CDnfHURITET ff Bîrîncîtesrîn 1939i Hortlak Ressam Gilbert Paskin, Mireille lışrlîken karanhkta bir başka gölge pey ğe başladılar. Bahçede bir baykuş acı acı Berny'yi çıldırasıya seviyor, heyhat, ka da odu. Bu bir erkekti ve kendine gü haykırdı. Gece masasının üzerindeki dmdan hiçbir mukabele görmüyordu. venelere mahsus kudretli ve ahenktar bir şamdanm mumu eriyip bitmek üzere olduğunu haber veriyor, bir deniz feneri Çünkii Mireille birinci izdivacında son seslekonuşuyordu: Buyurun, dedi, sizi bu gece evim gibi mütemadiyen açılıp kapanıyordu. suz hayal inkisarlanna uğramış bir dulMireille hemen yorganı başına çeke du. Hemen her fusatta kendisine bu me de risafir etmek şerefine nail olursam banane mutlu.. Tam sofraya oturmak rek büzüldü. Birden rüzgâr durmuş, etseleden bahseden Gilbert'e: İlk kocamdan çok çektim, diyordu, üzerydim.. Allah ne verdiyse yer, içer, rafa derin bir sükut ve sükunet hâkim olmuştu. Mireille yukarıki odadan ayak onun için artık hayatımın sonuna kadar karrmızı doyururuz.. Braz sonra dördü birlikte geniş bir sesleri aksettiğini duyar gibi oldu. Kendi serbest kalmak, maddî manevî hiçbir mukaveleye bağlanmak istemiyorum. Dost saloft girdiler. Ortalığı ocakta çıtırdayan kendine teselli vermek için: Fareler olacak, dedi, mubarek oduiann alevile, masanın üzerindeki yeolarak yaşasak daha iyi değil mi? Artist her defasında bu terane ile uza di numlu şamdan aydmlabyordu. Ye hortlak da çıkmak için benim burada tetılan eli derinden iç çekerek, takatinin meğ başlanır başlanmaz sohbet de ha sadüfen kalacağım geceyi beklenıedi ya!.. fevkinde sabır ve tahammül göstererek rareiendi. Fakat hafiften teganni edilen «Mar Glbert ev sahibine: öpüyor, gece rüyasında çikolatalar, bon Burada, dedi, herhalde biitün sene seyyez» de kulağına aksedince arbk hiç bonlar, pastalar yediği halde ertesi gün eline ancak bir külâh fıstık geçen minı otunuyorsunuz. Çünkii insan sıkmtıdan bir şüphesi kalmamıştı. Yukanda gezi nen muhakkak hortlaktı. Büyük ihtilâl, patlr.. mininin vaziyetine düşüyordu. r Evet, sık sık Parise giderim. Ya Marseyyez ve idam... Bunlann biribirleRessam, Mireille'in aşkma pek ehemmiyet vermediğini görünce onu başka bir baffi memleketlere seyahat ederim. Lâ rile olan alâkalan aşikârdı. Evet, asılzayoldan yürüyerek, diğer bir plân takib kinburada da vakit geçirecek meşguliyet denin ruhunun Fransız millî marşını sbyederek ele geçirmek sevdasına diişmüştü. lerDulurum. Ava çıkarım, balık tutarım. liyerek merdivenden inmekte olduğunu basamaklann çatırtısından pekâlâ anlı Sırasını getirdikçe genc ve güzel bir ka Çaşınm. yordu. Biraz sonra ya odasına gelirse... /emekler nefis denecek kadar iyi pidınm etrafını saran tehlikeleri sayıp dö küyor, her Havva kızının mutlaka bir er şiıtmişti. İhtiyar hizmetçi yan karanhk Kanlı başı beyaz bir gümüş tepsinin üzekeğin himayesine muhtac olduğunu an takorkunc bir heyulâ gibi dolaşıyor, fa rinde... Aman yarabbi, ne