23 Eylül 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

23 Eylül 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

23 Eylul 1939 fn SON Ruzvelt'in nutku Suriye Meb'usan meclisi dağıldı Amerika Cumhurreisi, kongreyi açarken bitaraflık Parlâmento, harb dekanununun tedkiki lüzumunu izah etti vam ettiği müddetçe Vasjngton 22 (a.a.) Reisicumhur mıntakalarına girmeleri bahsinde îsrar eyRuzvelt, kongrede irad ettiği nutukta, liyecektir. Kongrenin bunu prensip olatopîanmayacak evvelâ bu fevkalâde toplantının hedeflerini anlatmıştır. Bu toplantının hedefi, demiştir, Amerika Birleşik devletlerinin yabancı memleketlerle olan münasebetlerine yeni bir veçhe vermektir. Ruzvelt, bunu müteakıb, kongrenin alacağı kararlann Amerikamn bitaraflığı, emniyeti ve sulhu için büyük ehemmiyetini tebarüz ettirmiş, 1939 kânunusanisin denberi Avrupa vaziyeti hakkında yap hğı muhtelif beyanata işaret etmiş ve demiştir ki: « 1939 kânunusanisindenberi sulhun idamesi için esaslı şartlar değişmiş değil dir. Bu sebebden tlolayı, bitaraflık ka nunlanmızı bir kerre daha tetkik etmenizi rica ediyoruro. 1789 da hükumetimizin meşrutî çekilde teessüsündenberi, muharibler karşısında Amerikan sıyaseti, mühim bir istisna haric, daima enternasyonal hukuka isti nad etmiştir. Şurasını hatırlatmak isterim ki enternasyonal hukukumuz esash he defleri, harb sebeblerini ortadan kaldır mak ve harbin genişlemesine mâni olmakbr. Muharibler karsısmdaki Amerikan siyasetinde yegâne istisnayı Napolyon muharebeleri esnasmda Amerikan hükumctinin tuttuğu siyaset teşkil eylemiştir. O zaman harbe iştirakten kaçmmak istediğimiz zaman ambargo ve ademiiştirak kanununu ileri sürdük. Fakat bu siyasette, fe lâketengiz bir muvaffakiyetsizliğe uğradı. Evvelâ, memleketin hemen hemen harabisine sebebiyet verdi. Saniyen 1812 Avrupa harblerine faal bir surette içtirakimizin esash sebebini teşkil etti. Şurasını da hatırlatayım ki 1814 te hepimizin bugün toplanmakta bu'unduğumuz bu hükumet merkezi, bu ambargo siyaseti yüzünden kısmen harab olmuştur.» Ruzvelt, bundan sonra 1 temmuz 1937 bitaraflık kanunundan bahsetmiş ve şöyle demiştir: « Çok miiteessifim ki kongre, bu kanunu kabul etti, gene çok miiteessifim ki ben de bu kanunu imza ettim. ^ Şimdi, bu kanunun bir maddesinin degiştirilmesini taleb eyliyorum. Bu madde, enternasyonal hukukun eski prensiplerile tamamile tezad halindedir. Bu madde, ambargo hakkındaki maddedir. Bunun tadilini taleb ediyorum. Çünkü bu maddenin Amerikan bitarafhğını, emniyetini ve BUİhunu tehdid etmekte olduğu kanaatindeyim. Bu ambargo maddesi, muhariblere, tamamile imal edilmiş harb malzemesi satılmasını meneylemekte, fakat bir çok harbe yarar levazımın ve umumiyetle ticaret eşyasının satışma müsaade etmektedir. Bu madde, Amerikan gemilerine, muhariblere ziraat ve endüstri maddeleri taşımağa müsaade vermektedir. Doğrudan doğruya maddî bakundan İşe baktığımız zaman, tam olarak imal edilmiş bir sürü maddeler satabümek imkânı varken tam olarak imal edilmemiş maddeler yollamakta ne avantajımız var? Tam imal edilmiş mallar göndermek suretile binlerce ameleye bizzat burada, Amerikada iş verebiliriz. Böyle hareket ederken otomatik surette millî müdafaaya da yardım etmiş olacağız. Bitaraflık kanununda mevcud olan bir tezada iştirak etmeme müsaadenizi rica edeceğim: Eğer, 1935 nisanından evvel, Avnpada bir harb çıkmış olsaydı, Amerika Birleşik Devletleri, muharib milletlere, bunların satın alabilecekleri miktarda her türlü mal satacaktı. Bu, enternasyonal hu kuk prensiplerine tevafuk eder normal bir hareket olacaktı. O zamanki hattı hareketimiz, coğrafî vâkıalan ve kara ve deniz devleti vaziyetimizi kabul etmekte idi. Bu sebebden 1935 ten evvel çıkacak bir harbda alüminyom plâklarüe tayyare kanadlan ihracatı arasında hiçbir fark olmıyacaktı. Halbuki bugün iki madde arasında kanunî fakat sun'î bir fark mevcuddur. 1935 ten evvel sade pamuk ihracatile barut pamuğu i'/acah arasında hiçbir fark olmıyacaktı. Fakat bugün bir fark mevcuddur. Diğer taraftan bugün hepimiz biljyoruz ki bir muharib devlet, tayyare defi toplarına ve denizaltı gemisi bombalarına ihtiyacı olduğu kadar halkı için buğdaya, yağa ve pamuğa da ihtiyacı vardır. Bu vaziyette ambargonun kalmasmı istiyenler, mantıkî hareket etmek için ihracahn men'ini ete, buğdaya, pamuğa, bete, bakıra ve daha binlerce diğer r«adcleye de teşmil edecek yeni bir kanun istemelidirler. Ambargonun kaldmlmasile, hükumetimiz, Amerikan va^ndaşlarmın ve Amerikan gemilerinin bugünkü anlaşmazhk Lehistandaki Alman IHEM Bazan da acele muvaffakiyetinin sırrı etmek lâzımdır Yazan; H. B1LECEN Lehistan, otuz beş milyon nüfusu olan bir memleketti. Bu nüfus, küçük bir küt'.e değildir. Ayni Lehistan, Avrupa kültürü ve sanayi bakımından çok geri bir memleket de değildi. Eski Rusyanın en müterakki sahasile eski Avusturya Imparatorluğunun canh vilâyetlerinden ve eski Almanyanın güzel sanayi merkezlerinden mürekkeb olarak vücude getirilmişti. Yüksek bir vatan edebiyatına malik olan Lehistanda vatanseverlik de en yüksek derecelerini bulmuştu. Bütün şark mil letleri gibi, duygulu, mistik, vatansever bir kütle vücude getiren Lehistan, Rusya ile Almanya arasında daima tehlikeye maruz bir hayat yaşamaya mahkum olduğu için askeıliğe ehemmiyet vermeği de ihmal etmiş değildi. Eğer, Lehistanla Almanya arasmdaki muharebeyi eski harb ölçülerine vurmak lâzım gelseydi, bu memleketin, Almanyaya karşı hiç olmazsa iki ay dayanabilmesi icab ederdi. Nitekim, bu ölçüyü kullananlar bu fikri son dakikaya kadar muhafaza ettiier Bunlar, Rusyanın müdahalesi emrivaki oluncıya kadar hâlâ Lehistanm bir manevra üzerinde bulunduğunu ve Almanlara karşı yeni bir cephe vücude getireceklerini ümid ettiier. Buna zıd olarak gelen haberlere inanmadılar. Bununla beraber, Lehistan on beş gün içinde en büyük ve en mühim kısmile işgal edildi. Leh ordusu bu müddet zarfında eriyip gitti, parça parça oldu. Lehlilerin bu harb esnasında göstermiş ol duklan kahramanlıktan şüphe edilemez; çünkü, Lehistan hükumeti, heyetile Leh toplannı bırakıp harice çıkmı? olduğu bir zamanda dahi, henüz Leh ordusunun muhtelif parçalan kendilerini dört taraftan çevirmiş olan Alman kuvvetlerine karşı mezbuhane mukavemet ediyorlar. îşin bilhassa dikkate değen bir tarafı da şudur ki Alman orduları Leh ordularına karşı yüksek bir aded faikiyetile de harbetmediler. Askerî müdekkiklerin ifadelerine göre Almanlar belki de yüzde on be? derecesinde bir faikiyet sahibiydiler. Bazı mütehassıslar hatta tefevvukun bu derecesini bile kabul etmiyorlar. Su halde, nasıl oldu da Leh ordusu bu kadar kısa bir zamanda mağlub oldu? Nasıl oldu da Leh ordusu hatta harbetmeğe bile vakit bulamadı? Bu bir meseledir ki şu dakikada herkesin ehemmiyetle zihnini işgal ediyor. Almanlann taarruz ettikleri tarihten itibaren beş gün sonra Leh ordusu, biribirile irtibatı kesilmiş olan üç parçaya aynlmış bulunuyordu. Bu üç parça, Almanlar tarafından ayrı ayrı ihata ve mağlub edildi. Lehlilerin ver dikleri esir miktarının azlığı, canlannı fedada imsak göstermediklerinin en büyük delilidir. Şu halde, nedir bu kimsenin beklemediği hayretc şayan neticenin amili? bile vakit bırakmadı. Eski ordular, çok ağır hareket edebilir birliklerden mürekkebdir. Bütün ha reket enerjisi insanlann adalelerile sinirleri ve hayvanların da adaleleri üzerine yüklenir. Halbuki adale yorulur, sinir yıpranır. Bunların tamiri için, yemek yemek, istirahat etmek lâzımdır. Motore gelince, o, dinlenmek nedir bilmiyen mütemadi surette enerji halkeden bir makinedir. Tek bir motör, tek bir şoförün elinde elli insanı birden hem yürütür, hem de dinlendirir. Top çekecek, yiyecek taşıyacak olan hayvanlar da nihayet dinlenmeğe, yem yemeğe muhtacdırlar. Bir hayvan, arkasında yalnız kendisinin yiyeceğini taşıyacak oisa bu, büyük bir yüktür. Halbuki, bit motör bir litre benzin'e kilometrelerce yürür ve o litreyi beraberinde götürdükeç hiç dinlenmeksizin mütemadiyen ve sür'dtle ileri gider. Alman askerleri adedce, filhakika, Lehlilere nispeten çok faik değildiler. Fakat, zırhlı fırkalarla motörlü fırkalarda bulunan Alman askerleri, her musademede daima yorulmamış bir kuvvet olarak ateş başına geçtiler ve her takibde yürüyen Leh ordusunun etrafında motör üstünde ko şarak dolaştılar. Biri dört kilometreyi iki saatte katedebilirken öteki bu işi mu hakkak bir çeyrekte hallediyordu. Biri on kilometre yoldan sonra dinlenmeğe muhtac, yere serilirken öteki taptaze bir kuvvet halinde onu çevirmeğe muvaffak oluyordu. îşte, bütıin harb böyle cereyan etti. Zırhlı fırkalar ezdiler, motörlü fırkalar çevirdiler, bunları takib eden motörsüz cüzütamîar da geriyi sağlamlama, saha doldurma ve icab ettikçe cephe yarma işlerini gördüler. Teknik harbi NALINA MIHINA 1 rak kabul ettikten sonra, her gün değişBeyru* 22 (a.a.) Havas: Meb'usan mekte olan bu mıntakalarm tespitini Harr.ec.iL~' dağılmıştır. Harb devam ettiği riciye Nezaretine bırakması lâzım gelernüddptçe toplanmıyacaktır. Nazırlar cektir. meclisirJn yerine de bir Pransız müşaRuzvelt, bundan sonra, ambargo kay vkıl^ bir nazır ve şimdi faaliyette buludınm siyasî fenahklan üzerinde ısrar eyle n^n rrfldiran meclisi kaim oîacaktır. miş ve demiştir ki: Yüksek komiser Puaux, muhtelif islâm ve hıristiyan cemaatlerinin mü « Ambargonun tatbikı, yalnız siyamesstfV' tarafından izhar edilen arzusetimizi baştanbaşa değiştirmekle kalmayu yenne getirerek harbin icablannı mış, deniz ticareti bahsinde kara ve de dikkate almak şartile Lübnan kanunu niz devletlerini de müsavi bir hale sok e?asisin<3e bazı reformlar yapan bir kamustur. Bir harb tehdidi yapan bir kara raTiıame isdar etmiştir. devleti, bu suretle, kendisini daha evveReisicumhur Emile Edde, vazifesi balinden emniyet halinde görebilmektedir. şında kalmıştır. Mumaileyh yüksek koFilhakika, ambargo dolayısile, muhasımı miserir, tasvibile kanun kuvvetini haiz olan deniz devleti, dünya ile ticaret yap kararnaıneler isdar etmek hakkma ma mak hakkının ihlâl edilmesile zayıflamış liktir. bir haldedir. Bu vaziyet, bundan dört sene evvel, kendi kuvvetinden veyahud coğrafî vaziyetinden dolayı değil, yalnız bizim kanunumuzun bu kaydından dolayı, Ankara 22 (Telefonla) Adlî teblibir muharib diğerine karşı faik bir vazigatm posta ile yapılması hakkındaki kayete girmiştir. Ambargonun kaldırılması, en doğru olan enternasyonal siyasete av nunun tatbikmın tehiri hakkında Posta ve Telgraf umum müdürlüğünce yedettir. Bu suretle, sulh zamanı normal tini bir kanun projesi hazırlanmıştır. caret siyasetimizi, muhasematın devamı Projenin esbabı mucibesinde tebligat müddetince de takib eyliyebileceğiz. Bu, işlerinde çahşacak mütehassıs memur bazılan tarafından iyi, bazılan tarafm tedarikjnde zorluklara tesadüf edildiği dan da fena karşılanacaktır. Fakat me bildirilmekte ve bu işlerin halen oldusele orada değildir.Tavassut ettiğim tedbir ğu gibi Adliye Vekâleti tarafından ya normal, hakikî, an'anevî bitaraflık hatb pılması istenmektedir. hareketine avdet edilmesidir. Eğer amTebligat işlerinin posta ile yapılması bargonun kaldırılması kararlaştırılırsa, A kanunu 1940 senesi başından itibaren merikan emnieytinin takviyesi gibi diğer tatbik mevkiine girecekti. bazı siyasî meseleler de tetkik olunacaktır. Hepimiz, hedef bahsinde müşterekiz. Aramızdaki ihtilâf yalnız bu hedefe varnıak için kullanılacak usuldedir. Aynı zaAnkara 22 (Telefonla) ^ Eızurum manda muhariblere harb kredisi açılmaPosta, Telgraf ve Telefon^müdürü Fazıl sına da mâni olmak mevzuu kanunun hü Konyaya, Konya müdürü Mithat Sıvakümlerini tatbik etmek veya Amerika va sa, Bılecik müdürü Ahmed Erzuruma, tandaşları muhariblere kredi açarlarsa Sıvas müdürü Asaf Aydına, Ordu m ü hükumetimizin bu kredilerin ileride itfasını dürü Hâmid Kütahyaya, Istanbul Posgaranti efcmiyeceğini ilân etmek suretile ta, Telgraf muhasebecisi Şakir tsparta mümkündür. Bunun neticesi Amerikadan müdürlüğüne, Edirne müdür muavlni yapılacak bütün mübayaatın peşin olarak Sabri Muğla, Muğla müdürü P.ahmi tediyesi ve ahnacak malların alıcılann va Denizli, Amasya müdürü Rısa Yozgad, Ağn müdürü Fahri Çorum, Kütahya purlarile ve kendilerinin zarar ve ziyanımüdürü Nazif Ordu, Bitlis müdürü Nuna olarak nakledilmesi olacaktır. Mevcud ri Siird Bursa müdür muavini Şükrü kanunla istihdaf edilen hususat temin e Bilecik. Aydın müdürü Osman Bitlis, dilmiş bulunuyor: Bu hedefler muharib Kastamonu müdür muavini Hasan Ağlere aid Amerikada mevcud paralann tan n, Siird müdüni Medeni Amasya, Artzimi, silâh ihracatına aid vesika usulünün vin mevkez şefi Galib Çoruh posta müidamesidir. Yeni kanun mucibince silâh, dürlüklerine tayin edildiler. mühimmat ve harb levazımı Amerika geBir Yunan şilepi kaza raporu milerince nakledilemez. Bu hüküm değişistedi tirilmemelidir. Amerika tebaası muharib İzmiT 22 (a.a.) Kalas'tan limam vapurlarla seyahat edemez. Bu hüküm de mıza miihim miktarda kereste yükü üe değiştirilmiyecektir. Bu programm memleketimizin harbe doğru bir adım yaklaş gelen Yunan bandıralı Pipi vapuru nun kaptanı ticaret mahkemesine mü ması olacağmı söyliyenlere cevabım şuracaatle vapur yükünün yolda fırtıni dur: Bu program, Amerikalıların hayat dan zarar gördüğünü ileri sürerek Dir ve mallarını tehlikelere karşı korumak hu kaza rapou istemiştir. susunda bugüne kadar mevcud olan koruMaçek'in vaidi ma hükümlerinden daha mükemmel hiBudapeşte 22 (a.a.) Gazeteler, Mamaye edilecektir. Bu program müspettir. Ve geçen Dünya Harbinde bizi ihtilâfa çek'in Yugoslavyanın Macar ekalliyeti sürüklemek için tevessül olunan hâdise ve rüesasını kabul ederek talebelerini Salmünakaşalara meydan vermiycektir. îşte tanat n:yabeti meclisine arzetmeği vadeylemiş olduğunu yazmaktadırlar. sulh yolu da budur.» vam kamarasında, Başvekil Çemberlayn ile muhalefet liderlerinin sözleri arasında epey dikkate lâyık olanları var. Askerî hareketlere ve İngilterenin müttefiklerine yardım meselesine taaîluk eden bu sözler, hakikaten mühimdır. tngiliz Fransız kuvvetlerinin hare ketsizliği İngilterede de tenkidleri mucib olmuş olacak ki Başvekil, bunlara kapall bir surette cevab veriyor. Meselâ, son zamanlarda, bizde b'le, Fransa ile Ingiltere, neden Lehistana beşer yüz tayyare göndermediler diye soranlar çoktu. Çemberlayn, bu hususta şöyle diyor: «Bu haftalar zarftnda hava bombardımanlarına uğramamış olmamız, anavalan mü~ dafaa kuüvetlerimızin bir kısmtnı fazla acele ederek dağıtmamız için bir sebeb leşkil etmemelidir.» Filvaki tngiliz ve Fransız hava kuvvetlerinin bir kısmını, harb patladıktan sonra, Lehistana göndermek hava harbi tekniği bakımından doğru değildi. Çünkü büyük tayyare filoları leylek sürüleri gibi sefer edemezîer. Gittikleri yerde, inecek hava meydanlan ve üsleri isterler. Bu üslerde. hertürlü yedek parça'ar ve tamırat yapacak ustalarla mücehhcz tamir atölyeleri isterler. Benzin, bomba ve silâh ikmalieri için depolar isterler. Bu hava meydanlannm gayet kuvvetli hava defi bataryalarile müdafaa edilmosini isterler. Bunların hepsi önceden hazırlanmadıkça bes yüz, bin tayyarenin düşman memleketi üstünden, düşman hava kuvvetleri ve aktif müdafaasile çarpışarak, 8 0 0 1 0 0 0 küometrelik bir uçuş yapmak suretile müttefik memlekete gitmeleri imkânsız denilecek kadar güçtür, Fransız ve îngi'iz filolan, Alman hava kuvvetlerile çarpısa çarpışa Lehistana jçitmeği göze alsalardı, uzun hazırlıklara muhtac olan yukanki tedbirler ahnmamış olduğu için, orava vardıklannın ertesi günü şafakla beraber düşmanın yapacağı hava hücumlarile perişan olurlardı. Müttefik hava kuvvetlerinin Lehistana gidebilmeleri, ancak sulh zamanında hazırlık yapıldığı takdirde mümkün olurdu. Bunun vapılmamış olması, Ingiltere ve Fransa hesab'.na, bir görüş hatasıdır. îngiliz Fransız hava kuvvetleri, 20 eylul arihli Cumhuriyette çıkan yazımızda zah ettiğimiz gibi. kendi seferberliklerini, yığmaklarım ve hazırlıklannı rahat yapmak için, Lehistana girmekten çok daha kolay birşeyi, yani Almanyaya şiddetli hava hücumları yapmağı dahi göze aldıramamışlardır Adlî tebligat işleri teahhur ediyor Posta müdürleri arasında Reisicumhur, parlâmento azalarını her veznedarhkları türlü parti mülâhazaları fevkinde olarak Ankara 22 (Telefonla) îdarei huharekete ve Amerika milletinin birliğini susiye ve belediyelerin veznedarhkları, bütün dünyaya göstermeğe davet etmiş şubesi bulunan yerlerde İş Bankası, butir. lunmıyp.n yerlerde Ziraat Bankası şu beleri tarafından yapılacaktır. Vekiller Heyeti. Ziraat Bankası şubesi bulunmıyan yerlerde hususî idare veznedaruk îannır malsandıklarmca ifasma devam olunacağım ,ve bu gibi yerlerde beîe diye veznedarları bulunacağıru karar olsa adedî fazlalığı, nihayet, Alman teşlaştırdı kilâtçılığı ve daha bir takım unsurlar, bu faikiyeti vücude getiren kuvvetlerdir. Mühendis mektebi Fakat, bütün bunlara rağmen, Leh ormüdürlüğü dusunun bu kadar kısa bir zamanda, hatAnkara 22 (Telefonla) Yüksek Mühendis mektebi müdürü Suphi Tanıg ta usulü dairesiod" bir meydan muhareAnkara 22 (Telefonla) Salı günü açık bulunan fen heyeti azalığma, mek besi vermeğe bile vakit bulamadan mahşehrimizde Nümune hastanesinde ve teb profesörlerinden Tevfik Tavlan da volmasını izah irin, mutlaka yeni bir sefat eden HoUanda sefiresinin na'şı tah mekteb müdürlüğüne tayin ei; miş beb ve şimdive kadar malum olan kuv nit edilmiş ve memleketine gönderil lerdir. vetlerden başka bir kuvvet bulmak icab mek üzere bugün teşyi edilmiştir. eder. Alman ordusu Cihan Harbinde de Nafıa Vekili şehrimize Merasimde Başvekil Refik Saydam, bütün bu mezıyctîere sahib olduğu halde Vekiller, meb'uslar, ve Ankarada bulugeliyor bu kadar seri muzafferiyetler temin edenan sefirler ve Hariciye erkânı tara Ankara 22 (Telefonla) Nafıa Vekili memişti. Bu defa araya mutlaka yeni bir fından teşyi edilmiştir. Genera: Ali Fuad Cebesoy bu akşam amil kanşmış olmak icab eder. Yarın (bugün) İstanbulda HoUanda İstanbula hareket etmiştir. Hiç şüpheye mahal yok, bu amil, bu sefarethanesinin kilisesinde âyini ru Faaliyete geçirilen veni kuvvet unsuru teknik ve motördür. hanî yapüacaktır. Cenaze merasimden sonra Hollandaya gönderilecektir. selektörler Bundan evvelki muharebelerde bütün hareketler bacakla yapılırdı: İnsan ba İzmit 22 (a.a.) Ziraat Vekâletince Japon Hariciye Nazırı vilâyetımize gönderilmiş olan altı aded cağı, hayvan bacağı. Halbuki bu defa değişiyor selektör, hububat mıntakalannda tespit Alman ordusu, ekseriya, tekerlekle, din: Tok o 22 (a.a.) Domei ajansı, Ami edileı tohum temizleme merkezlerine gil üzerinde hareket etti. Bütün ordunun ral Kichısaburo Nemuıra'nın yakında gönderiJmiş ve faaliyete geçirümiştir. takriben üçte biri ağır zırhh fırkalarln Hariciye Nezaretine tayin edileceğini Bu suretle Vilâyette köylünün tekmil hafif motörlü fırkalar daima tekerİ8İ? haber vermektedir. Vaktile Vaşington tohumluğu bu sene temizlenip ilâç üzerinde harekct ettiier. Bunun için, asda ataşpmiliterlik etmiş olan amirai lanması temin edilmiş olacaktır. Her seJapunya ilc Amerika arasmdaki müna ne pas sürme ve rastik gibi hububat kerî hareket, şimüive kadar görülmedık sebetl' i tanzimc müteallik olan müza hastalıklaTindan birçok zararlar gören bir sür'at ve keîaf"t kesbetti; bu sür'at ve kerelc," idaıe için nek tabiî bir namzed köylü hükunıetin bu yardımına çok se kesafettir ki Leh ordusunu şaşırttı, ona nerede mukavemet edeceğini düşünmeğe telâkk' edilmektedir. vinmiştir. İdarei hususiye Holanda sefiresinin cenaze merasimi Ankarada teşyi merasiminde Başvekil hazır bulundu Lehistandaki sür'at harbini kazanan Alman ordusu değil, Alman tekniğidir. Belki de tekniği ordudan ayırmak kabil olmıyacağı için gene bu seri zafer hakkını Alman ordusundan Almaya hakkımız olamaz. Fakat, harbi, kahraman neferden ziyade motörün ve bu motöre kumanda eden Alman tekniğinin kazanmış oldu ğunu söylemek daha doğrudur. Leh ordusile Alman ordusu adedce belki müsavi idiler. Fakat, bir litre benzinde gizlenen tabiat enerjisi bir insan veya hayvanda yaşayan uzviyet enerjisinden pek çok misli fazla olduğu için, iki orduyu enerji vâhidikıyasisile ölçtüğümüz zaman, Alman ordusunun nekadar fazla bir kuvvetle harbetmis olduğunu tasavvur edebiliriz. îki tarafın kuvvetini ölçerken sade insana, hayvana, silâha bakmak kâfi değildir. Her iki tarafın hareket için sarfettiği benzini de hesaba katmak, bilhassa bu nokta üzerinde durmak lâzım dir. Alman ordusu bu bakımdan nispet kabul etmez bir faikiyet sahibi idi. Leh ordusunu mağlub eden kuvvet, Alman piyadesinin enerjisi değildir: Almanya Lehistanm fcu acıklı sergüzeştinin nın benzin stokîandır! H. B1LECEN elbet birçok sebebleri vardır. Bu se bebleri birer birer tetkik edecek o lan cemiyet ve askerlik mütehas Yugoslavyada asker ailesıslan. bir gün gelip bunu teferruatile ellerine yardım bet tespit ederler. Fakat, bugün, bizler Belgrad 22 (a.a.) Nazırlar meclisi, için hâdiseler arasında dolaşırken verilemanevralara çağınlmış olan askerlerin cek bazı hükümler ve edinilecek bir tamuhta? ailelerine zaruri olan yardımı kım fikirler de vardır. Facianın son per yapmağa karar veirmiştir. desi kapanırken bu fikirler üzerinde duNazırlar meclisi, ayni zamanda askerî rabiliriz. lüzumn binaen hayvanlan musadere eecek olan bütün çiftçilere tazminat Lehistan ordusunu bu kadar kısa bir \erilmPFİn: de kprar altma almıstıır. zamanda mahveden taarruzun, birçok bakımlardan faik bir kuvvet olduğu mu Şimal hududlarında tahşidat Londra 22 (Hususî) Yugoslav hühakkaktır: Alman ordusunun yüksek sevk ve idare kudreti, Alman milletinin kumeti Alman ileri hareketine mâni olinzıbatçı ruhu, Alman neferinin ferdî mak üzere şimal hududunda tahşidat yüksekliği, Alman ordusunun küçük de yapmrktadır. Çemberlayn'in bir sözü daha varî «Askerî müşavirlerimızin tasoib etmedikleri şeyleri yapmayız. Nihaî zaferi ge * cihtirectk mahiuetie sergiizeşllere atılmayız. Sevkulceyş, kal'ı kuvveti, kat'î zamanda, kat'i noktaya teksif etmek san'ahdır.y> ' Güzel ve dogru sözler ama, bunların güzelliği ve doğnıluğu geçen martta Almanyanın ÇekoSiovakyayı ilhakındanberi vuku bulacağı malum olan bir harfc için, Lehistanm hertürlü malzeme ile takviye edilmemiş olmasmı affettirmez. Nitekim, Başvekilden sonra söz alaıl muhalif parti reislerinden Greenvvood, Lehistana daha âücenabane bir yardıru yapılmamasından doîayı teessürünü izhar ederek şöyle demiştir: <dslikbalde dostlarımtza vadedeceği miz yardımm daha seri, daha emin üe daha âlicenabane olması lâzımdır. Bu yardım seri olmadığı takdirde, bizim facl müttefiklerimiz olabilecek olan dosilarıAmerikada orduya iltihak mız, kendi arzu ve iradelerine rağmen edenler pasif birer dost olmak mecburiyetinde Vaşington 22 (Hususî) Harbiye kalacaklardır.» Nezaretinin emrile bugün 50 bin kişi Greenwood'un sözîeri gayet doğrudur. daha orduya iltihak etmiştir. Bu suretİngiltere hükumeti, müttefiklerine yardım le ordunun kadrosu itmam edilmiştir. hususunda gecen nisandanberi çok kıy metli zamanlar kaybetmiştir. Gerçi sakin tspirto tevziatı İnhisarlar idaresi eczahanelerle ima ve soğukkanlı olmak, telâşçılıktan iyidir lâthaneıere verilen ispirto tevziatını ama bazı işler de vardır ki azamî sür'atle aybaşirdan iti^aren veni bir şekilde başarılması elzemdir. yapma§a k=rar vermiştir. EczahaneleIngilizlerle Francızlar, rouhalif liderin re her ayın ilk haftasının salı, çarşam dediği gibi, do?t ve müttefiklerine yapaba ve perşembt günleri ispirto verile caklan malzeme \r para yardımlannı öncektir. Muayyen ve cilâ ispirtoları ise ceden yapmahHır. Yoksa, bunlar taamı1 salı ve cuma günîeri tevzi olunacaktır. za uğradıktan sonra, coğrafî vaziyet dolayısile ya hiç yardım edemezîer, yahud Kolunu makine kapmış da geç kalmış o'ur'ar. «Evvelâ can sonra Bakırköyünde Sümer Banka aid Bez fabrikasında çalışan 17 yaşlarmda Ne caııan» sözünü bu bahiste «can da, ca • cati, iş esnasmda kazaen kolunu maki nan da berabeı;> şekÜne sokmak lâzım neye kaptırmıştır Kolu ehemmiyetli su dir. rette parçalanan Necati, imdadı sıhhî İngiltere tarafından, harbden, pek az otomobUile Cerrahpaşa hastanesine kal evvel, yalnız para yardımı görmüş ve dınlmıştır. bundan da istifadeye vakit bulamamış o» lan Lehistanm skıheti, iki demokrat dew Bir açıkgöz! Fatihte Hattat sokağında oturan Ab leti idare edanlere bir ibret dersi olmalıdullah, dün gece Şehzadebaşındaki Mıilî dır. sinemada uyumakta olan Halilin kol saatini çalıp kaçarken yakalanmıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: