskovadaki Alman sefiri Berline geliyor Amsterdam 4 (a.a.) Reuter ajan sınm öğrendiğine göre, Moskovadaki Alman büyük elçisi Kont Schulenburg muhteme' olarak Sovyet meclisi mesaisini bitirir bitirmez Alman hükumetine raporunu vermek üzere Berline dönecek tir. Sovyetler Birliğinin Brenner mülâkatı karşısındaki hattı hareketile Molotofun nutkunun sefirin Berlinde nazi şeflerile yapacağı görüşmelere mevzu teşkil edeceği bildirilmektedir. Paris büyük elçimizi Başvekil kabul etti Paris 4 (a.a.) Reynaud, bu sabah Türkiye büyük elçisi Behiç Erkinle Ingiltere büyük elçisi Sir Ronald Campbell'i kabul etmiştir. Samsun hattında bir tren kazasmda bir gardöfren öldü Samsun 4 (a.a.) Pazartesi günü saat 20,5 te Lâdik istasyonundan Kava&a gelmekte olan marşandiz treni 5 7 nci kiSolda: Maarif Vekili Fransız artistleri ve talebelerimiz bir arada, sağda: Konservatuar profesörü Ebert, artistlerden lometreden geçerken heyelân dolayısila Yeni bir şarab f abrikası Marie Bell ve Yonnel'le görüşüyor, aşağıda iki talebe temsilde, sağda: Misafir artistler temsili seyrediyorlar Ankara 4 (Telefonla) Şehrimizde be Molyer'den bir komediyi oynamışlar. mışlardır. Maribel Muazzezi, Ertuğrulu, makine ve 7 yük vagonu yoldan çıkmış Izmir 4 (a.a.) 1940 malî yıh içinde Izmirde Inhisar idaresi tarafından bir '"' nan '* >edi Fransez artistleri dün dir. Temsilden sonra Fransız san'atkârlar baba rolündeki genci ve Nerimanı çok ve kısmen parçalanmış, kaza neticesi garşarab fabrikası yaptırılacaktır. Bu iş için ira Konservatuarını ziyaret etmişler • talebelerimizi ayn ayn tebrik etmişler ve muvaffak bulmuş ve «Bu kadar olur... döfren Osman vazife başında ölmüştür, gehrimizde tetkiklere baslanmıstır. dir. Şereflerine verilen çaydan evvel tale takdirlerini müteaddid defalar tekrarla Bravo!..» diye çocuklan tebrik etmistir. Baskaca nüfus zayiatı yoktur.