A Temmuz 1939 ( Musahabe Iktısadî hareketler Sanayide hilekârlık Iktısad Vekâletinin sanayiimiz için hayatî ehemmiyeti olan bir nokta üzerinde meşgul olduğunu işittik. Sanayide hilekârhğın önüne geçecek bir nizamname hazırlanıyormuş ve bu nizamnamenin sür'atle ikmali mukarrermiş... İktısad Vekâletinin şu karannı alkışlamamak mümkün değildir. Çünkü, sanayiimizi en fazla mutazamr eden ve haricî rekabetten de ziyade tesiri görülen şey, hilekârhktır. Aldığımız ayakkabının çürüklüğü, giydiğimiz çorabın dayanıksız oluşu, üzerine yattığımız somyanın iki günde gevşeyip akordu bozulmuş bir saz gibi inim inim inlemesi, hergünkü şikâyetlerimizin mevzuudur. Fakat bu şikâyetlarin saiki nedir? Ekseriya araştırmağa lüzum görmeden lânet okur, geçeriz. Maliyet fiatını düşürmek için malın kalitesini bozmak, yerli sanayiimize ötedenberi ârız olan kötü bir hastalıkUr. Bu hastalık bilhassa son yıllarda birtakım gayrimillî eller tarafından millî sanayiin aleyhine olarak bir suikasd şeklinde yürütülmüş ve birçok millî müesseseler bu yüzden ezilmiştLr. Belki münakasalarda daha az fiat verenin muvaffak olması da bunu teşvik etmiştir; belki bir kısım halkın bilmeden ve incelemeğe lüzum görmeden ucuzu araması bu işi yapanlara destek olmuştur. Şimdi İktısad Vekâleti hiçbir engele tesadüf etmeden bugüne kadar ilerleyen bu fena hareketin tamamile önlenmesine çalışıyor ve bir nizamname hazırlatıyor. Kanaatimizce bu nizamnamede bilhassa devlet münakasalarında kalite hususu na itina olunmasına aid hükümler bulunmalıdır. Hilekârhğı yakalanan bir sanayi müessesesi veya san'atkânn tecziyesi de o nispette ağır olmalıdır. Çünkü aldatılan kütledir; aldatanın ise her zaman ve kolay yakalanamıyacağı muhakkaktur. İhracat mallanmızm ihracında temiz ve standard bir şekilde olmasma nasıl itina gösteriyor ve hilekârlık yapana ağır cezalar koyuyorsak sanayi mamulâtının satışmda da ayni hassasiyeti göstermeliyiz. Çünkü, aksi takdirde ihracat mallarımızı tehdid eden rakib memleketlerin mamulâtı gibi millî sanayii tehdid eden de yabancı malları vardır. Halk aldanmamak için pahalı da olsa yabancı malını almağı pekâlâ göze alabilir. Gencliğe tahassür Hayatta bütün muvaffakiyetler nefse itimadm eseridir. Fransada siyasi partiler: 8 S. F. I. O. nun programı ve komünistlerin gayesi Komünistler, bugünkü kapitalist ekonominin yerine dünya çapında komünizm sistemini ikame etmek ve istismar davasma nihayet vermek istiyorlar ( Nakleden: Cevad Sadık Prensip: «Sosyalist parti her vakitkindcn daha kat'î olarak beyan eder ki aksiyonunun son gayesi içtimaî inkılâbdır. Yıkılacak olan eski nizamla onun yerine gelecek olan yeni nizam arasındaki intikal devresi atnele diktatörlüğüne tesadüf eder. Fakat bu intikal devresi, zemin ve zama.un müsaadesi nispetinde, kısa olmalıdır.» Sosyalist parti (S. F. I. O) içtimaî inkılâbı ve amele diktatörlüğünü beklerken şunları taleb eder: Parlmantarizmin an'anevî telâkkisini tashih edecck ve gencjeştirecek referandum usulü: Âyan meclisinin kaldırılması ve salâhiyetlerinin derhal ve doğrudan