Millî Şefin seyahati IBaştarafı 1 incî sahlfede] 7 Ağustos 1939 CUMHURİYET hir plânını tetkike başlamıştır. Bolu mebuslarından Emin Yerlikayaya Bolunun nüfusunun niçin az olduğunu soran Mü! Şefe meb'us şöyle csevab vermiştir: « Etraf ormanlıktır; dağlıktır. Nü fus başma vasatî on dönüm arazi isabe ediyor. Hem ormancılık, hem çiftçilik müştereken yapılmazsa geçinilmiyor.» İnönü 927 ve 935 sayımınm neticesin sormuş, şehrin umumî manzarasma hâkim binalara bakarak: « Şehri bir kere görelim» demiştir Bu esnada Belediye önünde kesif bir ha!k yıgmı toplanmış, Millî efi, binadan ayrılırken coşkun tezahüratla selâmlamış\ Belediye otelinde... înönü, Belediye otelini görmek istemiş, nevzuubahs binaya girerek oda ve salonlan, banyo dairesini görmüş, bir adamm yemekle beraber günde kaç kuruş verdiğini, haricden gelen olup olmadığını, her zaman müşteri bulunup bulunmadığını sormuştur. Kendisine, Ankaradan, îstanbuldan dahi gelenler bulunduğu, fakat her zaman müşteri bulunmadığı, yollarm bozukluğundan bir gelenin bir daha gelmediği, gelenlerin de ya kaphcalara yahud Abad köyüne gittikleri, yolunda cevablar verümiştir. İnönü, buradan otomobille Parti ve Halkevi binasını şereflendirmiş, şehrin her tarıfını ve bütün güzelliğini gören bir tepede inşa edilmiş bulunan Halkevi bahçesini gezmiştir. Bir aralık pek yaşlı bir muhacir kadın: « Seni gökte ararken karşımda buldum, şanlı evlâdım...» diyerek Reisicumhurun yanma yaklaşmış, bazı dileklerde balunmustur. da yakalanmış olan birkaç vahşi lıayvanın bulunduğu kafesleri görmüştür. Bu rada dişili erkekli bir çift tilki, bir çift kurd, bir de ayı bulunmakta idi. İnönü amele yemekhanelerini, bakkaliyeyi, muayene odasını görmüş, fabrika müdürüne doktorlan olup olmadığını sormuştur. Millî Şefe doktorun haftada iki gün gelerek hasta ameleyi muayene et tiği cevabı verümiştir. « Ne ücret veriyorsunuz?» « Senede maktuan iki yüz lira...» İnönü, toplanmış olan işçilere ve halka veda ederek ayrılmış ve ormanın sık a ğaclıkları arasında bir ufak gezinti yaptıktan sonra şehre dönmüştür. Heyetlerin kabulü Bundan sonra saat 19 a doğru Vilâyet binasına gelen Millî Şef, kazadan selen heyetleri kabul etmiş ve halkın derdlerini dinlemiştir. İnönü, Düzceden gelen heyete mahsul vaziyetini, fiatları sormuş, tütüncüler mahsul vaziyetinin bu sene orta olduğunu söyliyerek: «En ziyade tütüncülüğün para etmesini istiyoruz» demişlerdir. « Nasıl para edecek?» « Serbest bırakılsın. İnhisar avans veriyor. Avans verdiği için rüçhan hakkı vardır. Haricden gelen tacirler bu tütüne daha fazla fiat vererek almaktan çekini yorlar. Zira İnhisar idaresinin kendüerine müşkülât çıkaracağından korkuyorlar. Sonra inhisar eksperleri de tahminlcrinde bazan yanıhyorlar ve ikinci defa ekspertize yapılmıyor.» Bu esnada Millî Şef, heyetten birisine şunu sormuştur: « Şimdi sen çiftçi olarak mı, tüccar olarak mı söylüyorsun? Zarar gören hangisidir?» Kütübhanede faaliyet Millî Şef, Parti binasmda, toplantı selonunu, içtima odalarını