korkunc manlatıyor, tek başına ihtiyarlayıp bir koşede k* tam zamanmda tabaklan kaldınyor, zara!. Genc kadm hemen karyoladan fırla unutulup kalmanın fecaatini sevgilisinin çjtallan bıçaklan değiştiriyordu. nazannda canlandırmaya çalışıyor, fa Sofraya yemiş geldiği sırada idi. Dı dı. Kapıya yümruklannı olanca kuvvetile kat Mireille bu acıklı ve hararetli sözleri şrıdan çılgın bir feryad aksetti. Mireille vurarak bağırmaya koyuldu: Gilbert, imdad!. Hortlak geliyor.. küçük bir tebessümle karşılamaktan baş jğma soluna mütereddid nazarlar fırlaYetiş!.. ka birşey yapmıyor, manasız inadından, krak: Ressam, onu yan baygın bir halde I sabit bir fikir halindeki kararından bir Bu bağıran kim? Ne müthiş ses! I kollarının arasına aldı: Diye mırıldandı. türlü dönmüyordu. Çok rica ederim dostum... Burada I Ev sahibi: Bir akşam, iki arkadaş Morvan cîvanndaki Due ormanından otomobille ge Madam, dedi, müsterih olunuz. kal... Bir yere gitme.. Çünkü korkuyo I çiyurlardı. Araba, bir aralık olduğu yer Bunlar civanmızdaki ormanı dolduran rum.. Çok korkuyorum! kartallarm sesleri... de duruverdi. Gilbert'in direksiyon ba • Evlendikleri üç ay kadar olmuştu. Gilşında gösterdiği sonsuz gayretlere rağ • Gilbert de söze kanşti: bert bir gün kansma: Fakat ben burada gayritabii bazı men bir santim daha ileriye gidemedi. C Bu akşam için, dedi, iyi yemekler zaman delikanh yerinden fırladı. Radi haller seziyorum. Köşkünüz tekin olmı yaptır.. Bir arkadaşımı davet edeceğim.. yan evleri andmyor!. yatörün kapağını kaldırıp içerisini uzm Hangi arkadaşını?. Ev sahibi hafifçe tebessüm etti: uzun incelemeden geçirdikten sonra fe. Sana bir sürpriz cicim.. Fakat şunu Hakkınız var, diye cevab verdi, şını meyusane sallayarak: iyi bil ki hayatımın en büyük saadetini bu Kontak teli kopmuş, dedi, bu .ok pek tekin degildir. adama medyunum.. Genc kadın sarararak haykırdı: nadir vukua gelen bir kazadır. Onunıçin Mireille akşamı sabırsızlıkla etti. Saat Ya!.. ihtiyat tel de pek bulunmaz. Ne yaptcayediye doğru ressam yanında çok şık giğız, bilmem?.. Korkmayınız madam, arasıra koKenardaki gözden haritayı çılardı. ridorlanmızda dolaşan hortlağm kimseye yinmiş genc bir adamla beraber içeriye Şarka, garba, şimale, cenuba bak*. En zaran dokunmaz. On sekizinci asrın son girdi: Sana, dedi, Maurice Bricot'yu takyakın garaja gitmeV için sekiz kilometre larında haksız yere idam olunan asdzadim ederim.. lik yol yürümek ic<b ediyordu. Sıpa bir delerden birinin ruhu imiş. Büyük ihtilâle Genc kadm birdenbire şaşırdı ve mütşose olduğu için çelen geçen de yoktu. dair yazılmış eserlerden birinde bizim Ortalık kararmayc başlamıştı. Gilbert al köşkün tarihine dair de beş on satır ka hiş bir feryad kopardı. Karşısmdaki denmda beliren irîfcrtanelerini silerek: yıd var. Bu tafsilâta orada tesadüf ettun. likanh otomobilin kazaya uğradığı gece Mireille, cedi, çok müşkül bir va Yalnız şunu ilâve edeyim ki gezmeğe çık yi geçirdikleri köşkün sahibinHen bâşkası ziyetteyiz. Geczn galiba burada geçir tığı zaman kesik başını kollarile omuzla değildi. Maurice hürmetle eğilerek Mi • rının üstünde yükselttiği gümüş bir tepsi reîlle'in elini öptü: mek mecburiy'tiade kalacağız. ^ " ^ Kabahatimi affettirmeğe geldim, de taşır.. Ama, şimdiye kadar hiç kimseGenc kadıı birdenbire cevab verdî: Gecey. niçin burada geçırelim. nin kılına zarar getirdiği görülmemiştir! dedi, kontak telinin kopması ve bize iltiBiraz sonra mevzu değişti. Ocaktaki canız, benim hortlak taslakhğı yapmak Bakm, karşıJa bir bina var. Oraya gide odunlar tamamile kor haline geldi. Ev sa lığım, evvelce kararlaştırılmış bir plânın riz. Eğer sâıibleri çok aksi insanlar değilseler, biz ellerinden gelen yardımı, hibi oraya yeniden odun atılmasını em teferruatındandı.. Ne yapayım.. Çok esredeceği sırada misafirler yorgunluklarını ki bir arkadaşıma karşı bu kadar feda esirgemezle. Yanyanı yürüdüler. Yol, üç dört da ileri sürerek kendileri için hazırlanmış o kârlıkta bulunmaktan ihtiraz edemezdim.. Çünkü Gilbert'e varmamakta o kadar kika kada' sürdü. Önlerine demir pa" dalara çekildiler. ısrar gösteriyordunuzdu ki bu inadınızı maklıklı br kapı çıkmıştı. Arkasında haGenc kadm bir saattenberi sağa sola kırmak için böyle bir hileye başvurmak rab ve paıcurları baştanaşağı kapalı eski bir köş görünüyordu. Kenardaki bü dönüyor, bir türlü gözlerini kapayıp uyu tan başka çare bulamadık.. yük havu:un durgun sulan yosun tutmuş maya muktedir olamıyordu. Oda gayet Genc kadın ellerini beline dayayarak genişti. Yan karanhkta büsbütün uçsuz, Maurice'in karşısmda tehdidkâr bir va tu. Gilbet ucuna alelâde bir tahta parça bucaksız bir meydan halini ahyordu. ziyet aldı: sı bağlaımış teli çekti. Çıngırak kura ve Yatağını hâlâ ısıtamamıştı. Zaman za Dua edin ki, dedi, Gilbert hakikasoğuk acislerle boşlukta sallandı. Neden man yastıktan başını kaldınyor, dışarıda ten ideal bir koca.. Yoksa derhal onu kasonra «Pamuk sultanla yedi cüce» dcki geçen en küçük bir gürültüye kulak ve pıdışan eder, sizin de gözlerinizi oyar cadıyı mdıran eli fenerli ihtiyar bir hiz riyordu. Bir aralık kuvvetli bir rüzgâr dım!. metçi ladın kanadı açtı. Yolcular ağır çıktı. Balkonun gevşemiş tahtalan bu Çeviren: sademe karşısmda korkunc sesler vermeişiten hzmetçiye derdlerini anlatmaya çaHâdiye lclâl RAŞİD RIZA E. SADÎ TEK TÎYATROSU 11 birinciteşrin çarşamba günü akşamı Bakırköy Miltiyadi tiyatrosunda KAYNANAM ASKERUK İŞLERİ Şubeye davet ) Halk Opereti Bu akşam 9 da Beşittaş Askerlik şubesinden: Deniz sınıfına ayrılmış ve herhangi bir se beble henüz askere sevkedllmeınlş deniz erata 14 birinciteşrin 939 günü sevkedlleceklerinden bugünde şube merkezinde bulunmalan ve bedel verecek olanlann ı ı birinciteşrin cuma günü akşamına kadar bedellerini vermiş olmaları ve bugünden sonra bedel alınmıyaiağı ilân olunur. Beyoğlu Yerli Askerlik şubesinden: 1 Şubemizden bugüne kadar askere sevkedilmemiş deniz eratından 316 334 dahü doğumlulann hemen şubeye müracaatleri. 2 Bunlann toplanma günlerl 14 birinciteşrin 939 ve normal olanlardan 13 birinciteşrin 939 akşamına kadar bedel verebilecekleri ilân olunur. SÜMERİ Sineması Müdiriyeti Bu akşam büyük romanı | İlk defa iraesine başlanacak (Bu hesabda yoktu) Yakında: (Kadınlaran Beğendiği) M. Yesari: Fiatlar: 50, 35, 25 GEORGES OHNET'in Aşka Veda L L JOAN CRAVFORD • MELVYN DOUGLAS Aşk, heyecan ve ihtiras dolu bir şaheser Bugün matinelerden itibaren A L E A VSerge Panine) I Aşk... Lüks... Vakayii hazıra I mükemmel şaheseri üzerine sayın I halkın nazarı dikkatini celb ve I cidden şayani tavsiye olduğunu I arzeyler. Başrollerde: ANA KALBİ RICARDO CDRTEZ • PHYLLI5 BROOVKS UÇURUM 5 A Z A K Sinemasında FERNANDEL'in en son ve en güzel filmi Bu sene LÂLE'de büyük nam kazanmışbr. Bugün matinelerden itibaren iki büyük film birden FRANCOISE ROZAY PRENCE TROUBETZKOY PIERRE RENOIR Ve Parisin bütün lüks ve ihtişamı.. Bir kadmm romanı... Bir annenin tarihçesi... Büyük bir maşukanın ihtirası... İlâveten: EKLER JTIRNAL'da: Almanlann karadan, denizden ve havadan Polonyaya taarnızlan, îngiliz Fransız ordulan cephede, yeni harb havadisleri... Hakikî hayattan aşk ve bin bir arzu ve ıstırabla do'u emsalsiz bir film Çarşıkapı İ 1 ZAMBAK TUrkçe sözlü Bu sene büyük muvaffakiyet kazanan HEDY LA MARR tarafından 2 5 KURUŞLA Devrialem I Azgın Okyanus denizinin çılgın kasırgalarına karşı şimdiye kadar benzeri görülmemlş bir macera romanı >ası YAŞASIN AŞK | Cinayet Masası 1 TUrkçe 2 film bugUnden Pazar akşamına kadar Buglln 1 de 3 de gece 8.30 da Karagümrük A Y S IJ Sineması Korsanlar Gemisi Bugfin matinelerden itibaren Sinemasında 3 bUyUk Fransız artistinin en güzel şaheser Y ILDI Z • Şehzadebaşı TURAN tiyatro ve sineması BAY TEKİN Tlyatro Slnema Varyete , ifci buySk film birden ALTIN MABUD YENI DÜNYALARDA BUSTER GRABBE Oymyanlar: MİREİLLE BALLIN, DANIEL LE KOURTOIS ve JEACaUES COPEAU İstanbulda ilk defa tamamen renkli ve fransızca sözlü Başrollerde: MOVİTA ve GEORGE HOUSTON ZAMBAK Türkçe sözlü HEDY LAMARR v BUGÜN Okuyucu SEMIHA MIŞEL VARYETESI Bugün on birden itibaren devamlı matineler ALKAZAR Matinelerden itibaren Sinemasında başlıyor •• BugUne Kadar Memleketimlzde Yapılan 100 TUrkçe SözlU Filmln En GUzeli I ve DUnya Sinemacılığının Şaheseri ARIE ANTOINETTE TÜRKÇE SÖZLÜ YARIN MATİNELERDEN İTİBAREN 2 DEVRE 17 KISIM BİRDEN DiKKAT : MARIE ANTOINETTE filminin Fransızca nüshası M E L E K sinemasında devam etmektedir. Seanslar : 1.30 4 6.30 ve 9 da iZMIRLILERE : MARIE ANTOINETTE Yarından itibaren ELHAMRA sinemasında mm^mm^^m^^m Başlıyor. ( TUrkçe SözlU ) ^m^mmm^m^mmmmm^ I PE K Başlıyor Gizleri yormayan ve bozmayan. sesleri tabiîleştiren; şöhreti bütün Iafanbul halkının dillerinde destan olan sinema tekniğinin en son tekemmülâtını haiz son sistem ve eşsiz makinelerimizle FERAH Sinemada Tel: 21359 Yazan : Peride Celâl Şehzadebaşı Bugün matinelerden itibaren 2 Büyük film Suvare 8,15 te PRENS BUBUL SÜMER sinemasının bu sene kuşad programına koyduğnı fevkalâde bir film (Milton) (EDVARD G. ROBiNSON) L A . L İ İ sinemasının birinci sınıf heyecanlar ve ihtiraslar filmi (KAPTAN BLUT) ve (KEŞIF ALAYI) m yaıatan rejisör KERTES'in şaheseri SON DOĞÜŞ Denizaltı D. I. Türkçe 18 teşrin çarşamba Edebi roman : 4 5 O zaman Galib, herşeyden ümidini kesecekti. Bundan sonra işler kendiliğinden yoluna girecek demekti. Kendisi artık genc adama duyduğu bütün kinleri, öfkeleri bir müddet için içine kapıyacaktı ve Galibin karşısına müşfik, derdden anlıyan, herşeye tahammül ederek onu terketmiyen zâvalh sevgili olarak çıkacaktı. Zaten ortada bir de çocuk meselesi vardı. Bütün bu vaziyetler dahilinde Galibin izdivaca muvafakat edeceği de yüzde yüzdü. Bunu düşünerek şimdiden sevincle ürperiyordu. Ah muhakkak onun tarafından uğradıklan hakaretleri, onun yüzünden çektiği ıstırabları bu genc adama iade etmeliydi. Sonra daima onun yanmda, onun karısı olarak kalmak istiyordu. Çünkü, herşeye rağmen, onu şiddetle sevdiği muhakkaktı. Biraz sonra, düşünceler yavaş yavaş uzaklaşmağa, birbirine karışmağa başladı. Gözleri iyice örtüldü ve hafif nefeslerle kendinden geçti. Müsterih bir uykuya daldı. Genc kadın sigarasım söndürerek latlı bir tebessümle gözlerini kapadı. Nur, biraz evvel ablası Fatmannı «Al Bir iki gündür çektiği telâşlann, endişelerin yorgunlugunu şimdi daha iyi his bak, sana bir mektub» diye verdiği meksediyordu. Fakat artık vaziyete hâkim tubu okuyup bitirdikten sonra pencereye olduğu muhakkaktı. Bu ona, gurur, neş'e dayanarak ayakta taş gibi hareketsiz kalve sükun veriyordu. Asıl en büyük darbe dı. Ancak Fatma içeri tekrar girip de: yi, Galibe izdivacdan sonra vuracak, bü Kimdenmiş, Nur? tün çektitlerinin toptan acısını çıkaracaktı. Diye sorduğu zaman biraz kendisini Dördftncfi kısım tophyabildi. Başını çevirmeden, dudak yündeki evi pek de ucuza satıyorlarmış. lannda katılaşan garib bir tebessümle: Annemin galiba almak fikri de var. De Hiç... diye mırıldandı. Ehemmiyet dim ya, hatunun oraya kanı ısmdı. Halbuki ben ne istiyorum biliyor musun? Sisiz... Bir arkadaştan... Fatma, elinde kızınm sökük bir enta zc şurada bize yakın bir apartıman tutsak risi, dikiş kutusunu alarak Nurun arkası ve artık bu kış Boğaza inmeyiverseniz... na, öbür pencerenin önüne oturmuştu. Ba Hiç de fena olmaz değil mi? Genc kadın sustu. Cevab alamayınca şını dikişinin üzerine iğerek: Mektub dün akşam gelmiş, dedi. elinden iğnesini bırakıp, başını kaldırdı Bizim kapıcınm bunakhğı malum, verme ve hayretle gözlerini kırpıştırarak: A... O ne ayol, beni dinlemiyor yi unutmuş. Biraz evvel sırıta sınta gemuydun? dedi. Hani ehemmiyetsiz bir tirdi. mektubdu; açmış tekrar okuyorsun! Ve başı daima dikişine iğilmiş bir halGenc kız, bir suç işlerken yakalanmış de, iğneyi seri hareketlerle kumaşa bagibi, irkilmişti. Mektubu katlayıp avcuntmp çıkararak başka bir bahse geçti: Ne tuhaf!.. Annem de köyden pek da sıktı: Yok canım. Tekrar şöyle bir göz hoşlandı. Şimdi orada birkaç ahpab da gezdirdim... İyi okumamıştım da. buldu ya... Bizi aramaz ârtık. Ben doğSesi titriyordu. Yeşil gözleri gene zeyrusu oralan hiç beğenmiyorum; pek tentin yapraklan gibi koyulaşmıştı. Yanakha, sessiz yerler. Boğaz dururken Mecilan kızarmıştı. diyeköyünde oturup kalmayı aklım aK Fatma hiç birşeyin farkında olmadı. maz. Ama birşey var ki, sen iyileşince Dikiş sepetini topladı, yerinden kalkb. annem dünyaya yeniden gelmiş gibi olElindeki küçük bebek elbisesini gösteredu. Nereye götürüp bıraksan memnun. rek kaşlarını ç«bnıştı: Hiç birşeyden şikâyet etmiyor. Bana ge Aman bu Melek, canavar gibi kız. çen gün: «Evin kuntratı ağustosta bitiElbiselerini öyle çabuk yırtıyor ki... yor, o zaman inerim» diyordu. Tuhaf Ve cevab beklemeden odadan çıkıp birşey daha söyliyeyim mi: Mecidiyekö sitti. O gittikten sonra Nur yürüdü, mâsa ce birbirini kovalamağa başlamıştı. Bunm yanındaki iskemlelerden birine otur na mâni olmak ister gibi başını salhyarak du ve mektubu masanın üzerine koydu. isyan dolu bir sesle: Avcunda büktüğü kâğıd derhal açılmış Öf, yeter, diye söylendi. tı. Kızın gözüne tekrar şu kelimeler çarpVe düşüncelerini intizama sokmaga tı: çalışarak: «Çocuğumun babasını, sevdiğim ada Değmez, dedi. Mesele basit. Sevişm> bana bırakmak sizin için... ilâh...» mişler. Bir çocuklan olacak. Ne budala Nur, gözlerini yumdu, elini başına gökadm! Ben neden mâni olayım? Yalnız türerek alnını sıktı. Başı ağrıyordu. DüGalibin yalan söylemesi tuhaf: «O kaşünmek istedi. Fakat muvaffak olamadı dını sevmediğime emin olunuz» demışti. Yalnız, gözlerinin önünde küçük küçük Acı acı gülümsedi: sahneler beliriyordu: Galibi, o Çiçektarla Sanki ona sormuşum gibi... Neyse, smın kenarında uyurken; Gülistanda kenbütün bunlar beni alâkadar etmemeli... disini şiddetle göğsüne çekip gözlerine yakmdan baktığı zaman görür gibi olu Hiç, hiç alâkadar etmemeli... Evlenip mes'ud olsunlar. yordu. Boğazını birşeyin tıkadığını hissetti. Fakat bunlar, silik fotograflar gibi, Omuzlan titriyordu. Birdenbire elini ağgözlerinin önünden kaçıp gidiyorlardı. Birdenbire elini alnından çekti. Gözle zına kapadı. Fakat hıçkırmasına mânî olamadı. Gözyaşlan bir anda yanaklarini açb. Ayağa kalktı. rından, dökülerek parmaklannı ıslatmıştı» Biraz kendine gelir gibi olmuştu. Alnı, yanaklan, bilhassa boynu ve ensesi, Bu sefer yüksek sesle tekrar etti: Mes'ud olsunlar... birdenbire basan şiddetli bir sıcakhk içinDışanda, koridorda ayak sesleri dude bulunmakla beraber, mektubu okuduğu sırada gelen o, baygınlığa benzer uyu yunca, derhal telâşla döndü, pencerenin şukluktan kurtulur gibiydi. Fakat şimdi ör.üne koştu... Arkasını kapıya çevirere^ kafasında, orasını kovana dolan arılar gi telâşla eözvaslarını kuruttu. bi uaultu icinde bırakan. bin bir düşün(Arkast var)