r CUMHURİYET 24 Mart 1940 VE GENCLERE DAİR 12 GENCLİGE Kömür havzasında ( Şehir ve Memleket Haberlerl ) Siyasî icmal İki sene sınıfta kalan talebeler Maarif Vekâleti bu hususta yeni bir karar verdi Maarif Vekâleti, üstüste ayni sınıfta iki sene kalan talebeler hakkında yeni bir karar vermiştir. Resmî mekteblerde üstüste iki yıl ayni sınıfta kalmış oldukları için kendilerine birer vesika verilerek alâ kası kesilen talebeler, ister hususî mek tebe devam ederek, ister kendileri çalı . sarak geçirdikleri bir ders yılı sonunda Maarif müdürlüklerinin tensib edeceği resmî bir mektebde, muvaffak olamadıkları sınıfların bütün derslerinden bir imtihana tâbi tutulacaklardır. Bu gibi talebelerin yabancı mekteblerin ihzarî veya aslî sınıflarından birine devam etmis olmaları bir fark meydana getirmiyecektir. Üstüste iki yıl sınıf geçemiyen talebe lerin birer vesika verilerek mektebden çıkarılmaları, resmî mekteblerde tatbik edilen bir şekil olduğundan, hususî Türk mekteblerindeki talebelerden üstüste iki yıl avni sınıfta kalanların da mektebden çıkarılmalirı lâzım gelmemektedir. Yalnız, bu gibi talebeler vesikalı talebe hü kümlerine tâbi tutulmak sartile bir yıl daha sınıflarına devam edebileceklerdir. Ecnebi ve ekalliyet lise ve orta mekteblerinin ihzarî veya aslî sınıflarında bir yıl kalan ve ikinci yıl da türkçe, dil, tarih, coğrafya, yurd bilgisi, sosyoloji ve as kerliğe hazırlık derslerinin imtihanlarında muvaffak olamıyarak gene sınıf geçemiyen talebelere, bir yıl daha mektebe devamİ8Tir>a müsaade edilebilecektir. Buna mnkabil bu gibi talebeler, bu derslerin ür ; ; ncü sene sonundaki imtihanlannı, M a anf müdürlüklerinin gösterecegi resmî bir orta mekteb veya l^erle vereceklerdir. Bir düşünce Ekmek narkının kaldırılması tasavvur ediliyor İstanbul Belediyesi İktısad müdürlüğü ekmek narkının kaldırılarak ekmeğin serbest satılması halinde gerek nefaset, gerekse ucuzluk itibarile bir fayda temin edip etmiyeceğini mütalea etmektedir. Bunun faydalı olabileceği hakkında kanaatler tebellür ederse, şimdilik bir tecrübe yapılması düşünülecektir. Bu fikri tav siye edenler bilhassa tek fınnlı bazı mıntakalarda istedıkleri gibi at oynatan fınnların başka yerlerden daha iyi ekmek getirecek bakalların rekabeti karşısında daha has ekmek çıkarmak mecburiyetinde kalacakîarını ileri sürmekte ve çok fınnlı mıntakalarda esasen fırınlar ara sında rekabet mevcud olduğu cihetle tek fınnlı mıntakalar halkının da bu suretle bir fırıncının keyfine râm olmaktan kurtulmuş bulunacağmı beyan etmektedirler. Nark kaldırılsa dahi, ekmek gene tartı larak satılacaktır. Umumî hıfzıssıhha kanunu ekmekte yüzde on nispetinde gluten bulunmasını âmir olduğundan nark kal dırılsa dahi ekmeğin muhteviyatının kontrol edilmesi iktiza edecektir. Hindistan ve harb vrupada ikinci defa bir büyük harbin zuhuru bu kıt'anm haricindeki bütün memleketlerde akisler ve derin tesir ve hareketler yapmıştır. Çinden sonra kürei arzın en kalabalık memleketi Hindistanda da Avrupa harbi fevkalâde akisler doğurmuştur. Hindistanın bütün nüfusu üç yüz elli beş milyondur. Bunların içinde Ingilizlerin sayısı altmış bin kişilik lngiliz ordusu efrad ve zabitanı ve bütün memurları dahil olduğu halde yüz elli bin kişiden fazla değildir. Binaenaleyh Hindistan Avrupada lngilterenin harbine lngiliz lmparatorluğunun halklan münhasıran lngiliz olan Avustralya ve Yeni Zelanda dominyonları nazarile bakmamaktadır. Altı milyon Avustralyalı ve bir milyon Yeni Zelandalı Ingilterenin yardımma bütün güçlerile koşmaktadırlar. Geçen Umumî Harbde bunlar Çanakkaleyi zorlayarak lngilterenin müttefiki Rusyanın imdadına gitmek için fedakârane harbetmişlerdi. Bunlar gibi Hindistan dahi geçen harbde Ingiltereye bir buçuk milvon gönüllü asker vermek ve yüz milyon lngiliz altını teberru etmek suretile yardım etmişti. Fakat bunun sebebi Hindistana halklan lngiliz olan dominyonlar gibi lngiliz Imparatorluğu camiası içinde muht^riyet verileceği vadedilmesi olmuştu. Şu kadar var ki harb bittikten sonra yeni harb başlaymcaya kadar bu vaid yerine getirilmemiştir. Bu gün de Hindistanda merkezî hükumet münhasıran lngiliz memurlarınm elindedir. Her birinin nüfusu kırk elli milyon olan eyaletlerde dahi hükumet üç müslüman eyaleti müstesna olarak Insriliz memurları tarafından idare edilmektedir. Hindistanın Ingiltereye bu harbde dahi yardım edip etmemesi mevzuu bahsedilmezden evvel Hindliler istiklâl meselesinin kat'î olarak halledilmesini isfevorlar. «Hindistan Kayzeri» unvanile buranm hükümdarı bulunan Ingiltere Kralınm naibi Valii umumî Lord Linlithgow harbin sonunda istiklâl verileceği hakkında Londra hükumeti namına geçenlerde teminat vermişti. Bunun üzerine memleketin en büyük siyasî teşekkülü bulunan millî Hind kongresinde istiklâlin şimdiden yahud harbden sonra tahakkuk eylemesi üzerine aylardanberi münakaşa yapılmakta idi. İstiklâlin alınmasmda bütün Hindliler müttehiddir. Buna Ingiltere dahi kanidir. Dava istiklâlin tahakkuku tarihi uzerinde demektir. ikinci bir mesele dahi istiklâlin şeklidir. , KongTe uzun tereddüdler geçirdi. Çünkü sağ cenahı bu harbde Ingiltere ile beraber yürünülmesi ve bunun mükâfatı olarak sonunda istiklâlin ele geçirilmesi kanaatindedir. Sol cenah ise istiklâlin derhal ahnmasını iltizam etmektedir. Kongrenin merkez kısmı henüz bir kanaate gelmemişti. Yalnız kongre icra komitesı bir ay evvel sol cenahın hâkim olması üzerine istiklâlin şimdiden alınması ve hemen mücadeleye başlanması için bir karara gelmişti. İstiklâlin şeklini de Hindistanın bütün idare ve mukadderaü Hindlilerin elinde bulunması ve Hindistan büyük devletinin bütün dünva devletleri nezdine sefirler göndermesi yolunda tespit etmişti. Kongre partisinin manevî lideri Gandi icra komitesinin bu kararı karşısında kendisi dahi mutlak istiklâl taraftan olup bunun tahakkuku uğrunda şimdiden mücadeleye atılmağa hazır bulunduğunu ve lâkin bu neticenin kanunu esasi şeklinde tespit edilmesinin harbden sonraya bırakılması fikrinde olduğunu söylemisti. Maksadı ihtilâl ve kan dökülmesinin önüne geçmekti. Son söz kongrenin umumî heyetine bırakılmıştı. Evvelki gün Ranghar şehrinde toplanan umumî heyet sol cenah lideri ve kongrenin Tesmî reisi Pandit Nehru'nun teklifi üzerine Hindistanın lngiliz hâkimiyetinden aynlarak tam müstakil olmaşına karar vermiştir. Bu esas üzerine şimdi