CUMHURfYET 21 Temmuz 1939 Satie mevkuflarından Alman Başkumandanı dördü de dün öğle Tannenberg'de bir nutuk söyledi üzeri tahliye edildi Mütecaviz kim? Denizbankm Fmdıklıdaki Satie binası alım satımı tahkikatında dün bir yandan Müddeiumumilik dosyayı tetkik ederek mütaleasını hazırlarken, bir yandan da serbest bırakma isteğile vaki müracaatler dördüncü sorgu hâkimliğince gözden geçirilmiş ve bunlardan dördü kabul, ikisi reddedilmiştir. Denizbank Umum Mü dür muavinlerinden Hamdi Emin Çapla Denizbank umutnî kâtibi Sadun Galib Savcı, Denizbank hukuk müşaviri avukat Ismail Isa Caniş ve Millî Reassürans şirketi hukuk müşaviri avukat Atıf Ödül haklarında, dün öğleüzeri biner lira kefaletle serbest bırakma kararları verilmiş ve !âzım gelen ınuamele tekmillenerek, bunlar biraz sonra serbest bırakılmışlardır. Denizbank Umum Müdür muavinlerin den Tahir Kevkeble Denizbank Yapı ve Binalar servisi ^efi mühendis Neşet Kasımgilin müracaatleri ise, reddolunmuştur. Tahir Kevkeb, birkaç gün ewel de müracaatte bulunarak red kararile karşılaşmış, itirazı da dördüncü ceza reisliğince redde uğramıştı. Gerek Tahir Kevkeb, gerek Neşet Kasımgıl, sorgu hâkim'iğinin dünkü red karanna da itirazda bulunacaklardır. İerans şirketi müdürü Meteos Temelle beraber, altı kişidir. Bunlardan başka, esasen haklarında hiç tevkif karan verilmiyen Denizbank idare meclisi reisi Ziya Tanerle azadan Şahin Giray ve Sedad Ödül, bir de sorgu tahkikatının devamı sırasında takibat serbest bırakılmak üzere kendisine teşmil olunan Millî Reassürans şirketi Umum Müdürü Refi Bayar vardır. Şimdi üçü mevkuf, onu gayrimevkuf olarak on üç kişi hakkında takibat yürüyor. Kefaletle yapılan tahliyeler etrafmda tahmine müstenid olmak üzere söylenilenlere göre, sorgu hâkimliği tahkikatının tekemmül etmiş olması, bütün delillerin toplanmış olduğu kanaatinin husule gelmesi, mevkuflardan bazılannın serbest bırakrlmasmda mahzur kalmadığı kanaatini edindirmiştir. Bunlardan Malik Kevkeb, başlangıcda tevkif edilmemişken tahkikatın bir safhasmda hakkında tevkif mü zekkeresi kesilmiş ve bu bir safhada verilen mevkufiyet karan da son günlerde ortadan kalkmıştır. Diğer taraftan, geriye kalan üç mevkuf hakkında tahliye karan verilmemesine bakılarak, tahkikat mevzuu hâdisenin cürmî vasfı ikiye ayrıldığı, dava edilenlejden bir kısmınm mevzula doğrudan doğruya, diğer kısmınm dolayısile alâkadar görüldüğü kanaati ortaya atılmaktadır. Hatta bu arada, bir kı?mının vaziyetinin de mevzuda üçüncü derecede yer tuttuğu yolunda tefsirlere rasgeIinmektedir.. Dava, devlet alım satım işlerine fesad karıştırmak suretile menfaat temini, resmî evrakta sahtekârlık ikaı ve memuriyet vazifesini suiistimal iddialarile açılmıştı. Londra 20 (Hususî) Alman orduları başkumandanı General Brauts chitsch bugün Tannenberg'de bir nutuk irad ederek ezcümle demiştir ki: « Şarkî Prusya'ya göz dikenler bilmelidirler ki, şarkî Prusya bin senedenberi Alman vatanma bağlıdır ve bundan sonra da daima Alman kalacakhr. Al manya kimse ile kavgaya girişmek iste miyor. Fakat şarkî Prusya'ya ve diğer Alman topraklarına göz dikilmesine de asla müsaade etmiyecektir.» Bu akşamki Alman gazeteleri mezkur nutkun Lehistana bir ihtar mahiyetinde olduğunu yazıyorlar. Yerli Mallar Sergisinin açılışı çarşambaya kaldı [Baştarafı 1 inci sahifede] almıştır. Bu arada Lutfi Kırdar İstanbul maketlerini Izmir enternasyonal fuarm da göndermeği münasib gÖrerek bu husu sun tetkik edilmesini alâkadarlara bildir miştir. Serginin her noktasıni ayri ayri gören Vali, bundan sonra sergi komitesi daire sinden Sanayi Birliği reisi doktor Halil Sezer ve umumî kâtib Halid Güleryüzden izahat almıştır. Bu toplantıda mıntaka İktısad müdürü ve Belediye İktısad mü dürü de bulunmuştur. Toplantıda serginin küşadınm Yalovada bulunan Başvekil Refik Saydamdan rica edilmesine karar verilmiştir. Toplantıdan sonra Vali İstanbulda daimî bir sergi sarayı yapılması için hüku metçe gösterilen arzu üzerine hazırlanmış olan maketi tetkik etmiş ve, birçok nokta lar üzerinde izahat almıştır. Lutfi Kırdar daimî sergi sarayma aid projeleri tetkik etmek üzere kendisine getirilmesini ve bu iş üzerinde sür'atle yürünmesini istemiş tir. Bu arada Lutfi Kırdar, kendisile gö rüşen muharririmizin sergi hakkmdaki suallerine cevaben şunlan söylemiştir: « Sergimizin henüz noksanları çok.. Fakat çok güzel bir eser olacağı anlaşılıyor. Bilhassa istenilen mükemmeliyetın temini ve geç kalan sanayi firmalarının da iştiraklerine imkân vermek için serginin küşadını çarsambava tehir ettik. Herhalde 11 inci Yerli Mallar sergisi, bundan evvelki on serginin hepsinden teknik ve olgunluk itibarile üstün olacaktır. Bundan birkaç sene evevl sergiyi bir kere daha gezmistim. Bir defa dekorasyon namı altında birşey yoktu. Duvarlar hemen çıpIaktı. Fakat bugün sergide deko"<;von tekniği çoV vüksektir.» Sebze halindeki satışlar biraz durgun gidiyor Bütün müvaridatm içeriye ahnabilmesi için bir buçuk milyon liralık tesisata ihtiyac var Sebze ve meyva halinde, satışlar bu ara, biraz durgundur. Kavun, karpuz mevsimi başladığı için, diğer meyvalar üzerinde hararetli muamele oîmamaktadır. Asıl büyük karpuz, kavun müvaredatı, on gün sonra başlayacaktır. Şimdilik gelen karpuzlar, îzmir malıdır. Baş karpuzun tanesi 17 23 kuruş arasındadır. Hale, vasatî olarak gelen karpuz ve kavun, senede 30 milyon parcayı bulmakta ve bun lann hemen hepsi, istanbulda istihlâk edilmektedir. Yakm zamanlara kadar, etrafı açık boş bir arsada, satılan bir kısım sebzeler yeni vücude getiri'en sebze halinde satılmağa başlanmıştır. Ancak halin, bütün müvaredatı; içinde barındırabilmesi için yeniden bir buçuk milyon liralık tesisata ihtiyac vardır. Bunun yarım milyon lirası, istimlâk masrafma gidecek ve geri kalan bir milyon lira ile de kavun ve karpuz, soğan, patates ve yoğurt için dört, beş bin metrelik bir saha dahilinde, yeniden bazı inşaat yapmak lâzım gelecektir. Halde, henüz frigorifik tesisat da yoktur. Bu tesisatı tah minen iki yüz bin lira ile ikmal etmek kabil olacaktır. Şimdiki halde, kavun ve karpuz, açıkta satılmakta olduğu gibi, patates, soğan, yoğurt ve yumurta gibi gıda maddeleri, yersizlikten dolayı hale kabul edilememektedir. Halin genişletilmesi kararlaştığı halde, kavun, karpuz sergilerinin bulunduğu yerin istimlâki lâzım gelecektir. Hale gelen mallardan, metre murabbaına on kuruş hesabile ardiye ücreti alınmakta idi. Ancak mallann her gün miktarı ve adedi değişmesi yüzünden bunlarm işgal ettikleri yeri ölçmekte müşkülâl hasıl olduğundan, bir müddettenberi, ma] sahiblerinden parça ve kap başma para alınmaktadır. 