26 Ikincîkânun Î 9 4 0 ' CUMHURÎYET BEYNELMİLEL PORTRELER Anthony Eden Ingiliz Domînyonlar Nazırı Bir devlet adamımn şık giyinmesi ve bu sayede ilk görüniişte, halk üzerinde iyi tesir bırakması elbette şart değildir. Gerçi, halkın görünüşe verdiği ehemmiyeti inkâr kabl değildir. Fakat, bin tiirlü siyasî ve idarî gaile arasında bunalmış bir devlet adamından, bütün bu işler dururken, zarafetini düşünmesini istemek haksızlık olur. Anthony Eden, bu mülâhazanın haricinde kalır. Onu, siyasî hayatının eşiğinden ilk adımı atarken, bir resmi kabule hazırlanmış gibi çekidüzen içinde görüyoruz. Bir batın evvele gerilersek, «Merakh Baron» diye anılan, babası Sir William'ın, oğlu Anthony'nin nüshai saniyesi olduğunu göreceğiz. Giyiniş, tavır ve harekette ayni itina; haricî âlemle temasta ayni tecessüs ve öğrenme iptilâsı; ayni araştırıcı ve artist ruh. Babasım, farksız denecek kadar benzerlikle temsil eden Anthony Eden, İngilterenin değerli meb'uslarından olan büyükbabasından da, parlak ve müspet bir zekâya tevarüs etti. Oxford Üniversitesinde, genc Anthony Fransız edebiyatına şiddetle merak sarmış, Verlaine'in şiirlerini ingilizceye tercüme etmiştir. Kaynayan genc kanının, sabır ve tahammül istiyen bu işi başarmak uğrunda ne büyük bir irade tazyikı altında kaldığını izaha hacet var mı? Bu himmet, Anthony Eden'in müstakbel şahsiyetini, talebe iken, küçük çapta, olduğu gibi meydana Hitler'le yapılan meşhur müzakereye iştikoymuştur. rak etmiş ve İngiliz silâhsızlanma teklifleri Genc Anthony'nin tahsilini bitirmesi, üzerinde görüşmek üzere, Parise ve RoBüyük Harbin ilânına tesadüf eder. Cep maya gitmişti. Anthony Eden'in siyasî hayatında en heye giden kıtaat arasına derhal katılmakta, mektebden henüz çıkan bu deli mühim tarih, Habeş işlerinin tanzimi için kanlı, hiç tereddüd etmemişti. Harbden Italya ile müzakerelerde bulunmak üzere, avdeti de, gidişi kadar parlak oldu. Göğ hükumeti tarafından memuriyeti mahsusünde, gösterdiği yararlıkların, madalya sa ile oraya gönderildiği tarihtir. Genc naya inkılâb etmiş nümunelerini; omzunda, zırın bu işte, istediği neticeyi alamaması, erkânıharb yüzbaşısı şeridini; vücudünde, ancak azmini ve ısrarını artırmak gibi bir aldığı yaraların izlerini taşıyordu. Antho tesir yaptı. ny, Büyük Harb badiresinden, üzerindeAlman siyasetinin hakikî mahiyetini ki bu üç maddî izden başka, yüreğinde ilk anlayan ve bu siyasetin arzettiği tehlide üç manevî izle çıkmıştı. 1915 te harb keleri haber veren gene o olmuştu. Vakmeydanında vurulan bir kardeşinin mate tinden evvel giriştiği mücadele siyaseti, ismi; Jutland muharebesinde esir düşen di tifasına sebeb oldu. ğer bir kardeşinin hasreti; ve bunlarla beFransa ile Ingiltere tarafından, Almanraber, belki bunlardan daha şiddetli, da yayı makulât yoluna getirmek için tatbik ha derin bir «harbden nefret» duygusu. edilen sabır ve tahammül siyaseti, AlmanBu duygu, müstakbel nazırın siyasî haya yanm red muamelelerile karşılaştıkça, tında büyük bir tesir icra etmiştir. O za Anthony Eden'in görüşündeki isabet anman bu hissini bizzat itiraf ettiği halde, laşılıyordu. sulhçu fikirlerini sonradan değiştirmesi, Bugün, genc nazın, lngilterenin Almünhasıran hâdiselerin icabıdır. manya siyasetini idare edecek mevkide Büyük Harbden sonra, Anthony "Eden, •görmüyoruz. Bununla beraber, günün bîbir müddet artistik zevklerinin tatmini rinde siyaset ufkunu saracağına kat'iyyen için, kendisini san'at ve edebiyat iştetine' emm olduğu harb havası içinde, o gene verdi. Bunu, iki kelime ile şöyle hulâsa iktidar mevkindedir. lngilterenin Dominedebiliriz: Okudu ve koleksiyon yaptı. yonlar Nezaretini işgal ediyor. Ta ki, siyaset, sinsi bir ağ gibi, örgüleSulh içinde, Hariciye Nazın Anthony rini onun etrafına yığıp, kendisini içine Eden, Milletler Cemiyeti işlerini tedvire alıncaya kadar. Anthony Eden, siyaset memur Anthony Eden ne idiyse ve icraatı hayatının eşiğinden adımmı atmadan ev ne semereler verdiyse, harb içinde, Ingilvel uzun tereddüdler geçirmiştir. Bu te tere Dominyonlar Nazın Anthony Eden reddüdler, siyasete atılmaktan ziyade, gi de odur. Bu günkü vazifesinin, Büyük dilecek kapıyı tayin bahsinde kendisini Britanya için daha hayatî bir ehemmiyegöstermişti. Nihayet, Eden, muhafazakâr ti haiz olduğunu söylemek hata olmaz. partiyi seçti ve Warwick'ten meb'us çıktı. Büyük Britanya Imparatorluğunun, dünİngiliz parlamentosunda, meb'usluktan yanın dört bucağına serpilmiş topraklannazırlığa Anthony Eden kadar sür'atle nı müdafaa için zarurî olan tedbirleri tanyükselen aza nadir bulunur. Çok geçme zim ve ittihaz etmek, bu 43 yaşındaki den onu İngiliz Hariciye Nazın, sonra da genc nazırın vazifesidir. Milletler Cemiyeti işlerini tedvire memur Görülüyor ki, Anthony Eden, Büyük görüyoruz. Britanyanın, dün olduğu gibi, bu gün de, Genc nazır, otuz beş yaşında iken, mühim mevkiler işgal etmiş bulunuyordu ve İngiliz parlamento âlemi, gözlerini, istikbalin bu genc ümidine dikmişti. Anthony Eden'in, Milletler Cemiyetindeki müşkül ve nankör işine nekadar kuvvetle ve nasıl büyük bir azim ve imanla sarıldığı hatırlardadır. Cemiyetin atisine karşı beslediği ümidi ifade eden şu tarihî söz unutulmamıştır: «Milletler Cemiyeti paktı ayarında, sabra muhtac, mimarî bir eser daha bilmiyorum. Milletlerin, eninde sonunda, iyi inşa edilmiş bir evde oturmamakta taannüd etmeleri imkânı yoktur.» yarın da, şahsiyetine büyük ümidlerle bağlandığı bir devlet adamıdır. Balkan Ântantı konseyi Bir yıl içinde {Başmakaleden devam) tihdaf eden tedbirlerde görülmüştür. Münih anlaşmalannı takiben ve onlara rağmen ÇekoSlovakyanm uğradığı akıbet, Avrupa buhranının gittiği yolu aydınlatan kat'î bir alâmet olmuştu. Kendi çevremize dahil Balkanlarla Akdenizin emniyeti için artık hiç gecikmeksizin en müessir tedbirleri almış olmalıydık. (Bagtarafı 1 ind sahifede) devletlerin mütekabilen