doğruya tahdidi. Kadm ve erkek arasmda medenî ve siyasî müsavat. İş mevzuatına gelince: On dört ya şından ervel çocukların sınaî işlerde çalıştırılması memnuiyetı; iş müddeünin tahdidi. Bu sahada, beynelmilel konvansi yonların bilâkayıd ve şart tasdikı; senelik ücretli mezuniyet; kazalara müteallik 1898 kanununun gözden geçirilmesi, bütün meslekî hastalıklara teşmili. Tazrıii nat ve ücretlerde tenkihat memnuiyeti; hıfzıssıhha ve asayiş kanunlarının tatbikına nezaret edecek amele murahhas he yetlerinin teşekkülü; sendika teşkil etmek hakkının devlet işçilerine teşmili; işsizlik sigortası. Amele tekaüdiyelerinin artırılması; kollektif mukavelelerin inkişafı. Ekonomik sahada: Âmme hizcnetle İLiMKOSESi İHTiRALAR KESiFLER Ziya nedir? Aydınlık, karanlık, ziya ve renk kolay tarif edilemez. Rüyet kabiliyeti normal olan insanlarda bu ihtisaslara itibarî isimler verilmiştir. Karanlık bir odada mevcudiyeti ancak tamamile hissedilebilen bir demir tel gündüz gözile veya bir lâmba yakininde bulundurmak ve yahud karanlık odada kendisinden bir elektrik cereyanı geçirmek suretile görülür. Demir telin hususî rengi bir takun şartlara bağh olup bunlar da, fizikî ve fiziyolojik olmak üzere ikiye ayrılır. Ayni fizikî şartlar altinda bulunmıyan cisimler demir gibi görünebilır. Esasen kırmızı ol mıyan cisimler gözümüz ovulduğu ve yahud gözden galvanik cereyan geçirildıği zaman kırmızı görünebilir. Beyaz bir tebeşir parçası beyaz şule veya elektrik lâmbası ışığı altinda beyaz, san şule yan:nda sarı, kırmızı camdan bakıldığına göre kırmızı görünür. Bıze beyaz görünen tebeşir, biraz santorin yutarsak san görünür. Bizim kırmızı gördüğümüz şeylerı, diğer bir adam kırmızı görmiyebilir. Daltonizm (renk körlüğü) ile malul olanlar birçok renkleri normal gözlerüea farklı görürler. Bu tesır veya tebeddüller tamamile fiziyolijik mahiyettedir. Hulâsa, ayni maddelerin bize beyaz, san veva kırmızı renkte görünmeleri bir takım şartlara bağlıdır. Rüyet ihtisasının fizikî illetine (ziya) diyoruz. Rüyet ihtisasile normal gözüa rüyetini kasdediyoruz. Burada fiziyoiojik tesirlerin rüyet kabıliyetinde yaptığı değışikliklere bakmıyoruz. Fızık bakımındaa ziya bir ihtisas olmayıp eşyayı bize gös» eren amildir; daha doğrusu (radyasyon) un bir şeklidir. Radyasyon daha umumî bir tabir olup röntgen, ültraviyole, radyo, kozmik şuaları veya dalgalarını ihiva eder. Biz cisimleri gözümüze ziya gönder mesi dolayısile görüyoruz. Böyle ziya gönderen cisimlere (ziya membaları) diyoruz. İki türlü ziya membaı vardır. Birinci sınıfa girenlerde enerji değişikliği yüzünden ziya hasıl olur. Meselâ bir mum ver a kömür, birer ziya membaıdır. Mum eya kömürdeki ihtirak şeklinde kimyevî enerjinin bir kısmı ziya enerjisine inkılâb eder. Daha doğrusu bunlar da iddıhar edilmiş olan ziya enerjisi, bu fiille meydana cıkar. Elektrik lâmbası da bir ziya membaıdır. Ağaclara gelen güneş enerjisi, ağaclar toprak altinda kalıp kömüre ink'lâb sttiği zaman kömürde iddihar edilmiştir. jüneş radyasyon enerjisinin yüzde (30) adarı ziya