1937 senesi zarfında, hale 9 milyoB lira kıymetinde meyva ve sebze girmij ve hal idaresi, gerek taşıma ve gerek ardiye ücreti olarak, mal sahiblerinden 215 bin lira almiftır. 5 6 bin lira tutan yanaşma ücreti de buna dahildir. Bu nispete göre, halde mal sahiblerin< den alman parannı, umumî satış kıyme< tinin yüzde ikisini tecavüz etmediği görü> Iür. Binaenaleyh, halde fazla resîm alîn< ması yüzünden mal fiatlarının yükseldi ği hakkmdaki iddialar, bir esasa istinad etmemektedir. Toptan fiatlarla peralcende fiatlar a* rasındaki farkın genişliği, nakil ücretlerinin yüksekliği, halkın meyva ve sebzeyi pahalı yemesinde, baslıca âmillerdir. Bi] hassa, gezgjnci esnaf, ortadan Tcalktıktan sonra, toptan ve perakendî fiatlar a > rasındaki nispetsizük çoğalmıştır. Belediyenin kontrolü altında \üçük yaı dımcı haller açılıncaya kadar, gezgind esnafm serbest bırakılması lâzım geleceği alâkadarlar tarafından umumî bir kanaat halinde ileri sürülmektedir. Bu arada halkın pazar yerlev:nden daha geni? mikyasta alış veriş edebilmesini t'nin eden küçük küfecilere de, müsaade edilmek lâzım geldiği unutulmamalıdır. Halin genişletilmesi etrafındaki dilekIerin, önümüzdeki sene içinde tahakkul edebileceği anlaşılmakladır. Daha pek yakında her iki merhalede de red kararı alan Denizbank Umum Müdürü Yusuf Ziya Önişin muhakeme safhasmdan evvel tekrar müracaatte bulunmıyacağı sanılmaktadır. Diğer taraftan, muhakeme safhasına kadar başka serbest bırakma kararı verilmiyeceği de kuvvetle ileri sürülen tahminler arasında yer tutuyor. Bu vaziyete göre, haklarmda takibat açılmış bulunanlardan üçü mevkuf kalıyor. Son günlerde üstüste Müddeiumumiliğin mütaleasını bugün serbest bırakılanlar, yukarıda isimleri ya yarın bitireoegi ve sorgu hâkimliğince kazılanlardan maada, Millî Reassürans şir rarname yazılmasının da çok gecikmiyeketi ikinci müdürü Malik Kevkeb ve ceği öğrenilmiştir. Ankaradaki büyük yangın [Baştarafı 1 inci sahifede] Bue;ün yapılan tahkikattan sonra yangının kasden çıkarıldığı kanaatini kati'leştirmiştir. Yangın hakkında öğrendikleri mi sırasile bildiriyorum. Yangını evvelâ bekçi görmüştür. Bekçi, o civardaki dükkânların kilidlerinin iyi kilidlenip kilidlenmediğini kontrol ettnek üzere dolaşırken Tanefin dükkâ nından evvelâ bir duman çıktığını gör müş, bilâhare alevler yükselmiştir. Biraz sonra da dükkândan bomba sesleri du yulmuştur. Bombaların patlaması üzerine, esasen ahşab olan bina tamamen a levler içinde kalmış, rüzgârm da tesirile ateş, civar dükkânlara sirayet etmiştir. Danzigde yeni bir hâdise oldu [Baştarafı 1 inci sahifede~\ üzere ona yaklaşmıştır. Bunun üzerine diğer iki Polonyah yaklaşmışlardır. Gümrük memuru, yeni bir hâdiseye mâniolmalc için çekilmiş ve mesele hakkında âmirlerine malumat ita etmiştir. Bir hâdise daha Varşova 20 (a.a.) Polonyanın Danzig'deki umumî komiseri, Polonya ataşemiliteri albay Solosinscki'ye karşı yapılan muameleyi serbest şehir senatosu nezdinde protesto etmiştir. Solocinscki ile karısı motörlü bir sandalla sahil boyunca gezerlerken bir polis motörü tarafından tevkif edilerek yedi saat mevkuf tutul muşlardır. Serbest bırakılan ataşemüiter ve karısı Danzig'e dönünce polis tarafından tekrar tevkif edilerek sorguya çekilYangın çıkan dükkân biri ardiye, diğeri satış yeri olmak üzere iki kısımdan mişlerdir. mürekkebdir. Ateş, ardiyeden çıkmıştır. îngiliz Generali bugün Varşovadan Ardiyenin zemini tahtadır. Burada ka ayrılıyor lay, demir ve saire bulunmakta idi. Londra 20 (Hususî) General Sir Yangınm kasden çıkarıldığı hakkında İronside'in riyaseti altında olarak Le ki ihtimaller kuvvet bulmaktadır. Ardi histana giden îngiliz askerî heyeti yann yeye bombalar konulmasından şüphe sabah da temaslarına devam ederek, akedilmektedir. şam üzeri tayyare ile Londraya dönecekDükkân sahibi Tanef, bir hafta evvel tir. Haymanaya gitmiş, dükkânı, biri Muse tngiliz Leh ikttsadî müzahereleri vî, diğeri Türk olan iki çırağa bırakmışLondra 20 (Hususî) îngiliz Leh tır. Dün ak|am Türk olan çırak daha ev iktısadî müzakerelerine bugün de devam vel dükkândan çıkmış, Musevî çırak da edilmiştir. Salâhiyettar mehafilde müzabiraz sonra ayrılmıştır. Yangın dükkânla kerelerin pek yakında tam bir anlaşma ile rın 100 bin liraya sigortalı olduğu anla nelticeleneceği temin edilmektedir. Le şılmıştır. Maamafih zarar daha büyük histana yapılacak yardım şekli bütün tetür. ferruatile tespit edilmiştir. [Basmakaleden devaml yük dünya matbuatı bermutad ideoloji kavgasını bir tarafa bırakmıştı. Varsa Rusya, yoksa Rusya! Deniyordu. Müzakerelerin uzaması türlü türlü tefsirlere yol açıyordu. Dahilî vaziyet bakımmdan Rusyanm dünyaya karşı muamma halinde bulunması, bu tefsirleri bazan çok karışık ve anlaşılmaz kılıklara sokuyordu. Biinunla beraber ideoloji Kaksine dokunan kimse çıkmıyordu. Aradan aylar geçti. Müzakereler ve tefsirler hâlâ devam etmektedir. Fakat şimdi, aynca ?unu da görmekteyiz: Tefsirlere bir nevi ideoloji kokusu sinmiştir. Sola yatkın olan dünya matbuatı, müzakerelerin lüzumundan fazla uzamasında bütün kabahati Chamberlain'in sırtma yüklemeğe çalışıyor: Bu adam muhafazakârdır. Kabil • Daimi sergi binası değil Ruslarla anlaşamaz. Asıl rhaksadı Lutfi Kırdar daimî sergi binası üzerinMoskovayı oyalayıp Hitler'le uyuşmakde ehemmiyetle durarak demiştir ki: tır. Chamberlain düşmedikçe, Avrupalı « istanbulda daimî birsergi sarayi milletler rahata kavuşacaklannı unutsunyapmak gayemizdir. Buna cok yakınlaslar! tık. Gelecek sene böyle bir binava sahib Diyorlar. olacağımızı çok ümid edivorum. O zaman Buna zıd iddialari da sol olmıyanlarsergiler için çok müsaid imkânlara malik dan isitiyoruz: olacağız. Ağlebi ihtimal bu sergi sarayı Ruslar cephe almaktan çekiniyorTaksimde olacaktır. Hazırlanmış blan Iar. Hem kendi iç vaziyetlerinden korkuprojeleri ffVik edeceSiz.» lan var, hem de onlar için ideal kan d«Beynelmilel sergi nizinde vüzen; Avrupayı uzaktan sevretmektir. Bolşevikler demokrasilerle anlaşır Valimîz, istanbulda beynelmilel sergî nu hiç! kurmak tasavvuru hakkında muharririmiGörülüyor ki, aylardanberi unutulan zin sorduğu suale cevaben de demiştir ki: deoîoji münakaşaîarı henüz başlamamış« Beyne'rnılel sergi meselesini daima sa bile nerede ise başlamak üzere bulu düşünüyoruz. İstanbul beynelmilel bir nuvor. : için bütün şartları haiz bulunuyor. Mü7akereler biraz daha uzar, yahud Bu sehir bevnelmilel bir s^rgi kurulması bütün bütün kesilir de dünya eazeteleri cin lâzım olan bü'ün ev«afı nefsinde ce tekrar ideoloji kavgalarına d=»larlarsa. metmi«tir. Fakat Izmir beynelmilel fuarı bu sene harb olmıyacağına dair havli ibi tekemmül etmiş bir esere de mâni olknvvetli bir kan^at edinmemiz imkân da mıyacak şekilde hareket etmek lâzımdır. Dü'üncelerimiz, bu noktaları telife ma hiline girmiş sayılır. NADI uftur. Yerli Mallar sergileri İstanbuiun hu usiyeti içine girmiş, benimsenmiş muvaffak bir eserdir. Bu eseri gittikçe tekâmül Diyarbakır 20 (a.a.) Diyarbakır ttirerek büviiUme^e cahsıvoruz.» Zizre hattı üzerinde 126 ncı kilometrede ek kemerli Aviski köprüsünün temelatma Peru ile Ekuatör hududunda merasimi dün büyük bir tezahüratla ya kanlı musademeler ılmıştır. Şarkı garba bağhyan bu mühim Quito 20 (a.a.) Ekuatör hükumeeserin temelatma töreninde Diyarbakır ve neşrettiği bir tebliğde, Ekuatör askerleSiird valilerinin başkanlığındaki heyetler rınin Peru muhafızlarına hücum ettikleri le Siird ve Beşiri civanndan gelen binler hakkmdaki Peru tebliğini reddetmekte ve ce halk hazır bulunmuş ve her iki valı bi hâdisenin filen ve hukukan Ekuatör'e aid rer nutuk söylemişlerdir. ulunan Harodullos mıntakasmdaki A Bir ölçü Şehrin sıhhî vaziyeti Diyarbakır Cizre hattı üzerinde mühim bir koprü uas Verdes'de cereyan ettiği ve Peru muhafızlarının 4 Ekuatör askerine hücum Meksika 20 (a.a.) San Fransisko ettikleri bildirilmektedir. nehrinin taşması üzerine Puebba şehrinin Limandaki Ekuatör elçisi Peru hükultı mahallesi harab olmuştur. Şimdiye ka meti nezdinde protestoda bulunmak için dar 100 den fazla insanın ölmüş olduğu alimat almıştır. laber verilmektedir. Hasarat. hesabsızdır. Hâdisede ölü ve varalı voktur. dadan vazgeçmesini tavsiye eden o da pek matah bir şey değildi. Testekerlek bir yüz, yağdan pırıl pırıl yanan bir burun, kalemle uzatılmış kaşlar ve bir çift lokma göz. Vücudünün kalınlığını da bunlara ilâve edince, elâleme verdiği nasihatle kendinin âmil olmayışına şaşmamak kabil değildi. açılmıyordu. Kapı önünde bekleyen kalabalık sabırsızlanmağa başlamıştı. Durdukları yerde hafif hafif tepinenler, sıradan ayrılıp ufak adımlarla dolaşanlar vardı. Gabriyel, şişman kıza daha fazla bir şey sormadı. Çantasını açtı, içindeki ufak aynayı yüzüne yaklaştırarak tuvaLâkin, etrafındakileri istihfafla süzüşü, letini tazelemeğe koyuldu. söz söylerken aldığı mağrur tavırlar, GabRakiblerinin muvaffakiyet ihtimalleri riyel'de gene şüphe uyandırmaktan hali ne kadar az olursa olsun, onlara nazaran kalmıyordu. Şişman kız, stüdyonun ge kabil olduğu kadar üstün bulunmak elbet diklilerinden gibi davranıyor, kendisine müreccahtı. nasıl olsa bir rol verileceğine emin gözüFakat, tuvaletine ayırdığı o bir kaç saküyordu. niyelik zaman, Gabriyel'in aleynine neGabriyel, işin hakikatini anlamak için | ticelendi. Pudra pomponunu yüzüne henüz dokundurmuştu ki camlı kapı açıldı sordu: Siz daha evvel sinemada rol aldı ve rejisör Mösyö Krakenviç, kapınm önünde bekleyen taliblerin yirmisini birden, nız mıydı? Aldım. Vampir filminde, «Mis içeri alıverdi. Avrupa» rolü yaptım. Ekranda müthiş bir muvaffakiyet kazandım. Seyirciler gülmeden kınldılar. Bu muvaffakiyetten gurur mu duyduğu, yoksa haline gülmekten kırılan seyircilere, kendisile alay ettiklerinden dolayı gücenik mi olduğu, sesinin âhenginden pek anlaşılmıyordu. Vakit geçiyor, stüdyonun kapısı hâlâ Gabriyel, tuvaletini yanda bırakarak çantasını alelâcele kapamış, yerinden fırlamış, kafileye katılmak için koşmuştu. Fakat oda kapısı yüzüne kapandı ve Mösyö Krakenviç, kapınm önüne, şu ibareyi taşıyan bir levha astı: «Yer kalmamıştır. Müracaat edilmemesi» Genc kız, bu levhanın karşısında put Meksikada nehirler taştı, 100 kişi öldü ,VÂ7AN : MAURİCI DEKOBRA .• ÇIVIRIN HAMPl VAROOLU KI/AMET KOPUYOR 55 Siz hangi filmde figüranlık yapacaksınız? «Olüm dominosu» filminde. Siz? Ben de o film için geliyorum. Şim diye kadar hiç figüranlık yapmadım. Objektif karşısında mutlaka rol yapmak istiyorum. Şişrvn kız, Gabriyel'in yüzüne ciddî bir nazarla baktı. Oyleyse, daha çok beklersin kızım, dedi. Gabriyel, ayni eda ile cevab verdi: Ya bugün bana rol verirler, yahud bir daha hiç rol almam! O ha.lde, beni dinlersen bu sevdadan hemen vazgeç. Bu nasihat, Gabriyel'in üzerinde bir soğuksu tesiri yaptı. Etrafına bakındı. Şiş man kızm bu menfi cevabmı pek yerinde bulmadı. Koridorun manzarası yeis verecek gibi değildi. Sahte üç Greta Garbo'dan, iki tane Marlen taklidinden, bir de Con Kravford müsveddesinden başka, ne kadar kadm varsa hepsi bayağınm aşağısı şeylerdi. Çehrelerinin alelâdeliğini, makyajcının fırçası sanki bir dokunuşta düzeltecek ve hepsini birer dünya güzeli yapacakmış gibi, orada bekleşip duruyorlardı. Gabriyel, bu cihetten biraz emin oldu. Bu kadar çirkin ve biçimsiz rakibin arasında, figüranlığa kabul edilmesi ihtimali fazlalaşıyordu. Başını çevirip, yanındaki şi«man kıza daha dikkatlice baktı. Kendisine bu sev [Baştarafı 1 inci sahifede} [ Baştarafı ı inci sahifede} güne kadar münakasaya konacaktır. Bu şılanacak, Hatay valisi, askerî komutan, suretle şehirde 300 vererrvlinin daha te Hatayda bulunan meb'uslar, îskenderun davisi imkânlan hasıl olmuş olacaktır. Belediye Reisi, Vilâyet ve Parti başkanı, Şehrin sıhhi vaziyeti ve bütün memurlar saat 1 7 de bu karşıîstanbulun sıhhî vaziyetinin bu seneki lama merasiminde hazır bulunacaklardır. kadar normal seyir gösterdiği yıllara pek Bir jandarma müfrezesi resmi selâmı tesadüf edilir. Sıhhat işleri direktörlü ifa edecek, istasyon önündeki meydangünlerdenberi hiçbir sıhhat vak'ası da mektebliler, izciler, ve halk bulunakaydetmemiştir. Bu, şehrin sıhhat vaziyecaktır. Heyet doğruca Soğukoluğa gide:inin düzgünlüğü hakkında bize bir fikir cek ve geceyi orada geçirecektir. Hatay erebilir. valisi Soğukolukta heyet şerefine bir ziTifo hastalığile daimî mücadele halinyafet verecektir. 23 temuz sabahı heyet deyiz. Muhtelif kazalarda kurulan aşı isBeylâna gidecek ve şehidler âbidesine çetasyonları her ay 20 30 bin vatandaşı alenkler konacaktır. ıılamaktadır. Tifo hastalığmı vücuie geBuradan hareket edecek heyet Topbo:n âmillerin yok olmasına bilhassa eğazında, Bedirgede kaymakam ve belehemmiyet veriyoruz. Bu hususta sıhhat memurluklarına da direktifler verilmiştir. diye reisleri ve halk tarafından tezahüratla karşılandıktan sonra doğruca AntakMemba sularını tahlil yaya merasimin yapılacağı lise meydanıHastahklann mühim bir kısmmın suna gelecektir. ardan geldiği görülerek içilecek memba Anavatandan gelen heyet eski Hatay iularından sık sık nümuneler alarak tahlil Devlet Reisinin oturduğu Harbiyedeki ttiriyoruz.» köşke misafir edilecektir. Ayni gece, parîzmirde kasırganın yaptığı ti tarafından Turizm otelinde büyük bir ziyafet verilecek ve Antakyada fener ahasarat layı yapılacaktır. İzmir 20 (a.a.) Geçen kasırganın 26 temmuza kadar heyet Reyhaniye Cemalpaşa mıntakasmdaki hasaratını tesve Kınkhanı ziyaret edecek, ayni gün İsit için çalışan komisyonlar ve Kızılay kenderundan büyük tezahüratla uğurlamüfettişi tetkiklerini bitirerek raporlarını nacaktır. d oldukları makamlara vermişlerdir. Mekki Saii Cöylüler Kızılayın muavenetini isteme Fransa Yüksek mahkemenin mişler, yalnız borclannın tecilini ve yeni dosyalarını hükumetimize verdi redi anlmasını rica etmişlerdir. Antakya, 20 (Hataya sureti mahsuFransadaki fspanyol sada giden muhabirimizden telefonla) mültecileri Hatayda iki yıl evvel Fransızlar tarafınParis 20 (a.a.) Meb'uslardan dan Yüksek mahkeme adile kurulan Bourgest'in bir istizahına tahriren cevab mahkeme Hatay müstakil devletinin tereren Bonnet, halihazırda 180,944 ü mişekkülü üzerine lâğvedilmiş ve dosyaîar is olmak üzere 250,000 İspanyol mülteda Halebdeki Fransız mahkemesine veisi bulunmakta olduğunu tasrih etmiştir. rilmişti. Bu dosyaların içinde Hataylıları alâgibi kaldı. O kadar ümide düştükten sonkadar eden davalar mevcud olduğundan, ra bu feci âkıbetle mi karşılaşacaktı? Hele figüran namzedleri kalabalığı içinde Hataym Anayurda geçmesini müteakıb kendisile aşık atabilecek bir tek kadm bu bu dosyaların tarafımıza iadesi için icab lunmadığını görüp, figüranlığı iyiden iyi eden teşebbüsler yapılmıştı. Bu teşebbüsye benimsedikten sonra bir anlık gaflet ler üzerine Fransızlar dusyaları iadeye neticesi olan bu sukutu hayal pek acı ol karar vermiş ve dosyaîar askerî bir Fransız otomobilile Hataya getirilerek Türk muştu. Bütün çesaretini ve cür'etini ele alarak adliyesine teslim edilmiştir. Hatay Parti müfettişi Antakyada rejisöre yalvardı: Antakya, 20 (Telefonla) Içel, Aman, Mösyö Krakenviç! Gözlüklü, abus suratlı bir adam olan Seyhan, ve Hatay vilâyetlerinin parti mü fettişi Hasan Reşid Tankut, Hatay parti rejisör, homurtuyu andıran bir sesle: Ne var? Ne istiyorsunuz? diye teşkilâtını teftiş etmek üzere bugün Ansordu. takyaya gelmiştir. Maraş heyeti Hatay yolunda MösyÖ, ben de rol almak istiyordum. Maraş, 20 (a.a.) Ankaradan ge Maalesef yer kalmadı. lerek Hataya geçecek olan heyete iltihak Gabriyel'in sesi titremeğe başlamıştı. etmek üzere vilâyetimizi temsilen seçiDokunsalar ağlayacaktı. Ellerini bitiştire len Parti Başkanı Ali Rıza Çuhadar ile rek yalvardı: Vilâyet idare meclisi azasından Sami Ne olur mösyö? Lutfen ricamı Aksu dün akşam Adanaya hareket etmişreddetmeyin. Bir defacık rol istiyorum. lerdir. Başka istemem. Yıldız olmak iddiasında Yeni îstanbul mutemedi değilim. Devlet Havayolları umum müdürlüRejisör, bu safiyane teminata gülğü İstanbul mutemedliğine Maliye Ve mekten kendini alamadı: Yok canım! dedi. Halbuki ben de kâleti Muntazam Borclar umum müdürlüğü muhasebesi tahvilât ve bono sersizi Con Kravford zannetmiştim. (Arkası var) visinden Ali Candaş tayin olunmuştur. Hatayın bayrami