CUMHURÎYET 30 Birindteşrfn 1939 Suadin elleri Kiraya verilen kilise! aksamkî programj O sabah Gureba hastanesinin önü gö rek ürpeıdiğim saatlerde, çoktanberi duyTuröye Radyodlfüzyon Postalan /ülmemiş şekilde kalabalıktı. Tek atlı fay madıj'Tn tatlı nasihat ve insanî sözlerle beDALGA UZUNLUĞU tonun durmadan koltuklan paket yüklü ni daima iyiye, güzele ve doğruya götii1639 m. 183 Kcs. 120 Kw. ziyaretçileri taşıyordu. Demir parmaklıklı reü bu emsalsiz kadına, sevgiden daha T. A. Q. 19,74 m. 15195 Sca. 20 Kw. T. A, P. 31,70 m9485 Kcs. 20 Kw. kapınm geniş halkalanna kollannı geçirip bü>ük ve daha manalı duygularla bağlı asılı duran mahzun çocuklar, siyah çar bulunuyordum. Hastaneye yattığım gün7,30 lstasyonun açılışı (muhtellf dillerde), İstiklâl marşı 735 müziJt (sabah müziğl neşşafh kadınlar ve genc kızlar kapınm açıl denberı kendimde garib bir hal müşahede ell plâk) 8 saat ayan ve ajans haberleri 8,20 masım bekliyorlardı. Renk renk çiçeklerle etmeğe başlamıştım. Eskiden sabahlan umüzlk (plâk) 8,45 müterakki memleketlerde cemiyetler ve Türkiye Çucuk Esirgeme turumu Kumkapı Ermeni kiliselerî mütevellileve çimen tarhlarile geniş bir park haline yandığım zaman yorganı üzerimden atılmevzulu konuşma (Türk Çocuk Esirgeme kuHolivud'dan yazıhyor: mış bulduğum halde, şimdi sımsıkı sanlı ri heyet halinde idarehanemizi ziyagetirilmis olan bahçenin, çakıl taşlarla dörumu umuml merkez reisi ve KırklareÜ meb'uWarner biraderler kumapnyası Mir su Bay Dr. Fuad Umay tarafından) 9 son şeli yollarından telâşlı telâşlı geçip giden uyanıyordum. Bu hal, bir kaç gün bö'yle ret ederek, Patrikhanenin karşısmda bu12,30 lstasyonun açüışı (muhteliı dillerle). İs yam Hopkins ile Bette Davis'in başıol kar gibi beyaz elbiseli ve kırmızı yüzlü ce cWam etti. Geceleri uykumun en derin lunan ve ayda otuz lira ücretle bir Yatiklâl marşı 12,40 ajans haberleri 13 Turk lerini oynayacaklan «İhtiyar kız» filmini müzıtl 13,45 Cumhuriyet gümrükçülıiğu ve hemşireler, insanda sevimli bir illetle bu noktasına vardığım bir saatte sevgili has hudi tüccanna kiraya verilen kilise hakİnhisarlar idaresinin karakteri mevzulu tonuşçevirmek için hazırlıkîara başladığı vakit tabakıcı sessizce odama gelip, haberim ol kında izahat vermişlerdir. hastaneye diişmek arzusunu uyandınyorma (G. ve İ. V. ekonomik işleri müdürü Celâburadaki bazı tecrübelı kimseler: det Barbarosotlu tarafmdan) 14 müzılc du. Evet hasta olmak... Bembeyaz yatak madan beni sıkı sıkı örtüyordu. MerakıMütevelliler, kiraya verilen binanın (plâk) 14,30 millt iktısad ve tasarruf mev Eyvah, dediler, bu eserin tamammı ıiîle etmek için vaziyeti kendisine sor kilise olmadığını, 40 senedenberi metruk lann içine gömülüp, şu kasvetli sonbahar zulu konferans (Mardin meb'usu Bay Rıza ErIanamıyacağına biz şimdiden sened veriten tarafından) 14,45 müzik (plâk) 15 Begününde derin düşüncelere dalmak... Şe duğum vakit, gülerek ve sadece : olduğunu, Umumî Harbdenberi muhacirledlye ve köy kalkınması mevzulu konferans riz. Çünkü Miryam Hopkins çok huysuz Ben örtmüyorum! diyordu. hirdek» bitmez, tükenmez otomobil, tramlere tahsis edildiğini, mukavelenamenin (Dahiliye Vek&leti mahallî idareler şube müve geçimsiz artisttir. Bette Davis ise mütdürlerlnden Bay Bana Koldaş) 15.15 son ve Bir £İ3n tamamen uykusuz kalmağı gö feshi için halk tarafından hiçbir teşebvay, fabrika ve insan gürültülerinin uzaİstiklâl marşı 17 lstasyonun açılışı (rouhtelif hiş mağrur ve mütehakkim bir tiptir. Dağında, şefkatli hemşirelerin insana haki ze alarak, geceleri beni habersiz örten giz büs yapılmadığını, bilâkis halkm fevka ha ilk sahnede muhakkak ki saç saça, dillerle), tstiklâl marşı 17,10 müzlk (Riyaseticumhur bandosu marşlar) 18 ajans ha kî bir ana veya bir kardeş gibi uzattıklan li eli yakalamak arzusuna kapıldım. Ve lâde memnun olduğunu ve kendilerini baş başa gelecekler!. berlerl v^. 18,20 Cumhuriyet devrinde zıraat tanveri ağanncaya kadar kapınm açılma tebrik ettiğini, bir Ermeni tüccannın bir serin ellerini yanan alınlarda hissetmek... çauşmalan ve feyizli eserleri mevzulu konuş Bu düşünce sade sözde kalmadı, ga ma (Ziraat V. mütehassıs müşaviri Say Rahml Kap nm dışmdan hastanenin bahçesini ve sını bek'edim. Fakat o gece ne kapı açıldı senelik kira bedeli olan 360 lirayı tediÖke tarafından) 18,35 Türk müziği (Tuna zete sütunlarına da intikal etti. Miryam medhalini seyredenlerin duyduğu en kuv ve ne de üstümü örten bulundu. Ertesi ye etmek istediğinden haberleri olmadığıboyu, köçek ve rniııt havalar) 19,35 Türk HaHopkins gazeteleri okur okumaz: va kurumunun 14 yıllık çalışması mevzulu koE Ü bahrede dolaşırken Suade tesadüf ni ve bu zab tanımadıklannı söylemişlerCn vetli arzu bu idi. Uzun servi ağaclarınm nuşma (Türk Hava kurumu umuml merkezl İftira, dedi, niçin bana bu türlü isJ ettim. Ve tekrar merakla sordum: üzeri e titreyip duran cılız sonbahar güdir. relsi ve Erzurum meb'usu Bay Şükrü Koçalc nadlarda bulunuyorlar bilmem?. Fakat tarafından) 19,50 Türk müziğl 20,15 Cum Bu gece beni neden örtmediniz? neşi, harab kaldırımlarda sürünen solgun Halbuki, bizim yaptığımız tahkikata şom ağızlıların bu dedikoduları bana bir huriyet devrtnde ticaretln karakterS mevzulu Ne münasebet! yapriîc'ar ve bütün bir hazin kışın yaklaşkonuşma (thracatı teşkilâtlandınna müdürü göre vaziyet şudur: fikir ilham etti. Filmimiz için güzel bir Bay Servet Berkln tarafından) 21 müzik (küMiryam Hopkins «thtiyar Canım niçin saklıyorsunuz? Her getığını habeı veren ince bir rüzgâr, kapıda çük orkestra) 22 ajans haberleri TA 22,20 Bir Yahudi tüccanna kiraya verilen reklâm olur.. kız » filminde bekleyen'trin hepsinde tatlı bir nezle ve ce beni örten siz değil misiniz? müzlk (cazband plâk) 23,30 son ve İstikHemen kalkıp Bette Davis'in locasına kilise alelâde bir bina olmayıp, Patrikhalâl marşı. Size yalan söylemeğe mecbur deyahud grip uygusuna dalmak isteğini yaMiryam Hopkins geçen gün bütün gane kilisesine taş duvarla bağlı tarihî kıy