enerjisidir. Kömürde iddihar edilmiş olan bu eneri, kömürün yanmasile meydana çıkar; :lektrik cereyanı yolile lâmbada ziya •nerjisine inkılâb eder. Bir transformas onla elde edilen ziya enerjisi, kömürde iddihar edilen ziya enerjisinden daima azdır. O halde bizim için başlıca ziya membaı güneştir. Güneş, mum ve lâmba gibi ;endi mekanizmalarile ziya neşreden ciimlere muzı cisimler deriz. Cisimler muzı cisimlerden aldıkları ziyayı gönderirler. Böyle cisimlere de münevver cisimler deriz. Güneş muzı bir cisim olduğu halde »üneşten aldığı ziyayı aksederek gönde •en ay, (münevver) bir cisimdir. Yazan: SELİM SIRRI TARCAN .Yaşmı başını almış, saçları kırlaşmış, yüzündeki hatlar derınlıkler peyda etmış olanlar arasmda gencliğe tahassür çekmıyen, geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer, demiyenler var mıdır? Hasbıhal sırasında akranlarundan çok kere dııyarım: Hey gidi genclik hey! Bız bir zamanlar dağ ta§, dere tepe demez, saatlerce yürürdük, yüzerdi^, koşar atlardık, daldan budaktan gözümüzü sakınmazdık. Hayatm cilveleri bıze vız gelirdi. En ufak vesilelerle kahkahalar atardık. ^en, neşeli, şakacı rind, zinde inaniardık! Kalbimizde coşan bir heyecan v a r i , kabımıza sığamazdık! Şimdi ise yen'mizden kalkmağa üşeniyoruz. Hayatm gauesi o kadar belimizi büktü, maişet derdı o ka dar yüzümüzü ekşitti ki gülmek şöyle dursun, biraz tebessüm etmeyi bile unuttuk. Halbuki genclikte her mihnet bize bir zevk mevzuu teşkil ederdi. Ne yazık o kıymetli günler bir daha geri gelmemek üzere uçup gitti! Bu fikirde bulunanlar, bana bu sözleri söyliyenler, yaşı sekseni aşmış, hayattan nasibini almış kimseler olduğunu zannetmeyiniz, hayir, hayırl Bunlar henüz yaşları elli ile sayılan fakat daha kırk yaş:nda iken kendilerini kapıp koyuvermiş olan genc ihtiyarlardır. Bu bedbin, bu ruhan zayıf, kudretsiz, azimsiz, iradesiz insanlar heyecandan mahrum kimselerdir ki bunlar daha sağ iken ölmüş sayılırlar, çiinkü heyecansız hayatm, mahsul vermiyen çorak topraklardan farkı yoktur. Heyecansız insanlar kendilerine güvenemedikleri için faaliyet sahasmda mücadeleden daima kaçmırlar ve bizden geçti! sözünü dillerinden düşürmezler. Acaba bu bedbin kimseler fikren, ruhan, cismen bütün enerjilerini sarfettikleri halde daima hüsranla karşılaştjklan için mi genc yaşında kocamışlardır? Hayır, aziz karilerim, emin olunuz hayr! Daha cidalin başmda uğradıkları ufak arızalar gözlerini yıldırmış ve bu işin sonu ge'mez! diyerek mücadele sahasından çekilmişlerdır. Avrupada bulunduğum zaman hiçbır spor müsabakasını kaçırmam. Çünkü o müsabakalardan, bilhassa mücadele sporlarından insan çok büyük dersler alıyor. Meselâ beş bin metrelik bir mukavemet koşusuna on iki genc iştirak ediyor. Verilen işareti müteakıb yarış başlıyor. Çevik, çalâk bir delikanh bir hamlede en öne geçiyor ve varkuvvetile koşuyor! Arka daşlarını hayli geçmiş olan bu genc pistin ikinci turunda yoruluyor, akranları birer, birer kendisini geçiyor, üçüncü turda kesiliyor, sahayı terkediyor. Diğerleri devam ediyor. Beşihci, altıncı, nihayet