2 Bîrlncikânun 1939 CUMHURlYET Ş.O'N HABE R Hâdlseler arasında Ne bekliyoruz? urun başmuharriri Asım Us'un evvelki günkü yazısından öğrendim: Öğleden evvel tedrisat meselesinde Maarif Vekâletine verilen sağlık raporile bugün tatbik edilen şekil arasında farklar varmış. Doktorlann verdiği rapora göre «derslere sabahleyin saat sekizde başlanacak; her ders 45 dakika sürecek; dersler arasında onar dakika teneffıis bulunacak; saat 10,5 raddelerinde 20 dakika kahvaltı için zaman verilecek; dersler 12,35 te bitmiş olacak; günlük derslerini hazırlamak için de çocuklara öğleden sonra üç saat ayrılacak.» Vekâletin kabul ettiği fekil, dersler arasmdaki onar dakikalık teneffüsü on beşer dakikaya çıkanyor; dersler 12,35 te değil 13 te bitiyor. öğleden sonraki mütalea zamanı için doktor raporu bir buçuk saat, Maarif Vekilliği üç saat ayırmıştır. Bir de, hayatlarını kazanmak için dışanda çalısmağa mecbur çocukların öğlden sonra mektebden ayrılmalarına müsaade ediliyormuş. KÜLTÜR 22 yaşındaki efrad da silâh altına çağırılıyor Kral, dün sabah Kraliyet Meclisinin verdiği kararı tasvib ederek imzaladı ingilterenîn kararı Red ve inkâr Yazan: Agâh Sırn Levend Fransız edebiyatında meşhur bir sima vardır: Campistron. Ancak bu jöhret, hakkile kazanılmış bir liyakatten değil, belki gıpte edilmiş bir ehliyeti körükörüne taklid eden bir acze Fransız zekâsının vurduğu damgadan ileri gelmiştir. Hakikatte Campistron muvaffakiyetine imrendiği Racine'nin eserlerini aynrn taklid etmekle buna hak kazanmışlır. Bugün onun esrleri, ancak bu bpkımdan Fransız edebiyatının tarihe mâl olmuş vesikalanndan sayılır. Bunun içindir ki Racine'nin muakıblerinden hghseden bir eserde şöyle bir cümleye raslamak mümkündür. «ölen Racine'nin eserleri üstüne Campistron'lar üşüştüler.» Böylece o mukallidler bu ünvan altında toplanarak ifade dilmiş.olur. Campistron'un yaptığı bu ij, şöhreti istismarın müspet tarafıdır. Onun hareketinde ne de olsa masumca bir gaflcl vardır ki o, bu gafletin cezasını kendi şahsiyetinin iflâsına şahid olmakla ödemiş oluyor. Bir de şöhreti istismarın merıfi tarafı vardır. Kendilerinde takib veya taklid edecek kadar da kudret bulamıyan öyleleri vardır ki, aksine olarak ;öhrete musallat olmakla şöhret kazanmak isterler. Bunların silâhlan hücum, taktikleri ise «red ve inkâr» dır. Bunlar bir fırsat kollarlar. Herhangi bir vesile ile bu fırsat ele geçince, herkesin sevgi ve »aygısına mazhar olmuş bir gahsiyete saldırarak kendilerini göstermekle ehliyetsizlikierinin öcünü nefislerinden alırlar. Şüphesiz bu gösterişe kapılan ancak sathî ins^nlardır. Zaten onlar da fazlasını beklemezler; muhatablarmın cehaletinden, saflığından istifade debileceklerini çok iyi bilirler. debiyat tarihi yazmağa kalktı. Fakat bu saha çetindir; muvaffak olmak için çok yorucu araştırmalara ihtiyac vardır. Halbuki böyle devamh çalıjmalara onun mizacı kadar vakti de müaaid değildı. O zaman NamıE Kemalin şöhreti üstünde bir bomba gibi patladı. Onu, yaşadığı devrin hususiyetleri içinde tetkik etmek lâzun geldiğini asla düşünmiyerek, eaerlerini bugünkü zevkimizle ve kıymet hukümlerimizle ölçmeğe kalktı ve neticede red ve inkâra