görmüş, üst kata çıkmış, kütübhaneyi tetkik ederek kü tübhane memurile şu şekilde konuşmuştur: « Okumaya geliyorlar mı?» « Geliyorlar.» « Kaç kişi gelip okuyor?» « Günde yirmi, otuz kişi...» « Hergün otuz kişi gelir mi?» « Hergün gelmez, tatil günleri biraz fazla olur.» « Buraya gazete filân gelir mi?» « Gelir paşam...» « Ankara, İstanbuJ gazeteleri?.. Memleketin diğer taraffarmdaki gaze * r eler?..» • « Hepsini alıyoruz.» « Fransızca, almanca gazeteler de /ar mı?» « Geliyor, mecmualar da geliyor.» « Hangilerini ahyorsunuz? Bana söyler misin?» « Hatırlıyamadım; bazıları geli yor.» « îyi ama, hiçbirini görmedim, ne« rede bunlar?» « Dolablardadır.» « Bunları gelenler, nereden bulup okuyacaklar? Okuma salonunun masalan üstünde hiçbir şey yok!..» « Fihrist vardır. Gözden geçirirler. Hangisini okurr.ak isterlerse alıp okur lar.» Cumhur Reisimiz, fihristi istemiş, kı saca tetkik etmiştir. Okumamn teşviki hakkmda tavsiyelerde bulunan Millî Şef, demiştir ki: « Okumayı teşvik etmelidir. Çok kitabınız var. Hepsi de muntazam ve temiz muhafaza ediliyor. Fakat okumaya ayrılan yeriniz dardır. Bunu daha eğlenceli ve neş'eli hale sokmalıdır.» Müteakıben Cumhur Reisimiz, binayı tamatnen gezmiş, yerini çok beğenerek bir daha gelişinde burada kalacağmı beyan etmiştir. Hatıra defterine şu cümleyi yazmıştır: [Boluda iyi gilnler geçiriyoruz.] İnönü, Halkevinden ooşkun ve sürekli alkışlar arasmda ayrılmış ve saat 16 da Kaphcalar istikametinde hareket etmiş tir. Kereste fabrikalarında Cumhur Reisimiz şehrin yakınındaki kaplıcalardan evvelâ Küçük kaphcayı görmüş, içerisini tetkik etmiştir. İnönü, buradan çıkarak kereste fabrikalarma uğramış, Titaşın fabrikasında kereste hazırlanmasını bizzat tecrübe ettirmiştir. Fabrika müdürü Kâmille şöyle konuş muştur: « Kaç ameleniz var?» « Faaliyette olduğu zaman 120 amele...» « Şimdi faaliyette mi?» « Çahşmıyor.» « Niçin?» « Ağac yok.»« Ağac ne zzman olur?» « Simdiki haldc satılmıyor. Or mandan satmıyorlar.» « Ne vakif satacaklar?» « Bilmiyoruz. Orman işletmesini bekliyoruz.» înönü, fabrikadan çıkarken Ismet a dında bir kücük k!z kendisine bir buket vermiştir. Fabnka bahcesinde ormanlar « Çiftçi olarak söylüyorum, zarar gören züradır.» « înhisar avans verdiği köylünün malını almaya mecbur mudur? İstediği zaman almıyabiliyor mu?» « Almıyabilir. Ancak bu mallann haricden bir tacire satılmasında müşkü lât çıkarıyor.» « Sormak istediğim bu: Köylü, inhisar idaresine nasıl olsa şu fiata satacağım diyebiliyor mu? Ve daha müsaid bir fiat bulursa başkasına sataınıyacak mı dır?» « Taahhüdde Inhisara satmak hakkı yoktur. İnhisarın rüchan hakkı var dır. Diğer alıcımn înhisarm verdiği fiatı geçmesi lâzımdır. Fakat tacirler, idare Mensucat fabrikası ihtiyacı nin kendi işlerinde müşkülât çkarmasın Ticaret Odası reisi Muzaffer. 