VUHIIHJKIYKT Bırmcîfeşrîn 1939 Kiiçük hikâye Tesadüf Yarın Slneması kolları arasmda gördüğü geceyi tayyül Baron Detray, altı senedenberi karı Istanbulda İlk deffa sından ayn yaşayordu. Bütün eş ve dost etti. Fakat bu düşünce, öfkeye beer bir Tekmili reukli ve Frrnsızca sözlü larınm, geçimsizlik neticesi zannettikler; his uyandırmadı. Karşısındaki klın, o bu ayrılık, hakikatte, baronun, karısın: tarihteki delişmen Paris bebeği cr,ildi. «Ne yapsam ? diye düşündü. Nasıl yabancı bir erkeğin kolları arasmda gor konuşsam? Ne desem? Acaba be tanıdüğü gecenin eseriydi. Baron, ayrı ya şamak kararmı o geceden vermiş, ertes dı mı?» günden itibaren uzun bir seyahate çık Tren, o sırada, tekrar durdu. Jaron mıştı. ayağa kalktı, kadmı selâmladı ve Altı sene süren bu seyahatten avdetin Bert, dedi, birşeye ihtiyacıt var de, bir soğukalgınlıgını tedavi için, dok mı? Alıp getireyim... torunun tavsiyesi üzerine Nis'e gitme Kadm, onu tepeden tırnağa kad süzicab etti ve baron, bir pazartesi akşam dü. Bakışında ne hayret, ne hidct, ne yola çıktı. de utanca benzer bir hal vardı. Ga:t saİstasyona geldiği zaman tren hareke1 kin bir eda ile cevab verdi: H9ss£ mmn etmek üzere bulunduğundan, ilk rasgel Hayır. Birşeye ıhtiyacım yo TeIfMU* NIION diği kompartimana dalmıştı. Bu kompar şekkür ederim. timan boştu; yalnız, bir köşede, bir yığın Detray trenden indi; bir suattan kürke bürünmüş bir yolcu oturuyordu sonra, kafasınm sersemliğini gidenrk ihBaş rollerde Ispanyol yıldızı Öyle sarınıp sarmalanmıştı ki, kadın m tiyacına benzeyen bir ihtiyacla, tre bo NOVITA v e GEORGE HOUSTON erkek mi belli değildi. yunca bir iki dolaştı. DüşünüyorduŞimBaştanbaşa hareket Heyecan ve Baron, bu elbise yğınımn cinsiyetin di ne yapacaktı? Başka bir vagon.binseraüzeşt filmi tayin için bir hayli zihin yorduktan son se, kaçmış gibi olacaktı. Mültefit av BAŞLIYOR H ra onun karşısındaki boş kanapeye uzandı ransa, karısmdan af dilemişe benzye ve uyudu. Halk Opereti cekti. Sahiblik, efendılik taslasa, pe çirUyandığı zaman şafak söküyordu. kin ve kaba bir hareket olurdu. îem, Bu akşam 9 da Gözünü açar açmaz karşısındakine bak doğrusunu söylemek lâzım gelirse, suna (Bu hesabda ü. Yolcu, akşamdanberi hiç kımıldama hakkı da yoktu. yoktu) mış gibi görünüyordu. Hâlâ da uyuyorTekrar kompartimana girdi, yerie oYakında: (Kadınladu. turdu. Karısı da, o yokken, alelâce tun n Beğendiği) en Baron Detray, yabancımn uykuda bu valet yapmıştı. Şimdi, asude ve mibbesşen operet. Yazan : M. Yesari lunmasından bilistifade çantasmı açtı, sim, kanapeye yaslanmış; oturuyrdu. saçını taradı, sabah tuvaletini yaptı. Mu Detray, kansma döndü: me gelmenizi istiyorum. Görüyorum ki ayyen bir yaştan sonra, uykunun çehreye Azizim Bert, dedi, aitı sene .üren hem güzelleşmiş, hem uslanmışsınız. Sizi verdiği ihtiyar ve bitkin manzarayı bil ayrılıktan sonra, mademki garib tr te tekrar evime çağınyorum. Kocanızım; bu meğe çalıştı. İşini bitirdikten sonra çansadüf bizi şu kompartimanda başbaa bı benim hakkımdır. tasmı kapadı, köşesine yerleşti, oturdu. raktı; artık, biribirimize hâlâ düşmn giKadın şaşırdı. Baronun hakikî mak O esnada tren düdül çaldı ve durdu. bi bakmamız doğru olmaz zanneerim. sadını anlamak için, onun gözlerinin ta Yabancı yolcu, hafifçe kımıldadı. GaliBaşbaşa kalmamız iyi mi oldu, fea mı içine baktı. ba uyanmıştı. Tren tekrar hareket etti. oldu, orası başka mesele. 3u v * r 1 ben Maalesef, dedi, bu teklifinizi kaŞimdi, kompartimanın penceresinden, sabu kompartimandan çıkmıyacağım Şu bul edemiyeceğim. Başkalanna söz verbah giineşi süzüliiyor, uyuyan yolcunun halde, yolun nihayetine kadar ik dost miş bulunuyorum. üstünden geçerek içeriyi aydmlatıyordu. gibi konuşsak?... Baron gülümsedi: Yolcu, yumurtadan çıkan bir civciv gibi, Kadın, sükunetle cevab verdi: Vah, vah, dedi. Üzüleceksiniz başını bir iki kımıldatarak elbise yığınmm Nasıl isterseniz. ama, ne yapalım kanun bana kocalık altmdan sıyrıldı. Yuzü meydana çıktı. Baron şaşaladı; ne söyliyeceğin bile hakkını vermiştir. Bu hakkı kullanaca Sarışın, terütaze, güzel, tombul bir medi. Sonra yerini değiştirdi, kafisınm ğım. genc kadmdı. Doğruldu, oturdu. karşısındaki kanapeye oturdu. Tren Marsilya'ya yaklaşıyordu. KaBaron, hayre.ten ağzı bir karış açık, Anlayorum, dedi, size kur yjpmak dın ayağa kalktı; kat'î bir lisanla: bakakalmıştı. Gözlerine inanamıyordu. icab ediyor. Hem bunun zevki ce var, Azizim Reyman, dedi, bizzat beBu kadın, kendi kansıydı. Fakat onun çünkü çok güzelsiniz. Altı sene içinde nim hazırladığım bu başbaşa görüşmeyi fevkalâde değişmiş, şişmanlamış, güzel çok güzelleşmişsiniz. Demin, kürlünüzü suiistimal etmeyin. Tavsiyeniz mucibinleşmiş bir nü.'hasıydı. çıkarırken duyduğum zevki, dinyada ce, zavahiri kurtarmak için bir tedbir alBarona, gayet lâkayd nazarlarla bakiçbir kadın karşısında hissetmsmişthn. mağa karar verdim. Nis'e gidiyorsunuz h; onu tanınayor göründü. Bir omuz silSizi bu kadar başkalaşmış göreceğimi değil mi? kintisile, mantosunu ve kürkünü çıkardı. kat'iyyen aklıma getirmezdim. Siz nereye giderseniz ben de oraGüzelliğindea ve taravetinden emin, şuh Bert, başını bile kaldırmadan, onun ya gideceğim. 4,Ke,küstah bir edası vardı. üzüne bile bakmadan, cevab verdi; Öyle şey yok. Evvelâ beni dinleyin Baron gitade afalhyordu. Bu kadın Ben size ayni şeyi söyliyemiyece de, sonra karannızı verin. Biraz sonra, acaba hakikıten kendi karısı mıydı? ğim. Altı senedir ihtiyarlamışsınız. Marsilya istasyonunda, kocalarile beraYoksa ona ÇOÎ benzeyen bir başkası mıyBaron kızardı, utandı, şaşaladı. Zo ber beni karşılamağa gelen iki arkada dı? Altı senedir yüzünü görmemişti. De aki bir tebessümle: şımla buluşacağım. Beni sizinle bir arada ğişmiş olabilirdi. görmelerini istedim. Geceyi, bu kompar Çok insafsızsınız, dedi. Kadın esnedi. Baron, bu esneyişi tatimanda, birlikte geçirdiğimizi görecekler Niçin insafsız olayım? Ne görü nıdı. Fakat kadın, bir kere daha gözleri orsam onu söylüyorum. Bana ilânı aşk ve zavahir kurtulmus olacak. Rezalete ni onun ydzünde, son derece lâkayd ve etmek niyetinde olmasanız gerek. Şu meydan verme de ne yaparsan yap de yabancı bir eda ile gezdirdi, sonra, ba halde sizi ha güzel bulmuşum, ha çirkin! memiş miydiniz? Ben de buna itina edişını tekrar çevirip pencereden dışarıya Maamafih, görüyorum ki bu mevzu ho yorum. Zira, korkuyorum... Çok korkubakmağa başladı. şunuza gitmiyor, başka şeylerden bah yorum... Baron, gözlerini bu çehreden ayıra sedelim. Biribirimizi görmiyeli ne yaptıTren tamamile duruncıya kadar sustu. maz olmuştu. Dikkatini teksif ettikçe te ıız bakalım? Tekerleklerin gıcırtısı kesilip de katar reddüdü azalıyordu. Evet, hiç şüphe yok, durduğu zaman, Bert, istasyonda kendiDetray, ilk cür'etini kaybetmişti. bu kendi kansıydı. Hatıralar, şimdi yığın Ben mi? diye kekeledi, seyahat sini bekleyen ahbablarının kollan arasıyığın, zihnine hücum ediyordu. Bu bu ttim, avlandım ve gördüğünüz gibi ih na atılmak için kompartimanın merdi nın, bu gözler, bu saçlar, karısmdan baş iyarladım. Siz ne yaptınız? venlerinden inerken, kocasmın kulağına eğildi, ilâve etti: ka hiç kimsenin olamazdı. Karısının sesi, Bert, gülümseyerek cevab verdi: şuh ahengile kulaklannda çınlamağa baş Korkuyorum... Çünkü... Galiba bir Ben de, emrettiğiniz gibi, zavahiri lamıştı. çocuğum olmak üzere... muhafaza ettim. Kadın, istasyona atladı. Baron, kom Baronun dilinin ucunda haşin bir cevab Fakat, nekadar da değişmiş, güzelleştaişti. Hem o idi, hem değildi. Şimdi kar dolaştı, fakat sustu. Kansının elini tuttu, partimanın kapısını hızla kapadı, içeri çekildi. Verecek cevab bulamamıştı. şısında duran bu kadın, daha olgun, da dudaklarına götürdü: O günden sonra biribirlerini, bir daha Teşekkür ederim, demekle iktifa ha cana yakın, daha kadınlaşmış bir görmediler. Baron, kansının doğru mu mahluktu. Ve baron, birdenbire, bir kom tti. Sustular. Detray, birdenbire söze baş yoksa yalan mı söylediğini hâlâ kestirepartimanda tesadüf edilen bu yabancı kadının, kanunen kendine aid olduğunu adı: mıyor. Çeviren: düşündü. Sonra, gene birdenbire, bun Azizim Bert, ben fikrimi değiştirHamdi VAROĞLU dan altı sene evvel, onu bir yabancımn lim. Karımsınız; bugünden itibaren evi ALKAZAR Matlnelerden İtibaren YENİ MECMUA KOLLEKSİYONU Her kütttbhane için kıymetli bir eser: RADYO aksamki programj Türkiye Radyodlfuzyon Postalan DALGA ÜZÜNLUĞD 1639 m. 183 Kcs. 120 Kw. T. A. Q. 19,74 m. 15195 Kcs. 20 Kw. T. A. P. 31,70 m9465 Kcs 20 Kw. 12,30 program vememleket saat ayan 12,35 ajans ve meteoroloji haberleri 12,50 Türk müzifi. Çalanlar: Ruşen Kam, Vecihe, Cevdeü Kozan, Reşad Erer. A Okuyan: Muzaifer İlkar. ı Ferahnak peşrevl. 2 Zekâi Dede: Ferahnak beste (Soyletme beni canım efendim). 3 Lem'i: Perahnak şarkı (Lerzan ediyor). 4 Reşad Erer: Keman taksimi. 5 Tamburî Cemil: Eviç şarkı (Bir nigâhın kalbimi etti esir). 6 Sadeddin Kaynak: Eviç şarkı (Doğuyor ömrüme) 7 Muzaffer İlkar: Eviç şarkı (Gozlerim kan ağlayor). 8 Eviç sazsemaisi. B Okuyan: Radife Erten. ı Tamburî Cemil: Hicaz şarkı (Hep sayel vaslında). 2 Şevki Bey: Hicaz şarkı (Demem cana beni yadet). 3 Türkü (Alişimin ka$lan kara) 13,3014 müzik (kanşık program Pl.) 18 program 18,05 memleket saat ayan, ajans ve meteorolo• haberleri ı«,25 müzik (eğlenceli müzik i Pl.) 18,55 konuşma (halk iktısad saati) 19,10 Türk müziği: Klâsik program. Ankara radyosu küme ses ve saz heyeti. tdare eden: Mes'ud Cemil 19,50 konuşma (ormarüanmıa tanıyalım ve koruyalım) 20,05 Türk müzığl (kanşık program) 21 konser takdimi: HalU Bedii Yönetken 21,15 müzik (radyo orkes trası Şef Hasan Perid Alnar) 22 ajans. ziraat, esham tahvilât, kambiyo nukud borsası (fiat) 22,20 serbest saat 22,30 muzik (cazband Pl.) 23,2523,30 yannki program ve kapanış. Korsanlar Gemisi Bu cildde 250 muhtelif mevzuda en güzel röportajlar, hikâyeler, tam bir roman, 1000 resim. Türk matbuatmda en tanınmış muharrirlerin edebî, tarihî, ilmî ve san'at yazılarile çıkan Yeni Mecmuanın birmci cild kolleksiyonu, her gencin, her münevverin kütübhanesini süslüyecek ve zenginleştirecek bir olgunluktadır. Gayet sağlam bezle kaplanmı$, altın yaldızlı fevkalâde nefis cildli kolleksiyonlar, pek mahduddur. Her halde ştmdiden tedarik ediniz. TEŞEKKÜR ölumile bizi sonsuz bir keder içinde bırakan aile Teisimiz sabık Sadaret müsteşan, vali ve büyükelçi Emin Yeniçayın cenaze merasimtne iştirak etmek veya telgraf ve mektubla kederimizi paylaşmak lutfunda bulunan zevatı kirama en samimî teşekkürlerimizi takdim ederiz. Ailesi Satış fiatı her yerde 2 2 5 kuruştur. Bütün Yeni Mecmua bayilerinde bulunur. Tevzi yeri: İstanbul Ankara caddesi 71 No. Yeni Mecmua idarehanesi. Posta havalesile 225 kuruş gönderenlere derhal birinci cild gönderilir. Pangaltı A K I N sinemasında: Dünya güzelliklerinin.. Ses ve musikinin.. Aşk ve sevginin eşsiz timsali AbdOlvehab ve Leylâ Murad'ın ilâhî sesindeu ateş alan bu film tekrar tekrar seyretmekle doyamıyacağ'inız bir harikadır. Gunduzleri 2,30 ve 5 te gece 8,45 te Y AŞ AS IN A Ş K DUnya sfnemacılığının ŞAHESERI TUrkce sözlü ve Arabça şarkılı MELEK ve İPEK Sinemalarında Görülmemiş ve duyulmamış muvaffakiyetler kazanıyor. Seansiara dlkkat: 1.30 4. 6.30 Suvare 9 da MARİE ANTOİNETTE Eski Tahrir Komisyonu Reisi ve elyevm Belediye Temizlik işleri ambar memuru Selim Büyükçamlıcanm ve General Ramizin gelini Fatma Meliha uzun müddettenberi müptelâ olduğu rahatsızlıktan kurtulamıyarak rahmetl rahmana kavuşmuştur. Cenazesi Üskiidarda Bağlarbaşı Tophanelioğlu caddesinde 4 No.lı hanesinden bugün saat on buçukta kaldınlarak Üsküdar Yenicamii şerifte namazı badeleda Üsküdar şehidliğine defnedilecektir. Arzu edenlerin gelmesi rica olunur. •** Bayan Pembe H. Margosyan'ın sev< gili kardeşi Ara H. Margosyan vefat etmiştir. Cenaze merasimi yann 11 birinciteşrin 1939 çarşamba günü saat 2 de Beyoğlu Balıkpazannda Sent Trinite Ermeni kilisesinde icra olunacağı teessürle beyan ve işbu ilânm davetiye makammda telâkki edilmesi rica olunur. Cenaze levazımatı N. Pistof. Tel: 44236 C ÖLÜM Slnemasında 13 Birinciteşrin CUMA GUnU metlnelerden İtibaren Şarkın füsuDkâr güzellikleri arasmda gözler kamaştıncı dekorlar içinde vücude gelen milyonluk film şimdiye kadar görüp işittiğiniz 1001 jjece masallarının en muhteşemi.. 10000 lerce figüran.. Muazzam ve ihtişamlı sahneler... Herkesi, tesbir edecek aşk ve ihtiraslar filmi. sultan YAYLA apartımanı Nışantaşı, Valikonağı caddesi Sicak ve soğuk su, kalorifer, elektrik, bavagazi TUrkçe sözlU BUyUk TUrk muslklll Ümid Şarkısı filminin son gunlerinden istifade ediniz. En son konfor Yalnız iki Uç daire kalmıştır. Şaheserler dlzlslnden pırlanta bir flllm daha gösterecektlr. L Â L E Bu perşembeden itibaren BuyUk filimler sezonu başladı E MİL HAYVANLASAN İNSAN JEAN GABIN SiMONE SIMON'un (LA bete humaine) Numaralı koltuklar şlmdlden satılmağa başlanmıştır. Z O L A ' nin en b y h eseri UU kudretile ölmez bir san'at abidesi oldu. Bütün dünyayı takdir ve hajrranlıkla yerinden oynatan bu film İstanbulu da ayni zevkle sarsacaktır. arkasına yaslanmış ve ellerini halsiz halsiz koltuğun iki yanına bırakmıştı. Hareketsiz duruyordu. Mavi gözlerinde muzaffer bir pırıltı, dudaklarında ise tekallusa benzer bir tebessüm vardı. Bir müddet öyle, kıpırdamadan kaldı. Sonra birYazan : Peride Celâl Edebî roman denbire silkinerek kalktı, odanın ortasma Ama, o kadar da aceleye lüzum biraz şaşırır ve neş'esini kaybeder gibi ol doğru ilerledi ve dudaklanndaki tebesyok. Şimdi buradan çıkar çıkmaz oraya muştu. Fakat kendini çabuk topladı. süm genişliyerek, kendi kendisine mınlkoşacak değilsiniz ya... Meselâ yarın, ya Genc adama, Nura, aralarmda geçen ko dandı: hud öbiir gün gitseniz olur. Hem Nu nuşmayı hiç açmamasınm, hatta birbirle İşler yoluna giriyor galiba... Öğlan rini tanıdıklarını bile söylememesinin da Nurun arkadaşı, samimî dostu olduğuma run annesinı yalnız bulacaksınız ki, bu sizin için daha iyi. Nur burada ablasının ha doğru olacağını söyledi: iyice inandı. Fakat ben de vaziyeti nasıl yanında. Annesi ise Mecidiyeköyünde Eğer Nur, kendisinden habersiz bu idare ettim! Şimdi artık öbür mektubu da bir yerde oturuyor. meseleyi sizinle böyle hususî şekilde ko yolhyabilirim. Genc kadın birdenbire çevik bir hare nuştuğumu haber alırsa bana çok kırılaOmuzlarını, kollarını oynattı. Odanın ketle yerinden kalkmıştı. Zile bastı ve caktır. Biliyorum. Mağrur kızdır; beni ortasında dönerek karsıdaki aynaya bakkapıda görünen Eleni'ye Hkör getirmesi asîa affetmiyecektir... diyordu. tı. Gözleri parladı. Tekrar vücudünün Mehmed Münife bu fikri de kabul et dirildiğini, kanının daha şiddetle cevelâni emretti. Ikisi de likörlerini gayet memnun, neş tirmek pek kolay oldu. na başladığını hissediyordu. Şimdi, içinde Bir müddet konuştular ve birbirlerile derin bir ferahlık ve memnımiyet vardı. eli içtiler. Mehmed Münif: Sizin gibi bir dost kazandığım için tanışıp görüşmekten çok memnun olduk Yaptığı işler onu hafif bir gururla sarhoş nekadar memnunum, diyordu. Evlene larmı sık sık tekrar ederek hararetli bir etmişti. Kendisini bir roman kahramanına benzetiyordu. Giriştiği oyun o kadar lim; bu görüşmeyi Nura da anlatırım. vedalaşmadan sonra ayrıldılar. basit ve tehlikesiz sayılmazdı. Galib gibi Bizim nasıl tanıştığımızı öğrenince ne tuMehmed Münif kapıdan çıkar çıkmaz hafına gider, değil mi? Fakat siz ne iyi, Şahende Hanım salonun ortasında kolla bir adamın karşısında böyle hareketîer ne vefakâr arkadaşsınız... Böyle bir dos rını yana doğru açıp omuzlarını kaldıra yapabilmek için çok büyük cesaret isterta malik olduğu için ilk işim Nuru tebrik rak geniş bir soluk almış ve sonra k^ndi di. Fakat bu serkeş ve dik kafalı, kenetmek olacaktır. sini, koltuklardan birine atmıştı. Şimdi. dini beğenmış adamı, hem de kendisinden Şahende Hanım bu sözler karşısında çok yol yürümüş bir insan gibi yorgun, nefret ettiğini söylediği halde, neticede yry inansam bile, bu şerait dahilinde, bugün olmasa bile, yarın onun beni unutup ihmal ederek sizin hayranlarınız arasma kanşacağma eminim. O zaman ben ne olacağım?.. Nur Hanım, eğer başımda çok büyük bir felâket olmasaydı bu mektubu size yazmazdım. Size, bana acıyın demiyorum. Fakat yakında Galibin çocuğuna ana oUcağım. Bu zavallı, bedbaht çocuğun istikbalini bir an düşünüp ona merMektub şöyle başlıyordu: hamet etmeniz için yalvarıyorum. «Nur Hanım; belki siz beni tanımazDoktor Galib ilk zamanlar, kendi kasmız. Fakat ne yapalım ki ben sizi, son nını taşıyacak olan bu zavallı yavru için zamanlarda tanımak felâketine uğradım. her fedakârlığı göze almış görünüyordu. Beni tanımak neden felâket olsun, diyeOnu isimsiz bırakmamaya ve beni, düşceksiniz. İzah edeyim: Şu sebeble ki, ben, tüğüm büyük hatadan alnımın akile kursizi tanımadan, görmeden evvel çok mestarmak için, çocuğumuz doğmadan evveî uddum. Seviyordum, seviliyordum. Fabirbirimize izdivac bağile yaklaşmamıza kat sizi gördükten, bilhassa sevdiğim ada taraftar görünüyordu. Fakat son zamanmın yanında gördükten sonra bütün ü larda onu biraz lâkayd görüyorum. Bu midlerim yıkıldı. Doktor Galibden bah beni mahiv ve perişan ediyor. Emin olun, setmek istediğimi anladınız mı bilmçm. kendımden ziyade, bir müddet sonra doNur Hanım; ben sizin bu aziz dostu ğacak olan o zavallı, masum çocuğa acınuzu seviyorum. O da hâlâ beni sevdi yorum. Siz de bana değilse bile ona acığini söyleyip duruyor. Fakat artık bu söz yınız ve babasını rahat bırakınız, Nur lere inanmıyorum. Çünkü siz çok fazla Hanım, yalvarınm size... Gencsiniz, gügüzelsiniz ve Doktor Galib sizinle fazla zelfiniz, kimi isterseniz seçebilirsiniz. Comeşgul görünüyor. Şimdilik aranızda cuğumun babasını, sevdiğim adaıru K^na dostluktan başka birşey bulunmadığına bırakmak sizin için neden büyük bir fe muvaffak olup da pençesine geçirebilirse... Işte şimdi bu, ona pek yakın bir ihtimal olarak görünüyordu. Memnun olduğu zamanlarda yaptığı gibi, hafif bir sesle şarkı söyliyerek yatak odasına geçri. Yazıhanesinin gözünden, Nura yazıp da henüz yollamadığı mektubu aldı. Kapanmamış olan zarfı gülerek açtı, mektubu çıkarıp, zarfı kapatmadan evvel tekrar okudu. dakârlık olsun... Bin türlü düşünce ve ıstırab içinde bunaldığım şu günlerde bu mektubu yazmak cesaretini göstermeğe mecbur oldum. Beni affediniz. Şahende». Şahende Hanım, mektubu okuyup bitirdikten sonra memnun memnun güldü. Telâşla koşup, telefon rehberini aldı. Nurun bir müddettenberi ablasmda misafir olduğunu biliyordu. Fatmanm kocası dişçi Hasanm adresini buldu. Zarfın üzerini yazdı. Ve Eleninin eline vererek derhal postaya atmasını söyledi. Eleni mektubu alıp da odadan çekilir çekilmez genc kadm derhal kendisini karyolasının üzerine attı. Dudaklarına bir sigara iliştirdi. Kendisini ağır bir yiikten kurtulmus gibi rahat ve sakin hissediyordu. Kurduğu plânın vereceği güzel netice daha şimdiden gözlerinin önünde canlanmaya başlamıştı: Mehmed Münif, Nuru annesinden istediği sırada kendi yazdığı mektub Nurun eline varmış bulunacak, kızda eğer Galibe karşı hafif bir zâf varsa bile mektubu okuduktan sonra tekraf Mehmed Münife, bir zamanlar sevdı'Ü adama dönerek onun izdivac teklifini kabul edecekti. Onlar evlenecekti. Onlann evlenmesile Nur sahneden çekilmis olacaktı. lArkası varY