6 tkincikânun Î940 Hâdfseler arasında Felâketin iki yüzü DUŞUNCELER Fin Rus harbi Doğu cephesînde bir noktayı zaptetmek teşebbüsünde bulunan Sovyet kıt'aları tardedildi Helsinki 5 (a.a.) Finlandiya tebligi: Kareli berzahında dün, sakin geçmiş, iki tarafın devTİye faaliyeti kaydedilmiş tir. Doğu cephesinde, Sovyetler Rittojoki Strateji noktasını zapta teşebbüs etmiş lerse de bütün hücumları püskürtülmüş • tür. Sovyet topçusu, Kuhmoniesmi bölgesindeki Fin kıtaatı üzerine ateş açmıjtır. Ruslar burada da püskürtülmüştür. Sualmi'de Finler 189 esir almışlardır. Fin kıtaatı Suomussalmi'nin şarkında Salla istikametinde ilerlemektedir. Helsinki 5 (a.a.) Finlandiya ku mandanlık makamı, Ruslann Aittojoki'de Finler tarafından zaptedilen mühim mevzileri istirdada çalıştıklannı, fakat mu vaffak olamadıklanm bildirmektedir. Kuhmoniesni mıntakasında Sovyetler Finler tarafından atılan geri püskürtülmüştür. beyannameler Sualmi mıntakasında yapılan temizlik Stokholm 5 (a.a.) Finlandiya tayharekâtı esnasında iki yüze yakın esir alınmıştır. Suomissalmi ve Salla civarın yareleri Sovyet hatlan üzerine Kızıl askerleri teslim olmağa davet eden beyanda muharebeler devam etmektedir. nameler atıyorlar. Koivi kalesinin bombardımanı esna tsveç «Dagens Nyheter» gazetesi bu sında bir düşman romorkörü batmıştır. beyannamelerin bir fotoğrafım neşret Alârm işareti mektedir. Bu beyannamelerde Sovyet Helsinki 5 (a.a.) Dün öğleden son esirlerine ne kadar iyi muamele edilra Hangö bölgesinde alârm işareti veril diğini gösterir resimler de vardır. miştir. Kızıl askerlerin nasıl teslim o'maları icab edeceğine dair tavsiyeler de var Rus tebliği Moskova 5 (a.a.) Leningrad aske dır. Bombardımanda ölenler IÎ mıntakası erkânıharbiyesinin tebliği: 4 ikincikânunda cephede mühim hiçbir Helsinki, 5 (a.a.) Dokuz Sovyet hâdise olmamıştır. tayyaresi Veikka ismindeki küçük kasabayı bombardıman etmiştir. Bu tayyareNorveçin yardımı Oslo 5 (a.a.) Finlandiya, yaralı îer 22 bomba atmış, on ev tahrib edilmiş, nakli için Norveçe 300 kızak sipariş et sivil ahaliden ikj erkeğı öldürmüş, 1 5 kamiştir. Norveç, Fin ordusuna 200 kızak dını yaralamıştır. hediye edecektir. Cephelerdeki vaziyet lsveç arazisinin müdafaasını takviye etmek üzere tngiltere tarafından yapılacak yardım hakkında Press Association, Isveçin de herhangi bir devlet gibi tngiliz firmalanna siparişler verebileceğini tas rih etmektedir. Yalnız verilen siparişleri silâh bakımından tngilterenin ihtiyaclarile ahenkleştirmek maksadile tngiliz ma kamları bu siparişleri kontrol edeceklerdir. lngilterenin Finlandiyaya yardımı hakkında da Press Association, Ingiliz fir malannın Finlandiya tarafından verilen siparişleri Milletler Cemiyeti kararlannın çerçevesi dahilinde hazırladıklarım kay Bir felâketzede anlatıyor: «Susuzluğudeylemektedir. mu kar yiyerek gideriyordum. Fakat ya Fin Alman ticaret anlaşması açlık?.. Bir yığın gördüm. Ekmek yığıp Helsinki 5 (a.a.) Finlandiya Reisi ıslanmasın diye üstüne battaniye örtmüşcumhuru, Almanya ile mün'akid ticaret ler sandım. Battaniyeyi sıyırdım: ınsan ve klering itilâflarının 1940 senesi niha cesedleri, üstüste dizilmiş insan cesedleri!..» yetine kadar temdidini tasvib etmiştir. «Genc bir köylü çocuğu... Yan çıplak, her önüne gelene sonıyor: Kardeşimi gördün mü?.. Uzun boyluydu, mavi gözlüydü, yanaklan kıpkırmızıydı. «Cevab beklemeden yürüyüp gidiyor. Anlattılar: Kardeşini enkaz altından çıkarıp gömmüşler, o da bu hale gelmiş. «Yüzlerce, binlerce cesed. Üstüste, yanyana. Birçok erkekler, kadınlar, çocuklar bir albüm yaprağı çevirir gibi cesedleri kaldırıp kaldınp kendilerine aid olanlan arayorlar. Bir çocuk haykırıyor: Anne! Babamı buldum, babamı! «Morarmış cesedle veda kucaklaşması. «Tren penceTesinden, bunların içinde aradıklarını bulamıyanlar tarif edilmez bir yeisle hıçkırmağa başlayorlar. Asım isimli genc bir avukat yumruklarile basını dövüyor: Annem yok! Benim anam bunların içinde yok! Bu facialar faciasının iki yüzü var: Ferdî ve tosyal. Henüz ferdî safhadayız. Gözlerimîz büyümüşj tüylerimiz diken diken, hayret ve dehşet içinde bu teferrüatı okuyoıuz. Henüz facianın sosyal yüzüne bakacak halde değiliz. Urperiyoruz ve imdad koşturuyoruz. Sağ kalanlan kurtardıktan, et ve kalb yaralarmı sardıktan, açıkta kalanlan banndırdıktan sonra felâketin öteki ve asıl yüzüne bakmağa hazır olaîım. Orada sade zelzele bölgesinin değil, bütün Anadolunun, içi keder ve safra dolu sapsarı gözleri var. O da bizden, gelecek felaketlere kar$ı derhal kurmağa mecbur oldueumuz müdafaa siperinin geniş memleket plânını, iş hamlesini bekleyor. Yapılacak çok şev var, çok fey: Yapılacak bir vatan var! an müdürümüzün masası üstünde bir yığın zelzele resmi var. Bunlardan her hangi biri korkunc bir facianın bütün unsurlarile doht. Hayretten, dehsetten ve merhametten kaskatı kesilmemiz için rakamların gevezeliğine ihtiyacımız var mı? Bu facia sahnelerinden bir teki üstünde gözlerimizin dalması kâfi. Bir de bu sahnelerin fotograf objektifinden, muhabir gözünden kaçan yüzlerce, binlerce, yüz binlerce teferrüatını düşününüz. Fakat ben bir kaç satır içine yeryüzünün eşsiz facialannı sığdıran dehşet sahnelerinden iki üçünü rastgele bir gazeteden alıyorum: «Her yer yıkılmış. Toprağm altından korkunc gürültüler geliyor. Bir taraftan da şehir alevler içinde. Enkaz arasında ilerlemeğe çalışıyorum. Birden ayaklarımm altmda bir ses yükseldi: «Basmayınl Altında insan var! Allah aşkına bizi kurtarınız!» NALINA MIHIIMA Propaganda harbi u harbin ne olduğunu pek iyi bilirsiniz. Şimdiye kadar, buna dair, pek esaslı bir fikriniz yok idise bile, meşhur yalan fabrikaları, propaganda harbinin ne olduğunu size öğretmiştir. Bu harbin size yeni bir örneğini takdim edeyim. Ingiltere ile Fransa, Alman mallannın bitaraf gemilerle naklini menettiklerı zaman, Japonya, bunu protesto etmişti. Bu iki devlet, tam abluka kararını tatbika başladıkları zaman bir nizamname yaptılar ve bir müddet tayın ettiler; o güne kadar limanlardan çıkacak bitaraf gemilerin naklettikleri Alman mallannı musadere etmiyeceklerini bıldirdiler. Bu sırada Holandanın Rotterdam limanında Sanyo Maru adlı bir Japon vapuru Alman malı yüklüyordu. Fakat bu vapur, muayyen günde yola çımıyarak hareketini tehir etti. O zaman, bazı Avrupa gazetelerinde şöyle bir haber çıktı: «Sanyo Maru Ingiltereye meydan okumak için hareketini tehir etmiştir. Muayyen günde yola çıksaydı Ingilizlerin verdikleri mühletten istifade edebilirdi. Japon gemisi, kasden hareketini tehir etmiştir. Ingiliz kontrol gemilerini dinlemiyecek ve böylece bir hâdise çıkarmağa çalışacaktır. Eğer Ingilizler, Japon vapurunu tevkif ve içindekı Alman mallannı musadere etmezlerse lngilterenin Japon yadan korktuğu anlaşılacaktır. Bundan sonra Japon vapurları, İngiliz kontroluna kulak asmıyacaklardır. Ingilizler, vapuru bir kontrol limanına götürüp hamulesıni zaptederlerse Japonya, protestosunda söylediği gibi, mukabelede bulunacaktır.» Haber, epey acemice uydurulmuştu. Japon vapurunun, ille mesele çıkarmak isteyen sarhoş bir kabadayı gibi hareket etmesi, ne siyasete ne de ticarete uygundu. Hazır, Ingilizler tarafından verilmis müsaadeden istifade ederek vaktile parası ödenmiş olan hamulesini Japonyaya o'ötürürdü. Neticesi meşkuk bir maceraya atılıp zarar görmezdi. Nasıl olsa, başka ıir Japon vapuru, muayyen müddetten sonra, tabiatile böyle bir hâdise çıkara cak vaziyete girecekti. Fakat, kim, bu kadar ince düşünecek? Propaganda, ekseriya, zeki ve muhakemeli insanlardan tiyade, her okuduğuna inanan safdillero Kitab eder. Oyle olmakla beraber «ya lancının mumu yatsıya kadar yanar.» Nitekim de öyle oldu. Bu haberin neşrinden sonra, Rotter dam'da çıkan Telegraaf gazetesi Japon vapurunun, Ingiltereye meydan okumak çin değil; bilâkis Ingiliz ve Japon ma tamları arasında cereyan eden müzakerelerin netıcesme ıntızaren, naren.ei.iiu ıoiir ettiğini bildirdi ve şu tafsilâtı verdi: Esasen vapurun hamulesi, abluka hakkındaki Ingiliz nizamlarına tamamile uygundur. Bu mallar 27 ikinciteşrinden evel bitaraf bir ithalâtçıdan satın ahnmıçtır. Bu itibarla 1 ikincikânundan evvel müskülâtsızca nakledilebilir. Fakat ha mule çok mütenevvi ve karışık olduğu için, Ingiliz ve Japon makamları arasında, bazı formalite müzakereleri cereyan etmektedir ve bunlar bitince gemi yola ıkacaktır.» Işte propaganda harbi, bir geminin haeketi gibi, basit bir meseleyi bile bakınız, •alanla dolanla ne hale sokuyor. Bu süunlarda, bir defa daha, nazarı dikkati elbetmiştim. Her okuduğunuza hemen inanmayınız ve unutmayınız ki propaganda harbi, bir dirhem bal almak için, bir kka keçiboynuzu yemek kabilinden bize, hergün, birkaç satırlık hakikat için sahieler dolusu yalan yutturuyor. "Birlik ve beraberlik" Yazan: Fazıl Ahmed Aykaç Iptida sade gözlerimîz yaşlarla dol Yukanda da söyledik; ilk ödev «birlik muştu; şimdi bunlara gönüllerimizin gün ve beraberlik» ti. Şimdi bunu kovalayan den güne coşan heyecanı da katılmış bu diğer vazifeler geliyor. Bilmeliyiz ki kalunuyor. za pek büyük ve afet çok geniştir. Şu seMilletimizin felâket karşısında göster beble bunun kurbanlan karşısında yalnız diği duygunluk eşsizdir. Binlerce yurd hamiyetimizin coşkunluklarile yapabile daşı perişan eden şuursuz felâket, ciha ceğimiz ilk hizmetler, tekmil yaraîarı sarnın ve bizim vicdanımızda en değerli mağa yetmez. Devamh, metodlu ve bilhakikati hayatlandırdı. Bir daha anladık hassa sabırlı bir takib fikrile başlamış olki Türk evlâdı ne canını ana toprağından duğumuz bayındırlık, insanlık ve münevesirger, ne de yurddaşı için feda edemi verlik gazasına devam edeceğiz. Bu çetin yeceği birşeye maliktir. iş, büyüklüğün yalçın tepelerine tırman Her taraftaki yardım faaliyetini işittik mak isteyen ruhlar için en zevkli spor çe hıçkırıklarımızı zor tutuyoruz. Diyebi dur. liriz ki bu kadar kısa bir zaman içinde Dünyada kendi hususî hayatı, bin türlü memleketimizin bu derece verimli bir hazelzeleye uğrayarak çökmemiş kaç kişi miyet seferberliği düzenleyişini ılk defa bulunabilir; ben de değersiz ömrümde nigördük. ce sarsıntıların ve seylâbların bin türlü Biliyoruz ki fecia hududsuzdur. Bütün hasarile yıkık dökük kalmış bir hayat yurdun muazzam bir bölgesi her odasınsürdüm. Lâkin bütün varlığımda, hergün dan ayrı bir acının feryadı duyulan bir bir kanama vesilesi bulan kalbim, iki defelâketler hastanesine döndü. Sayısız vafa yeislen donmuştu. Birincisi 1914 te tandaşın cismi gibi ruhumuz da her yaBüyük Harb ilân edilince, ikincisi, müttenından yara ve sızı içinde bulunuyor. fik donanma Istanbula girdiği gün. Lâkin herşeyde olduğu gibi şu amansız tabiat zulmü karşısında da ilk vazife bir Bugünse elemlerimin yanıbaşında ve tane idi: Birlik ve beraberlik.. onlardan daha engin bir duygu içinde Millet Başbuğu, bu düsturu bize iki yim. Elli beş senedir kendimi şu saatteki kelime ile hatırlattı ve bugün «silâh başı kadar Türk ve yurdsever bulmadım. Bedna» kumandası almış erler halinde tek baht ve ihtiyar bir anayı Devlet Başbu mil Türkiye vazifesine koşmuş bulunu ğunun göğsü üzerinde ağlayabilir gör yoruz. Ozlü bir kahraman ruhuna derd mekten daha müheyyic ve daha ulvî hiçerini unutmak için başka derdlerın im bir manzara bugüne kadar hessasiyetimi dadına koşmaktan daha şifa verici teselli çılgınca coşturup havalandırmış değildir. olamaz. Işte yeni Türkiyenin, ileri şuurunIşte şimdi anlryorum, evet şu andadır da da bu asil atılganlığı görüyoruz. ki Türk olmakla iftihar etmenin ne de Karşısında bulunduğumuz afetin ma mek olduğunu içim tam olarak sezmiş hiyetini anlamak isterken biraz maceralı bulunuyor. Birlik ve beraberlik... dünleti hatırlamakta fayda vardır. Evet herşeyde; fakat bilhassa felâket Biz bir zaman memleketimize saldırkılıcını üstümüze çektiği zaman. mış kuvvetleri silâhla yenip toprağımıza Tabiat bir elile binlerce ve binlerce sulh bayrağını diğer dikmez yeni bir harb açmıştık. Bir medeniyet, bir ilerle vatandaş ocağını yıkaıken diğer elile de me ve yükselme harbi... Zira ulu şefleri Türk birliğinin çatısını yeniden kurmuş miz pek iyi biliyorlaıdı ki binlerce zah oldu. Herhangi birimizin nabzını tutarsamet pahasına kazandıkları zafer, Türki nız tutunuz; hemen anlarsınız ki kalbleriyede devamh ve hayırlı bir varlık temin mizde hep ayni çarpıntı var. Şu sebeble edebilmek için, mutlaka ve mutlaka bir kendi kendimize şunu diyelim: takım iç düşmanların da millet bünyesinKör kazanın zulmile şehid olmuş yurdden sökülüp atılmasına muhtacdır. Bu daşları daima anacağız. Onların anaları, düşmanların başında ise arkasındaki ka babaları, kardeşleri, evlâdları, ayni bizim ranlık kafilesile.. cehalet, taassub ve bun de gönül ve can parçalarımızdırîar. En ların bendesi olan müesseseler geliyordu. gerçek zevkimizi acıları dindirmekte buO vakittenberi barış prensipine sada lacağız. En ruh ısıtıcı tesellimiz onlar için katle bağlanan Türkiye savaştan ayrıl dökeceğimiz yaş ve sarfedeceğimiz himmadı. Bilgisizlikle, yoksullukla, yolsuz mettir. lukla ve sayısız çaresizliklerle yıllardır döÇalışolım; ve elbirliği edelim ki ıssız ğüşüp duruyoruz. Sulhun ve asayişle hu viraneler, gene güler yüzlü birer mamure zurun üstüne her an titredik. Fakat mem olsun. Bizi insanca şenlendirmck için leketi geri, fakir ve çorak bırakacak her bundan güzel hayal ve ideal düşünüle kara fikirle amansız surette boğuşmak mez. tan da çekınmedık ve yorulmadık.. Zaten iman için uğraşmakta olduğu 1 İ8sız ve payansız mesafeler, vatandaşmuz yurdu yeniden ve daha güzel suretları birbirine kavuşturmak için beheme te kurmak icab ediyor. Orada refahla, hal mağlub etmeğe mecbur olduğumuz namus ve gayretle büyüyecek yeni millet düşmanlar sırasında idi. Işte bu anlayış çocuklarının mes'ud olmasını dıleyelim. sayesindedir ki bugün yıkılan yurdlar Evet istenilecek şey budur, onlar ye içindekl kardeşlerimize sade gönüllerimitişsinler ve bir gün atalannın, cedlerinin zi değil, yardımlarımızı da ulaştrabiÜj'oezildiği yıkıntılar üzerine kurulan vuva ruz. Dikkat etmesek bile farkına varırız; larda bu günleri ansınlar. Ve kendileri dabaşımıza gelen şu zelzele ve seylâb felâ ha yüksek bir geleceğin binasını yapar keti, bizim terakki, imar ve refah müca larken, bir gün o topraklarda parçalanıp delesi ortasında içine düştüğümüz bir ka gitmiş babalar, analar dolaştığını ve yıkıza pususudur. Lâkin umdemizi değiştir lanı tamir için Devlet Başbuğunun da miyelim; yani tabiati ve hakikati sara bedbahtlarla beraber viraneler arasında hatle görüp söylemekten kaçınmıyalım; dolaştığını hatırlasınlar ve ibret alsınlar. bu afet, binlerce elem perdesi saklayan Bunların hepsi için ilk lâzım olan unbir facia olmakla beraber, kürenin, heı surdan yukarıda bahsettik. Maamafih zaman oynadığı bir oyundur. Ve beşer. son söz olarak gene ayni tılsımı tekrarhele aydın ve şerefli bir millet, muhte layalım: «Birlik ve beraberlik». mel düşmanlar listesi içinden bu kazaların adını asla silemez! Fazıl Ahmed AYKAÇ Nevyork 5 (a.a.) Amerika yar dım teşekkülü Finlandiyaya şimdiye kadar 583,000 dolar göndermiştir. Kopenhag 5 (a.a.) Yann Helsinkiye Danimarka eksperlerinden mürekkeb bir heyet gidecektir. Heyet, geri hatlardaki işlerde kullamlmak üzere Finlandiyaya sivil Danimarka gönüllüleri göndeTİlmesi imkânlannı tetkik edecektir. Stokholm 5 (a.a.) Dolaşan bir şayiaya göre lsveç hududu civarında kâin Tornea şehri üzerinden 24 Sovyet tay yaresi uçmuştur. Birkaç lsveç avcı tayyaresinin derhal havalanması üzerine Sovyet tayyareleri geri dönmüşlerdir. Amerikanın nakdi yardımı Danimarka gönüllü gönderiyor Sovyet tayyareleri lsveçte Londra, 5 (a.a.) Havas ajansı bildiriyor: Times gazetesi, askerî harekât hakkında mütalea dermeyan ederek Stalin tarafından yapılan hataları tebarüz ettiriyor. Stalinin askerî bilgisizliği ve siyasî muhakeme fıkdanı, Sovyet muvaffakiyetsizliğinde hemen hemen Mareşsl Mannerheim ile General Walleerius'un sevkülceyşî ve parlak vasıfları derecesinde