11 Temmuz 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 8

11 Temmuz 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CURÎHURfYET II Temmuz 1939 Basın Birliği Kongresi açıld IBaştarafı 1 inci sahifede] Birinci Basın birliği kongresini açmakIa bahtiyarım. Bütün memleket matbuatmm kıymetli mümessillerini burada ve bir arada selâmlamakla büyük bir zevk ve iftihar duyuyorum. Matbuatın ehemmiyetini tebarüz ettirmek için salâhiyetli dillerden çok kuvvetli sözler işitilmiş ve hatta ona dördüncü kuvvet diyenler de olmuştur. Biz, kuvvetlerin taaddüdüne değil, birliğine ve onun Türkiye Büyük Millet Meclisinde tecelli ettiğine kail olduğumuz için böyle bir ifadede bulunamayız, fakat onu vazife ve mes'uliyet ortağı olarak tanımakla ehemmiyetini daha güzel ve daha samimî surette ifade ettiğimize inanınz. Bunun içindir ki matbuat müntesiblerile her temasta bu noktayı daima ve sarahatle ifade ettim ve ediyorum. Bir daha tekrar edeyim: Memleket ve millet işlerinin mes'uliyetini beraber ve müştereken taşıyoruz. Sizi de kendimiz kadar vazifeli ve mes'uliyetli biliyoruz. Hür, fakat ciddî ve vakarlı, memleketin yüksek menfaatlerine daima dikkat ve hürmet eden matbuat medenî ye dürüst bir idarenin asla müstağni olamıyacağı bir yardımcıdır. Samimî irşadlarınızda, doğru ve hüsnüniyete makrun tenkidlerinizde ancak fayda ve kuvvet buluruz. Hareketlerimizle sizi daima bu yolda teşvikten hâli kalmamaya çalışıyoruz. Bu kadar mühim ve kuvvetli bir unsurun üzerine aldığı büyük ve ifası güç hizmeti memleket ve millete en faydah bir surette ifa, mesleğin ve onun müntesiblerinin şeref ve vakannı ilâ, meşru menfaatlerini müdafaa, meslekdaşlar arasında muhadenet ve tesanüdü temin ve onların hal ve atisini tanzim edebilmesi elbette çok arzu edilir birşeydir. rir), Halil Nihad Boztepe (meb'us, muharrir), Hüseyin Cahid Yalçın (meb'us, muharrir). Yedek aza: Zeki Mesud Alsan (mebus, muharrir), Muvaffak Menemencioğlu (Ajans umum müdürü), Sabri Baysuğ (Ajans müdürlerinden), Bürhan Cahid (Köroğlu gazetesi sahibi), Ahmed Ihsan Tokgöz (meb'us, Uyanış gazetesi sahibi), Rifat Yüce (İzmitte gazete sahibi). Merkez idare heyeti ve yüksek haysiyet divanlan azalıkları intihabatını mıntakalar idare heyeti ve haysiyet divanlan azalıkları seçimi takib etti: Ankara mıntakası idare heyetine: Nasuhi Baydar (meb'us, muharrir), Kemaleddin Kâmi Kamu (meb'us, muharrir), Mümtaz Faik Fenik (Ulus neşriyat müdürü), Na^d Hakkı Uluğ (muharrir), Mekki Said Esen (muharrir). Ankara mıntakası haysiyet divanına: Aslî aza: Nureddin Artam (Ulus muharriri), Hıfzırrahman Raşid Öğmen (muharrir), Fazıl Kurtiş (Ajans muharrirlerinden). Yedek aza: Sabahaddin Sönmez (Ulus muharrirlerinden), Şerif Arzık (Ajans muharrirlerinden), Fevziye Abdullah (Ulkü muharrirlerinden). îstanbul mıntakası idare heyetine: Hakkı Tarık Us (Vakit gazetesi sahibi), Etem İzzet Benice (Son Telgraf sahibi), Orhan Seyfi Orhon (Akbaba sahiblerinden), M. Zekeriya Sertel (Tan gazetesi sahibi), Peyami Safa (muharrir). ri Ahmed Çemşid (Yeşil Giresun gazetesi sahibi), Talât Akyazı (Gür Ses gazetesi sahibi). Trabzon mıntakası haysiyet divanma: Aslî aza: İsmail Cenani Orla (Ahali gazetesi sahibi), Bilâl Göyük (Güzel Ordu gaze tesi sahibi), Şükrü Uygun (Halk gazetesi sahibi). Yedek aza: Fuad Kaya (Karadeniz gazetesi sa hibi), Veysi Aksan (Karadeniz gazetesi başmuharriri), Bahadir Dülger (Erzurum Ata Yolu neşriyat müdürü) seçil mişlerdir. Kongre, seçimlerden sonra alkışlar arasmda okunan ve Millî Şef Ismet înönüne, Büyük Millet Meclisi Reisi Ab dülhalik Rendaya, Başvekil doktor Re fik Saydam ve Parti Genel Sekreterliğine kongrenin yüksek hürmet ve tazimlerinin arzına aid takriri ittifakla tasvib eylemiştir. Murahhaslardan Hilmi Dilmeç, Türk gazeteciliğinin istikbali için bir hareket noktası olan Basın Birliği kongresinin toplanmasmı temin eden hükumet ve Partiye kongrenin minnet ve saygılarının bildirilmesini istemiş ve makamı riyasetin, teklifi üzerine kongrenin izhar ettiği yüksek tazim hislerine kongre divanının tercüman olması gene alkışlarla kabul edilmiştir. Kongre, ruznamesindeki maddelerin müzakeresini tamamhyarak kongre baş kanı Dahiliye Vekili Faik Öztrakm mu vaffakiyet dileklerile mesaisine nihayet vermiştir. Satie meselesi (.Baştarafı 1 inci sahifede) mak üzere gönderdiğı müzekkerelere ce vab beklemektedir. Bu cevablar gelir gel mez, dosya Müddeiumumiliğin mütale asına verilecek, bunu müteakıb da sır muhakeme safhasına gelecektir. Sorgu hâkimliğinde dün sabah cski Satie şube müdürlerinden Lajyan, şahi olarak dinlenilmiştir. Evvelce de sorgu hâkimliğinde dinlenilen bu zatın tekra dinlenilmesi, oldukça uzun sürmüştür. Cumartesi günü şahid olarak sorgu hâ kimliğine gelen bu şirketin hukuk müşaviri Pertev dinlenildikten sonra, Lajyandan ahmsatım muamelesi etrafında yeniden bazı izahat alınmasına lüzum görüldüğü anlaşılmıştır. Mevkuflardan Reassürans avukatı Atıf Ödülün avukatlıkta ortağı Ekrem İlhami, dün öğleden sonra Müddeiumumilik İkinci Tetkik dairesinde muavin Sabri ile uzun müddet görüşmüştür. Görüş menin Satie işile alâkalı yeni bir hazırlık tahkikatına aid olduğu, kendisinin ba zı hususlarda malumatına müracaat o lunduğu şayiası çıkmışsa da, Müddei umumî Hikmet Onat, bu husustaki sual karşısında «Böyle bir safha yoktur ve kendisinin bu şekilde malumatına müracaat, mevzuubahs değildir.» demiştir. Diğer taraftan, rahatsızhğı dolayısile, ifadesi evine gidilerek tespit edilen Millî Reassüransın eski Umum Müdürü Refi Bayarın bu ifadesi üzerine Reassürans eski ikinci müdürü Malik Kevkeble avukatı Atıf Ödülün ve Jerans şirketi mü dürü Meteosun muvacehe maksadile sorgu hâkimliğine getirilecekleri şeklinde dün bir akşam gazetesinin yazdığı haber, teeyyüd etmemiştir. Dün böyle bir isticvab ve muvacehe yapılmamıştır. Evinde tedavi gören Refi Bayarm vaziyetinde ifadesi alındıktan sonra bir değişiklik olmaması, hakkmdaki tahkikahn kendisi serbest olarak devam edeceğini istidlâîe müsaid görünmüştü. Aradan zaman