CUMHURlYET S Birîncîkânun 1939 KUçUk hikâye O sabah Jim Powel yataktan biraz geç ledi. Mister Lee'nin acentası olduğu vakalkmıştı. Bırden acı acı kapı çalındı. Ar pur şirketinin merkezi orada bulunmak (Yeni Türk) kadaşı Joe önüne tesadüf eden herşeyi lâzımdı. Küçük bir sorup soruşturmadan deviren bir fırtına halinde içeriye girdi. sonra istedikleri Building'in önüne geldi Yeni Türk mecmuasının 84 üncü sayısı fevNefes nefese kendini koltuklardan birine ler. Müdür muavini onlan nezaketîe kar kalâde mündericatla intişar etmiştir. Bu sayıda: Millî Şefin nutkundaki hakikatler (Mehmed bıraktı. Büyük bir ümidsizliğe düsmüş şıladı. Halid Bayrı), En acı yıldönümü (Yusuf Ziya), görünüyordu. Yüzü hiddetten kıpkırmızı Mister Harry*nin Londra acentalığına Dünya matbuatı ve Atatürk (İskender Fanredolmuştu. Jim Povvel korku ve telâş içinde sevkedilmek üzere gelmesi geciken leva din Sertelli), Red ve inkâr (Agâh Sırn Levend), dostunu tehdid eden felâketi öğrenmek zımatın çabuk gönderilmesini temin için Dede Korkut (M. Şakir), Kızılbaş şairleri (VaGuacomo istedi: Kaliforniyoda San Francisco'ya gittiğini hid Lutfi Salcı),(Dr. Cemü Leopardi (Müştak), Akşara saatleri Süleytnan), Seviye bildirdi. Ne var, ne oldu? farkı hikâye (Naki Tezel), Köy sosyolojisi Sorma, birader, soımal Bu cevab karşısmda Joe gene ağzına (Salâhaddin Demirkan), Istanbul hamamlan (Prof. Dr. Süheyl), Dayak cezası (Sulhi Dön Joe'nin bundan fazla izahat vermeğe vird ettiği: mezer), Dokuz boy tükler (Adnan Erzi), ayrıca takati yoktu. Jim derhal zile bastı. Kapı Allah müstahakını versin! Süheylâ Muhterem ve İffet Oruzun şiirleri, Ceda görünen uşağa cin şişesini getitmesini Tabirini savurmakla beraber bir sani nab Şehabeddin ve Gasso'dan fikirler ve bir de emretti. ye dalgınlaştı. O anda Joe dostunu teselli piyes ilâvesi vardır. Atatürkün hiç neşrolunmamıs. fevkalâde en Bu tatlı sert likörden üstüste çeken etmek için: Joe'nin heyecanı biraz sükunet bulur gibi Aksilik bu kadar olur, dedi, fakat teresan bir fotoğrafını da ihtiva eden Yeni oldu. Ayağa kalktı: o çapkını elbet bir gün ele geçireceğiz.. Turkü okuyucularımıza bilhassa tavsiye ede Azizim, dedi, bir alçağm terbiyesi Merak etme!.. ni vermek için senden yardım istemeğe Merak ettiğim yok.. Çaresiz San ( TEŞEKKÜR geldim.. Fransisco'ya kadar uzanacağız.. Vefat eden <Zavallı Necdet> muharri Ya!.. Pekâlâ.. ri üstad Saffet Nezihinin uzun müddet Evet.. Bak dinle.. Her sabah CaAlelâcele istasyona koştular. Pacific tedavisi hususunda büyük şefkat ve kanonbury civarından geçerken köşedeki Raihvay'a atladılar. dirşinaslık ibzal buyuran Bakı.rköy hasapartımanın üst katındaki daireden bana tanesi sertabibi muhterem Prof. B. Dr. söylenmedik kötü sözler kalmıyor.. KüŞimalî Amerikayı baştanbaşa katettifürün bini bir paraya.. Utanmaz . Edeb ler. San Francisco'da Harry'nin kendisi Mazhar Osmanm unutulmaz lutuflanna ve merhumun ebedî istirahatgâhma kasiz.. Hayâsız.. Daha neler de neler!.. ni değilse de izini ele geçirdiler ve peşindar esirgemedikleri kıymetli gayret ve Hayret!. den Yokahama'ya giden vapura bindiler. yardımlanndan dolayı mezkur hastane Ama, sade bugün değil.. Bir aydır Oradan gene o mubarek zatı takiben nin muhterem etıbba heyetile vazifeböyle.. Şimdi, dostum senden Tİcam.. Honolulu tarikile Singapur'a geldiler. Odar memurlanna ve üstad h&ttkında saBirlikte gidip şu terbiyesize mükemmel radan tayyare ile Bombay, Bağdad, Ismimî neşriyatta bulunan muhterem bir dayak atmak.. tanbulda birer gece kalarak Parise vâsıl Türk matbuatına, merhumun akraba ve • Jim: oldular. Her uğradıklan konak yerinde dostlan namma minnet ve şükranlannın All right, diye cevab verdi, yalnız Harry Gardner'in bir saat evvel yola çık iblâğına muhterem gazetenizin lutfen müsaade et de giyineyim!. tığını öğreniyorlardı. Pariste de ayni şey delâleti müsterhamdır. Beş dakika sonra iki arkadaş kolkola başlarına geldi. Meydana inip nefes alHilmi Naili Barlo apartımandan dışanya çıktılar. Taksiye maya bile hacet görmeden tayyarenin pi*** atlayınca bir çeyrek içinde kendilerini lotuna: Çok gene yaşmda aramızdan aynlan Canonbury'de buldular. Londraya! çok sevgili Şivezadımızın, cenaze meraJoe, her sabah yakası açılmadık kiifürEmrini verdiler. Yirmi altı günde dünsimine iştirak eden ve telgrafla, mektublerin savrulduğuna dikkat ettiği büyük yayı dolaşmış olmalarına rağmen Harry la elemimizi paylaşan büyüklerimize, apartımanın zilini çaldı. Kapıcıya: Gardner'i gene kendi evinde bulmak na dostlanmıza, akrabalarımıza ve mües En üst katta kim oturuyor? sibmiş.. Apartıman kapıcısı: sesata ayn ayn teşekküre teessürümüz Sualini sordu. Kapıcı hafifçe düşündü: Mister, dedi, şimdi geldi, bir ay mâni bulunduğundan bu vazifemizin Ha.. En üstkatta mı, dedi, şey.. evvelki ziyaretinizden kendisini haber yerine getirilmesine muhterem gazeteMister Harry Gardner oturuyor.. dar ettim.. nizin kıymetli delâletini derin saygıla Pekâlâ, öyle ise hemen yukarı Öyle ise.. derhal yukan çıkalım.. nmızla rica ederiz. çık.. Joe Lington ile Jim Powel isminde İki arkadaşı yüzü sabunlu, tıraş makiAilesi efradı namma babası: Eminönü iki zatın kendisidni görmek istediklerini nesi elinde gene bir adam karşıladı. Halkevi müdürü Bürhan Yula söyle.. Mister Harry Gardner sizsiniz değil *** Emriniz başüstüne ama, dedi, Mis mi? Çocuk Esirgeme Kurumu Galata şubesinden: ter Gardner bir saat evvel Liveıpool'a Evet efendim, emriniz!. Kolumuz öksüz ve yoksul 500 kız ve erkek hareket etti. Orada meşhur bir Amerikan çocuğa kış mevsimi dolayısile elbise ve ayakJoe sert ve hâkimane söze giriştit vapur acentasının müdürü olan dayısı Peşinizden dostum Jim Powel ile kabı vermiş olduğundan bu husustaki hayırh işe maddî yardımlarmı Mister Lee ile görüşecek.! birlikte koca bir devriâlem seyahati yap hiyesi halkına kolumuz esirgemeyen Galata nanamına şükranlarımızı Hay Allah müstahakını veısin! tık.. Nihayet, sizi yakalamaya muvaffak sayın gazetenizle dercini rica ederiz. iki arkadaş yürümeğe başladıkları va olduk.. Rica ederim, beni kat'iyyen tanıkit Jim: madığınız, ne biçim adam olduğumu bilEVLENME Ne yapalım, dedi, "aresiz, dönme mediğiniz halde her sabah buradan geMerhum Kurmay Albay Ali Remzi sini bekliveceğiz.. çerken niçin küfür ediyorsunuz?.. Ar Alçıtepe kızı Mediha Alçıtepe ile avukat Fakat Joe asabiyetle cevab verdi: kamdan, «edebsiz, hayâsız, utanmaz!» Hayır.. Bu gibi işler sıcağı sıcağjna diye bağınyorsunuz.. ^ipi »nuynın»' Fahreddin Güven oğlu , doktor teğmen Harry bir an durumsadı, sonra da du Enver Güvenin düğün törenleri 2/12/ hallolunmalıdır.. Hemen biz de Liverdaklannda gizli bir tebessümle zile bastı. 939 cumartesi gecesi Harbiyede Orduepoola yollanalım! vi salonlarmda yüksek şahjslar huzuUşağa: runda tes 1 id edilmiştir. Tarafeyne saa Polly'yi getir! Liverpool'da Mister Lee'yi tammıyan detler temenni ederiz. Dedi. Uşak aradan bir iki dakika geçyoktu. Onun için evini bulmak sarı çizmeli Mehmed Ağanın adresini ele geçir meden elinde altın yaldızlı mükellef bir ÖLÜM mek kadar müşkül olmadı. Kapıyı açan kafesle göründü. Kafesin içinde rengâuşak: renk tüyleri pınl pınl parlıyan şirin bir Bay SİMYON M. CAMBAZOĞLU (Maruf tüccardan) Maatteessüf Mister Lee, dedi, çok papağan vardı. İki tarafına bön bön bakıVefat etmiş olduğundan cenaze mehastadır, sizi kabul edeceğini pek um narak kısa bir şaşkınlık devresi geçir dikten sonra ağzını açtı. Boğazının bütün rasimi bugün, 5 ilkkânun saat 14 te Takmam.. sim Rum Ortodoks Ayia Tn'ada kilise Ya.. Maamafih, bizim işimiz zaten kuvvetile haykırmaya başladı: Edebsiz, utanmaz, hayâsız! sindeicra olunacağı hususî davet maonunla değildi. Yeğeni Mister Harry TpTcnme eden: kamma kaim olmak üzere bildirilir. Gardner'i arıyoruz. Bayan dul Atina Cambazoğlu ve çoHadiye lclâl Mister Harry Gardner mi.. Bir sacuklan: Evlâmbia, Yorgi, ve Kleon. B. at evvel burada idi.. Fakat dayısının riYorgi Cambazoğlu. Bn. Kristina Kesicası üzerine onun Nevyork'taki işlerini Halk Opereti midu, Bay Atanas Rakas ve çocuklan, tanzim için yola çıktı!. Eski Çağhyanda Bayan Anastasia P. Cambazoğlu, Bay Hay Allah müstahakını veısin! Bu aksam 9 da ve Bayan Dimitri P. Cambazoğlu ve İki arkadaş başbaşa yalnız kaldıkları Zozo Dalmasla çocuklan (Selânikte), Bayan Evridiki zaman Jim Povvel: G. Mavridu kocasüe, Bay Miltiadis P. H A L İ M E Amma talihsizlik, dedi, Londraya Cambazoğlu, ile bütün akrabalar. Büyük Şark opereti dönmektense Harry'yi burada beklemek (Cenaze levazımı P. Angelidis) Yeni bale bence daha muvafıktır.. \ Jim pürhiddet cevab verdi: Rodolphe Bringer'den •Jt Küfürî ( YENI ESERLER Türk hekimleri jübilesi 3 Yalnız büyük filimlerde gördüğünüz... Altm sesile tnest olduğunuz güzel Türk Hekimleri Dostluk ve Yardun cemiyeti, tababet hayatlarının ellinci senesini idrak eden hekimler için yaptığı jübileye aid resimli güzel bir eser neşretmiştir. İRENNE DUNNE Alevden dudaklan... Çelikten vücudü ile kalbicri büyüliyen... RADYO y^Bu akşamki program^/ RADTODİFÜZYON POSTALAE1 Dalga uznnluğn: Türkiye Radyosu 1648 m. 182 Kc/s. 120 Kw. Ankara » T. A. P. 31.70 nu 9465 Kc/s. 20 Kw. 12,30 program ve memleket saat ayan 12,35 ajans ve meteoroloji haberleri 12.50 Turk müziği. Çalanlar: Cevdet Kozan, Refık Fersan, Reşad Erer, Kemal Niyazi Seyhun. A Okuyan: Mefharet Sağnak. 1 Şemseddin Ziya: Hüseyni şarkı (Yaslanıp yatmış firaşı nazına). 2 Ahmed Rasim: Hicaz şarkı (Can hastası yım). 3 Enderunlu Yusuf: Hicaz şarkı (Ateşi aşkma raptettim). 4 Şehnaz şarkı (Ben perişanım). B Okuyan: Muzaffer İlkar. 1 Vecihe: Kanun taksimi. 2 Rahmi Bey: Hüseyni şarkı (Aceb nazende şuhsun). 3 Bimen Şen: Huse3Tiı şarkı (Bahçemde lâle de var). Refik Fersan: Hüseyni şarkı (Bırkaçı birleşerek). 5 Faıze Kapancı: Hüseyni şarkı (Aman dağlar caaım dağlar). 6 Hüseyni şarkı (Sevdiğım cemalin çünkü göremem) 13,3014 müzik (hafıf müzik Pl.) 18 program 18,05 meraleket saat ayarı, ajans ve meteoroloji haberleri 18,25 müzik (cazband Pl.) 18,55 konuşma 19,10 Türk müziği: Klâsik program. Ankara radyosu küme ses ve saz heyeti. İdare eden: Mes'ud Cemil 19,50 konuşma 20,05 Türk müziği: Karışık program 21 konser takdimi: Halil Bedii Yönetken 21,15 müzik (radyo orkestrası Şef: Dr. E. Praetorius) 22 memleket saat ayan, ajans haberleri; ziraat, esham tahvilât, kambiyo nukud borsası (fiat) 22,20 serbest saat 22,30 müzik (operetler PL) 22,55 müzik (cazband Pl.) 23,2523,30 yarınki program ve kapanış. TÜBKİTE Bütün dünyayı neş'eden yerinden oynatacak, kahkahadan çıldırtacak bir şaheser yarattılar... Douglas Fairbanks Jünyor Günün, haftanın, senenin, hattâ asırların eşini yaratamıyacağı bir zevk fırtınasıdır. Bu neş'e bayramını: Bu PERŞEMBE akşamı d e YAŞAMAK ZEVKTİR kuthyacağız. «BÜYÜK CAZ» filmi sinemacılığın bir zaferi oldu... ve »BÜYÜK CAZ» filmindenberi hatırda silinmez izler bırakacak fÜTi bekleniyordu... İşte bu d a : BU PERŞEMBE AKŞAMINDAN itibaren S A R A Y sinemasmda ASKIN ZAFERİ Şaheseridir. Baş rollerde: ve meşhur JACK WHİTE ve KENNY BAKER CAZLARI Nevyorkun en güzel varyeteleri... Sinemanın en mükemmel ve en cazib filmi... Gösterilecek olan FRANSIZCA Sözlü ( ASKERLİK ÎŞLERİ LEO CARİLLO ZAZU PİTTS PAT PATERSON Fatih Askerlik şubesinden: 316 333 (dahü) doğumlu hiç askerlik etmemiş, cezalı, cezasız ve geçen celblerde sevk artığı bırakılan istihkâm sınıfrna mensub erat askere sevkedileceklerinden hemen şubeye mü racaatleri. ÇENBERLİTAŞ ILK En büyük filmler göstermek için iş birliği yapan İstanbulun en büyük 2 sinemasmda 1 A BR I N YA 1 I > Sinemasmda iMATİNELERDEN İİTİBAREN iıaımM^urıı A İ o « » ^ Sinemada SÜMER sinemasmda 15 gün üstüstüne gösterilen, senenin en çok beğenilen süper filmi: FERAHİ Dl/RB/JV DEANNA Melvyn Douglas Jackie Cooper programmı teşkil edecektir. Bu hafta İstanbul sinemalanran zafer ve muvaffakiyet KVRSVN BU F İ L M E Ayrıca F E R A H da BUCK JONES EK OLARAK Ayrıca ÇENBERLİTAŞ da YAĞMURU KIZIL (MATA HARÎ) VERA KORENE JEAN GALLAND DANSÖZ c Hayatımızda asla gUlmediğimiz kadar gülmiye, eğlenmiye zevk silrmiye hazır oiun! ÇUnkU : T Ü R K Ç E SÖZLÜ c Perşembe matinelerden itibaren I P E K sinemasmda başlıyor* Artlstlerl MAKS BROTHERS'lerin R. K. O. fllim şlrketl hesabına 939 senesinde çevirdikleri yegâne bUyiik fillmlerl 3 AHBAB ÇAVUŞLAR PASTIRMAGİYAN ve ŞÜREKASI Ne münasebet.. Öyle şey mi olur.. Ilk vapurla derhal Amerikaya hareket ederiz. *** Nevyork'a varır varmaz Joe, Jim'i kolundan tutarak doğru Brroklyn'e sürük S A R A Y sinemasmda YARIN A*ŞAM saat 21 de Bugüne kadar yaptıklan filmlerin en jrüzeli, en e^Iencelisi, en neş'elisidır. Baştan başa hereket, nükte ve kahkaha ile dolu türkçe sözlü bu emsalsiz filim 8 birincikânun cuma matinelerinden itibaren I ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ M K O N S ER I ^^^^^BH^H zorla tutturulmuş gibi Huran yapma bir J için bir sıra bekliyor, çatacak adam ara düğünü unuttun galiba, şimdi de çalımından yanına varılmıyor!.. güler yüzlülükle, gelenleri karşılıyor, hep yordu: Muzaffer atıldı; ihtiyar kadının sözüsini ağırlayacak birer ikiîer söz buluyor, Sığıntı gibi kapılanacak yer arayan nü yarıda bıraktı: herkese yetişiyordu. içgüveyleri ancak bu kadar olur, dedi. İyi dedin ya, işte ben de bunu soBu mermerlerle, halılarla, tablolarla, Beğenmiyen varsa... biblolarla süslü dekorun içine onun ka Aman, ne oluyorsun ayol?.. Çalı ruyorum: Neden varıyor öyleyse bana?.. dar yaraşacak bir başka kadın pek güçmın kime, öfken neye?.. Bir kere şu ni Senin sözüne inandı da daha yüzümü bibulunurdu. için için, kim bilir nasıl bir şanlandığin kıza bak, bir de sağına solu le görmeden uzaktan uzağa bana vurulüzüntü ile kıvranırken bile böyleydi; bu na göz gezdir: Onun kadar güzel, onun madı ya... Böyle maskaralık olmaz ama, kadar göz alıyordu. Ya bir de bütün bu kadar alımlı bir kadın daha görüyorsan, haydi vuruldu diyelim; byleyse şimdi ne eğlenceyi, bu kaynaşmayı benimseyip or bana da göster; bakayım da içim açıl diye surat ediyor?.. Mademki surat edetaya çıkmış olsaydı; Muzafferi sevse, se sın!.. Şurada sana imrenen, için için kıs cekti, ne diye evleniyor?.. Söylesene, ben vip de ona varmış olsa, bu gülüş içeriden kanan kaç kişi istersin?.. Senin yerine de bunu anlamak istiyorum. gelse, saadetine kendisi de inanabilse işte geçmek, Satvet gibi bir kıza koca olmak Behire teyze, onun çırpınmasını görasıl o zaman kim bilir ne olacaktı?.. In için, başkası olsa nelere katlanmaz!.. memiş gibi davrandı. Söylediklerini de san böyle bir kadına eş olmaktan neka Bu kadar zengin bir kızla evlen karşılıksız bıraktı. Gene kendi bildiği gidar sevinc duyar, onu yanına alıp herke mek için, diyorsan belki doğrudur. Buna bi: sin ortasına çıkarken nasıl öğünürdü. imrenecek budalalar da bulunur. Benim Bu kafa ile gidersen oğlum, diyorBu bir saadet ise eğer, işte Muzafferin yerimde olmaya gelince, orasmı bilmem du, başına konan devletkuşunu pek çayambaşında duruyordu; elinin altında idi, artık!.. Allah kimseyi bana benzetmesin; buk ürkütür, kaçırırsın. Zenginlik diye duhele bu gece büsbütün onun oluyordu da benim çektiklerimi kbnsenin başına ver dak büküp geçiyorsun, öyle görünüyorkendisi, bu muhteşem dekorun içinden, mesin!.. sun ama, kimi aldatıyorsun?.. Kendi kenbu güzel kadının yanından kaçıp kurtul Sen sahiden budala imişsin, Muzaf dini mi?.. Istemiyorum ama yan cebime mak için saklanacak bir yer arayordu. fer!.. Hem budala, hem de nankör!.. koy, değil mi?.. Behire teyze, bir aralık onu yakaladı: Kendinden başka hiç kimseyi düşünmüİhtiyar kadının sözleri, birbiri arkasın Ayol, dedi, neye böyle bir köşeye yorsun; hiç kimseyi gözün görmüyor. Sen dan birer kırbac gibi kulaklannda şakırbüzülmüş oturuyorsun?.. Yüzlerini daha almasaydın bu kız da başka bir koca budarken Muzaffer, olduğu yerde donmuş, yeni gördüğümüz insanlar bile gülüyor, lamaz mıydı, sanıyorsun; ona mı güvekalmıştı. Çok bilmiş kadın, üstelik bir de eğleniyor; sen burada, kendi evinde ya niyorsun?.. Senin nene acaba, biraz gübancı gibi duruyorsun. ler yüz bile göstermiyecek olduktan son acı acı güldü; sonra da yürüdü, gitti. lArkası t?ar] Muzaffer, zaten demindenberi taşmak ra?.. Düne kadar borc içinde nasıl yüz i MÜNİR NUREDDİN TAKSiM sinemasmda I dürüp dolaştınp gene ona sunuyor, böylelikle de Muzafferi pekâlâ inandırmış, oyalamış oluyordu... 7 Nişan pek parlak oldu. Onlar, otuz kırk kişilik bir akşam yemeği demişlerdi. Tefrika No. 28 Nakleden: KEMAL RAGIB Gelenler elliyi geçti, altmışı buldu. Hepsi de tanmmış, zengin insanlardı. Kadm Doğrusu, çok iyi!.. Muhiddin Bey, amcasına karşı... Başka kimseyi incittiğini lar dekolte idi. Erkeklerden çoğu frak bu kızın elinden kendini kurtarmak için ne gördiim, ne de işittim. Uzun lâfın kı giymiş, üç beş gene de smokinle gelmişti. onu benim başıma sarıyor, öyle mi?. sası bu işte: Düğün olsun, biribirinizle Vaşlan ilerlemiş bir iki kişinin arkaSında Şimdiden sonra, amca beyin yerine be içli dışlı olunuz. Bizim bilmediğimiz bir siyah esvab vardı; onlar da dans eden, üziintüsü, yahud da senin dediğin gibi giz gülüşen, şakalaşan genclerin, bütün bu nim çekeceklerim var, desenize... Kızcağızm senden bir yüksündüğü li bir şüphesi varsa, elbet, sana açıhr, süslü kalabalığın arasında sıkılmış gibi, hepsini sana anlatır. Biz, yabancı sayılı yemekten sonra ya birer köşeye dağılyok ki... Pekâlâ geçinirsiniz. Hiç ummuyorum. Bana yaptıklan nz. Bizden saklar, sana söyler. Karı koca dılar; yahud da büsbütün çekilip gittiler. olunca, aranızda ayn gayri kalır mı arda ortada. Evin alt katındaki geniş salona açılan tık?. Bana sormuyor musun, ben de söy Ilk giinlerde belki biraz soğuk durcamlı bölmeler, kapılar kaldırılmıştı. Bir sa bile sen ona aldırma. Muhiddin Bey de lüyorum işte: Korkacak, üzülecek hiçbir >anda da büyük bir kış bahçesi boydan söylemedi mi sana?. Hasta de, üzüntiisü şey yok. Inanmıyorsan o başka... boya uzanıyordu. var de, amcasile araları açık ondan de, Muzaffer inanmak isti/ordu, inandmlSatvet bu akşam pek güzeldi. Etekleri ne dersen de... Sen işte bu tatsızlığm üs mağa muhtacdı: uzun, vücudüne yapışmış gibi dar, beyaz Söyle, ne istersen söyle. Hiç olmaztüne geldin. Yoksa arası biraz geçer geçsa biraz oyala. İstersen yalan söyle, al bir tuvalet giymişti. Yüzünde gene öyle, mez, göreceksin ki, yavaş yavaş hepsi dühiç boya yaktu. Yalnız, aşağı yukarı inip zelecek. Nitekim, dün gece konuşmuşsu dat, ne yaparsan yap. Elverir ki bu üzünçıkmaktan yorulmuş, kalabalığın arasınnuz, anlaşmışsınız, öyle demiyor muy tüden kurtulayım, biraz boluk alayım, arda da biraz sıkılmış gibi yanaklarında, dun?. Hem sonra, bu kız o kadar geçim tık. Demek ister gibi ihtiyar kadınm yüzü gittikçe pembeleşen bir dalga dolaşıyor, siz olsun, doğrusu bunu ben pek ummubu pembeliğin ortasında saçlarının koyu, yorum. Hele eskiden hiç de böyle değil ne bakıyordu. Behire teyze, bunu pek iyi anlamıştı. gözlerinin açık rengi hep bir araya gelindi. Güler, oynar, herkesle şakalaşırdı. ce ortaya bambaşka bir güzellik çıkıyorOnu tanıyanların hepsi severdi. Ne oldu Böyle bir insanın nasıl avutulacağını da du. Dudaklarının üstünde yapıştırılmış, ise şu son zamanlarda oldu; o da ancak biliyordu. Onun ağzından aldıklannı dön