16 Temmuz 1939 CUMHURIKET SON HABER Hâdiseler arasında MISIR MEKTUBLARI Muharrir dedikodusu ir kere daha yazmjştım: Ben haklı dedikodunun aleyhinde değilim. Kaleme verilen tenkid hakkı ağızdan niçin esirgeniyor? İkisi de çirkinliğe ve kötülüğe karşı insan nefretinin ifadesi. Kollektif şuurun aynasına vuran kusurlarımız, bizi çeviren şahısların gözünden kaçmıyor ve dişten dişe, ağızdan ağıza takılan bir tiksinti çemberi ortasında bizi kendi nefsimizle hesablaşmağa zorluyor. Bazı vak'alarda dedikodu korkusunu ne jandarmanın tüfeği, ne de polisin kasaturası verebilir. Bu müthiş sanksiyonun faydasına, iyiliğine, güzelliğine inanmışım. İtham haklı olmak ve icab ettiği anda suçlunun yüzüne vurulmak şartile. Fakat, ağız tenkidinde muharrirler, başkalarından daha az mazurdurlar. Hele dedikodularının mevzuu san'ata ve fikre aidse mazeretlerinin hemen hepsini kaybederler. Çünkü yazmak ellerindedir. Edebiyatta böyle birkaç adam var. Yazmazlar. Lokanta ve kahve köşelerinde, sıkıya gelince inkâr ve tekzib hakkını ellerinde tuttukları bir itham kuduzile en beğendikleri muharrirlerin en münakaşa götürmez kıymetlerini hart hart ısırırlar. Çekiştirilen adam uzak bir masadaysa iyi; kapıdan dışandaysa daha iyi; ölmüşse çok daha iyi. Çünkü bunların maksadı ne tenkid, ne ıslah; sadece tahribdir ve mukavemetleri madde halinden çıkıp gölşe haline düşmüs insanları, yani gaibleri seçerler. Şöhretinin yüzde seksen yedisini bu fitnefücurluğa borclu. vaşlı, kelli felli şairler tanırım. Hâlâ bunların masalan boş kalmıyorsa, şöylece bibinler ki, etraflarını çevirenlerin tecessüsü, onların kuyusunu kazdıkları seçme kıymetler değil, kendi ahlâkî sefaletleri iistüne çevrilidir ve içi gaz dolu eöbeHeri gibi, dedikodile şişmiş kof şöhretlerinin de, feni çenelerinden fazla ömrü olmıyacaktır. Casuslukla mücadele Fransa, casuslara karşı şiddetli tedbirler aldı, İngiltere İmparatorluğuna da şamil geniş bir Nazi propagandası yapıldığı meydana çıkarıldı Londra, 15 (a.a.) Deyli Ekspres gazetesinin muhabirine göre, Fransız mukabil casusluk hizmetine mensub bazı memurlar İngiliz mukabil casusluk servisıle temas için Londraya gelmiş ve İngiliz mestektaşlanna bütün İngiliz İmparatorluğuna şamil geniş bir Nazi propagandasının plânlarını ortaya koyan vesikalar tevdi etmişlerdir. işin başarılması için, tahkikatm cereyamna zarar verecek ifşaatm veyahud hayalî haberlerin bunu işkâl etmemesi lâzımdır. Başvekil tahkikata aid malumat ifşasınm ve mevzuu bahis hayalî haberlerin bundan böyle şiddetle tatbik edilecek olan ceza kanununa temas ettiğini hatırlatır.» Bir dedikodu IHEM n NALINA MIH1NA Hitler ve Ibnissüud birbirine mümessiller göndererek Almanya ile Hicaz arasında ticarî bir anlaşma akdi için müzakerede bulunmuşlar Diktatörlere bir ihtar I ngiltere, hergün artırdığı donanmasile yıllardır elinde tuttuğu deniz hakimiyetini, hiçbir devlete bırakmamak azmindedir. 1,500,000 tonluk 550 harb gemisi, harbe hazır, emir bekliyor. Tezgâhlarda da 620,000 tonluk 100 den fazia gemi inşa halindedir. Japonya, İtalya ve Almanyanın bugün mevcud deniz kuvvetlerinin mecmuu 1,630,000 olduğunu söyi lemek İngiliz donanmasının azametini gös termeğe kâfidir. D Tevkif edilen gazeteci Fransa Başvekâletinin tebliği Paris, 15 (a.a.) Başvekâlet tarafından neşredilen bir tebliğde ezcümle şöyle denilmektedir: «Fransada yabancı propaganda hakkında yapılan adlî tahkikat üzerine ve askerî mahkeme tarafından yaptırılan son tevkiflerden sonra, muhtelif vesilelerle yanhş hatta hayalî haberler yayılmıştır. Başvekil, bu tevkiflerde yabancı bir devlet memurlarile temasa girtniş ve bu memurlardan mühim mikdarda para aldıklannı itiraf etmiş kimseler mevzuu bahs olduğunu tavzih eyler. Bunların hareketi, casusluk ve devletin dahilî emniyetini tehlikeye düşüren hareketler hakkındaki 16/ 1/1938 tarihli kanunla 17/6/1939 tarihli kararname hükmüne temas etmektedir. Bu lüzumlu temizleme hareketinin mes'uliyetini üzerine almış olan Başvekil, bu hareketin şahıs mevzuu bahsolmaksızın takib edileceğini memlekete temin etmeği lüzumsuz addeyler. Keza Başvekil, münhasıran Fransayı korumak endişesinden mülhem olan bu takibatm siyasî bir plân üzerinde istismar edilcnesine veyahud şu sırada faydasız kalem münakaşaları ihdası için vesile yapılmasına mâni olmağa kuvvetle karar vermiş bulunmaktadır. Bütün Fransızların, hükumetin nihayet vermeğe tevessül ettiği bu hareketleri takbihte müttefik olduğuna şüphe yoktur. Bu Paris, 15 (a.a.) Temps gazetesi tarafından bugün öğleden sonra neşredilen bir notta ezcümle şöyle denilmektedir: «Askerî mahkeme geçenlerde Temps gazetesine mensub bir şahsı davaya dahil etmiştir. Bu şahıs dahilî istihbarat işlerine memur bulunuyordu. Ne müdiriyetle, ne idare ile, ne yabancı istihbarat servisile ve ne de siyasî tahrir heyetile hiçbir alâkası yoktu. Bu şahıs, askerî mahkeme tarafından iki yabancıyı alâkadar eden bir iste sahid olarak çağnlmış ve kendisi dinlendikten sonra tevkif edilmiştir. Temps gazetesinde hiçbir kimse kendisinin mahkeme tarafından çağırıldığmdan haberdar değildi ve tevkifinden de şahsî ve yan resmî bir malumatla haberdar olduk. Bu şahsm hal ve hareketinde hiçbir şey bizi şüphelendirmemiştir. Tevkif edilen şahısların meslekî faaliyetlerine tamamen yabancı hâdiseler mevzuu bahsolduğu anlaşılmaktadır. Her hal ve takdirde bu hâdiseler faillerinin yalmz tamamen şahsî mes'uliyetlerini ıcab ettirebilir. Adalet seyrini takib edecektir ve millî vicdanın müttehiden takbih ettiği manevralardan mes'ul olanların şiddetle tecziyesini ilk evvel istiyecek olan biziz. Fakat bu ceza hareketi hakikî hedefi Fransızlar arasında kin ve nifak tohumları sokmak olan tarafgir mücadeleler elinde vesile teşkil edemez.» Fakat, İngiltere deniz hakimiyetinin kâfi olmadığını anlamış, bir taraftan kuvvetli bir kara ordusu vücude getirirken di^ ğer taraftan havalara hâkim olacak biı plân ve program çizmiştir. ingiliz hava filosu, görülmemiş bir hızj la artıyor. İngiliz Hava Nazırı Sir Kinsley Vood takriben iki ay evvel, İngıhz tayyare imalâtının eksik tahmin edildığmi.f söylediği zaman, ortada dolaşan rakam, «ayda 400 tayyare» idi. Hicaz Kralı Ibnissüud çocuklarile bir arada Kahire, 9 temmuz Son haftalarm Arablık âlemini alâkadar eden büyük bir dedikodu mevzuu var. Bu mevzu, Arablık âleminin en büyük dedikodu merkezi olan Kahirede dilden dile, gazeteden gazeteye geçerek haftalarca devam etti. Şu dakikada dedikodu tamamen işitilmiş dahi değildir; bundan belki de bir müddet daha bahsedilecektir. Bunun için, sizi bu mevzudan haberdar etmek istedim. Dedikodu, âleme karşı kapalı duran Saudî Arabistana aiddir. Mevzuun esası da Hicaz Kralı İbnissuudun, Almanya ile giriştiği rivayet edilen bir siyaset oyunudur. Böyle bir oyun hakikaten var mıdır, yok mudur? Varsa, bunun etrafında söylenen sözlerin ne kadarı doğru, ne kadarı yanlıştır? Bunları tamam bilmeğe imkân yoktur. Ben size yalnız hikâyesini yapacağım. Bundan birkaç ay evvel, Almanyanın Irak sefiri Dr. Groba Hicaza giderek îbnissuudu ziyaret etmişti. Esasen bu sefir, Almanyayı ayni zamanda hem Irakta, hem de Hicazda ve hatta Yemen îmamı nezdinde temsile memur olduğu için bu ziyaret tabiî görünüyordu. Fakat, bu ziyareti müteakıb, Almanyanın Hicaz hükümdarından birtakım petrol imtiyazları istediğinden ve bu hususta bazı enteresan teklifler yaptığından bahsedildi. O zamanlar, rivayetin ilâve ettiğine göre Hicaz hükümdarı, Dr. Groba'ya menfi bir ce vab vermişti. Krallık dahilinde, bir mem leket kadar geniş bir saha içinde, bir îngiliz Amerikan petrol kombinezonuna büyük arama imtiyazı verilmiş olduğundan bir hayli mürekkeb sarfedildi. Bütün dünya ölçüsünde birbirlerile mücadele halinde bulunan İngilizlik ve Almanlık davaları etrafında ne kadar masal icad etmek kabilse dedikodu ve matbuat rruhayyeleleri bu masalları sayıp döktü. Fakat, bu bahis kapanmak üzere iken birdenbire ortaya yeni bir bahis çıktı. Bu bahis de, bu defa Kral İbnissuudun Berline gönderdiği bir mümessil hikâyesi idi. *** Filhakika Berline böyle bir mümessil d« gitmiştir. İbnissuudun yakın müşavlrlerinden olan bir zat, Halid El Hüda, Avrupada büyük bir lâmelif çizdikten sonra Berline gitmiş, orada üç hafta kalmış, sonra günün birinde Führer tarafından büyük merasimle kabul edilmişti. Londra ve Kahire matbuatının Berlin mümessillerinin bazılarının verdikleri haberlere inanmak lâzım gelirse bu mülâkatın gayet büyük ehemmiyeti olmak icab ediyordu. Hitler'ın yanında üç saat kalmış ve onunla uzun uzadıya görüşmüş olduğu söylenen bu Saudî deleegsi, Almanya ile Hicaz Kralhğı arasında geniş bir siyasî dostluk ve ayni zamanda iktısadî münasebat tesisi etrafında esaslı müzakereler yapmış imiş. En ciddî İngiliz gazetelerinde bile bu yolda neşriyat yapıldığı göıüldü. İtalyan gazeteleri de bu Berlin konuşmasını bir hayli büyülterek Arab âlemine nakle çalıştiîar. Bütün, etraftaki neşriyat da dönüp dolasıp bura gazetelerinde ve dedikodu salonlarında yer buldu. dedikoduyu en hararetle nakledenler bile ona pek çok ihtimal vermediler. *** Işlerin böyle bir istikamete kadar gitmediği ve kolayca gidemiyeceği muhakkak olmakla beraber gerek Hicaz Kralının, gerek Almanyanm bir oyun oynamakta olduklarını muhakkak görenler çoktur. îbnissuud, Arabistanın tamamen müstakil yegâne hükumetine sahib olmak itibarile nüfuzunu hiç olmazsa bütün Arabistan yarımadasına yaymak temayüllerini gösteriyor. Fakat, bunu yapabilmek için kendisini halen ne kâfi derecede kuvvetli ve ne de kâfi derecede serbest hissetmediğinden münasib siyaset fırsatlarından, şarkh usullerile, istifade etmek fikrindedir. Meselâ, Suriye ve Filistin işlerinde en müfrit temayülleri himaye eden Ibnissüud, kendisini kâh Fransaya, kâh ve bilhassa İngiltereye ağır satmak politikasını güdüyor. Araya bir de Almanya karışınca, ondan da istifade etmek isteyeceği şüphesizdir. Mademki, Hicaz Kralı Almanyadan istifade ederek îngütereye karşı naz ve istiğna rolü oynanıak istiyor, şu halde, neden dolayı Almanya da bundan istifadeyi düşünmesin? Arabistan sahasında İngiltere ve Fransaya herhangi bir müşkül ihdas etmek, gerek Almanya v€ gerek İtalya için elbet iyi bir şeydir. Eğer arada, Hicazla Almanya arasında siyasî veya iktısadî münasebetler bakımından faydalı şeyler yapmaya da imkân olursa bundan niçin istifade etmcmeli? Zannedersem, bütün mesele bundan ibarettir. Ara yerde büyük ve ciddî herhangi birşey olmadığı halde her iki taraf da bu Halid El Hüda ziyaretini lüzumundan çok büyük nispetlerde büyültecek şeyler yapıyorlar. Meselâ, bizzat Halid Bey Evet, Halid Bey, çünki bu zat, henüz Türk tabiiyetini haiz bir Trablusgarblidir. Asıl soyadı Karkannidir. Berline kâh sırf sıhhî sebeblerden dolayı, kâh da işleri için gittiğini söyliyerek, bu seyahate atfedilmek istenilcn siyasî mahiyeti külliyen inkâra çahşıyor. Bu da bu siyasî mahiyeti daha ziyade büyültmek istemenin başka bir şekli olduğu malumdur. Ayni zamanda, bizzat, Hicaz hükumeti de bu ziyaretin siyasî mahiyetini kabul etmekle beraber onun ehemmiyetsiz bir şey, adeta Dr. Groba'nın yaptığı bir ziyarete mukabil ibrazı zarurî bir cemileden ibaret olduğunu ispata çahşıyor. Bütün bunlar, eski şark usulile yapılan diplomasi cilveleridir. Şimdi mütehassıslar, nefsi İngilteredeki imalâtın «ayda asgarî 750 iayyare» ulduğunu söylüyorlar. Bu eylulde İngiliz fabrikalarının imalâtı «ayda 1000 iayyare» ye çıkacaktır. Bu yekun henüz hiçbir memlekette elde edilmemiştir. Ingilterenin dominyonlannda da tayyare yaptırmakta olduğunu, diğer ecnebi memleketlerinden tayyare satın aldığını da unutmamak lâzımdır. Haziran nihayetinde biten son sömestrde, birinci hat İngiliz hava ordusu ve ihtiyatlan harikulâde bir surette artmıştır. Bu, iki sene evvel kabul edilmiş olan hava teslihatını artırma siyasetinin eseridir. O zaman, yeni tayyare fabrikaları inşa ederek imalâtı son haddine kadar yükselt mek kararı verilmişti. Karann azimle tatbikı, eylulde aylık imalâtı 1000 e çıkaracak olmakla beraber, bu korkunc rakam da azamî had demek değildir. Son had henüz epey uzaktır. îngilterede olduğu gibi dominyonlarda da, yeni fabrikalar yapılmış, mevcudlar büyütülmüş, tayyare imaline yarıyan iptidaî maddeler tedariki artırılmıştır. Bu sayede, pek yakmda, İngiliz imalâtı, Kanada ve Avustralya fabrikalarının yardımile bir misli artacaktır. Sulh zamanında, hiçbir endüstri bu kadar sür'atle inkisaf etmemiştir. Bazı tayyare fabrikaları kendilerine verilen siparişleri iki ay kadar evvel bitirmek suretile mükemmel rökorlar yapmışlardır. Tayyarelerin adedile mütenasib olarak hava ordusunun insan mevcudu da ayni ızla artmaktadır. İngilteredeki meşhur Handley Page tayyare fabrikası birkaç jün evvel, kuruluşunun 30 uncu yıldönümünü kutluladı. Bu münasebetle İngiltere Hava Nazın, bazı rakamlar zikretmiş ve îngilterenin tayyare yaptırmak için haftada 380 milyon frank harcadığmı söylemiştir. (Bir frangı 3 buçuk kuruştan hesablaymız.) Nazır, Ingilterenin yalnız sayıca değil, kıymetçe de dünyanm en mükemmel tayyarelerini yaptığını, şimdiye adar gizli tutulan yeni model tayyare'.erin, pek yakmda orduya verileceğini ve bunların harb tayyareciliğinde çok kuvetli bir tekâmül adımı teşkil ettiğini ilâve etmiştir. Bu yeni tip tayyareler arasında, 800 ilometre giden avcı tayyareleri olduğu da rivayet edilmektedir. 1938 de avcı tayyarelerinin sür'atleri 500 kilometreyi geçmiş olmakla beraber, yeni İngiliz tayyarelerinin saatte 800 kilometre gidebileceklerine pek ihtimal verilmemektedir. Hulâsa, ingiltere deniz hakimiyetinin câfi olmadığını anlaymca, hava hakimi fetini de ele geçirmeğe karar vermiş: bu îahada dev adımlarile ve tayyare hızüe ilerilemiştir. Harb ilâhlan, birşeyler yapmak istiyorlarsa, Avrupa göklerinde dolaşmağa başlıyan bu çelik kartal filolarını, hesaba katmahdırlar. İngiliz hava ordusunun uçuşları diktatörlere bir ihtardır. PEYAM1 SAFA Tiroldan çıkarılan yabancılar tngilterede silâh altına almanlar Yeni Hatay Valisi [Baştarafı 1 inci sahifede] sevinc hislerini ifadeden âcizim. Hataya ve kahraman Hataylılara yakın günlerde kavuşacağımdan dolayı da cidden bahîiyarım. Bu vesile ile bana bu şerefli vazifeyi tevdi buyuran çok sayın büyüklerime karşı duyduğum derin şükran hislerini ifadeyi de zevkli bir borc bilirim. Bu kıymetli teveccüh yeni vazifemde muvaffakiyet için başlıca mssnedım olacaktır. Yeni vazifenize ne zaman hareket edeceksiniz? Önümüzdeki pazartesi günü doğruca Hataya hareket ve temmuzun 18 inci günü akşamı Beylân'daki abidede şühedamızm manevî huzurunda kahraman Hatayhlan selâmlıyarak vazifeme başlıyacağım. Hatayda meskun bazı insanlann hicret arzusuna kapıldıkları haberleri vardır. Bu, doğru mudur ve bu husustaki düşünceniz nedir? Cumhuriyet müessesemizin vatandaşlar arasında hiçbir mevzuda ne fark ve ne de istisna kabul etmediğini çok iyi bilirsiniz. Cumhuriyet Valisinin başka türlü düşünmesine imkân yoktur. Cumhuriyetimizin şefkat ve adalet müesseseIeri istisnasız bütün vatandaslar için seyyanen istifade edilecek feyiz ve saadet kaynaklarıdır. Eğer Hatayda meskun birtakım insanlar Hatay anlasmasının bazı hükümlerinden istifade ederek yuvalarını başka diyara nakle karar verdikleri hakkmda aldığımız haberler doğru ise Türkiye Cumhuriyetinin vatandaslar için devamlı refah ve saadet vadeden genis ve sıcak şefkat ocağmdan kendi rıza ve ihtiyarlarile aynlmak istemelerinin manasını anlıyamadığımı ifade ederim. Ayni zamanda bu insanların yurd değiştirmenin güclüklerine ve sıkıntılarına ve meşkuk akıbetlerine kendilerini kaptırmak için ne gibi tesirler altmd* hareke^ ettiklerini de kestiremiyorum. İnanmak istemediğim bövle bir karjr karşısmda muahede hükümlerine sadakate mecbur olan Cumhuriyet Valisine bu hâdiseye teessüf etmekten ve bu zavallı insanlara acımaktan baska yanılacak iş kalır mı? Isviçre mukabelebilmi Mecburî hizmete tâbi 34 bin kişi çağırıldı silde bulunacak Londra 15 (a.a.) News Chronicle gazetesinin Bolzano'daki muhabiri İsviçre hükumeti tarafından gönderilen bir delegenin, mıntakada ikamet eden 250 İsviçrelinin çıkanlmamasını temin için Vali ile görüşmek üzere Bolzano'ya geldiğini bildiriyor. Muhabir diyor ki: İtalyanlar bu istegi reddettikleri lakdirde, İsviçreliler de mukabele olmak üzere Tessin Kantonunda yerleşmiş olan 250 İtalyan tebeasını çıkaracaklardır. Londra, 15 (a.a.) S i l â h altına alınanlar bugün 15 temmuzda ilk defa olarak sevkedileceklerdir. İngilterede mecburî askerlik hizmetine tâbi 200.000 gencden 34.000 i bugün 6 aylık hizmete başlayacaklardır. Diğer gruplar, sıra ile gelecek haftalar zarfında hareket edeceklerdir. Acemiler kışlalarda yüksek mevki sahibi zevat tarafından karşılanacaktır. Folkestoue'da acemi efradı Kraliçe Mary karşılayacaktır. « Almanların tekzibi Berlin, 15 (a.a.) Stefani ajansı b;ldiriyor: Pariste Temps gazetesinde intişar ederek İtalyan toprağında bazı Alman harekâtından, Tiryeste limanında Almanyaya bir serbest liman terkinden ve Grandinin Adliye Nezaretine tayininin bunlardan ileri geldiğinden bahseden manasız Varşova, 15 (a.a.) Leh matbuatı haberler üzerine neşredilen bir Alman no Danzig makamlarının Polonya Danzig tunda, bu kabil gülünç yalanlar şiddet'c anlasmalannı bir kere daha ihlâl ettiklereddedilmekte ve bu kabil yalanlarla İfal rini yazıyorlar: Danzig senatosu Kra»:au yan Alman dostluğunun vasfı olan yük köyü yakininde Hitler gencliğine mensub sek samimilik havasım bozabileceklenni bin kişiden mürekkeb bir kamp tesis etmiş ancak budalalann zannedebileceği büdi ve bunu yaparken serbest şehri idare eden ve liman civarındaki bütün arazinin sarilmektedir. hibi olan liman konseyinin müsaadesini almamıştır. Danzigde yeni hâdiseler oldu Hitleri tahkir eden bir Leh işçisi tevkif edildi Varşova elçimiz Hitleri tahkir eden işçi Varşova, 15 (a.a.) Danzig polisi Hitler'i tahkir etmek suçundan Polonya h işçi Teodore Borowski'yi tevkif etmiştir. Ferid Tek, Leh Cumhur Reisine veda etti Yarşova, 15 (Hususî) Varşova büyükelçimiz Ferid Tek diğer bir sefarete tayin edilmiş olduğundan, Polonya Reisicumhuruna arzı veda etmiştir. Reisicumhur büyükelçimiz Ferid ile refika ve kerimelerini Spola sarayında kabul etnıiş, öğle yemeğine ve ikindi çayına alıkoymuş ve hâtıra olarak kendisine müzeyyen fotoğrafisile birlikte Polonya devletinin en büyük nişanı olan Beyazkartal nişanınm büyük kordonunu hediye etmiştir. Fransız elçisile mülâkat Varşova, 15 (a.a.) Bek ve muavini Szembeck dün Fransız büyükelçisi Leon Noel'i kabul etmişlerdir. Mısır Hariciye Nazırı Atinadan ayrıldı Atian 15 (a.a.) Yahya Paşa öğle üzeri Mısıra hareket etmiştir. Bu müna sebetle bu sabahki gezeteler, aşağıdaki resmî tebliği neşretmektedirler: «Mısır Hariciye Nazın ekselâns Ab dülfettah Yahya Paşa 11 temmuzdan 13 temmuza kadar Atinaya yaptığı ziyaret esnasında Altes Veliahd tarafından kabul edilmiş ve Başvekil Metaksasla görüş melerde bulunmuştur. En yüksek bir samimilik havası içinde cereyan eden bu görüşmeler Mısırla Yunanistanı bağlı yan an'anevî dostluğu ve bu iki mem leketin kültürel ve iktısadî münasebet lerinin daima daha ziyade inkişafı maksadile itimad verici iş beraberliğine devamı hususundaki müşterek arzulannı teyid eylemışur.» t Hatay dahiliye tayinleri Ankara 15 (Telefonla) Hataya yapılan dahiliye tayinlerini bildiriyorum. İskenderun kaymakamlığına Akşehir kaymakamı Mehmed Belek, Kınkhan kaymakamlığına Bergama kaymakamı Vasfi Batur, Yayladağ kaymakamlığına Sörüç kaymakamı Rifat Gökel, Reyhaniye kaymakamlığına Aluçra kaymakamı Necdet Yılmaz, Hassa kaymakamlığına Of kaymakamı Kemal Gürlek, Hatay Vali muavinliğine Nüfus umum müdürlüğü şube müdürlerinden Akif İşcan. Hatay rnektubculuğuna Karadeniz E reğlisi kaymakamı Refik Kuzucu, nüfus müdürlüçüne Alanva kavmakamı Ha lım Doğru tayın edılduer. İzmirde hava taarruzlarına karşı korunma tedbirleri alındı İzmir 15 (a.a.) Hava taarruzlanna karşı pasif koruma komisyonu toplantılarına devam ederek şehrin hava hü cumlanna karşı müdafaasında tatbik ed'lecek plânlan hazırlamıştır. Bu plân, şehir halkımn hemen hepsine hava ta arruzlanna karşı müdafaa vazifesi tahmıl etmektedir. Diğer taraftan şark işlerile çok meşgul olan bazı İngiliz gazeteleri de bu ziyaretin alelâde bir nümayişten ibaret olduğunda müttefiktirler. Halid Bey, Trablusgarbli, Avrupada tahsil görmüş, ingilizce, almanca, fransızca ve italyancaya vâkıf, gayet zeki bir iş adamı olmak itibarile Almanyada bazı işler takib ediyormuş ve oraya, daha ziyade, siyaset degil, iş maksadile gitmiş. Kendisi İbnissuudun büyük bir teveccüh ve itimadım kazanmış olduğu için bu vesile ile hem siyasî, hem de iktısadî birtakım faydalar elde etmeği düşünmüş. Bu bakımdan, meselâ, Mancester Guardian gazetesi bu seyahate hiç ehemmiyet atfetmiyor ve bütün hâdiRivayete göre konuşmaların mevzuu şu senin cereyanını, Berlinde yapılan tantaidi: Hicaz hükümdarı kendisine modern nalı kabul resimlerini ve saireyi aîelâde bir ordu yapmak istiyor. Bu orduyu sibir blöf ve nümayiş olarak telâkki ediyor. lâhland>rmak için hem krediye, hem de Belki de hakikat bundan ibaret. Fakat, silâha muhtac. Bu hususta Almanya ona yardım edecek, İbnissuud da Almanyaya dedikodu o kadar geniş ki, size hepsini siyasî yardımlarda bulunduktan maada, yazmaya bile imkân bulamadım! M. Teker Hicazda petrol arama imtiyazı verecek. Bu rivayetin, laf halinde kolay bir şey olduğunda şüphe yoktu. Ancak, AlmanMısırın yeni askerî hava ile Hicaz arasında esaslı bir ikt'sadî limanı mübadele imkânları olmadığına göre aleKahire 15 (a.a.) Mısır hükumeti, lâde bir petrol arama imtiyazı vermekle, İskenderiye civannda kâin Mariut gö Hicazm istediği silâhlanma işini temin lünün sahillerinde büyük bir askerî haetmek arasında nasıl bir münasebet bu va limanı ihdası imkânlannı araştırmakunabılecsğı malum değildir. Bunun için,, tadırlar. Halit ZiyaTlirkkan tanu Umum Müdürii oldu Eski müdür Cemal tekaüde sevkedildi Ankara, 15 (Telefonla) Dünden itibaren Adliye Vekâletine bağlı olarak çalışmağa başlamış bulunan Tapu ve Kadastro Umum Müdürlüğünde bir değişikHk olmuş, Umum Müdür Cemal tekaüde sevkedilmiştir. Umum Müdürlüğe, Tapu ve Kadastroda uzun müddet müşavirhk etmiş olan halen Belediyeler Bankasmda İmar Müdürü Halid Ziya tayin edilmiştir.