kadar gitti. Vakıâ bu hücumun bazı safdiller üzerinde teairi olmadı değil; fakat maksadı bilenler buna aadece esefIendiler ve acıdılar. Dikkat edilirse, Şehabeddin Süleymnnın temin etmek istediği sahte jöhrete imrenenlerin, Campistron'un elde etmek istediği muvaffakiyete özenenlerden çok daha fazla olduğu görülür. Bunlar, kendilerinde iyiyi ve güzeli taklid edecek bir liyakat bulamadıkları içindir ki, aahtelerini örnek olarak almakla şöhret elde etmeği kolay sayarlar. Bu hareketin, acizlerini teşhir ettiklerinin farkında bile değillerdir. Derhal kendi muhitleri içinde bir kahraman edaaile dolajırlar. Çünkü büyük bir şöhrete musallat olmak cüretini göstermişlerdir. Onlar için, mejhur bir çahaiyet kadar, taninmı; bir eser de ayni iji görebilir. Herhangi bir eser hakkında yapılan bir tenkid veya bir münakaşa tam fırsattır. Evvelce «alâ rivayetin» edindikleri bazı fikirlerden aldıklan cür'etle, raspeldikle ri yerde eseri de, münekkidi de maasacrer edeceklerini hemen ilâna başlarlar. Bu, kendilerini reklâm için yapılan ilk harekettir. Artık maksad hasıl olmuş ve yazının sahibi, makalesinin intijarından evvel övünmeğe hak kazanmıştır. Nihayet yazı çıkar. Hayretle görülürken yazının sahibi, ne evvelce yapılan münakajaların mahiyetini kavrayabilmiş, ne de bahis mevzuu olan eseri, hatta hakkmda yapılan tenkidi anlayabilmiçtir. Buna karyı yapılacak en keatirme mukabele, eserin rasgele bir sahifesini açarak aormaktır: cEfendi, tenkide yeltendiğin eser bu değil mi? O halde fu sahifednn birkaç satır oku ve anladığım söyle...» Bu hareket zahmete değer; çünkü sual ebediyen cevabsız kalacak ve netice tahminden fazla gülünç olacaktır. Maamafih, endişeye mahal yoktur. Bu kabil hareketler, kültür hayatının bir nevi nizamsızlığını ifade etmiş olsa da, zararı ancak kendiîerine raci olacağı için fazla ehemmiyete değmez. Kendilerini, yazılannın ve hareketlerinin muhasebegi'e bajbaşa bırakarak ilim ve sana't kervanını yürütmek, erbabı için en akıllıca bir mukabeledir. IHEM NALINA MIH1NA Finlandiyadan sonra ovyet Rusya, emperyalist Finlandiyaya ağzının payını vermeğe başladı! Üç buçuk milyonluk nüfusuna bakmadan 180 milyonluk bir devlete karşı istilâ emlleri takib ve Leningrad'ı tehdid cesaretini gösteren Finlandiya, cezasını çekiyor demektirl Göller ve ormanlar memleketinin soğuk muhitinde yaşıyan ateşli Finler, acaba, nekadar mukavemet edebilecekler? Lehistan kadar mı, yoksa daha mı az, daha mı çok? Bunu, zaman gösterecek? Muhakkak olan cihet, kuvvetler arasındaki büyük nispetsizliktir. Unutmamak lâzımdır ki Sovyet Rusyanın birkaç sınıf ihtiyatla takviye edilmiş hazar ordusu, bütün Finlandiya nüfusuna muadildir ve zamanımızın harbi, bir materiyel harbidir. Finlandiyanın nüfusu 3 milyon 800 kişidir. Memleke tin genişliği 388,000 murabba kilometredir. Sovyet Rusya ile hududlan, 1,566 kilometre uzunluğundadır. Hazarî ordusu 3 piyade tümeni, 1 süvari toğayından ibarettir. Bu kuvvet 23 piyade taburu, 2 süvari alayı, I 9 sahra bataryası, 4 hava defi bataryası, sahil topçusile beraber 22 «ığır bataryadan, 6 hudud taburundan ve I tank bölüğünden ibarettir. Son zamanlarda, bu birlikler bir miktar artırılmıştır. Finlandiyada, askerlik 17 yaşından 60 yaşına kadardır. Muvazzaflık müddeti, 330 gündür. Ordu haricinde «Vatan Muhafızları» teşkilâtı vardır ki mevcudu 100,000 kişidir. Hazarî ordunun bütün mevcudu 30,000 kadardır. Seferî ordunun 25 sınıfı talim ve terbiye görmüştür. Her sınıf vasatî 21,000 kişi tutar. Fin A landiyanın 150 kadar tayyaresi ve 6 tayyare üssü vardır. Fin donanması 3900 tonluk 4 er tane 254 lük topla mücehhez 2 küçük sahil muhafızı zırhlı, 5 denizaltı gemisi, 4 gambot, 8 mayin dökücü, 19 mayin tarayıcı ile 7 hücum botundan ve sair yardımcı gemilerden ibanettir. Lottas adındaki cemiyete mensub 100,000 genc kadın, yalnız cephe gerisinde değil, icabında cephede de hizmete hazırdır. Alman kaynaklan Finlandiyanın harbde 300,000 asker çıkaracağını hesab ediyorlar. Bu yekunu 500,000 olarak da kabul etsek karşısındaki Kızılordu ile raukayese bile edilemez. Asker, tayyare ve tank bakımından nispet kabul etmez bir surette üstün olan Sovyetler, Finlandiyayı ezeceklerdir. Fakat Fin milleti, istiklâlini herhalde pahalıya satmağa az metmiş görünüyor. Bu takdirde, muhakkak «kahraman millet» olarak tarihe geçecektir. ı f Daladye'nin Türkiye hakkındaki sözleri") Londra 1 (a.a.) Bu sabah Kral, Kraliyet meclisine riyaset etmiş ve bu meclisin içtimaı esnasında 22 yaşındaki efradı silâh altına davet eden kararna meyi imzalamıştır. Mecburî askerlik kanununun meriyete girdiği tarihtenberi silâh aitına davet edilen sımflann üçüncü8Ü, bunlardır. n de teşvik eylemek istemişlerdir. Ankara paktı hiçbir memleketin emniyet veya menfaati aleyhine müteveccih değildir. Ankara paktmın üç büyük milleti, aralarındaki ideal birliğini manevî sahada teyid eylemek ve emniyetlerinin Doktorlann raporunda da, Vekâletin müdafaasım tensik etmeği mümkün kılakararında da bana hayret ve hüzün vercak müessir bir istinad noktası vermişlermiyen bir tek nokta göremiyorum. Yaldir.» Daladye'nin natka nız pedagoji değil, beynin hıfîissıhhası Butlerin sözleri Parİ3 1 (a.a.) Havas ajansı tebliğ bakımından da, günün bütün dersîerini oLondra 1 (a.a.) Hariciye müsteşa nar dakika süren kısa teneffüs fasılalarüe ediyor: Başvekil Daladye, dün Meb'usan mec n Butler, Avam Kamarasında Türkiye çocuğun kafasına tıkan bir metod, batıllalisin de söylediği bir nutukta, 19 teşrini hakkmda aşağıdaki beyanatta bulunmuş rın batılıdır. Yeni pedagoji, çocuğun sıhevvelde Ankarada Fransa, Ingiltere ve tur: hatine olduğu kadar tedrisine ve terbi« Kendisile bir anlaşma îmzalamıs, yesine de zıd olan klâsik programlann Türkiye arasında imzalanan muahedenin kuvvetini ehemmiyetle kaydetmiş, bu su olduğumuz Türkiyenin hayatî ehemmiye yükünü hafifletmeğe doğru koşarken, retle Türk milletinin garb demokrasîlerile tini her halde kabul edersiniz. Bu sebeb Türk doktorlaruıuı ve Türk maarifçileribirleşmiş oldugunu söylemig ve demijtir den dolayı, Türkiye Hariciye genel sek nin buna taban tabana zıd bir kararda itreteri Numan Menemencioğlu ile arka tifak etmelerine ne şaşmamak, ne de yanki: « Iradeleri ve iyi görüşlerile en sa daşlannın Londrayı ziyaretini büyük bir mamak kabil! Teneffüslerin on dakikadan mim! tebcillerimize hak kazanan Türk tehalükle selâmlarız. Kendilerile, iki on beşe ve aradaki 20 dakikalık teneffüdevlet adamlan, bu anlaşmalan bîzimle memleket arasında imzalanmıs »ıkı itti sün yarım saate çıkarılması da, çocuğu akdetmek auretile hem Balkan Avrupa fcktan doğan siyasî ve iktııadî meselele her gün öğleden evvel müthiş bir beyin sında sulhun muhafazaaı için bize mü ri görüşeceğiz. Umid ediyoruz ki görüj sürmönajına sürükleyen bu metodun şidessir «urette yardım etmek hem de An melerimizin neticesinde Türk Ingiliz ti detini tadile kâfi gelemez. kara muahedesini imzalayan üç devlete caretinin malik olmaaı icab edea hacmi Doktorlann raporile bugün tatbik edian'anevî bir dostluğun bağladığı mem elde etmesine halen mâni olan engeller len şekil arasındaki fark üstünde ısrara Fransız edebiyatında, buna da misal leketleri bitaraflık ve istiklâl siyasetlerin ortadan kaldınlacaktır.» ne lüzum var? Her ikisi de, hem fızıyoteşkil edecek hayli jahsiyetler vardır. < "imlllJIIUIIIIIIllllllllllllllllIIIIIIIIIIIIIllllllllllllNllluıımu « loji, hem de pedagoji bakımından yanlıs. Voltaire'e hücum edenler arasında Fre" \ Dünya maarifinde en ileri ve en geri büron kadar bile dirayet gösteremiyenler tün memleketlerin yüzde doksan bejinde olmuştur. tatbik edilmiyen bir usulü, zateıı keşmeBizim edebiyatımızda ise, bunun ilk örkeş içinde yüzen Maarifimize sokarak nineğini Şahabeddin Süleyman vcrdi. Vazamsızhğı ve utikrarsızhğı arttırmanm makıâ fecriâti şairleri, bajta Ahmed Haşim nası ne? Mektebler, bugün, öğleden sonolduğu halde, Tahsin Nahidin «Ruhu bi ra birer havradır. Ne müzakereıi ve ne kayd» adlı eserinin intişarı münasebetile mütaleası! Seksen yüz kisilik sınıfları bir Servetifünun şairlerine hücum ederek kenaraya dolduran ve başlarına, yükile beAnkara 1 (Telefonla) tstanbul raber yorgunluğu da artmış dalgm bir öğ dilerinden evvelki şöhretleri red ve inkâr Moskova, 1 (a.a.) Tat ajansı bilBelediyesi Kooperatifinin Ankara retmeni değnekçi gibi koyan bir metod, ettiler. Fakat mensub olduklan edebî diriyor: Pravda gazetesi muhabiri, Staya satılmak üzere gönderdiği 1000 öğleden sonra mekteblerde hanîtıdan, zümrenin faaliyetine yol açmak için yapılan bu hücumlan bir tarafa bırakacak oline şu auali »ormuştur: tenek© yağın Ankara Belediyesince güniltüden başka ne istihsal eder? lursak, sırf şöhret temin etmek için red satışı menedilmiştir. Bu yağların «19 ağustosta, sözde Politbüroda söySamimî olalım ve hatayı anlayalım. ve inkâra geçenlerin başında Şahabeddin (Rafine yemeklik yağ) olarak Sıhlenen cStalin'in nutku» na ve bu nutukta hiye Vekâletinden izin alındığı an Bu sistem, hele Türkiye için, yüıde yüz Süleymanı görürüz. " '«muharib taraflann tamamen mahvedilla$ılmış, fakat üzerlerinde sadeyağ kötüdür. GUnün birinde bumın böyle olO istidadh bir gencdi. Fakat ihtirasi meleri için, harb kabil olduğu kadar uzaetiketi bulunduğu görülmüş. An duğu anlaşılacak; bizim bütün hassasiehliyetinden çok fazla idi. Meruur ^iirlemahdır> denildigine dair olarak Havas kara Belediyesince yapılan tahlil yetimîz, gecikmesinden korktuğurr.uz bir ajansı tarafından verilen haberi Stalin na lerde de mahlutiyeti göriUdüğUnden idrakin kaybettireceği zamanı mcmlekete rile tekellüml hikâyelerinin istediği çöhreti yapamıyacağıni anlayınca, al'cış topsı 1 karşılıyorî» «ehrimizde satışı menedilmiştir. kazandırmak içindir. On altı senede on lamak için sahne eserleri yazdı. Hatta eStalin, aşağıdaki cevabı gondermistir: alb vekil tanıyan bir Vekâletin is'erinde zamanın, artık maarif kadar kıymetli bir « Havas ajansının bu haberi, habercevher oldugunu anlamalıyız. Eeklemelerinin pek çoğu gibi, yolandır. Bu yalağe takatimiz kalmadı. nm, hangi çalgılı kahvede uydurulduğu(Başmakaleden devam) nu elbette bilemem. Havaa ajansı erkânı PEYAMt SAFA çatıp durmasının kendisine hangi menfaîstedikleri kadar yalan söylesinler, ne de Not. Dün «Yeni Türk» mecmuası atı temin edeceğini bir türlü havsalamız olsa inkâr edemezler ki: için yazdığım fıkradan sonra öğrendim ki almıyor. Hatta bu komşumuzu bütün isa Franaa ile Ingiltereye taarruz eEminönü Halkevinin güzide başkanı Agâh ttklerinde hakh görsek ve onlann bir den Almanya değil, belki Almanyaya taSırn Levend de taraamile benim gibi dü gün yerine getirileceğini umsak bile. £arruz edip, bugünkü harbin mea'uliyetişünüyormuş ve bahsettiğim çirkinlikler, ğer diğer milletler Avrupayı istilâ etmek ni üzerlerine alanlar, lngiltere ile Franaadeğerli arkadaşımızm Avrupada bulun istidadındaki tehlikeden zarar görürlerse dır, Ankara, 1 (Telefonla) Devlet De duğu zamana raslamış. Kendisi bu seyaBulgaristanın o kadar kıskanclıkla sarılı b Muhasamat basiadıktan sonra Al miryollan ve Limanlan Ifletme Umum hatinden dönünce o neşriyatın devamına bulunduğu istiklâlini muhafazaya imkân tnanya, Fransaya Ve lngiltereye sulh tek Müdürlüğünün 1935 yılı hesabı kat'isine da mâni olmuş. Mecmuanın neşrile, çok za kalmıyacağı muhakkak olduğu için. Balliflerinde bulunmuş ve Sovyetler Birliği, aid mutabakat beyannamesinin sunuldu mandanberi, Halkevi baçkanı değil, dil, kan yarımadasında bu hakikati en iyi ve Almanyanm sulh teklifine açıkça zahir ol ğuna dair Divanı Muhasebat tezkeresile tarih ve edebiyat encümeni meşgul oldu çok derin kavrayan devlet adamlarından muştur. Çünkü Sovyetler Birliği, harb ça bu hesabı kat'iye dair kanun lâyihan bu ğu için, aeviyeye aid tenkidlerimin bu en biri bizzat Bulgar Başvekil ve Hariciye buk durdurulursa, bütün memleketlerin günkü Büyük Millet Meclisinde hararetli cümendeki arkadaşlar tarafından ayrıca Nazın Köseivanof tur. Ve bütün milletlerin vaziyeti, cezrî surette müzakerlere yol açtı. Mümtaz ökmenin dikkate almacağını da umanm. P. S. Bu bakımdan ayni mülâhazaları Rudüzeleceği kanatinde idi ve gene o kana mutabakat beyannamelerinin gecikmesi manya için de ileri sürmek mümkündür. attedir. dolayısile bîr sual üzerine Divant MuhaAncak bu komşu kavgalarile vakit geçiren Balkanlı memleketlerin tehlikeyi göc Gerek Almanyanm aulh telkifle sebat Reisi Seyfi teahhüre sebeb olan zarerek ya çabuk anlaşmalannı veya ihtitini, gerek harbin sür'atle neticelenmesi ruretleri izah etti. Bu mevzu üzerinde Falpflannın hallini ileriye bırakarak şimdi ni temin maksadile Sovyetler Birliği tara ik Baysal, Hasan Fehmi, mütalcalannı müstacel zanıretler önünde müşterek tefından yapılan teşebbüsleri, Ingiliz ve söylediler. Bu mütalealar sırasmda tftşkilâdafüî tedbirler almakta gecikmemeleri Fransız zimamdarları, huşunetle reddet tı esasiye kanununun mutabkat beyannaLondra 1 (a.a.) Hariciye Nazın elzemdir. mişlerdir. Vaziyet bundan ibarettir. Havas mesinin 6 ay zarfında aunulması hakkınajansının çalgılı kahve politikacıları bu daki hükmüne rağmen tatbikatta bu hük Lord Halifaks, dün Numan MenemenciAlâkadarlann bu lüzumu anlamakta vakıâlara karfi ne diyebilirler?» mün icrasına imkân bulunmadığı bahsi ü oğlu şerefine Carlton'da bir öğle ziyafeti nekadar realist olabileceklerini bilmiyovermijtir. Davetliler araamda Türkiye ruz. Fakat Balkan Antantı devletleri olSöz alan Kütahyada ve Trabzonda zerinde münakşa yapıldı. kanunurunFeri büyük elçisi, Ticaret Nazırı Cadogan ve sun kendi aralanndaki teşekkülü Balkandun Fikri, teşkilâtı esasiye metanmmış Fransız muharriri Paul Morand lar dışından gelebilecek tehlikelere karşı pasif korunma tecrübesi tanet ve salâbetini muhafaza için îşleri ona da bulunmuştur. müşterek bir müdafaaya doğru tevsi etKütahya 1 (a.a.) Dün burada tay uydurmak icab ettiğini, herhangî bir vesile Reuter, Lord Halifaks'ın Numan Me meleri geçirmekte olduğumuz fevkalâde yare hücumlarına karşı pasif korunma ile teşkilâtı esasiyeyi değiştirmeji düşün nemencioğluna gayet iltifatkâr hareketizamanlann gösterdiği değil, emrettiği biı tecrübesi yapılmıj, bu tecrübeye birçok menin fena bir istikamete yol açacağıni nin bilhassa nazarı dikkati celbettiğini zarurettir. Dört Balkan devleti lâakal bO tayyareler iştirak etmîatir. Garb ve cenub söyledi. Mümtaz Ökmen, teşkilâtı esasi kaydetmektedir. milyonluk bir nüfus temBİİ ediyorlar. istikametlerinden tayyarelerin gelişi Tav yenin bu işe aid hükmünde bir sakatlık Kendilerini sağlam bir ittifakla yekdiğerfanlı kazasile Aslanapa nahiyesindeki varsa aksaklığı izale etmenin Meclisin va Dahiliye Vekilinin Mersinde lerine sımsıkı bağlarlarsa bu devletlerir hava haber verme poatalanndan pasif zifelerinden oldugunu kaydetti. Hasan yaptığı tetkikler mecmuu başlıbaşına büyük devlet sayılakorunma merkezi olan emniyet âmirliği Fehmi, teşkilâtı esasiyede değişmez ana Mersin 1 (a.a.) Şehrimizde bu cak bir manzara arzeder. 1le telefonla bildirilnıesi üzerine saat prensipin cumhuriyet oldugunu, diğer bir lunmakta olan Dahiliye Vekili Faik Öz14,13 te alarm îşareti verilmiş ve halk Dört devletin ittifakı yalnız tedafüî takım hükümlerin zaruretlerle ve ihtiyac trak dün Devlet Demiryolları fidanlığını, derhal hususî ve umumî sığınaklanna ilmahiyeti haiz olacağı için buna kimsenin larla değiştirilebileceğini, nitekim de de kız ve erkek orta okullarını. gümrük daitica eylemiştir. Tecrübe muvaffakiyetle diyebileceği söz yoktur. Büyük bir devğiştirlmiş oldugunu ve mutabakat beyan raesini, umumî mağazalar tarafından inşa» let hüküm ve manzarasmdaki böyle bir neticelenmiştir. namesinin Meclise altı ay yerine bİT aene atı ikmal edilen depdları, içme su tesisa ittifak heyetinin diğer bazı büyük devletTrabzonda de Verilme8İ zaruretlere daha uygunsa t;nı, asrî mezarlığı, bazı portakal ve man lerle ayni tedafüî mahiyetli anlaşmalar Trabzon 1 (a.a.) Dün saat 11,40 böyle bir tadilin memleketin ana prensip dalina bahçelerini, Ziraat Vekâleti niimu yapabüeecği ve böylelikle daha ziyade ta verilen isaretler üzerine şehrimzide ya lerinden hiçbirinin değiştirlmesi mahiye ne fidanlığını gezmişler ve buralarda in kuvvetleneceği şüphesızdir. nm saat süren paaif korunma tecrübesi tinde olamıyacagını anlatı. Müzakerenin celemelerde bulunmuşlardır. Doğrusu istenilirse gelişigüzel tecavüzDahiliye Vekili öğleden sonra şehri yapılmıştır. kifayeti takriri verildi. Feridun Fikri, taîtmizden ayrılmış ve istasyonda gelişlerin leri tasvib etmeyen ve bugünkü harbin Samsun kaza Parti kongresi ririn aleyhinde söz alarak teşkilâtı esasi de olduğu gibi büyük tezahüratla uğur haricinde bulunan bütün Avrupa devletyenin hiçbir hükmü değişmez demediğini, lanmışlardır. lerinin uzaktan yakmdan biribirlerini tukapandı sadece her hangi bir hâdise karşıstnda ilk tan müşterek gayretleri tesis olunmak îngiliz maliye müsteşarı Samaun I (a.a.) İki gündür top akla gelen seyin zorluklardan yılarak tRşicab eder. Fakat cereyan eden ahval karlantı halinde bulunan Samsun merkez ka kilâtı esasîyeyi degiştirmek olmamasını arşisında böyle dagınık devletlerin filî teBelgradda za Parti kongresi dün meaaisini ikmal et zu ettiğini, zira teşkilâtı esasiyenin müssanüdünü kurmak kısa zamana sığdınEelgrad 1 (a.a.) Ingıltere maliye miştir. Kongrede Partinin banisi Ebedî takbel nesillere vereceğimiz mukaddcs müsteşarı Nikson, Yugoslav Ticaret Na lacak işlerden sayılmayabilir. Şefin yüksek hatıraamı taziz ve Millî ŞeBalkan yarımadasmdaki devletler îçin vedia oldugunu söyledi. Neticede madde zın tarafından bugün kabul edilmiştır. fe ve Parti büyüklerine aarsılmaz bağlılıBelgraddaki siyasî mehafü Nikson'ım olsun vaziyet böyle değildir. Bunların ğın arzı. samimî tezahürata veaile olmus lere geçildi. Kanun kabul edüiL Meclis vazifesi hakkmda sıkı bir ketumiyet! müştereken korunacak istiklâl ve tamapazartesi günü toplanacaktır tur. muhafaza eylemektedir. ' miyetleri hesabma tamamile tedafüî ma Staline göre Almanya sulhcudur Istanbul Belediye Koo peratifi yağlarının An Havas ajansının neşriyatı karada satışı menedildi Rusların asabını bozmuş.. Demiryohı 1935 hesabı kat'isi Avrupa ve Balkanlar Süleyman Tevfiğin cenaze merasimi Vukuu vefatını teessürle kaydettiğimiz Istanbul matbuatının emektarı Süleyman Tevfiğin cenazesi, dün öğle üzeri Topkapıdaki evinden kaldırılarak Ahmedpaşa camiinde namazı kılındıktan sonra Merkezefendideki Asrî mezarlığa defnedilmiştir. Cenazede Belediyeyi temsilen Fatih kaymakamı Rebii ile lstanbul Basın Birliği reis ve azaları, kitabcıların mümessilleri, gazeteciler ve merhumun dostları hazır bulunmuşlardır. Cenazenin önünde Basın Birliğinin en genc azası elinde Süleyman Tevfiğin resmini taşımış, Belediye ve Basm Birliği çelenkler göndermişlerdir. Merhum ebedî istirahatgâhına defnedildikten sonra Basın Birliği azasından bir zat merhumun hayatı hakkmda bir hitabede bulunmuştur. 1 No.lı iskân mıntakasmda oturanlaı Bunların topraklandırılması hakkındaki talimatname çıktı Ankara 1 (Telefonla) ötedenberi 1 numaralı iskân mmtakasında oturan aşiret ferdlerile bu mıntakanın asıl ahalisinden olan veya her hangi bir suretle yerleşmek maksadile bu mıntakaya gelmiş bulunan topraksız ve az topraklı çiftçilerin Hazineye aid topraklardan verilmek suretile toprağa bağlanmalan işinin tatbik şeklini ve toprağın nerelerden meccanen verileceğini gösterir talimatname Vekiller Heyetince tasdik edildi. Bu talimatname ile dili türkçe olmıyan aşiret ferdlerinin yeniden yerleşmesi memnu olan sahaları da tespit etraektedirBu arada Diyarbakır vilâyetinin Sallar istasyonundan başlıyarak Diyarbakır, Bismil, Beşiri, Kurtalan, Baykan, Bitlis, Tat* van, Gevaş, Van ve lzalp kazalarını katederek geçen demiryolile Kurdalan istasyonundan başlıyarak Dicle vadisini takiben Irak hududuna gid^n demiryolu güzergâhı imtidadınca tarafeynindeki 20 kilometrelik sahalar, 1 No. ll mıntfkadaki birçok demiryolları güzergâhı ve gene bu arada Urfa ve Mardin vilâyetlerinin cenub hududunu teşkil eden demiryolunun Türkiye topraklarına isabet eden kısmının bütün imtidadındaki 25 kilometre derinlikteki sahalar; Suriye, Irak, lran ve Ru8 hududu boyunca olan topraklanmızın 25 kilometre derinliğindeki sahalar ve gene bu mıntakadaki bazı şosaların bütün imtidadlarınca ve güzergâhlannm tarafeyninde 15 er kilometre derinlikteki sahalar, Ercişten Tatvana kadar Vangölü sahilinin 25 kilometre şimal ve şimali garbisindeki sahalar, Muş vilâyeti hududundaki Murad nehrinden itibaren Paluya kadar Murad nehri tarafeynindeki 25 kilometrelik sahalar da vardır. Gecikme işi, Mecliste münakaşalara yol açtı Lord Halifaks'ın Numan Menemencioğlu şerefine verdiği ziyafet Ziraat Bankasının ikramiye kur'ası Ankara 1 (a.a.) Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankasının 50 lira Ve daha ziyade mevduatı bulunan tasarruf mudileri arasında üç ayda bir tevzi etmekte olduğu ikramiye kur'ası bugün banka merkezinde ikinci noter, Vali ve diğer alâkadar huzurile çekilmiştir. Kendiîerine ikramiye isabet eden mudilerden Burdurda Osman Arslanbuğa bin, Uşakta Latif Sungur bej yüz, lzmirde Ismail 250, Istanbulda Ziynet, Aydında Seyide, Kocaelide Yusuf ve Duran, Ankarada Ali Sezai Yeniay, Gaziantebde Kemal Kınoğlu, Adanada Aynühayat, lstanbulda Hikmet Egeliler, Çanakkalede Bahaed din Çilesiz, Fatsada Muammer Kutlu yüzer lira kazanmışlardır. Bunlardan başka muhtelif mahallerdeki dokson beş mudie de 20 50 lira arasında ikramiyeler isabet etmiştir. Almanyada feci bir kaza Berlin 1 (a.ft.) DortmundVihen\'est demir>olu üzerinde Kmckel geçidinde maden amelesi taşıyan bir otobüse tren çarpmış, 1 kişi ölerek 14 kişi yaralanmıştır. hiyetli «ıkı bir elbirliği tesisi kabildir. Balkanlı milletler bu imkânı ne zaman tahakkuk ettirecekler?.. Şimdiye kadar ki hareket tarzında devam ederlerse acaba bir müddet sonra geç kalmış ola~aklannı görnıekten korkmuyorlar mı?. Trabzonda istihsal edilen tütün Trabzon 1 (a.a.) Trabzon ve Pmâj tane tütün mmtakasında bu sene üç çuk milyon kilo tütün istiksal edilmiş tir. Mahsul, geçen seneye nıspeten evsaf itibarüe yüksektir. Tütün müstah sillerine hitaben Ticaret Vekilimızin radyoda yaptıkları beyanat tütün zür raını tamamen tatmin eylemiştir. YUNUS NADİ