130 bin dan korktukları içindir ki fazla fiat vere kilo tiftik ve 82 bin küo yün ihrac eden miyorlar.» bu mmtakada bir mensucat fabrikasının tesisini istemiştir. Bu münasebetle demişİnhisar memurunun izahatt tir ki: Bu sırada İnhisar memuru davet edil« Köylü 20 30 kuruş ücretle iş miş ve Reisicumhur mevzuu bahsedilen aradığı halde bulaıruyor, memleketimizşikâyeti anlatarak demiştir ki: « Köylüye avans veriyormuşsunuz. de birçok fabrikaları çahşürabilecek meRüçhan hakkınız var. Ama köylü daha vaddı iptidaiye mevcuddur. Kibrit fab müsaid bir alıcı bulursa satamıyormuş. rikası, kâğıd fabrikası da kurulabilir.» Bundan sonra Boluda bir telefon sanSerbest bırakmıyormuşsunuz.» tralının tesisi istenmiştir. inhisar memuru şu cevabı vermiştir: İnönü, telefonun ne vaziyette oîduğu« Biz, nâzımlık vazifesi yapıyoruz. Köylünün menfaatini her veçhile gözeti nu sormuş, Ankara ve Istanbulla görü yoruz. Fazla para verene satabilirler. şüp görüşülmediğini öğrenmek istemiştir. Ankara telefonunun açık olduğu ve on Müşkülât çıkarmıyoruz.» b«ş yirmi gündür kapalı olan lstanbul teinönü Düzcelilere şunu sormuştur: « Siz söyleyin, ne müşkülât çıkari lefonunun da bu akşam açıldığı arzedilyorlar? Diğer alacaklılar neden korku miştir. Bolulular, mülhakatla, nahiyelerle müvorlar?» « Eğer tacir, înhisarm avansl:îarin kâl.emeleri temin edecek bir telefon şebedan mal alırsa manipilasyon ve transfer kcsinin ihdası rica olunmuş, bundan sonmuamelelerinde müşkülât görüyor. Bu se ra manifaturacı Hüseyin Tosun, bu beble avanslılara pey vermekten çekini rada fabrika tesisile köylüye iş bulunyorlar.» ması ricasını tekrarlamıştır. Demirci Ab« Yani înhisar idaresile darılamam, dullah demiştir ki: diyorlar; değil mi? Siz buna hakika^en « Bu memlekette 25 ocak vardır. inanıyor musunuz? înhisar hususî bir mü Kömür yüzünden çektiğimiz sıkıntıyı tasessese değildir ki... Devletin müessesesı virden âciziz. Eskiden iki çuvalını 25 dir.» kuruşa aldığımız devrik ağacların budak« Yalnız bunlar kendi ihtiyaclarini larından yapümış kömürü şimdi bula n'ran evvel karşılamak için zürraı bagla mıyoruz. Bir aydanberi hiçbir dükkânmak mecburiyetindedirler. Onun için de da bir dirhem kömür yoktur. Isterseniz böyle bir çareye başvuruyorlar. Tütünle yoklayıp tahkik edebilirsiniz. Aramızda ri haydi İnhisara satalım amma verdikleri yüksek san'atkârlar vardır. Arkadaşlan fiat muvafık olmayınca, muhamminleri rruz çoluk çocuklarını bırakıp dışarıya çaaldanmca ikinci bir ekspertize müsaade et hşmağa gidiyoriar, san'atımız körleni rr.iyorlar.» yor.» İnhisar memuru: Orman müdürünün sözleri « Köylüyü hiçbir kayıd altında tutİnönü, burada Orman müdüründen muyoruz. İtiraz ederse fen memurlar.mız izahat istemiş, müdür vekili Zakir Tuna tütünleri ikinci bir muayeneden geçiriyor ile şöyle görüşmüştür: ar.» « Henüz müracaat eden köylu'ler Düzcelilerin dileği yck. Anlaşılıyor ki, istifadeleri az olduDüzceliler, ikinci muayeneyi yapan:n ğundan bu hususta müracaat etmiyorlar.» da İnhisar memurları olduğunu, bu heye« Müracaat etseler alabilecekler te haricden de bir iki mütehassıs katıhiîa mi?» m istemişlerdir. « En kolay: bu... Çünkü tahdid inönü: edilmiş bir sahanın içinden alacaklardır.» « Bunlar söylendiği zaman İnhi « Köylüler bunu bümiyorlar mı?» sorlar Vekili şöyle diyebilir: «Fiat tah « Biliyorlar, fakat istifadeleri az...» min ediyorum. Eksik tahmin edildiğıni « Eskiden ne dıye alıyorlardı?» farzetsek bile, zürraı serbest bırakıyoruz. « Çok ucuzdu, rüsum yoktu.» Ve daha fazla fiatla alacak olana satabiDemirci Abdullah burada demiştir ki: !ir.» Şimdi halledilecek nokta budur: « Şimdi de rüfumda fark yoktur. înhisar idaresi tütünün serbest fiatla sa Fakat Orman dairesinde fen memuru :ıîmasına gizli, aşikâr tesir yapıyor mu?» noksan olduğundan ve bir fen memurunun gönlünü yapmak için üç dört ay uğİnhisar memuru: rasmak lâzım geldiğinden tedarik edile « Yapmıyor Paşam.» miyor.» Düzceliler: înönü; « Bu fikri başka türlü de ispat ede Dün, Pavli adası önünde üç kişinin boğulmasile neticelenen feci bir kaza olmuş, bir kişi ağır, iki kişi de hafif surette yaralanmıştır. Akşam saat 16 dan sonra Pendikten iki sandala binen bir Ermeni ailesile misafirleri, Pavli adası istikametinde bir deniz tenezzühü yaparlarken sandallar dan birisi akıntıya tutulmuş ve içindekilerin telâşı yüzünden devrilmiştir. Neticede Zarohi isminde bir kadınla Antranik ve Vahram adında iki erkek denize dökül müş, boğulmuşîardır. Felâketzedelerin imdadına koşmak istiyen ve diğer san dalda bulunan Raşel ismındekı bir kadınla Varogel ve Mikail adlarındaki gencler zorlukla kurtarılmışlardır. Bo ğulanlardan Antranik, Raşelin oğludur. Saat on yedi buçukta Pendik iskelesine çıkarılan cesedler, belediye doktoru tarafmdan muayene edilmiş, definlerine ( Akcakoca heyeti ruhsat verümiştir. înönü, bundan sonra bu seneki mahsuFacianın ne şekilde cereyan ettiği haklün miktarı, ve nerelere ihracat yapıldığı kmdaki tahkikat, dün gece geç vakte kahakkında malumat almış, kendilerine tedar sürmüştür. Raşel, Varogel ve Mikail şekkür ettikten sonra Akçakocadan gel tedavi altına alınmışlardır. miş olan heyeti kabul etmiştir. • Heyet, Akcakoca Belediye Reisi Halkevi başkanı, Parti idare heyeti aza [Baştarafı l inci sahtfede] smdan müteşekkildi. Heyet azaları, Akçakocadan Düzceye gelirken otomobille Japon makamlarile belediye meclisi teşrinin yolda hafif bir arıza yaptığını, yarım riki mesai edecektir. 3 îtilâfın tatbiki için Japon ve însaat rötorla 2,5 saatte geldiklerini söylegiliz makamlan arasmda bir irtibat or mişlerdir. înönü: ganı faaliyette bulunacaktır. « Yol nasıldır?» 4 Imtiyaz mıntakalarında Japonlar « Natamamdır.» aleyhinde yapılacak hertürlü faaliyet sıkı • « Akçakocayı görmek isterim. Denîzden mi, karadan mı gidilse daha ente bir kontrola tâbi tutuiacaktır. 5 Polis teşkilâtındaki Japon aleyhre?an olur?» Cumhur Reisimize karadan gidilmesi tan memurların vazifelerine rühayet ve; n n daha güzel olacağı cevabı verümiştir. rilecektir. 