gitti. Aksesuarcıyı çağırdı: ğilim her halde... şatıyordu. Bize iki çift boks eldivenî getirin! zetecileri çağırarak şu beyanatta bulunmeti haiz bir kilisedir. Kilisenin 40 sene Öyle ise kim örtüyor? Osmanh Bankası Nihayet demir kapılar ardına kadar aEmrini verdi. Fotoğrafçı iki kadın du: denberi metruk ve istimal edilemez bir Nöbetçi hemşireler... İLÂN çıldı. Bir saattenberi kapınm önünde bek Benim geçimsiz ve huysuz oldu halde bulunmadığı, Harbi Umumiden san'atkâr biribirlerine hamle ediyorlar Osmanlı Bankası Galata idare mer Siz dün nöbetçi değil miydiniz? leyen yüze yakm ziyaretçi, uykulu ve mah ğumu söyliyenlerin insaf edip bir kere sonra diğer birçok kiliseler gibi, muha mış gibi resim aldı ve bu resimler birçok kezüe Yenicami ve Beyoğlu şubelerf Kayır, dün ben mezundum. zun nazarlarla çakıl taşlı yoldan yürüyüp cirlerin ikametine tahsis edilmiş olmasi mecmualarda çıkb. Evet Miryam, i.şi a kocama müracaat etmeleri ve karakteri veznelerile kiralık kasa daireleri, 1 son Onun için beni örten olmadı. geçtiler. Önde çocuklar, arkada genc kızlaya vurmuştu. Çok hâklı olduğunu da me aid ondan malumat almalan icab et teşriıı 939 çarşamba gününden itibaren le sabittir. Eskiden ben örtmüyordum ki... lar, en sonda da ihtiyar kadınlar vardı. zaman ispat etti. Çünkü filim gürültüsüz mez miydi? Mayerling ve saire gibi bü diğer bir iş'ara kadar aşağıda yazüı saKilisenin kiraya verilmesinden muğber Ben dt bu ümidsiz kafilenin en son Sizi yakalarsam tertib ettiğim bir cepatırtısız bitti ve bugünlerde gösterilme yük filimlerin yaratıcısı Anatole Litvak atlerde açık bulunacaklardın olan halk, hem Patrik nezdinde teşebbüsmangasmda kuzenimin omzuna dayana zan7 var. ğe başlandı. Demek ki Miryam burada acaba tasvir ettikleri şekilde bir allahın Vezne saatleri: lerde bulunmuş, hem de İstanbul Vilâye Nedir o ceza? dayana ilerliyordum. Önümüzde çıkılması cidden yanlış anlaşılmış bir artisttir. O belâsı cadı ile geçinebilir miydi? iki se Saat 9,30 dan saat 15 e kadar adi güntine istida ile müracaat ederek mukavele Ellerinizden öpeceğim! icab eden kırk basamak mermer bir mernun bazı filimlerde hilekâr ve kavgacı nelik evlilik hayatımızda aramızda en ler. nin feshini istemiştir. îstanbul Vilâyetine diven vardı. Koyu yeşil sarmaşıklann getiplerini temsil etmesi hakında bu hük küçük bir ihtilâf bile çıkmamıştır. Mua Saat 9,30 dan saat 11,30 a kadar cuverilen istida derhal muameleye konmuş *** niş bir kostüm gibi sardığı beyaz taşlar, mün verilmesinde amil olan esaslardan nzlanma iyi huyluluğuma en büyük de martesi günlerL Kiralık kasa dairesi saatleri Bu görüşmeden sonra üç gün üstüste ve aidiyeti cihetile Belediyeye havale e biridir belki.. Nitekim hâlâ bu dakikada bahçenin tam ortasındaki berrak havuz ve lil olmak üzere bunu göstermekle onlan Saat 9 dan saat 16,30 a kadar adi günuykun? kalarak Suadin gelip beni örtme dilmiştir. Müsted'ilere Belediyeler nizam o isnadlann altında kalmaktan korkan kameryalar. Bir aralık kuzenime sordum: habtetmiş olmuyor muyum? ler. sini bokîedim. Fakat, garibdir, odamm ka namesi mucibince ibadethanelerin ticaret Buıası hastane mi Allah aşkına? Saat 9 dan saat 12,45 e kadar cumarhane haline getirilemiyeceği beyan edilpısını gene kimsecikler açmadı. TabiîL tesi günleri. Geceleri beklemekten uykusuz kaldı miştir. Bi' ne kadar güzel bahçe böyle... ğmı için gündüzleri uyuyordum. Bir öğ Mukavelenin feshini temin için bir se Çck mu beğendin? HALK OPERETI Çok demek var mı... Cennet bahçe le üzer'. yarı uyku halinde iken kapımın nelik kira bedelini defaten vermek istiyen Bugun matine 16 da yavaşcft aralandığını duydum. Her zaErmeni tüccanna gelince, bu zatın Galasi gibi bir şey. Yalnız melekler yok! •Jr Amerikan artistlerinden Carrol "^T Joan Crawford'un eski kocası akşam 9 da Nasıl yok. Beyaz elbiseli hastaba manki gibi, yalandan üzerimdeki yorga tada, Mahmudiye caddesinde, mağazası Naish isminde bir aktör beyaz perdede Franchot Tone bir müddettenberi sine Kadınlann Beğendiği kıukr, hemşireler, akşam üzeri kameri nı fırlütmıştım. Meçhul bir elin bana doğ bulunan tanınmış tüccarlardan Mığırdıç ölmek rekorunu kırmıştır. Çünkü bu ar madan çekilmişti. Broadvvay'da piyes Yazan: yelerin etrafında dolaştıklan zaman... ha ru yakltştjğını hissederek gözlerimi aç Beyazcıyan olduğu anlaşılmıştır. tist hemen her zaman gangster rolünü oy temsil ediyordu. Son hafta zarfında HoMahmud Yesari tım. vuzlar... çiçekler... Ermeni Patriği Piskoposu Naroyan, nar. Şu son alb ay zarfında yapılan livud'a dönmüş gelmiş ve çevireceği y«*ni ŞEHZADEBAŞl *** Suadin beyaz elleri yorganımı topluyor bu hususta kendisinden malumat rica e «Hotel ImperiaK>. «Alcatraz firarisi», bir filim için hazırhk'ta bulunmaya bajiaTURAN TİYATROSU Kuzenimin delâletile yattığım bu has du Bir aralık: mıştır. den bir arkadaşımıza şunları söylemiştir: «Kaçakçılar», «Çingtavn kralı», «MeşGündüz ve gece tan^^e fazlasile üşüttüğüm ciğerlerimi beş Yakaladım! diye bağırdun. Jf Stokowskl ile arası açılmıç oîan Patriğin beyanatı um kadmın kokasu» fîlimlerinde hep hain San'atkâr Naşid ve gün zarîında iyi etmişlerdi. Artık tatlı ve Genc kadmın pembe yüzü bir anda Greta Garbo yeni bir sevgi peşinde kos« Mütevelli heyetinin bu karanndan adam vazifelerini yapmış ve eserlerin soarkadaşları zaidrsız hastalığımın kendine göre sevimli küî giri olmuştu. Yataktan doğrularak: maya başiamışhr. Isveçli artist bir gün Okuyucu Semiha ve resmen malumaümız yoktu. Hâdiseyi ga nunda senaryo icabı dünyasmı değiştir bir nekahat devresi başlamıştı. Sabahlan mensub olduğu fiîim şirketinin koridor Ellerinizi veriniz muhakkak öpeceMişel varyetesi, zetelerden öğrendik ve kendilerini davet mek mecburiyetinde kalmıştır. güneslemek üzere, etrafı kameriyeli havu ğim! diye mırıldandım. O, hem kapıya lanndan geçerken orada misafirlere delâhokkabaz (Pankari)" •Jr Almanlann «Senin teyzen, benim le izahat istedik. 60 parça akaretleri olzun kenarmda tüy kadar hafif hissettiğim dogru koşuyor ve hem d e : let etmekte olan bir rehbere rasgelmiş ve Sinemada iki büyük filim birden Bay duğunu, fakat senelerdenberi vergi vere teyzem!» isminde vücude getirecekleri yıldınmla vurulmuşa dönerek anide âşık Çetin, Uçan adamlar diyannda ve Mavücurlümü sonsuz bir huzur içinde dolaş Ne münasebet, cezamı geceleri yamedikleri için akarete haciz konmuş bu filmin başrollerini Ralph Arthur Ro olmuştur. brnordum. Bir kaç gün evvel tam bir iş kaladığınız zaman tatbik edecektiniz! diyerlinğ Faciası. lunduğunu, bütçedeki açığı kapatmak için berts, Rudi Godden ve Olly Holzmann tiha iie okumağa başladığım güzel bir ro yoıdu Baki SÜHA kiliseyi kiraya vermekten başka çareleri temsil edeceklerdir. manı yanda bıraktım. Çünkü on beş gün kalmadığını söylediler. Buna mâni oldu•Jt Zarah Lebnder, Almanyada çe emsalsi» bir zevk ve hayranlık içinde yatğumuz takdirde istifa edeceklerini ilâve Londrada 6 ay, Parisde 8 ay gosterilen ve elyevm Amerikada ÖLÜM virmekte olduğu «Çöl şarkısı» ismindeki tığım bu hastaneden anneme uzun mekettiler. 103 sinemada birden gösterilmekte olan t"bîar jazmağa başlamışbm. Bu mektub Kabataş Ömeravni camii imamı Hafilmini bitirmiş ve bir müddet dinlenmek Bilâhare mukavelenin imzalandığını üzere memleketi olan îsveçe gitmiştir. lann ekserisini bir kardeş gibi sevdiğim fız Ali müptelâ olduğu hastahktan kurhastabakıcı Suadle birlikte yazıyorduk. tulamıyarak dün sabaha karşı gözlerini haber aldık. "4f Berlinde «Gölge» isminde yeni bir Hatta cümlelerin yüzde seksenini o vü ebedî hayata kapamıştır. Cenazesi buBu hareketi kat'iyyen doğru bulmu filim çevrilmektedir. Bu eserde başrolleri cude getiriyordu. Üç dört gün içinde bü gün öğle namazmı müteakib mezkur yor, kiliseyi kiraya vermekten kurtaracak Victoria von Ballasko, Carl Raddatz ile ( Stella Dallas ) tün hoatımı anlayan bu kadma en gizli camiden kaldınlarak Ortaköy mezarlı bir hal çaresi bulunacağını ümid ediyo Ursula Grabley ve Heinz Engelmann Fransızca sözlü emsalsiz Filminin büyük yıldızlandır. derâlerimı anlatmıştım. Zaten günlerden ğma defnedilecektir. Mevlâ rahmet ey rum. Bir tüccarın bu maksad için 360 li oynamaktadırlzr. büyük bir maşukanın feci romanı btn V ir dost bulup konuşmak, ondan uzun liye. ra tahsis etmiş olması, meselenin hallini *** •seiiiler istemek ve garib maceralanmın kolaylaştıracaktır.» Birinci Ferik merhum Hakkı Paşa bir nuhasebesini yapmak istiyordum. SuRAŞÎD RIZA ad iJrr.de birike birike durgun büyük bir oğlu piyade binbaşıhğmdan emekli sabık İstanbul îskân müdürü Bay Tahsin BİRDEN göl halini alan bu hayatın sulannda maE. SADİ TEK Gündüzün uzun müddettenberi duçar sum bir melek tavrile yüzmeğe başlamıştı. TİYATROSU olduğu hastahktan kurtulamayıp vefat Büyük bir fedakârlık ve cesaretle üze ettiğini teessürle haber aldık. Cenazesi Bu gece Üsküdar Hâle sinemariıne afiğı sevgi ve şefkat kanadlarmı ok bugünkü pazartesi günü Yerebatan sasında (Taş Parçası) şamak i(,in kendimi devamlı ve sıkı bir im rayından