onuncu devirde fazla yorulanların arkndaslarmdan hayli geride kaldıkları görülüyor. Buna rağmen sonuna kadar devam ederek bes bin metreve yaklasanlardan en önde gidenler seyirciler tarafından şiddetle alkışlanıyor. Fakat hepsi de hiç yese,, nevmidiye kapılmadan belki rakiblerımi qeçerim veya hiç değilse beş bin metreyi ikmal ederek kendime karşı vermiş olduğum sösü tutarım, başladığım işi tamamlarım, diyerek koşuya devam ediyorlar. Nihayet en sona kalanlardan biri bilinemez nasıl bir kuvvetin tahtı tesirinde birden canlanıyor, sür'atini artırıyor ve herkesin hayret ve takdiri karşısında birinci geliyor! Işte bir hayat sahnesi. İlk koşu başlarken en önde giden (çok koşan çabuk yorulur) vecizesinin manasını kavramamış olduğu için bütün enerjisini birden sarfederek yoruldu, birkaç arkadaşınm kendisini geçmesi onu yese düşürdü ve tabü tuvanı kesilerek mücadele sahasından çekildi. Içtimaî cidalde de böyledir. îlk karşılanna çıkan manialardan yılan ve kendini yese kaptıran insanlar nefislerin: söz geçiremiyen, iradelerini kullanmasını bilmiyen, heyecanlarını idareden âciz olan kimselerdir. En geri kalmışken son bir gayıetle arkadaşlannı geçmeğe muvaffak olana gelince, işte hepimizin örnek ittihaz edeceği sağlam bir karakter: Azim, sebat! Hayat savaşında daima kendine güvenmeli ve hiçbir vakit ben yaşlandım, bu i§ genclerin kârıdır, dememeli. Bilmek lâ zımdır ki bütün muvaffakiyetler nefse itimadın ve azimle sebatın eseridir. Itimad, fikir ordularının kumandanıdır. Her hareket onun emirlerine tâbidir. Cesaret ve azim kendine itimaddan doğar. Sebat ise her zorluğu yener. Harikalar ibda eden Atatürk bütün muvaffakiyetlerini nefsine olan itimadına, azmine ve sebatma borcludur. Bir insanda aranan en büyük meziyet nefsine itimad, ve sebattır. Gencliğe tahassür çekenlerin ekserisi kendilerine karşı itimadların! kaybetmiş olanlardır. Avrupada siyaset âje minde hâlâ yetmiş beş yaşında azimkâr diplomatlar vardır. Bunlar hasret çekilecek, gıpta edilecek yaşlı genclerdi. Komünistlerin umumî kâtibi Thorez Selim Sırrı TARCAN F. G. Mançu hududunda yeni bir hâdise Tokyo 3 (a.a.) Domei ajansı Hsinking'den bildirıyor: Moğo] Mançu hududundaki harekât cephesinden verilen bir tebliğde, Japon Mançuri kuvvetlerinın Namohan bölge sinde hududu geçmiş olan Moğol Sovyet krt'alarını çevirmeğe ve bunları 60 metre genişliğinde bulunan Hala nehrine kadar püskürtmeğe muvaffak olduğu teyid edilmektedir. Bu tebliğe göre, Japon kuvvetleri Çiangçin'in 20 kilometre batısındaki Ganjajinobo yakınında 20 kadar Sovyet tanb zaptetmişlerdir. U. kütübhaneler ve okuma odaları Bu yıl sekiz odanın daha açılması takarrür etti C f Maarif Vekâleti halkın kültürünü ar tırmak ve okuma ihtiyacını karşılamak üzere tesis edilen umumî kütübhanelerle kuma odalarının çalışma vaziyetini ehemmiyetle tetkik etmeğe başlamıştır. Şimdiye kadar yapılan tetkiklerde, mevcud kütübhanelerle okuma odalarının bugünkü ihtiyaca kâfi gelmediği anlaşılmış, ilk plânda bunların sayılarmın artırılmasına karar verilmiştir. Şehrimizde mevcud kütübhanelere ilâveten, sekiz okuma odası önümüzdeki eyluden itibaren faaliyete geçecektir. Okuma odaları için, bulunan binalar hakkındaki raporlar Vekâlete gönderilmiştir. Kütübhanelerden herkesin kolayca istifade edebilmesi için, açılma, kapanma saatlerine aid yeni bir program hazırlanmıştır. Bu programa göre, elektrik ışığı olan kütübhaneler yaz ve kış sabah saat 1014, akşam 1519 a kadar açık olacaktır. Elektrik ışığı bulunmıyan kütübhaneler haziran eylul aylarında sabah 10 14, akşam 1519 a kadar, birinci, ikinciteş rinlerde ve nisan, mayıs aylarında sabah 913, akşam 14,18 arasında açık olacaktır. Temmuz, eylul içinde tatil cumartesi günü saat on üçten başlıyarak pazar günü, İzmir, (Hususî) Denızcıler bayramı şehrımizde de büyuk tezahüratla kutlulanmış, Cumhuriyet meydanında Atatürk heykeli dibinde tezahürat olmı diğer aylarda pazartesi günü saat on üçhararetli geçen deniz eğlenceleri yapılmış ve bunu, Karşıyaka banyolannda ten başlamak üzere salı günleri yapılacakbir gece eğlencesi takib etmiştir. tır. Memurları üçerden fazla olan kütübhaneler haftanın hergünü açık bulunacaktır. Yalnız cumartesi günü öğleden sonra ve pazar günleri de en az ikişer memurla bir hademe, kütübhane direktörlerinin tertib edecekleri bir programa göre nöbetçi kalacaklardır. Izmirde deniz bayramı J Harb Malulleri Cemiyetinin kongresi j Döğüşmeler Kasımpaşada oturan Niyazi, Mustafa ve Ali adında üç arkadaş aralarmdaki bir meseleden dolayı kavga ederek birbirlerini döğmüşlerdir. Taksimde Seferoğlu apartımanmda oturan Selim kızı Nuran, hiddetlenerek ayni apartımanm kapıcısı Ahmedi, Beylerbeyinde tiyatrocu Nuri Genc ve Muammer Selimağa sokağında oturan Tahsini, Lâlelide kahveci Rıza, aralannda çıkan kavga neticesinde seyyar sucu Bodosu, Sarıyer iskelesinde sandalcı Tev> fik de sandalcı Hayriyi döğmüşlerdir. Ankara, (Hususî) Harb Malulleri Cemiyetinin senelik toplantısı Orduevinde yapıldı. Kongrede, senelik raporlar okundu ve yeni idare heyeti seçildi. Gönderdiğim resim, kongrede bulunanlardan bir kısmmı göstermektedir. rak, âsgarî bir ücret tespit etmesi. Haftalık istirahat dahil, vasatî 48 saatlik bir i« haftası. Çocuk işinın kanunî hımayesi. Çocukların mekteb derslerini ve mektebden sonraki meslekî tedrisatı takib mecburiyeti. Mekteb kantinlerinin inkijafı. Hıfzıssıhhaya müceallik kanunların tatbikı. Havayici zaruriye maddeleri üzerinden bilvasıta vergilerin kaldırılması. Seduler vergilerin gelir üzerinden alınacak müterakki vergiye inkılâbı. Kpmünlerin komün arazisini ferag etmek memnuiyeti. Komün bütçe'eri fazlasmın komün müikiyetinin genisletilmesinde kullanılması. Komün organızasyonu rinin nasyonalizasyonu; bütün inhisa.la nun çerçevesi içinde av serbestisi. rın devlet elinde toplanması. Teşebbüslerin idaresine amelenin iştiraki ve bu idareler üzerinde amelenin kontrolu. Fiat larm kontrolu ve iş birliğinin inkişafı. Büyük Harb yeni bir enternasyonalin Malî sahada: Gayrimuntazam borcladoğmasını tahrik etti. Rusyada proleter rın muntazacn borclara tahvili. Malî mü inkılâbının zaferi birçok memlekeMerde kellefiyetlerin tadili. Istihlâk vc istihsal komünist partilerin teessüsüne yol açtı. 1919 da teşekkül eden komünist enversçilerinin hafifletilmesi. ternasyonali, tarihte ilk defa olarak, AvBeynelmilel sahada: Milletîer Cemiyetinin demokratlaştırılması. Sulhun or rupa ve Amerika proieterlerinin bütün ileri unsurlannı Çın ve Hindistaiı proleganize edilmesi. Silâhsızlanma. Beynel terleri ve Afrika zenci işçilerile birleştirmilel ekonomik organizasyon. Altı aylık di. askerlik hizmetine hazırlık. Proleteryanın merkezileşmiş beynelmiMüstemleke sahasında: Bu parti, lel partisi olan komünist enteınesyonali müstemlekelerin derha! terkini değil fakat birinci enternasyonalin prensiplcrini de Fransız siyasetinin muhtelif tipteki müs vam ettiren tek teşekküldür. Kat'î ve tam temlekelere uydurulmasını taleb eder. olarak mkılâbcı marksızmle müteharrik Belediye sahasında: Komünler malî tir. 1920 de Tours şehrindeki sosyalist sisteminin ıslahı. Oktruvaların, komünlekongresinde günün parolası şuydu: Ü rin teşebbüsile değil, fakat kanunla kalçüncü enternasyonale iltihak. Ekseriyet dırıLması. İstatistik servislerinin ve beleiltihak kararını kabul ettiği için ekalliyet diye demoğrafilerinin organizasyonu. Büsalonu terketti. tün belediye servislerinin sınaî ve ticarî Doktrin ve program şekilde organizasyonu. Personelin sendiBugünkü kapitalist ekonominin yerine kal organizasyonu. dünya çapında komünizm sıstetnını ikaZirai program me etmek. Komünist cemiyet sosyetenın Ziraat Vekâletinin ve vilâyet ziraat sınıflara taksimini ve istihsal anarşisile servislerinin umumî olarak tadüi. Ziraî beraber «insanın insanı istismar>> şekilleıhracatın organizasyonu. Ecnebi memrinin hepsini ortadan kaldıracaktır; tedleketlerde bir propaganda ofisi kurulması. Ziraat odaları azalarının daha demok risat inhisarı da kalmıyacaktır. Kültür ratik esaslar dahilinde intihabı, ziraî ted herkesin patricnoanı oiuyor. Tabiac kuvrisatın inkişafı. Ziraat kooperatifkrine vetlerinin mümkün olduğu kadar rasesaslı ve devamlı bir statü verilmesi. Bü yonel bir surette ıstımah; ılmın ve tekaitün ziraat aletlerinin inkişafı. Ziraî kre ğin birleşmesi; ekonomik bir plân dahı dinin inkişafı ve organizasyonu. Mıntaka linde tanzımi; sosyal ihtiyacların sür'atle sandıklarının idare meclislerinde sendika tezayüdü. Kapıtalızmden komünizme geların ve ziraî kooperatiflerin bilfiil tem çiş devresinde proleteryanın 'nkılâbcı sili. Yollann ve şoselerin yeniden yaoıl diktatörlüğü. Proleter inkılâbı amele sıması. Toprağın ıslahı. Köylerin elektıiğe nıfmın mülkiyet rejimıne şiddetiı müda kavuşturulması. Su kuvvetlerinm isletil halesi, ameleyi istismar eden sınıfların mesi. Hususî ormanların, idarenin kon mülkiyetlerinden olması, cemiyetin eko trolu altına alınması. Ziraî mahsuiâtın nomik esasının yenibaştan kuruimas: desatışını organize etmek zımnında, müs mektir. tahsiller, müstehlikler ve devlet tarafınProleterya diktatörlüğünün esası amedan müştereken idare edilecek ofısler ku lelerle köylülerin ittihadıdır. Burjuvazirulması. Bir buğday ofisi tesisi. Ticaret nin şiddeti ancak proieteryamn rr.erha borsalan spekülâsyon pazarının ka!d:rıl metsiz şiddetile kırılabilir: Kapıtalizmin ması. Ekmekçilık ve değirmenciiik koo imhası. peratiflerini teşvik. Değirmenciiik kon Bunun neticesi olarak: sorsiyomlarının nasyonalizasyonu. Bir saBütün sınaî buyük teşebbüslerın, vesarab ofisi tesisi. Gayrimeşru fiat tezayüdüiti naklıye teşebbüsierınin, telgrat, tele nün tecziyesi. Müstahsiller, müstehlikler fon ve radyo servisiennin musaderesi: save devlet tarafından idare edilecek bir nayiin amele idaresıni organize etmek şeker ofisi tesisi. Şeker spekülâsyon pa Şehirlerde ve köylerde arazi müîkiyetinin zarının kaldırılması. Şeker tasfiyehane ve bu mülkiyetm aletlerini teşkil eden büleri ve konsorsiyomlarının nasyonalizas tün malların musaderesi ve nasyonalizasyonu. Alkol ofisinin yenibaştan organize yonu. Köylüieri kazanmak ve bitaraf kıledilmesi. Vesaiti naklıye sisteminin v<*nimak için, musadere edilen arazırın bir baştan organize edilmesi. Ucuz tarifeler kı?mını onlara terk; arazinin ahm ve satesisi ve çürüyecek maddelerin nakli için tım memnuiyeti; ziraî iş birliğine malî modern malzeme ihdası. Nekadar ameîe yardım. Hususî bankaların amele bakıziraî sendikaları varsa hepsinin tanınmısı. mından nasyonalizasyonu; toptancılık tiMalik olmak hakkı dahil, bütün haklarıcaretinin ve perakende satış yapsn büyük nın tesmili. Bütün amele kanunlarının ziteşebbüslerin Sovyet devlet azasıra intiraat işlerine tatbikı. Amele ve patron senkali; haricî ticaret inhisarı; devletin ecdikalarının, belediye ile mutabık kaıa nebi veya millî kapitalistlere olan borc Komünist parti ve tarihçesi Prof. Salih MURAD Tokad ilkmekteblerinin sergisi Tokad (Hususî) Tokad merkezinde mevcud. sekiz ilkmektebin iştirakile bir sergi açılmıştır. Sergi, cidden gayeli ve metodlu bir çalışmanın mahsulüdür. Sergide bulunan bütün eserler, ter biyevî ve meslekî gayelere, faaiiyet vs iş prensiplerine uygun olup, müfiedatın. ihtiva ettiği bütün ünitelerle de pek yakından alâkadardır ki, asıl şayanı takdır olan cihet burasıdır. Her bakımdan feragat, fedakârlık ve mesleğe has bir tevazula çalışan, öğretmen arksdaşlanr. bu mesailerini İlbay e bütün ziyaretçiler, tebrik ve takdır buyurmuşlardır. On gün devam eden bu sergiyi, bin erce halk ve memur ziyaret etmiştir. arının iptali; iş gününün yedi saate in dirilmesi; kadınlar için gece işmin memnuiveti; her şekilde içtimaî sigortalar. kadın ve erkeğin kanun ve örf ve âdet karşısında sosyal müsavatı; izdivac ve aile kanunlarının cezrî tadili, çocuk'arın cemiyet tarafından ıaşesı ve terbijesı; şehir gayrimenkullerinın mahallî Sovyetlere intikali; burjuva mahallelerine ame'eîerin yerleştirilmesi; sosyalist ekonominin h şası için askerî kuvvetlerin merkezilestirilmesi; matbaalarm nasyonalizasyonu. Gazetelerin inhisar altma alınması, sinemalarm, tiyatroların.. ilâh.. nasyonaî'zasyonudur. (*) Bundan evvelki yazılar 30 mayıs, 39, 12, 17, 22 haziran ve 1 temmuz tarihll nüshalarımızda çıkmıştır