lngiltere ile müşavere başlayacaktır. Genc kızların terbîyesi ve Yeni program, ilk ayda semeresini verdi Kömür havzasında istihsalâtın azamî hadde çıkarılması, istihsalât, tahmil ve tahliye işlerinin tanzimi ve umumiyetle havzada rasyonel bir şekilde çalışılmasını temin için hazırlanan programın tatbikı nm ilk ayında fevkalâde iyi neticeler ahnmıştır. Yeni programla kömür havzasının İ3 tihsalâtı süratle yükseltilmeğe başlamış tır. Ayni zamanda Hvzada şimdiye kadar her nasılsa ihmale uğramış olan edevatı müteharrik, tahmil ve tahliye vasıtaları ıslah ve tamir edilmişrir. Atelyelerin ta mamen ıslahmdan sonra istihsalât çok daha fazla artabilecekrir. Kömür havzasında bir taraftan vapurlara tahmil işleri tanzim edilirken, diğer taraftan Devlet Demiryolları ve Karabüh fabrikalan gibi külliyetli ve muntazam kömüre ihtiyacı olan devlet müesseselerine kömür verimi isi yoluna konulmuş ve Devlet Demiryollarına kömür verimi 1500 tona çıkarılmıştır. Karabuk fabrikasının kömür ihtiyacı da tamamen karşılanmağa baslamıstır. Avrıca bilci : mle sanayiin kömür ihtivacı evvelemirde gözönünde turulmaktadır. kadının cemiyetteki yeri Genc neslin terbiyesine aid muhtelif ilk kademesinden son merhalesine kameseleleri bahis mevzuu ederken kullan dar genc kız, genc erkekle birlikte ajııi dığımız «genc» tabirile, şuphesiz kız ve mektebin ayni smıfında, ayni metodla erkek bütün memleket gencliğini kasdet tahsile devam etmekte ve müsavi şartlar miş oluyoruz. Fakat bu müşterek terbıye içinde hayata hazırlanmaktadır. Cemiyet, dışında, acaba genc kızlanmızın terbiye genc erkekten istediği vasıflan genc kızsinde ayrıca gözönünde tutulrnası lâzım dan da bekliyor. gelen hususiyetler yok mudur? FikirleriEvvelce ancak ilkmekteblerde mualmizi söylemeden evlim olarak gördüğüvel, k a d ı n ı n ce §""" ' '"" '" 11111 "»»"»'"'"'II' ış müz kadın, bu gün miyetteki mevkiini ta Universite kürsüsunYazan: yin etmemiz lâzımde liyakatle ders verdır. Türk kadınının mekte, müesseselercemiyetteki mevkii de müdur, daırelernedir? Kadın, müsade şef olarak vazife vi hak ve vazifeye sagormektedır. O r t a hib bir ferd sıfatile alelıtlak erkeğin gör halde memur sıfatile çalışan, yahud tezdüğıi her ışi görecek midir? Yoksa haız gâhta ış gören kadının sayısı da gıtlıkçe olduğu hususiyetlerle erkekten ayn bir artmaktadır. Aile geçindirmek üzere fabhayat tarzına mı sahib olacaktır? Birin rikalarda ve imalâthanelerde işçilik eden ci vaziyete göre, kadını müsavi şartlar ve kadın, şimdi erkekten daha kolay iş buesaslar içinde bir erkek gibi hazırlamak, luyor. ikincisinde ise evine iade etmek icab eder. Şuphesiz yarın memlekette sanayiin inEski devirlerde kadın, harem hayatı kişafına müvazi olarak açılacak fabrıka içinde mahsur yaşıyordu; zevkte, eğlen ve tezgâhlarla genişleyecek olan iş sahacede ve düşüncede erkekten büsbütün ay sı, çalışan unsura daha fazla yer verecek rı bir âlemin içinde idi. Kafes, çarşaf ve ve buralarda kadın, yalnız işçi sıfatile peçe, onu umumî hayattan ayırmıştı. Bu değil, bir kimyager, bir mühendis veya devirde kadından bahsolunurken, vazife bir müdür salâhiyetile vazife almış olaeinin çocuk yetiştirmekten ve evine bak caktır. Bu hal acaba erkekler için bir tehlike maktan ibaret olduğu söylenir. Hakikatte ise, umumî telâkkiye göre onun işi, erke midir? Acaba kadın, bu gidişle erkeğin ğin gururunu tatmine vesile olmaktan ile yerine yerleşip ekmeğini eiinden alacak ri geçmez. Bunun içindir ki ondan daima mıdır? Bu endişeye asla mahal yoktur. istihfafla bahsolunur. Eksik etek, saçı u Milletlerin hayatında sulh zamanlan kazun, aklı kısa, kaşık düşmanı gibi tabir dar harb zamanlan da tabiî birer an olaler, kadının mevkiini izaha yarayan va rak telâkki edilmelidir. Hele tehlikeli ve sıflardır. Böyle olduğuna göre kadın, er nazik devirlerin gelmesi ihtimali asla hakeğin mülkiyeti hududu içine giren eşya tırdan çıkanlmamalıdır. Böyle bir an için nev'inden bir varlıktan başka bir şey de kızlarını ve kadınlannı mücehhez bir halğildir. Bu vaziyette, artık kadın için bir de yetiştirmemiş milletler, bu gafletlerihak iddiasının varid olamıyacağı tabiidir. nin cezasını hayatlannı ve istiklâllerini Müslümanlığı kabulden sonra «peder tehlikeye koymakla ödemiş olurlar. Burada, bir endişenin tehalükle cevab şahî» aile vaziyetini benimseyen Türk cemiyetinin kadın bahsinde arzettiği man bekleyen sualini işitir gibi oluyorum: Ya çocuk. O ne olacak? Kadını hazara işte budur. Tanzimatçılar, giriştikleri hürriyet mü yata attıktan sonra evle ve aile ile kim cadelesinde kadının hukukî vaziyetini a meşgul olacak? Bu endişe de yersizdir. Zira kadını halenen münakaşa etmekten çekindiler. Zira cemiyetin o devirdeki vaziyeti henüz yata hazırlamak, hiçbir zaman onu evinbu kabil fikirlerin münakaşasına müsaid den ve ailesinden ayırmak demek değildeğildi. Fakat kadının mevkii, sarahat dir. Aksine olarak, onu kocasına hakiki kesbetmese de, eskiye nispetle biraz fark bir eş, çocuğuna şefkatli bir ana sıfatile lı bir hususiyet kazanmağa başladı. Esir evinin iradeli bir unsuru olarak yetiştirirve cariye hayatının kalkması, kadma aile ken, diğer taraftan da herhangi bir lüiçmde bir nevi imtiyazlı yer ayrılmasına zum karşısında erkekle ayni safta çalışabilecek cemiyetin kudretli ve salâhiyetli vesile oldu. bir ferdi halinde hazırlamak lâzımdır. Bunu takib eden nesil, kadının iştirakile genişleyecek hayatı, ancak muhay Yoksa kadını lüzum ve ihtiyac olmadığı yel bir hayat halinde roman ve hikâye halde evinden ve ailesinden ayırmak elbette hatıra gelmez. içinde yaşatmağa çalıştı. Ancak, kendini içtimaî bir vazife ile aKadın hukukunun müdafaası meşrutiyetten sonra başlar. Teessüs etmeğe baş lâkadar addetmiyerek evinin ve çocuğulayan hürriyet havası içinde, kadına hak nun işini hizmetçiye bırakan ve günluk kının iadesi, çarşaf ve peçenin lüzumsuz hayatını salonlarla terzi, kunduracı ve luğu gibi mevzuların münakaşa edildiği berber dükkânları arasında geçiren tufevlî tiplere memleketin ihtiyacı, hatta tagörülür. Bilhassa erkekler tarafından yapılan ve hammülü olmadığı da muhakkaktır. Bugün iş sahasında kadına, yalnız kao zaman müfrid telâkki edilen bu müdadın olduğu için değil, lâyık olduğu için faalar, muhafazakârların mukavemetine uğramakta gecikmedi. Buna mukabil ka yer verilmekte ve sahib olduğu kıymet dın cemiyetlerinin teşekkülü, kadının ha nispetinde hürmet ve mevki gösterilmekyatta yer almağa başlaması, bu sahada tedir. Türk kadınınm cemiyetteki mevkiini ileri bir adım sayılabılir. Bununla beraber kadın umumî yerlerde erkekle bir böylece tayin ettikten sonra fikirlerimilikte bulunmak hakkından mahrumdur. zî hulâsa edebiliriz: Kadın ne erkeğin ayKızların tahsili bile, henüz bir ihtiyaca te ni olan mevcuddur; ne de ondan tamakabül eden bir zaruret olmaktan fazla, men ayrı ve müstakil bir varlığa sahibdir. bir sÜ3, nihayet bir meziyet olmaktan ile Belki kadın ve erkek. müşterek memleri geçmez. Muallimlik mesleği dışında ka ket davasında üzerlerine aldıklan vazidın için şerefli bir iş sahası yoktur. Esa fenin mahiyeti ve hususiyetile birbirinden sen kadın da, henüz hürriyetini lâyık ol kuvvet alan ve birbirini tamamlayan iki duğu gibi kullanabilecek bir irade terbi müsavi unsurdur. Ancak bu hal, fiziyolojik farklan hiçe yesine sahib olarak hazırlanmış ve yetişsaymağı icab ettirmez. Aksine olarak, miş değildir. her iki unsurun terbiyesinde umumî ve Kadına en geniş hudud içinde hakkını müşterek esaslar tatbik ederken, haiz olve hürriyetini veren Cıımhuriyet devri ol dukları hususiyetleri daima gözönünde muştur. Kadın siyasî ve içtimaî bütün tutarak ona göre hareket etmek ve bu uhaklanna sahibdir. Medenî kanun ona hu mumî esas içinde birinde kadınlık, diğekukî vaziyetini temin etmiş, cemiyet için rinde de erkeklik vasfının kaybolmasına de lâyık olduğu yeri vermiştir. Bugün dikkat etmek lâzjmdır. hayatın her sahasında kadını erkeğin yaAGÂH SIRRİ LEVEND nında mevki almış görüyoruz. Tahsilin Agâh Sırrı Levend MÜTEFERRtK Vali yarın akşam Ankaraya gidiyor Vali ve Belediye reisi Lutfi Kırdarla Üsküdar Tramvay müdürü Feridun Manyas yarın akşamki trenle Ankaraya gideceklerdir. Belediye muhasebecisi Muhtarın da Valiye refakati muhtemeldir. He yet, Ankarada Üsküdar tramvayınm vaziyetini tetkik etmek üzere teşekkül eden komisyona iştirak edecektir. Bundan başka Vali, Ankarada Istanbula aid muhtelif işler hakkında alâkadar Vekâletlerle temas edecektir. ADUYEDE Şeker davası Melba . Liyon fabrikasına aid şekeT tahkikatında vukuf ehli sıfatile tetkikat yapan Maliyenin mütehassıs memurlanndan Feridin yazdığı rapor, dün sabah, Sultanahmed üçüncü sulh ceza hâkimi Münib tarafından Müddeiumumiliğe gönderilmiştir. Müddeiumumilik, yarın bunu tetkik edecektir. Ondan sonra da dava açılıp açılmıyacağı anlaşılacaktır. Diğer taraftan, aleyhine dava açılan Seferoğlu ticarethanesinin şeker davasına, İstanbul sekizinci asliye ceza mahkemesinde yarın saat on beş buçukta bakılacaktır. Arpa ihracatı Dün, şehrimizden Belçikaya yarım milyon kilo arpa ihrac olunmuştur. Et fiatları Kasablık hayvan gelmediğinden fiatlar mütemadiyen yükseliyor Nakzan görülen bir dava istanbul Belediyesinin sabık makine ve sanayi şubesi müdürü Nusret Kolinin memuriyet vazifesinde ihmal göstermekten muhakemesine, İstanbul birinci asliye ceza mahkemesinde dün sabah devam e. dilmiş, müdafaa yapılmıştır. Bazı evrakın ziyaa uğratılması veya muamelesinin ikmal olunmaması cihetinden, Temyizce evvelki karar bozulmuş olarak görülen bu davada, Müddeiumumî muavini Orhan Köni ceza istemişti. Avukat Sadi Rıza dün müdafaasını yaparken, ortada mü ekkilini vazifesinde mes'ul ve muatab mevkie koyduracak bir ihmal mevcud olmadığını söylemiş ve bundan başka, her hangi bir kasid bulunmadığını da ilâve etmiştir. Bu arada 1/12/938 tarihli bir Temyiz kararına da işaret olunmuştur. Bu karar «ihmal ve terahi suçunun cezalan. dırılması, vazifenin yapılmamasının beşerî bir hataya veya unutmaya veya bir içtihada hamline imkân bırakmıyacak surette vazifesizliğin tezahüründen ibaret olan bir kasdin vücudüne vabestedir» mealindedir. Hâkim Nef'i, kararını nisanın onunda bildirecektir. Telefon kulübeleri İstanbul Telefon idaresi şehrin muh telif yerlerinde otomatik telefon kulübeleri tesisine karar vermiştir. Belediye îmar müdürlüğü bu kulübelerin tesisinde bir mâni görmemiştir. Yalnız bunların yolları işgal etmiyecek şekilde yapılması ve projesinin Belediyeye gönderilmesi ka Geçen hafta yükselmeğe başlıyan et firargir olmuştur. Bu suretle yapılacak ku atlannda son iki gün zarfında yeniden lübelerin sayısı 80 kadardır. beş kuruşluk bir yükselme olmuştur. Bu fiat yükselmesine rağmen şehrin ihtiyacıPortakal ihracatı nı tamamen karşıhyacak kadar kasablık Bu sene geç baslamakla beraber ehemmiyetli bir şekil alan portakal ihracatı koyun ve sığır gelmediğinden koyun ve sığır eti almak kasablar için çok müşküldevam ettiğinden portakal fiatları da devamlı bir şekilde yükselmektedir. Bu yük leşmiştir. Toptancılar, en yüksek satış ya. selişte biraz da portakal mevsiminin geç pan kasaba dahi dört koyundan fazla verememektedirler. Bunu da daha evvelmekte oluşu âmil olmaktadır. den sipariş etmek icab etmektedir. Antrepo buhranı I İstanbul limanında uzun zamandan beri hissedilen antrepo buhraninı önle mek için halen Ford fabrikasına aid bulunan, fakat kullanılmıyan eski Tophane antrepolarından iki hangarı kiralamak için Devlet LJmanları umum müdürlüğü ile Ford Motör Kumpani arasında yapılan temaslar neticelenmiştir. Yapılan temaslar neticesinde 6000 metre murabbaı tutan iki hangarın kiralamasında mütabakat hasıl olduğundan bu netice Münakalât ve Gümrükler Vekâletine bildirilmiştir. Şimdi gelecek cevaba intızar edilmek tedir. Diğer taraftan, yeni Feribot iskelesinin yapılacağı Sarayburnundaki mahalde bulunan ambarlar da yıkılacağından Ford dan alınan ambarlarla antrepo ihtiyacı giderilmiş olmıyacaktır. Bundan dolayı Li manlar umum müdürlüğü sahil mıntaka larında yeni antrepo veya ambar binalan aramaktadır. Dün, Mezbahada karaman 5 7 58, dağlıç 60, kuzu 5 1 5 2 kuruştan satılıyordu. Ayakta canlı karaman 32, dağlıç 35 kurustan muamele görmüştür. Bunun üzerine kasablarda dün karaman eti fi atı 65 70 kuruşa kadar çıkmıştır ki, bu fiat, senelerdenberi şehrimizde görülmemistir. Sark vilâyetlerinden kasablık hayvan müvaredatı artık tamamen kesilmiştir. Şimdi İ*tanbula yalnız Bursa, Bandırma ve havalisnden kasablık koyun gelmek tedir ki, bu da ihtiyacı karşılamamakta dır. Vasiyetin daha fena bir şekil alma sını faz'a m'ktarda ku^u gelmesi önle mektedir. Alâ^adarlar bu hali geçici te lâkki etmektedirler. KÜLTÜR İŞLERİ Mekteblerde sıhhî vaziyet Yolcu salonunun inşaatı bitti 1937 senesindenberi inşaatı devam eden Galata Yolcu salonunun son dahilî kısımları da tamamlanmıştır. Salon nisan sonunda açılacaktır. Mayıs başından itibaren limana gelen yolcu vapurları daima yolcu salonunun önüne yanaşacaklardır. Burada salonun köprüleri vapurun muhtelif mevkilerine verilecek ve bu mevkilerin yolcuları ayrı ayrı yollardan azamî sürat ve sühuletle dışan çıkacaklardır. Fatih Halkevinde açılan resim sergisi Fatih Halkevinde dün 10 amatörün 55' resimle iştirak ettiği bir resim sergisi açılmıştır. Serginin açılmasından evvel C. H. P. Genel sekreterliğinin hazırlayıp gönderdiği resim sergileri talimatname sine uyularak toplanan jüri, sergiye iştirak eden resimler arasında bir seçim yaparak İstanbul İlk Tedrisat müfettişlerinden Mustafa Günerinin (Ankara köprüsü) adlı eseri birinci, Sadeddin Çulanm (Natür mort) u ikinci ve Hulusi Tekgilin (Peyzaj) ı üçüncülüğü kazanmıştır. Sergi 15 gün müddetle her gün saat 13 ten 20 ye kadar açık bulundurulacak ve beğenilen bu eserler mayıs zarfında Ankarada açılacak Halkevleri resim sergisine gönderilecektir. Sergiyi herkes gezebilir. Tekirdağ Çocuk Esirgeme kurumunun teşekkürü Tekirdağ (Hususî) Tekirdağ mer. kezi okullarındaki üç bin çocuğun kendi branşlan dahilinde muayenelerini yapıp öğretmenlere terbiye ve tedris işinde büyük faydası dokunacağı fiziyolojik tav siyelerde bulunan Tekirdağ Askerî has tanesi Baştabibi yarbay İsmail Hakkıya, boğaz, kulak ve burun mütehassısı binbaşı Esada ve serbest diş doktoru Zey nel Malkoça Tekirdağ Çocuk Esirgeme kurumundan ve bu binlerce çocuğun masum dilinden tesekkür olunmaktadır. Bir çocuğa kamyon çarptı Dün akşam Yedikulede bir kamyon kü. çük bir kıza çarparak ağır surette yara lanmasma sebebiyet vermiştir. Kazhçeşmede bir deri fabrikasına deri götürmekte olan şoför fstiratinin idare sindeki kamyon, Yedikule caddesinden geçerken o civarda Debağhane caddesi 12 numaralı evde oturan Mustafanın 8 yaşındaki kızı Hacere çarpmıştır. Çarpma neticesinde Hacer muhtelif verlerinden ağır surette yaralanmıştır. Şoför Istirati yakalanmış, kızcağız hastaneye kaldırılmıştır. Havalann son günlerde gayrimüsaid gitmesi dolayısile şehrimizde mevsim hastalıkları aTtmıştır. Bilhassa mekteb talebeleri arasında grip, boğmaca gibi hastalıklar fazlalaşmıştır. Bazı mekteblerde de çiçek ve difteri vak'aları görülmüştür. AlâkadaTİar mâni SEHİR tSLERi olmak üzerehastalığın yayılmasma almış icab eden tedbirleri Sarıyerle Kilyos arasında lardır. Mekteblerde umumî temizlik ve dezenfekte yapılmaktadır. Mekteb dok heyelân torlarının, talebeleri muayeneden geçir Sarıyerle Kilyos arasında Sağırkaya mesi için emir verilmiştir. mevkiinde geniş bir saha dahilindeki topRobert Kolejin 77 nci raklann heyelân etmekte olduğu dün Sai !•• •• • « rıyer kaymakamlığından Belediyeye ha. yıldonumu ber verilmiş ve mahallinde tetkikat icrası Robert Kolejin kuruluşunun 77 nci için mühendisler gönderilmiştir. yıldönümü münasebetile dün mektebin Bebekteld binasmda saat ikide bir top Ders saatleri lantı yapılmıştır. Toplantıda mektebin Maarif Vekâleti, orta tedrisat mual eski ve yeni mezunları hazır bulunmuştur. limlerinin ders saatleri üzerinde tekrar Mekteb müdürü ve mezunlardan bazıları tetkikat yaptırmaktadır. Verilecek kara mektebin tarihi ve çalışmalan etrafında ra göre muallimlerin ders saatleri 18 den söz söylemişlerdir. Merasim mekteb koaşağı olmıyacaktır. rosunun konserile hitam bulmuştur. r Maharrem Feyzi TOGAY Bu ne açıkgözlük! AIi Rıza isminde biri, dün sabah Sul tanahmed birinci sulh ceza mahkemesinde sorguya çekilmiş ve hakkında tevkif müzekkeresi kesilmiştir. İddiaya göre, Şehzadebaşında oturan şoför tsmail Hakkı, Sirkecideki ütücü Şabana bir yatak çarşafı, kazak ve iç çamaşın bırakmış, bunların ütülenmesi için otuz kuruş üzerinde mutabık kalmışlar. Bunu öğrenen Ali Rıza, ertesi gün dükkâna gitmiş, «ben İsmail Hakkının kardesiyim. Kardeşim, ütülenen şeyleri aldırmak üzere beni yol. ladıs> demiş, ütüleme bedeli olan otuz kuruşu vermiş, ve şoför tarafından bırakılan şeyleri almış, Dursun isimli bir seyyar satıcıya iki yüz kırk kuruşa satmış. Mahkemece, Ali Rıza ile beraber Dursun da sorguya çekilmiş, fakat o serbest bırakılmıştır. Muhakemeye başka bir gün devam olunacaktır. Antalya çarşısı asrileşiyor Zavallı çocuk Nişantaşında Birinci Ayazma sokağında 10 numarada oturan deniz amelesinden ızzet Çavuşun 2 yaşındaki oğlu Salih, o. dadaki maltızın üzerine düşmüş, maltızın üstündeki kaynar tenceremin devrilmesi üzerine muhtelif yerlerinden yanmıştır. Nalband kursu Salih. kazayı müteakib Sişli Cocuk has Edirne (Hususî) İstanbulda Seli tanesine kaldırılarak tedavi altına alm miyede Fen Tatbikat mektebinde Trak mıştır. yanın altıncı devre nalband kursları da açılmış ve Trakyanın dört vilâyetinden Otomobil manevra yaparken Şoför Fuadın idaresindeki 1854 nu seçilmiş olan genc köy nalbandları yer maralı otomobil, Beyoğlunda Haziran lerinden hareket etmişlerdir. caddesinde manevra yaparken oradan Şimdiye kadar Umumî Müfettişlik ve geçmekte olan Osman adında birine çar. köy bütçelerinden verilen kurs ve kursa parak yaralanmasıan sebebiyet vermiştir. devam edenlerin masraflarını son zaman Osman tedavi altına alınmış, şoför yajcalanmıştır. da Ziraat Vekâleti üzerine almıştır. Yemekten zehirlendiler Eyübde Kızılmesçid mahallesinde Cami sokağında 12 numaralı evde oturan Nigârla oğlu Ismet, yedikleri yemekten zehirlenme alâimi göstermişler, hastaneye kaldırılmışlardır. CÜMHURIYET Seneük 1400 Kr. 2700 Kr. Aynalıçeşmede 1 1 numarada oturan Alb aylık 750 » 1450 » Yorginin idaresindeki 1708 numaralı oÜç ayhk 400 » 800 » tomobil, Kerestecilerden geçerken yanBir ayhk 150 » Yoktur lış bir manevra neticesi 23 numaralı hırdavatçı dükkânına çarpmıştır. Antalya (Hususî muhabirimizden) tki senedenberi Antalya çarşısındaki Kaza esnasında otomobilde bulunan eski ve ahşab dükkânlar yıkılmakta ve yerine ayni tipte beton dükkânlar Gazetemize gönderOen evrak ve yazılar yolculardan Hıristina, Yovanto, Yako ve yapılmaktadır. nesredilsin, edOmesm iade edilmez ve bakkal Dimitri muhtelif yerlerinden ya Gönderdiğim resim, şehrin en işlek bir yeri olan «A§ağıpazar» da yeni yazıyaından mes'uliyet kabul olunmaz. ralanmışjar ve tedavi altına alınmışlardır. pjlan dükkânları göstermektedir. Dükkâna çarpan otomobil Abone şeraiti [[ Nüshau 5 kurusrur. / Dikkat