saat 10 da kaldınlarak ÜsküAynca: Vodvü dar Valide camiinde namazı kılınıp Katih?ndan geçiriyordum. Yann gece: Kadıköy Hâlede Tek olarak yattığım odada, sokağın ve racaahmeddeki aile mezarlığına defneGAİB ARANIYOR li ^et verpn marızarasını düsüne dilecektir. Baki SUha Mütevelli heyeti inkâr etmiyor A Ermeni Patriği, halkm Miryam Hopkins çıkarılan şayiaları tekzib yardımile işi halletmeğe ederken kocası ile iyi geçinmesini bunun çalışıyor aksine büyük bir delil addediyor Huysuzluğu ile şöhret bulan artist flr iki orl c J JOHN BOLES BARBARA STANWYCK Ebediyen Seninim Bugün İPEK ve SARAY Senenin ilk büyük Türk Filmi sinemalarında ALLAHIN CENNETi kızarmış, gözleri alev alev yanarak, genc adamın göğsünde, kuvvetli kollan arasmadama yaklaştıkça yaklaşıyordu. Niha da küçülmüş, kaybolmuştu. yet, birdenbire, fısıltı halinde bir sesle Galib: söyledi: Sus, diyordu, yeb'şir. Ağlama... Be Sana, teselli aramak, bir başkasınm ni de çocuklar gibi ağlatmak mı istiyoracısını unutmak için gelmiyorum. Sana, sun?.. Seni öyle mes'ud edeceğim ki, büYazan : Peride Celâl Yüzü pembeleşiyor, gözleri, hummalı senin için geliyorum, seni seviyorum, sen tün bunlan unutacaksın... Nur, Nur, gözMüşfik, ona, ne olup bittiğini sonnaîndiler. Uzaktan bir otomobil gürülyor, fakat kıza bakmaktan, hitab etmek bir ateşle yanmağa başlıyordu. Galib, den başkasım sevmedim... Galib, sevgi lerirne bak, güzel gözlerini bana göster, tüsü duyuldu. Ses yaklaşü. Gayet eski, ğa hazırlanıyordu ki, Nur, başına, göz ten çekiniyordu. kalbinin şiddetle atmaya başladığım his lim... Nur... yalpahya yalpahya gelen bir taksi gö lerinin renginde bir mendil bağlamış, sırVe genc adamm kollan arasında sözSahile çıkmışlardı. Gök masmavi idi. setti. Vücudünü gittikçe artan bir sıcakGenc kız başmı kaldırdı. Gözlerinde ründü. Galib, Nura baktı. Kız onun ne tma beyaz keten bir manto atmış olduğu Deniz durulmuştu. Havada hafif bir nem Iık kaplıyordu. Artık, etraf silinmişti. lerini tamamladı: halde göründü. yaşlar parlıyor, fakat gülümsüyordu... demek istediğini anlamış gibi: Öbürü, bir çocukluk sevgisi idi. SeYalnız onun gözlerinin yeşilini görüyorGalible kız birlikte otomobile atladı vardı. Bahçelerden, çiçek kokusuna kaBirdenbire doğruldu. Boynunu genc ada Taksiyi durdurtun, dedi. Biraz doni gördükten sonra asıl aşkı anladım. Sen rışan, keskin bir toprak kokusu geliyordu. du: lar. Otomobilin, aksaçlı, kırmızı burunlu, ma doğru uzatıp, nefes gibi bir sesle: laşırız. Ben şimdi geliyorum. beni değiştirdin, başka bir kadın yaptm. Nur! diye mınldandı. Şoför, ıslıkla bir şarkı tutturmuştu. ihtiyar şoförü, memnuniyetten ağzı kuVe eve doğru koştu. Şimdi beni öp, diye fısıldadı, ne Kız şimdi, başmı biraz daha ona yak Artık hepsini, hepsini sana söylemek isGalib birşey söylemiş olmak için: zamandanberi yalnız rüyalarunda öpüMüşfik, sigarası kalmadığı için, oto iaklarma vararak, makineyi harekete ge Hava ne çabuk açb? dedi. Hallaştırmışb. Kulağma söyler gibi, hafif: tiyorum. Öbürile alâkadar oluşumun bile yordun... mobili bırakıp köşedeki tütüncüye kadar tirdi ve otomobil, eskiliğinden umulmıyan buki bu sabah o ne sağanak, 0 ne fırtına Beni anlıyamadığmızı itiraf edin, tek sebebi sendin. Seni başka türlü göregitmişti. Avdette onlan otomobilde bu bir sür'atle, Müşfiğin önünden geçip gitidi! dedi. Fakat ben de aşağı yukan sizin miyeceğimi düşünüyordum. Onu bir valarak şaşırmıştı. Şimdi ise, elinde sigara ti. Otomobil. iki tarafı ağaclık, asfalt yolBunu, kıza bakmadan söylemişti. Bir vaziyetinizde idim. Eğer daha evvel, be sıta gibi kullandım. Fakat, bu Şahende Onlar gözden kaybolup gittikten sonpaketi, hayretle Galibe bakıyordu. Hayda daha sür'atli gidiyordu. Güzel bir akreti gitgide ziyadeleşerek, Galibin o es radır ki işi biraz anlıyan Müşfiğin, du elile kolunu tuttuğunu hissederek döndü. ni sevdiğinizi bilseydim... Neyse, bunlar Hanım vak'ası... Ah, az mı ıstırab çekşam başlamak üzere idi. Güneşin kızıl ki, olduğu yerde dökülecekmiş gibi giden daklarına geniş bir tebessüm belirdi, Göz Nurun eli, kolunun üzerinde duruyordu. geçmiş şeyler, bırakalım. Gene, kazasız tim sanıyorsun? Ama artık, eski çocuk, Gene gözgöze geldiler. Genc adamın belâsız kurtulduk sayılabilir... Fakat si şımarık, budala kız değildim. Senin aş pırıltılan çukurlan dolduruyor, sularda, taksiyi durduttuğunu, sonra kendisine leri memnuniyetle parladı. vücudünden kuvvetli bir titreme gelip ze şunu söylemek istiyorum: Evet, sana km, beni olgunlaştırmıştı. Herşeye süku yağmurun yıkadığı ağaclann yeşil yap*** yaklaştığını gördü. Genc adam ona, babasına gitmesini, kendisinin yalıya bırazOtomobil hareket edince, Galib, Nu geçti; gözleri parladı. Nur, gülümsüyor şunu... söylemek istiyorum... Ah Galib... netle tahammül ediyordum. Bu sırada raklan oynaşıyor, asfalt, nemli nemli Galib... dan uğrıyacağını haber vermesini söyledi. ra dönüp dedi ki: Mehmed Münif tekrar avdet etti. O hid parlıyor ve yağmurdan sonra çıkan 0 topdu. Manalı bir sesle: Ağzı bir kanş açık, kendisine aptal ap Yaz yağmuru değil mi, dedi, o ka Şimdi, Galibin kolunu, asabî parmak det, isyan içinde, ona: «Peki» dedim. rak kokulu rüzgâr esiyordu. Deminki otomobil bir arkadaşımıntal bakan arkadaşının omzunu okşadı. dır. Orada iyi konuşamıyacağımızı dü dar gürültü, patırdı, şimşekler, sellerden larile sıkıyor ve söyliyeceği sözü söyliye Başka ne yapabilirdim? SON Başka izahat vermedi. sonra, bir de b kıyorsunuz hava açmış... memekten gelen bir buhran içinde, yüzü şündüm. Gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Genc Kız gülümsedi: Anlamıştım, dedi. Sustular. Galib, onun konuşmasmı istiyordu... «Siz de beni anlıyamadımz» demişti. Bunu söylemekten maksadı neydi? Genc adam, içinde garib bir sabırsızlık duyu Durdu. Sesini yavaşlatarak ilâve etti: Biı de ne zamandır, buna benzer bir yaz yağmuruna tutulmuş değil miydik... Bütün vak'alar, hepsi üstüste değil miydi? Kurtulmak, güneşe, sükunete kavuşmak imkânsızdır sanıyorduk.