6 Belediye meclisinde Japon polis inönü, bundan sonra Boludan demirci âmirleri istihdam edilecektir. Abdullah Gürses, terzi İhsan Bolath, 7 Belediye meclisine Japon aza manifaturacı Hüseyin Tosun, marangoz kabul edilecektir. Necati V€ Bolu Ticaret Odası reisi Mulaşe müşkilâtı artıyor zafferi kabul etmiştir. Her biri muhtelif Tiyençin, 6 (a.a.) Ingiliz mmtadileklerde bulunmuş; bu arada orman kanununun tatbikatı mevzu bahsolmuş kasmın iasesindeki müşkülât gün geçtikçe tur. Harmanlarda kullanılan çalısüpür artmaktadır. Birçok otel, lokanta ve magelerinin tanesinin 30 kuruşa çıktığı ve ğaza yiyecek satmadıklanndan veya yeçükü bu çalıların orman mefhumuna da mek pişiremediklerinden dolayı kapatahil addedilerek menedüdiği ileri sürül caklarını ilân etmişlerdir. Bununla beraber un ve pirinç stoku birkaç ay daha kifayet müştür. edecek miktardadır. biliriz. înhisar idaresi, bu sene zürraa verdiği avanslı tütünlerden zürra tarafından satılamamış olanlara bu ay içinde ha ciz koyarak avansmı tahsil etmeğe kalkı yor ve tütünler yok pahasına gidiyor.» İnönü: « Haksızlık olduğuna inanmak zor birşey... Çünkü avans verilmiyen çiftçi de var. Onun mahnı hangi fiatla geçırdiğ bellı. Tahkiki kolay birşey... Ortada bir mesele var, anlaşılmıyor. Sızlandıklar nokta nedir? Memur: « Bazı zürra iyi tütünlerini kaçaga arzediyor. Yalnız bu ay 25 vak'a oldu. Tabiî iyi mahsul kaçağa sarfedilip de geride daha fazla cins kalınca idare ik'nci bir tahmin yapmak zorunda kalıyor ve mevcuda bittabi eski fiatı vermiyor.» Reisicumhur, Düzcelilere hitab etmiştir: « Meselenin merkezden daha etraflı tahkik edilmesini arzu ediyor musunuz? İş dolaşık birşey...» « Arzu ediyoruz.» Pavli adası önünde diinkü facia Bir sandal devrildi, üç kişi boğuldu Çocuk Bilmecesinden mükâfat kazananlar Temmuz çacuk bilmecesindeki kurd ağacın gövdesile dalı arasmda ıdi. Doğru halledenler arasında birinci mükâfat 5 lirayı Taksim Tarlabaşı caddesi 32 numarada Fatma, ikinci mükâfat iki lirayı Hendek posta telgraf şefinin oğlu Şeha beddin, üçüncü mükâfat 1 lirayı Bakır köy Bezzazyan lisesi 225 numaralı Ercümend Celâl Çapan kazanmışlardır. Çengelköy Havuzbaşı 80 No. Gülseren Türker. Fatih İskenderpaşa mahallesi Ahmediye caddesi 85 No. Ahmed Güner, Haydarpaşa lisesinde Rıza Gür, Aksaray Ahmediye 83 Hüseyin, Erenköy Ömerpaşa caddesi 4 No .Peran İyigün, Kadı köy Cevizlik Ahmed Bey sokağında 1 No. Vecahat Ekrem, Gelenbevi orta okulunda sınıf 3 Zeki, Nışantaş Işık lisesinde Suphi Yamaç, Beyazıd Vezneciler cad desinde 41 No. Şafak berberi Hasan, Beşiktaş Hasekmek sokağında 1 No. Ünsal Peker ,Cağaloğlunda Çeşnigir sokağı 10 numarada Münevver, Beykoz Şahinkayada Hayreddin, Tekfursarayı Şişehane caddesi Saime. Unkapanı Yeşiltulum ba 69 Fatma Özbek, Galata Arabcamii 31 numarada Ulviye Pamir, Keçeciler Akşemseddin mahallesi 24 Nesrin Erksan. Mahmudpaşa Arifi paşa sokağı 3 numarada Hayreddin, Maçka Taşlıkta Şerif Osman, Yeşilköy iskele civannda Feriha îşyar, Kadıköy Acıbadem Cemil Kütük. Turgut, Fatih Yavuz Selim caddesi 68 No. Fatma, Antalya Yenikapı sıhhat dairesi karşısmda 27 No. Bilgiç, Gemlik Demirsubaşı mahallesinde Çeşme sokağında 60 No. Ahmed Baykal, Üsküdar Toptaşı San Mehmed sokağında 6 No. Atillâ Karayel, Kastamonu Aruz mahallesinde Kaymakçeşme sokağında 14 No. Kenan, Pendik Ali Vasfi kızı Sara, Nu ruosmaniye Mekteb sokağı 51 Ahmed Can, Samatya tramvay caddesi Mustafa Selim, Kadıköy Cevizlik 103 numarada Nuri Arman. Şişli Halâskârgazi caddesi 75 Murad Pınar, Ankara Orduevi karşısmda Faruk Ilgaz, Adapazan istasyon caddesi Huriye Yılmaz. Adana Eskihamam mahallesinde 64 No. Muammer, Kütahya Bakırcılarda terzi Emin oğlu Mustafa, Kıbns Lefkoşe Kemal Avkıran, Bursa Zaferalanı dokuma fabrikasında Mehmed, Edirne umum müfettişlik emniyet müşavir muavini Nureddin kızı Nilüfer, Ankara inhisarlar rakı imalâthanesi şefi Dana kızı Birsen, Konya nafia dairesinde mimar Falih kızı Ferihan, Millî Müdafaa Vekâleti teftiş dairesi birinci şube müdürü Yarbay Hâmid oğlu Nejad, Taksim orta okulunda Hüner, Edirne Cumhuriyet caddesinde 44 No. Feriha, Balıkesir istasyon am> bar şefi kızı Yurdanur, Beyazıd Yahnikapan sokağında 28 No. Irf an, Ankara Kızılcaelma mahallesinde Öğdü sokağında 21 No. Servet, Ilgın tapu memuru oğlu Ziya, Fatih 45 inci okul 262 Berin Gülen, Fatih 60 inci ilk okul 190 Münir Bü< lend, Rumanya Pazargiç kasabasmda kahveci Hüseyin îbrahim, Iğdır Başköy ilk okulu 143 Sadreddin Kocaoğlu, Çamlıca Büyükyol üzerinde Cahide Semih", Ortaköy tramvaj' caddesi Azize Pektaş. Birer şişe kolonya kazananlar Birer tarak kazananlar Ingiltere Japonya itilâfı Diyarbakır Orduevi Binbaşı Hadi oğlu Erol Üçer, Tercan gazete bayii Yu suf Keleş, Bandırma çocuk bahçesi karşısında otomobil malzemesi acentesi Zeki oğlu Rasim, Ankara İtfaiye meyda nında Nevşehir hanı kahvecisi Faik oğlu Hüseyin, Sapanca ilk okulunda 73 Ulviye Atay, Elâzığda tüccar Emin oğlu Yaşar Mutlu, Sarıköy istasyon hareket memuru Doğan kardeşi Cevdet Doğan, Silivri hakim kızı Elçin Manisalı, Samsun P. T. T. şefi Sabrinin kızı Melek Savtekin, Kayseri bez fabrikasında 1434 No. dokumada İbrahim, Giresun inhisarlar da odacı Osman vasıtasile Muzaffer, Eskişehir Tuz pazan fennî elektrik evi 152 No. Nevzad, Sıvas Ismetpaşa caddesinde bakkal Hasan, Edirne Kaleiçi askeri gazinosu karşısmda 13 No. Tiirkân, Bursa Yenişehrinde Kocaçmarlar altmda helvacı Hasan oğlu Hüseyin, Çoruh Emniyet Müdürlüğü idare kısmı reisi Meh med Yurdakul kızı Naciye, Hayriye mektebi mezunlanndan Nezahat Hiçsönmez, 48 inci orta okul 263 Levend, Kaba« Mâni yoktur, diyorlar.» taş Ömeravni mahallesi 2 numarada Bel« Mâni vardır. Köylü fakirdir. Fen kis Kınmlı, Kadıköy Moda caddesi Musmemurunun gönlü olacak, diye üç ay gi tafa Nuri. Birer tuvalet sabunu kazananlar dip gelecek kudreti yoktur.» Taksim Terkos fabrikasında Mazlum Reisicumhur, Orman müdür vekiline kızı Şükran, Cağaloğlu Himayei Etfal demiştir ki: sokağında Baha Bey apartımanı Lâle, « Yani memur az diyorlar...» Karabük istasyon caddesinde Meserret « Azdır Paşam.» kraathanesi sahibi Şükrü torunu Recai, inönü, Kastamonuda da ayni rnesele Kandilli Fıstıklı yokuşu 29 No. Mefkure, le karşılaştığmı kaydetmiş, Orman müdü Akhisar Hava Kurumu muhasibi Ahmed rü «memur olsaydı gönderirlerdi, zira çok elile Saime, Çanakkale Yenice merkez ilk okulunda 113 Zeliha, Kadıköy Os yazdık» demiştir. mancık sokağında 3 No. Müzeyyen, Niğînönü, demirci Abdullaha işlerin en de tümen muhasebe veznedannm oğlu çok olduğu zaman hakkında sualler sor duktan sonra madenkömürü yakar m'sı nız? derniştir. « Yakanz amma pahalı geliyor. IBaştarafı l inci sahifede] Sonra vesaitimiz de yoktur.» yanın bütün noktalarından meşalecilerin « Madenkömürü, odun kömürünün gelmesile başlamıştır. Gdyn:a'dan gelenşini yapar mi? ler en ziyade alkışlananlar olmuştur. « Yapar.» Bu sabah buraya muvasalat eden Po« Tecrübe ettin mi?» lonya orduları başkumandanı Mareşal « Ettim, her türlü kömürle çaî'ş Smizly Rydz, büyük bir nutuk söylemişım. Maden kömürü, kok ömürü, meşç ve tir. Bu nutkun başlıca kısımlan şunlardır: ağac kömürile çalıştım.» « Zorbalığa karşı verilecek tek bir Bundan sonra Reisicumhur marangoz cevab vardır: Kuvvet. Sulhu diğer bütün Necatiye bu san'atı nereden öğrendiğini devletler gibi biz de takdir ediyoruz. Faormuştur. kat hakkın bazıları için «vermek» diğer« Bursada öğrendim.» leri için de «almak» olduğuna hiçbir kuvMarangoz Necati yaptıklan mobilye vet bizi ikna veya icbar edemiyecektir. eri başka yerlere naklettikleri sırada ör Danzig, asırların bağlarile Polonyaya selendiğini ileri sürmüş ve bir şimcndifer bağlı bulunuyor. Danzig Polonyanın ikstemiştir. tısadî ciğeridir. Polonya noktai nazarını « Burada kaç marangoz var?» hiçbir şüpheye mahal bırakmıyacak suret« Üç beş tane. Amma, köylerde te apaçık tasrih eylemiştir. Enternasyonal çoktur.» taahhüdlerimizden kaçınacak biz değiliz « Her köyde demirci var mıdır?» ve Danzige karşı bütün hareketlerimiz « Her köyde vardır.» karşı tarafm hareketlerine bir cevabdan Birer mürekkebli kalem kazananlar Tekirdağ Cumhuriyet Müddeiumumî muavini kardeşi Sevim, İzmir Karşıyaka Talât Bey sokağında 23 No. Mustafa, Bursa Sedbaşı Şafak sineması karşısmda tütüncü Rasim kardeşi Halim, Göztepe ilk okulunda smıf 5 Ahmed Mustafa, Şehzadebaşı 10 uncu ilk okulunda 381 Suad, Kadıköy Kız San'at okulunda 442 Hayriye. Kadıköy birinci orta okulunda 420 Mükerrem. Mersin posta kutusu 157 No. Hasan Fehmi, İnegöl Kasımefçndi caddesinde 161 No. Ahmed, Gölcük büyük sabih havuz güverte subayı Salâhaddin oğlu Nihad, Uzunköprü gazete bayii Ali yanmda Kemal, Silivri ilk okulunda smıf 5 Jale, Kadırga Pertev Peşa sokağında 63 No. Gönül, Danca işaret istasyonunda İhsan onbaşı, Tekir dağ Ertuğrul mahallesinde Derviş Bey sokağında 14 No. Çetin, Maçka Narmanlı apartımanı Sayhan Bardakçı, Edirne sinema caddesi 42 Ünal, Heybeli sanatoryomu birinci paviyon Ali Doğan Kaj'serili, Fatih Atlamataşında Seniha Şükran, Kabataş tramvay caddesi Cevdet Kozan. Hediyeler önümüzdeki perşembe gü nünden itibaren dağıtılmaya başlanacak tır. tstanbulda bulunanlann lutfen mükâfatlannı matbaamızdan gelip almala rını rica ederiz. Başka yerdekiler tarafımızdan gönderilecektir. Yarmısar düzine mendil kazananlar ' '• ' Polonya istiklâlinin yıldönümü Danzig'e gönderdiği hususî muhabiri Delmer Danzig Nazi reisi Försteh'le bir mülâkat yapmıştır. Muhabirin, Danzig ile Almanya arasmda bir gümrük birliği tesisi takdirinde Polonyanın Danzig'e asker göndereceğini Polonya makamatının kendisine temin etmiş olduklarını söylemesi üzerine Förster gülerek şunları sövlemiştir: « Burada, Danzig'de bulunan kıtaatı gördünüz. Adedce o kadar çok değildir. Fakat bu neviden herhangi bir hareı keti durdurmağa kâfidir. Bundan başka Hitler Danzig'e karşı yapılacak bir taarruzu doğrudan doğruya Almanyaya karş» yapılmış bir taarruz addedeceğini de kafî olarak beyan etmiştir. Eğer Polonyalılar bize Polonya topraklarında piyasa bulmak hususunda muaredelerin verdiği hakkı tanımazlarsa ve iktısadî mevcudiyetimiz tehlikeye düşerse, bizim için Almanya ile birleşmekten başka çare kalmaz. Herhalde, Polonyalılarm Koridordaki afkerî vaziyetleri bir harb takdirinde ümidsizdir. Birkaç günden fazla mukavemet edemezler ve birkaç hafta içinde d« bütün Polonyayı ele geçiririz.» Tam devreli lise Bolulular, tam devreli lise istemişlçrdir. Manifaturacı Hüseyin Tosun, Sümerbank fabrikalannın 1618 ve 20 numaralı iplik aptığını, bunların ince geldiğini zıkrederek kendi işlerine yarayacak oîan 6, 8 ve 10 numaralı iplik yapılmasını dilemiştir. Saat yirmi bire doğru Reisicumhuî, yeni yapılacak hastanenin ve beş oklu anıt meydanınm maketlerini tetkik etmiş, müeakıben güzergâhta toplanmış olan halın arasmdan ikametine tahsis edilen Vai konağına gitmiştir. Bugünkü tetkikler Bolu bu geceyi de büyük bir şevk ve ürurla geçiriyor. Bolunun büyük mbaîiri İnönü yarın sabah Gerede istikametine hareket edecektir. Millî Şef oradan ızılcahamama uğnyarak, güzergâhtaki halkın derdlerini dinliyeceği ve Anka'aya avdet edeceği anlaşılıyor. başka birşey değildir. Bizim vatan aşkı mızın bize yüklediği haklarm ve vecıb;!erin başkalarının vatan aşklarının onlara yüklediği hak ve vecibelerden daha az olduğunu zanneden bir kimse bulunuyoria, onu böyle bir hataya düşmekten tahzir ederim.» Mareşalb nutkunu bitiren ve açıkça Hiller'i telmih eden bu sözleri «Danzig Polonyalıdır, Polonyalı kalacaktır» avazelerile karsılanmıştır. Müteakıben halk ellerini kaldırarak şu yemini etmiştir: «Polonyanın ebedî kudreti uğrunda, harbde zafere kadar sarsılmaksızın çar pısacağımıza ve sulh zamanmda da fe yizli mesaide ve herkesin işbirliğinde bütün gayretlerimizi sarfedeceğimize yemin ederiz » Varşova gazetelerinin hararetli neşriyatı Mekki Saİd Varşova 6 (a.a.) Pilsudski'nin fikirlerini kabul etmiyen millî ve radikal millî parti gazeteleri müstesna olmak üzere bütün Polonya basını, 6 ağustos 1914 te Krakovi civannda kâin Alexandrow kampından Pilsudfki'nin kumandası al • tında Polonyanm istiklâîi mücadeîesıns atılmak üzere hareket etmiş olan yüz, yüs elli gönüllüye aid hatıralara ve vesikalai Danzig nazi şefi neler söylüyor? ra sütunlar dolusu yazılar tahsis eyle ». Londra 6 (a.a.) Daily Express"m mektedirler. I