2 Aralık 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

2 Aralık 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURlYET 2 Blrlncikânım 1939 Küçük hikâye Çok geçi Herkes, sıra ile yanından geçiyor, neş'e mia yerinden kalktı. Elektrik lâmbasını ve sevinc içinde elini sıkıyor, kulağına söndürdü ve pencereyi açtı. Karşısında doğru eğilenler, aşağı, yukarı, hep ayni derin bir vadinin arkasnda yükselen korkunc kayalan andıran Maçka apartımancümleyi tekrar ediyorlardı: Türkçe Sözlü ve Türkçe Musikili lannın camları koyu kızıl bir grubun akisfilminde takdim ediyor. Montekar Tabiî, memnunsunuz; değil mi? lonun lüks ve ihtişamı arasında Bestekârları: ARTAKİ SADİ ZEKİ, Okuyanlar: MUALLÂ O, «evet!» makamında başını sallıyor, leril alevler içinde kalmıştı. yaşayan maceraperest bir kadının NUMAN İÇLİSES HAMİYET DUYGULU Musiki heyeti: Kemanî Akşamın perde perde ortalığı örten kasolgun dudaklannın üstünde eskimiş bir te havatı ve aşklan.. Rulet. îhtiraslar.. SADİ Kemanî DEMÎR ALİ Kanunî AHMED Klârnet bessümle gülüyordu. Pencerenin yanında ranlığı ayni zamanda sükuneti de peşinİlâveten: FOKS JURNAL en son ŞÜKRÜ Udâ ZEHRİ, Rakkase: AYŞE MÜJGÂN. «annemin köşesi» dediği koltuğa oturmuş den birlikte sürükleyip getiriyordu. Lâdünva ve harb haberleri Seanslar: 12,40 2,20 4 5,40 7,20 ve 9 da. tu. Annesi öleli seneler olmuştu. Fakat o, mia, sabahtanberi sık sık karşısınrla söySaat 12,40 ve 2,20 de tenzilâtlı halk matineleri Bugün saat i ve 2,30 tenzilâtlı matineler temiz kalbli bir Anadolu kızı olduğu için lenen rakamı, dalgın ve düşünceli bir deyakınlarının hâtırasına ebedî bir hürmet fa da kendi kendine tekrar etti: Yirmi bin lira! beslerdi. Bu söz, uzun zaman iki kadının başbaBugün, her vakitkinden ziyade rerksiz ve ihtiyarlamış görünüyordu. Aylardanberi şa, bir müddettenberi de Lâmianın tek oZEYNEBİM semtine uğramamış olan dostları, akraba larak kıt kanaat içinde yaşadığı mütevazi, Senenin en nefis. eb güzel filmi Türkçe sözlü, Arapça şarkılı Mireüle Balin sı, büyük haberi duyunca hemen ziyare hattâ mütevazi de değil, sefilâne evin için I Seanslarl 2.30 da iki film 7 de Zeynebim, 8 30 da iki film birden tine koşmuşlardı. Lâmia Develinin Millî de garib akisler vücude getirdi. • Tel: 43143 Ah, diye düşündü, bu servet daha piyangonun büyük ikramiyesini knzandığını gazetelerde okumıyan kalmamıştı. evvel elime geçmiş olsaydı. BUGÜNE KADAR GÖRÜLEN KOMEDİ FİLİMLERİNİN Gözünün önünden şimdiye kadar sahib Baş rolde: Dünyanın birinci dansözü Amcasmın kızı Edibe: EN NEFİSİ EN EĞLENCELİSİ Talih kuşunun başına konması şere olmak arzusunu duyup da feragal etmek fine, diyordu, seni bu güllerle tebıik et mecburiyetinde kaldığı şeylerin hepsi bimeği düşündüm. Nasıl, hoş bir fikir, de rer birer geçti. Ne küçük, lâkin. ne hoş Filme ilâve olarak: FOKS DÜNYA HABERLERÎ ve Prof. FUAD arzulardan nefsini mahrum etmişti. ya ğil mi? KÖPRÜLÜ've Pariste Sorbon Üniversitesinde Fransız Cumhur Çiçek getirmeyi akıl etmemiş olanlar annesinin hastalığı ve ölümü!.. Hiç şüpReisi önünde yapılan büyük merasim' mahcub nazarlarla kabahatli gibı süklüm hesiz bunlann zamanından evvel vukua Bugün saat 1 ve 2,30 de tenzilâtlı matineler. püklüm duruyorlardı. Fakat onlat kadar, gelmesine de sebeb gene parasızlıktı. Kendi kendine: belki daha ziyade yeis ve harabî içerisin Vaktile yirmi bin liramız olsaydı, de kalmış olan asıl Lâmia idi O derece T Ü R K Ç E S Ö Z L Ü yorgundu ki sormayın!.. Her zaman bir dedi, anneme bir hizmetçi tutardım. Onu Senenin en büyük ve en kuvŞehzadebaşı Şehzadebaşı çöl kadar sessiz ve boş olan salon bu ka kalöriferli bir apartımanda oturturdum. vetli filmi, bütün istanbul hal ryı I T D A 1\J labalığın mevcudiyetine nasıl tahammül Kalöriferli apartıman tutmasam bile güzel kmın görmeğe koştuğu film etmiş ve birden çökmemişti, ihtiyar kız, bir kömür sobası alırdım da soğukian tiril Türkçe sözlü tiril titremsine mâni olurdum. Yazın dokona şaşıyordu. Bu sene LÂLE sinemasmda büyük rağbet bulan filimlerden f torların tavsiye ettikleri hava tebdiline Arabca şaıkılı Yeğeni Halime, gencliğinin bü ün taşiki tanesi birden sinemamızda gösterilecektir. kınlığı ve hoppalığile erkekleri oyalama götürürdüm. O vakit, hastalığı da bu kaŞarkın yegâne f TIUIMI T P I TI QI TM ü n ? a h e s e r i £Örülmemiş ya çlışıyor, sabahtanberi pastacılaıa, su dar çabuk yürümez, belki de şu anda geses kraliçesi UlVllVHJ V J U L I O \ J 1 Y 1 ra gbetle devam ediyor. cukçulara koşarak tanzimi için uğraştığı ne benimle beraber bulunurdu... Bu film yalnız sah günü akşamına kadar dövam edecektir. VİCTOR FRANÇEN ANNİE DUCAUX Yan karanlıkta nazarlarının önünde büfede onları ağırlıyordu. Amcacığım bir kadehcik vermut da kamburca bir silüet, ince ve çekik yüz Prgorama ek olarak Ebedî Şefimiz Atatürk'ün ölümünün birinci yıldöiçmez misin?. Cabir Bey, bu sandviçi si peyda oldu. Buruşuk fakat yumuşp.k ellenümü, Ankara ve İstanbulda yapılan ihtifal ve Cumhuriyetin 10 uncu senesinde ATATÜRK'ün NUTKU. ze hazırladım... diye her tarfa iltifatlar rinin tatlı nüvazişlerini yüzünde hissediHUMPHREY BOGART CEORCE BRENT yor vehmine düştü. Biçare kadın, kızınm savuruyordu. Ama, bugün hiç kimse Halime ile meş uğurunda kendini feda etmişti. Oru okugul görünmüyor, erkek, kadın bütün ora tup yetiştirmek için çekmediği sıkıntı mı da hazır bulunanlar, gelmelerindfki ga kalmıştı. Bugün Lâmianın sevgiden uzak, yeyi açıkça anlatmaktan çekinmiyorlar, bir çöl kadar çorak mevcudiyetindeki yeMüdiriyeti, geçenlerde emsalsiz bir muvaffakiyetle gösterilmiş olan (EBEDİYEN SENİNİM) müstesna filmini mevzuu döndürüp dolaştınp piyango ve gâne aşk ve ölüye olan muhabbeti idi. Egörmiyen yüzlerce kişinin taleb ve isran üzerine: ikramiye meselesine intikal ettiriyorlar ve ğer bu servet ona ihtiyacı ve lüzumu olbu suretle Lâmiayı methetmek için yeni duğu zaman gelmiş bulunsaydı, ne kadar işine yaryacaktı. Azıcık gelirine, hocalıkta bir vesile bulmuş oluyorlardı. Ötedenberi cimriliğile şöhret bulmuş o kazandığını ilâve ederek borclanmadan ya Türkiyenin dehalı ses san'atkârı lan kapı bitişik komşu Bedia Hanım bile şamak için âdeta bir manastır hayatı gekoltuğunun altında küçük bir çıkınla gö çirmişti. Yeniden tekrar etti: GARRY COOPER BARBARA STANWYCK ve JOHN BOLES rünmüştü: Yirmi bin lira!.. ilk filmi olan (Fransızca sözlü ) (Fransızca sözlü ) Vallahi Lâmiacığım, diyordu, kendi Gencliğinde peşinde koşmuş olan deliSaat: 1,50 5,30 ve 9 da Saat: 12 3,40 ve 7,20 de elimle senin için yaptım... Beş on tane kanlıları hatırladı. Birkaç ay kadar kenEmsalsiz, zengin ve fevkalâde bir program: Büyük bir aşk romanı ve nefis ve cazib bir komedi. Gidiniz, görünüz. hurma tatlısı... Ne olacak, çoban armağa disini sever göründükleri halde beş parasız nı, çam sakızı... Bugün saat 12 ve 1,50 de tenzilâtlı matineler olduğunu öğrenince yanından nasıl kaçtıkÇok uzaktan hısımlığı bulunduğunu ları şimdi gözünün önünde canlı bir tablo ancak şimdi hatırlayan mütekaid Necib gibi tecessüm ediyordu. O zamanîar böyle Efendi de: bir servete konmuş olsaydı, bu anda onun CHARLES BOYER • SIGRID GURRIE HEDY LAMARR nde görraek ve alkışlamak içia, Halis Edirnenin devayi miski'. da kurulmuş bir ocağı bulunacak ve eıra Diye bir kutu uzatıyordu. Ailenin içe sıra çocuklar bu yuvayı şenlendirecklerdi. En son cesaretsiz ve beceriksiz âşıkınm risinde birdenbire bir zenginin peyda olhayali göz pencerelerinden içeri girerek diması, bakın, ne büyük bir işe yaramış, bütün hısım akrabayı hemen bir araya top mağında bir heykel gibi dikildi. Sevgisini o iliraf etsin, diye aylarca beklemiş, buna bir lamıştı. türlü muvaffak olamıyan delikanlının orLâmianın gitgide rengi o kadar kaçmış, Arslanların Fillerin Maymunların arkadaşı bütün İstanbul halkı geçid esnemeleri o derece sıklaşmıştı ki ziyaret tadan kaybolduğunun farkına varmca arkasından ne kadar ağlamıştı. Keşki kençilerin hepsi artık orada fazla kalmanın resmi yapmaktadır. bir nezaketsizlik olacğını farketmişlerdi. disi ona kalbini bir an evvel açmış olsaydı I Fakat ilk kalkıp gitme teşebbüsünü gös Oh.. Bugün şu servt, şu kazanc ona hiç de Halkımızın bu kadirşinashğına bir termeğe kimse cesaret edemiyordu. Öyle büyük bir neş'e ve memnuniyet vermemukabele olarak programa mişti. Bilâkis bu dakikadaki kadar meya, Lâmianın bir an: yus ve mahzun olduğunu bilmiyordu. Tek A, benden ne çabuk bıktıl Diye düşünmesini istemzlerdi. Nihayet, başına yalnız, aşksız, sevgisiz, kimsesiz... Bu parayı ne yapacaktı? Edibe bu işte de önayak oldu: büyük filmi de ilâve olunmuştur. Hiç şüphesiz, etrafını bir takım dalka Çocuklar, dedi. Lâmia ablayı artık Mümessilleri: yalnız bırksak fena olmaz... Zavalhcık b"ı vuklar çevirecekler, ona dikkat. ihtimam (Türkçe sözlü) yük bir heyecan geçirdi. Sükun ve huzur gösterecekler, her meselede fikrini soraiçinde biraz kendine gelsin... Yakında ge caklardı: ne ziyaret ederiz! Falan şeye ne dersin, filân mesele İhtiyar kız bu teklifi hiç de memnuni hakkında ne buyurursun Lâmia!.. yetsizlikle karşılamadı. Ev boşalmaya başHalbuki eskiden onun düşündüklerini layınca geniş bir nefes aldı. Yuvasmda tek kat'iyyen merak etmemişlerdi. Hatta hasbaşına kalmak, bütün otacizcilerin gürültü ta olup yataklara düştüğü vakit bile kaDevlt kuşu, sade hiç beklemediği değil, görülmemiş muvaffakiyetler kazanmaktadır. sünden kurtulmak ve bir müddettenberi pısını açan «halin nedir?» diyen olma hiç arzu etmediği bir zamanda mevcudisusmuş olan sevimli kanaryasının latlı se mıştı. Bereket versin, fakir olduğu devir yetinin iistüne kanad germişti. Artık onun Programa ilâve olarak FOKS dünya haberleri ve BAY FUAD sini dinlemek.. Oh.. Ne tatlı şey, ne bu lerde hısımlarının, akrabasmın, dostları için yaşayış tarzını değiştirmesine imkân KÖPRULÜYE Paris Üniversitesinde Cumhur Reisi önünde lunmaz nimet Yarabbil nın mahiyetini derinden tetkik etmiş, pek yoktu. Harab ve bitkin mınldandı: yapılan merasim. Nihayet kapının kanadlan son ziyaret güzel anlamıştı. Şimdi, kendisi için en lü Çok geç!.. çinin de arkasından kapanıp bütün oda zumlu ve kıymettar olan şey sükunet, yalNahhden larda mutad sessizlik hâkim olunca Lâ nızlık ve mütevazi bir hayattı. Ahmed Hidayet 1 ^**m^m S A K A R Y A sinemasmda B G N U U Sinemanın en şuh yüdızı VİVİANE ROMANCE'i PİERRE BLANCHARD ile beraber yarattıkları Dostoiewsky'nın romanı I TAKSIM sinemasmda Buyün • KUMARBAZ YENiÇERî HASAN r Beşihtaş S U A D P A R K sinemasmda ALTIN MABUD Bugün ME L E K sinemasmda r HONOLULU KOMİKLER KRALINEŞ'E KAYNAĞI ELEANOR POWELL L O R E L H A R Dİ HOVARDALIKTA A Z A K Sinemasmda Bugün Bugün FERAH 1 ÇILGIN BAKİRE Ö L Ü M Ümit Şarkısı 2. H A R B İ İKİNCİ HAFTA DİKKAT! SARAY SİNEMASI DİKKAT! 4 G ÜN K A L D I! Bugünden itibaren 2 büyük filim birden gösterecektir: Üİ MÜNİR NUREDDİN'i EBEDİYEN' SENİNİM KOVBOY'un AŞKI ALLAHIN CENNETİ M İ L L Î ve ALEMDAR Sinemalarmda CEZAiR Sevdaları 1OO1 maceranın kahramanı MERCAN ADASI Tarzan veoglu Bugün saat I ve 2.30 da tenzilâtlı matineler t MİŞEL SULLİVANJ E A N GABİN Ibkild Tarzan rolüade JONNY WEİSSMÜLLER İ P E K sinemasmda Tefrika No. 25 Genc kız, göriinüşte, çok güzeldi; pek alımlı idi ama belki de yanındakilere, onunla içli dışlı yaşayanlara kendini sevdıremiyordu. Muzaffer, bunu kendi gözile de görmüştü. Ortada, bir de genc kızın anesile babasının ölümü, sonra da bu ölümün arkasından çıkan dedikodular kalıyordu. Satvet, sakın kendi amcasından mı kuşkulanıyordu? Anesile bsbasını öldürdü, diye ondan mı şüpheleniyordu?.. İlk gecesi konuşurken: Hepsini bilyiorsunuz ya, artık bir daha bun'arı hiç açmaymız!.. Demişti. Muzaffer de butıun ne demek olduğusormak şöyle dur^un, arkasından daneler çıkabiür diye onu bile uzun uzaiıya düşünmeden söz vermişti. Anlaşılan genc kız, bütün bu dedikoduları, onun da nasıl olsa şuradan buradan duymuş olabileceğini zannediyordu. Onun için bu acıları da bir daha tazelemek istemiyordu. Zaten, Muzafferin başka bir bildiği ma şimdi bunun üstünde pek o kadar evleneceği kızın acılannı tazelemek çok tim. çirkin düşecekti. Bundan çekindi. Sustu. Nasıl emrederseniz, ne zaman ister durmak istemedi. Nişanhsı da, belli ki, onu incitmek için söylememişti. Olsa olHem zaten hepsini, artık kendi kendine seniz. sa parayı da, para ile yaptınlan işleri de bulmuş çıkarmıştı; en çok buna sevini Teşekkür ederim. pek düşkün görüyor, denilebilirdi. yordu. Bütün o, birbirinden çirkin, bir Şimdi, Muhiddin Beyefendile de birinden acı ihtimaller de ortadan kalkGene öyle gittikçe ısınan, yaklaşan bir konuşuruz. Ben de ona rica ederim. Demıştı. Bundan ötesi, genc kızla amcasının scsle anlatıyordu: diğiniz gibi zaten, uzatmaya ne lüzum arasındaki tatsızlık, soğukluk, hatta o Nikâh gününii kararlaştınr kararvar?.. korkunc şüpheler bile, Muzafferî düşünlaştırmaz, davetiyeleri de bastırır, hemen yoktu ki... Daha ilk görüşte, Satvetin kaGenc kız, sevindi. Gülümsedi: dürmezdi; hiçbirisinin onunla ilişiği yokdağıtırız. lşlerimize bakan adamlar var, pahca anlatmak istedikleri işte bunlar Sizin işleriniz nasıl oldu?.. Amcam, tu. Sorup araştırmak, ötekilerin de dedisöyledim. Onlar, hepsini hazırlıyacak. Isdeğüse; annesile babasının ölümündeki şiıketin umum müdürile konuşmuş, sanıği gibi, kendisine düşmezdi. terseniz yarından tezi yok, başlasmlar. esran, sonra da kendisinin amcasına karrım. Ondan yana hiçbir güçlük yok, diSatvet, onun böyle dalgın dalgın durşı beslediği şüpheyi kurcalamaktan çekin Siz nasıl emrederseniz. yordu. Şu halde, nikâh da iki haftaya kamiyorsa, başka neden korkuyordu?.. Ni duğunu görünce: Genc kızlarta hemen hepsi evlenmeyi, dar olur biter, değil mi?.. ştınlısının da sağdan, soldan işitip öğren Cevab vermediniz, Muzaffer Bey, hele düğünü, derneği gözlerinde pek bü iki haftaya kadar mı?.. miş olabileceği, bunlardan başka ne ola dedi. Deminki ricamı yapacaksınız, bu yütürler; hayallerinde inceden inceye süs Haydi üç hafta olsun. Daha çok lerler. Biraz parası olanlar da bu uğurbilirdi?.. kadarcık bir yardımı benden esirgemiyesürmez ya. da ellerindekini, avuclarındakini saçıp Muhiddin Beye karşı bu kadar soğuk ceksiniz, değil mi?.. Bunun için ben hiç birşey söyliye savurmaktan zevk duyarlar, bununla öMuzaffer, kendini toplar gibi birdenduruşuna, onun yanından kaçıp kurtulmak için bu kadar çırpınmasına bakılır bire doğruldu. Bir yandan, kaç gündür mem. Hiçbir fikrim yok. Yalnız, bilmem ğünürler. Sanki görüp görecekleri saadesa, kim bilir, belki kendi başından, kendi damarlannı tutuşturan o acı şüphelerden ki o zamana kadar siz hazırlanabilir misi tin bu kadarla kalacağı, daha o zamandan içlerine doğmuş gibidir!.. Satvetin canından da korkuyordu; ilk gecesi de kurtulmuş, en çok ona seviniyordu. Bir niz?.. Beni hiç düşünmeyiniz. Yeniden yerinde bir başkası olsa, onun kadar da gene bunu söylemek, anlatmak ıstemiş o yandan. da, karşısında gittikçe sıcak, solabilirdi. Bu ihtiyar diplomatın elinden o kulgan görünen bu güzel kadının sesin hiç birşey yaptıracak değilim. Nikâh gü zengin olduktan sonra artık Beyoğlunun kadar kötülük gelir mi, gelmez mi, artık deki yumuşaklık, tatlılık onu büsbütün nü, sonra da düğün gecesi giyilecek iki en pahalı terzilerini, bütün çiçekçilerini burası kestirüemezdi. Bunu hemen şimdi, canlandırmıştı. Sonra artık, kendisine dü üç kat esvabla birkaç tuvalete gelince on zengin edecek çılgınlıklara kalkardı. Onşuracıkta nişanhsına sorup anlamak, bel şen nedir, onu da iyiden iyiye anlamıştı: ları zaten ısmarlamıştım. Bugünlerde bi daki bu isteksizlik ise, anlaşılır gibi de Nikâh için söylüyordunuz, değil t:rip verecekler. Vermeseler bile nikâh ğildi. Genc kız, bunu hiç olmazsa kenki de daha doğru olacaktı. Fakat bunlagününe kadar nasıl olsa yetiştirirler. diliğinden biraz aydınlatmak istiyormuş nn hiçbirini kurcalamasın, diye amca bey mi?.. Acı acı gülümsedi: gibi: önceden pazarlık etmişti. Muzaffer de o Diye bir kere daha sordu. Parasını verdikten sonra hepsi olur. na söz vermişti. Şimdi bir yandan verdi Evet, onu rica ediyordum. Ne ola{Arkası var} Muzaffer, pek alıngan bir çocuktu ağı sözde durmamak, bir yandan da yann caksa, çarçabuk yapılsın, bitsin, demiş Nakleden: KEMAL RAGIB T s MANUELLA A Gaib Lfuklar N i Dorothy Lamoure N Metro Jurnal son haberler Yalnız 1 re 4.30 da M A Ronald Colman S I * Pazar 11 de 15 karuş İktısadî Yürüyüş mecmuasmda En taze piyasa haberlerini, en güzel makaleleri bulacaksınız.. Tüccann, zürraın, sanayicinin okuyacağı yegâne mecmua. Kuvvetil bir yazı ailesinin hazırladığı bu mecmua pek yakında çıkıyor. Ç~ TEŞEKKÜR Annemiz Bayan Fehime Aytaşın ölümünde bizzat gelmek, çelenk gönder mek suretile teessürümüze 'ştirak eden ve yakın yardım ve alâkaîannı esirgemiyen kıymetli dostlanmıza karşı duyduğumuz minnet hislerimızı saygı ile bildirirız. Kızı: Beşiktaş kız orta okulu tarih öğretmeni Fikriye Erikan, damadı: Kurmay yüzbaşı Celâl Erikan, oğlu: Kurmay yüzbaşı Mehmed Ali Ayta§

Bu sayıdan diğer sayfalar: