GUMHURİYET 14 Şufcat 1940 MJçük hikâye Horozun intiharı Bulgar hfkâyesi Toprak horoz, çömlekçi fırınından dı ve dıkkatle dinleyerek sabahı edıyorlarçıkınca diinyaya gözlerini hayretle dı. açtı: Haftölar, aylar geçti. Sene bîle de Oh, dedi, etraf nekadar güzel, güğişti. Horoz, konsolun üstünde o evdeki neş ve gök nekadar parlak I Kanadlarını çırparak ötmek istedL Fa en mühim eşyadan biri payesini takınmış. kat derhal anladı ki bu, ancak canlı ho hâlâ mağrur ve müftehir oturup duruyorrozlann işidir. Evet, İüleci çamurundan du. Fakat bir gün Yuvan gene panayıra yapılmış bir horoz için, fınndan çıkar çıkmaz kımıldanmak, harekete gelmek, bir gitti ve kucağında yeni bir horozla dönde üstüne «kukurikol» diye haykırmak dü geldi. Öyle bir horaz ki iüleci çamu mümkün olan şeylerden değildi. Onun i ı n d a n yapılmış arkadajına hiç de beniçin sükutu tercih etti. Yalnut yanındaki zemiyordu. Üzerinde hakıki tüyler Tardı. diğer çanak, çömlek makulesi eşyanm a Gözleıi birer siyah inci gibi parhyor, hali rasında gururlu ve üstün görünür bir ta ve tavrı catnh bir horozu andınyordu. Yuvan, odanın ortasmda durup deliğinden vır takınmayı da unutmadı. üfleyince kuyruğunu ve kanadlarmı o r Fakat bu vaziyeti çok uzun sürmedL Saman ve talaşa sarılarak bir sandığa nattı. Inceli, kalınlı iki sesle ötmeğe başyerleştirildi, panayıra gönderildi. Orada ladı. İhtiyar konsol, şımarık iskemleler, kurulduğu rafın üzerinde de gene müs etraftaki bütün eşya şaşınp kaldılar. Zavallı toprak horoz, beynınden vu tesna bir mevki sahibi olmuştu. Kırmızıh, mavili, yeşilli rengile, parlak cilâsıle sa rulmuşa döndü. Artık o evdeki saltanatın ğında ve solundaki tabaklan ve kâseleri nihayete erdiğini anlar gibi oldu. Şagölgede bırakıyor, herkesin gözünü ken kakları uğulduyor, gözleri dumanlaıu yordu. Gelip düdüklü yerini üfleyen olsa di üzerine çekiyordu. Toprak horozun panayırda hiç canı sı bir de o ötecek, iyi veya kötü rakibine kılmıyordu. Çeşid çeşid barakalara, ko bir tevab verecekti. Heyhat, kinıse ya lan salıncaklarına, athkarıncalara baka nına yaklaşmıyordu. Herkes yeni horozrak gelip geçenleri seyrederek eğleniyor la meçguıdd. Geci'leyin ortalıktan el etek çekilip ev du. Bu zevkin mütekabil olduğuna da halkı uykuva dalınca tjp>ak hrro7, her kanidi. Halkın da kendisini hayretle temaşa ettiğine inanıyor, yanına yaklaşan ;a:.ıanl i giL tatlı hikây :ıtriıiı anlatmaya bajlamak ıstedi. Fakat m ı dınleym jr.kçocuklcha göz ederek: ne duruyorsun, tu. Bez Le!jek bile ye>ıı geienin yanına Canım, diyordu, otiırmuştu. Ihîıyar konsol'a iskemleler de beni alsana!. gıcırdarlat' »n: *** Söz yeni misafirindir! Bir gün, Yuvan panayıra geldi lste Diyorlardı. Yeni gelen horoz bu iltifat diğini satın almak için eline sıkıştırdıkları karşısında tüylerini kabarttı; topraktan on leva cebinde duramryor, zıp zıp sıçarkadaşına hakaretli bir bakış fırlattl, hanyordu. Acaba bu para ile ne yapsaydı? yatta görüp geçirdiklerini bir bir sayıp Panayırda o kadar hoş, öyle iyi şeyler döktü. vardı ki.. On beş yirmi katlı mağazalar.. Gece Mese'.â, şu fırıldağa bir kaç leva koleri de gündüzleri gibi ziya tufanlan al yup koskoca bir kutu lokumu kazanmak! tında yakamozlanan camekânlar.. Ha Yahud, tahta halkalan ustalıkla atarak vada uçan denizaltı gemileri.. Suya da uzakta yere saplanmış duran beyaz saplı lan tayyareler ve balonlar.. Yedi lısan koçakılardan birine geçirmek ve ona sahib nuşan makineli bebeklerl. Neler de ne olmak' Veya, gerili şu perdenin arkasınler!.. daki iki başlı, sekiz ayaklı ineği görmek! Bicare toprak horoz, bunları bitkin ve Yoo! Mesele mühimdi. Öyle kolay koharab dinleyor, meyus ve perişan düşülay karar verilemezdi. Acelesi neydi? nüyordu: Biraz daha düşünsün bakalım! Benim için artık her şey bitti, mahBirden, bizim toprak horozun rafında voldu. Ne gözlerimi sevecek, sırtımı okgurur ve haşmetle dikildiği barakanın öşayacak, düdüğümü öttürecek, ne de hinüne geldi, durdu. Horozun rengine ve kâyelerime kulak verecek kimse kalmadı. gözlerine vuruldu. Barakanın sahibi: Bari gideyim, asiıma döneyim.. Bir İüleci Haydi, sonra gelirseniz bulamazsıçamuru yığını bulup içerisine gireyim!.. nız.. Bir tane kaldı. Bu, tatlı sesli, güzel Bir adım atıp ilerlemek, kanadlarını gözlü horozu alınız!. On leva.. Yalnız on açıp uçmak istedi. imkânı mı var.. Bu anleva!. diye bağırıyordu. cak hakikî canlı horozların işidir.. Birden Yuvan kararını vermişti. Fazla teredyere yuvarlandı. düd göstermeden cebinden parayı çıkar Ertesi sabah Yuvan onu doşemenîn dı. Barakanın sahibine uzattı. Horozu eliüstünde paramparça görünce hizmetçiyi ne alır almaz düdüklü kısmını ağzına göçağırdı: türüp kuvvetle üfledi. Şunları götür çöp tenekesine at! Kuy.. Kuy!. Dedi ve konsolun üstündeki yerine de Toprak horozun dar boğazından fir yeni horozu yerleştirdi. layan boğuk feryad etrafta sağır akisler Nakleden: yaptı.. Sesi pek güzel değil ama.. lbi^i AHMED HtDAYET çok kırmızı.. Kuyruğu yemyeşil!.. Yuvan, • «•Mİncinden tek ayak üzerinde sekmeğe başladı. Muallimlerin zam farkları Eve gelinceye kadar horozun düdüklü İlk mekteb muallimlerinin zam farkları, yerini ağzından ayırmadı. Mahallede arVilâyet bütçesindeki tahsisatın kâfi gelkadaşlarını başına topladı. Horozunun marifellerini onlara uzun uzun gösterdi. memesi yüzünden ödenememişti. Mual . Küçük çapkınlar, gözleri faltaşı gibi bü limler bu halin mağduriyetlerini mucib yümüş, hasedle bakıyorlardı. Birer defa olduğunu ileri sürerek zamlarının veril öttürmek için teker cevizi gözden ç'kar mesini istemİşlerdir. Muallimlerin bu hakdılar. Yuvanın memnuniyeti, horozun gu lı taleblerini yerine getirebilmek üzere vilâyetçe yeni sene bütçesine kâfi miktarruru dakikadan dakikaya artıyordu. Horoz, bütün hafta saadet ve iftihar da tahsisat konacakhr. dan sarhoş oldu. Sallana sallana elden ele gezdi durdu. Sekizinci günü Yuvan artık hevesini almıştı. Onu götürdü. Konsolun üstüne koydu. Fakat toprak horozun buna canı sıkılmadı. Çünkü pencereden canlı arkadaşlarının bahçede gezindiklerini görüyor, sinsi sinsi gülüyordu. Oy'e ya, kendisi onlarla.bir miydi, küçücük kü meste değil, koskoca evde ya^ıyor, bü tün aile erkânının gözleri üzerinde titriyordu. Bir müddet böyle, her görenin takdir ve teveccühünü kazanarak ömür sürdü. Geceleyin ev halkı uykuya daldığı vakit ihtiyar konsol yorgun kemiklerini gıcır datıyor, tahta sandalyalar da bundan şevka gelerek tıkırdıyor ve mmldanıyorlardı: Ey güzel horoz.. Parlak horoz.. Anlat bakalım, başmdan geçenleri.. Malum ya, sen bizim gibi değilsin.. Çol: şeyler gördün.. Bizim gibi doğramacı dük kânından çıkar çıkmaz buraya gelmedin! Köşedeki pamuk vücudlü, paravra elbiseli, mısır püskülü saçlı bebek de ye rinden fırlıyor, konsolun üstüne çıkıyor, horozun yanına geliyor, yalvarıyordu: Horocuğum.. Yavrucuğum.. Ben, bu evden başka bir yere gitmedim. Diinyada güzel, acayib neler var, anlatsana!.. Toprak horoz başını yükseltip göğsünü şişirerek: Canım, ne cahil şeylermişsiniz ya hu, diyor, mademki o kadar istiyorsunuz, an'atavım!. Ve onlara panayırdaki barakalardan. binbir çeşid eşya dizili raflardan, tepeleme şurub dolu şişelerden, atlıkanncalardan, salmcaklardan bahsediyordu. En ziyade ballandırdığı kısım, yanan meş'aleyi ağzına sokan hokkabaz'n at cambazhaResinde armonikle dans eden midillilerdi. Bütün odanın eşyası ömür lerinde görmedikleri ve göremiyecekleri bu gaııb hâdiselere aid hikâyı leri hayret Kış sporlarmın merkezi: Uludağ Balkan güreş şampiyonası R A D VO Bugünkü program") TCBKI1E BADİUDİFt'ZÎON POSTAUIK1 Oalea nraninltu: Tiirkiye Radyosn 1646 m. 182 Bo/s. 120 Kw Ankara . T. A. P 31.70 m. 9465 Kc/s. 20 Kw. CÜNÜN BÜLMACASI 128 4 M I » » H II • • • • • Memleket gencliği için Bu münasebetle lik maçlarının tehir edilmesi burada yeni tesisat doğru değildir yapılacak Bursa (Hususî muhabirimizden) Soğuk, sıfınn altında 12. Kasketlerden taşan saçlarıraızın her teli soğuktan donmuş... Adeta bembeyaz telkadayıfına dönmüş.. Uç metre önümüzü göstermi yen soğuk bir sisle karışan karın beyazlığı gözlerimizin önüne sanki dumandan bir perde çekmiş... Sağda, solda kar yığuılarının gelinler gibi süslediği çamlar, tıpkı filimierde görmeye alıştığımız muhteşem tuvaletli Holivud dilberlerine benzemiş.. Kar, sis, buz, rüzgâr ve soğuk!.. Meğer bunlar kayakçılar icin ne boş çeylermiş? Yanaklarımızdan kan fışkırıyor. Ter içinde, bastonlarımızdan kuvret alarak bu ihtişamla dolu tabiat dekorunu şahane bir filim seyreder gibi süratle kayıp geçiyo ruz. Finlandiyalılann neden muvaffak ol duklarım şimdi daha iyi anlr>oruz. Metrelerce yükseklik teşkil eden kar yığınlannın üstünde yaya jürümek, Volga mahkumlarına gemi ç«ktirmekten daha güç bir iştir. Halbuki telefon direklerinin çanaklarile bir hizaya çıkan kar irtifaı üstünden uzun mesafeleri kayakla dakikalara sığdırıyoruz. Kayakta bu sürat varken, insanın, düşmandan daha zalim ve haşin olan tabiatten korkmasına imkân mı var?. Kirazlıyayla tamtakır buz kesilmiş. Bu geniş buz deryasının üstünde kayak lanmız, şahlanmtş birer küheylân halinde atlavıp sıcrıyarak adeta uçuyor.. Elimizde bir yelken olsa, sürat belki göz karartıcı bir şekil alacak.. İki günde kayak öğrenen Valimizin Kolejdeki çocukları Ayhan ve Orhan Koraltan bazı yerlerde bizi bile geçecek oluyorlar. Belli ki, gözleri artık bu göz karartan sürate alışmış.. Şimdi öyle bir yerden geçiyoruz ki, biz buraya (Fatma Boğazı) diyoruz. Burası, Kirazhyayladan Karabelene giden daracık ve kestirme bir orman yoludur. Buz laşmış kar kütlelerinin üstünde kayaklanmız, (dere tepe düz gider) fehvasınca bütün ârızaları kendilerine dümdüz bir saha yapıyor. Uludağ otelinden ayrılırken orada kısmen güneşli bıraktığımız hava, şimdi suratmı asmiş, keskin bir rürgârla kanşık olarak yüzümüze çarpan sert kar tanecikleri adeta gözlerimizi oyacak oluyor. *** 2 martta başlayacak olan Balkan güreş müsabakaları dolayısile üç martta yapıl ması lâzım olan lik maçlarının tehirine karar verilmiştir. Balkan güreş müsabakalarının herkes tarafından takib edilmesi düşüncesile verilen bu kararın, sinema salonunun 1200 kişiden fazla seyirci istiab edemiyeceğini gözönünde tutacak olursak hiç de isabetlı olmadığı meydana çıkmış olur. Güreş müsabakaları herhangi bir stadda yapılmış olsaydı bu karan biraz makul görmek mümkün olurdu. Birçok vesilelerle tehir edilen lik maçları bu suretle bir hafta daha geri gitmiş olmaktadır. Futbolculara ders verilecek! İstanbul hakem komitesi, bir çok futbolcuların futool kaidelerini lâyıkile bilmediklerini düşünerek kulüblerde konferans verilmesine karar vermiştir. Hakemler muayyen günlerde kulüblere giderek futbolculara ders vereceklerdir. Bu konferans için üç yüz elli liralık bir bütce yapılmıştır. İkinci reis Ankaraya gitti İstanbul mıntakası ikinci reisi Feridun, Beden Terbiyesi Umum müdürile bazı meseleleri göriişmek üzere dun akşam Ankaraya gitmiştir. Ankarada bir gün kalacak olan ikinci reis İstanbul mıntakasının bütçesini, görüşecek, son haftalarda pek kanşık bir şekilde cereyan eden maçlar hakkında malumat verecek, lik heyetlerinin salâhiyetleri hakkında bir karar alacakhr. 12.30 Program ve memleket saat ayarı, 12,35 Ajans ve meteoroloji haberleri, 12 50 Türk müziğl (Pl.) 13,30 14.00 Müîik: Küçük orkestra. 18,00 Program ve memleket saat ayarı, 18,05 TurJt müeiği. Çalanlar: Fahire Persan, Vecihe, Refik Fersan. I Okuyan: Müzeyyen Sunar. 1 Rahmi BeyMüstear şarki: (Oel ey saki şarabı tazelendir) 2 Zeki Arif Mâye şarkı: (Açıldı bahçede güller) 3 Mahur şarkı: (Hâlâ kanayan kalbimi ask atesi dağlar) 4 Refik Fersan Mahur şarkı: (Kirpiğine surme çek). II Okuyan: Sadi Hoşses. 1 Refik Fersan: Tambur taksimi. 2 Sabakâr: (Dağıtma ey saba) 3 Şerif İçli Saba şarkı: (Düş ben gibi bir aşka sadakat ne imiş gör). 4 Saba türkü: (Bir esmere gönül verdim). n i Okuyan: Melek Tokgöz. 1 Ahmed Rasim Rast şarkı: (Bir gönlüme bir hali perîşanıma) 2 Mahmud Celâleddin Pş. Rast şarkı: (Fltneler gizlemiş ahu gözüne) 3 Osman Nihad Nihavend şarkı: (Gene bu yıl Ada sens!2 içime hiç sinmedi). 4 Faize Nihavend sarkı: (Kız sen geldin Çerkesten). 18,55 S^rbest saat. 19,lo Memleket saat ayarı, ajans ve meteoroloji haberleri, 19,30 Turk müaıği: Fasü heyeti. 20,15 Konuşma (Dış politıka hâdiseleri) 20.30 Temsil: Bir taşla üg kuş. Yazan: MuaUâ İhsan Bora. 21,00 Serbest saat. 21 10 Konuşma (Haftahk posta kutusu) 21,30 Müzik: Riyaseticumhur Bandosu. 22,15 Memleket saat ayarı, ajans haberleri, ziraat, esham tahvilât, kambiyo nukud borsası ffiat). 22.35 Mü>lk Cazband (Pl.) 23,25 23.30 Yarınki program ve kapanış. mm 10 tl 1 m • • • • • Soldan saja: 1 Tutulduğu derdln çaresini ele ren (iki kelime). 2 Hıyanet etmeklik, Lstaâyonlardaki bugday ambarı. 3 Büyük idare memurlarımızdan, eski bir medeni • • yet. 4 Bir çeşid kabadayı, altüst olma. 5 Klinik. 6 Boyna asılan dua kitabı kabı. 7 Ahmak zanneden (iki kelime), 8 Tahsll yeri, kesme vasitalarının kabı, pederin yansı. 9 Ötedenberi ve $ahsan, bir mevsifn. 10 Bir sıfat edatınm tersi, arkadaş, bir hayvan. 11 Betelenerek. Yukarıdan asağıya: ' 1 Bir dill konuşuş tarzı fena (iki ke« lime). 2 Korkutma, herkese akıl ögre^ ten. 3 Yunanistanda bir liman, bir yemiş. 4 Bir denbire, bir seyi birinln üzerine havale etme. 5 Bir harfin okunuşu, ; Asyada t r gcl. vâzıh. 6 Bir musiki aletr, ters çevirirseniz bir erkek ismi olur; bm işaret stfatı. 7 Bir hastalık. 8 İsyaa etmiş kadın 'iki kelime), Bir harfin okunuşu. 9 Tütünün içindeki muzır madde. arz. 10 Cemi edatı, bir cins ot. 11 Biı cins ikametgâh, zarif ve terbiyeli. Evvelki bulmacanın halledilmis ' Î 8 4 * »ekli TEŞEKKÜR 1 2 yaMnda oglum Hüseyin, üç sene evvel yüksekten düşerek altı santimetre uzunluğunda idrar yolu harab olmuş, çocuğum bu yüzden idrarını tutamadığın dan her tarafı sişerek hayah tehlikeye girdiği gibi mektebini de terke mecbur olmuştu. Memleketimizin hazık operatör lerinden Şişli cerrahî kliniği hususî has tanesi sahibi ve operatörü Dr. Cafer Tayyar Kankahn yaptıgı mahirane estetik a. meliyatla çocuğumun sakat olan idrar yolunu yeniden tamir etmeğe muvaffak olmuştur. Çocuğumun hayahnı kurtaTan ve mektebe gidebilecek hale getiren operatöre derin teşekkürlerimi surlmağı vazife bilirim. Gazîantebin Boyacı mahallesinde Hamide Dayısı Asker Tevfik • *» Müptelâ olduğum pretonit hastalığımı büyük bir ihtimam ve alâka ile arneliyat ve tedavi ederek beni yeniden hayata kavuşturan Yozgad Memleket hastanesi operatörü Salâhaddin Akel ve Mükerrem Sarola sonsuz saygı ve şükranlarımın iblâğına muhterem gazetenizin tavassutunu dilerim. Yozgad Varidat mUdürü Mehmed Demirci « T S P l O l l Ingiltereden hakem getirilecek istanbul Futbol Ajanlığı, hakem meselesinin kökünden halli için ciddî tedbirler almağa karar vermiştir. Millî küme maçlarının idaresi için yapılan teşebbüsler muvaffakiyetle nıhayetlenirse lngiltereden bir hakem getirilecektir. İBİ U İ D AİL A HİE K 1 M E Tİİ N İ E İ B İ U İ D İ U N E D A İ Y İİN • S A R İ A ç "ÂlRİA BM • lu • AİN • VİİİR AİN OİL A N • D 'AİTİB L » İ T EİCİBİL j Yl«İTİ«İKİOİGİUİL A N E L|İ BİE R E L İ • £ Ü İ M AİSİIİL • V A Y £ LİA Nltt T E R E K Eı KIEİS İİL E N m S T Kasımpaşa kulübünün bir müracaati Kasımpaşa kulübü pazar günü yapılan maçın havanın ve sahanın fenalığı dolayısile nizamî oynanmış bir maç sayılmamaSı için müracaat etmiştir. Bu maç hakkında hakem raporunda münakaşayı mucib bir kayıd olmamasına rağmen lik heyetinde mesele uzun uzun görüşülmüştür. Oyun şartları hakkında nihaî söz ha kernlere aid olduğu halde bu rheselenin o gün sahada kontrol vazifesini görmekte olan hakem heyetinden Caferden sorul mas'na ekseriyetle karar verilmiştir. Bir maden mühendisi iş arayor Uıun senelerdenberi Türklyede çalışi rtıış ve iyi tüîkçe bilir. , Curhhuriyet Mühendis rümuıuna Susuzdere cinayetinin muhakemesi Okmeydanmda Susuzdere denilen yerde başı taşla ezilmiş bir gencin cesedi bulunmuş, bir inekçi yanında çalışan İh . san olduğu anlaşılmış, bu suçu işlemekten Arab Murad isminde birisi îstanbul birinci Ağırceza mahkemesine verilmişti. Müddeiumumî muavini Feridun, dün müta leasını söyliyerek, Arab Murada kavgada tehevvürle öldürmekten ceza verilmesini istemiştir. Mevkuf. kendisinin fail olmadıçrı müdafaasmdadır. Karar bildirile cektir. Kadın hekimlerî aylık toplantısı Türk Oinekologl kurumu bu ayın toplantısmı Dr. Mahmud Atanm başkanlığında yaptı. Bu celsede evvelâ Prof. Orhan Abdi Kurtaran, Ahmed Kemal, Behçet Sabit Erduran, Bahaeddin Lutfi Varnalı ve Op. Peridun Şevket Evrenselin fahrî azalığa seçimi yapıldı. Sonra fennî kısma geçildi. Dr. Mahmud Ata, âdet kesiml kanama larmm diyaterml ile tedavislne dair tebligatta bulundu. Yapılan münakaşalara Prof. Kenan Tevfik Sezenel, Dr. Orhan Tahsin, Ahmed Asım Onur, Hâdi İhsan Gediz, Nuri Suleyman Canbakan, Şuirü Fazü Ilkel ve İhsan Arif iştirak etti. Ayrıca Prof. Kenan Tevfiğin tebliği üzerine ferç hakkesinln eüoloji ve tedavisi etrafında müzakereler cereyan etti ve bu mevzuun ilerideü ceLse ruznamelerinden birine alınmasına karar veriidi. Kongreye davet Kızılay cemiyeti Beşiktaş kaza idare heyetinden : Kaza ve kazamıza bağlı şubelere kayıdlı bütün azanın 17 şubat 1940 cumartesi günü saat 15 te toplanacak olan kaza kongresinde bulunmalatı rica olunur. t Yeni Çıkh ÜNİVERSİTE KİTABEVİ 1940 KATALOĞU İstanbul Üniyersitesi, Ankara Htıkuk Fakültes!, Siyasal Bilgller Okulu, İslanbul Yiiksek İktısad ve Ticaret Mektebi, Hukuk tlmini Yayma Kurumu. Türk Tarih Kurumu neşriyatını ve diğer ilmî eserleri ihtiva eder. Aşağıdaki adrese müracaat edenlere bu katalokdan parasız olarak gönderilir: ÜNİVEBSİTE KİTABEVİ. 72, Ankara caddesi İSTANBUL. Uludağ, yalnız Türkiyenin değil, belki istikbalde Balkanlar ve orta Avrupa, hatta bütün dünyanın en müsaid kış sporlan santralı olmaya namzed bulunuyor. Bunu biz söylemiyoruz. Buraya gelen kadın, erkek bütün yabancılar iddia ediyorlar. Tabiatin sihirli ve san'atkâr elinden çıkan bu cennet kadar gürel dağin kış manzarasında görülen harikulâde ihtişam insanın gözlerini kamaştırıyor. Bunu görmedikçe onun güzelliğini anlamaya ve anlatmaya imkân yoktur. Halkın ve bilhassa gencüğin sağlığı, memleket müdafaası gibi iki hayatt mevzuun makarn olan Uludağ, bugün Cumhuriyetin henüz bir kaç yılındanberi el atmış bulunduğu bir tabiat pnlantastdır. Öyle bir pırlanta ki, Bursanın ufkunda istikbalin talihini bugünden parlatıp duruyor. Dünyanm hiç bir yennde kayakçılık için bu kadar geniş sahalara ve bu kadar derin kar yığınlanna sahib bir dağın olmadığını, Uludağı gören bütün yabancılar söylüyorlar. Lodostan, poyrazdan, karayelden, gün doğusundan mütemadi yen kar çeken Uludağın bu hususivetini, deniz kenarından birdenbire (2500) metreye yükselmiş olması temin etmek tedir. Ancak şimdiye kadar yapılan tesisatın bugünkü rağbeti ve ihtiyacı dahi karşı layamıyacak vaziyette bulunduğunu söy lersem, buraya daha ne kadar emek ve para harcanmak lâzım geldiği kolayca anlaşılir. Istanbuldan, Ankaradan, lzmirden ve hatta memleketin diğer köşelerinden akın akın Uludağa taşınan sporcu ların her sene bir kaç misli artmaya başlamış olması da gösteriyor ki, artık ok yaydan çıkmış ve Türk gencliği bu ideal sporun hayatî manasıni anlamıştır. Bu nunla beraber, dağa her yaşta insanın rahatça ve kolayca çıkması en basta gelen gayedir. Zira, insan burada yalnız spor yaparak sıhhat kazanmakla kalmıyor, esrarensîiz bir kudretin tesirile genclik ve dinclik de kazanıyor. Rahat yolculuğu temin yolunda Bursa Valisi Refik Koraltanın büyük gayretle rine şahid oluyoruz. Son haftalar içinde bu zahmetli yolculuğun ne demek olduğunu bizzat gören ve Uludağda bir kaç gün kalarak ihtivacları tespit eden Valimtein Uludağa, Bursanın diğer isleri başında yer vermiş olduğunu sevinçle görüyoruz. Uludağın iman ve sporcu genclik için burada bir çok tesisat yapılması bahsinde artık Bursa, yalnız başına kalmis değildir. Bu islere İstanbul, Ankara ve Izmirin de iştiraki mevzuubahistir. Bu teşebbüsler bü tün kış sporculusçu muhitinde büyük ümidler ve sevinçler doğurr>^"stıir. Tecrübeli bir daktilo aranıyor Eski ve yeni türkçe okur, yazar v^ fransizca bilir tecrübeli bir daktiloya ih* tiyac vardır. Her gün saat ikiden sonraj gazetemiz idaresine müracaatleri. i Bandırma Îdman Yurdu şampiyon oldu Bandırma (Hususî) Balıkesir mıntakası 939 940 senesi lik maçları neticelenmiş, Bandırma Îdman Yurdu bölge şampiyonu olmuştur. Geçen hafta Balıkesir stadmda yapı lan Bandırma Balıkesir maçını 2 0 kazanan Bandırma Îdman Yurdu final maçını Havran takımile gene Balıkesirde yapmış ve 3 I galib gelerek şampiyonluğu elde etmiştir. Kanşık vs nasıl yapıldığı belli olmayan bayat çocuk gıdalarile yavrunuzun sıhhatini tehlikeye koyarsınız. ALLAHIN YARATTIĞI GİBİ SAF VE TABİÎ HUBUBATTAN YAPILMIŞ HASAN ÖZLÜ Unlarını Çocuklarınıza H. Müsteşarı Zeki Doğan, Ç. Kale, Cumhuriyet mektebi müdürü Sabri ve D. H. Yolları memuru Lutfinin babaları ve Ayvalık M. Hususiye memuru Rifatın kayınpederi emekli subaylardan Bay Ziya Gökalan şubatın 12 nci pazartesi günü vefat etmiş ve ayni gün cenazesi akraba ve dostlarının elleri üzerinde merasimle Edirnekapı şehidliğine defnedilmiştİT. Allahtan rahmet diler, kederli ailesine beyani taziyet eyleriz. *** Eyüb hatibi sabıkı, Yenicami ve Ağacamii imamı Hafız Nurinin refikası vefat etmiştir. Yarınki çarşamba günü Kasımpaşa camiinde öğleden sonra cenaze namazı kılınacak ve Kulaksız kabristanıtıa defnedilecektir. c ÖLÜM HALKEVLERlNDE Resim Sergisi tehiri Eminonü Halkevinden: 19 şubat 940 ta açılacağını evvelce ilân ettiğimiz amator fotoğraf ve resim sergilerinin açılısı, Halk.evleri yıldönümü töreninin yapılacağı 25/ 2 940 pazar gününe bırakılmıştır. Bu hale göre, fotoğraf veya resim sergisine iştirak etmek arzusunda olan amator arkadaşların eserlenni 22 2 940 perşembe akşamına kadar Evımize tevdi edebilecekleri bildiriliri VİTAMİN KALORİ KUVVET KUDRET SIHHAT NEŞ'E ENERJİ ZEKA yediriniz. PİRİNC YULAF İRMİJC PATATES MISIR TÜRLÜ MERCİMEK BEZELYA BADEM ÇAVDAR ÖZÜ dünyada mevcud Çocuk gıdalarının en mükemmelidir. HASAN DEPOSU: Bahçekapı, Beyoğlu Tramvay durağı karşısında. Kadıköy Halkevinde konferans 16 şubat 940 cuma günü akşamı saat 20,30 da Evımiz salonunda Müştak Erenus tarafmdan (Dunya edebiyatmda şâhsiyetler) mevzulu bir konferans verilecektir. Herkes gelebilir. Ticaret Vekâleti Ic Ticaret Unmn Nüdürlüğönden: Muaa Ataş Kulüb murahhaslarını davet Voleybol . Basketbol ajanlığından: 939 940 yıh İstanbul voleybol birinciliği müsabakalarına yakında başlana caktır. Tertib edilecek müsabakalar hakkında göıüşülmek üzere alâkadar kulüb murahhaslarının 16/2/940 tarihinde saat 18 de bölge merkezine gelmeleri rica olunur. Beyoğlu Halkevinden: 15 şubat 940 perşembe günü saat 18 de Evimizin Tepebasmdaki nıerkez binasında Kesif bedeli İlk teminatı Evımiz triyosu tarafından bir konser ve 800.98 60,07 Çubuklu gaa depoları elektrik tesisatında yaptırılacak tadilât Ve tamirat. rilecektir. Arzu ederüerin teşrıflerinı nca 4850,00 363,75 Haseki hastanesi mutfağına konulacak havagazi ocağı ve teferrüatı. ederiz. Piyanist: Bn. Rana Seven. Keşif bedellerile ilk teminat miktarlan yukarlda yazıh işler ayn ayn açık eksiltmeye konulmuştur. Şartnameler Zabıt ve Muamelât Müdürlüğü kaleminde görülebilecektir. İhale Viyolonselist: Bn. Hadiye Ötügen. 26/2'940 pazartesi günü saat 14 te Daimî Encümende yapılacaktır. Taliblerin ilk temitıat makViyolonist: Dr. B. Bülend Tarcan. buz veya mektublan ve 940 yılına aid Ticaret Odası ve Hialeden 8 ?ün evvel Fen İşlerl MUdürProgram: lüğüne mürıcaatle alacakları fennî ehliyet vesikalarile ihale günü muayj'en saatte Daimî Mozart: Triyo Si bemol Majör. Encümende bulunmaları (1068) Arenski: Eleji. ı: 30 ikinciteşrin 1330 tarihli «ecnebi anoniın Ve sermayesi eshama mUnkasim şirketlet kanunu» hükümlerlne tevfikan TUrkiyede çahşmasma izin verilmiş olan ecnebi şirketlerinden «Deyçe Levante Linye» şirketinin Türkiye umumî vekili bu defa müracaatle, şirketin Mersin şubesmi kapadığını bildirmiştir. Keyfiyet tetkik edilerek kanunî hükümlere üygun görülmüş olmakla ilân olunur. Istanbnl Belediyesi ilânlan