âmil olmuştur. Stalin, askerlerini, hiç ha2irhksız ve teçhizatsız, bir kış harbine sokmuştur. Stalin meslekten yetişme en mümtaz subaylannın büyük bir kısmının vücudünü kaldırmıştır. Stalin, Ruslann Finlandiyalılar tarafından kendilerini Mannerheim kapitalist tazyikından kurtaracak halâskârlar gibi selâmlanacaklannı askeılerine vadetmişti. Fakat Russinen bu işle tamamen kaybetti. Rus hezimetinin sebebleri Garb cephesinde Türk Ingiliz keşif faaliyetleri ticarî müzakereleri Ingiliz tayyareleri Alman Londrada yapılan toprakları üzerinde uçtu temaslar inkişaf ediyor Paris, 5 (a.a.) Büyük umumî kararLondra 5 (a.a.) «Reuter» Türkiye gâhın 5 ikincikânun tarihli sabah tebliği: ile tngiltere arasında ticarî münasebetleHer iki tarafın mevziî faaliyetleri kay ri düzeltmek üzere cereyan eden müzadedilmiştir. kereler ilerlemekte ve bu müzakeratın muvaffakiyete ulaşacağı ümid edümekteAlmanya üzerinde uçuslar Londra, 5 (a.a.) Hava Nezaretin dir. Türk Ingiliz ticaret rejimi dolayısile, den tebliğ edilmiştir: tngiliz ihracat tacirlerinin, mal bedelleriGece, Ingiliz tayyareleri Almanyanın ni bazan çok büyük teahhurlarla alabilşimal batısı üzerinde keşif uçuşları ve He dikleri itiraf edilmekle beraber, takas hüligoland körfezindeki deniz tayyare üsle kümlerini tadil suretile ticaret için yeni ri üzerinde de devriye uçuşları yapmış bir esas bulunmasına intizar olunmaktalardır. Bütün tngiliz tayyareleri salimen dır. Bu suretle vaziyet hissedilir derecede üslerine dönmüşlerdir. düzelecektir. Türkiyenin, ingiliz ihracat Amerikada haczedilen gemi bedellerini tediyede gösterdiği teahhür, Boston, 5 (a.a.) Harbin başlangı iki memleket arasındaki ticaret muvazecındanberi Bostona iltica etmiş olan Pau nesinin, tngilterenin çok lehinde o'masınline ismindeki Alman petrol vapuru, sa dan ileri geliyordu. Fakat, lngilterenin, bık ikinci kaptanı Wilhelm Harren tara Türk mallannı daha fazla miktaTda satın fından ücretinin verilmediği hakkında ya almak suretile, vaziyete bir hafiflik vepılan bir şikâyet üzerine Amerika ma receği ümid olunmaktadır. Bu itibarla, kamatı tarafından haciz altına konulmuş Türk ithalât tacirlerinin, halen Ingiliz lirası için verdikleri yüzde 60 primin, lnrur. giltere tarafından Türk emtiası satın alınBir Alman vapuru yakalandı dıkça, çok azalacağı tahmin olunabilir. Paris, 5 (a.a.) Matin gazetesi, AtŞu sırada Londrada cereyan etmekte olas denizindeki Fransız filosunun Alman lan görüşmeler, çok muhtemeldir ki bu bandırah Santafe vapurunu yakalayarak neticeyi verecektir. Fransaya 4,000 ton kahve getirmesi üzerine kahve fiatlannda yükselmenin önüne geçileceğini bildirmektedir. Panama, 5 (a.a.) Haber almdığına göre, bir Alman tayyaresi Blue Star Line kumpanyasının 1 1.449 tonluk Tuscan Star yolcu vapurunu bombardıman etmiştir. Taarruz, vapur Ingiliz sahillerinden uzaklaştıktan »onra vuku bulmuştur. PEYAMI SAFA Macar Hariciye Nazırı İtalyada Romada bir üçler konferansı aktedilecek Venedik 5 (a.a.) Macaristan Hariciye Nazırı Kont Csaky, refakatinde kalemi mhsus müdürü Bartheldy olduğu halde bu sabah hususî trenle buraya gelmiştir. Nazır, istasyonda ltalya protokol şefi, Macar konsolosu ve şehrin siyasî, askerî ve mülkî erkânı tarafından karşılanmıştır. İstasyon, ttalyan ve Macar bayraklarile süslenmiştir. Üçler konferansı Londra 5 (a.a.) News Chronicle gazetesi, ihtilâfın Balkanlara yayılması tehlikesini kaydederek, Romada dönen bir şayiaya göre, Kont Ciano, Csaky ve bir Alman mümessili arasında İtalyada bir üçler görüşmesinin cereyan etmesi muhtemel olduğunu bildirmektedir. Denisson Ross şehrimixde Teşekkür ederiz (Başmakaleden devam) Mühim müzakereler Bombalanan gemi Ankara 5 (a.a.) D. N. B. ajansı bildiriyor: Fransız erkânıharbiye Generali Arbanneau ile iki tngiliz erkânıharbiye subayı, askerî erkânla görüşmek üzere Ankaraya rçelmislerdir. Bir Fransız generalile iki îngiliz zabiti Ankarada Istanbul, 5 (a.a.) Havas ajansı bildiriyor: Ingiliz Fransız Türk iktısadî anlaşmalarının akdinden sonra halen Fransada bulunan Türk heyeti, Bulgar hükumetinin daveti üzerine, Sofyadan geçerek Ankaraya dönecektir. Bazı mehafil bu ziyaretin, Türk Bulgar münasebetleri üzerinde iyi tesirleri olacağı mütaleasındadırlar. Numan Menemencioğlu Sofyaya uğrayacak Roma 5 (a.a.) Tribuna gazetesi, Kont Ciano ile Kont Csaky arasında yakında yapılacak müzakerelerin büyük bir ehemmiyeti haiz olduğunu, çünkü müzakereler esnasında bilhassa Macaristanla mücavir memleketler arasındaki münasebetlerin mevzuubahs olacağını yazmaktadır. Venedik müzakereleri Avrupalılık vasfını muhtemel tehdidlere karşı müdafaa edecek olan mmtaka için pek müessir oBerne, 5 (a.a.) Havas ajansı bildi lacaktır. riyor: Rumanya Hariciye Nazın Gafen Nazır, Mussolini ile de görüşecek ko ve Balkan Antantı reisinin Balkan AnRoma 5 (a.a.) Macaristan Hari şeliğine tayin edildiğini evvelce haber tantını 8 şubatta Belgradda içtimaa davet ciye Nazırı Csaky yakında Italyaya yapaetmiştir. National Zeitung gazetesinin Ru cağı hususî ziyaret esnasında Vsnedik'te verdiğimiz İngilterenin tanınmış müsteşriklerinden Sir Denisson Ross, refakatinmanyadaki muhabiri, Yugoslavya tarafın Ciano'yu ziyaret edecektir. de binbaşı H. M. Burton olduğu halde dan Türkiye hakkında ileri sürülen itiraRomaya da giderek Mussolini ile de şehrimize 'gelmiştir. Ayni zamanda büzın, ttalyanın nüfuzile bertaraf edildiğini görüşmesi muhtemeldir. yük bir Türk dostu olan İngiliz âlimi, dün haber vermektedir. Diğer taraftan, BasParkotelde kendisile görüşen bir arkadaKont Csaky, Venedikte ler Nachrichten gazetesinin Macaristan Venedik, 5 (a.a.) Macar Hariciye şımıza şunları söylemiştir: muhabiri, Rumanya ve Bulgaristan Başvekilleri arasında yeni yıl münasebetile tea Nazırı Csaky, bugün saat 11,50 de Vene « Çok sevdiğim Türkiyede ve Türkler ti edilen telgrafların çok samimî bir lisan diğe gelmiştir. Diğer taraftan ltalya Ha arasında bulunmak fırsatına nail olduğum riciye Nazırı Ciano da bu akşam Roma dan dolayı son derece memnunum. Ben taşıdığmı tebarüz ettirmektedir. dan Venediğe hareket edecektir. Orada ne diplomatım, ne de tüccar. Sadece bir Izmirde bir cinayet Macar Hariciye Nazırile görüşecektir. ilim adamıyım ve bu sıfatla mevcud Izmir 5 (Telefonla) Menzil hanmTürk Ingiliz dostluğunu kuvvetlendir . Meclisin toplantısı da lsmailin dokuma imalâthanesinde kalAnkara. 5 (a.a.) Büyük Millet mek üzere elimden geleni yapacağım. İnfa Boldanlı Rıza, kendisîne hakaret eden gilteıede yeni Türkiyeye karşı büyük bir arkadaşı Salihi kurşunla öldürmüş, yaka Meclisi bugün Dr. Mazhar Germen'in baş alâka vardır. Yeni Türkiye hakkındaki ekanlığında yaptığı toplantıda haziran alanmıştır. ğustos 1939 aylarına aid raporu tasvib serler adeta kapışılmaktadır. Bu umumî Belçika kabinesi istifa etti eylemiş ve muamele vergisi kanununun alâkayı hiç olmazsa kısmen tatmin etmek Brüksel, 5 (Hususî) Kabine istifa bazı maddelerinin hükümlerinin değiştiril Üzere yeni Türkiye hakkında birçok konetmiştir. Kral Leopold, yeni kabineyi teş mesine aid kanunun da, ikinci müzakere feranslar tertib ettik. Bütün bu konfe kil etmek vazifesini müstafa Başvekil Pi ' sini yaparak kabul eylemiştir. Meclis pa ranslar her tarafta rağbet gördü ve bir I kaç defa tekrarlandı. erlot'ya tevdi etmiştir. 1 zartesi günü toplanacaktır. Balkan Antantı 8 şubatta Belgradda toplanıyor halkın yardım işine hararetle iştirak ettiği bildiriliyor. Fransız Meb'usan Meclisinde, Reis Herriot ve Başvekil Daladier tarafından hakkımızda söylenen sempatik sözlerin Türk kalblerini teshir ettiğini burada tekrarlamaya hacet var mı? Böylece, en yakmlarımızdan başlayarak, Efganistan, Irak, Mısır, Amerika, Japonya gibi derece derece uzak ülkelere kadar hakkımızda gösterilen temiz hassasiyet, bir tabiat faciası karşısında duyduğumuz maddî ve manevî ıstırabın en kuvvetli bir teselli noktasını teşkil etmektedir. Sir Denisson Ross, muhamnmızle görüsüyor Türk milleti, bu dostluk tezahurleriîngilterenin Ankara büyük elçiliği ata1 Son defa 1936 da, ölümüne el'an ina ni hiçbir zaman unutmıyacaktır. namadığım Atatürkün daveti üzerine gelmiş ve Dil Kurultayına iştirak etmiştim. Bu sefer daha uzun müddetle Türkiyede kalarak, bilhassa kültür sahasında tahakkuk ettirilen inkılâbları yakından tetkik etmek ve bunları dünyaya bildirmek istiyorum. Türk ve İngiliz mütefekkirleri birbirini nekadar iyi tanıyacak olurlarsa iki millet arasındaki dostluğun o nispette kuvvet bulacağma kani bulunuyorum. Türkiyede bulunduğum müddetçe, bu gayenin tahakkukuna çahşaca&ım.» NADtR NADt Teşekkür Duçar olduğum hastahğı üstadane bir| şekılde tedavi ederek beni çok mühlik bir derdden kurtaran mütehassıs doktor İh • san Rifat Sabarla mesai arkadaşı kıymetli \ doktor operatör Sacid Tezelliye ve tedavimin devamı müddetince azamî ihtimamı gösteren başhemsire Saadet Smdıraça bütün hemşirelerle birlikte alenen teşek1 kürü bir borc bilirim, Binbaşı Burton'un beyanatı Sir Denisson Ross'un refakatinde olarak Istanbula gelen ve mükemmel türkçe konuşan binbaşı Burton da şunları söylemiştir: « Türkçeyi öğrenmek üzere evvelce şehrinize gelmis ve bir müddet burada kalmıştım. Bu münasebetle Türkleri ya. kından tanımak ve onların yüksek meziyetlerini takdir etmek fırsatını elde et miştim. Bu sebeble Sir Denisson Ross'a Faik Güneri refakat etmek teklifini memnuniyetle kabul ettim.» Dün sabahki ekspresle Ankaradan şeh] rimize gelen İngiliz büyük elçisi Sir Knatchbull Hugessen bugün İngiliz âlirı Sir Denisson Ross şerefine bir çay ziya«| feti verecektir. Bugünkü çay ziyafeti