Balkanh devletlerle mevcud münasebetleri ve bunlarm inkişaf safhaları, ayn ayrı tetkikten geçirilecektir. Müzakere ruznamesi, hafî olduğu için bunu ifşaya mezun değilim. Konseye Bulgar ve Macar hükumet lerinden birer müşahid göndermeleri taleb edildiğinden malumatım yoktur. EBittabi Başbuğun irşadile Doktor Resasen böyle bir talebin vuku bulmuş olfik Saydam hükumetinin en büyük işini masına da ihtimal vermiyorum.» İngiltere ve Fransa ile ittifak mukaddeTürk Balgar münasebetleri mesi olarak ilân ettiğimiz deklârasyonlar Türk Bulgar münasebetlerinde son günlerde kaydedilen büyük bir salâha işa teşkil etti. Yeni Başvekilin bir yıllık hükuret eden muharririmizni bir sualine, Ha metine adeta tarih ölçüsünde uzun bir zariciye Vekilimiz, şu mukabelede bulun man mahiyet ve kıymetini verdiren en bümuştur: yük hâdise de işte bu anlaşmadır. Türki« Türk Bulgar münasebetlerinin ye Başmurahhası İsmet Paşanın idaresindaha şimdiden normalin fevkinde inkişaflar arzetmekte olduğunu size söyliye de Lozan sulhunu muvaffakiyetle, hatta bilirim. Hariciye Umumî Kâtibi Numan muzafferiyetle akdetmiş olan memleketiMenemencioğlunun Sofyada Bulgar Baş miz son zamanlarda Avrupa buhranının vekili Köseivanof'la yaptığı temaslar çok zâhirde uzak gibi görünen tehlikelerine müsaid neticeler vermiştir. Gerek bu temaslar ve gerek Millî Şefimizle Majeste karşı hiç tereddüdsüz tamamen tedafüî Bulgar Kralı arasında teati edilen dostane mahiyetli bu tedbıri alırken sulh için ve telgraflar iki komşu millet münasebatın harbe karşı her zaman deha mahiyetinde da husule gelen mes'ud inkişafın ilk te tecelli eden Türk hassasıyetinın en canlı zahürleri olarak telâkki edilebilir.» hareketini göstermiş oluyordu. ÇekoSloHarbin Balkanlara sirayet etmek isti vakyada tek silâh patlamaksızın teslim dadını gösterdiğine dair Avrupadan gelan millî hürriyet ve istiklâlin feci manlen son haberler etrafında mütaleasını öğzarası bizim anlayacağımız işlerden derenmek istiyen muharririmize, muhterem Saracoğlu: ğildi ve bilâkis onun muhtemel akıbetleri« Biz, her bakımdan emniyet verici ne karşı hazırlıklı ve tedbirli bulunmak ve emniyeti artırıcı vaziyetteyiz. Komşu :Ibet bizim anlayabileceğimiz en başlı işi Iarımızla ve büyük, küçük bütün devletlerle iyi münasebetler idame ediyoruz» teşkil ederdi. Zaman Türk hareketinin dedikten sonra, kendine hâs incelikle sabetini ispat etmiştir, ve hergün daha sözlerine devam etmiştir: fazla ispat ediyor. Kimseye tecavüz et« Ancak, şu var ki, hâdiselerin man mek niyetimiz yoktur. Fakat bize gelebitıkile insanların mantıkı birbirlerile tam ecek tehlikeleri daha uzaklardan karşılabir ahenk arzetmiyorlar. Bu bahsi, bunmamazlık edemeyiz. Ve tehlike hudududan daha açık surette konuşmamı benden beklemeyiniz. Esasen sualinizin tam ceva muza geldiği zaman zarurî bir müdafaa bını bu kısa cümlenin içinde bulacaksı bize göre kâfi bir tedbir değildir. Tedbirinız.» miz daha erken olmalı ve muhakkak suHariciye Vekilimiz, dün sabah hususî rette selâmet ve emniyetimizi koruyan surette bazı ziyaretler kabul etmiş ve öğle üs'at ve mükemmeliyeti haiz bulunmalıyemeğini Park Otelde yiyerek akşam geç dır. vakte kadar meşgul olmuştur. Türkiye ingiltere ve Fransa anlaşmasında Başvekil Doktor Refik Saydam hükumetinin sulh nimetine olduğu kadar millî menfaat ve haysiyetimize de uygun olarak merhale merhale vâsıl olduğu neiceler kendisine Millî Şefle beraber Meclis ve memleket tarafından gösterilen timadın nekadar yerinde olduğunu göseren çok mes'ud muvaffakiyetlerdir. Bu ayededir ki Avrupanın bazı aksamını Bulgar Yugoslav dostluğu Sofya, 25 (a.a.) Yugoslavya Hari akmağa başlayan harb ateşine karşı emin ciye Nazın Markovich, Bulgar Başvekili bir vaziyet içinde imar ve inşaya aid millî ve Hariciye Nazın Köseivanof'a aşağıda e dahilî işlerımızi büyük bir huzur ve ki telgrafı göndermiştir: tminanla yürütmekte devam ediyoruz. « Sulhun ve memleketlerimizin ve Arayerde hiç beklenmedik tabiî bir Balkanların terakkiyatı menfaatine samimî teşriki mesaimizin temellerini atmış o acia olan yer sarsıntısı ve su baskınlan lan ebedî dostluk muahedemizin yıldo relâketleri hükumetten millete kadar bünümü münasebetile sizden en hararetli te :ün Türk camiasını asla şaşırtmadı. Harimennilerimi ve dostluk hissiyatımı lutî ve dahilî işlerdeki dikkatli faaliyetlerifen kabul etmenizi rica ederim.» mize hiç halel gelmeksizin bütün memleKöseivanof, şu cevabı vermiştır: « Kardeş milletlerimiz tarihinde ye ketçe bu acıklı yaralarımızı da sarmakta ni sahifeler açmış olan ve müşterek men devam ediyoruz. Bu hazin vesile ile Türfaatler muhafazası için iki memleket ara lciyenin bütün dünyada uyandırdığı alâsında vifak ve samimî mesai birliğini tesis etmek suretile Balkanlar sulhunu tar kayı dahi memleketimizin her tarafta kasin etmiş bulunan ebedî dostluk ve ihlâl zandığı şeref ve haysiyetin bir timsali gibi edilemez sulh muahedenamesinin imzası alabilir ve bundan ayrıca memnun ve nın yıldönümü münasebetile en samimî müftehir olabiliriz. temennilerimi ve hararetli dostluk hisleriİşte Doktor Refik Saydamın Başvekilmin teminatını kabul etmenizi rica edeliği ile geçen ilk yıl içinde memleketimiz, rim.» artların zorluklarile makusen mütenasib Fransız gazetelerinin mütaleası Paris 25 (a.a.) Paris matbuatı dik olarak bir bakıma göre çok kısa gibi gökatini Balkan meselesi ve Almanyanın ünen, diğer bir bakıma göre de ancak bitaraflar üzerine olan tazyikı üzerinde eneler ve senelerle ölçülebilen böyle bir teksifte devam etmektedir. Petit Parihayat yaşamıştır. sien'de, Lucien Bourgues, Balkanlar Bu hayat başbuğundan en mütevazı üzerindeki Rus tehdidinin Roma ile Berlin arasında soğukluğa sebeb olduğu ka millet ferdine kadar bütün memleketin en naatindedir. Gazete diyor ki: anlı hamlelerle birliğini, beraberliğini «Antikomintern paktma sadık olan Ie adeta yekpareliğini ifade eden bir hatalya, Cermen Sovyet işberaberliğinin Kremlini Macaristana karşı harekete ge attır ki dünya işlerinin demir leblebiyi çerek Karpatlar Ukraynasmı bu memle andıran çetinliği içinde onun bugün için ketten ayırmağa veyahud Rumanyaya ok ileri, çok yüksek bir hayat olduğunu karşı harekette bulunarak Besarabyayı al akdir ve teslim etmemek mümkün olmaz. mağa teşvik ve teşci etmesi ihtimalini fena Başvekile, millete ve memlekete bu hakarşılamakta idi. İşte buna binaendir ki, firlı ve selâmetli yolda daima daha yükizli tutulan bir anlaşma mucibince doğu âaliçyasında yeniden Alman kıtaatı gö ıek muvaffakiyetler dileriz. zükmüştür. Alman kıtaatı daha ileri giYUNUS NADt derek Lwow'a ve Rumanya hududuna kadar geçmişlerdir. Esnaf cemiyetlerinin Sovyet sivil idaresi yerinde kaldığına ve Alman kıtaatı d a çok mühim olmadıvaziyetleri ğına göre Führer'in, ltalyayı teskin için, Esnaf cemiyetleri kongrelerinin başlaküçük bir Alman kuvvetinin Sovyet imparatorluğile Macaristan arasında yerleş mış olması dolayısile cemiyetlerin son semesine Stalin'in muvafakatini istihsal ey nelerdeki verimi etrafında hazırlanan raemiş olduğu tahmin edilebilir. Bu kom porlar Ticaret Odası esnaf şubesine gelbinezon Almanya için mükemmel birşey miştir. Neticeye göre, esnaf cemiyetleriolmuştur. Zira Almanyaya Galiçya ve nin son seneler zarfında aza miktarı mümiktarda çoğalmıştır. Cemiyetlerin Rumanya petrollarının sevkini kendi lehi him miktarı da artmıştır. ne olarak garanti etmektedir. Esnaf cemiyetlerinin 937 senesinde uFakat, istikbal hakkında ihtiyatlı davmumî geliri 105,000 lira iken 938 seneranan gazete bütün bu petrol kombineve 939 senesinde de zonlarının bundan sonraki harekât için sinde 130,000 146,000 lirayı bulmuştur. Cemiyetlerin Stratejik plânları da istibad etmediği mübütçelerinden 933 senesinde 24.000 litaleasındadır. ra, gelen seneye devredilmişken 938 seAncak, hâdiseler soğukkanlıhkla munesinde 27,000 ve 939 senesinde 40,000 hakeme edilince, şimdilik bilhassa bol ira devrolunmuştur. şeviklerin orta Avrupaya doğru yayılmaEsnaf cemiyetleri müstereken esnaf sına mâni olmağa ve ayni zamanda pek hastanesine senede 25,000 lira vermek ziyade ihtiyacı olan kıymetli benzini tetedirler. min etmeğe matuf bir Alman hareketi Muaveneve tâbi esnaftan 937 senesinmevzuu bahsolduğu görülmektedir.» de 29,000 kisi muavene olunurken 939 Bükreşten Petit Parisien gazetesine geda bu miktar 35,000 e çıkmıştır. Bütün len bir telgrafta Dr. Clodius'ün Bükreşte cemivetlere dahil esnafm yekunu 50,000 petrol ihracmı arttırmak maksadile bir den fazladır. petrol bürosu tesis ettiğini bildirmektedir. Büronun idaresi Schiemer'e tevdi edil • îki Alman idam edildi miştir. Kopenhag 25 (a.a.) Nüremberg Telgraf, Almanyanın kendine ayda 1 30 bin ton petrol ayırttığını, halen ıse mahkemesi, karanlıkta hırsızlık yaptıklan ancak 30 bin ton almakta olduğunu bil için 19 ve 48 yaşında iki Almanı ölüm dirmektedir» ' cezasına mahkum etmiştir. Bükreş. 25 (a.a.) Halen Balkan Antantı konseyinin azası bulunan Rumanya Hariciye Nazın, Gafenko, I şubatta Bükreşten Belgrada hareket edecektir. Bu seyahatinde Gafenkoya Hariciye Nezareti Genelsekreteri ortaelçi Cretziano, hususî kalem direktörü, Rador ajansı direktörü ve büyük Rumen gazetelerini temsil eden bir gazeteciler grupu refakat edecektir. Kızılordu üç cephede şiddetli taarruza geçti Ruslar, Fin kıt'alarını yandan sarmağa ve Mannerheim hattına geriden hücum etmeğe çalışıyorlar {Baştarafı 1 inct sahıtede) gölünün şimalinde çetin bir surette mu harebe etmektedirler. Ruslar burada muh telif on noktada hücumlar yapmışlardır. Ruslar Fin kıt'alarını yandan sarsmağa ve Mannerheim hattına geriden hücuma çalışmaktadırlar. Taarruzlar Kolanjoki ve Aittojoki m:ntakalarında hassaten çetin olmuştur. Bununla beraber Sovyet hücumları şimdive kadar hiçbir netice vermemiştir. Ruslar büyük zayiata uğramışlardır. Fin kıt'aları mevzilerini muhafaza edebilmişlerdir. Stalin'in bu taarruza en iyi ordularını sal dığı söylenmektedir. Bir Fin zabiti bir gazeteciye yaptığı beyanatta Sovyetlerin Fin ileri mevzilerine kadar yürüdüklerini söylemiştir ki şimdiye kadar buna hiçbir zaman muvaffak olamamışlardı. Diğer cephelerde Rus piyadesi tankların himayesinde ilerlemektedir. Sovyeller bu bölgede seyyar hizmetler için kadın lan kullanıyorlar. Cepheden dönen bir Fin cerrahı Reuter ajansının Helsinki'deki muhabirine yaptığı beyanatta mülâziın üniformasım taşıyan bazı Rus kızlarının esirler arasında bulunduğunu ve bunları hat gerisinde kendisinin tedavi ettiğini ildirmiştir. bir zat Reuter'e aşağıdaki beyanatta bulunmuştur: « Finlandiya hükumeti, Almanyanın Sovyetler Birliğine harb malzemesi verdiğine veyahud askerî yardımda bulunduğuna dair her hangi bir emare miişahede eylemiş değildir » Helsinki resmî mahfilleri, Halifaks ve,j Çörçil'in son nutuklannda Finlanaiyada» bahsederken kullandıklan lisandan çok' memnundur. Bu nutukları, Finlandiyaj mahfilleri, lngilterenin Finîandiyaya cıddî yardımlarda bulunacağına işaret oia4 rak telâkki eylemektedir. Fin Sovyet harbi Finlilerin beyaz kitabt Helsinki 25 (a.a.) Sovyetlerin Finİ| landiyaya taarruzuna tekaddüm eden mü> zakereleri ihtiva eden bir Fin mavi beyaz kitabı, fransızca, ingilizce, almanca ve isveççe olarak yakında intişar edecektir. tngiliz Sovyet münasebatt kesilecek mi? Londra, 25 (a.a.) Dün akşam A, vam kamarasında Sir Alfred Knox Başvekil Çemberlayn'den şu suali sormuştur: « İngiltere hükumeti Finlandiyanın sebebsiz olarak maruz kaldığı tecavüz karşısında, Sovyetler Birliğile münasebetlerini kesmek niyetinde midir, yoksa değil midir?» Çemberlayn, meb'usa şu cevabı vermiştir: « Bu mesele, bütün safhalarile çok ciddî olarak tetkik edilmelidir. Bu nıese le, basit bir sual ve cevab ile halledilmez.» Bu cevab üzerine Sir Alfred Knox şöy* le demiştir: « Fakat acaba böyle bir kat'ı münasebet siyasî bakımdan, hükumet için mantıkî ve salim bir manevî vazife teşkil etmez mi? Bu suretle bitaraf memleketlere cesaret vermiş olacağız.» Çemberlayn, bu ikinci suale cevab' vermemiştir. Cephelerdeki vaziyet Helsinki, 25 (a.a.) Havos ajansının cephedeki muhabirinden: Ruslar, Ladoga gölü şimalinde nevınidane muharebe etmektedirler. Cephenın 10 noktasında taarruza geçmişlerdir. Bu taarruzlar, Kollaanyok ve Attojoki mıntakalarında şimdiye kadar yapılmış olan taarruzlann en şiddetlileridir. Ruslar, Carelie berzahında Mannerheim hattını zorlamağa bir kere daha teşebbüs etmişler, fakat yüzlerce maktul bırakarak ric'ate mecbur olmuşlardır. Ladoga gölünün şimalindcki muharebe, evvelki gün ve dün son şiddet derecesini bulmuştur. Ruslar, Fınlandiyalıların mukavemetlerini kırmak için ellerinde bulunan bütün vesaiti kullanmaktadırlar. Gafenko 1 subatta hareket edecek tngiliz heyeti Finlandiyada Helsinki, 25 (a.a.) İngiliz amele Hava hücumları sendikalist heyeti reisi Citrine ile refakaHelsinki, 25 (a.a.) Havanın muhalefetine rağmen, Sovyet tayyareleri bazı tindeki zevat Abo'ya gelmislerdir. BuraHelsinkiye varacaklardrr. mıntakalara baskınlar yapmışlardır.'Bil dan hassa 30 düşman tayyaresi Ruhme m;vkiini birkaç defa bombardıman etmiştir. Litvanyadaki Almanların Denizde, Hontıskari adalannm açıklarında gemilerimizden biri Sovyet tayyareleri Kicreti tarafmdan »çılan mitraryöz ateşile hasara Riga 25 (a.a.) Kaunas'dan bildi uğramıştır. riliyör: ' ' ' Esirlerin memnuniyeti Helsinki, 25 (a.a.) Ladoga gölünün şimalinde alınmış olan son Rus esirleri, şark cephesindeki Rus kıtnatının vaziyetinin bilhassa gıda fıkdanı dclayı.iile çok nazik olduğunu beyan etmektedirler. Esirler, düşman eline düsmekten fevkalâde memnun olduklarını açıkça sovlemişlerdir. Tütün satışlarımız lngilterenin Türkiyeye açtığı kredinin faiz ve amortismanları karşıhğı olarak yapacağı tütün mübayaatı için tetkiklerde bulunmak ve Türk tütün firmalarile temaslar yapmak üzere bir İngiliz heyeti, şehrimize müteveccihen Londradan yola çıkmıştır. Tütün firmalarımızla İngiltereye yapılacak satışlar hakkında daha evvelden bazı muhaberat cereyan etmiş ve Londra piyasasından bazı malumat istenAnthony Eden, en hareketli devlet miştir. adamlan arasında bile kendini gösterdi. Britiş Amerikan tütün kumpanyasıOturur vaziyette pek az resmi bulunan nın bir mümessili doğruca lzmire gelmiş genc nazırın dolaştığı merkezleri saymak, ve temaslara başlamıştır. canlılığını göstermeğe yeter. Stokholm, Esasen müstahsil elinde az tütün bu Kopenhag, Oslo, Moskova, Anthony lunması ve bu sene tütünlerimizin umu Eden'in, fevkalâde resmî vazifelerle ziyamiyetle kalite bakımından yüksek bulu ret ettiği devlet merkezleridir. nuşu dolayısile fiatlarda şimdiden yüzde 1934 te, Sir John Simon refakatinde; 70 bir yükselis vardır. Helsinki, 25 (a.a.) Aaland adaları Holanda ordusu tensik yakınında Sovyet tayyareleri, 1650 ton ediliyor hacmindeki ve Notom adındaki FinlandiAmsterdam 25 (a.a.) Dün meb'uya kargosunu bombardıman ederek batırmışlardır. Mürettebat, tahlisıye sandal san meclisinde cereyan etmiş olan müza» kereler esnasında birçok meb'uslar, Harlarile sahile çjkrmşlardır. biye Nazınnın bütün müfrit unsurları orKcaraya oturan Alman gemisi dudan uzaklaştırmak tasavvurunu tensib Helsinki, 25 (a.a.) Bir Alman va etmişlerdir. puru, Aaland adalan civarında karaya Ayni meb'uslar, hükumetten orduda oturmuş bir vaziyette bulunurken, çok ki ve halk arasındaki müfrit unsurlara ve alçaktan uçan iki Sovyet tayyaresi tara bilhassa nasyonal sosyalist teşkilâtına ve fından bombardıman edilmişse de vapu bu harekete mensub zabitana karşı şidra bir şey olmamıştır. detli tedbirler ahnıp alınmamış olduğunu sormuşlardır. Sovyet tebliği Moskova, 25 (a.a.) Resmî tebliğ: tngiltere Belçikaya ne zaman 24 kânunusanide bütün bölgeleıde keşif yardım edecek? faaliyeti ve küçük piyade müfrezeleri arasında müsademeler kaydedılmiştir. SovLondra 25 (a.a.) Dün, Çember « yet tayyareleri istikşaflarda bulunmuşlar layn tarafından Avam kamarasında, Beldır. çikanın bir tecavüze maruz kalıp kalma dığını takdir için İngiliz hükumetinin bu tsveçin yardımı hususta karar vermek hakkını muhafaza Riga, 25 (a.a.) Yarıresmî Rits gazetesinin Stokholm muhabiri, Isveç fab etmesi icab edeceğine dair yapılan beyarika ve şirketlerinin Finîandiyaya veıil natla alâkadar olarak, Reuter ajansının mek üzere bir takım küçük cüzülamİAr diplomatik muharriri Londradaki Belçi ; satın almak maksadile iane toplamağa ka mahfillerinde aşağıdaki malumatı el • de etmiştir: teşebbüs etmiş olduklarını bildirmektedir. lngilterenin Belçikaya vermiş olduğu Almanya, Sovyetlere yardım garantiyi harekete getirecek unsurlann en etmiyor esaslısı, bu garantiden istifade için bizzat Londra, 25 (a.a.) Finlandiya elçî Belçikanın Ingiltereye müracaatte bulunIiği namına söz söylemeğe salâlıiyettar ması olmalıdır. Bir gemi batırıldı Seilodnja gazetesinin Berlin muhabirine göre Alman hükumeti, Vilnanın halihazırdaki Alman işgali altında bulunan mıntakalar ahalisinden olan Almanlarım kabul etmeğe karar vermiştir. Yalnız bu kabul, bir şarta muallâktır: Litvanya hükumetinin Alman nüfuzu altındaki mın takalarda halihazırda bulunmakta olan V'ilna arazisi ahalisinin memleketlerine iade edilmeleri.. c Edirnede snlar altında kalan arazi ) Sıvas meb'usu Abdurrahman Naci Demirağ, Goztepe beşinci ilk mektebde himayeye muhtac bulunan 65 çocuğu baştan ayağa kadar giydirmiştir. Mekteb idaresi, bu kımyetli yardımdan dolayı, Abdurrahman Naci Demirağa teşekkür elmektedir. Yukarıki resım, sevindirüen yavruları bir arada göstermektedir. Edirne (Hususî) Son yağmur ve karlar dolayısile Meriç ve Tuncanın taştığını 'bildirmi§tim. Gönderdiğim resim, Mericin sular altında bıraktığı araziden bir kısnunı göstermektedir.