geçmesine ve bu vaziyetin tetnadi etmesine göre, Refi Bayarın bu husustaki vaziyetinde bir değişiklik olmaması ihtimali kuvvetlenmiştir. Ingiliz Başvekilinin nutku Danzige yapılacak bir hâdise tecavüz mahallî sayılamaz ziyade Polonyaya hâkim olacaktır.» Voltaire de ikinci Federi'e hitaben şunları söylemiştir: « Danzig limanını Pire limanma tercih ediyorsunuz. Öyle zannediyorum ki majestenizin hakkı vardır. Çünkü Avrupanın bulunduğu şu vaziyette Danzig limanı diğerinden çok daha mühimdir.» IBaştarafı 1 inci sahitede^ martm 27 sinde Danzig hakkında Lehis tandan yepyeni taleblerde bulundu. Bı tarihte, İngiltere henüz Lehistana garan ti vermemişti. Bu şerait altında, îngiliz garantisinin Polonyalılara cesaret verdiği ne dair Almanlar tarafından ileri sürülen iddialar gayrivariddir. Zira, ingiltere Alman taleblerinden dört gün sonra Lehistana garanti vermiştir. Danzige yapılacak bir tecavüzün ma hallî bir hâdise addedilmiyeceğini bilhassa tebarüz ettirmek isterim. Bu sahada yapılacak herhangi bir tecavüz, Lehistanın stiklâlini ve millî mevcudiyetini alaHdar eden bir mesele addedileceğinden, îngiltere Lehistana verdiği garanti taahhüdle rini derhal yerine getirecektir. Bu şerait altında ihtilâfın mu'lihane müzakerelerle hallini temenni edivoruz. Lehistan Hariciye Nazırı miralay Beck, muslihane niyetler ve muslihane metodlara hareket etmek sartile Almanya ile mü'.akerelere girişmeğe hazır olduğunu resmen söylemişti. Almanya, bu sahada he nüz bir faaliyet göstermedi. Buna mukabil son zamanlarda Danzigde bir takım gayridostane hâdiseler cereyan ettiği halde, Lehistan, sükunetini daima muhafaza tti. Fakat, vaziyet ne şekilde inkişaf ederse etsin, Danzige tecavüz etmek suretile Avrupa sulhunun ihlâline asla müsaade ed''°mez ve ediimiyecektir.» Müheyyic haberler tekzib edildi Paris 10 (a.a.) Figaro'nun Lon dra muhabiri, gazetesine telgrafla bildiriyor: «Birkaç gündenberi Londrada Alman propagandası, teskin taraftarlannı takviye için bütün gayretini sarfetmektedir. Gazetecilere, birbiri ardına şöyle ha berler verilmektedir: Fransız ve îngiliz hükumetleri, Van Zeeland'ı Hitler nezdinde bir teşebbüse memur edeceklerdir. Von Ribbentrop, on beş güne kadar Londraya gelecek, pek yakında Varşova ile Berlin arasında görüşmelere başlanıla cak. ' Bütün bu şayialar, alsılsızdır. Fakat işin şayanı kayıd ve ayni zamanda en vahim ciheti, bütün bu şayiaların, bundan daha iki hafta evvel Almanyanm yakında Danzigi işgal edeceğini bildirenlerin ilhamı altında yayılmasıdır.» ttalyan gazetelerinin mütaleası Gazetelerin mütaleası Yedek aza: Vasfi Bilge «Bergama gabet temenni ederim. Sizleri bir kere daha saygı ve sevgi ile selâmhyarak ruzname zetesi sahibi», Etem Menderes «Aydın mucibince işlerimize devam için kongre gazetesi sahibi», Kemaleddin Şükrü «Yeni Asır neşriyat müdürü». reisinin intihabma davet ederim.» Adana mıntakası idare heyetine: Seçim Coşkun Güven «muharrir», Basri Bundan sonra, kongre reisi ve kâtibleri seçimi yapıldı. Dahiliye Vekili Faik Erkmen «Ege gazetesi sahibi», Ahmed Öztrak riyasete intihab olundu. Ruzna Remzi Böreğir «Yeni Adana gazetesi mede merkez ve mıntaka idare heyetle sahibi», Fuad Akbaş «Yeni Mersin garile haysiyet divanlan seçimi vardı. Ba zetesi sahibi», Nuri Genc «İskenderun». Adana mıntakası haysiyet divanına: sm birliği merkez idare heyeti reisliğine Aslî aza: Falih Rıfkı Atay intihab olundu. UmuNevzad Güven (Türk Sesî gazetesi mî idare heyeti Şüjcrü Esmer, Abidin sahibi), Rüştü Ata (Halk Dili gazetesi Daver, Sadri Ertem, İbrahim Alâeddin, sahibi), Siyret Bayar (Ulus Sesi gazeSelim Ragıb, Kerami Kurtbay, Asım tesi sahibi). ve Sedaddan teşekkül etti. Yedek aza: Diğer seçimlerde idare heyetine ve Ragıb Yazman (Kilis gazetesi sahi haysiyet divanma seçilenlerin isimlerini bi), Fehmi Barlas (Yeni Adana muharbildiriyorum: riri), Nihad Tangüner (Türk Sözü neşYüksek haysiyet divanı: riyat müdürü). Aslî aza: Nafi Atuf Kansu (meb'us, Trabzon mıntakası idare heyetine: Ülkü genel direktörü), Necib Ali Küçüka Ali Rıza Gürsoy (Gür Ses gazetesi (meb'us, muharrir), Necmeddin Sadak neşriyat müdürü), Bekir Sükuti Kulak (meb'us, Akşam gazetesi başmuharriri), sızoğlu (Yeni Yol gazetesi sahibi), NuReşad Nuri Güntekin (meb'us, muhar ri Eyüboğlu (Olcay gazetesi sahibi). Nui îstanbul mıntakası haysiyet divanma: Aslî aza: Enis Tahsin Til (Akşam gazetesi neşriyat müdürü), Omer Rıza Doğrul (muharrir), Refik Ahmed Sevengil (muharBüyük Millet Meclisînce kabul edilen rir). 3511 numaralı Basın birliği kanunu bu Yedek aza: arzunun tatminini istihdaf etmektedir. Bu Mithat Cemal (muharrir), Halid kongre de o kanunun emri icabıdır. Fahri Ozansoy (muharrir), Rasim Us Cumhuriyetimizin müessisi ve matbu(Haber gazetesi sahibi). at hürriyetinin cidden âşıkı olan Ebedî İzmir mıntakası idare heyetine: Şef Atatürkün yüce hatırasını huzurunuzHaydar Rüştü «meb'us, Anadolu gaze da hürmetle yâdederim. tesi sahibi», Rahmi Gökçe «Anadolu gaBu büyük eser de Ebedî Şefin en yazetesi neşriyat müdürü», Hakkı Ocako^lu km arkadaşı ve milletin hakikî gözbebeği olan Millî Şefimiz ve Reisicumhurumuz «Yeniasır gazetesi başmuharriri», ŞevIsmet İnönünün her vesile ile matbuat ve ket Bilgin «Yeni Asır sahibi», Sırrı Sanlı onun hürriyeti hakkında bize ne güzel «Halkın Sesi sahib ve başmuharriri», İzmir mıntakası haysiyet divanma: dersler verdiğini hepiniz bilirsiniz. MatAslî aza: Hayreddin Karan «meb'us, buatın esas prensibleri demek daha doğru olan bu işaretlere uymak hepimiz için Türk Dili gazetesi sahibi», Hamdi Nüzmillî ve vatanî vazife olduğunu hatırlat het Candan «Anadolu gazetesi başmu harriri», Rahmi Balaban «Fikirler mec mak benim için bir borcdur. Çalışmalannızda muvaffakiyet ve isa muası neşriyat müdürü». Bir münakaşa Istanbul mıntaka idare heyeti seçimine geçildiği zaman, namzed listesinin okunmasını müteakıb Istanbul murahhaslarından Ahmed Ihsan tarafından söz alındı. Bu söz kongrenin yegâne itirazını teşkil etti. Ahmed Ihsan, bu listenin kicnin tarafından tanzim olunduğunu, eğer Partinin bu listeye müzahereti varsa bir di yeceği olmamakla beraber gözüne çarpan bir isim dolayısile bunu öğrenmeğe lüzum hissettiğini söyledi ve: «Meselâ ben arkadaşların ekserisinin Zekeriya Sertele rey vermek istemiyeceklerini zannediyo rum. Ben kendi şahsım hesabına rey vermem.» dedi. Riyaseti Cumhur Umumî Kâtibi Kemal «edeleç, Münakalât Vekili Ali Çetinkaya, Nafıa Vekili General Ali Fuad Cebesoy, Gümrük ve İnhisarlar Vekili Raif Karadeniz, Ziraat Vekili Muhlis Riyaset makamının daveti üzerine kon Erkmen, Parti Müstakil grup reis vekili grede bulunan Parti Umumî İdare heye Ali Rana Tarhanla Parti îdare heyeti ti Matbuat bürosu şefi Cevdet Kerim İn azaları da hazır bulunmuşlardır. Veda ziyafetinde Dahiliye cedayı, listenin kurultaydaki murahhas Vekilinin sözleri arkadaşlardan bazıları tarafından hazırlanmış olduğunu, kendisinin bu listeyi Ankara 10 (Telefonla) Basın kugördüğünü kaydederek: (Aleyhte bir rultayı azası şerefine bu gece Karpiç'te mütaleamız yoktur. Arkadaşlar seçtik bir ziyafet verildi. Dahiliye, Hariciye, leri takdirde hepsine muvaffakiyetler te Nafıa, Münakale, Gümrük ve İnhisarlar menni ederiz.) dedi. Bu sırada dinleyi Vekilleri, Parti İdare heyeti azaları ve ciler arasında bulunan bir meslekdaş, Genel Sekreter Vekili, Emniyet Umum Ahmed İhsanın sözlerini herhangi bir ar Müdürü ve bazı erkân bu samimî top kadaşa hakaret addederek doğru olma lantıda bulundular. Toplantı sona ererdığını söylediyse de riyaset makamından ken Dahiliye Vekili Faik Öztrak dedi herhangi bir namzedin intihab kabiliyeti ki: hakkında söz söylenmesinin ve hatta se« Bu akşam bana şeref ve iftihar çilmemesinin şahsa bir hakareti tazammun verdiniz. Hepinize teşekkür ederim. Si etmiyeceği cevabı verildi. zinle beraber memleket matbuatmda çok İlk içtimalar feyizli ve yeni bir devrenin mukaddimeBu tek münakaşalı kongrede seçimler sini hazırlamış olduk. Memleket hesabına yapıldıktan sonra yeni merkez heyetile bundan çok hayırlı neticeler almacağma mıntaka heyetleri azaları öğleden sonra eminicn. Hepiniz muhtelif yerlerden gelumumî bir toplantı yaparak Basın kuru diniz ve yakında işlerinizin başına dönemunun işleri etrafında iki saat kadar gö ceksiniz. Hepinize sıhhatler ve selâmetler rüşmüşlerdir. temenni ederim. Oradaki arkadaşlarımza Murahhaslara öğle ziyafeti verildi bizim de muhabbet ve selâmlarımızı göAnkara 10 (a.a) Türk Basın Bir türünüz. liği kongresi murahhasları şerefine bugün Bugün de söylediğim gibi aracnızdaki Ankarapalasta Parti Genel Sekreter ve rabıtanm muhabbet ve mes'uliyet rabıtası kili Zonguldak meb'usu Halil Türkmen olduğunu arkadaşlarımza bildiriniz.» tarafından bir öğle ziyafeti verilmiştir. Ziyafetin sonunda Hariciye Vekili Bu ziyafette Başvekil doktor Refik Şükrü Saracoğlu da meslekdaşlanmızla Saydamla Dahiliye Vekili Faik Öztrak, hususî bir hasbıhalde bulunmuştur. lerin bıçağına davranmasına kadar da dayanabilirdi. Raks, bu kadar kara düşünceler içinde bocalarken, koca Jejen'nin sorduğu suale, çete reisinin verdiği cevab, birdeabire aklını başına getirdi. Soygunun temin edeceği miktan azımsamak ve işi zahmete değmiyecek kadaı ehemmiyetsiz telâkki etmek, iyi bir bahane olabilirdi. Bu fırsatı kaçırmadı, koca Jejen'in yumruğile ezilen omuzunu, yi ğitliğe leke sürmemek için canının acısmı belli etmeden düzelttikten sonra, alabıldiğine müstağni bir tavırla dudak büktü: Ne? dedi, yüz elli papel mi? Pöh! Bu da para mı? Yüz elli papel! Pöh! Geç canım! Yorulduğunuza değmez be! Küçük lui bu istihfafa içerlemiş gibi bir tavır takındı: Sahi mi söylüyorsun? dedi. O kadar az mı görüyorsun? Jülo, alt dudağını ileri doğru uzattı: Oğlum, dedi, biz Brüksel'de bu nun daniskasını yaptık. Yüz elli papel bana ceb harçlığı olmaz! Jülo'nun Brüksel'de mühim vurgunlar vurduğundan, hiçbirinin şüphesi yoktu. Zaten sözlerinden ve halinden de anlaş;lıyordu. Öyle ufaktefek işlere tenezzül Fakat, bu işi ortaya atan ve idare eden Göldöniaf olduğu için, teklifinin böyle reddedilmesi, ne de olsa gururunu kır mış, onu, fikrini müdafaa etmek mecburiyetinde bırakmıştı. Olabilir, diye mukabele etti. Fa kat yüz, yüz elli kâğıd hiç de fena para değildir. Elinin altında olunca ne diye çekip almazsın? Elimin altında bile olsa biraz düşünürüm. Nerede kaldı ki bin türlü zahmete, tehlikeye gireceğim de, sonunda topu topu yüz elli kâğıd kaldıracağım. Üç serseri baîcıştılar. Jülo'nun, dudaklarını bükerek, derin bir istihkarla red dettiği bu iş, onlarca fevkalâde parlak ve mühim bir işti. Kendilerinin bu derece ehemmiyet verdikleri bir meseleyi, yeni arkadaşlarının, bir milyoner gururile tepmesini kabadayıhklarına yediretniyorlar dı. Hele Jülo'nun, Göldöniaf gibi bir adamın, koskoca bir reisin takdirine kalmış bir iş hakkında mütalea yürütmesi, hepsine, pek küstahça bir hareket gibi görünmüştü. Raks, banka işini böylece kestirip atmakla bu müşkül vaziyetten kurtulmuş, yakasını nihayet üç serserinin elinden sıyırmış olduğuna kanidi. İsmeklesini ge rive doeru iterek yerinde doeruldu: Londra 10 (a.a.) Bu sabahki gazeteler, Çemberlayn'in beyanatı hakkında tefsirlerde bulunmakta ve bu beyanatin ok kat'î bir ifade ile yapılacağını müt efikan söylemektedir. Times gazetesine göre, beyanatin metni, Fransa ve Polonya hükumetlerine bildirilmiş ve bu hükumetler, metni ihtiraz kayıdsız tasvib etmişlerdir. Ingiliz hükumeti, Polonyalıların, Danzigdeki hakla nna yapılacak tecavüzü Polonyanın istiklâlirte karşı bir tehdid olarak kabul et mekte haklı bulunduğunu ve bu keyfiyetin bu suretle yardım teminatını derhal ica mevkiine sokacağını kabul etmektedir. Times gazetesi, bu hususta ayrıca aşaıdaki haberi de vermektedir: «Polonyanın Almanya ile müzakere ere başlamış olduğu hakkındaki şayialar amamile asılsızdır. Polonyalıların intıbaı, )U şayialarm sahte bir emniyet havası yaLeh heyeti Londraya döndü atmağa çlışanlar tarafından çıkarıldığı Londra 10 (a.a.) Polonya malî ıerkezindedir.» heyeti reisi Miralay Koc, tayyare ile Lord Rothermer'in beyanatı Varşovadan dönmüştür. Paris 10 (a.a.) Havas Ajansına Polonyanın îngiltereden yapacağı 5 eyanatta bulunan Lord Rothermeri, ez milyon sterlinlik istikraz müzakerelerini ümle demiştir ki: idare eden Koc, bu işe aid son teferrüatı «Danzig meselesinden bir harb çıka espit etmek üzere Londraya gelmiştir. ağını zannetmiyorum. Fakat bu sözlerimLeh sefiri Londrada en Fransa ile İngilterenin silâhlanma yoLondra 10 (a.a.) Polonya sefiri undaki faaliyetlerini ağırlaştırmalan lâ Kont Raczynski, tayyare ile Londraya ım gelmediği manası çıkarılmamalıdır. dönmüştür. Sefirin, yann Lord Halifaks İngiltere ile Fransanın müsellâh kuv tarafından kabul edilmesi muhtemeldir. etleri öyle bir seviyeye erişmektedir ki, Henderson Parise gitti u iki devlet şimdi artık yatışma siyasetleParis 10 (a.a.) İngilterenin Berlin ni öne sürebilecek vaziyete gelmiş adde efiri Neville Henderson, Londradan Pailebilirler. İki memleketin tayyare inşaatı ise gelmiştir. e silâh imalâtı, en bedbinleri bile hayrete Alman mallarına boykot ü'ürecek bir mertebeyi bulmuştur.» Varşova 10 (a.a.) Lodz tüccarDanzig hakkında söylenen tarihi lan tarafından Alman mallarmın boykot edilmesi kararı üzerine, birçok Lodz masözler Paris 10 (a.a.) Petit Journal ga ğazaları, camekânlarına «Burada Alman zetesinde Boussard, Danzig hakkında malı satılmaz» levhasını asmışlardır. Danzig'e kabul edilmiyen genc Bismark, Vergenne ve Voltaire tarafın Almanlar !an yapılan beyanatı hatırlatmaktadır. Varşova 10 (a.a.) Şarkî PrusyaBismark, demiştir ki: « Bir Polonya devleti için Danzig dan Danzige giden genc Almanlardan mürekkeb bir grup, Polonya toprakjarınavatî bir zarurettir.» da Polonya aleyhinde şarkılar söylediğinVergenne, şöyle söylemiştir: « Vistül'ün mansabı ile Danzigi e den tevkif edilmiş ve şarkî Prusyaya iade nde bulunduran Polonva hükumetinden )lunmustur. Bu iş bana söylemez, oğlum, de di, bildiğiniz gibi yapın. Yüz elli papel sizin olsun. Ben gidiyorum. Bu sözü söyliyerek gitmek üzere ye rinden kalkarken, kuvvetli bir pençenin, masaya dayalı duran bileğine yapıştığını hissetti. Mengene gibi sıkıştıran ve can acıtan bu pençe, Raks'ı bir dokunuşta tekrar iskemlesine oturtmuştu. Göldöniaf, onu böylece yerine iade ederken, kendisi de, iskemlesinde yarı ayağa kalkmıştı. Homurtuyu andıran se sile: Ey! Dur bakalım! diye çıkıştı. îşi anlayıp dinledikten sonra tüymek yok! Otur da konuşalım. Nerede bu bolluk babam! Küçük Lui, Raks'm yüzüne şüpheli nazarlarla bakarak ilâve etti: Yağma yok oğlum! Biz adamı kolay kolay bırakmayız. Bu iş yann sabah olacak. Yann sabaha kadar dördümüz beraberiz. Er meydanı derler buna. Burada kahpelik edeni yakarız biz! Öyle değil mi Göldöniaf? Reisin ağzmdan, küçük Lui'yi tasvib mi ettiği, yoksa Jülo'ya ikinci bir tehdid mi savurduğu pek de belli olmıyan bir homurtu daha çıktı, herifin sopa gibi kalın kaslan bir misli daha çatılmış. eözleri a Roma 10 (a.a.) S e s t o del Corbinö gazetesi, şöyle demektedir: «Danzig meselesinin Almanyanm arzusuna göre halledilmesi halihazırda Avrupayı tehdid eden harbi uzaklaştırmağa kâfi değildir.» Faşist organı, bundan sonra mihverin sartlarını sayarak şöyle devam etmekte dir: «Hakikî bir sulh, silâhlann tahdidi, iktisadî işbirliği ve yapıcı uzun bir sulh* devresine girilmesi imkânını veren hakikî bir sulh isteniyor mu? O hakikî sulhu tahakkuk ettirmek için vaziyeti yeni bir görüşle mütalea etmelidir. Binaenaleyh Tunus, Cibuti ve Süveyş İtalyaya verümeli dir. Malta gibi îtalyan topraklan îtalya va, Cebelüttarık gibi îspanyol topraklari talyaya iade edilmelidir. însilizlerin ancak o zaman denizlerden serbestçe geç melerini garanti edebiliriz. Danzigle Polonya koridoru, Almanyaya verilmeli ve bu memlekete eski müstemlekeleri iade edilmelidir.» KfXAMET '.VA7.ANMAURİCI DEKOBRA yO ÇEVIREfc HAMDİ VAROOLU 45 Koca Jejen, ana plânı böylece çizilen işin muvaffakiyetine şimdiden tamamile kanaat getirmiş bir tavırla sordu: Kaç para getirir dersin bu iş? Yüz, yüz elli kâğıdı bulur. Küçük Lui içini çekerek başını salîadı: . Gözünü çöpten sakmmaz bir ar kadaş lâzım, dedi; yoksa, bu iş kolay kolay yapılır takımdan değil! Koca Jejen, iskemlesine göçercesine oturmuş, pis pis düşünen biçare Jülo'nun omuzunu, okşamadan ziyade dayağa benziyen bir yumrukla çökerterek, keyifli keyifli ?üldü: Ben, tevekkeli Jülo'yu aramıza alalım demeditn! Fakat Tülo kora T^ien'in bu ne iştirak edecek halde değildi. Zihni, mütemadiyen, içinde bulunduğu kötü vazi yetten kurtulmanın bir yolunu aramakla meşguldü. Göldöniaf'm nasıl yapılacağını anlattığı banka soygununa iştirak etmek iste mediğni söyletneğe imkân yoktu. Buna bir sebeb göstermek lâzımdı ve göstereceği sebeb de, ne olursa olsun, karşısında kilere şüphe verebilirdi. Aralarına aldıkları ve yüzünü ilk defa gördükleri bir ortağın, kendisine verilen böyle bir nimeti tepmesi, üç serserinin kolay kolay af fedemiyeceği bir hakaret olmaz mıydı? Üstelik, sırlarını da kendisine açmış, hem de yapacaklan işi bütün teferruatile anlatmış bulunuyorlardı. Ele verilmek korVu«ıı. Hu i V'irttılmııs herif teş saçmağa başlaınıştı. Yüzü, öfkeden şişmiş gibi görünüyordu. Raks'da şafak atmıştı. Tam manasile kapana kısılmış bulunuyordu. Artık bu işten vazgeçmiş görünmek için bahane aramanm beyhude olacağını anlamıştı. Üç serserinin sırnna bir kere vâkıf olmuştu. Tasarladıklan habasete onu da sürüklemeden yakasını bırakmıyacakları gün gibi aşikârdı. îşi hileye dökmenin, yahud zorbalıga kalkışmanın da faydası olmıyacaktı. Hileyi yutmıyacaklan, zorbalıga da dayakla, hatta belki bıçakla mukabele edecekleri şüphesizdi. Olan olmuştu. Kadere boyun egmekten başka çare kalmıyordu. Koca Jejen lâkırdıya kanştı. Ara bulmağa çalışır sakin bir tavırla: Divane mi oldunuz yahu? dedi. Jülo bizden be! Öyle değilmi Jülo? Bu iltifatı, Jülo'nun omuzuna inen, birinciden daha şahane ikinci bir yumruk takib etti. Jülo, yumruğun azameti altında sar sılarak kekeledi: Tabiî... Benim demek istediğim o değil..* XArkast varü

Bu sayıdan diğer sayfalar: